28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 ARALIK 1998 CUMARTE HABERLER DUIVKADA BUGUN ALİ StRMEN Çözümsüzlük Üretmek Sıyaset birganp.. olmayacaksanılan şeyler, şa- şırtıcı bir biçimde, oluyor. Ama şaşırtıcılık bununla da kalmıyor. Kimi za- man da başta çok kolay olacağı sanılan şeyler ol- muyor. Türkiye'de, çok partili rejimin elli üç yılının kırk sekizini yaşayan bir kişi olarak, kimi gelişmelere şaşırmama alışkanlığını edindim. Olaylara bu göz- lükle baktnca, Demirel'in, hükümeti kurma göre- vini Ecevit e vermesi de şaşırtıcı değil, şimdi Ece- vit'i engellemek isteyenlerin tavn da. Dilerseniz, Demirel'in seçiminden başlayalım işe. Kimılerinin söyledikleri gibi, teamüle çok uy- gun bir davranış değil, parlamentoda oy sayısı açısından birinci, ikinci sıradaki partiler dururken sondan bir önceki partinin liderini görevlendirmek. Ancak, bu itirazı ileri sürenlerin ısrarla görmek istemedikleri bir şey var. Bu rejimin neresi normal ki? Üstelik, anormallik iddiasında bulunanlar, re- jimin normal işlememesinin de sorumluları aynı zamanda. Süteyman Bey'in geçmişteki alışkanlıklannı ve politik tavıriannı bilenler, Ecevit'i hükümeti kur- makla görevlendirmesini, işleri çıkmaza sürükle- yıp, 45 günün sonunda dizginleri lyice ele geçir- me tutkusuna bağlayabilirler. Geçmişteki olayları anımsayanlar bu görüşün çok haksız olmadığını da düşünebilirler. Gerçek- ten de Demirel, sorunları sürüncemede bırakıp, koşullan kendi lehine olgunlaştırıp, amacına ulaş- ma politikasını hep izlemiştir. Ancak, bu politikaların onun lehine sonuç ver- diği de söylenemez. O, koşullann olgunlaşmasını beklerken, sorunlar rejimi de çürütür hal almış ve söz konusu politikanın miman da dahil olmak üze- re, bütün politikacılar okkanın altına gitmişlerdir. Bu durumda Süleyman Bey'in salt eski alışkan- lıklar ve kişisel hesaplarla bu yolu tuttuğunu ileri sürmek bıraz fazla kolaycılık oluyor. Demirel'in son zamanlarda, kimi mesajlan, üs- tü kapalı da olsa, iletmeye çabalayan konuşma- lannı bir gözden geçirin. Orada, iki önemli nokta- yı göreceksiniz. Bunlardan birincisi, Cumhurbaş- kanı'nın "başka hassasiyetler"den söz eden tümcesidir. İkinci olarak da iki yıla yakın süredir 28 Şubat sürecini telaffuz bile etmeyen Demirel'in son günlerde "28 Şubat sürecinin sürdüğünü" belirtmesidir. Sanırım bu iki nokta, Ecevit'in gö'revlendirilme- sindekı etkenlere ışık tutabilir. Ama Ecevit'in işi güç. Çünkü uzlaşma yolunda her türlü kolaylığı göstereceklerini söyleyenler, şimdı çark ediyorlar. Şaşılacak bir tavır değil. Asıl şaşılacak olan, on- ların bu sözlerine kimılerinin inanmaları ve Türki- ye'yi seçime götüreceği söylenen, 56. hükümetin kurulmasının kolay olacağını sanmalarıdır. Türkiye'de politikacının olması gerekenin tersi- ne, çözüm değil, çözümsüzlük ürettiğini ülkenin siyasi hayatını yaşamış olanların hemen hepsinin görmesi gerekirdi. Tabii bu arada politikacının da görmesi gereken bir husus