Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8ARALIK1998SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bunalım yüzünden işçi çıkarmalann arttığı sektör için hükümetin bir an önce önlem alması istendi
Tekstflci bankaları suçluyorİLHANTAŞÇI
ANKARA- Ekonomik bunalım gerek-
çesiyle işçi çıkaran tekstilciler. bankacı-
lan ve hükümeti suçladı. Denizli Sanayi
Odası Meclis Başkanı Süleyman Ügeri,
1995'te bankacılann, sanayicilerin "pe-
şinde koştuğunu" belirterek "Ancak bu-
gün, peşinde koştuklan insanlan abluka-
ya almaya çahşryoriar. Elini kolunu bağ-
İamaya gayret ediyorlar" diye konuştu.
Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kuru-
lu Başkanı Nejat Koçer, bölgede eylül
aymdan bu yana 10 bin 500 işçinin işine
son verildiğini kaydederck "Sanayideya-
şanan sıkınnda bankacılann da etkisi var.
Bankalann bü> üteç alüna alınması gere-
kiyor" dedi.
Sanayi odalannın ve tekstilcilerin de-
|erlendirmeleri şöyle:
Denizli Sanayi Odası Meclis Başkanı
Süleyman tlgeri: 1995 'te sanayicinin pe-
şinde koşan bankacılar, şimdi bu insan-
lan ablukaya almaya çalışıyorlar. Elini
kolunu bağlamaya gayret ediyorlar. Siya-
si istikrarsızlık sinyalleri alındıgında bi-
zim memleketimizde fırtınalar kopuyor.
Bir sorunlar yumağı varmış gibi bir or-
0 AB pazannın daralması. 9 Krize gire-
rekparalan değer kaybeden Güneydoğu As-
ya ülkelerindeki tekstil üreticilerinin ihra-
catlannı arttırmalan sonucu Türkiye'ye u-
cuz tekstil ürünlerinin ginnesi. Üstelik bu
ürünlerin Tûrkiye üzerinden Avrupa'ya pa-
zarlanması. • Büyük rakiplere, AB"ye da-
ha kolay ihracat yapabilecek Romanya ve
Bulgaristan gibi yeni üretim merkezlerinin
eklenmesı. • Doların mark karşısında değer kazanması. 0
Finans kesiminin ödemeler konusundaki baskısı. Bankalar
Sektörde
yaşanan
sorunlar
hükümetin verdiği ve oranlan yüzde 150'lere va-
ran faiz oranlannı tercih ederek, tekstil sektörüne
kredi vermemekle eleştiriliyor. Bankalara yönelti-
len birdiğer eleştiri de tekstilcilerle yaptıklan söz-
lü taahhütlere uymayıp verdikleri kredinin tahsili-
ni zamanından önce istemeleri. Ancak bu konuda
bankactlar da alacaklanm tahsil edememekten ötü-
rû şikâyetçiler. 0 Dünyada markaya olan ilginin
artması. 0 Son yıllarda tekstil sektörüne her ke-
simden yatınmcmm el atmış olması. Işi bilmeyenlerin bugün
karşılaştıklan sıkıntılar çok daha ciddi boyutta.
tama gidilmeye başlandı. Banka, sanayi-
cinin kredi limiti riskinin çok fazla oldu-
ğu gerekçesiyle parasına el koyuyor. Bu
krizde yaşananlann birçoğu sunidir. Kri-
zi istismar eden arkadaşlanmız da var.
Ödemesi gereken borcu, parası varken
bile ödemiyor, işçi çıkanyor. Sanayicinin
de bir dayanma gücü var. Bu dayanma
gücünü aşarsanız memlekette sosyal pat-
malara neden olunur. Onun için bir an
önce önlem almak zorundayız.
Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Ku-
rulu Başkanı Nejat Kocer: Yaşanan bu
kriz, gerek kötü ekonomi yönetiminden
gerekse sanayi ve KOBt'leT için hiçbir
şey yapılmamasından kaynaklanan bir
sonuçtur. tşçi çıkarmalar gelecek gün-
lerde karşımıza sosyal kriz olarak çıka-
caktır. Eylül ayından bu yana 10 bin 500
kişi çıkanldı. Gaziantep'te direkt işten
işçi çıkartılmıyor ancak çıkanın yerine
yenisi alınmıyor. Yüzde elli dolayında
vardiya düşürüldü. Yüzde 30'lara varan
enerji kullanımında azalma var. Borsa ve
bankacılık sektörü için birçok toplantı
yapan hükümet, sanayicileriçin de yapa-
bilirdi. Sanayideki sıkıntılann belli bir
oranı bankacılık sektöründen kaynaklan-
maktadır. Bankalann büyüteç altına alın-
ması gerekiyor. Sanayiciye sahip çıka-
cak bir devlet anlayışı istiyoruz.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakaıu
Nami Çağan: Olaylan Çalışma Genel
Müdürlüğümüze intikal ettiriyoruz. Iş
Teftiş Kurulu Başkanlığı'na müfettiş in-
celemesi yaptırabiliyoruz. Yasalardaki
müeyyide eksikliği nedeniyle hareket
alanırruz sınırlı. Sendikalılığı güvence
altına alınan, sendikalılık nedeniyle işten
çıkarmalarda iadeli bir sistemi öngören
hazırlık yapmıştık. Onu sevk ettik. Onu
getirebilsek o bile büyük kazançtı. Fakat
siyasi durum ortada. Bu noktaya gelin-
ceye kadar da çok zaman kaybettik. iş-
ten çıkarmalarda ekonomik gerekçe gös-
teriliyor. Kilit konu iş güvencesi. Bizim
yasal yetkilerimiz arasında işten çıkan-
lanlan işe iade etme yetkisi yok. Ancak
tazminat davalannda önem kazanıyor.
Şikâyetler üzerine harekete geçiyoruz.
Denizli Tosunoğlu TekstilAŞ Sahibi Is-
mafl Tosunoğlu: Yatınmlar yapıldı, bü-
yük yatınm yapanlar şu anda zor durum-
dalar. Vardiyalar düşürüldü. Üretimde
azalmalar var.
Gaziantep Okan Tekstil AŞ Müdürü
Zeydan Karalar: Bu kriz ortada dururken
Başbakan'ın çıkıp da "1999 daha kötü
olacak" demesi piyasalan olumsuz etki-
ledi. Ortada bir kriz olmasa niye üretimi,
yatınmlan niye yanya düşüresiniz. Ban-
kalar da faizleri arttınyor, günü gelme-
miş ödemeleri istiyor. Bankalar, önüne
gelene kredi verdiler. Bu krizin de etki-
siyle krediler geri dönmedi. Dünyada
hiçbir devlet kendisini ayakta tutan ihra-
catın üçte birini yapan sektöre bu kadar
hor bakmaz. Hammadde ve enerji öde-
meleri gibi konularda kolaylık getirilme-
li.
ÖNLEMDE UYUŞAMIYORLAR
Sendikalarda
görüş ayrılığıEkonomi Servisi - Toplam istihdamın yüzde 28'ini elinde
tutan tekstil ve konfeksiyon sektöründe işten çıkarmalar de-
vam ederken sıkıntılar ve çözümü konusunda görüş birliği-
ne vanlamıyor. Tekstil Sanayicileri Işveren Sendikası (TIS)
ile Türk-Iş'e bağlı Teksif Sendikası, hükümetten talep edile-
cekacıl önlemler konusunda görüş birliğine vanrken DlSK'e
bağlı Tekstil Işçileri Sendikası, işverenin KDV oranının dü-
şürülmesi ve işletme kredilerinin arttınlması gibi isteklerini
yerinde bulmuyor.
Başkanlığını Halit Narin'ın yaptığı Tekstil Işveren Sendi-
kası ile Türk-lş'e bağlı Tek-
Ege'den tepki
Bunalım
fabrika4
sattınyör
MERİHAK
tZMÎR - Hükümet
yetkililerınin görmez-
likten geldiği ekonomik
bunalım. fabrika sattır-
maya başladı. Ege Böl-
gesi'nde bazı fabrika sa-
hipleri banka borçlannı
ödeyememeleri üzerine
fabrikalannı satışa çıka-
nrken kiminin de fabri-
kaiaruıın anahtarlarmı
borçlanna karşılık ban-
kalara verdikleri bildiri-
liyor.
Ege Bölgesi'nde sa-
nayicilerin gözbebeği
olan Atatürk Organize
Sanayi Bölgesi'nde 20
fabrika kapanma nokta-
snıa gelirken borçlaryü-
zünden fabrikalannı
kaptırmak istemeyen sa-
nayiciler, gazete ilanla-
nyla fabrikalannı satışa
çıkardı. Bu konuda gö-
rüşlerini aldığımız Ege
Bölgesi Sanayi Odası
Yönetim Kurulu Başka-
nı Kani Aydoğdu, 6 ay
önce başlayan talep da-
raimasının iç piyasayı
etki altına almaya başla-
dığını belirtiyor. tstih-
dam ve üretimde sıkın-
tılı bir sürecin yasanma-
ya başladığı, fabrikalar-
da ilk önce üretimin dü-
sürüldüğü ve ardından
da işçi çıkanlmaya baş-
landığına dikkat çekti.
Atatürk Organize Sa-
nayi Bölgesi'nde 20'ye
yakın fabrikanın kapan-
ma ya da satışlann artık
gündeme oturduğunu
belirten Aydoğdu sözle-
rini şöyle sürdürdü:
"tretimdeki düşüş,
saüslardaki darahnadan
dolayı fabrikaiara bık-
kınlık gddi.' Yeter artık'
di>x>r sanaykikr. Önteri-
ni göremiyorlar. BorcJar
çtggibi büyümeye başla-
dh Faiz oranlan yüzde
150'}% çıktı. Enflasyon
>üzde 70. Bunebicimiş.
Piyasa ekonomisi diye
her şeyi serbest tarako-
lar. Bu da acımasız bir
kapitalizmi ortayaçıkar-
(h. Yüzde 150'lerleborç-
landı sanavici. Şimdi ba-
kıyoıiar,fabrika ekfen gi-
decek. İlk önce üretimi
düşürdüler. şimdi de sat-
ma olavian gündemegel-
di. Bankalann eüne ge-
çeceğine fabrikalar, satd-
suı daha i\i diye düşünö-
yor artık insanlar."
sif Sendikası, hükümetten.
bir an önce dışandan gelen
mallann önünü kesmesini,
finans sıkıntısının gideril-
mesi amacıyla, devlet faiz-
leri ile KDV oranlannın dü-
şürülmesini ve Türk Exim-
bank'ın verdiği ihracat kre-
dilerini artürmasını istiyor.
DlSK'e bağlı Tekstil Işçi-
leri Sendikası Başkanı Sü-
leyman Çetebi, istenen teş-
viklerin verilmesi ve KDV
oranlannın düşürülmesi ha-
linde işçinin soluk ahp alma-
yacağının henüz netlik ka-
zanmadığını belirterek
"Haklı bazı istekleri var. An-
cak istenen işletme kredileri
gibi teşvikler çauşana yansı-
blacak mı? Hem teş\ik ahp
hem işçi çıkaracaksan ol-
maz" dedi.
Teksif Sendikası Başkanı
Zeld Polat sektörü sıkıntı-
dan kurtarmak için bazı ted-
birler alınması gerektiğini
belirterek KDV oranlannın
düşürülmesiyle yüzde
70'lerde olan kayıtdışı çalış-
tırma oranının düşürülebile-
ceğini ifade etti.
Türkiye Giyim Sanayici-
leri Derneği Başkanı tsmet
Ozcan, finans kesiminin
hem garanti hem de yüksek
faiz veren devlet bonolanna
yöneldiğini belirterek "Ben
onlara bankacı değil sadece
finans kesimi diyorum. Çün-
kü bankacı, reel sektöre üre-
tim için kaynak aktarmah.
Ama bizdeki bankacılar bu
tanıma uvmuyor" dedi.
DTM İstanbul Tekstil ve
Hammaddeleri îhracatçılan
Birliği (tTKlB) Başkanı
Şevket Sürek de işçiye önce
önerilen sıfır zamnun man-
tıklı olmadığını, böyle bir
şey olmayacağun belirtti.
İSJANBUL'DA
YÜRÜYÜŞ-
tstanbul
Vakıflar Bölge
Müdüıiüğü'nün
düzenlediği
"VakıfHaftası
Kortej
Yüriiyûşü"ne
kaûlançok
sa>ıda vakrf ve
vaikıf temsilcisi,
İstanbul
Büyükşehir
Beledryesi
Bandosu
eşhğinde
Tünel'den
Taksim'e kadar
yürödü.
Yağmur altuıda
gerçekleştirflen
yıiriiyüş
sonunda Taksim
Aruö'na ulaşan
vakıftemsilcileri
çeienk bırakü.
'Vahfînsana Hizmettir' sloganıyla hıtlanan 16. VahfHaftası etkinlikleri sürüyor
Vakıflartanıtım atağındaİstanbul Haber Servisi - "Yakıf, İnsana Hiz-
mettir" sloganıyla kutlanmaya başlanan 16. Va-
kıf Haftası etkinlikleri dün de sürdü. İstanbul
Vakıflar Bölge Müdürü Cmit Çoban, etkinlik-
lerin vakıf ruhunu ve anlamını tanıtmak için çok
önemli olduğunu söyledi. Türkiye Milli Olim-
piyat Komitesi ile Türk Spor Vakfı'nın, 75. yıl
kutlamalan ve Vakıflar Haftası etkinlikleri kap-
samında düzenlediği, "Atatürk, Spor ve Oüm-
piyat Pullan Sergisi", Taksim Atatürk Kültür
Merkezi'nde (AKM) açıldı. Serginin açılışını
Olvmpiyat Komitesi Asbaşkanı Türkay Peker
yaptı. 100 panodan oluşan sergide, 24 katılım-
cının koleksiyonu yer alıyor. Ataköy Yunus Em-
re Kültür Merkezi'nde ise Anne ve Bebek Sağ-
hğı Vakfı,"VakıfRessamlanResim Sergjsi" dü-
zenledi. Sergiler 14 Aralık'a dek gezılebılecek.
Göz Nurunu Konıma Vakfı, hafta kapsamın-
da Alpaslan llkögretim Okulu'nda, "GözTara-
ma Kampanyasr gerçekleştirirken Türk Böb-
rek Vakfı Bakırköy Özgürlük Meydam'nda,
"Ücretsiz SağhkTaraması \v Organ Bağışı Kam-
paması" başlattı. Türk Kalp Vakfı da Levent
Lütfi Banat llkögretim Okulu'nda, öğrencilere
"Kalp ve Damar Sağhğı Taraması'' uyguladı.
16'ıncı Vakıf Haftası etkinlikleri hafta boyunca
sürecek.
Y ı l b a s ı n d a ü c r e t l e r y ü z d e 7 - 1 3 o r a n ı n d a a r t a c a k
ÜcretMye vergi indirimi solugu
ANKARA(AA)-GelirVergi-
si'ndeki düzenleme ile özel in-
dirim miktarlanndaki artış, üc-
retlilere ocak ayında yüzde 7 ile
yüzde 13 düzeyinde zam olarak
yansıyacak.
Gelir Vergisi'ndeki ilk dili-
mm yeni yılda l milyar liradan
2 milyar liraya yükselmesi, bu-
na karşılık vergi oranının yüzde
20'den I5'e çekilmesi. işçi ve
memurlan az da olsa rahatlata-
cak. Aynı şekilde düşük gelir
gruplannı yakından ilgilendiren
ilk dilimlerdeki marjın yüksek
tutulması ve vergi dilimlerinin 2
müyaı, 5 milyar, 10 milyar, 25
milyar ve 50 milyar lira olarak
düzenlenmesi de işçi ve memu-
run vergi yükünü hafifletici et-
ki yapacak.
, Halen 9 milybn 450 bin lira
olan özel indinmin, l Ocak'tan
itibaren 15 milyon liraya çıkanl-
ması da bugünkü vergi oranla-
nyla işçi ve memur maaşlann-
da ayda l miryon 110 bin lira,
yeni yıldaki \ ergi oranlanyla da
832 bîn 500 lira artış sağlaya-
cak.
Mevcut SSK prim tavanı baz
ahnarak yapılan hesaplamalara
göre çeşitli ücret gruplannın
Aralık 1997 ve Ocak 1998 ayı
maaşlan ile yıllık ücret kazanç-
lan şöyle:
Brüt ücret
Asg. ücretli(x)
100.000.000
150.000.000
200.000.000
300.000.000
500.000.000
Aralık
maaşt
(binTL)
33.808
67.096
99.893
132.542
195.996
309.008
Ocak
maaşı
{btnTL)
36.177
73.170
103.181
139.691
237.111
402.751
1996
geliri
(binTL)
341.684
808.482
1.234.255
1.641.205
2.472.301
3.909.365
1999
geHri
(binTL)
434.840
878.040
1.354.577
1.851.497
2.787.536
4.649.416
(x)- Hesaplama, mevcut asgari ücret üzerinden yapılmıştir.
SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR
Türkiye'de olursa hem de
onar onar olur. Kültür Bakanlığı
son olarak 72 sanatçıya devlet
sanatçısı unvanı vermeyi karar-
laştırmış. Daha önce kaç adet
devlet sanatçısı vardı onu da bil-
miyorum. Bu gidişle ülkemizde-
ki sanatçılann tamamı "devletin
sanatçısı" olacak, ya da önemli
bir çoğunluğu. O zaman devlet
sanatçısı olmayanlar ne yapa-
caklar?
Bundan böyle bir devletin sa-
natçısı olanlar bulunacak bir de
olmayanlar. Artık olmayanlar,
nasıl bir muamele görecekler
onu da bilmek mümkün değil.
Bir arkadaş, "Devletin sanatçısı
olur da gazetecisi olmaz mı?"
diye sordu. Yerinde bir soru. Ba-
zı meslektaşlanmızın "devlet ga-
zetecisi" unvanını çoktan hak
ettiklerini teslim etmemizin za-
manı geldi. Aslında biz bu ger-
çeği görüyoruz da, devletimiz ne
zaman görecek, doğrusu çok
merak ediyorum.
Şaka bir yana, gazetelerde
yayımlanan listeyi gördüğümde
Devletin Sanatçısı Olur mu?
merakla, bazı yeni 'devletsanat-
çısı' yakınlanmı aradım. Hiç bi-
rinin böyle bir 'görevlendir-
me'den haberleri yoktu. Orhan
Pamuk "En azından böyle bir
unvanı, nezaketen kabul edip
etmediğimizisorabiliıierdi. Hoş-
lanmadığımı söyleyebilirim. Sa-
natçıların unvanlannı keyfi ola-
rak bakanlıkların beliriemesini
de saçma buluyorum" diyordu.
Devlet, yeni sanatçılannı ilan
ederken "2. İstanbul MüzikŞen-
liği" programında yer alan iki sa-
natçının vereceği konser yasak-
lanmıştı. Bir Kürt türkücünün ve
Ermeni müzisyenlerinden olu-
şan grubun sırf etnik farklılıkta
bir müzik yaptıklan için yasak-
lanmalarını nasıl yorumlamak
gerekir? Böyle yaparak iç kültü-
rel zenginliğimizi koruyabilir mi-
yiz? Yitip giden kültüriere ağıtlar
yakıp sonra da onlann gelişme-
sinin önüne engeller koymak
hangi aklın eseri?
Batı'da Türk imajının bozul-
masının esas sorumlusu, Batılı-
lar mı, yoksa biz miyiz, sorusu-
nu da bir kez daha sormanın za-
manı gelmedi mi? Batı'nın çrfte
standartlı olduğu bir gerçek; ya
biz, biz çifte standartlı değil mi-
yiz? Içeride baskıcı bir rejimi ko-
ruyarak böyle bir imaj düzeltile-
bilir mi?
Türkiye'ye yön verenlerin bir
kesimi, Öcalan krizinin başla-
masından bu yana, sanki Batı ile
ilişkilerin gelişmesini istemez bir
tutum içine girdiler. Italyan elçi-
liği ve konsolosluklan önünde
yapılan korkutucu gösterilerin,
dışanya nasıl bir görüntü verdi-
ğini yöneticiler bilmiyorlar mı?
Avrupa'nın kapısındaki Türki-
ye, yöneticileri tarafından aca-
ba tersi bir yöne mi çekilmek is-
teniyor?
PKK'nin gerilemesiyle aslında
Türkiye açısından yeni ve olum-
lu bir döneme girdiğimiz söyle-
nemez mi? Böylece, demokra-
si ve insan haklan konusunda
daha rahat adımlar atılabilir.
Türk-Kürt düşmanlığını körükle-
yerek bundan rant sağlayanlar,
böyle bir gelişmeden rahatsızlık
duyabilirler. İnsan haklan ve de-
mokrasi konusunda adımlann
atılması, iç gerilimi düşürür, siya-
si Islamın ve ırkçılığın silahlannı
elinden alabilir.
Nedense kimse işin bu yanını
görmek istemiyor. "Kürt soru-
nu" birçok yazann da belirttiği
gibi Türkiye'nin sorunu. Bu so-
runun dışanlara taşınmasının
sorumlusu acaba yalnızca Batı
mı? Bu sorunun çözülmesinin
yolu iç banşımızı ve kardeşliği-
mizi güçlendirmekten geçmiyor
mu? Böyle bir dönemde HADEP
Genel Başkanı'nı ve yöneticile-
rini tutuklamak, bu tutuklamayı
parti binalannda protesto eden
yüzlerce partiliyi gözaltına al-
mak, iç banşı sağlamaya ne ka-
dar hızmet ediyor?
•••
Bakanlıkeltyle, hiç gereği yok-
ken onlarca devlet sanatçısı be-
lirlemek yerine, bu ülkenin önü-
nü açacak özgüriük adımlannı
atmak. yasaklardan kurtulmak
gerekir. "Devletsanatçısı" olarak
yukandan bir emimameyle be-
lirienen değerii sanatçılanmızın
da kendilerine böyle unvanlar
verilmesi yerine, sanatın ve kül-
türün önünü açacak yeni düzen-
lemeleri tercih edeceklerini bili-
yoruz.
Onlar, devletin sanatçısı un-
vanı almak yerine, özgür bir ül-
kede sanat yapmayı yeğlerler.
Işte bunu anlayacak bir siya-
si anlayış bu ülkeye hâkim olur-
sa, zaten devletin sanatçılan be-
lirlemeye de ihtiyacı kalmaya-
cak. Bu devletin, devlet sanat-
çılanna değil; sanatla, kültürie,
banşçı amaçlarla duygulan in-
celmiş yöneticilere gereksinimi
var. O günlere umanz bir gün
ulaşınz.
Çok mu hayalci bir dilek?
DUZYAZI
ORHAN BIRGIT
Sende mi Şefsin?
Bir zamanlar, Türkiye'nin Avrupa Biriiği'ne kabul
edilmesi için aranılan bazı ölçütlere bakan yönetici-
lerimizin, ülkemizde otomobil kullananlann sayılannı
da çoğaltmak amacı ile sürücü ehliyetlerinin alınabil-
mesi için var olan engelleri en aza indirdiklerini ve ko-
nuyu özel kurslann dirayetine bıraktıklannı biliyoruz.
Bilmiyorum, "Türkiye'de şu kadar insan okur-ya-
zar, şu kadar da telefon abonesi var. Otomobil kul-
lanabilenlerin sayılan şu kadara yükseldi" türünden
istatistiklerin, AB'nin kapılannı açmamız için yeterii ol-
madığını düşündükleri için midir?
Küftür Bakanlığı'nın Cumhurbaşkanı'nın onayın-
dan çıkan yeni devlet sanatçılannın listesi bana, sa-
yısal açıdan özellikle kültürel alandaki gelişmemizin
Batılı dostlanmıza kanrtlanması için verilmesi gereken
bir yeni belge imiş gibi geldi.
