18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 ŞUBAT 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCİ Nail Çakırhan, Akyaka'daki bahçesini bir kültür ve sanat eviyle de süslüyor... Gökova'da Çakırhan Müzesi.••MUĞLA - Çamlar arasındaki tek katlı, küçük ama 'etidsi çok büyük' evin veran- dasına çıkıp pencereden içen baktığımız- da, önce bizi fark etmiyor. Beili ki ocakta- ki odunlan yeni kurcalamış, alevler yük- seliyor. Ocağın önündeki sinide henüz so- yulmamış bir portakal, elma ve bir tabak ceviz (içi) var. Rakı kadehi yerde, kilimin üzerinde. eline yakın bir yerde. Yüzü oca- ğa dönük, sırti pencereye. Ateşin kırmızı- sı beyaz saçlannı okşuyor. Camı tıklatıyo- ruz, hemen dönüyor, gülüyor ve yer döşe- ğinden ayağa kalkmasıyla kapıyı açması bir oluyor... Değme gençlere taş çıkartır- casına... Aslında Nail Çakırhan, bizler kendısi- ni tanıdığımızdan bu yana, yani yaklaşık 20 yıldır, hep gûlüyor ve hep gençlere taş çıkartıyor... Daha önce de hep öyleymiş, hep yaşam dolu... 1970'lerin sonlannda 70. yaşına birkaç yıl kalmıştı. Biz ise henüz 30 bile defildik. 0, Akyaka'daki geleneksel yöntemle yap- tığı evierin inşaatlannda güneşin doğuşun- dan akşamm geç saatlerine dek ustalarla birlikte 'ayakta' çalışırken bizler daha onu seyrederken bile yorulurduk... 1910 doğumlu Nail Çakırhan, şimdiler- de 88yaşında. 1983'tekı Ağa Han Mimar- hkÖdülü'nü kazanan alçakgönüllü evınin yanı başına aynı şekilde tek katlı, küçük ve geleneksel yöntemde bu kez de 'kültürevi- ni' yapıyor. Ustalannı da yine yalnız bırak- mıyor. "Çok i>üer, tarif ettiğbni hemen ya- pıyorlar" diyor; amaekliyor: "Fakatyine de bakmam lazım: gözüm tam göremedi- ğiiçin proje çizip ellerine veremiyorum. an- cak gösteri\orum_." Çakırhan MahalksT Akyaka, Muğla'nın ITa ilçesıne baglı ve Gökova Körfezi'nın hemen başlangı- cındakı eski iskele köyünün adı. Henüz çi- çeğı bumunda bir de belediyesi var... Akyaka Belediyesi, iskeleye giden ana yoldan Çakırhan'ın ödül alan evinin bulun- dugu yere doğru inen sokağın adını 'Nafl Çakırhan Sokağı' koymuş. Tabelayı da gü- zel bir ağacın gövdesine asmışlar... Sokağın ve tabelanm fotoğrafinı çeker- ken 'Acaha bu kadan yeteriioiabiür mi' di - ye de düşünüyorum. Akyakanın dığer kı- yı beldelenmızden 'farkıru' görenler. bu 'mudzevi' güzelliği yaratan 'doğa ve mi- marlıkuyumunun' tümüyle 'Çakırhan'ın eseri' olduğunu bılmeseler bile sezebilir- ler... Çünkü, başka hıçbır kıyı beldemizde- ki Şeni yapdaşmada' gözlenemeyen bu güzellık. Çakırhan'ın 'insana ve çevreye saygıh' yöresel mimariyi 20 yılı aşkındır aynı tıtızlıkte ve kararlılık içinde uygula- masından kaynaklanıyor. Kimileri: 'Bubt- nalar eski yapılann taküdkür, çağdaş yo- rum taşunıyor' diye eleştirseler bile, dip- lomalı birçok mimann 'çağdaş yonunla- nyla'(!) kıyı kentlerinin ne hale geldiğini görebilenler. elbetteki bu tür eleştirileri pek de geçerlı sayamıyorlar. Hele yine Çakır- han'ın 'mimartakeğitimibilehiçalmadaır, sadece yapı bilgisi ve kültürel duyarlılı- ğıyla Akyaka'ya böylesi bır 'özgün