var. Çözümsüzlük üretmesi, en çok ken- di aleyhine oluyor. Hem halkın güvenini iyice yiti- riyor hem de artık kör topal bile yürüyemez hale getirdiği rejimin tümden yitip gitmesine neden olu- yor. Doğal olarak da, bu durumdan herkes zarargö- rüyor, ama herkesten çok da o zarara uğruyor. Asıl şaşırtıcı olan da, elli beş yılda bunun öğre- nilememiş olmasıdır. Acaba politikacı kadrosu mu öğrenme özürlü, yoksa toplumca hepımiz mi öyleyiz? Işte size her iki yanıtı da hazin bir soru. Kaplancılara dava 29 sanığa 50 yıl hapis isteniyor İstanbul Haber Servisi - Cumhuriyet Bayramı'nı kana bulamak amacıyla eylem hazırlığı yaparken yakalanan Cemakttin Kaplan yanlısı militanlar hakkında açılan soruştur- ma tamamlandı ve 29 sa- nık hakkında dava açıldı. DGM Cumhuriyet Savcısi Enver Çoban tarafından hazırlanan iddianamade, yakalanmamalan duru- munda sanıklann cumhu- riyet tarihinin en kanlı ey- Iemini gerçekleştirecekle- ri kanaatine vanldığı belir- tildi. Almanya"da sözde Ana- dolu Federe tslam Devleti (AflD) ögrütü lideri Me- tin KapJan dan aldıklan ta- limatla 29 Ekim Cumhuri- yet Bayramf nda, Anıtka- bir ve Fatih Camii'ne sal- dın düzenleyecekleri sıra- da geçen ay yakalanan sa- nıklar, DGM'deki sorguia- nıun ardından tutuklan- mışiardı. SanıkJann, örgû- tün Sıvas kanadından so- rumJu MetinDemir'in em- rine girdikleri, Sı\as, Kon- ya, Bursa, istanbul ve Siv- rihisar'da eylem hazırlık- lanna başladıklan öğrenil- di. SanıkJardan Kenan Kn- göl, Erkan Kuşkaya ve Mehmet Gönültaş'ın aldı- ğı 6 Kalaşnikof la Fatih Camii'ne saldın düzenle- yecekleri bildirilen iddi- anamede, bu eylemin de si- lah fiyatlan konusundaki anlaşmazlık nedeniyle ger- çekleşemediği bildıridi. Cumhuriyet Bayramı'nı kana bulamak isteyen 32 sanıktan 3'ü hakkında ta- kipsizlik karan verilirken 29 sanık hakkında da top- lam 50 yıla kadar ağır ha- pis cezası isteniyor. Orgü- tûn kurucusu olduğu belir- tilen Mehmet Demir hak- kında örgüt kuruculuğu id- diasıyla 22.5 yıldan az ol- mamak şartıyla ağır hapis cezası. 23 sanık hakkında da örgüt üyeliğinden 15 yı- la kadar, dığer 5 sanık hak- kında da örgüte yardım ve yatakhk yaptıklan iddi- asıyla 5 yıla kadar ağır hapis cezası isteniyor. Cüneydoğu'da operasyon 22 terörist öldürüldü Viırt Haberieri Servisi - Güneydoğu'nun çeşitli kentleri ile Tunceli'de dü- zenJenen operasyonlarda 22 terörist öldürüldü. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'nin açıklamasma göre, bölgede huzur ve gü- venin sağlanmasına yöne- lik sürdürülen operasyon- da; Şırnak'ın Bestler-De- reler bölgesınde 8. Merkez Girişir Tepe bölgesınde 2, Güryazı Aydere bölgesinde 1, Mardin'in Midyat ilçesi kırsalında 1 olmak üzere 12 terörist öldürüldü. Tunceli ve çevresinde bir hafta önce 50 bin aske- rin katılımıyla başlayan operasyonlar devam eder- ken teröristlerle ilk kez dün sıcak temas sağlandı. Maz- girt ilçesinin Kert Dağlan ile Doludizgin Köyü ya- kınlarında çıkan çatışma- larda 10 