18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 ŞUBAT 1998 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 G Ü N C E L CÜNEYTARCAYİREK • Baştarafi 1. Sayfada eylemlerini kışkırtıyor hem de laik cumhuriyeti sa- vunanları hedef göstermeyi sürdürüyor. Geçenlerde bir eğ'rtim parkının açılış törenlerini yansıtan özel bir TV'den, Istanbul'un göbeğinde- ki Fatih ilçesınde hâlâsarıklıların, cüppelilerin cad- delerde, meydanlarda ellerini kollannı sallayarak gezdiklerini izledik. Yasak dediğimiz bizde bir iki gün sürüyor. 28 Şubat 1997'de MGK'deki ünlü toplantıdan önce devrim yasalannı umursamayan, Iran özentisi ki- şilerden oluşan manzaralar Fatih ilçemizde sapta- nıp hemen her kanaldan günlerce kamuoyuna gösterilmışti. Polis harekete geçirildi. Sarıklılar, cüppelilertop- lanmaya, hatta RP'nin düzenlediği miting alanla- nna girmeleri engellenmeye başlandı. Bu söylediklerimiz 28 Şubat'tan bir iki gün son- raki "devlet icraatı" idi. Ya daha sonralan? Bir zaman geçti; işte, günü- müzde Fatih ilçesinde sanklılar, cüppeliler, sakal- lılar sokaklarda. Körfez krizi, vergi yasaları, hükümetteki çifte başlılık, IstanbuPda turizme açılan SİT bölgeleri gi- bi sorunlar kılıf kıyafetle ilgili olayların gündemin ilk sıralannda yer almasını önlüyor. Şu son günlerde izlediklerimiz ise ürpertici: Eğitim alanında "örtünme olaylan" o denli ge- lişmiş ki Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay bir genelgeyle kılıf kıyafetin "çağdaş ölçülere" uydu- rulmasını istemek zorunda kalıyor. Türbanlı öğretmenlere izin verilmeyeceği aynı genelgede yer alıyor. Bilmem izleyebildiniz mi; sonra neler oluyor, ne- ler! Köktendinci yayınlarda birinci sırada yer alan Akit gazetesi, genelgeyi titizlikle uygulayan Anka- ra Milli Eğitim Müdürü Behçet Yavuz'u açıkça he- def gösteriyor. Yüzlerce tehdit alan Yavuz'un ilk suçu: "Yönetici, öğretmen ve görevlilerin Atatürk //- ke ve inkılaplanna uygun çağdaş, aşınlığa kaçma- yacak şekilde sade bir kılıf kıyafetle biriik ve bü- tünlük içinde bulunmalannı" eğitim camiasına du- yurmak. Ikinci suçu daha büyük; genelgeyi yaşama ge- çiriyor: "Uyanlan dikkate almayan 150 türbanlı öğret- men hakkında soruşturma açıyor ve 4 stajyer öğ- retmenin görevine son veriyor." Önlem gerek Köktendinci şiddet hareketi bitmiyor: CerrahpaşaTıp Fakültesi'nde öğretim görevi ya- pan eski lstanbul Belediye Başkanı Nurettin Sö- zen'e, durup durduk yerde türbanlı öğrencilerden birinin velisi saldırıyor. Yumrukluyor, yanağında ke- sik meydana getiriyor ve tabii bu tip adamlardaki karakter gereğı yaradılışından korkak olduğu için... Kaçıyor! SSK'de değişik illerde görev yapan 5 avukat tür- ban ve türban üzerine takılmış perukla duruşma- lara giriyor. Araştırılınca olayın altından türbanlı avukatların, REFAHYOL'un Çalışma Bakanı Neca- ti Çelik'in atadığı_SSK'nin imam asıllı personel da- ire başkanı Naci Clnal