Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 ARALIK 1998 PAZARTESİ
HABERLER
Çanakkale'de
yakatanan
kaçaklap
• ÇANAKKALE (AA) -
Çanakkale'nın Lapseki ve
Biga ilçeleri arasındaki
Bozburun mev kiinde
batma tehlıkesı geçırdiği
için karaya oturan
'Şirinbahçe' adlı gemideki
600kaçaktan335'i
Çanakkale'de yakalandı.
Çanakkale \'alisi Ekrem
Özsoyyaptığı yazılı
açıklamada, yakalanan
kişilerden 56'sının yabancı
uyruklu, 279'unun da
Türk olduğunu kaydetti.
Vali Özsoy. aralannda 20
Afgajıh. 24 K.Iraklı, 5
Filistinlı, 5 Gambiyalı. 1
Senegalli, 1 de Iran
vatandaşının bulunduğu
yabancılann, Pasaport
Kanunu'na muhalefetten
sorgulandıktan sonra
sınırdışı edileceklerinı
belirtti.
Erdoğan
kitabında
çarpıtma
• ANKARA
(Cumhuriyet Biirosu) -
Istanbul Büyükşehır
Belediye Başkanlığı'ndan
düşen Recep Tayyip
Erdoğan'ın.davasını konu
alan kitapta bir dizi
çarpıtmaya yer verildi.
Erdoğan'ın avukatı Faik
Işık tarafından yayına
hazırlanan kitapta.
bürokrasi çevrelerınde
MHP'Ii olmakla tanınan
TSE'nin başkanı Yılmaz
Anyörük'ün, kurum adına
beş yıl önce bastırdığı
Ömer Naci Bozkurt'a ait
'Türk ve Türklük' adlı
kitabın bazı bölümlerine
yer verildi. Işık, böylece
Erdoğan'ın, Türk ve
Türklük adına yargılandığı
savını ışliyor. Işık, TSE
Başkanı Anyörük'ün beş
yıl önce yazdığı 'teşekkür"
yazısını da ilk sayfalarda
yayımlayarak bu kıtap içın
yazılmış gibi gösterdi.
Insan hakları ve
başöptüsü
panelf
• ADANA (Cumfcuriyet
Biirosu) - Yeni Asya
gazetesinin düzenlediği
'Demokrasi, Insan Haklan
ve Başörtüsü' panelınde
konuşan DYP Genel
Başkan Yardımcısı Rıza
Akçalı. siyasetçilerin
başörtüsü meselesine
bulaştmlmaması
gerektiğini belirtti. Akçalı,
"Eğer kendi içimize
kapanırsak, kendı
insanımıza saygı
duymazsak sorunlanmıza
çözüm bulmamız mümkün
olmaz. Türkiye, başörtüsü
konusunda katı
davranması sonucu
Avrupa ülkelerinde yerini
alamadığı gibi sürekli
diğer Islam ülkeleriyle
birlikte dışlanmakiadır.
Türkiye artık bu sorunu
çözmelidir" dedi.
Yılmaz'dan PKK
açıklaması
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Diyanet Işleri Başkanı
Mehmet Nun Yılmaz,
PKK'nin Güneydoğu
Anadolu Bölgesi'nde 38
din adamını vurduğunu
söyledi. Hizbullahçılann
da Allah adına göz
kırpmadan adam
öldürdüğünü belırten
Yılmaz, "Camilerde zorla
Kuran okutmak. öldürmek
ve katletmek gibi işler
yapıyorlar. Oysa Islam
dini saadet dinıdır" dedi.
Yılmaz. dünya yaşamını
ilgilendiren hükümlerin
zamanla değiştığını, bu
nedenle de dini. çağın
ihtiyaçlanna ce\ap
verecek şekilde \eniden
değerlendirmeye tabi
tutmanın yararlı olacağını
kaydetti.