PKK'li dahaöldü- rüldü. Prof. Dr. Erdoğan Teziç, hükümetin değil, rejimin istikrannın sağlanması gerektiğini söyledi Biliııı adamlanndan sistem uyansi Prof. Teziç, Türkiye'de >üzde 10'luk bara- jı yüzde 5 civarına indirmek gerektiğini, aksi halde gündemde daima bir meşruiyet sorununun yer alacağını vurguladı. ALtER Bilim adamlan, mevcut seçim siste- miyle yapılacak erken genel seçim so- nuçlannın, seçmenlerin yansımn parla- mentoda temsil edilmediği bir tablo çı- karabileceği uyansında bulundular. t.Ü Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Erdoğan Teziç, yüzde 10'luk ülke bara- jıyla birinci partiye çoğunluk sağlama- nın amaçlandığını belirterek, "Oysa, â- yasalsistemimiz 'çoğunlukçu' değil, 'ço- ğulcudur'. 27Mayıs ve 12 Mart'ın tek ba- şına iktidar çoğunluğunu etinde bulun- duran partüere karşı vapıldığını unut- maj alım. Doğm hedefhükümetdeğil, re- jinı istikran olmalıdır" dedi. Erken genel seçimin 18 Nisan 1999'da yüzde 10 ülke barajı Öngören seçim sis- temiyle yapılacağını anımsatan Anaya- sa Hukuku Profesörü Erdoğan Teziç, 1995 genel seçim sonuçlan ve son dö- nemlerde yapılan kamuoyu araştuma so- nuçlanna göre, toplam oylan yüzde 30'u geçen sağ ve sol kanatta yer alan çok sa- yıda partinin tek başına seçime girmele- ri haJinde baraja takılmalannın güçlü bir olasılık olduğunu söyledi. Prof. Teziç. bu durum, sandık başına gitmeyecekler ve yurtdışında bulunan yurttaşlann sa- yısı ile birleştirildığinde seçmenlerin ya- nsının parlamentoda temsil edilmediği birtablonun ortaya çıkabileceğini vurgu- ladı. Once rejim istikran Prof. Erdoğan Teziç, yüzde 10 ülke barajının parlamentoda bir partinin tek başına hükümet çıkarmasını kolaylaştır- mak amacıyla konulduğunu vurgulaya- rak bunun bir yanılgı olduğunu söyledi. Teziç şöyle devam etti: " Doğru olan rejimin istikrannı sağla- yacak dü/enlemeler vapmakor. İki aske- ri müdahaknin parlamento çoğunluğu- na sahip iktidar partüerine karşı yapd- dığıru unutmamak lazım. 27 Mayıs 1%0'da DP bfiyük çoğunlukla tek başı- na iktidardaydi; 12 Mart 1971'de ise AP parlamento çoğunluğuna sahipti. Öte yandan. üç partinin oluşturduğu ANA- SOL-D azuılık hükümetinin 17 ayiık hü- kümet süresi içinde istikrarh bir dönem yaşadık. Bütün güçlüklere rağmen önemli kararlar alabilditer. Sanınm bu- günlerde hükümetin yıkılması toplum katianndan bakbğımızda olumlu bulun- madı ve pariamento çoğunluğumın aldı- ğı kararla toplum çoğunluğunun görüşü tezat oluşturdu. Kaldı ki yüzde 10'luk baraj bile bir partiyi tek başına iktidar yapmaya yetmiyor." Bugüne dek hep istikrar sağlamak sa- vıyla seçim sisteminin değiştirildiğinin altını çizen Prof. Teziç, bunun hiçbir za- man beklenen sonucu vermediğini ifa- de etti. Siyasal sistemimizin çoğunlukçu de- ğil, çoğulcu olduğunu belirten Prof. Te- ziç, Türkiye'de yüzde 10'luk barajı yüz- de 5 civanna indirmek gerektiğini, aksi halde gündemde daimabirmeşruiyet so- rununun yer alacağını vurguladı. Teziç, şunlan söyledi: "Bırakaboı her kesûn temsil edilsin. Toplum artık kavgadan değil, uzlaşmj dan >ana. Uzlaşma, pek çok sorunun ç( zümüne de rahadama getirir. Toplumu tüm kesimlerini temsil eden bir paı lamento daha önem kazanır; partileri birbiriyle görüşmesiyle meşruiyet zemi ni genişler; daha da önemlisi marjins partilerin kendilerine çekidüzen verme si sağlanu-." 1995 genel seçim sonuçlan seçmen lerin yüzde 30"unu oluşturan 9 milyoı yurttaşı parlamentoda temsil dışı bırak mıştı. CHP yüzde 10.71 'lik oy oranı il< barajı geçmekte zorlanırken, BBF ANAP ile yaptığı seçim işbirliği sonucı bazı adaylannı parlamentoya göndere- bilmişti. Tek başına seçime giren partilerder MHP yüzde 8.18, HADEP yüzde 4.17 diğer partiler ise 2.50'lik oy oranlan ile barajı geçememişlerdi. Seçmenlerirı yüzde 15'inin sandık başına gitmediği 1995 seçiminde, yurtdışındaki yurttaşlar ile iç göç nedeniyle seçim çevrelerinden aynlan yurttaşlaroy kullanamamışlardı. Mahkeme kararlannın, geçmiş dönemdeki uygulamalara yönelik olduğuna dıkkat çekildi Diııciııiıı türban çarpıtması ASUMAN ABACIOĞLU İZMİR- Dinci gazetelerin türban- la ilgiü mahkeme kararfannı çarpıt- ması. tepkilere yol açtı. Bu gazeteler- de, "HukukunzaferTdıye verilen ve türban taktıklan ıçin okuldan bir ya- nyıl uzakJaştırma cezalan alan öğ- rencilerin açtıklan davalarla ilgili mahkeme kararlannın, geçmiş dö- nemdeki uygulamalara yönelik ol- duğuna dikİcatçekildi. Ümversıteler- de bu öğrenim yılında okuldan uzak- laştırma cezalannm aşamalı olarak ve en fazla bir aya kadar venldiğini belirten üniversite yönetıcılen, Da- nıştay kararlannın buna engel oluş- turmadığını söyledi ler. Danıştay 8. Daıresı'nin. Ege Üni- versitesi'nde türbanla okula geldik- leri için 1995 ve 1996 yıllannda bir yanyıl okuldan uzaklaştırma cezala- n alan bazı ögrencilerin açtıklan da- valann, '^emyiz aşamasında" verdı- ği kararlar. yenı bir gelişme gibi "Hukukun zaferi" başlıklanyla su- nuldu. Danıştay 8. Daıresı'nin. ida- re mahkemelerine de ömek oluştu- ran karannda. "Yükseköğretim Ku- rumlan Oğrenci Disiplin Y'önetmeb- gi'nin Disiplin Suçunun Tekerrürü başhkiı 12. maddesüıde' Disiplin ce- zası \enlmesme neden olmuş bir fı- il veya halin öğrencilik süresınce te- kerrüründe bir derece agır ceza uy- gulanır' kuralının ver aldığı* 1 anım- satılarak. şöyle deniyor: "Oğrencinin eyleminin Yükseköğ- retini Kurumlan Oğrenci Disiplin Vönetmeligi'nin kınama cezasuu ge- rektiren 7. maddesinin 'a ve e' bend- leri kapsamına girdiği açık olduğuna göre, tekerrür durumunda kınama cezasının bir derece ağın otan 'bir haftadan bir aya kadar' uzaklaştır- ma cezasının uygulanması gerekir- ken bir yanyıl uzaklaştırma cezası verilmesinde hukuka uvartık göriü- memiştir." Danıştay 8. Dairesı 'nin bu karann- da, •'okuldan uzaklaştırma" cezası- nın venlemeyeceğı değil, "bir hafta- dan bir aya kadar" uygulanacağı be- lirtiliyor. Danıştay kararlannın çarpıtılması- na tepki gösteren Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Refet Saygıh, dava konusu yapılan cezalann 1995 yılın- da verildiğine dıkkat çekerek şunla- n söyledi: "Konu sapünhyor. Biz o dönemde, türbanla derse giren öğ- renche önce kınama cezası. sonra 15 gün uzaklaştırma vermişiz ve gide- rek arürmışız. Danışta> "ın karann- da,sucun tekerrürü halinde kınama- dan başlayan cezalann aşamab ola- rak arrnnlarak bir üst ceza verilme- sini öngörii>or. Ancak bir üst ceza olan okuldan uzaklaştırma, bir haf- ta ile bir a> arasuıda dtfişebilh or. A- ma bir vanyıl uzaklaşurma veremi- yoruz.Örneğin 15gün okuldan uzak- laşurma cezası alan biroğrenci suçu- nu tekrartadığında bir a>ı gecmemek kaydıyla verdiğiniz ceza\ı yineliyor- sunuz. Oğrenci zaten 15'er gün ya da bir ay okuldan uzaklaştırma cezası- nu bir öğretim yüı içinde birkaç kez aküğmda kendiüğiııden devamsıztık- tan kalrvor." Cumhurbaşkanı Demirel Romanya gezisini tamamlayarak yurda döndü Bükreş'e Atatürk Meydanı HAKAINKARA BÜKREŞ/BABADAĞ-Cumhur- başkanı SüJeyman Demirel Roman- ya gezisinin son gününde Bükreş'te Mustafa Kemal Atatürk Meydanı ve Atatürk büstünün açılışını yaptı. De- mirel "Bir ülkede >aşa>an insanlar hangi ırki menşeden gelirse gelsin, hangi inanca sahip olursa olsun ba- nş içinde yaşavacaktır. Bunu sağla- mak herülkenin insanlığa karşı taah- hüdüdür ve çıkar yol da budur" di- ye konuşru. Cumhurbaşkanı Demi- rel, dün akşamsaat 17.20'deTHY'ye ait özel uçak ile Ankara'ya geldi. Resmi görüşmelerde bulunmak üzere Romanya'da bulunan Cumhur- başkanı Demirel, gezisinin son gü- nünde, kaldığı Devlet Konukevi'nde eski Romanya Cumhurbaşkanı lon fiiescu ile kahvaltıda bir araya geldi. Demirel, kahvaltıda yaptığı konuş- mada, Romanya ile ilişkilerin çok güzel geliştiğini söyledi. İki ülke ticaret hacminin 1 milyar dolara yaklaştığım ifade eden Demi- rel, bu rakamlann hem Romanya, hem Türkiye için çok önemli rakam- lar olduğunu söyledi. Demirel, eko- nomik, kültürel ve siyasi ilişkilerin giderek geliştiğini de vurguîayarak Demirel, Atatürk Meydanı ve Atatürk büstünün açılışını yapü. (AA) "Umanın bu haberier Sayın Baş- kan'ı memnun etmiştir. Diktiğiıniz ağaç yeşfl" diye konuştu. 1. Dünya Savaşı'nda hayatını yiti- renJer için yapılan Meçhul Asker Anıtı ve Türk Şehitligi'ni ziyaret e- den Demirel ardından Bükreş'te Mustafa Kemal Atatürk Meydanı ve Atatürk büstünün açılışını yaptı. Burada bir konuşma yapan Cum- hurbaşkanı Demirel, Atatürk'ün Türk milletinin zihninde ve kalbin- de sonuna kadar yaşayacağını belir- terek "O, yurtta sulh cihanda sulh bedefiyle bütün insanlığın mah ol- muştur. Savaşı,cinavet sayan odur. O- nun için bu meydandan gelip gecen- ler, Atatürk'ün insanJığa verdiği bu hedefi alacaknr. Türkiye- Romanya dosduğunun mükemmel olduğu bu dönemde. bu büst bu dosduğa yapıl- mış bir \ardımdır" dedı. Constantinescuda Mustafa Kemal Atatürk'ün ülkesi ve halkıru sevdiği- ni belirterek "Bu meydana Ata- türk'ün adınınverilmesi ve büstünün dikilmesinin. dostluğumuzun bir sembolü olacağını umanm" diye ko- nuştu. Türkiye'nin Bükreş Büyükelçisi Volkan Bozkır da Türkiye ile Ro- manya arasındaki dostluğun en üst düzeye çıktığı birdönemde Türk hal- kı ve devletine bundan daha iyi bir hediye verilemeyeceğini söyledi. Daha sonra uçakla Köstence'ye geçen Demirel, buradan karayoluy- la çok sayıda Türk kökenli Roman- ya vatandaşının yaşadığı Babadağ'a geldi. Türkiye Diyanet Vakfi'nca onan- mı gerçekJeştirilen tarihi Gazi Ali Paşa Camii'nin açılışını yapan De- mirel daha sonra halka hitap etti. Dünyanın değiştiğini ve yeni dünya şartlannda demokrasi ve insan hak- lannın hâkim hale geldiğini vurgu- layan Cumhurbaşkanı Demirel "Bir ülkede yaşayan insanlar hangi ırki menşeden gelirse gelsin. hangi inan- ca sahip ohırsa olsun banş içinde ya- şayacaktır. Bunu sağlamak her ülke- nin insanlığa karşı taahhüdüdür ve çıkar yol da budur" dedi. MAHKEME SUÇ KASTIBULAMADI Özer Çüler'e 'sahtecüik'ten beraatkaran verildi •*•• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkanı Tansu Çüler'ineşi ÖzerÇillerde 'sahtecUik'ten yargılandığı davadan beraat etti. Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi, aynı davada yargüanan Çiller ailesinin avukatı Atflla Özer ile Ankara 25. Noter Başkâtibi Yusuf Uygurtaş hakkında da beraat karan verdi. Mahkeme "beraat" karannı, "suç kast ile hareket ettikleri yönünde kesin ve inandıncı kanıt elde edilemediği" gerekçesiyle verdi. Tansu Çiller hakkında TBMM'de kurulan soruşturma komisyonuna gönderilen belgelerde sahteciük yapöğı suçlamasıyla yargılanan Özer Çiller hakkındaki karar dün açıklandı. Sanıklan Özer Çiller, Atilla Özer ve Yusuf Uygurtaş'ın katdmadığı oturumda Mahkeme Başkanı Mustafa Batu, ilk karan bozan Yargıtay 6. Ceza Dairesi'nin bozma ilamını okudu. Cumhuriyet Savcısı Yalçın Erkumay ve sanık avukatlannın bozmaya uyulması istemlerinin ardmdan mahkeme, bozma karanna ujoılmasına karar verdi. Erkumay, ikinci belgenin, ilk belgedeki eksiklıği gidermek amacına yönelik olduğunu savundu.Mahkeme Başkanı Batu, sanıklar Çiller, Atilla Ozer ve Yusuf Uygurtaş'ın, "suçkasüik hareketettikleri yönünde kesin ve inandıncı kanıt elde edilemediği gerekçesiyle" beraatlanna karar verildiğini açıkladı. TBMM Komisyon Başkanhğı'na verüen 7 Ocak 1997 tarihli 00908 yevmiye numaralı belgelerin noterdeki aslı olduğu bildirilen 2 Ocak 1997 gün ve 00263 yevmiye numaralı Türkçe metinden farklı oldugu ve birlikte kullanılmadığı takdirde sahteliğinin anlaşılamayacağuun belirlendiğinin bildirildıği iddianamenin sonuç bölümünde şöyle denildi: "Özer Çffler'in, ilgili Araşorma Komisyonu Başkanhğı'na eksik \e yanhş bilgi vermek için diğer sanıklar Atilla Özer \« Vusuf Uygurtaş tarafından düzenlenen sahte evrakı vermek suretiyle kullandığı anlaşılmışür." Karan, sanık avukatlannın lehte, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın aleyhte temyiz etti. Dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesi de karan "sanıklara isnat editen suçun unsurlan oluşmadığı'' gerekçesiyle bozdu ve beraat karan verildi. KÜLTÜR BAKANLIĞI'NDA KIYIM AratfyiStlalanı ilan eden kurul üyelerigörevden ahndı İZMİR - Kültür Bakanlığı'nm koruma kurullanndaki layımı sürüyor. Kumarhaneci Sudi Özkan'a ait Bodrum Gümüşlük'teki araziyi 1. derece SlT alanı ilan eden kurum üyelerinin görevden alınmasının ardından yerlerine bakanlık elemanlan görevlendirildi. DSP'li İstemihan Talaj, Kültür Bakanlığı görevine gelmesinin ardmdan kurullardaki bağımsız üyeleri ve bilim adamlannı çeşitli bahaneler öne sürerek görevlerinden uzaklaştırdı. Izmir 2 No'lu Koruma Kurulu da bu gelişmelerde etkilendi. Fikri Sağlar döneminde bakanhk elemanlannın yerine kurula gönderilen başkan Prof. Dr. Olcan Gündüz ile başkan yardımcısı Doç. Dr. Zeynep Açıkgöz "görûlen lüzum üzerine" görevden alındılar. Kumarhaneci gölgesi Ancak Gündüz ile Açıkgöz'ün görevden alınmalannm en büyük nedeninin, bir önceki kurul döneminde Bodrum Gümüşlük'te kumarhaneci Sudi Özkan'a ait olduğu belirtilen bir arazinin 1. derece SlT alanı kapsamından çıkanlıp 3. derece SlT alanı ilan edilmesinin yattığı bildirildi. Prof. Dr. Olcan Gündüz ile Doç Dr. Zeynep Açıkgöz'ün göreve başlamalannın ardından geçen haziran ayında konu yeniden kurulda ele alınırken yapılan incelemeler sonrasında alanda tarihi kaüntılara rastlandı ve bölgenin yeniden 1. derece SlT alanı ilan edilmesi kararlaştınldı. Soyar devnede Bu gelişmeler üzerine, Kültür Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Genel Müdürü Kemal Soyar'ın devreye girdiği bildirildi. Soyar 'ın, kurul üyelerinden imzalannı geri çekmelerini istedigi, ancak karşılaştığı direnç üzerine söz konusu kurul üyelerini görevden aldığı ve yerine bakanlık çahşanlannı atadığı belirtildi. Santaj sorusturması Sibel Can'm sorgusu sürüyor İstanbul Haber ServBİ - Kamuoyunda Karagümrük çe- tesi olarak bilinen suç şebekesinın lideri NuriErgin'in. elinde porno kasetler bulunduğunu öne sürerek Sibel Can'a şantaj yapan eski manken Can Kuzu'yu dövüp çıp- lak fotoğraflannı çektikleri yolundakı ifadesi üzerine gö- zaltına alınan Sibel Can, eşi Hakan Ural, Can Kuzu ile mankenler Karahan Çantay ve Vaşar Alptekin'ın sorgu- su sürüyor. Olayla ilgili gözaltına alınan şarkıcı Metin Şentürk ise ifadesi almdıktan sonra serbest bırakıldı. Öğ- le saatlerinde Can Kuzu polise telefon ederek teslim ol- du. İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amir- liği'nde sorgulanan Nuri Ergin'in ifadesınde, Sibel Can'ın kendisine "porno kasede tehdit edfldiğjni" belir- terek başvurduğunu söylemesi üzerine harekete geçen polis: Ergin'in suçladığı Can, eşi Hakan Ural, eski man- ken Can Kuzu, Mr. Turkey Erkek Gtizeli Yanşması bi- rincisi Karahan Cantay ve manken Yaşar Alptekin'i önceki gün gözal- tına aldı. Sibel Can'm. Ergin ve adamlannı suça azmettirdiği ge- rekçesiyle, İstan- bul DGM'ye sevk edileceği öğrenil- di. Can'a yapılan şantaj olayı hak- İcında bilgisine başvurulmak üze- re gözaltına alm- dığı Öğrenilen Ya- şar Alptekin ve Karahan Çan- tay'ın da sorgusu Porno kasetten başı dertte. mamlandıktan sonra serbest bırakılmasına karşın, eşine destek olmak amacıyla kendi isteğıyle geceyi Asayiş Şu- be Müdürlüğü'nde geçirdi. Bu arada Can Kuzu'nun. manken Alptekin'in Tekirdağ Şarköy'deki gece kulübü- nün eski ortağı olduğu öğrenildi. Fatih'teki bir otomobil galensinin sahibi olan arkada- şının kurşunlanması olayında Karagümrük çetesine pa- ra verdiği iddiasıyla gözaltına alınan şarkıcı Metin Şen- türk de, ifadesi almdıktan sonra gece geç saatlerde Asa- yiş Şube Müdürlüğü'nden aynldı. Şentürk, gazetecilere herhangi bir açıldama yapmadı. Asayiş Şube Müdürlü- ğü'nden sağlık kontrolü için Şişlı Etfal Hastanesi'ne gö- türülen Nuri Ergin'in kardeşi Vedat Ergin, gazetecilere "Yînekaçacagım" derken Alptekin ve Kuzu ise soru üze- rine olayla bir ilgilerinin olmadığını savundular. Veli Sözdinler davası Hacı Ali Demirerin belgeleri istenildi ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Tefeci VeK Sözdinler'i tasarlayarak öldürmeye azmettirdiği savlanan Kasun Gençyıl- maz'ın yargılanmasına Ankara 2. Ağır Ceza Mah- kemesi'nde devam edildi. Duruşmada, Ankara DGM Cumhuriyet Baş- savcılığı'nın Cumhurbaş- kanı Süleyman Demirel'in kardeşi Hacı Ali Demirel hakkında açtığı soruştur- ma evrakımn istenmesine karar verildi. Mahkeme Başkanı Nu- ri Yılmaz. Sözdinler'in öl- dürülmesinde kullanılan silahın. KKTC Cumhur- başkanı Rauf Denktaş'ın torunu Rauf Alp Denk- taş'ın 25 Haziran 1995 ta- rihinde yaralanmasında kullanılan silahın aynı ol- duğunu içeren yazmın Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nden geldiği- ni bildirdi. Cumhuriyet savcısının iki davanın birleştirihne- mesi yönünde görüş belir- mesinin ardından yeniden söz alan Gençyılmaz'ın avukatı Oktar Aykut Ka- nal D'de yayımlanan Are- na programında, müvek- kili Gençyılmaz ile öldür- me olayında tetiği çeken HüseyinKantarın açıkla- malanndan sonra yeni bır dunımun ortaya çıktığını söyledi. Programın ardın- darı Ankara DGM Cum- hunyet Başsavcıhğı'nca Hacı Ali Demirel hakkın- da soruşturma başlatıldı- ğını kaydeden Aykut, bu soruşturmaya ilişkin evTa- kın getirtilmesini istedi. Gençyılmaz, Kantar'ın açıklamalarmdan, azmet- tiricinin kendisi değil, tu- tuklu bulunduğu Ankara Merkez Kapalı Ceza- evi'nde bir süre önce öl- dürülen Ecevit Yıldtt ol- duğunun ortaya çıktığını ileri sürdü. Yıknaz, savcının da iste- mi doğrultusunda. yapılan ihbar üzerine Aıjkara DGM Cumhuriyet Ba^sav- cüığı' nca Demirel hakkın- da başlatılan soruşturniaya ilişkin evTakın istemnesı- ni, sanık avukatına kaset çözümünü mahkerrıeye İB- raz etmesi için sürs veril- mesini ve tutukl-u sanık Gençyılmaz'ın n. tukJııluk. halinin devamın ın karar- laştınldığmıbelirterekdu- ruşmayı erteledi. '
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle