Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17ŞUBAT1998SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
Zorunluya
para yok
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Flash TV'nin
zorunlu tasarruf fonuyla
ilgili başlattığı "Hakkımızı
istiyoruz" kampanyası
çercevesinde topladığı
imzalar, Çahşma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Nami
Çağan'a iletildi. Çahşma
ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Çağan, zorunlu
tasarruf uygulamasının
sürdürülemez bir noktaya
geldiğini bildirdi. Para
bulunmayan fonun bütçe
yoluyla tasfiyesinin de
olanaksız oldugunu
anlatan Çağan, zorunlu
tasarruf birikimlerinin
borsada kote ettirilecek
Türk Telekom hisseleriyle
dağıtılabileceğini
vurguladı.
İlaç sektöpünde
taptışma
• tZMm (AA) - îzmir
Eczacı Odası Başkanı
Mustafa Sezen. 1999 yılı
başında yüriirlüğe girecek
olan patent anlaşmasının,
Türkiye'de ilaç sanayii ve
halka büyük darbe
vuracağını savundu.
Sezen, Türk ilaç
sanayiinin,
hammaddesinin tamamını
ithal ederek, lisans
anlaşmasıyla üretim
yaptığına işaret ederek,
1999 yıh başında
hammadde üreten orijin
firmalann, Türkiye'de
yatınm hazırhğında
oldugunu belirtti.
SEKA'mn
özelleştipilmesi
• Ekonomi Servisi -
Selüloz-tş Sendikası Genel
Başkanı Davut Bozkan,
özelleştirme kapsamına
alman SEKA'da genel
müdür dışındaki tüm
personelin atama ve yer
değiştirme işletnleriyle
ilgili tüm yetkinin
Özelleştirme ldaresi
Başkanhğı'na
devTedilmesini
eleştirdi. Bozkan yaptığı
yazılı açıklamada,
KTT'lerin önce
misyonlanndan
uzaİclaştınldığını sonra da
halka düşman olarak
gösterildiğini belirtti.
Toyota'dan 4.5
milyon araç
• ANKARA (AA)-
Japonya'nın ünlü otomobil
fırması Toyota'nm, geçen
yıl, çeşitli tipte 4 milyon
297 bin 955 adet araç
ürettiği bildirildi. Firmanm
Japonya'da geçen yıl
ürettiği otomobil miktan,
önceki yıla göre yüzde 4
artarken kamyon ve otobüs
üretimi yüzde 3.5 geriledi.
Erdem, Telekom
sektörüne girdi
• Ekonomi Servisi -
Telekomünikasyon
sektöründe faaliyet
gösteren Erdem Holding
bünyesinde açılan Ertel
Erdem Telekomünikasyon
Elektronik ve Bilgi lşlem
AŞ, GSM ve elektronik
sektöründe faaliyet
gösterecek.
Maliye Bakanı Temizel, faiz gelirleri de dahil her türlü gelirin vergilendirileceğini söyledi
'Herkes beyannaıne verecek'Ekonomi Servisi - Maliye Bakanı Zekeri-
ya Temizel, hazırlanan vergi yasa tasansıyla
vergisini verip "çatır çaür hesabınT sora-
cak bir ortam yarattıklannı söyledi. Temizel,
menkul sermaye iratlarının vergilendirilme-
si için elde edilen faiz kazançlan için beyan-
name verilmesi konusundaki itirazları eleş-
tirerek "Beyanname veriyorum diye utana-
cak korkacak ne var? Herkesin de beyanna-
me verdiğini göreceksiniz. L tanmak yertae
öviinç duvulmalT dedi.
'Dünya Globus Sohbetleri 98/Fe katılan
Maliye Bakanı Zekeriya Temizel, vergi ko-
nusundaki sorulan yanıtladı. Türk vergi sis-
temini içinde yaşanabilir hale getirecek dü-
zenlemeleri yaptıklannı belirten Temizel,
vergi tasansında her türlü kazancın vergi-
lendirilmesi ve vergi numarası uygulaması-
nın reform niteliği taşıdığını. diğerlerinin
•*teknik düzenleme'1
olarak nitelendirilece-
ğini söyledi. 1998 bütçesinde faiz ödeme-
leri için 5.9 katrilyon lira aynldığını, bu ra-
kamın önümüzdeki yıllarda 11-12 katrilyon
liraya çıkabileceğini kaydeden Temizel, "Ka-
ra bir tabk) olan bu durum vergi düzenleme-
si vereformlanzorunlu kıldı* dedi.
Vergi oranlannın ekonomik faaliyetlerde
bulunmamayı teşvık eder hale geldiğini, el-
de edilmeyen gelirleri vergilendirirken kaza-
nılan gelirlerin de vergisinin alınmadığını
• Maliye Bakanı Zekeriya Temizel, vergi
tasansında her türlü kazancın vergilendirilmesi
ve vergi numarası uygulamasının reform niteliği
taşıdığını, diğerlerinin 'teknik düzenleme'
olarak nitelendirileceğini söyledi. Temizel, faiz
gelirlerinin vergilendirilmesinde stopaj
yolunda ısrar edilmesini anlamadığını söyledi.
vurgulayan Temizel, "Ceza sistemi caydmcı
değil. biz cezalan basite indirdik. Vergi taba-
nını genişletmek için her türlü kazancın ver-
gilendirilmesini getirdik. Götürii vergikndir-
me, vergi sisteminden çıkanldı. Zirai kazanç-
lannvergüendirilmesinde her ürün için müs-
tahsfl makbuzu aunacak" diye konuştu.
Her türlü gelirin vergilendirileceğinin al-
tını çizen Temizel, vergi kapsamının dışın-
da kalan toplumu rahatsız eder hale gelen kâr
rantlannın vergilendirilmesi için emlak be-
yannamelerinde gayrimenkullerin gerçek be-
delleriyle beyan edilme olanağı getirildiği-
ni söyledi.
'Utanacaknevar?.•>'
Temizel, faiz gelirlerinin vergilendirme ye-
rine. stopaj yoluyla vergilendirilmesi konu-
sundaki ısrarlan anlamadığını belirterek,
" Beyannamevermekte nevar, utanacak kor-
kacak ne var, devletine niye güvenmiyor?
Herkesin beyanname verdiğini göreceksiniz.
Vergisini verip çaûr çaür hesap soracak or-
tam yaraüyoruz. Vergi veriyorum diye utan-
mayagerekyok" dedi. Temizel. İstanbul Def-
terdarlığı döneminde isim vermeden Matfld
Manukyan'ın gelir vergisi şampiyonu oldu-
gunu anımsatarak "Bir bayanıttanederdik.
Gazeteierde çarşafçarşafgeçerdi. sonra sis-
tem değişti. başkalan vergi mükeUefı oluyor.
Beyannameverüince yeni bir sistem gündem-
de olacak. Herkes de beyannamesini vere-
cek" şeklinde konuştu. Temizel, stopaj ora-
nı yüzde 2 iken vergi yükünün yüzde 37 ol-
dugunu, yüzde 20'ye çıkanlması durumun-
da yüzde 62 olacağına dikkat çekti.
Temizel. servet beyanının tasanda yer al-
madığını belirterek "devlet taranndan ka-
yıtlan tutulan ya da devlet güvencesinde yer
alan" kazançlann \ ergi kapsamına gırmedi-
ğini bildirdi. Vergi mükellefleri için mevcut
düzenlemeden farklı olarak vergi yükünü
Cumhur Ersümer, santral ihalelerinin işlemlerinin sürdüğünü söyledi
Bakan yargıyı diıdemiyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Cumhur
Ersümer. yargının iptal
kararının santral ihalelerini
etkilemeyeceğini iddia ederek
ihale işlemlerinin sürdüğünü
açıkladı. Bakan Ersümer.
Ankara 1. İdare
Mahkemesi"nin 12 santralın
özelleştirilmesine ilişkin işlemi
iptal eden karanna karşı
Danıştay'a temyiz başvurusu
yapacaklannı söyledi. Santral
ihalelerinin iptal edilmesi
istemiyle açılan davalarda
• Santral ihalelerinin iptal edilmesi istemiyle açılan
davalarda idare mahkemelerinin 29 ret karan verdiğini
kaydeden Ersümer, bakanlığın ihale duyurusunun kesin
ve uygulanabilir nitelikte olmadığı, dolayısıyla aleyhinde
iptal davası açılamayacağı savunmasını yaptı.
idare mahkemelerinin 29 ret
kararı verdiğini kaydeden
Ersümer. bakanlığın ihale
duyurusunun kesin ve
uygulanabilir nitelikte
olmadığı, dolayısıyla aleyhinde
iptal davası açılamayacağı
savunmasını yaptı. Cumhur
Ersümer, Bakanlar Kurulu'nun
onayınm daha sonra
alınacağını bildirdi.
Kamu lşletmeciliğini
Geliştırme Merkezi (KJGEM)
Genel Sekreteri Üter Ertuğrul.
idari yargıda temyiz
başvurusunda bulunulmasının
iptal karannın uygulanmasım
geciktirmeyeceğini ve iptal
karannın hemen uygulanması
gerektiğini belirtti. Mahkeme
karannın ihalelerle ilgili olarak
bugüne kadar yapılan bütün
işlemleri hükümsüz bıraktığını
vurgulayan Ertuğrul.
bakanlığın yargı karannı
uygulamaması durumunda suç
duyurusunda bulunacaklannı
söyledi. Mahkemelerin
davalan usul yönünden
reddettiğine ve iptal karan
veren Ankara 1. tdare
Mahkemesi'nin esası ele alarak
bu karara vardığına dikkat
çeken Ertuğrul, Danıştay'ın
içtihatlannın da aynı yönde
olduğuna dikkat çekti.
arttıncı hiçbir hüküm bulunmadığını vurgu-
layan Zekeriya Temizel. "5.9 katrilyon lira
faizyükü.3.4 katrilyon personel gideri 1.4 kat-
rüyon lira sosyal güvenlik kuruluşlannın açık-
lan var. Bu koşullaralnndaistediginizdüzen-
lemeleri yapamazsınız.
Maliye Bakanı Zekeriya Temizel, enflas-
yon muhasebesi sisteminin uygulanmasının
söz konusu ohnadığını, tasanda 16 değişik
maddenin mükellefi enflasyona karşı koru-
duğunu söyledi. Temizel. "97 ve öncesi için
enflasyon muhasebesi uygularsak vergi gelir-
lerinin üzerine bir bardak su içeriz. Türk ver-
gi sisteminde yapılacak düzenleme kalmadı
diyemiyorum. 3 adım atiyoruz. geri kalan 7
adım içinde inşallah enflasyon muhasebesi
olmaz. MaByeBakanıolarakben direnişgös-
teriyorum" dedi.
Faiz vergisine eleştirüer
Temizel. bir soru üzerine yastık altındaki
mücevher, altın. antika eşya gibi kıymetler
için beyanname verilmeyeceğini, satış esna-
sında belge alınması halinde vergilendirilme-
yeceğini söyledi. Temizel, 8 milyar lira mev-
duat faizi elde eden bir kişinin 98 milyon li-
ra iade alacağını. buna karşılık aynı miktar-
da repo geliri elde edenin 861 milyon lira ver-
gi vereceğini belirtti.
Temizel 50 milyar lira faiz geliri olan dev-
let tahvili ve Hazine bonosu elde
eden bir kişinin 1 milyar 335 mil-
yon lira vergi ödeyeceğini, aynı
miktarda repo geliri elde eden ve-
ya aynı miktarda off-shore banka-
lannda mevduatı olanlann ise 7
milyar 335 milyon lira vergi öde-
yeceğini söyledi. Maliye Bakanlı-
gı'nın faiz gelirlerinin vergilendi-
rilmesiyle ayn bir vergi koyduğu
yolundaki eleştirileri yamtlayan
Temizel, "Vergi ödememişlerin
karşı koyması doğal. Piyasalar al-
tüst olmaz. Çünkü geçmiş gelirle-
ri vergüendiriyor. Borsanın vergi-
lendirilmesi de piyasalan etkile-
mez. Bankalardan para yasük al-
üna kaçar denildi. Vergi almak is-
tiyoruz. Hakkaniyedivergi almak,
vergi gelirierini enflasyona karşı
korumakistiyoruz. Enflasyonu bu
sayedeortadan kaldıracagrz. 98'de
9J& katrilyon vergi öngörüyoruz.
Hakkaniyetlitoplarsak 15katrilyon
olacak veTürkiye'nin hiçbirsoru-
nu kalmavacak" dedi.
Güneydoğulu sanayici ve esnaf, Irak -ABD savaşı olasılığmdan son derece rahatsız
'Savâş, G. Doğu için felç dem
ENVERSEVIŞ
DtYARBAKlR - Güneydoğu Sanayici
ve Işadamlan Derneği (GÜNSİAD) tara-
fından hazırlanan "Körfez SavaşıveGüney-
doğu Ekonomisi'" konulu raporda, olası bir
savaşta HaburGümrük K.apısı'nın kapatıl-
ması halinde, Güneydoğu ekonomisinin
1991 yılında olduğu gibi felce uğrayacağı
belirtildi. Raporda, Irakaticaretindurma-
sı halinde, Güneydoğu esnafının günde 3
milyon dolar kayba uğrayacağına dikkat
çekildi.
GÜNSİAD İdare Müdürii Celal Balık
tarafından hazırlanan rapor4a. 1989 ve
1990 yıllannda Irak'la yapılan ihracatın 1
milyar dolar olduğu. bu rakamın 1991 yı-
Iından sonra 839 milyon dolara düştüğü
belirtildi. Raporda. 1991 yılında Körfez
savaşmın başlamasıyla Güneydoğu ticare-
tinin felce uğradığı, bölgede 45 bin tanke-
rin kontak, 3 bine yakın esnafın da kepenk
kapattığına yer verildi. Başta Diyarbakır,
Mardin, Siirt, Şırnak. Hakkâri ve Şanlıur-
fa illerinin göç verdiği de \urgulanan ra-
porda, lCörfez savaşının etkileriyle ilgili şu
görüşlere yer verildi: **Körfez savaşı nede-
niyle ihracatı düşen ve BM kararlanna say-
Savaşın Güneydoğu esnafını günde 3 mihon dolar kayba uğratacağı iddia edilivor.
gı gösteren Türkive'nin zaran 28 milyar
324 mihon dolardır."
Göçler sebebiyle uğranan görünmeyen
zarann önemine değinilen raporda. 'Tür-
kiye'nin bu zaran telafi edemediği gibi'
mevcut pazannı da başka ülkelere kaptırdığı
vurgulandı.
Bu olumsuzluklann tekrannın olmama-
sı için gerekli tüm tedbirleri alınmaması ha-
linde, Güneydoğu esnafının sınırticaretin-
den ekonomik kaybı günde 3 milyon dolar
olacağı kaydedildi.
Türk-ABD iş Konseyi
Işadamlannın
kriz endişesi
Ekonomi Servisi- Türk- Amerikan İş
Konseyi Başkanı Mustafa Koç. 1991 yı-
lında yaşanan Körfez Savaşf nda Ameri-
ka'ya en yakın ülke olan Türkiye'nin Kör-
fez krizinden en çok zarar gören ülke ol-
dugunu söyledi.
Türk- Amerikan İş Konseyi ile Ameri-
can-Turkish Council'in birliİcte 25-28 Şu-
bat tarihleri arasında Washington'a dü-
zenleyeceği resmi olmayan ziyarette, ABD
hükürneti yetkilileri ve Kongre üyeleriy-
le yapacaklan görüşmeleTde. 'muhtemel
bir Irak müdahalesinden Türkiye'nin en
azzararlaçıkması' gibi çeşitli beklentile-
rin de aktanlacağı belirtildi.
Mustafa Koç. "Türtdye en çok Ameri-
ka'nın yanında olup en çok kaybeden ül-
ke oldu. Amerika, Arap ülkelerinin bfle
krizde uğradığı zaran karşıladı" dedi.
İŞÇİNİN EYRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
İlişkiler
ABD'nin jandarmalığında yeni dünya sömürü dü-
zeninin ne menem birşey oldugunu sergilemede Kör-
fez krizinin ortaya çıkardıklan yetmiyormuş gibi..
Irak'a ambargonun kalkmaması, Irak petrolünün
dünya piyasasına girmemesi, petrol fıyatlannın düş-
mesinin engellenmesi ya da silah piyasasının canlan-
dınlması, yeni silah üretimlerinin pazarlanması öyle-
sine önemli ki Irak ödün verdikçe, ABD'nin müdaha-
le gerekçelerinin haksızlığı giderek daha çok açığa çı-
kıyor, ama hâlâ savaş tehdidi ortadan kalkmış gözük-
müyor.
Ergin Yıldızoğlu dün yine birinci sayfadaki "Dün-
yanın hâkimi çokuluslu şirketler", ekonomi köşesin-
deki "Yeni Feodaller" başlıklı yazılan ile bir yerlerimi-
ze iğneler batırdı... Şirketler arasındaki küresel birieş-
meler, üretimden koparak rant gelirine yönelme, asa-
laklaşma, serbest rekabet söylemi altında, mali ve sa-
nayi piyasalann dev şirketlerin egemenligine girme-
si, dünya ölçeginde çokuluslu tekellerin çıkartannı
kollayacak, egemenliklerini pekiştirecek anlaşmalar.
Büyük bir gizlilik içinde kotarılıp, uygulandıktan son-
ra ancak, insanlığa ağır bedelleri ortaya çıkmaya baş-
lıyor. Insanhğın büyük acılar, bedeller karşılığında ka-
zandığı sosyal hak ve güvenceler, başta sendikal hak-
lar, sağlık ve çalışma koşullan olmak üzere, sosyal dev-
let kapsamına giren bütün insan haklan, bir bir geri
ahnıyor.
Yıldızoğlu'nun sözünü ettiği 29 OECD ülkesi ara-
sında Türkiye de var mı? Bunu bilerniyoruz. Ama ge-
rek Amerikan Tıcaret Bakanı'nın gerekse IMF heye-
tinin Türkiye'yi ziyaretlerinde, çokuluslu ticari şirket-
lerin güvencelerine ilişkin birtakım anlaşmalar için
Türkiye'nin zorlandığını, Türkiye'nin istediği destek-
lerin bu koşullan kabul etmesine bağlandığtnı, satır
arası söylemlerden biliyoruz. Gazetemizde bugün yer
alacak habere göre kapalı kapılar arkasında enerji
alanına yönelik bu türden bir anlaşma kotanlma aşa-
masına gelmiş bile.
Aynntılannı bilemiyoruz ancak Güney Kore'de bü-
yük krizin arkasından, hükümete IMF'nin yapacağı ma-
li desteğin karşılığı bu türden anlaşmalara imza attı-
nldığını biliyoruz. Güney Kore'de zaten çok olumsuz
koşullarda gerçek sendikal haklardan uzakta çalış-
tınlan işçilerden, sosyal damping niteliğindeyeni çok
büyük ödünler alındığını, sendikal hareketin de buna
teslim oldugunu da uzaktan izliyoruz.
Her ikisi de yakışıkh, uygarlığın simgesi demokrat (!)
Cinton ile sosyaiist (!) Blair'in karşısında, diktatör Sad-
dam'la dünya medyasında yaratılan görüntülerle sa-
vaş için gösterilen gerekçeler ile gerçek nedenler ne
kadar çok çelişikiliyse, serbest piyasa ekonomisi adı-
na teorik söylemde söylenenlerle uygulama o ölçü-
de çatışıyor. Giderek daha acımasız bir sömürü ile at-
başı kitleleri aptallaştıran görüntüler, karmaşık ilişki-
ler ağı oluşuyor.
• • •
Hafta sonu herkes gibi ben de Goran Begoviç'in
müziğini dinlemek üzere, NTV'ye zapping yapmıştım.
Bir süre tabii ki müziğin büyüsü egemen oldu. Son-
ra da birlikte gördüklerime kafam takılmaya başladı:
Cavit Çağlar'ın sahibi olduğu özel TV kanalı, birçok
alanında emegi ile hak etmiş sanatçılarla birlikte Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demirel ile birlikte Azarbey-
can Başkanı Haydar Aliyev e ödül veriyordu.
Onlann ödül almalannın gerekçelerini anlamamız ge-
rekmiyordu. Ancak Susurtuk rapoaı ile bağlantılı Ali-
yev'eözürturunda Demirel'in görev üstlendiği, Me-
sut Yılmaz'la Aliyev'i bir anlamda banştırdığı ve sa-
dık dostu Çağlar'ın da üzerine düşen görevi yerine
getirdiği anlaşılıyordu.
Dikkatli okurlanmız anımsariar. Ben.nedenşe hep
Demirel'in kızı Tansu Çiller'in Turgırt Özal'a, Özal'ın
velihat Yılmaz'ın da Demirel'e daha yakın düştükle-
rini savunmuşumdur. Bu karmaşık ilişkiler ağı içinde
galiba çeteler hesaplaşmasında azıcık karşı karşıya
gelen emniyetçilerden, Mehmet Ağar, Çiller tarafın-
da, Necdet Menzir, Çağlar ile yakınlığı ile de pekiş-
miş olarak bu tarafta kalıyohar. Tabii Yazıcıoğlu da
ortam uygun düşse yeniden Emniyet Genel Müdür-
lüğü ile ödüllendirilecek.
Yılmaz'a yumaık gibi gündeme gelen Alaattin Ça-
kıa'nın timinin Çağlar'ı vurmak üzere hedef alması
da birtür hesaplaşmanın uzantısı olabilir mi? Malum
ya Çakıcı, Özal cephesinin mafya uzantısı olarak ta-
nınıyor. Tanınmaktan öte Özal ailesi ile ilişkileri vıcık
vıcık sergilenmiş bulunuyor. Eh Aliyev'e düzenlenen
yanm kalmış suikast girişiminde bizimkilerin bulaşık-
lığı, Susurluk raporlan ile ayyuka çıkmış ve de Çiller
ile de bağlantılar kurulmuş bulunuyor.
Aynı zaman dilimi içinde MİT, Jandarma, Milli Gü-
venlik kurullannda en üst görevlerde bulunmuş Te-
oman Koman, emeklilik sonrası Çağlar'ın şirketle-
rinde önemli göreve geliyor. NTTV'de gazetecilerin kar-
şısına çıktığında çetelere ilişkin hem hiçbir şey hem
de çok şey söylemiş bulunuyor. Devlet yönetiminde
yol yordam bilenler ile sınır tanımayanlar arasında üs-
lup farkı daha bir iyice açığa çıkıyor.
ÇIFTÇI DOSTU /SADULLAH usuMt
TEKEL Genel Müdürü Mehmet Akbay
"Yeni ortaklıklar kump yeniden yapılan-
mazsa, kendiniyenilemezse, birsüre son-
ra TEKEL batar" demiş. Devlet Bakanı
Eyüp Aşık da sık sık aynı görüşü tekraıiı-
yor. Zaten, baştan beri satış veya ortaklı-
ğın tek gerekçesi "oafar/z"dan ibaret...
Genel Müdür, TEKEL'in batacak nokta-
ya neden geldiğini de şöyle açıklıyor:
"TEKEL'in yeniden yapılanması gerek.
Devlet, kamu kuruluşlanna yatınm yaptır-
mıyor. Yatınm yapılmayınca, daha başlan-
gıçta teknolojik açıdan geri kalıyorsunuz.
Aynca kamu işletmeciliğinin güçlükleri var.
Politik tayinler, torpilliler, bir yumurtanın 9
kişiye taşıttınlması... Güçlü ve etkili reklam
vepromosyonyapamamakgibi birçok fak-
tör."
Aynı genel müdür aynca, TEKEL'in yıllık
cirosunun 430 trilyon lirayı bulduğunu,
1997 yılı kânnın da 19 trilyon 200 milyar li-
raya ulaştığını söylüyor. Genel müdürün
verdiği bilgiye göre çalışan sayısı da 38
bin...
Demek ki Devlet Bakanı Eyüp Aşık ile ge-
nel müdürün "batacak" dediği TEKEL, as-
lında tam bir "altın yumurtlayan tavuk..."
Hem kendi trilyonlar kazanıyor, hem de
devlete oluk gibi gelir sağlıyor. Bu arada ge-
çimini tütünden sağlayan üç buçuk mil-
yon insanımızı da sömürüye karşı koruyor.
Dahası var... TEKEL'de çalışan 38 bin işçi
ve memurun ekmek teknesi. 38 bin kişinin
baktığı insan sayısı da 250 bin civannda...
Işte... TEKEL Genel Müdürü Mehmet
Akbay, böylesine dev bir kuruluşu yıkma-
ya çalışan suçlunun devlet ve hükümetler
oldugunu açıklamaya çalışıyor. Kaderi bir
tek bakanın iki dudağı arasında olan bir ge-
nel müdür daha başka ne diyebilirdi ki?..
Kafcpda TUyut özal, MesutYılmaz, Sü-
Hükümetlerin Ayıbı!..
leyman Demirel, Tansu Çiller, Necmet-
tin Erbakan hükümetleri TEKEL'e bir tek
çivi çaktırmadılar, yatınm yaptırmadılar,
teknolojiyiyenilettirmediler. Amaçlan, TE-
KEL'in ekonomisini çıkmaza sokup satılma-
sını sağlamaktı" diyemezdi ki... Dediği an-
daişinıbitiriveriıierdi...
Günah çıkarma
Genel müdürün konuşması, aslındatam
bir "itirafname" ve günah çıkarmadır. TE-
KEL'in satılmasına karşı çıkanlarda bugü-
ne kadar aynı şeyleri söylediler. Ama kim-
se bu yakınmalara aldırmadı bile... 1980 yı-
lından sonra işbaşına gelenler, TEKEL'İ ba-
tırmak için ne gerekiyorsa yaptılar. Genel
müdürün dediği gibi yatınm yapmadılar,
teknolojiyi geliştirmediler. Politik tayinler
yapıldı. Torpilliler korundu ve önemli ma-
kamlara getirildiler.
Hükümetler, TEKEL gibi "altın yumurt-
layan tavuğu" neden batırmak isterler? İn-
sanın inanası gelmiyor. Tüyleri diken diken
oluyor. Ama gerçeklerde ortada. Eğer TE-
KEL'in yaşaması ve ülke ekonomisine kat-
kısı olması istenseydi, yatırımlar engellen-
mezdi, teknoloji geliştirilirdi. Bugünkünden
en az beş veya on kat daha fazla para ka-
zanması sağlanabilirdi. Ancak o zaman
TEKEL i parçalayarak yabancılaştırmak için
gerekçe kalmazdı...
TEKEL Genel Müdürü "Böyle giderse
batar" demiş de "böyle gitmezse ne ola-
cağını" söylememiş. Gerçekten bu gıdiş-
le TEKEL satılsa da ortaklığa devredilse
de belli bir zaman içinde batacak... Yok olup
gidecek... Ancak yeni yatırımlar yapılırsa,
teknoloji geliştirilirse, torpillilerin ve yar-
dakçıların yerine değerii yöneticiler atanır-
sa, kafa yapılan değiştirilirse TEKEL bugün-
künden çok daha fazla güçlenir. Üstelik, TE-
KEL'in gerekli yatınmlan yapacak gücü hâ-
lâ var. 18 yıldan beri hükümetlerin bile ba-
tıramadığı TEKEL, köstek yerine biraz des-
tek görse, hâlâ dünyaya meydan okuya-
bilir...
18 yıldan beri, iç ve dış çevrelerin çıka-
nna uygun politikalan yürüten hükümetler,
ama bunun ağır faturasını ödeyen ise hal-
kımız... 62 miiyon insanımız... Ozal'ın, Ak-
bulut'un Yılmaz'ın, Demirel'in, Çiller'in,
Erbakan'ın özelleştirme adı altında devle-
tin ve milletin dev kuruluşlannı satıp-sav-
ma üzerine kurulan politikalan, ekonomi-
mizi allak bullak etti. Ortadirek tamamen
çöktü. Işsizliktehlikeli boyutlara ulaştı. Aç-
lık başladı...
Eski hamam, eski tas
Türkiye'nin fotoğrafı doğru çekildiği za-
man dehşet verici. işin daha da acı yanı,
Türkiye'yi bu hale getirenlerin bir kısmı hâ-
lâ işbaşında. Bir kısmı da "Onlargitsin, biz
düzeltiriz" iddiasında. Türk halkı sanki de-
neme tahtası. tşbaşına gelenler değişiyor
ama, sistemler ve uygulamalardeğişmiyor...
Eski hamam, eski tas... Hepsinin uygula-
maları iç ve dış çıkar çevrelerinden yana.
ANAP gidiyor, DYP ve Refah geliyor. Re-
fah ve DYP gidiyor, ANAP, DSP ve DTP ge-
liyor. Ama hepsinin aklı fıkri çarpık özelieş-
tirmede... Özelleştirme bahanesiyle Türk
ekonomisinin ve halkının canına okundu.
Üreticileri ve tüketiciteri, özel sektörün sö-
mürüsüne karşı koruyan dev milli kuruluş-
larımız yok pahasına haraç-mezat satıldı.
Devletimiz trilyonlarca lira zarara sokuldu.
Nesillerimızin geleceği yabancı şirketlerin
insafınaterkedildi. Herözelleştirmeninar-
dından "Ekonomi düzelecek, enflasyon
düşecek" dendi... Ama buna rağmen en son
ay enflasyon yüzde 101 'e fırladı. Önümüz-
deki aylarda daha da yükseleceği, geliş-
melerden anlaşılıyor.
Artık herkes kendine bir çekidüzen ver-
sin... Milletin bundan sonra dayanacak gü-
cü kalmadı. Masal dınlemekten de bıktı. Sa-
tıp savarak özelleştirme olmaz... Daha ön-
ceki yıllarda satabilmek için büyük zarar-
lar ettiği ileri sürülen KlT'ler, 1997 yılında
tam 500 trilyon lira kazandı. 1998 yılı prog-
ramında da bir katrilyon liraya yakın kâr bek-
leniyor. Demek ki KlT'lerin "kara delik" ol-
duğu yolundaki iddiaların hepsi gerçek dı-
şıymış... Bu nedenleelimizde kalan KlTle-
ri, TEKEL'in sigara fabrikalannı ve sigara
markalannı satmaktan vazgeçmeliyiz. Ye-
ni yatınmlar yapılmalı ve teknoloji gelişti-
rilmeli. Birkaç yıl içinde TEKEL'in de Ktrie-
rin de kârlan katlanarak artacaktır. Böyle-
ce Türk ekonomisi düzelecek ve insanla-
rımız rahat bir nefes alacaktır.
Başbakanlar, bakanlar veya genel mü-
dürier ikide bir çıkıp devlet kuruluşları için
"Kadrolan şişirmişler, torpilliler önemli gö-
revlere atanmışlar. Bir kişilik isi 9 kişiyapı-
yor. Devlet bu işi beceremez. Satmaktan
başka çare yok" gibi gerekçeler ileri sür-
mesinler...Çokayıp, hemdebinlereayıp...
Kurumu iyi yönetemeyenler de becereme-
yenler de kendileridir...
Beceremediklerini itiraf ettiklerine göre,
yerierini bu işleri iyi bilenlere bırakabilirier...
Devletin, milletin dev kuruluşlannın ne
günahı var?
Şemsettin Günaltay
Şubeşi
hizmetinizde!
Şemsettin Günaltay Şubemiz
bugün açılıyor.
Nesrin Ataç ve ekibi
tüm bankacılık işlemleriniz için
sizinie görüşmeye hazır.
İKTİSAT
BAIKASI
Mem nuniyetle
Şemsettin Günaltay Cad. Osmanlı Sitesi No: 213/1 Erenköy-lstanbul
Tel: (0216) 478 40 70
Gad (2U) Î741 i u • Mnbc (İ1J) 274 T) 30 • 4>alır <212) 676 « ?3 • &ApfapL U12) 51Î 01 «0 • Birtftr (JU) 5« 5S »
012) m 14 30 • Ekud* (21Z) 238 W 18 • EralW>- (216) 368 26 82 • Bfcr (212) 7X111 5« • Sfct»»: (212) 655 8! 22
(212) 251 72 38 • laznalt (216) 467 04 10 • Mattr (212) 637 44 00 • «tac (322) 363 24 01 • AataE (312) 4P 99 80
«12) 447 58 B • .(uuhı (0242) 243 69 81 • Bom. (224) 255 70 80 • Çori* (282) 653 «3 33 • Datt: (25») 265 20 41
(122) 220 î- 80 • Gui«raq> (342) 220 7« 50 • Gdsc (262) 643 »4 20 • tanr (232) 4fc « W • k M k : (232) 330 12 00
(262) 323 1100 • lahnmnaBng: (344) 221 15 30 • JflSOt 0521222 23 00 . (aqc O32) 236 V 7» • MMMC 052) 413 T. 80