B bombası
patladı
• ŞEVIDİNLİ(AA)-
Hakkâri'nin Şemdinli
ilçesinde bir çocuk.
bulduğu el bombasının
patlaması sonucu ağır
yaralandı. Edinilen bilgiye
göre, Yenı Mahalle
bölgesinde oyun oynayan
6 yaşındaki Vahap Alan,
bulduğu el bombasını
incelerken yanlışlıkla pimi
çekti. Meydana gelen
patlama sonucu ağır
yaralanan küçük çocuk
Şemdinli Devlet
Hastanesi'ne kaldınldı.
Ocalan'a dava yolu açıkYargıtay'daki hukukçular, terörden zarar görenlerin AİHK'ye başvurabileceğini söyledi
ANKARA (Cumhurivet Bürosu) - ttalya'da bu-
lunan PKK lideri Abdullah Öcalan'ın iadesi için
Avrupa Insan Haklan Komisyonuna (AİHK) bi-
reysel başvuru yolunun açık oldugu bildirildi.
Yargıtay'daki hukukçular, iadesi konusunda iç
hukuk yollannın tüketilmesinden sonra Apo'yu ko-
ruyan Italya aleyhine, terörden zarar görenlerin
AIHK'ye başvurabileceklerini belirttiler. Hukuk-
çular, komisyona. terörden zarar görenJerin yanı sı-
ra siyasi parti, dernek, vakıflar ile ttcari ortaklıklar
gibi özel hukuk tüzel kişilerinin de başvurabilece-
ğini kaydettiler.
îtalya aleyhine komisyona başvunnak isteyenle-
rin, bireysel başvurunun nasıl yapılabileceği konu-
sunda müvekkillerine yardımcı olmak için çok sa-
yıda avukatm araştırmaya koyulduğu öğrenildi.
Avukatlann. bu konuda geçen ay Tüze Yayınevi 'nin
yayımladığı Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başkanı Na-
ci Ünver'in kaleme aldığı "Ceza Yargriamasında
Yasa Yollan ve Bireysel Başvuru Hakkı7
" adlı kıtap-
tan yararlanmaya çalıştıklan bildirildi. Yaklaşık
300 sayfadan oluşan kitap, konuyla ilgili tüm bil-
gileri içeriyor.
Bireysel başvuru hakkının, Avrupa tnsan Hak-
lan Sözleşmesi'nin bireye uluslararası alanda tanı-
dığı önemli bir hak arama yolu olduğu vurgulanan
kitapta, komisyona başvurabilecek kişi ve kurum-
lar hakkında şu bilgiler veriliyor:
"Komisyona gerçek kişiler yanında, siyasi parti-
ler, dernekler, vakıflar ve ticari ortaklıklar gibi özel
hukuk tüzelkişüeri debaşvurabilirter. Ancak, kamu
tûzelkişilerinin başvuru hakkı yokîur. Hemen be-
lirtelim ki tüzeüdşfliğe sahipolmayan tophıiuklar da
başvuruda bulunabilirler. Buıüann başvurulannın
geçerli olabilnıesi için bu topluluğu oluşturan tüm
bir» lerin başvuru dilekçesini imzalaması ya da iç-
lerinden birinin temsil yetkisiyle göre* lendirilmesi
ve ditekçeyi onun imzalaması gerekir. Gerek gerçek
kişilerin, gerekse özel hukuk tûzelkişilerinin ve top-
luhıklann başvuru hakkının doğması için sözJeşme-
nin ihlalinden zarar görmeleri zorunlu bir koşul-
dur."
tngiltere uluslararası Kürt konferansı fikrine kesin olarak karşı çıktı
AP'nin raporu kabul görmüyorHaber Merkezi - Avrupa Birliği
(AB) üyesi ülkelenn dışişleri ba-
kanlanndan oluşan AB Konse-
yi'nin. dün başlayan toplantılan de-
vam ederken kulislerde Abdullah
Öcalan sorunu ile Türkiye-AB iliş-
kılen yoğun bir şekilde tartışıldı.