kiın- Bk' kazandırdığı da anımsandıği zaman... O kadar ki Çakırhan'ın yine 20 yılda yaptığı yaklaşık 20 kadar ev, Akyaka'daki bınalann artık çok küçük bir azınlığını oluşturmasına rağmen, diğer yeni yapılan binalann hemen tümü de sanİci birer 'Ça- kırhan evi' gıbi duruyor. Gerçı, bunlann hemen hiçbirisi Nail Çakırhan'm yaptık- larında gözlenen özeni, ustalığı ve yerel kültürün inceliklerini aynı düzeyde ve ay- nı 'oigunlukta' taşımıyorlar. ama onlara Akyaka beldesinin "yeni" görüntüsü. Evler ise Nail Çakırhan'ın değil, ama onun yapbklanna özenilen bir mimari uyum içinde». (sağda) benzeme' çabası yine hemen tümündeki mimariyi doğrudan belirliyor. Akyaka'nın bugünkü özgûn kimliği de zaten bu çaba- nın ürünü... lşte bu nedenle eğer Akya- ka'nın genel 'imar görüntüsü' diğer çoğu kıyı yerleşmesı gibi beton yığını değilse ve yöresel mimari dokusu Gökova Körfezi'ne inen yeşil yamaçlardaki ormanlar içinde 'çiçek' gibi duruyorsa. bu eşsiz peyzajm önceleri 'yarancısr, sonra da 'esin kayna- ğı' olan Nail Çakırhan'ın adını öyle sade- ce bir sokağa vermek yetmez. Hani, bütün Akyaka'nın adı Çakırhan olsun diyeceğim geliyor; ama. hıç değilse onun evinin ve yapıtlannın yoğun olduğu semtin adını 'Nafl Çakırhan MahaDesi' olarak koymak, Akyaka'nın vefa borcunun da bir ölçüde ödenmesi anlamına gelecektir. Dahası, 'gerçeği' de gelecek kuşaklara aktarmış olacaktır... Nitekim, Nail Çakırhan da hem bu efsanevı mimarlık serüvenin belgeleri- ni hem de Muğla ve Ula yöresinin gelenek- sel değerlenni ve sanat zenginliklerini ge- lecek kuşaklara da aktarabilmek için 88 yaşmda 'yeni bir hizmete' daha girişti. Ödül evinin bahçesınde ve aynı yöresellik- te inşa etmeye başladığı küçük bina, aslın- da bir 'Çakırhan Müzesi' olacak ama ken- di deyimiyle Akyaka'nın •kültür ve sanat evi' işleviyle yaşayacak. Zaten bu nedenle. 'Gökova'yı ve Akya- ka'yı Koruma ve GüzeDeştirme DerneğF ile de şimdiden anlamlı bir anlaşma yap- mış. Müze binası ile yol arasmda yaptığı ve müzeye girişi de denetleyen bir konum- da bulunan yine tek katlı küçük yapıyı bu demeğe 'tahsb' edeceğini söylüyor. Hep hükümetler koca koca ormanlık alanlan ve StT'leri çok yıldızh turizm yatınmlan- na tahsis edecek değiller ya; Nail Çakırhan da kendine ait bir bahçede ve 'kendi ola- naklanyia' yaptığı müzenin giriş binasını. aynı ormanlan ve SlT'leri 'korumayı' amaçlayan bir derneğe veriyor. Doğrusu. bütün bunlan görünce ve Ça- kırhan'ın hünerlı ellerinden gözlerine yan- sıyan 'mimarlıksevgisini' bir kez daha ku- caklayınca. 'keşke bu müzenin yaşaülma- smda Gökova Derneği'yle birlikte Mimar- lar Odası da görev üstlense' dıye düşünü- yorum. 