zamanında kuruma alındık- tan ortaya'çıkıyor ' k •"•• ^ — - - '~~ Bu olaylar önemli bir işaret veriyor. Ne kapatılan RP'nin yerini alacak olan parti huyundan vazge- çecek, ne de köktenci hareketler hız kesecek! Ye- ni yöntemler, yeni olanaklar, yeni alanlar bularak belki de giderek genişleyip daha da gelişecekler. Bu olayları "köktendincilerin önümüzdeki za- man içinde başvuracağı şiddet eylemlerinin" ilk ör- nekleri diye kabul etmek zorunlu hale geliyor. Üstelik köktendinci eylemlerin RP'nin -nihayet- "fıilen kapatılacağı günlere denk gelmesi bir baş- ka kanıyı güçlendiriyor. Laik cumhuriyeti yıkıp ye- rine din devleti kurmak isteyenlerin örgütlü ey- lemlere girişeceklerini" gösteriyor. Bir hukuk devletinde köktendinci şiddet hareket- leriyle de etbette hukuksal kurallaria savaşım ve- rilebilir. Ama, hukuksal eksiklikler varsa tamamlanması ve geleceğe dönük önlemlerin bugünden alınma- sı artık zorunlu hale geliyor. Irticanın önünde "en büyük engel olduğunu" söyleyen Mesut Yılmaz hükümeti hâlâ görev ba- şındadeğil mi? öyleyse? Önlem almak için ne duruyor? Perinçek'ten suç duyurusuANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-tşci Partısi (İP) Ğe- nel Başkanı Doğu Ferinçek. 1995 yılında Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar Ali- yev'e karşı düzenlenen başa- nsız darbe girişimine kanş- tıklan gerekçesiyle DYP li- deri Tansu ÇiDer. DYP mıl- ietvekıllen AyvazGökdemir ve Mehmet Ağar ile eskı Özel Harekât Daıresi Baş- kanvekıli tbrahim Şahin hakkında suç duyurusunda bulundu. İP Genel Başkanı Perin- çek. 1995 yılında Aliyev'e karşı düzenlenen başansız darbe ginşımiyle ilgili sır perdesini aralayan Susurluk ve 3. MlT raporlannda. "darbeciler" olarak gösteri- len de\ let görevlılen hakkın- da Yargıtay Cumhunyet Baş- savcılığYna suç duyurusun- da bulundu. Pennçek. Azerbaycan dar- besine ilişkin 1 klasörlük bel- ge ve kanıtlan. suç duyurusu dilekçesiyle bırlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsa\cısı Mü- kerrem Malatyah'ya sundu. Yargıtay çıkışında gazete- cilerin sorulannı yanıtlayan Pennçek. Azerbaycan darbe- sınin. devlet makamlannı iş- gal eden üst düzey görevlile- rince, devlet olanaklan kulla- nılarak yapıldığını söyledi. Suç ve suçluya ilişkin bel- gelenn ortaya çıkmasına kar- şm hükümeti bu konuda ge- reken adımlan atmamakla eleştiren Perinçek. Başbakan Mesut Yılmaz'ın da olaylan sadece bir gazeteci gözüyle değerlendirmekle yetindiği- ni söyledi. Bu tür suçlann bütün bo- yutlanyla ortaya konulması için kamu yetkisinin kulla- nılması gerektığine işaret e- den Perinçek. "Bu yetld ve görev savcüık makamına ah- tir. Savcılığın görev i. bizim sunduğumuz kanıüan değer- lendirmekten ibaretolmayıp, olayı araştırmak, kanıüan toplamak ve yargı önüne ge- tirmektir'1 dedı. Azerbaycan darbesinin, Türkiye Cumhuriyeti devle- tinin "örtülii operasyonu" ol- madığını söyleyen Perinçek, bu olayın ABD adına hareket eden küçük bir grubun işi ol- duğunu savundu. Çiller ve ekibinin bu dar- bede "bir nokta, bir virgüT olduklannı ileri süren Perin- çek, şöyle devam etti: "Çün- kü Devlet Başkanı Demirel, darbeyi Azerbavcan Cum- hurbaşkanTna bildirmiş ve ban de\let makamlan dar- beyi önlemek için girişimler- de bulunmuşlardır. Bu du- rumda. darbenin Türkiye devleti adına değiL fakat bir başka devlet adına yapddığı ortadadır. Takdir edilecegi üzere, de\ let darbesi gjbi ey- lemlerözelgirişinı ve bireysrt çabalaria gercekleştirilmez. Kaldı kL Azerbaycan darbe- sinin ardında ABD'nin bu- lunduğunu herkes bilmekte- dir." Azerbaycan darbesînde MİT çatLağıI Baştarafi 1. Sayfada OMON karargâhında Aliyev'e bağ- lı birliklerce öldürülûnce darbe başa- nsız kalmıştı. Olay sırasında yakala- nan ve darbecilenn yanında yer alan Avusturya vatandaşı Kenan Gürel yakalanıp Bakû'de hapse atıldı. Tl- KA görevlisi ve Azerbaycan mecli- sınin danışmanı Ferman Demirkol ise Ankara'dan gelen talimat ile Tür- kiye Büyükelçiliği'ndeki din görev- hsı Abdülkadir Seışn' ın evinde sak- landı. .\zerbaycan'daki darbe girişiminin perde arkasını en iyi bilen kişiler, Türk Bü>1ikelçisi AltanKaramanoğ- lu. eski MİT Müsteşan Sönmez Kök- sal"ın Mehraet Eymür"ün teşkilata geri alınmasına karşı çıkması üzerine Bakû'ye sürgün ettiği Müsteşar Yar- dımcısı Ertuğrul Güven ve şu anda Genelkurma> Başkanlığı Özel Hare- kât Dairesi Başkanı olan. Bakû'de dö- nemın askeri ataşesi olarak görev ya- pan Emin Alan \e din görevlisi Ab- dülkadir Sezgin. Bu kişiler aynı za- manda. başta Demirel'den aldıklan talimat ile Aliyev'e karşı olası darbe- yi önleme görevini üstlendıler. Bu sı- rada TİKA görevlisi Ferman Demir- kol'un darbeci Cevadov'ukışkırtma- sı. Türk Büyükelçıliği görevlilerinın Alıyev ile Ce\ado\'un arasını bulup olası bir darbeyi önleme çabalannı zorlaştınyordu. Bir dığer zorluk ise Ankara'dan Bakû'ye gelen \ e kafala- n kanştıran bir kripto oldu. Karamanoğluve Emin Alan ile bır- likte Alıye\ 'e karşı darbe hazırlıkla- nnı Demırel'e ıleten MlT görevlisi Ertuğrul Güven, 17 Mart darbesi ön- cesinde Ankara MlT "ten bir kripto al- dı. Yalçın Ertan'ın imzasını taşıyan kriptonun, •'AByev üe görüşmeyin ve kcndisinc karşı darbe girişimi olacağı haberini Uetmejin" şeklınde talimat içerdiğı öğrenildi. Aynı kriptonun, Er- tuğrul Gü\en'ı Alıyev "e götürmesın- den dolayı Türk Büyükelçisi Kara- manoğlu'na teşkilatın kızdığinı ima eden ifadeler de taşıdıgı belirlendi. MtT'ten gelen talimat üzerine Tür- kiye Cumhuriyeti'nin Aliye\'i des- tekleyip desteklemediği konusunda tereddüte düşen Ertuğrul Güven, Ka- ramanoğlu"na Ankara'nın polıtikası- nı netleştirme önerisi getirdı. Bunun üzenne Karamanoğlu. o sırada Was- hıngton'da bulunan dönemin Dışişle- ri Bakanı Karayalçın'ı arayarak, Tür- kiye'nin Aliyev'in desteklenmesi dı- şında bir polıtıka değişiklığıne gidip