Kültür ve sanat yaşamımtza "devlet sanatçısı" un-
vanı ile onur veren 138 saygın kişimiz var. 1971 yılın-
da hemen tümü klasik Batı müziği dalında isim yap-
mış 11 kişi imiş devlet sanatçılanmız. 1981 'de bu sa-
yıya 10, 1987 yılında 7 kişinin ismi eklenmiş. Bir yıl
sonra devlet sanatçısı olarak çağnlmaya değer gö-
rülenlerin sayısı sadece 2 olmuş.
1991 yılının devlet sanatçılan listesi, ülkedekl enf-
lasyonlabiriikteolmalı, hızlı birçoğalmagöstermişve
36 olmuş.
Arşivden, 10 Ekim 1991 günlü "Hümyef'e bakıyo-
rum. Haber "Bolkeseden devlet sanatçısı" başlığı al-
tında veriliyor ve 1981 yılında bu unvanı -elbette sa-
natının hakkı ile almış olan Yıldız Kenter, yeni liste-
deki bu abartılı sayı için tepkisini "36 kişi mi? Ciddi
misiniz?" yanıtı ile gösteriyor.
Türktiyatrosunun tartışılmaz isimlerinden rahmet-
li Vasfi Rıza Zobu da 1987'de aldığı bu unvana 1991
yılında 36 kışınin değer görülmesi için sorulan bir so-
ruyu, o kendisine özgü acımasız üslubu ile bakın na-
sıl yanrtlıyor:
"Yaa' Demek ki 36 kişi daha devlet sanatçısı oldu?
Hayırlı olsun. Vallahi kimler, neden, nasıl olunuyor
devlet sanatçısı bilmiyorum. Kimler hak ediyor, kim-
ler karar veriyor, ne yapmak lazım bilmiyorum. Dev-
let sanatçısı olunca ne oluyor onu da bilmiyorum."
Zobu'nun bu ince hicivlerie dolu sorusunun resmi
yanıtı, 1971 yılında çıkanlmış 657 sayılı Devlet Me-
murlan Kanunu'na dayanılarak çıkanlan bir yönet-
meliğin gereğidir. O yönetmelık, sadece çoksesli mü-
zik alanında bizi dışanda tanıtan sanatçılan bu unva-
na değer görüyordu. Değerlendirmenın böylesinedar
kapsamlı olması, çoğu sanatçının tepkisıne yol açtı
ve "Biz üvey evlat mıyız" sorulannın yoğunlaşması,
Kültür Bakanlığı'nı 1 Şubat 1987'de yeni bir yönet-
meliğe yöneltti. Böylece klasik Türk müziği ile plas-
tik sanatlar da unvan kapsamına alındı. Bir kişinin
devlet sanatçısı olması için aranılan üç özellik "üstün
yetenek, uluslararası ün ve mesleğinin örnek temsil-
cisi" olarak saptandı.
Daha sonra kapsamın içine edebiyat ve toplumbi-
lımler alanlan da alınırken, uluslararası ün niteliğinin
yanına "ulusalalanda ün sahibi olmak" koşulu da ko-
nuldu.
Ve böylelikle 138 listelik bir devlet sanatçısı ordu-
muz oldu.
Seçimler ne ölçüde objektiftir? Kişisel duygular,
adaylann kendi kulis yetenekleri ile tırmanılan basa-
maklar doğru mudur?
Bu konuda stralanacak sorulann tümü, hem liste-
lefde isimlerine yer verilen -önemli bir bölümü o yer
verilişi hak etmiş- kişileri de, onlann adaylığını öne-
renleri ve onaylayanlan da sadece üzer. Üzmemesi
için yapılabilecek tek şey, bu tür seçimleri bürokra-
sinin elinden alarak özerk bir yapının süzgecine ver-
mek olmalıdır.
Kimse Ingiltere'de Sir Laurence Olivier'in ya da
BeatJes'ın bu tür bir benzer unvan ile onurtandınlma-
sını yadırgamamıştı.
Ama bakınız. Bizim o 138'lik listede Muhsin Ertuğ-
nıl ile sahnelerimize ayak basan ve her adımı bir sa-
nat onuru olarak atılmış Necdet Mahfi Ayral yoktur.
Şükran Güngör ve Erol Keskin gibi yüzaklanmıza
da yer verilmemiştir.
Ama gece kulüplerinde sarhoş mezesi olmaya °ha-
yır" demeyen ve zaman zaman vücutlarının cömert-
liklerini hafta sonu magazinlerinde gördüğümüz kim-
seler, 138'lik listede de endam sergüemektedirter.
• • •
Rahmetli Hasan Saka, Maliye Bakanlığı'na atan-
mış ve personeli ile tanışmak için bakanlığı dolaşma-
ya başiamış.
Tanıştığı her insanın görev tanımlamasının başın-
da bir "şef" takısı olduğunu öğrenmenin verdiği hay-
ret, bu Karadenizli politikacıyı "7eme/"leştirmiş. O sı-
rada koridordan geçen kahveciyi durduran Hasan
Saka, "Sen de mu şefsun" sorusunu yöneltmiş.
Hasan Bey yaşasaydı benzer bir soru için acaba
dünkü listeden kimleri seçerdi?
Faks: 0212-677 07 62 E-Mail: obirgit6cumhuriyeLcom.tr
Ciner'in fabrikası kapatılmıştı
Ceytaş işçisinden
yol kapatma eylemi
ADANA (Cumhuriyet
Gûney flleri Bürosu) -
Park Holding'in sahibi
Turgay Cmer tarafından
kapatıhna karan alınan
Ceytaş ve Ceysan'ın işçi-
leri, Adana-Ceyhan kara-
yolunu keserek eylem
yaptı. DlSK'e bağlı Teks-
til Işçileri Sendikası Ge-
nel Sekreteri Süleyman
Çekbi, gözaltnıa almma-
sından dolayı onuru kınl-
dığı gerekçesiyle tesisle-
rini kapatan Ciner'e tep-
ki göstererek "Tesislerin
kapaülmasına izin ver-
meyeceğiz'' dedi.
Birkaç kez gözaltına
alınan ve zor durumda
olduğunu belirterek te-
sislerin yükünü daha faz-
la taşıyamayacağını ileri
sürenTurgay Ciner'in 10
gün önce kapatma kara-
n aldığı Ceytaş ve Cey-
san'da çalışan toplam
700 işçi, dün aileleriyle
birlikte fabrika önünde
biraraya geldi. Işçiler ve
yakınlan, "Babamı işkı-
den atmayın", "Fabrika-
lanmız kapamrsa yüzler-
ce ocak sönecektir",
"Ceytaş ve Ceysan kapa-
blamaz", "Ceytaş Cey-
hanhlanndır" ve "İşsiz
kalmak ölümfin yansı-
dır" diye slogan atıp
pankart taşıdılar.
Adana-Ceyhan kara-
yolunu bir süre trafiğe de
kapatan işçilere hitap e-
den Tekstil Işçileri Sen-
dikası Genel Sekreteri
Süleyman Çelebi, tesis-
lerin kriz nedeniyle ka-
patılmadığına ve sürekli
kâr ettiğine dikkat çeke-
rek şunlan söyledi:
"Bu işyerlerinin kapa-
ülmasmdaki gerçek, za-
rar etmek değil; başka
nedenlervardır. Fabrika-
da sözleşme imzalandı,
teknokıji yenöendi ve kâr
da edildi. îşveren gözaltı-
na aunmasmdan dolayı
onuru kuıldığı için Cey-
han, Edirne ve İstan-
bul'daki işyerierini ka-
patma karan almış. Bu-
rada asıl onuru kınlan,
sokağa aülmakisteneniş-
çilerdir. Fabrikalann ka-
patılmasına izin verme-
yeceğiz. İşçilerimizle ge-
rekirse Ankara başta ol-
mak üzere her yere yürü-
meye hazınz.''