1983'te Nail Çakırhan ödül aldı- ğında, kimi akademisyen mimarlar buna kanş çıkmışlar ve hatta dönemin Cumhur- başkanı Kenan EvTen'e haber göndererek; 'Bu adam komünisttir, Ağa Han'ın ödülü- niiszvermeyin'bılediyenlerolmuştu. Na- il Çakırhan da sanki bu mimarlann tutu- mu 'genel bir tavırmış' gibi zannederek Mimarlar Odası'na karşı 'gönhl kınk' bir duruma girmişti. Neyse ki ilerleyen yıllarda odayı yöne- tenlerle birlikte çoğu duyarlı mirnar, bu 'alayt' meslektaşlannın çabalanna gere- ken saygıyı göstererek, deyiş yerindeyse gönlünü atdılar. tstanbul Mimarlar Oda- sı da 1992 yılında Nail Çakırhan'a 'mimar- uğa katkı ödülü' vererek, yasal olarak oda üyesi yapamasa bile 'anlam' olarak onu Türkıye mımarlannın onur üyeliğine getir- di... Şimdi galiba mimarlara bir görev da- ha düşüyor. Akyaka'daki Çakırhan Müze- si'ne sahip çıkmak. Çünkü orası, 'insana, doğaya, çevreye ve kültüre saygdı bir mi- martik çabasının' hem anılannı hem de ka- zanımlannı gelecek kuşaklara aktaracak... Şair 'Nail V '1+1=1'...Nafl Çakırhan'ın Akyaka'daki evini küçük bir "tarih küllivesine'' dönüştüre- cek olan "Kültür v^ Sanat Evi" binasın- da elbetteki sadece geleneksel mimarlık ve yöresel değerler izlenmeyecek. Onun çok renkli % e çok coşkulu yaşamında. bır anlamda "derinlerde" kalan kendi "ede- biyat dünyası' da yenıden belgelenecek ve gelecek kuşaklara aktanlacak...Örne- ğin, 1910 yılında Gökova da doğduğun- da, buranın adının "Gökabad" olduğunu söyleyen Nail Çakırhan, kültür yaşamın- daki edebiyatla buluşmasını da bir söy- leşideşöyleözetlemiştı: "tlkdergimi ken- di el yanmla 13 >aşındayken hazırladım. O yıl cumhuriyet ilan cdilmişti. 18 \asun- da Konya'da iİk basılı dergimi çıkardım. 19 yaşımda gazeteciliğe başladım; Vünus Nadi'lerle. Zekeriya Sertel'lerle. Sedat Si- mavi'lerte Babıâli yokuşunda >ıllanm geç- ti_" Nail Çakırhan için "eskidostum,arka- daşun. yoklaşımdır" diyen Melih Cevdet Anda\, Cmuhunyet'te geçen yıl yazdığı "Şair"Nail \7 başlıklı yazısında (18 Ni- Nail Çakırhan, 20. yüzyıh hep gülerek izfedi veizliyor.(OKTÂY EKtNÇl) san 1997) diyor ki: "Nâzım Hikmefle birlikte yavvnladığı u 1+1= r adh şiir ki- tabı basıldığında (1930) ben on beş yaşın- da>dım: o >irmi \aşında_" Yine Melih Cevdet Anday, aynı yazı- sında Nail Çakırhan'ın eski şıirlenndekı "Nafl VT imzasında bulunan "Vnin, as- lında bazılannın sandığı gibi Romen ra- kamlanndaki "5" değil, ikinci adı olan a Vahdet"in ilk harfi olduğunu da anırn- sattıktan sonra Nâzım'la yaşadığı serüve- ni şöyle anlatıyor "Nafl V. 1932'de Naam Hikmet'ie hkSkte njtuklandu 1933 te çı- kanlan af>asası ile serbest bırakıldıktan bir süre sonra Sovyetler Birliği'ne gitti; orada iki >ıl kaldı. Doğu İ ni\ersitesi'nde öğrenim gördü_" Pekı. ilerleyen yıllarda ne oldu? 1930'lardan 1990'lara (ve umuyonım ki 2000'lere dek) Nail V. 20. yüzyıla, 20. yüzyıl da Nail Çakırhan'a nasıl tanık ol- du?.. Bu sorunun yanıtını merak edenler. bu yaza kadar sabredip, Akyaka'daki Kültür ve Sanat Evi'nin bir bölümünde düzenlenecek müzeyi bekleyecekler. Ör- neğın, belki de bir köşede, sessiz ve gu- rurla bekleyen "1+1 =1" kitabına adını veren şıiri okuyup, 60 yıl öncenin "dn- yarh dünyasma" 1 dalıp gidecekler... Di- lersenız, bugünkü Akyaka'yı süsleyen "insana ve dünyaya saygüı" mimarlık ça- balannın hangi kültür kökünden fîlizlen- diğini de görebilmek için, aynı şiiri şim- diden okuyalım... Daha Çok Onlar Yaşamalıydı Onlan hep birer Tamyorum. Onlaria yan yana, Boyanamadığım diye kana Kendi kendimden utamyorum Daha çok onlar yaşamalıydı, Daha çok onlar haketmişlerdibunu. Daha çok onlar bilirlerdi Yaşamanın ne olduğunu. Ben onlardan öğrendim Sevmeyi se\ilmeyi, Bana onlar öğrettiler Dostu dost düşmanı düşman bilmeyi Kafamı onlar yoğurdular Orada yepyeni Taptaze Gıcır gıcır bir âlemi İlk önce onlar kurdular. O topraklarda ayrt gayrt bilinmez. O topraklarda hep el ele tutulmuştur, O topraklarda dert unutulmuştur; Burcu burcu ekmek kokan baharda, Ağız dolusu gülünür o topraklarda. Daha çok onlar yaşamalıydı, Daha çok onlar haketmişlerdibunu; Daha çok onlar bilirlerdi Yaşamanın ne olduğunu. Kavgam onların adıyia anılır. Onlar öyle aç öyle çıplak sanılır Ama; İlk önce onlar altettüer yokluğu, Onlar tattüar, tlk önce asıl tokluğu, Daha çok onlar yaşamalıydı. Daha çok onlar haketmişlerdibunu, Daha çok onlar bilirlerdi. Yaşamanın ne olduğunu. (Yeni Edebiyat, 15.11.1941, sayı 26) ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Bir Heykelin Çağrıştırdıkları.•• Bir atölye ve orada bir heykel. Yeni tamamlanmış. Açılmış bir kanat olabilir. Ya da mermerin kıvnm- lannda'özsuyunu arayan bir yaprak. Neyi tasvir ediyor olursa olsun, izleyicisi onu na- sıl anlamlandınrsa anlamlandırsın, yoruma gerek bırakmayacak kadar kesin bir yanı da var Çok genç ellerden çıkma bu heykel, heryönüylegüçlü bir us- talığı yansıtıyor. Dikkatli bakıldığında anlaşılıyor ki, bir zamanlann mermer parçası, uzamda aldığı bu yeni biçimden hiç de pişman değil. Çünkü bir za- manlar sahip olduğu direnç, bir taşın sonsuz diren- ci, şimdi estetiğin evreninde sonrasız bir dile kavuş- muş. Bu heykelin yaratıcısının adı, Ercan Yılmaz. He- nüz çok genç. Anadolu Üniversitesi Güzel Sanat- lar Fakültesi Heykel Bölümü'nü 1997 Haziran'ında bitirdi. Onunla, Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aytaç Ka- tı'nın nazikdaveti üzerine katıldığım bitirmejürisin- de, mezuniyete aday projeleri incelediğimiz sırada tanıştım. Saptanan yönteme göre her aday, eseri- ne ilişkin kendi yorumunu jüriye sunuyordu. O aşa- mada Ercan Yılmaz, konuşmasının arka planında yatan, çok kapsamlı birokuma bırikimınden de kay- naklandığı tartışmasız -ama asla çokbilmişliğe kay- mayan- bir kendine güven duygusuyla, bana göre sanatçı adaylığını değil, artık bir sanatçı olduğunu kanıtlamıştı. Kısa, fakat dolu dolu açıklamalanyla, heykelini doğanın ve sanatın oluşturduğu bağlama bir çırpıda yerleştirivermişti. Aytaç Hoca, mezuniyetinden sonra Ercan Yıl- maz'ı hemen araştırma görevlisi olarak bölümünün elemanlan arasına kattı. Bunu yapmaya karar ver- diğini bana daha jüri toplantısı sırasında söylemiş- ti. Geleceğin sanatını inşa edecek ustalıkta "çırak- lar" bulmayı, yalnızca kendi üzerinde odaklanmak yerine, "sonraya" uzanan köprülerin mimariannı yetiştirmeyi, yaşamının temel amaçlan arasına kat- mış ender hocalardandır Prof. Aytaç Katı. Fakütte binasının uzak bir köşesinde, neredeyse kendi için- de bağımsız bir sanat adacığı yapısıyla oluşturdu- ğu