gıtmediğini sordu. Karayalçın, Was- hington'dan yakıt ikmali için uğradı- ği Belçika'dan Bakû"ye çektiğı mesaj- da. Türkiye'nin politikasında bir de- ğişiklik olmadığını bildirdi. Karayalçın sorulanmızı yanıtlar- ken, dönemin Başbakanı Çiller"ın Aliyev aleyhtan bir tutum içinde ol- duğu izlenimi almadığını söyledi. Ancak darbe olayına yakından ta- nık olanlar. darbecilenn yanında bir politika izleyen Çiller'in, Cevadov ve ekibinin başansız kalacağını anlayın- ca geri dönüş yapıp Aliyev 'e arka çık- tığı izlenimi verdığine işaret ediyor- lar. Karayalçın, darbenin olduğu mart ayı sonlanna doğru dışişleri bakanlı- ğı görevinin sona erdiğine de işaret ederek "Kimin eJi kimirı cebinde, so- ruştunılsun" dedi. Azeri darbesi olayında kendisini "paratoner"' seçtiklerini ve olayla il- gisi olmadığını savlayan DYP Kayse- ri Mılletvekili A^-azGökdemir de so- rulanmızı yanıtlarken, Çiller'in Müs- teşan Tuncer ile birlikte Demırkol'u almaya giden uçakta MlT görevlisi Yalçın Ertan'ın bulunduğunu söyle- mişti. Demirkoru Türkiye'şe gerir- dikten sonra Ingiltere'ye göndenlen Tuncer. şu anda MtT'te müşav ır ola- rak görev vapıyor. Ertan. "darbecile- rin yanında %'eraldığı'" iddialanyla il- gili sorulanmıza \ anıt vermekten ka- çınarak "Ben sizi sonra aranm" kar- şılığını vermekle yetindı. Ertan'ın Ingiltere'ye gönderilme- sinin nedenleri arasında, teşkilatın darbe olayını örtbas etme çabaları gösteriliyor. Ertan'ın şimdi Türki- ye'nin Paris Büyükelçisi olan eski MÎT Müsteşan Sönmez Köksal'dan aldığı talimat ile Bakû'nün kafasını kanştıran kripto çektiği ve olayın ar- kasında Çiller ailesinin bulunduğu belirhliyor. Teknolojiyi yakalamak için büyük vantaj OPeşin fiyatına - 3 ay taksit 70 ekran Şupersonic " 37 ekran Şupersonic bedava VVS3268N • 84 cm duz kare sınemaskop ekran • 100 Hz titreşımsız göfüntü • 16:9 veya 4 3 göfüntü tormatına otomatik olarak geçebılme 13 aya varan ekonomik taksitler HEMEN T E S L I U TELEVİZYOHLAH TfLEFUNKEN 37 ŞUPERSONİC TELEFUNKEN 37 ŞUPERSONİC TX nWM*xW) TELEFUNKEN 51 MASTER TELEFUNKEN 51 SUPERSONIC TELEFUNKEN 51 MASTER TX (Teletertll) TELEFW«EN 51 ŞUPERSONİC TX (Tele(axlli) TELEFUNKEN 51 A 314 MT TELEFUNKEN 55 SON1C TELEFONKEN 55 SONIC TX (Teleteıctll) TELEFUNKEN 55 ŞUPERSONİC TX a«MextH) TELEFUNKEN 55 ŞUPERSONİC TXST (Tel8textlı-Siereo) TELEFUNKEN 55 MS 2170 CT TELEFUNKEN 70 ŞUPERSONİC TXST (Teleıextlı-Stereo) TELEFUNKEN 70 OS 2866 J TELEFUNKEN 70 CINEVISION 28 M TELEFUNKEN 84 F 840 M NIC TELEFUNKEN 84 WS 3268 N Peşln FlyM 61 600 000 67.480.000 76 600 000 80.160.000 81 600 000 87 920 000 94 080 000 86.240.000 90 520 000 95.640.000 101 080 000 111.440.000 176 960 000 179.200.000 284 480 000 311 360.000 499 520 000 1.SEÇENEK Pe^n Flyrtna Taksltl* Peştrnt* 3 T«k»lt Toptam 15 400 000 61 600 000 16 870 000 67 480 000 19 150 000 20 040 000 20 400.000 21 980 000 23 520 000 21 560 000 22 630 000 76 600 000 80 160 000 81.600 000 87 920 000 94 080 000 86 240 000 90 520 000 23 910 000 95 640 000 25 270 000 | 101.080.000 27 860 000 | 111 440.000 44.240 000 44 800 000 71 120 000 77 840 000 124 880 000 176.960 000 179 200.000 284 480 000 311 360.000 499 520 000 2. SEÇENEK Peflnat* S TaksH 11 290 000 Toplam 67 740 000 12.360.000 { 74.160.000 14 040 000 14.690.000 14 950 000 16.110.000 17 240 000 15.800.000 16 580 000 17.520.000 18 520 000 20.420.000 32 420 000 32.830.000 52 120 000 57.040.000 91 510 000 34 240 000 88.140.000 89 700 000 96.660.000 103 440 000 94.800.000 99 480 000 105.120.000 111 120 000 122.520.000 194 520 000 196.960.000 312 720 000 342.240.000 549 060 000 3. SEÇENEK P»»ln«t* 9TaksH 7.910 000 8.670.000 9 840.000 10290.000 10.480 000 11290.000 12080 000 11.070.000 11 620 000 12280.000 12 980 000 14.310.000 22 720 000 23.010.000 36 530 000 39.980.000 64 140 000 Top4»m 79 100 000 86.700.000 98 400 000 102.900.000 104 800 000 11Z900.000 120 800 000 110.700.000 116 200.000 122.800.000 129.800 000 143.100.000 227 200 000 230.100.000 365 300 000 399.800.000 641 400 000 4. SEÇENEK P*fln«t + 13 Taksit 6 490 000 7.110.000 8.070 000 8.440.000 Toplam 90 860 000 99.540.000 112.980.000 118.160.000 6 590 000 . 120 260 000 9260.000 I 129.640.000 9.910 000 9.080.000 9 530.000 10.070.000 10.650 000 11.740.000 18 640 000 18.870.000 29 960 000 32.790.000 52 610 000 138 740 000 127.120 000 133 420 000 140.980.000 149 100.000 164.360.000 260 960 000 364.180.000 419440 000 459.060.000 736 540 000 Fıyatlara KDV dahıldır KDV ve dığer vergılerde b-ır değışıKSık olursa fıyatlara yans'iıiacaktsr Kampanyamız 28 Şubat 1998 tanhınde sona erecekîif Bu kampanya BSG G r unberg Ev Aletien Tıcaret A Ş (Cemal Sar- r Sokak 26/28 Meadıyeköy-istanbul) tarafından duzenlenmıştır Fıyatlanmız Turk Lırası dır Urunlenmrz Bosch Yetkılı Satıcılannda tesltm edıleceKtır Sanayi /e Ttcaret Bakanhğı nca 25 5 1994 tarır ve 21943 sayıtt Resmı Gazeîe'de tlan edılen teblığe uygundur Ürüntertmız sîok mjkîarlanyia ssnırhdır Kampanyada bütün ürûnfer tçın 1 seçenekte %0 - 2 seçenekte %4 5 - 3 seçenekte %6 8 - 4 seçenekte % 7,6 oranında aylık basıt faız uygu'anmıştır Vade farkiar' ürünier arasmdakı fiyat yuvarlamalan nedenıyle ± %0,5 değışebıiır Bu k^npanyaya dahıl o'an dığer ürunlen Muzık Setten. Vıdeo. Faks. Uydu Antent Setı ve İntemet Gezgınını. Bosch Yetkili Satıcılartnda bı>iabıl<rsıntz G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafi 1. Sayfada Ama ne yazık kı, bu netleşmenin gereği yerine getirilmiyor. Kamuoyu unutmazsa, bu aşamanın da başlayabileceğine olan inancımızı yineleyelim. Şu aşamada yaşananları şöyle özetleyebiliriz: "Ftaporsavaşı..." Üç Kasım sonrası Meyilli istihbarat Teşkilatı'nın (Ml"0 hazırladığı rapor 17 Aralık 1996'da dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan a iletiliyor. Erba- kan o dönem, hangi imamı nereye atamalıyım, ta- rikat şeyhlerini nasıl ağırlamalıyım gibi daha önem- li işlerle uğraştığı için raporu okumakla yetıniyor. Dönemin MlT Müsteşan Sönmez KöksaJ imza- lı raporun tam metni Cumhuriyet'te yayımlanıyor. Raporda, Susurluk kazası kahramanlarıyla ilgili şu değerlendirmeler yer alıyor: -Bu kişiler devleti kullanmıştır. -ASALA ile mücadele kamuflajdır. -Içine girdikleri kirli işleri örtmek amacıyla "Her şeyi devlet için yaptık" savunmasına gırmişlerdir. -Çiller'in siyasete girdikten sonra oluşturduğu özel örgüt iddiası ciddidir. -Azerbaycan darbesinde Çiller'in parmağı var- dır. Değerlendirmeler uzayıp gidiyor. MİT, raporda yargıda bulunmaktan çok durum saptaması işle- vini yerine getiriyor. Bu saptamaların içinde medyanın "Methullah Gülen "inden "ulusal kahraman" Abdullah Çat- lı'ya kadar yirmiyi aşkın kişinin son 20 yıl içinde ya- pıp ettikleri de yer alıyor. Raporda yer alan bilgiler şu saptamanın doğru- luğunu ortaya koyuyor: "12 Eylül sürecınde solun bütün yelpazesini sahneden silmek için akla gelebilecek her şey kul- lanılırken, MHP'lileri ve şehatçılan devlet koruyor- du, besliyordu." 12 Eylül'ün hangı kesim için darbe, hangi kesim için rütbe olduğu bir kez daha ortaya konuyor. Hem de "solcu yazar" ıddıalarından değil, devlet arşivlerinden... Devam edelim... Mesut Yılmaz, Başbakanlık kottuğuna oturduk- tan sonra, sanki daha önce hiçbır şey yapılmamış gibi Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanvekıli Kutlu Savaş'ı Susurluk raporu hazırlaması için görevlen- diriyor. Savaş, içinde Susurluk dışında her şeyin oldu- ğu çok ayrıntılı bir rapor hazırlıyor. Hidayet ailesi- nin tüm şeceresini öğrenip hidayete eriyoruz, Su- surluk kazasında üç yurtseverin nasıl olup da bir araya geldiğini öğrenemiyoruz. Savaş'ın raporunda da söz konusu kahraman- lann devleti kullandığı yer alıyor ama genel olarak baktığımızda şu soruyu sormadan edemiyoruz: -Acaba bu rapor Mehmet Ağar'ı aklamak için mi hazıriandı? Her gelen Ağar'ı ağarta ağarta bitiremiyor. Ra- porlarüstü bir şahsıyet. Rapora havale... Bu iki raporun ardından başkent kulisleri üçün- cü değerlendirme ile çalkalanıyor. MlT, Kutlu Sa- vaş'ın hazıriadığı rapora yanıt verdi. Yanıtın özeti şu: "Savaş 'ın raporundan rahatsızız." Daha sonra ayrırvtılara geçıüyor. MJT'in iddiası o ki, Savaş yanlı davrandı. Bilgilerde yönlendirme var. Bazı bölümler de eksik... "Bakalım raporun gereği yerine getirilecek mi" sorusuna yanıt aranırken yön değişiyor. Gidiş şu: "Kimin raporu ya da değertendirmesi dikkate alınacak?" TBMM'de bir yasa ya da düzenleme kabul gör- memişse rumuz şudur: "Komisyona havale..." Komisyon bir süre çalışır, alt komisyon oluştu- rur. O karar verir, üst komisyon bakar. Bereket yan komisyon yok... Buna benzer uygulama devlet işlerinde var. Ka- muoyunu rahatsız eden konu mu var? Yanıt hazır: "Bir rapor hazırlayalım..." Rapor bir süre tartışılır, sonra unutulur... Bu uy- gulamaya da şu adı takabılıriz: "Rapora havale..." Devletın üst kurumları rapor savaşı yaparken art- ta hukuk kalıyor... Barış umudu Hayalleri gerçeğe dönüştürür! • Baştarafi 1. Sayfada mesekr de. rutumlan buna neden olabilir. ABD ile İn- gütere, lrak politikasuıı be- lirlerken murlaka Tiirki- ye'den görüş almalılar. C1ın- ton ile Blair bir ara>a gelip Irak'la ilgili konuşacaklar, sonra da Türkiye") e telefpn- la bilgi >erecekler. Bu, ger- çek anlamda bir diyalog de- ğfl. Türkh'e'nin bazı tuzak- lara sürüklenmcmesi için her riirlü önlemi alıyoruz." Ecevıt. 1991 bunahmın- dan farklı olarak. bu kez Türkiye'nin daha hazırlıklı olduğunu, 30 milyar dolar- lık döviz rezervi bulundu- ğunu anlatırken, "Turistik tesislerde iptak dair bir ha- reket olmadı. Bu, bizim sa- vaşa bulaşmama kararlılıgı- mıan sonucu" dedi Güneydoğu ekonomısi- nin şimdiden bunalımdan etkilendiğine dıkkat çeken Ecevit. u Güne>doğu hal- kından özür dilenmeli" di- yen CHP lıderi Baykal'a "Günahlannın itirafi anla- mına geien bir girişimde bu- lundu. Yerindedir, 4-5 yıl ik- tidarda kaldılar. Güne\do- ğu halkına >önelik hiçbir önlem almadılar. CHP an- laşdan o bölge halkının acı- lannı ancak muhalefete dü- şünce anbyor'" diye konuş- tu. Ece%ıl, 21 Şubat günü KKTC Cumhurbaşkanı Ra- uf Denktaş ile bırlikte Gazi- antep'e gıdeceklerinı de kaydettı. Türkiye-AB Par- lamentolararası Karma Ko- misyonu Eşbaşkanı ANAP lstanbul MilleUekilı Bülent Akarcalı, TBMM'de düzen- lediği basın toplantısında ABD-Irak krizıne ilişkin görüşlerini aktardı. Irak'ın elinde bulundurduğu kon- vansıyonel olma\an sılah- lann 1980'li yıllarda Avru- pa ülkelen tarafmdan satil- dığına dikkat çeken Akar- calı. konvansiyonel olma- yan silah üreten 207 Batılı şirketin Irak'a silah sattığı- nı \airgulayarak şunlan söy- ledi: u Irak'a bu silahlan sa- tan Batılı ülkelerin başını da Almanya. İngiltere. ABD çekmekte; sıralamayı Fran- sa ve Avusturya izkmekte- dir." lnsan haklannı savunan- lann Halepçe'de 6 bin kişi- nin öldüğü katlıamda kim- yasal silahlann kullanıldığı- n\ unuttuğunu kaydeden Akarcalı. "Rüşvetverende, rüşvet alan gibi suçju oldu- ğuna göre. Irak'taki silahlar konusunda Saddanı kadar, bu silahlan satan Avrupalı ülkeler de suçludur" diye konuştu. Akarcalı. hükümetin bu tür silahlann satışınin dur- durulması konusunda dün- ya kamuoyuna yapacağı çağnmn büyük ses getirece- gini vurgulayarak. Avrupa Parlamentosu"na insan hak- lan konulannda 20 bin mek- tup gönderdiklerini sövledi. Mektuplarda. 16 yıldır AB üyesi olan Yunanistan'ın kendı vatandaşı olan azm- lıklara karşı sergilediği tav- n dile getırdiklerini kayde- den Akarcalı, bu yıl da Av- rupa Parlamentosu'nun son toplantısı öncesinde Türki- ye'nin AB üyeliği konusun- da 5 ayn dilde 2 bin 40 adet mektup gönderdiklerini sözlerıne ekledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle