25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 ŞUBAT 1998 ÇARŞAMBA 12 KULTUR 1. Uluslararası İstanbul Kitap Fuan '98 20-29 Mart tarihleri arasında gerçekleşecek w Bir kitan her sev icin...GÜLERÇETtS Îstanbul, mart ayında kent içinde ger- çekleşen ikinci kitap fuanna ev sahipliği yapacak. Türkiye Yayıncılar Birliği ve Îs- tanbul Fuarcıhk işbirlığiyle düzenlenecek olan "1. Uluslararası İstanbul Kitap Fuan '98" 20-29 Mart tarihleri arasında Dünya Ticaret Merkezi-Yeşilköy'de gerçekleşe- cek. Yaymcılar Birliği, 16 yıldır Tepeba- şı'nda kitap fuannı dûzenleyen TUYAP ile kültürel ve ticari işlerin aynmı konu- sunda sorun yaşanması üzerine ayn bır fu- ar düzenleme karan aldı. Yeni fuar kapsa- mmdaki kültürel etkinliklerin tamamı Ya- yıncılar Birliği tarafindan düzenlenirken fuarcıhk etkinlikleri CNR'ye bırakılacak. Yayıncılar Birliği Başkanı Atil Ant ile ye- ni fuann yapısı ve amaçlan üzerine konuş- tuk: - Yayıncüar Birtiği bünyesinde. Dûnya Ticaret Merkezi'ndeki fuann organizas- yonuna nasıl karar verildi? ANT- Yayıncılar Birhği'nin geçen yıl mart ayında toplanan genel kurulunda fu- arlarla ilgili her türlü karann Yayıncılar Birliği Yönetim Kunılu tarafindan ahn- ması konusunda oybirliğine vanlmıştı. Yönetim kurulu da bu yetkiye dayanarak uluslararası bİT fuar düzenleme işine giriş- ti. - Jstanbul'un kitap fuan ihtiyacı 16 yıl- dır TÜYAP tarafindan karşılanıyordu. Ye- ni bir fuarorganizasyonunagirerkcn İstan- bul gibi bir kentin Ud fuara ihtiyaç duydu- ğunu mu düşündünüz,yoksa girişiminizin nedeni TÜYAP'ın bünyesinde gödenüedi- gini/eksiklikJermndi? - TÜYAP'la birtakım sorunlanmız ol- duğu aşikâr. Ancak şu bir gerçek ki TÜ- YAP'taki fuar bizim yaymcılık boyutumu- zu gösteremiyordu. Daha da önemlisi ts- tanbul'un artık uluslararası bır fuara ihti- yaç duyduğunu düşünüyoruz. Bu şehir, hem kendi kültürel yapısı hem de Türki- ye'nin geldiğı nokta göz önüne almdığın- da Ortadoğu, Asya ve Balkan ülkeleriyle dünyayı birleştiren bir fuan düzenleme ca- pına ve hakkına sahip. O hakkı değerlen- dirmeye çalışıyoruz. lstanbul'da uluslara- rası boyutta bir fılm festivali, müzik festi- vali, tiyatro festivali var. Bu şehir, ulusla- rarası boyutta kitap fuannı da kaldırabile- cek bir kültür s.ehri. -Pekiyenifuar bubağlamda TÜ- VAP'ın etkinlikkrinden farklı olarak ne- ler yapacak? -Öncelikle belirttiğim gibi uluslararası 7 T (FotoğrafKADERTUĞLA) ürkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Atıl Ant, "Bu şehir, hem kendi kültürel yapısı hem de Türkiye'nin geldiği nokta göz önüne alındığında Ortadoğu, Asya ve Balkan ülkeleriyle dünyayı birleştiren bir fuan düzenleme çapına ve hakkına sahip. O hakkı değerlendirmeye çalışıyoruz"diyor. Fuara katılacak yabancı konuklar arasında Susanna Tamaro, Fred Halliday, Alberto Korda ve Erka Fischer yer alıyor. bir boyut getirmeye çalışıyoruz. Bir de ki- tap ticaretine farklı bır anlayış getirmeyi amaçlıyoruz. Anadolu kitapçılannı, kitap dağıtıcılannı. Avrupa ülkelenndeki Türk- çe kitap satın alan kütüphanelerin bölüm şefterini.Türkı cumhuriyetlerdeki ilgili ve yetkilileri çağınyoruz fuara. Hedefımiz zaman içinde telifhaklan alışverişinin ger- çekleştiği bır fuara ulaşmak. - Bu güne kadar düzenlenen fuar sade- ce okuria \a\ıncının buluştuğu. peraken- de Idtap sanşının gerçekleştiği bir yapıya sahip olduğu gerekçesijle eleştirilijordu. Yayıncılar Birliği fuar bünyesinde daha profesyoneletkinlikJere deolanaktanımak amaayla okurlar ve yayıncılann ziyaret günleri konusunda bir aynma başvuracak mı.' -16 yıl önce ilk fuar açıldığı zaman ts- tanbul'da hiç kitabevi yoktu. Bugün sade- ce lstiklal Caddesi'nde 25 tane kitabevi var. Bu nedenle fuarlarda artık kitap tica- retinin başka boyutlannın üzerinde de du- rulmalı. Ahcı olarak dünyanın pek çok ki- tap fuanna katılmamıza karşın Türki cum- huriyetlerdeki ve Türklerin yaşadığı ülke- lerdeki kitap alımlan için bir fuar düzen- leyemedık bu güne kadar. Türkiye'deki ya- zı hayatını tanıtmanın en iyi yolu insanla- n buraya getirmek. Dışarda az tanınıyoruz, zannettiğimizden de az değerde görülü- yoruz. Ama gerçekten gösterecek çok şe- yimiz olduğunu düşünüyorum. Bugüne kadar uluslararası tanıtım konusunda ek- sik gördüğümüz konular üzerinde yoğun- laşacağız. - Uluslararası kavTaımnı biraz acabtlir miyiz? Bu sıfat altında bu yıl neier gerçek- leşecek? -lngıltere, Suudi Arabistan, Fransa, Al- manya gibi ülkelerden katılan yayıncılar ve devlet olarak katılan davetliler var. Pek çok ülkeden yazar, Uluslararası Yayıncı- lar Birliği. Avrupa Yazarlar Birliği ve ulus- lararası kütüphane yöneticileri katılacak fuara. Ancak fuann en büyük uluslarara- sı boyutu tnternet'te Dünya Yayıncılar Bir- liği'nin uluslararası fuarlar listesinde 'Bi- rinci İstanbul Kitap Fuan' olarak yer al- mamız. Ziyaretçi olarak da çok sayıda ya- bancı katılacak fuara. - Yaymcılar Birliği'nin düzenlediği fuar TÜYAP İzmir Kitap Fuan'vla kesisjyor. Bu durum o/ellikle yayıncılann kaulımı bakımından daha ilk yüında fuan nasıl et- kileyecek? - İzmir Kitap Fuan aslında iptal olmuş- tu, ama bu fuar yapılıyor diye tekrar dü- zenlendi. Bu durum, yayıncılann katılı- mında elbette düşüşe neden olacaktır. A,- ma her şeyın ilki biraz zordur. - Fuar programında vayıncılık ve yazın \aşamı üzerinepanellerin \anı sıra pek çok değişik etkinliğe de yer veriliyor. - Evet bol şenliklı, bol kültürlü bir fuar olsun istedik. Yapıkredi AŞ ile birlikte üç konser düzenleyeceğiz. 1968 Kuşağı ha- reketinin 30. yıldönümü, Cumhunyetin 75. yıldönümü. alfabenın 70. yılı ve Ber- tolt Brecht'in 100. doğum yılınm 1998'e denk gelmesi nedenıyle bu konularda ce- şitlı kutlama etkinlikleri gerçekleşecek. - Etkinlikkr kapsamında Brecht ve Che gibi zaten popüler olan isimler üzerinde duruluyor. Fuann yeni isimler keşfetmek yönünde girişimleri var mı? - Anadolu'dan on yazan konuk edece- ğiz fuarda. Anadolulu yazarlann sorunla- nnın konuşulduğu bırkaç toplantı düzen- leyerek Anadolulu yazar olmanın anlamı ve lstanbul'a nasıl baktıklan gibi konula- n ele alacağız. Her kitap alana bir çiçek hedhe Bu yıl ilki gerçekleştırilecek olan 1. Uluslararası Kitap Fuan'na katılacak olan yabancı yazarlan tanıtmak ve yer alacak etkinlikleri anlatmak amacıyla Dünya Ti- caret Merkezi'nde düzenlenen toplantıya Atıl Ant, Ceyda Erem, Işıtan Gündüz \ e Çetnı Tüzünerkonuşmacı olarak katıldı. Fuara bu yıl katılan yabancı konuklar ara- sında Susanna Tamaro, Fred Halliday, Al- berto Korda ve Erica Fischer yer alıyor. Kübalı fotoğrafçı Alberto Korda, fuara Che Guevara fotoğraflan sergisiyle katı- lacak. 250 kitap ve posterden oluşan 'Brecht Koleksiyonu' sergisi, Alman Kül- tür Merkezı \e Frankfurt Kitap Fuan or- ganizatörü Börsenverein des Deutschen Buchandels'ın katkılanyla gerçekleştiri- lecek. 'Atatürk Fotoğraflan' sergisi Yapı Kredi Kültür Sanat Merkezi tarafmdaT» dü- zenlenecek. Yayınevlen farklı konularda paneller, söyleşiler ve gösteriler düzenle- yecek. 6500 metrekarelik alanda ve tek sa- londa gerçekleştinlecek olan fuarda, Frankfurt Kitap Fuan'ndaki stand sistemi göz önüne alınarak her yayıncıya eşit hak- lar tanınacak. Ulaşım için belli merkezler- den servislerkaldınlacak.300 yayınevinın katılması beklenen"Bir çiçek aşk için; bir kitap her şey içuı" sloganını benimseyen fuarda, her kitap alana bir çiçek hediye edilecek. 48. ULUSLARARASI BERLİN FİLM F ESTlVALl Dık havalar, lıararetli tarbşmalar GÜNERYÜREKLİK BERLİN-Berlın yüzyılın en sı- cak şubat ayını yaşıyor. Günboyu 16 dereceye kadar varan hava sı- caklığı, Berlinlileri olduğu kadar, festıval konuklannı da şaşırtmış durumda. Yılda bir Berlin'e gelip sıfınn altında çivi gibi bir soğuk- la karşılaşmaya alışmış festivalin müdavim konuklan, başta gazete- ciler. kalın giysilerle gelmenin bu kez pişmanlığı içindeler. Zaman zaman çok hafif yağmurlu da ol- sa. festival günleri bahan çağnş- tıran ılık havalarla geçiyor. Ak- şamlan kneipeler, barlar ve resto- ranlar yine tıklım tıklım dolu. Ko- nuşulan konular yine aynı. Film, film ve gene fılm. Dedıkodular, fısıltılar ve tah- minler hep sınema dünyası üzeri- ne. Altın Ayı'yı kim alır, Oscar kı- me verilir. 9 ayn dalda Oscar'a a- day gösterilen "Good Wffl Hun- ting"in başanlı genç oyuncusu Matt Damon yeni bir mega star olur mu? \'e festival günleri iler- ledikçe konular çoğalıyor, konuş- malar yoğunlaşıyor. Bir günde 75 fılm Berlinale'de bir günde toplam 75 kadar film gösteriliyor. Yanş- manın yanı sıra Panorama, Forum, Çocuk Filmleri, Yeni Alman Film- leri, Avrupa Film Pazan, Retros- pektif ve Hommage gibi her biri ayn bir festival olabilecek 7 bölüm daha var. Sayılan 900'ü bulan tüm bu fılmler, her gün sabah saat 09.00'dan gece yanlannakadar en az 12 ayn sinemada ve özel stüd- yolarda gösteriliyor. Panorama'da Latin küMrü Yanşma (Wettbewerb) bölü- münde yer alan 29 uzun 10 kısa metrajlı fılmin yanı sıra. bu yıl 13. kez düzenlenen Panorama'da 13'ü belgesel, 50'nin üzerinde filmbu- lunuyor. Seyirci, "övgüye değer nitelikteolan, ancakyanşma>a ab- namayanfilmler"olarak sınıflan- dınlan Panorama'daki bu dünya- nın dört bir yöresinden gelen il- ginç filmler arasında da bir secim yapmak zorunda. Panorama'da bu yıl tarihe ve Fransa'dan Arjantin'e dek uzanan Latin kültürüne ağır- lık veriliyor. 80 kadar yapıtın yer aldığı " Uluslararası Genç FilmlerForu- mu" da boş geçilecek bir bölüm değil. 1970'ten beri düzenlenen 'Les demoiseües de Rochefort'ta Catharine Deneuve ve Robert Siodmak'ın 'Stürme der Leindenschaft' fılmi. bu bölümde. "gişe kaygısı olma- yan", yani salt ticari amaçla çev- rilmemiş ve ilerisi için umut % eren başanlı genç filmler gösteriliyor. Sinema dünyasındakı gelışmelerı yakından izlemek isteyenlerın özellikle büyük ılgi gösterdiği bu bölümde. bu yıl yeni Kore filmle- ri ağırlıkta. Sansürün yumuşatıl- ması ve demokrasiye geçiş, yeni Kore filmlerine olan ilginın ana nedenini oluşturuyor. Bu bölüm- de kültrejısörKim-Ki-Young için küçük bir de retrospektıf açıl- dı "Sinema tarihine bakış" anla- mına gelen retrospektif ise bu yıl Robert ve Curt Siodmak kardeş- lerin filmlerine aynldı. Bu bölüm- de yönetmen Robert Siodmak ile senaryo yazan Curt Siodmak'ın 1930 ile 1967 yıllan arasında çev- rilmış, çoğu ABD, bazılan Alman ve Ingiliz yapımı, 71 filmi göste- nliyor. Kariyerlerine 1929yılında Berlin'de başlayan iki kardeş, hit- ler faşizminden kaçarak biri Fran- sa'ya, diğeri Ingiltere'ye gider. da- ha sonra Amerika'ya yerleşir. Ro- bert Siodmak. Hollyvvood'da "The Spiral Stircase" (1945), "The Killers" (1946) ve "Criss Cross" (1948) gibi gerilim (Thiril- ler) filmleriyle isim yapar. Burt Lancesterı keşfeder. Charles La- ughton, Gregory Peck, Ava Gard- ner, Oüvia de Harvilland, Yvonne de Carlo \ e Barbara Stanwyck gı- bi yıldızlarla filmler çevirir, 1955'te "Farder" adlı filmiyle Altın Ayı Ödülü kazanır. Curt Si- odmak da Hollyvvood'da korku ve bilimkurgu filmleriyle ün yapar. 1941 'de yazdığı senaryo ve "Kurt Adam" tiplemesi ona sinema ta- rihinde ayn bır sayfa açar. "Kurt Adam" korku filmlerinin mitosu olur. 1942"de yayımlanan ve şim- diye dek dört kez filmi çekilen "Donovan's Brain" adlı romanı ıse ona dünya çapında şöhret sağlar. 1943"te kardeşi Roben Siod- mak'ın çektiği "Son of Dracula" da Curt Sıodmak'ın unutulmaz se- naryolanndan bındır. 95 yaşmda- ki Curt Siodmak. festi\alin onur konuğu olarak şu günlerde Ber- lin'de bulunuyor. Catherine Deneuve'e Alün A\i Ödülü Festivalin bir diğer onur konu- ğu. Fransız sinema oyuncusu Cat- herine Deneuve. Oyunculuğa 1956 yılında öğrenci iken başla- Yenibiryüdız doğuyorYönetmenliğıni Gus Van Sant'in yaptı- ğı 'Good WH1 Hunting" Berlin Film Fes- tivali yanşma bölümünde gösterildi. Fil- min gösterimine başrol oyuncusu Matt Da- mon katılmadı. Damon'ın, Steven Spiel- berg'in yeni filmi 'Saving Private Ryan'ın çekimleri için lngiltere'de bulun- duğu bildirildi. (Filmde Damon ve Tom Hanks başrolleri paylaşıyorlar). Şu günlerde Berlin'de adeta yıldızlaştı- nlan Damon. son dönemin gözde isimle- rinden 25'lik bir oyuncu. Sinema yapma- ya başladığı ilk günden bu yana Coppola ya da Van Sant gibi önemli yönetmenler- le çalışmış olmasının Damon'ın başansm- da büyük payı var. Damon, otoriteler tara- findan Robin VVilliams tarzı bir oyuncu olarak nitelendiriliyor. 'Good VVill Hunting'in senaryosu. Da- mon ve okul arkadaşı Ben Affleck tarafin- dan yazılmış. Boston'da geçen öykü, 'Will' adlı bir gencin oluşum sürecini an- latıyor. Will, ışçi sınıfından gelen ve sahip olduğu doğaüstü zekânın farkında olma- yan bir genç. Gecelerini barda geçirecek kadar para getirebilen küçük işler yaparak kazanıyor yaşamını. Psikanalist Sean McGuire ise. kendisi gibi sorunlu bir geç- mişe sahip olan Will'in, karabasanlanndan kurtulup güvenini yeniden kazanmasına ve yeni bir yaşama bas.lamasına yardım e- den kişi olarak yer alıyor bu öyküde. VVill'in gelişiminde, herbakımdan kendi- siyle zıt yaradılıştaki Cambridgeli zengin ve züppe Ingiliz genç kızı Skylar'la yaşa- dığı askın da büyük payı oluyor. Bazı çevreler, yönetmenin dramaturjik çözümlemede hatalar yaptığı vefilmiken- di yönüne çekiği konusunda eleştiriler ge- tiriyorlar filme. Ancak Danny Elfman'ın müzikleri ve başrol oyunculannın perfor- mansına kımsenin bir diyeceği yok. 'Go- od Will Hunting'le belki de gerçekten bir yıldız doğuyor Berlin'de. yan ve ilk kariyerini Jacques De- my'nın "Les Parapluies de Cher- bourg" (Cherbourg Şemsiyeleri) adlı müzikaliyle 1963 yılında ya- pan Deneuve. 1967'de LuisBunu- d'in çevirdıği "Belle de Jour" ile dünyaca ünlü yıldız oldu. Onur konuğu olarak Berlin'e gelecek ve Roman Potanski'nin çevirdıği "Repulsk>n" adlı filmının özel göstenmine katılacak olan Cathe- rine Deneuve'eu Dünyasineması- na katkılanndandolavı" Altın Ayı Ödülü verilecek. Sanatçının "Hommage" bölümünde 1962- 1996 yıllan arasında çevrilmiş 13 fılmi gösteriliyor. Bu yıl 21 'incisi sunulan Çocuk Filmleri Şenliği de artık Berlina- le'nin vazgeçilmez önemli birbö- lümü oldu. Festival günleri süre- since okullann da sınıflar halinde gittiği ve çocuklardan oluşan se- çici kurullann ödül verdiği basjı başma bir "âlem" olan bu bölüm- de, bu yıl maalesef sadece 9 fılm var. Geçen yıllarda bu sayı çok da- ha yüksekti. Ancak son yıllarda çevrilen çocuk filmlerinin sayısı- nın giderek azaldığı bildirildi ve buna neden olarak da Hollywo- od'dan gelen çizgi filmler göste- nldi. Uluslararası Berlin Film Festi- vali'nin sinemacılar ve televiz- yoncular açısından en önemli bö- lümü ise Avrupa Fılm Pazan. Her- kesin giremediği. küçük küçük özel stüdyoların ve standlann DU- lunduğu başlı başma ayn bir kat- ta yer alan bu fılm marketinde bu yıl 33 ülkeden yüzün üzerinde film şirketi temsil edilıyor. Film şirketleri açtıklan standlarda ya- pımcısı oldukları filmleri tanıtı- yorlar, bu filmleri stüdyolarda gösteriyorlar ve ahcı bulmaya ça- lışıyorlar. Türkiye kökenli Beki Probst'un yönettiği bu bölümde her yıl olduğu gibi bu yıl da 600'den fazla film bulunuyor. Toplam 20 yapıtın yer aldığı "Yeni Alman Filmleri" bölümü de hesaba katılacak olursa, festivalde 11 gün içinde toplam 900 filmin gösterileceğı ve bunun bir günde ortalama 75 film demek olduğu ortaya çıkıyor. 3 binı gazeteci ol- mak üzere tüm dünyadan 11 bin konuğun katıldığı ve en az bir o kadar da "dışandan" seyircinin izlediğı Berlin Film Festivali için "Dünyanın en büyük ve en hare- keüi festivali" desek yanlış olmaz herhalde. Ama en yorucu olanı da... DEFNE GÖLGESİ TURGAY FtŞEKÇt Şiir Kalıtı Orhan Koçak'ın "Virgül" dergisinin Şubat 1998 tarihli 5. sayısında yayımlanan "Şiir Bakı- mı" adlı yazısının giriş cümlesini okuduğumda, içimde taşıdığım bir korkunun tanımıyla karşı- laştım: "İyi şiir artık çok az yazıldığına göre, eski şiire daha da iyi bakmakgerekir. Aksi halde, yazılmak- ta olan zayıfşiir, eskinin iyi şiirini de önemsizleş- tirmenin biryolunu arayacak ve bulacaktır." Bu yolların kimilerinin bulunmuş olduğunu ra- hatlıkla söyleyebiliriz: Dergilerde ustalaria biriikte şiir yayımlamak: Yazın dergileri, elbette yeni kuşakların kendileri- ni gösterecekleri, ortaya çıkaracakları alanlardır. Ne ki yeni şairleri ortaya çıkarmak, dergi yöneti- cilerinin yazınımız adına üstlendikleri bir sorum- luluğu da beraberinde getirir. Yaşar Nabi'den Memet Fuat'a eski kuşak dergi yöneticileri yıl- lar boyu bu sorumlulukla davrandılar. İlk kez ya- yımladıkları şairleri titizlikle seçip sonra da arka- sında durdular. Yine pek çok dergi, yeni kuşakların kendilerini kanıtlama alanı olarak yayın hayatına başladı: "a", "Halkın Dostlan" vb. beraberinde yazınımı- za yeni isimler getirip kabul ettirdiler. '80'den bu yana yazın dergilerinin çoğu, dün- yayla, toplumla, dahası kültür alanıyla bir "so- run "u olan; yeni kuşaklan ya da yeni düşünce- leri savunan dergiler olmaktan uzaklaştılar. Yal- nızca genel ya da güncel değerlere sayfalannda yer açıp, böylelikle okurun bilinen beğeni düze- yine seslenmeyi amaçladılar. Bu dergicilik anlayışı, iyi şıirle kötüyü yan ya- na, bir arada sunma kolaycılığı içinde, yeni ya- zarlara ciddi bir değerlendirme gereği duymadan sayfalannı açtı. Söz gelimi Melih Cevdet An- day'ın şiir yayımladığı bir dergide, sizin de şiiri- niz yayımlanmışsa, artık adınız onunla bir arada kolayca anılabilir; kendinizi onunla eşitleyiverir- siniz. Şiir Antolojileri: Son dönemlerde yayımlanan ya da yayıma hazırlanmakta olan pek çok şiir antolojisi gözleniyor. Bu antolojiler de ne yazık ki aynı tuzağı içinde barındırıyor. Genç kuşaklar, nasıl bir değerlendirilmeden geçirildiği belirsiz antolojilerde şiirimizin anıtlarıyla yan yana yer alabiliyorlar ve yine bir eşitlenmeye gidiliyor. Önüne geçilmesi hayli güç görünen bu süre- cin en somut görünümü ise "Şiir Yıllıklan'nda or- taya çıkıyor. Dağlarca ve Melih Cevdet'le baş- layanyıllıklann sonlarınadoğru, "Vedalara dave- tiye olmalıyım artık ben, kehanetle durulan saf- ra", "Serkeşliğine teminat bulamaz tımak kemir- mekten" vb dizelerden oluşan şiirierle karşıla- şınca içim kalkıyor. Şiirin temel gereci dil duyarlığından bu denli uzak ürünleri nasıl şiir diye yayımlayabiliyor der- gi yöneticileri. Sonra da bu şiirleri yazanlar, nasıi "şair" diye dolaşabiliyorlar. Bu gidişle "şiirden an- lamayan bir şairler kuşağı'na kavuşacağız. Mehmet H. Doğan'ın 7998 Şiir Yıllığı'ru baş- îan sona okuduğmnda, Yıllik'taki en guzel şjirler bana Melih Cevdet Anday'ınkiler göründü. Ülkemiz, sanınm, başka değerlerine olduğu gi- bi yirminci yüzyılda yetiştirdiği büyük şairlerine de yeterince sahip çıkamayacak. Doğası, toplu- mu, belleği her gün biraz daha kirlenirken, bir toplumun yaratabileceği en temiz "ürün" olan şiiri de bundan payını alacak. Rıjitilm Doğa ve gezi fotoğrafları yarışması sonuçlandı ...j • Kültür Servisi - Fujıfılm sponsorluğunda ' Fotoğraf dergisi ile Doğa ve Gezi gazetesinin birlikte düzenlediği doğa ve gezi fotoğraflan yanşması sonuçlandı. Çok sayıda katılımcının yer aldığı yanşmada birinciliği lstanbul'dan Uğur Varlı kazandı. Yanşmada ikinciliğe Mehmet Oktay, üçüncülüğe ise Cenk Gençdiş değer görülürken Hakkı Akdeğirmen, Fehmi tçyer ve Selim Aytaç da mansıyon ödülü aldı. Ppousfdan Sodom ve Gomorra • Kültür Servisi - Marcel Proust'un dev yapıtı Kayıp Zamanm Izinde'nin üçüncü kitabı Sodom ve Gomorra, Roza Hakmen'in çevirisiyle Yapı Kredi Yayınlan'dan (YKY) çıktı. Daha önce Guermantes Tarafı ve Çiçek Açmış Genç Kızlann Gölgesinde adlı yapıtlan YKY tarafindan yayımlanan Proust, romanın yalnız tekniğini değil, özünü de yenileyen, algı ve anımsamanın dönüşüme uğrattığı dış dünyayı, belleğin prizmasından süzülen yaşamı yapıtlanna olağanüstü bir anlatımla aktanyor. Yazann diğer yapıtlan arasında Svvannlann Tarafı, Mahpus. Kaçak, Yakalanan Zaman, Zevkler ve Günler, Saint-Beuve'e karşı sayılabilir. K Ü L T Ü R • Ç İ Z Î K K Â M İ L M A S A R A C I A V * • * • •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle