Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 ŞUBAT 1998 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Mecls
yolsuztıığu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -TBMM'de genel
kurul salonu yenileme
inşaatıyla ilgili
yolsuzluklan araştırmak,
incelemek üzere komisyon
üstüne komisyon
kurulurken Başkan Hikmet
Çetin'in, dönemin
bürokratlannı açığa almak
yerine müşavir kadrolanna
alması tepkilere neden oldu.
Geçen hafta genel kurulda
üyeleri reddedilen TBMM
Genel Kurul Salonu
Yolsuzluğunu Araştırma
Komisyonu'nun yeni
üyeleri de bugün
belirlenecek.
Pmıf. Alptekin
toprağa verildi
• tstanbul Haber Servisi -
Geçirdiğı rahatsızlık sonucu
ölen Marmara Üniversitesi
Atatürk Eğitim Fakültesi
Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Coşkun Alptekin, dün
törenle toprağa verildi. Prof.
Dr. Alptekin için, uzun
yıllar görev yaptığı
Marmara Üniversitesi
Göztepe Kampusu'nda bir
tören düzenlendi. Marmara
Üniversitesi Rektörû Prof.
Dr. ömer Faruk Batırel,
burada yaptığı konuşmada,
Coşkun Alptekin'i
ebediyete uğurlamanm
üzüntüsünü yaşadıklannı
söyledi.
Saftye Ayla'nm
mrası
• tstanbul Haber Servisi -
Böbrek yetmezliği
nedeniyle 27 gün önce
yaşamını yitiren ünlü ses
sanatçısı Safiye Ayla'nın
Etiler'deki villasıyla
Suadiye'deki evinde, 4
milyar 651 milyon liralık
özel eşyasının olduğu
belirlendi. Ayla, tüm mal
varlığını Türk Eğitim
Vakfi'na bağışlamıştı.
Stajeğitini
merhezi
• tstanbul Haber Servisi -
tstanbul Barosu Staj Eğitim
ve Kültür Merkezi bugün
saat I8.00'deaçı!ıyor.
tstanbul Barosu'ndan
yapılan açıklamada.
General Yazgan Sokak No:
19 Tünel'de bulunan bina
önünde yapılacak törende
protokol konuşmalannın
olmayacağı müzik ve dansa
yer verileceği belirtildi.
Demiryolu eylemi
• ADANA (Cumhuriyet
Güney tlleri Bürosu) -
Demiryollannm
özelleştirilmesi
girişimlerine karşı 4
Aralık'ta Edirne'den
yürüyüş başlatan Hilmi
Çamurdan, 14 Şubat
Cumartesi günü Adana
Gan'nda eylemini
tamamlayacağını belirtti.
"Mutluyum,
demiryolcuyum" diyerek
Edirne'den başlattığı 1600
kilometrelik özelleştirme
karşıtı yürüyüşte
Ulukışla'ya ulaşan
Çamurdan, "Yurdu
savunmaktan ibaret olan
temel görevi yerine
getirmek. doğrudan
doğruya ulusun kendisine,
yani bizlere kaldığı için 14
Şubat'ta Adana Tren
Gan'ndayız. Saat 11.30'da
Türkiye'deki tüm rren
istasyonlan insan zinciriyle
kilitlenecek ve bir dakika
tüm trenler düdük çalacak.
Herkesi Adana Garfna
bekliyoruz" dedi.
Tf
Yılmaz yanlış bilgilerle yarulbldı.
Yurt Haberteri Servisi - Başbakan Me-
sutYılmaz ve bazı hükümet üyelerinin "K-
ziın dönemimizdefaiü meçhul cinayet yok"
şeklindekı açıklamalan ve Başbakanlık
Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş'ın ha-
zırladığı Susurluk raporundaki, "3 Kasım
1996'dan itibaren faili meçhul cinayerJerbı-
çak gibi kesfldi" sözlen gerçeği yansıtmı-
yor.
ANASOL-D hükümetinin göreve gel-
diği 30 Haziran 1997 tarihinden bu yana
Htikümetm faili
meçhıdyamlgısı
Başbakan'ın 'Bizim dönemimizde hiç faili meçhul olmadı' açıklamasını
rakamlar yalanlıyor. ANASOL-D döneminde 21 kişi öldü, 4 kişi kayboldu
başta Diyarbakır, Tunceli ve Şanlıurfa ol-
mak üzere yurdun çeşitli bölgelerinde 21
faili meçhul cinayet işlenirken, kaçınlan
dört kişiden de bugüne kadar haber alına-
mıyor. Aynı dönemde failî meçhul saldın-
larda 2 kişi de yaralandı.
Cumhuriyet muhabirlerinin belirlemele-
rine göre ANASOL-D hükümetinin göre-
ve geldiği 30 Haziran 1997 tarihinden bu
yana yurdun bazı bölgelerinde meydana
gelen faili meçhul cinayetler, saldınlar ve
kaçırma olaylan şöyle:
8 Temmuz 1997: Siirt'in Kurtalan ilçe-
sinde kaçınlan Mecit Şengül (45) Batman
Barajı yakınlannda kurşunlanmış olarak
bulundu.
10 Temmuz 1997: Batman'ın Sason il-
çesi Hever Köyü'nde Ahmet Arjpş'in (22)
cesedi bulundu.
17Temmuz 1997: Kaleşnikoflu ve telsiz-
li kışilerce kaçınlan Abdülrezzak Rinzat
işkence yapılarak öldürülmüş şekilde Şır-
Erbakan
AlHM'ye
gitmiyor
ANKARA (UBA) - Ka-
patılan RP'nin Genel Baş-
kanı Necmettin Erbakan,
Anayasa Mahkemesi'nin
aldığı kapatma karan ile il-
gili Avrupa İnsan Haklan
Mahkemesı'ne (AİHM)
yapmayı kararlaştırdığı
başvuruyu bir süre askıya
aldı.
Anayasa Mahkeme-
si'nin kapatma karannı
açıklamasının ardından
yaptığı açıklama ile dava-
yı kısa süre içinde Avru-
pa'ya taşıyacağını söyle-
yen Erbakan, bu karannı
yeniden gözden geçırdı.
Bu arada RP'nin kapatıl-
ması ile sonuçlanan dava-
yı ortadan kaldırmak için
anayasanın ve Siyasi Partı-
ler Yasası'nın (SPY) bazı
maddelerinin değiştirilme-
sine ilişkin öneri hazırlaya-
rak TBMM'de grubu bulu-
nan siyasi partilere ilettı.
DeğişiklikJer ile ilgili ola-
rak DYP ve BBP'nin des-
teğini alan Erbakan'ın ya-
sa değişikliklerinin sonu-
cunu gördükten sonra da-
vayı Avrupa'ya taşıyacağı
bildirildi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
CHP'de kurultay mücadelesi
Karayalçın'm Ankara belediye başkan adaylığı gündemde;
PM üyesi H. Fehmi Güneş muhalefeti birleştirme çabasmda
TÜREY KÖSE
ANKARA-
CHP'de mart
ayında
başlayacak il
kongreleri
öncesinde parti
içi mücadele büyürken: yönetime
karşı muhalefet yürüten
kesimlerin bütünleştirilmesi
arayışlan da yoğunlaştı. Parti
Meclisi (PM) üyelerinden Hasan
Fehmi Güneş bu doğrultuda
Samsun Milletvekili Murat
Karayalçın ve lzmir Milletvekilı
Aydm Girven Gürkan ile bir araya
geldi, ancak bu aşamada bir sonuç
alınamadı. Güneş, "Hedefûniz
jerel başkaldınian
Örgütieyebilmek. Yönetime karşı
tHvır alînış gruplan bir araya
getirmek. tl kongreleri sürecinde
tekrar bir çaüşma vapmak
njyetindeyiz" dedi. Bu yıl
yapılacak kurultayda genel
başkanlığa aday olmayı
düşünmeyen Karayalçın"ın, yerel
seçimlerde Ankara anakent
belediye başkanlığına aday
gösterileceği haberleri de
kulislerde yaygınlaştı.
CHP ılçe kongreleri sürerken;
özellikle Adana, lzmir başta
olmak üzere bazı yerlerde ciddı
sorunlar yaşandı. Muhalifler
yönetimin "bizipçi'' anlayışını
sürdürerek kongrelere müdahale
ettiğini savladılar. Mart ayında il
kongrelerinin
gerçekleştirilmesinirrardından,
kurultay toplanacak. Kurultay
tarihi henüz belirlenmedi.
Kurultay tarihinin olası bir erken
seçım takvimıne göre netleşeceği
bildinldı. CHP kulislerinde seçim
senaryolanna endeksli hesaplar
yapılırken, Samsun Milletvekili
Murat Karayalçın'ın yerel
seçimlerde Ankara anakent
belediye başkanlığına aday
gösterilebıleceği haberlen
yaygınlaştı. Son yerel seçimlerde
aday olmaması nedeniyle RP'li
MeBh Gökçek'in seçildiğıni
savunan bazı çevreler,
Karayalçın'ın adaylığı için çaba
gösteriyor. Sosyal demokrat
düşünce atölyeleriyle yeni bir
örgütlenme modeli uygulayan ve
uzun vadeli hesaplar yapan
Karayalçuı'm ise, "parti görev
verirse" adaylık önerisini
reddetmeyeceğı bildirildi. CHP
kulislerinde, genel merkez
yöneriminın "harcamak içnT
Karayalçın'a tstanbul anakent
belediye başkan adaylığı da
önerebileceğı söylentileri yayıldı.
Parti ıçi muhalefet
temsilcilerinden PM üyesi Hasan
Fehmi Güneş, ilçe kongrelerini
değerlendirirken, "Yerel
duyarbhklardan da kaynaklanan
bir karşı ohışum var. Bu
kcndiliğinden oluşan bir karşı
tovır. Hizipci, hakstz, parti içi
kuraftan çiğneyen. insanlara eşit
yanşma koşullan tanımayan,
sandık hileleri ile masa haşında
detege saptama gibi yollara
başvuran yönetimden şikâyetçüer"
dedi. CHP lstanbul Milletvekili
Ercan Karakaş da. ilçe
kongrelerinde yönetimin tabana
danışmadan kararlar almasının
eleştiri konusu olduğunu söyledi.
Karakaş. "Karadeniz otoyoliı
konusunda eleştiriler var. İzlenen
politikalar eleştirfliyor, vhrinden
rahatsızlık var. Birçok ilçe
kongresinde önsecim yapılması
için karar tasanlan alındı.
Önseçünin zonınlu oJrnası için
tüzük degişikliği gerçekleştirtunesi
istenrvor" dedi.
nak'ın Silopi ilçesi yakınlannda bulundu.
19Temmuz 1997: Batman'ın Yakıtlı Kö-
yü'nden alışveriş için Gercüş'e giden AB
Uçar'ın cesedi 13 Ağustos tarihinde Mid-
yat ilçesi Tafo Köyü yakınlannda bulun-
du.
23 Temmuz 1997: Hakkâri'nin Şemdin-
li ilçesi Bereyamı mezrasmda tarlalannda
çalışan FarizArra(l 8) ile hayvanlannı ot-
latan Nusret Ana (17) kimliği belirlene-
meyen kişilerce silahla taranarak öldürül-
dü.
30 Temmuz 1997: Diyar-
bakır'ın Bağlar 5 Nisan
Mahallesi'nde Halis Gü-
neyü (24) uğradığı silahlı
saldın sonucu öldürüldü.
31 Temmuz 1997: Van'ın
Gürpınar ılçesine bağlı Sa-
kallı Köyü'nde Muzaffer
Sürikü (35) kimliği belir-
siz kişilerce taranarak öldü-
rüldü.
12 Ağustos 1997: Mar-
din'e bağlı Mensuriye bel-
desine bağlı Zinarsayfa Kö-
yü'ne giden IVlehmet Aydın
adlı taksici kimliği belirsiz
kişilerce taranarak öldürül-
dü.
12 Ağustos 1997: Ağ-
n'nın Patnos ve Van mer-
kezde kimliği belirsiz kişi-
lertarafından kaçınlan K«-
dir Tekel (35) ile Gani
Uçar'dan bir daha haber
alınamadı.
20 Ağustos 1997: Şanlı-
urfa'nın Siverek ilçesi Ka-
racadağ Beldesi Büyükça-
vuşlu Köyü'nde hayvan ot-
latan Mehmet Al (30) tara-
narak öldürüldü.
20 Ektaı 1997: tstanbul
Ümraniye Mustafa Kemal
Mahallesi'nde bir kahveye
yapılan saldında HA-
DEP'liAKTakakiIetsma-
flÇevik öldürüldü.
23 Eldm 1997: Tunce-
li'nin Mazgirt ilçesinde evi
taranan hemşire Alan Do-
gan öldü, kızı Ezgi ile kar-
deşi Orium Doğan yaralan-
dı.
20 Ekfan 1997: Muğ-
la'nın Bodrum ilçesinde,
tdil nüfusuna kayıtli Tayyip
Uzun'un cesedi bulundu.
5Arahkl997:Siirt'tegö-
zaltına alındığı öne sürülen
Mahmut Yıkhz'ın cesedi 5
Aralık 1997 tarihinde aile-
sine teslim edıldi.
6 Ocak 1998: Diyarba-
kır'ın Bağlar Beldesi Kay-
nartepe Mahallesi'nde Su-
at Erciyes (24) kafasına sı-
kılan tek kurşunla öldürül-
dü.
20 Temmuz ile 25 Ağus-
tos 1997 tarihleri arasında
meydana gelen olaylarda
Kemal Torun Tunceli mer-
kez Kopuzlar Köyü'nde,
Hıdır Ulak Tunceli Çiçekli
Köyü'nde, Hıdır Tekiıı Çi-
çekli Köyü'nde, HıdırUçar
Tunceli Aktuluk Köyü'nde
ve Madum Şahin de Elma-
kaşı Köyü'nde kafalanna
kurşun sıkılarak öldürüldü-
ler. Faüleri yakalanamadı.
PKK itirafçısı Aziz Bû-
yükkesmez tarafından Di-
yarbakır'a çağnlan Viran-
şehirli Fadıl ülukesmez ile
oğlu Seyit Ulukesmez'den
de üç aydır haber alınamı-
yor.
POLİTİKA GÜ1NLÜĞÜ
HtKMET ÇETtNKAYA
faıcirlik Üssü...Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. önceki ak-
şam TRT-1 'de Kurtul Altuğ'un sorulannı yanrtlar-
ken 'Körfez krizi' konusunda şöyle diyordu:
"Saddam Hüseyin, halkını düşünse BM'ye de-
netleme izni verir..."
Saddam Hüseyin, gerçekten Irak halkını düşünü-
yor mu?
Sanınz Saddam Hüseyin, halkından çok kendisi-
ni düşünüyor. Çünkü ABD, Saddam'ı devirmek is-
tiyor...
Budadoğaldır...
ABD'nin bir planı var, onu yaşama geçirmek ama-
cında. Bizce Saddam Hüseyin de bu planı az çok
biliyor...
ABD, Ortadoğu'da yeni bir yapılanmanın mı pe-
şinde?
Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, dün gaze-
telerde yer alan açıklamalannda ilginç bir noktaya
değinirken şöyle diyordu:
"1991 'de Irak'ın bölünmesi ve Kuzey'de ABD ile
Ingiltere kontrolünde bir Kürt devleti planı vardı.
Olmadı. Bu amaç bugün değişmiş değil. ABD'nin
binlerce ajan yetiştirmesi, daha sonra bunlan böl-
geden tahliye etmesi ilginçtir. Belki Irak'ı üçe böle-
cekier. Inciriik'teki keşif uçaklanndan biri 'Mecbur
kaldım, silah kullandım' derse kendimizi istemeden
savaşın içinde bulabilihz..."
Ecevit bu düşüncelerinde haksız mı?
Haklı!
ABD, Incirlik Üssü'nü kullanma izni isteyecek mi
yoksa istemeyecek mi?
Bu sorunun da açık yanıtı şudur:
"ABD, ağır bombardıman uçaklarının buradan
kalkıp Irak'ı bombalamasını istemeyecektir."
Bu ne demektir?
Yanrt verelim:
"ABD, yalnızca Incihik'ten bombardıman uçak-
lan kaldınp Irak'ı bombalamayacak. Bunun için
TBMM'nın izni gerekir. Ama Incin'ik'ten keşif uçak-
lan kalkabilecek. Bu keşif uçaklarının tiplerine ise sı-
nırlama getirilmemiş. Çatışma kurallarına ilişkin
maddeler belirsiz. Aynca Incirlik, ABD için gönne,
keşif, haber alma, operasyon olanaklanna sahip."
•••
Prof. Dr. Erol Manisalı, "Amerika, neden Irak'ı
vurmak istiyor" sorusunu yöneltirken kimi gerçek-
lerin de altını çiziyor...
Diyor ki:
"1991-1998 döneminde Saddam, 'kuluçka dö-
nemini' tamamladı, artıkonagerekyok. BirdeArap
dünyasında, Amerika'ya kafa tutan adam olarak
saygınlık kazanmaya başladı. Araplar, onun kuluç-
kaya yatan bir tavuk olduğunu göremediler, kükre-
yen biraslan sanmaya başladılar, aynen Peter Sel-
lers'/n 'Kükreyen Fare' filmindeki gibi.
Kuzey Irak'taki iki grup üzerinde Bağdat'ın dene-
timi, son yedi yıl içinde tamamen kayboldu. Bağ-
dat'tan kopup, K. Irak'ı 'Sen mi yöneteceksin yok-
sa ben mi' kavgasına düştüler. Artık durum yeteri
kadar olgunlaşmıştır, tabii ABD için. Saddam, saf-
dışı bırakıldığında durum bugün, 1991 'den çok fark-
lıdır. YaJna, bu hesaplan bozabilecek başka geliş-
meler de var: Almanya, Fransa, Japonya ve ileride
Çin cephesi de pek küçümsenemez. Rusya şimdi-
lik ABD'ye yakın. Amerika, Saddam'ı devirirse bu
tokataslında Bağdat'a değil, Avrupa veJaponya'ya
atılmış bir tokat olacaktır, esas adres orasıdır."
• • •
Tüm bu gelişmeler olurken Milliyet gazetesinin
VVashington muhabıri Yasemin Çongar'ın dünkü
yazısında ABD-lrak çekişmesini irdelerken Fethul-
lah Gülen'in Papa 2. Jean Paul'le Vatikan'da bu-
luşması öncesi aşağıdakı cümlelere yer vermesine
ne denir
"ABD'de ülkenin en büyük siyasi partisini kapat-
tınp, 'Şimdi sıra Nurcularda' diye sûrekli 'iç operas-
yon' planlan yapan, koltuklanna halk oyuyla otur-
mamış iktidar sahipleri de yok. ABD ordusu siya-
setin bir numaralı aktörü değil. Devlet hem yangın
çıkaran, hem su sıkan 'sahte itfaiyeciler' gibi dav-
ranmıyor..."
Acaba Milliyet'in muhabiri CIA'nin sesi midir ki
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Ismail Hakkı Ka-
radayı ve Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çe-
vik Bir'e VVashington'dan 'Fethullahçılara dokun-
mayın' diye mesaj gönderiyor?
Yasemin Hanım, ABD'de ordunun ne yaptığını,
devletin nasıl 'sahte itfaiyeci' olmadığını anlatsa, biz
de aydınlanmış olacağız...
Yıne Yasemin Çongar, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın
sözcüsü müdür çok merak ediyoruz!..
ABD, Bülent Ecevit'in belirttiği gibi yeni bir 'Kürt
devleti' peşindedir...
Bu, birilkadımdır...
Yani bölge haritalarının, sınırlann değiştirilmesi
planının işaretidir... ABD'nin bu hesaplan ileride
"Bağdat'tan döneceği" için şimdiden uygulamaya
geçmek istemektedir...
Gerçek bu!..
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (cı raksnetcom
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
ÜZ YAZIIORHAN BİRGtT
Bülent Ecevit'in, dört büyük gazete-
nin başkent temsilcileriyle yaptığı söyle-
şiyi okurken, ülkesıni Ikinci DünyaSava-
sı'na sokmamak için büyük uğraş veren
Ismet Inönü için söylenenleri anımsa-
dım.
Ingiltere, bizi rnüttefiklerie birliktecep-
heye sürmek istiyordu. Başbakan Çör-
çM, bu amaçla Türkiye Cumhurbaşkanı
ile Mersin'in Yenice kasabasmda bir tren
vagonu içinde baş başa görüşürken,
karşı yönde bir istek, HrUer Almanya-
sı'nın Ankara Büyükelçisi Von Papen'in
bitmez tükenmez kulislerinin konusuy-
du.
Böyle bir savaşta kimi Türk yurttaşla-
n, Oniki Ada ve Musul'u ganimet olarak
görüyor, kimisi de Sovyet emperyalizmi-
ni yerle bir edecek Alman ordulannın ya-
nında yer alırsak "Kızılelma" yolunun açı-
lacağmı söylüyordu.
Yanm yüzy1
! geçrniş olsa da zaman
zaman rahmetlilnönü'nün, ülkesinı sa-
vaşa sokmamakla Türkiye'ye neler kay-
bettirdiğini söyteyerek suçlamalannı sür-
dürenlere rastlıyoruz.
Ismet Paşa, faşistlerin yenilgisini isti-
yordu, ama tek bir Türk'ün bumunun ka-
naması ile sonuçlanacak bir kumann oy-
nanmasına da yanaşmıyordu.
Bülent Ecevit, önceki günkü söyleşi-
sinde, Irak'ta oynanmak istenen senar-
yonun yazılı olan ve olmayan bütün yön-
lerini anlatırken, bu senaryonun bizimle
Havada Şahinler Dolaşırken...
birlikte sahneye konmasına rıza göster-
mediğı için, bazı kimseterin kendısini
"Saddamcılık"\a suçlamasından da şi-
kâyetçıdır.
Tıpkı Mustafa Kemal ve Ismet paşa-
ların Istiklal Savaşı'nda Akdeniz'in bir
adırn ötesine geçmeyişlennden ve Mu-
sul'u Lozan'da pazarlık konusu yapma-
yışlanndan dolayı ödüncülük ile suçlan-
malan gibi.
Kıbns Banş Harekâtı, Ecevit'i bazı
çevrelerde "şahin" olarak tanıttı. Aslın-
da o olay için tam da yanlış olmayan bir
tanımlamaydı bu. O günün başbakanı
Ecevit olmasaydı; bu görevi yapan her
kimse, başta Amerika Birteşik Devletle-
ri, yedi düvele kafa tutmayı göze alacak
bir denizaşın savaşı göze alabilir miydi?
O günleri hükümet sözcüsü olarak ya-
şamış bir politikacı olarak, ben bu soru-
ya "hayır" yanıtını venrken, TBMM'nin
gizli bırleşim tutanaklanna geçen kimi li-
der konuşmalanna egemen olan "ABD
ne diyecek" kuşkusunu da çok iyi hatır-
lıyorum.
Arna Kıbns'ta, Kıbnslı Türklerin soykı-
nmı söz konusuydu. Ve Türkiye'nin gü-
ney sahillerinin güvenliğı... Öyle bir olay-
da "şahin" olmazsanız sizi avlarlar.
Oysa Irak'ta oldurulmak ıstenilenlerin
ilk vizyonunda, görev başında bulunan
Necip Torumtay ile Kemal Yavuz pa-
şalar, Turgut Özal'a nasıl bir şahinlik gö-
revi ile Çankaya tepelennde kanat çırp-
tınlmak istendiğini, Kanal D'nin geçen
cuma günkü "Dunım" programında Gü-
neri Cıvaoğlu'na anlattılar.
Amerika, 1991'de Kuveyt saldırısını
ileri sürerek Irak'a karşı "koalisyon güç-
leri" adı altında savaş açarken de aslın-
da bu ülkenin toprak bütünlüğünü par-
çalamayı amaçlıyordu. O savaş sırasın-
da yine Cıyaoğlu, o zaman Sabah gaze-
tesinde, bir ABD'Iİ yarbaya atfen geri çe-
kilecek askerlerin bırakacağı silahlann
Kürtlere verileceğini yazmıştı.
Irak'ın parçalanmasına, hem halkın
Saddam'a karşı anlaşılmaz korkusu ya
da sevgisi engef oldu, hem de kuzeyde-
ki Kürtlerin, kurulacak bir devlete kimin
baş olacagı yolundaki tartışmalan. Ve en
başta da Silahlı Kuvvetler'imizin PKK
karşısında başan sağlarken, Kuzey I-
rak'ta varlıklannı duyurmalan.
Ecevtt, bugün de yapılacak bir ABD
saldınsının arkasında, Irak'ın toprak bü-
tünlüğünün üç yeni devlet ile parçalan-
ma amacının yattığını ısrarla söylüyor.
Amerika kontrolünde bir Kürt devletinin
oluşturulmasının ipuçlannı veriyor.
Benzer ipuçlan, hareket için ABD'ye
arka çıkan Almanya'nın yöneticilerinin
de demeçlerinde yok mu? PKK'yı bir te-
rör örgütü olarak tanımadıgını başsavcı-
sına söyieten Bonn'un ikı yetkili ağzı, da-
ha geçen hafta 3 Şubat'ta bırbirı ardına
Türkiye'nin Kürt sorununu ve Irak ile sı-
nır sorununu çözmesinı istedıler. Bu ıki
yetkili ağız, Almanya Cumhurbaşkanı
rterzog ve Başbakanı Kohl'den başka-
sı değildir. Medyamız, resmı bir zıyaret
için geçen hafta Bişkek'te bulunan Al-
man Cumhurbaşkanı'nın Türkiye ile ilgi-
li münasebetsız sözlennedeAlman şan-
sölyesi ile Ingiliz Dışişleri Bakanı'nın ay-
nı yöndeki demeçlenne de gereken dik-
katı ne yazık ki göstermedi.
Ama kimi çevreler istedıgi kadar Ece-
vit'i Saddamcı olarak nitelendırerek sin-
dirmeye kalkışsınlar, o gerçeklerın altını
çizmeye, hem de bu çizgilen görmek ıs-
temeyenler için alabildiğınce kalınlaştır-
maya devam ediyor.
Dün bir bakan arkadaşı söylüyordu:
"Ben bu tehlikeler karşısında kendi öz-
güriüğümü kullanarak tüm düşündükle-
rimi söylemek durumundayım" demiş,
DSP'li kabıne arkadaşlanna.
Yani, ABD'nin Türkiye'ye danışmadan
sınırlanmızın hemen ötesınde ateşle oy-
namasını içine sindiremedığinı. Yani, sa-
vaşı ABD'liler televizyonlardan izlerken
bizim canevimizden duyacağımızı. Yani
Saddam geri adım atsa bile ABD'nin
mutlaka vuracak kadar paranoya içinde
olduğunu ve o zaman çevre kırlenmesi-
nın bölgeyı Halepçe'ye döndürebilece-
ğını.
Ve bölgede bir Kürt devleti oluşturma
hazırlıklannı.
Ünlü bir sözle anlatılır, ABD ile Alman-
ya'nın dış politikada işbirlığı; "ABDhap-
şınrsa Almanya nezle olur" diye.
ABD'nin nelere hazırlandığının ipuçla-
n; geçen hafta Bişkek'in soğuk havasın-
da agzını açan Almanya Cumhurbaşka-
nı'nın ağzından çıkıyordu.
• • •
ABD saldın için tam bir ortam hazırlı-
ğında. Batılı müttefikler halkası genişle-
tilirken, bizim kimi devlet adamımıza Tür-
kiye'nin hangı kentlerinin füze tehlikesi
altında olduğunu içeren talihsiz demeç-
ler verdirtiliyor. Kimi "büyüğümüz" de
şahinlik görevini üstlenip savaş senaryo-
lan yazıyor.
Her olanakta çok konuşmayı seven
kimi politikacımız da bu olay karşısında,
Deniz Baykal mısali "dut yemiş bülbûl"
görevini üstlenmiş.
Acaba CHP Genel Başkanı böylesine
önemli bir konuda ne düşünüyor? Suudi
Arabıstan liderteri gibi, ABD'ye direnip üs
vermeyeceğimizi mı söylesek?
Yoksa, "Amerika bu, isteğini alır. Yiğit-
lık bizde kalmalı" diyen şahinterimiz gi-
bi teslim mi olsak?
Kadın avukata
küfre cezaANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Sıvas'ta 2
Temmuz 1993 günü 37
kişinin yakılarak
öldürülmesi olayma
kanşan ve idam cezasına
mahkûm olan 33 sanık
arasında bulunan Mevlüt
Atalay, bu davanın bir
oturumunda müdahil
avukatlardan Şenal
Sanhan'a ^ahişe"
diyerek hakaret ettiği
gerekçesiyle 1 yıl hapis
cezasına mahkûm oldu.
Sıvas katliamı sırasında
yazar Aziz Nesin' in
Müslümanlan tahrik
ettiği gerekçesini öne
süren diğer şeriatçılar
gibi Atalay da Sanhan'ın
duruşma sırasında
kendini "müniklerryle
tahrik ettiğmT iddıa ettı.
Ankara 16. Asliye Ceza
Mahkemesi yargıcı
Sabri Eyüp Yağa
tarafından yazılan
gerekçelı kararda,
sanık Atalay hakkında
Sıvas katliamı
davasının görüldüğü
duruşmada, müdahil
avukatlardan Sanhan'a
"fahişe" diyerek
hakaret ettiği
suçlamasıyla Ankara
Cumhuriyet
Başsavcılığı'nca dava
açıldığı anımsatıldı.
Duruşma savcısı
Mehmet Bozkurt ile
Sanhan'ın avukatı
Hayriye Özdemir
Ertekin. sanığin
cezalandınlmasmı
ıstediler. Mahkeme
yargıcı 3 Şubat'taki
duruşmada, suçun
unsurlannın oluştuğunu
belirterek. sanık
Atalay 'ın 12 ay hapis
cezasına çarptınlmasma
karar verdi.