Avrupa Parlamentosu (AP) rapo-
runda ortaya atılan "uluslararası
Kürt konferansı düzenlenmesi"
fikri, AB üyesi ülkelerin dışişleri
bakanlan tarafindan sıcak karşılan-
madı. Almanya Dışişlen Bakanı
Joschka Fischer. bu konuda Anka-
ra'yı rahatsız etmeyecek bir yönte-
min bulunması gerektiğini savu-
nurken Ingiliz diplomatlar. böyle
bir düşünceye kesinlikle karşı ol-
duklannı açıkladılar. AB Dönem
Başkanı Avusturya'nın Dışişleri
Bakanı \Vofgang Schüssel de "P-
KK,teröristyöntemkr kuUanan bir
örgüttür" dedi
AP'nin 3 Aralık'taki oturumun-
da kabul edilen ve Avusturyalı par-
lamenter Hans Swoboda tarafından
hazırlanan raporda yer alan "Ulus-
lararası bir Kürt konferansmın dü-
zenlenmesi" düşüncesi, AB üyesi
ülkelerin dışişleri yetkililerince sı-
cak karşılanmadı. Almanya Dışiş-
leri Bakanı Fischer, bu fikrin gay-
ri resmi olarak gündeme getirilebi-
leceğini belirterek Türkiye-AB iliş-
kilerinin önemli bir dönemde bu-
lunduğu şu sıralarda, "Ankara'yı
rahatsız etmeyecek birformülara-
yışından" söz etti.
Ingiltere delegasyonu yetkiiile-
n. "Uhıslararası konferans fikrine
tamamen karşı" görüş bildirdiler.
Ingilizler, Öcalan'ın uluslararası
bir yargı organı önüne çıkartılma-
sı fikrine de sıcak bakmadıklannı
ve "böyle biryargıorganının var ol-
madığmı" söylemelen dikkat çek-
ti. Fransa kanadı ise "PKK'nin bir
terör örgütû oktuğu" görüşünü tek-
rarlamakla yetindi.
AB Konseyi toplantılannın ilk
günü sonunda basına bilgi veren ve
sorulan yanıtlayan AB Dönem
Başkanı Avusturya'nın Dışişleri
Bakanı Wofgang Schüssel, "PKK,
terörist yöntemier kuilanan bir ör-
güttûr" dedi. MED-TV'nin soru-
sunu yanıtlayan Schüssel, "Türld-
>e ile ilişkilerimizin bu nedenle ze-
delenmesini istemiyoruz. Cumhur-
başkanı Süleyman Demirel ve Dı-
şişleri Bakanı İsmail Cem ile Vîya-
na'da görüşmemizde bu konuyu
taruşuk. Türkiye için Avrupa stra-
tejisi beliriendi ve AB Komisyonu
raporu doğrultusunda uerienecek"
dedi.
Viyana zirvesine hazırlık yapan
bakanlann dünkü toplantısında,
AB'nin yapısal reformlanyla ilgi-
li uzlaşma arayışlan ağırlık kazan-
dı. AB Konseyi toplantılan bugün
de devam edecek.
Abdi tpekçi
Parkı'nı
tamamen
dolduran sağlık
çalışanlan.
'' "Hekim tüccar
hasta müşteri
' ' v değil. Bıçak
kemiğe
dayanmadı.
kemikten parça
almaya başladı"
yazılı pankartiar
taşıdılar.
Ejlemde, Grup
Şehir IşıkJarı'nın
seslendirdiği
türkülere
coşkuyia eşlik
' edildi.
(Fotoferaf
SERDAR
ÖZSOY)
Binlerce sağlık çalışam Ankara'dasoğuğa veyağmura karşın yürüdü
Sağhkh Türkfyeiçin 'Beyaz Yürüyüş
9
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye
genelinden toplanan binlerce sağlık çahşanı dün
Ankara'da "Beyaz Yürüyüş" düzenledi. Sağa-
nak yagış altında sabah saatlerinde toplanan sağ-
lıkçılar, türküler söyleyerek yürüyüp, halay çek-
tiler. Tandoğan Meydanf nda toplandıktan son-
ra Abdi Ipekçi ParkYna doğru ilerleyen eylem-
ciler. "Savaşa değil sağlığa bütçe, Onurlu hekim
sağhkh toplum, Onlar özelleştirrvor biz kamuiaş-
tirahm'" sloganlan attılar.
Abdi Ipekçi Parkı'nı tamamen dolduran sağ-
lık çalışanlan, "Hekim tüccar. hasta müşteride-
ğiL Bıçak kemiğe dayanmadı, kemikten parça al-
maya başladı" yazılı pankartlar taşıdılar. Ey-
lemde, Grup Şehir Işıklan'nın seslendirdiği tür-
külere coşkuyia eşlik edildi.
Katılımcılar adına açıklama yapan Ankara
Tabip Odası Başkanı tskender Sayek. hükümet
olacaklara "Sağhğın gündem yapıhnasuu, eği-
timden çahşma koşullanna. ücretiere kadar de-
ğişen çerçe\ede özlük haklannın rvileştirilmesi-
nu sağlıkta kamu hizmetlerinin desteklenmesini
istiyoruz" diye seslendi. Sağlık kurumlanndakı
özelleştirme uygulamalanmn kaldınlmasını is-
teyen Sayek. "Tıp fakülteleri açdmasın, hatta
yetersiz olanlar kapatusın" dedi. Sayek, tedavi
edici hekimlikten çok koru\aıcu hekimlığe önem
verilmesı gerektiğıne dikkat çekerek "HekünB-
ğin toplumdaki saygınhğını tekrar istr-oruz. ge-
lecegimize. meslek onurumuza ve halkın sağb-
ğuıa sahip çıkmak istryoruz" diye konuştu.
Türk Tabıpleri Bırlığı Merkez Konseyi Baş-
kanı Füsun Sayek de toplumu sağhkh kılmak
için demokratik bir düzenin koşul olduğunu be-
lirtti. Sağhğın iyi olma koşulunun banştan geç-
tiğini kaydetti.
İzmir Savaş Karşıtlan
AİHM'ye başvuracak
NECATİAYGEV
İZMİR - İzmir Savaş Karşıtlan
Demeği (tSKD) başkan ve yönetim
kurulu üyelen. haklannda verilen
cezalann Yargıtay"ca onanması üzerine
A\Tupa Insan Haklan Mahkemesi'ne
dava açıyorlar. Avukat Mehmet Nur
Terzt 12 Eylül ürünü yasalara
dayandmlarak verilen cezalann anti-
demokratik olduğunu belirterek
"Mevcut \asa\a dayanarak >apdan
yargılama sonucu verilen cezalar,
müvekkillerimin bundan sonraki
dernek faaliyetlerinde bulunma
cesaretlerini kırmışûr. Sabıkah insan
hanne gehnişlerdir. Kamuda
çahşma ve göre\ alnıa şanslannı
kaybetmişlerdir'' dedi.
İSKD Yönetim Kurulu üyesi avukat
Ahmet Hür, İSKD temsilcisi olarak
15.9.1994 tarihinde Almanya'daki
hukuk dernekleri toplantısı ve Ahnan
Banş Örgütü'nün toplantısına
katılmıştı. Avukat Hür'ün bu toplantıya
Içişleri Bakanlığı'ndan izin almadan
kahldığını sağladıklan gerekçesiyle
tSKD Başkanı Osman Murat Ülke,
yönetim kurulu üyeleri Ayşe Tosuner,
Aü Serdar Teküı hakkında 2908 Sayılı
Demekler Yasası'na muhalefet ettiİderi
savıyla İzmir 14. Asliye Ceza
Mahkemesi'nde dava açıldı.
Sanıklar yaptıklan savunmalarda,
Ahmet Hür'ün Almanya'daki toplantıya
katılması için Içişleri Bakanlığı'ndan
izin alınmasına gerek ohnadığım
savunmuşlardı.
Ancak mahkeme heyeti, dernek
yöneticilerini, 2908 Sayılı Demekler
Yasası'nın 43. maddesine muhalefet
ettikleri görüşüne vararak 3'er ay hapis
cezasına çarptırmıştı. Mahkeme hapis
cezasını para cezasına çevirmişti.
Dernek yöneticilerinin savunmanlığını
üstlenen avukat Mehmet Nur Terzi,
mahkemenin verdiği karan Yargıtay'a
başvurarak temyiz etti. Yargıtay 9. Ceza
Dairesi, samklann, Içişleri
Bakanlığı'ndan izin ahnmadan Ahmet
Hür'ü yurtdışına göndermekten suçlu
buldu ve cezayı onayladı.
Avukat Mehmet Nur Terzi,
müvekkilleri hakkında verilen onama
cezasının Avrupa Insan Haklan
Sözleşmesi'ne aykın olduğunu
savoınarak Avrupa Insan Haklan
Mahkemesi'ne dava açacağını açıkladı.
İtalya'ya tepki
'Hukuk
devleti
ilkeleri
çiğnendi'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - tlk kez 19. yüzyı-
lın sonlannda savaş suçlula-
n ve insanlığa karşı suç iş-
leyenler için gündeme geti-
rilen 'uluslararası mahke-
me', Birleşmiş Milletler ta-
rafindan 1937 yılında uygu-
lamaya konuldu. Hukukçu-
lar, bu mahkemenin kuru-
labilmesi için iadeyi isteyen
ülkede yargı sisteminin tü-
müyle çölarnüş olması ge-
rektiğini belirttiler.
Adalet Bakanlığı kay-
naklan. "Eğer ttal>a hukuk
de\Ieti Dkelerine göre hare-
ket etseydi. kırmızı bültenk
aranan Abdullah Öcalan'Ia
ilgili ne gibi işlem yapüğuu,
tnterpol Ana Tüzüğü'ne gÖ-
re önce Almanya\a değiL,
Tnrldye'ye biktirmesi gere-
kirdLBunu >apmaj ıp sade-
ce AJmama'vı muhatap al-
dV' görüşünü savundular.
Ordinaryüs Prof. Dr. Sulhi
Dönmezer ile Prof. Dr. Sa-
hir Erman uluslararası ce-
za mahkemesinde bulun-
ması gereken nitelik ve
özellikleri şöyle sıraladılar:
- Bu mahkeme, yetkisi-
nin üye devletler için zorun-
lu olarak kabul edilebilme-
si bakımından Birleşmiş
Milletler Cemıyeti'ne bağ-
lı olmalıdır.
Bu suretle Birleşmiş Mil-
letler'den bağımsız bir mah-
keme kurulması konusun-
daki görüşü yerinde buhna-
maktayız. Bir ara Lahey
Adalet Divanı içinde ayn
bir daire kurulması düşü-
nülmüş ise de, Lahey statü-
sünün değiştirilmesi husu-
sundakı güçlükJerkarşısın-
da bu öneri itibar görme-
miştir.
- Mahkemenin yetkisi
devletler için zorlayıcı ol-
malıdır.
- Daimi, sabit, istikrarlı,
görev ve yetkisi önceden
belli olan bir organ kurul-
malıdır. Sözgehmi Nürem-
berg ve Tokyo askeri mah-
kemeleri istisnaen görev
yapan mahkemeler nitelı-
ğinde oluşmuşlardır.
Selçuk: Batı yasalannı
Doğuluca uyguluyoruz
.\NKARA - Yargıtay 4. Ceza Dairesi
Başkanı Doç. Dr. Sami Selçuk,
Türkiye'de Batı yasalannın Doğuluca
uygulandığmı belirterek. "Hukuk
tarbşma demektir. Ancak bu, ezbere ve
belleğe davah değiL kitaba ve arşrve
>aslanmış bir tarnşmadır.
Hukukçulanmız bu ahşkanhğı
edinmedikçe Batılı yasalarm Doğuluca
uygulanması sürecektir" dedi.
Selçuk. Yargıtay'da venlen "emsal"
kararlann sık sık bırbiriyle çeliştiğini.
bunlann büyük bölümünün uzun
ömürlü olmadığını vurguladı.
Türk hukuk sistemindeki çarpıklıklara
ilişkin rapor hazırlayarak ilgili tüm
kurum ve kuruluşlara gönderen Sami
Selçuk, Türk üniversitelerinde hukuk
öğretiminin yetersiz ve eksik verildiğini
kaydetti. Selçuk, üniversitelerde hukuk
ögreniminin uzun yıllar yanlış
temellere oturtulduğuna dikkat
çekerken, "Örneğin, ceza yasası
Türkiye'de İtalyan kapısından, ceza
hukuku öğretisi ise Fransız kapısından
girmiş, iki hukuk sisteminde kimi
zaman çanşmalara dek varan aynhklar
gözetüineden İtalyan kaynakh ceza
yasası, Fransız öğretisine göre
yorumlannuş, büyük ve kaucı
vanılgılara düşülmüş, bu da Türk
hukuk devriminde onardması güç
yaralar açmışür" görüşüne yer \erdi.
Selçuk şunlan belirtti:
"Bugün Türkiye'de Batı yasalaruu
Doğuluca uygulayan bir hukuk
karşısındayız. Parçalar yerine
oturmamakta. >asa almanın hukuk
devrimini gerçekleştirmeye yetmediği
ortava çıkmaktadır. Atatürk'ün
amaçladığı. eski hukukun kökünü
kazryıp yepyeni bir anlayışla Batı
hukukunu e\ rensel Ukeİerinin ve
kavramlanmn özünden koparmadan.
yerel potada eritihniş ulusal bir hukuka
neden ulaşamadık? Bu sorulara iyi yanıt
verebüirsek hukukta iyileşmenm
gizlerini \e yapılacak önerileri kolayca
bulabiliriz." Selçuk, Türk hukuk
de\Tİminin "altyapı eksikügi, insan-
ortam ve kültürel etkenler, öğreti ve
uyguiamadaki aynlıklar" nedeniyle
şimdiye kadar başanlı olamadığmı
anlattı. Raporunun "öneriler"
bölümünde Türkiye'de yargılamaya
halkın katılmasını, yani "jüri sistemi"
getirilmesini isteyen Selçuk, hukuk
öğretimi yönteminin yeni baştan ele
alınması, yeterli öğretim üyesi olmadan
fakülte açılmaması gerektiğini savundu.
BEBÎZE...
ERDAL ATABEK
Para Kimin Elinde?..
Bir toplumun ekonomisini, sosyal yapısını, eğitimi-
nin niteliğini belirten ölçüt, aslında çok sade bir soru-
dur: "Para kımin elinde?"
Türkiye'nin durumunu açıkiayan anahtar soru da
budur.
Birzamanlar bu ülkede insanlar "okuyup iyibirmes-
lek sahibi olmak, bu mesleğin getirisiyle rahat bir ha-
yat sürmek" amacıyla eğitim görmeyi çok önemli sa-
yariardı. Bugün para, yüksek eğitimini bitirip iyi bir
meslek sahibi olanların bile elinde değil. Paranın eği-
timle ilgisi azalmıştır.
Paranın bilimle ilişkisi azalmış, giderek kesilmiştir.
Bilimle uğraşan, sadece bu uğraşlayaşayanlaryan aç,
yan tok durumdadır.
Paranın çalışmakla ilişkisi de zayıflamıştır. Çalış-
makla kazanılacak parayla belki günü gününe yaşa-
nabilir.
Peki, para kimin elinde?
Para, genellikle eğitimsizlerin elinde.
Para, toplumun basit eğlence isteklerine, bilinçdışı
doyumsuzluklannı oyalayan (doyuran değil) vur pat-
lasın çal oynasın dünyasının içindeki kadınlann, erkek-
lerin elinde.
Para, kaçakçılann, yağmacılann, çetecilerin efcnde.
Para, para tüccaıiannın elinde.
Para, devlet yetkilerini yasadışı işlerde kullananla-
ra paravan yapan yetki pazarlamacılannın elinde.
Dürüst insanın elinde para yok.
Namuslu bürokratın parası yok.
Alnının teriyle çalışanın elinde para yok.
Dürüst ticaret yapanın parası yok.
Eğitimli insanın parası birikmiyor.
Bir zamanlar bu toplumda para hiç değilse her sek-
törde üretimle uğraşan sanayicinin, ticaret yapanın
elinde birikirdi. Bu toplumun burjuva kesimi, ikinci ku-
şakta eğitimli, görgülü, kültüriü birdüzeyegelirdi. Ger-
çi bunuva kesimi yavaş yavaş niteliğini yüksettiyordu.
Bizim de yakından tanıdığımız bu kesimin insanlan pa-
rayı kullanabilen bir görgünün, zevkin, kalttenin tem-
silcileri olmuşlardı.
Zenginlik, paranın kazanılmasıyla değil, harcanma-
sıyla belli olur.
Toplumun orta sınıfı, eğitimle bir meslek sahibi olan-
lardan oluşuyordu. Onlar geçinebiliyor, belli bir birikim-
leri olabiliyor, emekii ikramiyesiyle de bir ev alabiliyor-
lardı.
Paranın dağılımıyla eğitimin, kültürün dağılımı ara-
sında bir paralellik oluşmaya başlamıştı.
80'ler sonrasında artüst olan denğe budur.
Paranın aileden gelen zenginlikle, eğitimle ilişkisi
kesildi.
Paranın kültürle ilişkisi kesildi.
Şimdi yeni zenginler, eğlence dünyasının ünlüleri-
dir.
Yeni zenginler yasa dışı işler yapanlardır.,
Yeni zenginler kaçakçılar, kentyağmacılan, bu işle-
rin içindeki taşeronlar, tetikçilerdir.
Para kimin elinde?
Ekonominizin yanıtı burada aranmalıdır. '
Para artık üretenin, çalışanın elinde değildir. Bun-
larla uğraşmanın boşuna olduğu bir toplumda yaşı-
yorsunuz.
Toplumlann evriminde önce ses iletişimi vardır. Söz
sonra çıkmıştır. Yazı ise evrimin son basamağıdır.
Şimdi toplumunuza bakınız. Ses sanatçılan (şarkı-
cılar, türkücüler, göbek atıcılar, kalça kıvıncılar) en yük-
sek ücretleri almaktadır. Söz sanatçılan, TV dizilerin-
de rol alanlar, tiyatro, sinema vb. ikinci sıradadır. Yazı
sanatçılan ise, yazariar, şairler, metin yazarlan sade-
ce bu uğraşlarıyla zar zor geçinmektedirler. Toplumun
evrim basamağı da budur.
"Halk bunu istiyor" dendiği zaman da toplumda
egemen kültürün neyi seçtiği söylenmek istenmekte-
dir. Kültürün durumu da bu sonucu açıklamaktadır.
Para kimin elinde?
Bunun yanıtı toplumsal değişiminizi de açıklamak-
tadır. Toplumun lümpen kesimi para yollannı ele ge-
çirmiştir. Para, silahın, gözü kara cesaretin, devlet ay-
gıtının çürümüş mekanizmalannın elindedir.
Para kimin elinde?
Kültürünüzün ne duruma geldiğinin yanıt da bura-
dadır.
Bugün küçük kızlar "Ben bûyüyünce dansöz ola-
cağım" demektedir. Küçük erkek çocuklan da "Ben
de mafya olacağım" diye karşılık vermektedir. Ço-
cukların özdeşleşim (idantifıkasyon) modelleri artık
bunlardır.
Sibel Can'lara, Hande Ataizi'lerine, Alaattin Ça-
kıcı'lara neden şaşınyorsunuz?
Nicedir her şeyiniz onların eline geçmişti de farkın-
da olmamıştınız. Ama onlann kabahati değil bu. On-
lar sadece sonuçlar. Aslolan nedenleri görebilmektir.
Onu da haftaya irdeleyelim.
Cazetecilerle görüşmesi sürüyor
Ocolan uluslararası
mahkeme istedi
Dış Haberler Servisi -
Roma'da bir villada mec-
buri ikâmete tabi tuttılan
PKK lideri Abdullah Öca-
lan, gazetecilerle görüştü.
"Ben yenümişhn; Türkiye
niye benim peşimi bıraknu-
yor" dıyen Öcalan, Papa IL
Jean Paul ve Olof Pahne
suikastlan konusunda bil-
diklerini anlatabileceğinı
\e uluslararası bir mahke-
mede yargılanmak ıstedi-
ğini söyledi.
Gazeteci Tayfun TaK-
poğhL Abdullah Öcalan ile
28 Kasım Cumartesı günü
Roma'da kaldığı villada
görüştü. Talipoğlu'nun, bir
saati kayıtlı olmak üzere 2
saatlik görüşmesi bağlı ol-
duğu atv yönetimi tarafın-
dan "dengelerin hassas ol-
duğu'" gerekçesiiyle j'ajun-
latılmadı. Öcalan'ın Talı-
poğlu ile söyleşisinin
önemli bölümlerinı Hürri-
yet gazetesi yazan Emin
Çölaşan dünkü yazısında
yayımladı. Abdullah Öca-
lan'ın açıklamalan özetle
şöyle:
- Malazgirt Savaşı son-
rasında Alparslan. Diyo-
jen'i; Istiklal Harbi sonra-
sında Mustafa KemaL \'e-
nizelos'u affedıp iyi ilışki-
ler kurdu. Ben yenilmişim:
Türkiye niye benim peşimi
bırakmıyor.
- Ben yaşarsam Türkiye
kazançlı çıkar. Aksi halde
çok kan dökülür. Yani bu-
nu korkudan söylemiyo-
rum, ama benim yaşamam
gerekir. Ben anında karar
veririm. Ölüm dahil her
yolu seçebilirim.
Talipoğlu röportaja iliş-
kin kişiseljgözlemlerini ak-
tanrken Öcalan'ın hiçbir
karizması olmadıgı ve üze-
nnde intihar psikolojisi bu-
lunduğu yorumunu yaptı.
Öcalan, Alman ZDF te-
levizyonuna verdiği de-
meçte, "Bafnnsızyargıçla-
nn görev aldığı uluslarara-
sı bir mahkeme önüne çık-
maj'a her an hazırnn'' de-
di. Öcalan, İtalyan haber
ajansı ANSA'ya verdiği
demeçte ise Papa ve Isveç
Başbakanı Palme'ye yapı-
lan suikastlarla ilgili elinde
kanıt bulunmasa da bildik-
lerini anlatmaya hazır ol-
duğunu söyledi.
Öcalan'ın gazetecilerle
yüz yüze görüşmesi, Tür-
kiye'nin Roma Büyükelçi-
liği 'nin tepkisine neden ol-
du. Büyükelçilik yetkilile-
ri Öcalan'ın basınla görüş-
mesine, "İtalya siyaseten
engel ohnah" dediler.