atölye ise, ne zaman adım atılsa, taşa ve çamu- ra biçim veren ellerin emeğinin o doyumsuz gerili- miyle dolu bir mekândır. Ercan Yılmaz'ın son heykelini de işte o atölyede gördüm. Aytaç Hoca, büyük bir heyecanla: "Mut- laka görmelisiniz..." demiştı. Gördüğüm anda ka- famdaki ilk çağnşım, "mermerin dantele dönüştü- rülmesi" oldu. Sonra bu çağnşımı da yetersiz bul- dum. Karşımdaki, yalın, ama çok usta bir meydan okumaydı aslında. Uzamda bir yer, bir mermer kit- lesi biçimlendirilerekfethedilmişti. Birdoğanesne- si olan mermer, kısa ya da uzun bir aynlığın ardın- dan doğaya, bu kez onun sanat düzlemindeki ta- mamlayıcısı olarak gerı dönmüştü. Dediğim gibi, doğanın bağnnda oluşan bir nesneydi bu heykelin ham maddesi; ama doğa, sanki şimdi, o heykelin eklenişiyle asıl doğallığına kavuşacaktı. Michelangelo, "kolaymış izlenımini bırakmanın güçlüğü "nden söz ettıği bir mektubunda şöyle der: "...üzerinde uzun zaman çelışridıktansonra ortaya çıkan eser, onca zahmetli çabanın harcanmış ol- masına karşın kısa zamanda ve fazla emek har- canmaksızın yapılmış gibi gözükmelidir. Ve böyle- si, en üst düzeyde birbeceriyi ve sanatı gerektirir." Burada sözü edilen yalınlıktır, doğum sürecinde çe- kilen onca zahmeti gözlerden saklamayı başaran sanat eseridir. Ercan Yılmaz'ın heykelini, yazının hemen başında bir kanat diye adlandırmam da bel- ki bundandı; karşısındakine kanat açmışçasına ha- fiflik ve doğallık izlenimini geçiren, ama gerçekte mermerie müthiş bir boğuşmanın ürünü olarak or- taya çıkmış bir eser. Geçen günlerde Ercan Yılmaz, Danimarka'da, o- tuz sekiz ülkenin yüzden fazla eserle katıldığı bir ya- nşmada ilk yirminin arasına girerek, bu ülkede bir yaz çalışmasında yer almaya hak kazandı. Hep böyledir; en umarsızmış gibi görünen or- tamlann gerçekte ne güçlü ışık kaynaklarına sahip oldukları, çoğunlukla sanatçılar tarafından kanıtla- nır... İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Kalp-Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PROF. DR. YILMAZ KARAÖZBEK i kaybettik. Hekim topluluğuna ve yakınlarına başsağlığı dileriz. İSTANBUL TABİP ODASI YÖNETİM KURULU (Kadın Sağlığı ve Aile Planlaması) Hizmet Sistemi Bilgi Hattı: 212 - 257 06 46 KÜLTÜR • SANAT 293 89 78 13 HAT) KADIKÖY BEŞİNCÎİCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN GAYRİMENKUL SATIŞİLANI 19963 Saüş Taksımi kabıl olmadıgından, Kadıköy 2. Sulh Hukuk Hâkımlığı'nce satılmasına karar verilen; Kadıköy Ka- yışdağı mahailesı 225 pafta, 1748 ada. 15 parsel sayılı 217.00 m2 mıktanndakı gaynmenkulün tamamı açık art- tırma suretıyle satılacakur Evsafı: Satışa konu gaynmenkul. Kadıköy ICayışdağı Inönü mahallesı. Kayışdağı memba suyunun güneyındekı çamlık kısmında, Atatûrk caddesınde. mahallen 47 kapı nolu. betonarme tarzda ıkı katlı olarak inşa edılmış bınanm bulunduğu parseldır. Bınanın zemın katı tamamlanmış. bınncı katı kısmen ta- mamlanmıştır Bına zemınde taknben 90.00 m2 saha üzenne oturtulmuştur. Zemın katta demır dogramalı bir ria- gârlık kısmı ile görülmekte olup bu katta bır hol. üç oda. mutfak. banyo ve tuvalet mahallen mevcuttur. Döşeme- ler hol ve ıslak zemınlerde karo mozaıkle, odalar da mariey le kaplıdı Bınncı kata bmaya bıtışık yandan bır mer- dıvenle çıkılmakta olup. Bu katta zemın kat yapılışında olup. henüz ıç kısımlan tamamlanmamıştır Bına, vasat altmda malzeme \e ışçılıkle ınşaa edılmıştır Binada su ve elektnk tesısatı vardır. Soba ile ısıtılmaktadır İmar durumu: Kadıköy Beledıye Başkanlığı İmar Mudürlüğu'nûn 10 6.1997 tanh 977461 sayılı yazısında. söz ko- nusu parselın 115) sayılı parsehn 19.10.1989 T.T'li 1 1000 ölçeklı ıslah imar planında bına yükseklığı H 9 50 metre yûksekJıkte. taban alanı kat sayısı 0 40 aynk nızam ıskan sahasmda kaldığı bıldınlmıştır. Kıymeti: Satıla- cak olan 217.00 m2 mıktanndakı gaynmenkulün tamamı 3 800 000.000.- TL muhammen bedellıdır. Saü; şart- l»n: 1- Satış. 23 3 1998 Pazartesı günû saat 14. OO'ten 14 15'e kadar Kadıköy 5. lcra Daıresı'nde açık artürma suretıyle yapılacak. Bu arttırmada tahmın edilen kıymetm yüzde 75'ıru ve riiçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecniuunu \ e saoş masraflannı geçmek şartı ile ıhile olunur Böyle bır bedelle alıcı çıkmazsa. en çok arttıranın taahhûdü bakı kalmak şartıyla 2 4.1998 Perşembe günü aynı yer ve aynı saatlerde ıkıncı arttırmaya çıkanlacak- tır. Bu arttınnada da bu mıkiar elde edılememışse gaynmenkul. en çok arttıranın taahhûdü saklı kalmak üzere art- tırma ilanında göstenlen müddet sonunda en çok arttırana ıhale edılecektir. Şu kadar ki artürma bedelinm malın tahmın edilen kıymetımn yüzde 40'ım bulması ve satış ısteyenın alacağma rüçhanı olan alacaklann toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çeviıme ve paylaştırma masraflannı geçmesı lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebı düşecektır 2- Arttırmaya'ıştırak edeceklenn. tahmın edilen kıymetın yüzde 20'sı nıs- petmde pey akçesı veya bu mıktar kadar mıllı bır bankamn temınat mektubunu vennelen lazımdır Satış. peşm para ıledır. alıcı ıstedığınde 20 günü geçmemek üzere mehıl venlebılır. Ihale puiu. tapu harç ve masraflan altcv- ya aıttır Bınkmış vergıler satış bedelınden ödenır Tellalıye resmı satış bedelınden ödemr 3- Ipotek sahıbı ala- caklılarla diğer ılgılılenn (*) bu gaynmenkul üzenndekı haklannı hususıyle faız ve masrafa daır olan ıddıalannı day anağı belgelen ile on beş gün içinde dairemıze bildirmeleri lazımdır \ksi takdirde haklan tapu sıcilı ile sabıt olmadıkça pavlaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- Ihaleye katılıp daha sonra ıhale bedelını yatırmamak suretıy- le ıhalenm fes'hıne sebep olan tüm alıcılar ve kefıllen. teîdıf ettıklen bedel ile son ıhale bedelı arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve aynca temerrüt faızınden müteselsılen mesul olacaklardır. Ihale farkı ve temerrüt faızı ay- nca hükme hacet kalmaksızın daıremızce tahsıl olunacak, bu fark. varsa öncelıkle temınat bedelınden almacak- tır 5- Şartname. ılan tanhınden ıtıbaren herkesm görebılmesı ıçuı daırede açık olup masrafi venldığı takdirde ıs- teyen alıcıya bır öraeğı göndenlebılir 6- Satışa ıştırak edenlenn şartnameyT görmüş ve münderecatını kabul et- mış sayılacaklan. başkaca bılgı almak ısteyenlenn 1996 3 saOş sayılı dosya numarasıyla mûdürlûğümüze baş- Minnaİan ılan olunur 21.1 i 998 < •) İlgılıler tabınne irtıfakhakkı sahıplen'de dahıldır.' Basın: 5828 5ES_1885 ORTAOYUNCULAR İSTİKLAL CAD. H0.1<0 TEL: 251 18 65-66 FAX: 0212.244 43 27 Ferhon Şenıo/ FERHANGİ ŞEYLER Çarfamb* Ptrfetnbc 21. ( Feı+ıon $emoy FELEK BIR GÜN SALAKKEN Ptnr15.30-1S.30 HALDUN TANER KABARE Kurgubyon : Farfnn Şaraoy Yöneten Darya »ayknl Cnra 21.90 Cumırtesi 11.30-21 M Kûhr BcAanlgırun KaltulatTylo FSKI OYUNLAR BUYUK EKRAN VIDEO GOSTERİLERI SOYUT PADİSAH 17 Juklt SJUı 1«.M /11 $8tot Çarf. 15.01 / 21 Şubıt C.ttti 14.90 B'lc'Stı'n Ycıh't Ortooyuncular Gısc 251 18 65 VAKKOBAMALAR. TaUım. Rur--' c 1------ •' ----i rV«RSI AAAGAZAIAR1 Mo-.k | İSTANBUL BOYOKŞEHİS BEÜDİYESİ J 18 SUBAT TAN ITIBAREN KADIKÖY HALDUN TANER SAHNESİNDE (0216)349 04 63 DERYA GÜLÜ rnemı NMmDENtZHAN Ddıor AalYAUa/T EMclTuama KoMOm Matk FûfenYAZIO İCTİntBI»ULAK.Era»nUTSAt.»»nkDAVUTOa».U J BILET SATISLARI BASIAMISTIR OTVIN, CON « I SAATLEM: 11SÜO-20J0 Parfan**: 20 J0 - Cum» » J 0 C«ıwt»l:IS(».»30 Pmnr IS3O-IIJ0 OYUNTAMHUKk IH9-2O-2I.2J KADKÖY HALDUN TANa IS-JM^M ŞU«AT I MAKT fATiH MŞAT NUM SAHNES 0111) B4 S310 \öğ- KENT OYUNCULARI L ^ ^ 246 35 89-24 7 36 34 vonctıons £mgmclıques V-nırtrf B.-'lü/e Sfac B^öaf Osnun Şw»9?:v 0ynay3n M1JŞFIK KENTfR BFKIR AKSOY •M3-ii.:j.-: ;.:-.•:•" •;-;.;;• SısMS" = Centi mîı ısttmE. imır tumtsnftn :•:: r 5c-î 5 Oy-^n MARIA CALLAS teiSr-^â&tişteafe'iMAıEil-r { 20-2'-?6-2) ŞuM! S»3' r TC " 22iut3-Sar'ı ŞARYO CAFE GRDPGÖÇEBE HetCnalCJtii Imam Adnan Sok No3OBeyoöhj (Vakto Karşrsı) Rez. 293 57 61 MUZIK:SERDAR YALÇIN i LIRIK. AT(LL« oınrıit / lUHtir.ıtM. ı.ıtrif.itı BihMft n M l / İ k A 1. 2 P I 8 J U AUûllOfî n BİNBİR GECE MASALLARA USBR»Toplu Satış: 0 212-296 92 30 ^21-22-23-23 Şubat, 1-2 Mart Atatürk Kült^Merkezij» ' g;K **Biletler:AKM Gişesi 0 212-251 56 00, Suadıye Vakkor'ama 0 2Î6-350İ : 7,42Xarousel / Danısma •• •• YUCEL DONMEZ Resim Sergisi 19 Şubat - 11 Mart'98 Agfcş^kokteylsaat 18.00- 20.00 araa Galerimiz hergün 10.00-19 00 Pazar günteri 13.00-19.00 arası açtktır ^1* ANTİK SANAT OALEBİSİ Mühûrdar Cd. Özgür Apt No:5gra Kadıköy (İSKİ Karşsı) Tel-(0216) 33013 54-33013 44/Fax (0216)348 74 33 Sanat Aüziöi Üstadları Sadettin Kaynak öelahattin Pmar Avni Anıl 5elahattin içli M. Nurettin öeifuk Faıfaı «rbatn heyet eşlığınde ve sAen özei oürak. hertnr bestekar ıpn haarianmı; ftrtg Idtapgklanyto ÛSTAPLAJM ANMA flÛNLERt 3 Şubat-5 Mart önhleri araanda her Safı ve Perjembe akjamı Kt/cn-.ı^vuıı : (11212ı 2^2 4! , M.lll! 4 dl'll [l|«l || I.lıHı'Il blls'1 İıNll ir.HH BASAK SIGORTA SANAT GALERİSİ MÜNİR YÜCEL RESİM SERGİSİ 17 Şubat - 10 Mart 1998 Şehit Adem Yavuz sok. 12 Kızılay / ANKARA Başak Sigorta Sanat Galerisi, Başak Sigorta'nın bir kültür hizmeticlir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle