25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17ŞUBAT1998SALI HABERLER Celal Cankoru Antalya'da anılch • ANTALYA (Cumhuriyet)- Aydmlık Için Bir Dakika Karanlık Eylemleri sırasında gözaltına alındıktan sonra yaşamını yitiren Celal Cankoru, Antalya'da anıldı. ÖDP tarafından Cumhuriyet Alanı'nda düzenlenen anma etkinlığinde Cankoru'nun gözaltına alındığı yere karanfiller bırakıldı. ÖDP'den yapılan açıklamada, sorumlulann cezalandınlması için Cankoru ailesinin ve ÖDP'nin her türlü hukuksal mücadeleyi sürdürdüğü ve sürdürmeye devam edeceği bildirildi. ÖDP II Başkaru Sabri Tanyeri de, "Buolay göstermiştir ki, yurttaşlann yapılan haksızlıklar karşısında susmaması gerekir" dedi. Kaynar ailesine dayak • NEVŞEHİR (Cumhuriyet) - Nevşehır'ın Göre beldesinde kimliği belirsiz kişilerce dövülen üç kişiden biri öldü. Önceki gece Kaynar ailesinin evine giren kimliği belirsiz kişiler Adnan Kaynar ile 13 yaşlanndaki çocukları Hülya ve Murat Kaynar'ı feci şekilde dövdüler. Yakınlan tarafından bulunarak Nevşehir Devlet Hastanesi'ne kaldınlan yaralılardan Hülya Kaynar kurtanlamadı. Geçimini çobanhk yaparak sağlayan Adnan Kaynar'ın 15 gün önce eşini dövdüğü ve çiftin aynldığı öğrenildi. Gözaltma ppotesto • tstanbul Haber Servisi - Kurtuluş gazetesine yönelik polis baskısını protesto etmek için basın açıklaması yapmak isteyen aralannda Haklar ve Özgürlükler Platformu Sözcüsü Oya Gökbayrak'ın da bulunduğu 8 kişilik bir grup dün gözaltına alındı. Aralannda Kurtuluş gazetesi muhabirlerinin de bulunduğu grup. basın açıklaması yapmak üzere Cağaloğlu'ndaki Gazeteciler Cemiyeti önünde toplanmaya çalışırken. Çevik Kuvvet'e bağlı polisler tarafından engellendi. Demirel'ln Fransa gezisi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 19-20 Şubat günlerinde gerçekleştireceği Fransa ziyaretinde, iki ülkenin ekonomik. sosyal ve kültürel ilişkilerinin geleceğini belirleyen bir belge imzalanacak. Dışişleri BakanlığVndan yapılan açıklamada, Demirel'in Fransa'ya Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın daveti üzerine gittiği belirtilerek, görüşmeler sırasında ikili ilişkiler. bölgesel ve uluslararası konulann aynntıh olarak ele alınacağı bildirildi. Kalkınma Odası açıldı •NEVŞEHtR (Cumhuriyet) - Türkiye Kalkınma Bankası tarafından kurulan Kalkınma Odası Nevşehir'de Devlet Bakanı Salih Yıldınm tarafından hizmete sokuldu. Yıldınm açılışta yaptığı konuşmada, iilkede yaşayan herkesin devletine, vicdanına karşı sorumluluğu olduğunu belirterek "bu sorumluluklann gereğinin yerine getirilmesi ile dünya toplumlan içerisinde hak edılen konuma kısa sürede gelinebileceğinr'söyledi. Ödenek sorunu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, ödenek sorununa çözüm düşünülmesi gerektiğini, bu yıl vergıden elde edilen gelirin yandan fazlasıyla borç faizlerinin kapatılacağını belirterek "O yüzden bu yıl biraz sıkıntılıyız" dedi. 1980'den bu yana kararlar hep güvenlik güçleri lehine alındı 1991'densonra işkence. yargısızinfazve gözaltındaölümlerin bilançosu Yıl Yargtsız infaz Gözaltı / Toplu gösterilerde işkence sonucu Cezaevınde açtlan ateş sonucu görenter ötenlef ölenler ötentef 1991 1992 1993 1994 1995 1996 22 63 57 32 21 138 23 17 29 /£\34 t\ 101 32 118 ; > • - 36 552 594 827 1128 1412 346 1997 87 Tabloda 1997 yılı Ağustos ayın 211 1980'den 1989 yılına kadar binlerce insanın işkence gördüğü, 297 tutuklunun gözaltında öldüğü ve yüzü aşkın kişinin gözaltında kaybolduğu belgelerle saptandığı halde 9 yılda sadece 371 güvenlik görevlisi yargılandı. 1996 yılı içinde sadece îstanbul'daki Ağır Ceza Mahkemeleri'nde 86 dava açıldı ve bunlardan ikisi hariç diğerleri beraatla sonuçlandı. Darbe sonrası işkence bilançosu Yıl Gözato/ Cezaevinde öienier Yıl Gözaltı / Cezaevinde | 1980 43 1988 14 £Î98İ 73 Î989 ÎT" 1982 49 Î99Ö Üf 1983 20 1991 21 1984 23 1992 17 1985 27 1993 29~ 1986 19 1994 34 T987 18 1995 9~ Dava rekortmeni polisler Yargılanan polis Murat Aydilek j ömer Duran | Mehmet Durmuş | Halit Kahveci | Dursun Ali Öztürk | Nihat Çulhaoğlu | MahirSeçer İ Mehmet Menteşe 3 VolkanBalkan 13 12 12 9 8 7 6 9 4 Mahir Katırcı Yargı polise dokunamıyorMİYASEİLKNUR rürkiye, 1997 yılında önce "Susurluk", ardından da "yargı skandalT ile sarsıldı. Susurluk kazası. devletin çe- teler tarafından kuşatıldığını belgeler- ken güvenlik güçleri ve çete bağlantıh mafya üyelerinin yargılandığı davalar- dan hâkimlerin birbiri ardınca çekilme- leri ile de yargının bazı güç odaklan karşısındaki aczıni gözler önüne serdi. Önce Manisalı gençler, ardından Metin Göktege ve Gazi Davası. son olarak da Yaşar Oz'ün yargılandığı davalann hâ- kimleri çekıldiklerini açıkladılar. Bu durum karşısında Adalet Bakanı Mah- mut Oitan Sunguıiu bıle şaşkına dön- dü ve bazı hâkimlenn çekilme taleple- rini reddederek tepkilen yumuşatmaya çalıştı. Ancak vahim olan hâkimlerin davalardan çekilmesinden çok. 1980'- den bu yana bu tür davalarda güvenlik güçleri lehine venlen kararlardı. Gü- venlik güçleri hakkmda sûç duyurusun- da bulanan mağdurlardan başka bunun üzerinde duran yoktu. • Binlerce insanın işkenceden geçiril- diği, 553'ünün gözaltında can verdıği. birokadannm yargısız infazlarda öldü- rüldüğü ve yüzü aşkın kişinin de halen kayıp olduğu 1980'den bu yana yargı- lanan ve yargılama sonucunda ceza alan güvenlik görevlisi sayısı bir elin par- maklannı geçmiyor. Güvenlik görevli- leri aleyhine yapılan suç duyurulannın büyük bir kısmı dikkate alınmıyor. Dik- kate alınıp açılan davalar yıllarca sürü- yor ve sonuçta zamanaşımma uğradığı için düşüyor. Yargısız infaz ve işkence davalannın çoğunda Adli Tıp Kuru- mu'mm, mağdurlar aleyhine verdiği ra- poriar sanıklan kurtardı. Samklann ce- za aldığı davalarda ise genellikle dava- lar TCK'nin en hafifletici maddelerin- den açıldığı için ya para ya da kısa bir süre meslekten men cezası verildi. Yargısız infaz, gözaltında ölüm ve iş- kence olaylannın en yoğun yaşandığı 1980-1990 yıllan arasında sadece 371 güvenlik görevlisi yargılandı. Oysa ay- nı süre içinde yalnızca gözaltında ve hapıshanede ölenlerin sayısı 297. Yapı- lan araştırmalarda 1980'le 1995 yılla- nnı kapsayan 15 yıllık süre içinde iş- kencede ölenlenn sayısı 445 olarak be- lirlendi. 1984 yılında TBMM'de oluş- turulan Ceza ve Tutukevlen Araştırma Komisyonu'nun 22 Kasım 1985 tarih- li raporuna göre, Eylül 1985'e kadar 2120 işkence davası açılmış. Zanlı po- lis sayısı 4623 olarak belirlenmiş. Açı- lan davalarda 2052 tanesinde polis suç- suz bulunurken, yalnızca 439 tanesi suçlu bulunmuş. 410 dava delıl yetersiz- liğinden düşmüş. Bunlara ek olarak sı- kıyönetım yetkılilenne yönelik 941 da- va açılmış, bu davalardan 624'ü düş- müş. 265 tanesinde sanıklar suçsuz bu- lunmuş ve sadece 105'inde ceza almış- lar. 'Kamu yaranna işkence' Türkiye'de bir yurttaş dığerinı "kas- ten" öldürürse TCK'nin 448 maddesı- ne göre 24 seneden 30 seneye kadar ağır hapis cezasına mahkûm olur. Eğer öl- dürmede "kasrt" yoksa TCK'nin 452. maddesi uygulanır ve 8 yıl ağır hapisle cezalandmlır. Şimdıye kadar gerek yargısız infaz, gerekse işkence ile adam öldürmek su- çundan hâkim önüne çıkan hiç bir po- lise "kasten adam öldürmek" suçun- dan dava açümadı. TCK'de 450. mad- deye göre.u cana\arca bir hisse\ ki ileve- ya işkence ve tazip ile ika" edılmesı ha- İınde faıhn ıdamla yargılanacağı belır- riliyor. Ancak bu madde de işkence sa- nıklannabugüne kadarhiç uygulanma- dı. Genellikle bu tür davalarda yargıla- nan güvenlik görevlileri için 59.madde gibi hafiftettci nedenlen göz önüne alan maddelerden dava açıldı Mahkemelerin verdiği bu hafif ceza- lar bile Yargıtay Ceza Genel Kurulu ta- rafından çok bulundu. 1996Mayısı'nda Yargıtay Ceza Genel Kurulu işkence sa- nığı Bolvadin Karakol Komutan Yar- dımcısı Hasan Benek'le ılgılı yerel mahkemenın verdiği karan kısmen boz- du. Yargıtay'a göre. işkence v aptığı bel- gelenen sanığa ceza venlirken. "işken- ceyi kişesel ııeden ve çıkan için yapma- dığı'' gerekçesi göz önüne alınarak ya- sada öngörülen en alt sınırdan belirlen- mesını istedi. Kurulun karan "işkence kamu yaranna bir suç mu?" sorusunu gündeme getirdi. Bu arada 1980'den sonra Türkiye de "akutböbrekyetmezliği''nde büv ük bir artış gözlendi. Bir başka artış da kafa- smı duvara çarpma. merdivenden veya camdan atlama olaylannda görüldü. Gözaltına alınanlar eğer "akut böbrek yetmezliği''nden ölmüyorsa mutlaka ya kafasmı duvara çanyor. ya camdan at- lıyor ya da kalonfer borusuna kendini asarak öldürüyordu. 17 yd sûren dava 1980 darbesınden sonra gözaltında ölüm olaylanndan yargılanan bazı jan- darma ve polıslerin davası yıllarca sür- düğü için zamanaşımma uğradı. Bin- göl'ün Genç ilçesi Suveren Köyü Ka- rakolunda gözaltına alman öğretmen Sıddık Bflgiıı'in işkence sonucu öldü- rülmesi olayından yargılanan Bınbaşı AB Şahin'in davası Ankara ile Dıyarba- kır mahkemeleri arasında gını geldi ve tam 9 yıl sürdü. Sonuçta Binbaşı Alı Şahin'in "görev gereğT öldürme emri verdiği kanaatıne vanldı ve beraat ettı- rildi. Yıne 1985 yılında Yozgat'ta "v'asadı- şı örgüt üyesi olduklan" gerekçesıyle Av.Şakir keçeii. Naci \ ıldınm. Tahsin İpek, Mustafa Gök ve Zafer Turgut gö- zaltına alındı ve işkence sonucunda Tahsin lpek'ın kangren olan olan aya- ğı kesildı. Sanıklara işkence >aptıklan gerekçesıyle 5 emnıyet görevlisi hak- kında dava açıldı. Ancak bu dava da 9 yıl sürdü ve zamanaşımma uğradığı için sanık polisler ceza almaktan kurtuldu. Cünkü dava düşmüştü Uzun süren davalar konusunda bır ömek var ki. herhalde Türk vargı tan- hinde bir benzeri yoktur 2 Ağustos 1980'de gözaltına alman ve işkence so- nucu öldürülen FarukTuna'nın davası tam 18 yıldırsürüyor. Ünlü işkencecüer Kemal YazKio^u: 1980'de Ankara Emnıyet Müdürlüğü DAL Grubunda görev yaptı ve Dev-Yol'culann sorgu- lamalarında bulundu. İşkence merkezi olarak ünlenen DAÜda birçok Dev- Yol'cu, Yazıcıoğlu'nun kendisine iş- kence yaptığmı açıkladı. Behçet Dinle- rer, Zevnel Abidin Çe> lan. AK Adil Yü- maz, Hasan AskerOzmen, Metin Sarp- bulut, Hüsevin Çolak, Kenan Küçük. Asker Demir. Satılmış Şahin Dokuyucu ve Vedat Aldoğan işkence sonucu DALdacan verdi. Dev-Yol sanıklanndanRızaÖdemiş. Yazıcıoğlu'nun kendisıne nasıl işkence yaptığını aynntılanyla açıkladı. Ancak o tarihte Başkomıser olan Yazıcıoğlu. mesleğınde süreklı yükseldı. Izmır ve tstanbul Emnıyet Müdürü oldu. Şimdı Ordu Valısı olan Yazıcıoğlu, Yılmazta- rafından Emnıyet Genel Müdürlüğü'ne getırlmek ıstenıyor. Tûrkeş öldüğünde -Nei)grendiysemsendenöğrenuim"dı- ye yazan Yazıcıoğlu, ülkücü polıslerin en ünlüsü olarak bılınıyor. Mehmethan Tokuş: Görev yaptığı tüm bırımlerde "işkence yapma ve adam öldürme" suçlamalanyla yargı- landı ve soruşturmaya uğradı. Kırşe- hır'de görev yaptığı sırada 25 Ağutos 1975 tarihinde Kemal Köksal ve Meh- met Karakava adlı kışılere işkence ya- pan Tokuş, Kırşehır Aslıye Ceza Mah- kemesi'nde 2 Kasım 1982 tarihinde 2 ay 15 gün hapis cezasına mahkûm ol- du. 1989 yılında da "hırsızlık vapüğT ıddiasıyla gözaltına alınan Neriman Pa- piş adlı kadını "işkence ile öldürmek" suçundan vargılandı \e delil yetersizli- ğınden beraat ettı. Görev yaptığı Vi- ze'de Se>'fi Meriç adlı solcu öğrenciyi arkadan vurarak yaraladığı. Çorlu'da Vefalı Hikmet ısimli kişiyi polis otosuy- la çarparak öldürdüğü için soruşturma- ya uğradı. Kazayı yaptığı sırada "sar- hoş" olduğu ıçm kıdem indiıme cezası Binbaşı Cafer Ta>y ar Çağla\an: Ocak 1989'da Cizre'nin YeşiKurt köyün- de köylülere dışlo \edirmekk suçlandı. Önce Cizre, ardından da Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandı. Dava, TCK'nin 243. maddesi ye- rine Asliye Ceza'nın alanına giren 245. maddeden açıldı ve 13 Haziran 1990'da "kötü muamele" suçundan 2 ay 15 gün hapis cezasına çarptmldı. Ceza önce 375 bin lira para cezasına çevrildi. sonrasında da tecil edildi. Mehmethan Tokuş aldı. Mehmethan Tokuş'un adı Gazı Po- lis Karakolu'nda simitçi Bayram Du- ran'ın ışkencede öldürüldüğü iddasıy- la gündeme geldi. Tokuş. 17 kişinin öl- düğü Gazi olaylan sırasında görevden alındı. Yüzbaşı Esat Oktay Yıkhran: 1981 yılı şubat ayında Diyarbakır Cezaevi lç- güvenlik Amiri Mevtöt Akkoyun'un ye- rine atandı. Diyarbakır Cezaevı'ndeki en korkunç işkence yöntemlen ve ölüm olaylannın büyük çoğunluğu onun dö- nemınde oldu. Tutuklulara dışkı, bit ve fare yedirme, makatlara cop sokma, ko- ğuşlara sis bombası atma, kaba dayak ve hücre cezası onun döneminde siste- matik hale getirildi. Görev yaptığı süre içinde 30'un üze- rinde ölüm olayının meydana geldiğı Diyarbakır Cezaevi'nde 1981 yılında Mazhım Doğan kendini asarak, Ferhat Kutay, NecmiÖner, EşrefAyıkve Mah- mut Zengin kendini yakarak ölümü ış- kenceye yeğledi. 1982 yılında başlayan ölüm orucunda Kemal Pir, M.Hayri Durmuş, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek ya- şamını yitirdı. Aynı dönemde Cemal Kıhçve AzizOzbay gördüklen ışkence- ye dayanamayarak öldüler. Esat Oktay Yıldıran yaptığı insanlık dışı uygula- malardan hiçbir ceza almadı. 1987 yı- lında bindiği otobüse açılan ateş sonu- cunda öldü. Naci Parmaksız: Adana Emniyet Müdürü olduğu 1987 yılında Mehmet Erdalgözadlı gürnrukmemuruna işken- ce yaptığı savıyla hakkmda suç duyu- rusunda bulunuldu. Suç duyusurundan sonra Parmaksız hakkında hiç bir işlem yapılmadığı için Türkiye Avrupa İnsan Haklan KoTmsyonu'ndayargtlandı. tş- kence gördûğünü doktorraporuylabel- geleyen Mehmet Erdalgöz'ün suç du- yurusu üzerine soruşturma engellendi. Dönemın tçışlen Bakanı Abdulkadir Aksu'nun verdiği soruşturma emri de evrak üzerinde tahnfat yapılarak yeri- ne getınlmedi. Parmaksız, 1993 yılın- da Adana'ya vali olarak atandı. Reşat Altay: tstanbul'da Emniyet Müdür Yardımcısı olduğu sürede birçok yargısız infaz olayının planlayıcısı ve emır veren kışı olarak biliniyor. Siyasi §ube Müdürü olarak görev yaptığı sı- rada 17 Nisan 1992 tarihinde Çıfteha- vuzlar baskınmdan dolayı hakkmda Ka- dıköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde da- va açıldı. Geçen yıl Tokat'a Emniyet Müdürü olarak atandı. HaBl İbrahim Şahin: Özel Harekât Dairesi Başkanı olarak uzun süre görev yapan Şahin, Çiftehavuzlar baskının- dan dolayı Reşat Altay'la birlikte yar- gılanıyor. Şahin aynca Susurluk çetesı ve Ömer l.ütfü Topal'm öldürülmesı olayından dolayı da yargılanıyor. ŞefıkKul: tstanbul'daki birçok yar- gısız infaz olayında adı geçti. Önce 12 Temmuz 1991 tarihinde Nişantaşı, Di- kilitaş, Levent ve Balmumcu semtlenn- de üç ev ve bır işyeri baskını, ardından 28 Eylül 1994 tarihinde Beşiktaş-El- mas Kafeterya baskmmda görev aldı. Kul, son olarak da 27 Ocak 1992'de Mahmutbey'de üç kişinin öldüğü bas- kında yer aldı. Her üç baskın ıçın de hakkında davalar açıldı. Davalan halen sürüyor. Ayhan Çarkuı: Susurluk çetesi ve To- pal'ın öldürülmesınde adı geçen ve yar- gılanan Çarkm, Perpa ve Kartal'da Bed- ri Yağan'ın öldüğü baskınlara görev al- dı. Çarkın hakkında "yargısıztnfaz" su- çundan davalar açıldı. IFIRNOKTASI/ ORAL ÇALIŞLAR oral.calislar(S raksnet.com 'Kaniı Pazar'tn üzerinden 29 yıl geçmiş, bugünden itibaren 30. yılına girmiş bulunuyoruz. Genç- ler ve hatta orta yaşlılar bile 'Kan- lı Pazar'\ hatırlamazlar. Şubat 1969'daABD 6. Filosu istanbul lı- manlanna demirlemiştı. 1968 gençliği, her 6.Filo'nun gelişınde otduğu gibı bu kez de çeşitli gös- teriler yaptı. Bu gösterilerden en büyuğü 16 Şubat'ta Istanbul'da düzenlenmişti. Gösterinin adı "Emperya/ızrne Karşı Mustafa Kemal Yürûyüşü" idi. Bu yürüyüş hazırlanırken, sağcılar da çeşitli tertıplere giriş- mişlerdi. O zaman Islamcı-Türk- çü çizgı Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) içindeörgütlüydü. Demi- rel başkanlığındaki hükümetin ve polislerm desteği ve korumasın- dakı MTTB, salciın karargâhı gi- biydi. Mitingden iki gün önce MTTB, Beyazıt Meydanı'nda bir toplan- tı düzenlemiş ve ABD aleyhtarı gösterilere karşı saldırıya girişe- ceğini açıklamıştı. Bu hazırlığın ardından 16 Şubat sabahı, Dol- mabahçe, Unkapanı ve Beyazıt Camii'nde namaz kılanlar, yürü- 30 Yıl Sonra 'Kanlı Pazar' yüşü basmak üzere bellı merkez- lerde toplanarak Taksım'e dogru harekete geçtiler. ABD'yı protesto eden gençler, Beyazıt'tan Dolmabahçe yoluyla Taksim'e doğru geliyoriardı. ıs- lamcı-Türkçü kırması saldırgan topluluk ıse yürüyüş kolları mey- dana gırmeden polısın gözlerı önünde Taksım'e yerteştıler. Yü- rüyüş kolunun ılkı alana gırer gir- mez saldırı başlatıldı. Bıçak ve sopalaria savunmasız insanlann üzerine yürüyen ve polısın deste- ğıni alan gerıcıler, ıkı kişiyi öldür- düler, çok sayıda gencı de yara- layıp hastanelık ettıler. Katıllerın fotograflan ertesı gün yayımlanan gazetelerde yer aldı. Isimlen bel- li oldu. Bu saldın önceden bilinmesi- ne, Islamcı gazetelerde günlerce cihat çağrıları yapılmasına rağ- men polis. hiçbir önlem almadığı gibı, saldırganlara yardımcı oldu. O günleri bır gazeteci olarak ya- şayan Şükran Soner'e. adı sanı belli saldırganlara ne yapıldığını sordum. Hiçbirinm yargı önüne çıkanlmadığını ve cezalandırılma- dığını anlattı. 'Kanlı Pazar'm olduğu günler- de, babamı yıtırmıştım ve Tar- sus'taydım. Bizler de Adana'da benzer bir protesto gösterisı yap- mayı kararlaştırmıştık. istan- bul'da saldırının olduğu saatlerde aynı saldınlara biz de uğradık. Selahattin Uyar ve şımdı Sabah gazetesi yazan olan Necati Doğ- ru da yaralananlar arasmdaydı. Saldınyı o zaman Süleyman De- mirel'in Genel Başkanı olduğu AP'lıler düzenlemişti. Ülkenin dört bır yanında önceden plan- lanmış bır toplu saldırıyla yüz yü- ze olduğumuz ortaya çıktı. Necati Doğru'yla 30 yıl sonra o günkü olaylan konuştuk. O yıllar- da İstanbul Üniversitesi Sosyolo- ji-Psikoloji Bölümü öğrencısi olan Adanalı Doğru, şunlan söyledi: "Dayak yıyen ve mitıngı dağıtılan bizdık. Yasal mitingimiz saldınya uğramıştı ve saldırganlarbizi has- tanelik etmişlerdı. Işin ılginç yanı polis bizleri sanık olarak sorgu- ladı. Sorgu sırasında da 'Bir da- ha boyle işlere kanşmayın, başı- nıza daha çok belalar açılır' diye- rek bizleri tehdit etti. Saldtrgan- lar ise hiç ortaya çıkmadı. Dava da açılmadı. Türkiye, Susuhuk'a bu anlayışlann sonucu olarak geldi. O günlerde bu saldınlan organıze edenler Süleyman De- mırel'in AP'lilenydı. Demirel oza- man Başbakan'dı, şımdi de Cumhurbaşkanı. Ne değişti ki?" 'Kanlı Pazar' öncesi ve sonra- sı, devletin başında bulunanlann sol düşmanlığı, demokrasi düş- manlığı hiç değişmedı. işin ılginç yönlerınden birisi o dönemde Is- lamcılar. AP tarafından kullanılı- yorlar ve komünizm düşmanlığı- nın ve ABD savunuculuğunun militanlığını yapıyorlar, camilerı bu amaçla örgüt merkezleri olarak kullanıyorlardı. Çok sayıda dev- nmcı ve solcu genç, daha sonra- ki olaylarda polisin koruması al- tındaki sağcıların saldırılarında yaşamlarını yitırdiler. O cinayet- lere kanşan ve birçoğunun suçu sabit olanlar, polisin, yargının 'hoşgörüsüyie' davalardan sıyn- lıp, aklandılar. O dönemin dosyalannı kanştı- rın, birçok cinayette adı geçen sağcılan, milletvekıli, bakan, ge- nel müdür olarak görebilirsiniz. Onlar, yaptıklannın karşılığı ola- rak ödüllendirildiler, devtetın iltifa- tına mazhar oldular. Türkiye bugünlere nasıl geldi diye merak ediyorsanız, 'Kanlı Pazar' cınayetlerinden itibaren yaşanan süreci gazete sayfala- rından izleyın, gerçeği görürsü- nüz. Solu ezıp yok etmek ama- cıyla, saldırılar düzenlendı, cına- yetler işlendi. Türkiye'yi yöneten- ler ise hep saldırganlan korudu- lar. Yalnızca korudular mı? Yoksa bizzat bu saldınlan organıze mi ettiler? Bu sorunun cevabı orta- ya çıkanlabildiği zaman, devlet içinde cinayetleri organize eden odak hesap verdiği zaman, Tür- kiye'dekı demokratikleşmenin önü açılacaktır. 'Kanlı Pazar'tn üzerinden 30 yıl geçtı? Acaba gerçekten ne de- ğışti? Kcıclın koUannın Güneydoğu atağı • Yerel kadın kurultaylan 21 Şubat'ta Siirt'te başlayacak."Etkin Çözüm İçin Kadmlar Konuşuyor" sloganının kullanıldığı projenin ilk kurultayma ÇHP Genel Başkanı Deniz Baykal da katılacak. İSTANBUL/ANKARA (Cum- huriyet)-CHP Kadın Kollan'nca başlatılan yerel kadın kurultaylan 21 Şubat'ta başlıyor. CHP Kadın Kollan Genel Başkanı Güldal Okuducu, acil sorunlara, somut önerilerle lyi, doğru ve yeni bir ba- kış açısı getirmeye çalıştıklannı belirterek "Amacmuz sayılan 100 binlerle ifade edilebiiecek kadınla- ruı görüşlerini alarak,CHP'nin ka- dın politikalannın temeüni oluştur- mak" dedi. CHP Kadın Kollan'nca Türki- ye'nin değişik coğrafi bölgelerin- deki 6 ilde yapılacak olan yerel ka- dın kurultaylan 21 Şubat"ta Siirt'te başlayacak. "Etkin Çözüm İçin Kadınlar Konuşuyor" sloganının kullanıldığı projenin ılk kurultayı- na CHP Genel Başkanı Deniz Bay- kal da katılacak. Toplantıda "•Gü- neydoğu'da kadın olmak" konusu başta olmak üzere ülkenin ve ka- dınlann diğer sorunlan tartışılacak ve kadınlar namus anlayışından töre baskısına. eşlenyle olan ilışkı- lennden bannma sorununa kadar pek çok konuda fikirlerini açıkla- yacaklar. Çalışmalan yürüten CHP Kadın Kollan Genel Başkanı Gül- dal Okuducu, amaçlannın her coğ- rafi bölgeden bır ılde, bırer gün sü- recek toplantılar yaparak, elde et- tikleri sonuçlan somut önerilere ve CHP'nin kadın polıtikalanna dö- nüştürmek olduğunu söyledi. Oku- ducu, Siirt'e ansiklopedi, kitap, giysi ve ilaç konvoyuyla gidecek- lerini ve köy okullan da dahil ol- mak üzere tüm okullan ziyaret edeceklerinı vurgulayarak "100 kadar CHP'li kadın tüm mahalie ve sokaklantrtrayacağtz. Siz-bizay- nmınıortadan kaldırmak, 1 hafta- da 50 ev toplannsı yapmak istiyo- ruz." diye konuştu. Yardım malze- meleri yann CHP Beyoğlu llçe Başkanlığı önünden yola çıkanla- cak. 8 Mart'ta Ankara'da, 22 Mart'ta Denizlı'de, 18 Nisan'da Konya'da, 2 Mayıs'ta Tekirdağ'da, 28 Şubat ve 17 Mayıs'ta ise Istan- bul'da toplantılann yapilacağinı belirten Okuducu, 28 Şubat'taki toplantıya toplumun aydın kesim- lerinden, gazeteci. yazar, öğretim üyesi 80 kadının katılacağını kay- detti. Okuducu. yerel kadın kurul- taylannm, o bölgenin tüm sorunla- nnın kadın gözüyle tartışıldığı bir serbest kürsüye dönüşeceğini ve toplantılara katılan kadınlann ko- nuya hazırlanıp geleceklerini de ifade ederek şöyle devam etti: "Bu toplantılar, Açık Mikrofon ve Kadın Danış Merkezleri proje- lerimizle birbirini tamamlayan projeler. Kadro eğitiminin önemi- ni göz önünde tutarak parti içi eği- tün seferberüği başlattık. Burada, politikanın yanında güzel konuş- madan, ilk temasın nasıl sağlanaca- ğına kadar pek çok konuda kendi- mizi eğitiyoruz. 5 bin kadının ko- nuşması 50 bin kadının konuşma- sı anlamına geliyor. Tüm bu çauş- malar sonrasında Türkiye Kadın Raporu ortaya çıkacak ve bu çalış- malar CHP iktidannda kadın po- litikalannın temelini oluşturacak. KendUeriyle ilgili poütikalarda sö- zü kadmlar söylevecek." Devlet Bakanı Gürel 4 Aynmcı politika fle diyalog olmaz' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Devlet Ba- kanı Şükrü Sina Gürel, Avrupa Birliği (AB) ile yeni bir görüşme süreci için oluşturulan Koordı- nasyon Kurulu'nu ikinci kez topladı. Gürel. AB'nin Türkıye'ye karşı aynmcı tutumunu değiş- tirmediği sürece diyalo- ğun mümkün olmadığını söyledi. Avnıpa Birliği Koordinasyon Kurulu, Şükrü Sina Gürel başkan- lıgındadüntoplandı. Gü- rel. 9 Ekim'deki ilk top- lantıda oluşturulan 14 alt komitenin çalışmalannı tamamladığını ve ana ra- porlannı bakanlığa sun- duklannı belirterek ıkin- ci toplantıdada raporlann komıte temsılcılerinden dınlenerek değerlendır- me yapılacağını bildırdı. Gürel, şunlan söyledi: "AB'ıün Lüksemburg dorukkaranyla ilgili. hü- kümetimiz değerlendir- me yapmış, AB ile kap- samlı ve çok yönlü siyasi (fiyaloğun.AvrupaBiriiğû Türkiye'yç karşı aynmcı tutumunu değiştirmediği sürece mümkün olmadı- ğını açıklamıştı. Bu çerçe- vedeki tutumumuz eibet- teki devam etmektedir. İlişkilerin geüştirilmesi büyük öiçüde AB'nin üzerine düsen ve şimdiye kadar yerine geurmediği esaslı yükümlülükleri ye- rine getirmesine bağlıdır. Türkiy^'nin kendi üzeri- ne düşen yükümlülükleri nasıl yerine getirileceği konusunun da toplanüda ele alınacak"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle