23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 ARALIK 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çahşanlar 1988'de uygulamaya konulan zorunlu tasarruf kesintisi ile soyuldu Vemalar yeni hükümetî beldiyor HAZALATEŞÇAKIR Zorunlu tasarruf olarak bılınen "çafo- şanlann tasamıflannı teşvik besabrndan yapılacak nema ödemeleri ıçın geçerlı ola- cak oranın tespitı yenı hükümetî beklıyor. Zorunlu tasarruflann tasfiyeedılerek, ne- malann faizleriyle ödenmesı gündeme ge- lirken. DİSK Genel Sekreten MuratTok- mak. bugüne kadar yapılan kesintılerin yasal olmadığmı söyledi. Tokmak "Para- lann işsizlik sigortasına aktanlması da bü- \ükhataolur"dedı. Yıllardır hükümetlenn. KJT açıklarını ve devletin savurgan harcamalannı fınan- se etmek için kullandığı tasarrufu teşvık fonlanyla çahşanlar adeta soyuldu. Bir- çok ülkede yurttaşlann nzasıyla yapılan tasarruf kesintileri daha sonra çalışanlara gerçek faiziyle birlıkte ödenıyor Türkiye'de ıse 7 milyon çalışan kendı- Zorunlu tasarruf Turgut Özal hükümetinin İ988 yıhnda çıkardıgı 3417 sayıh kanunun 6'na maddesine göre, çahşanm zorunlu tasarruf uygulamasından çıkması için >a emekli olması ya da vefat etmesi gerekiyor. Kanun çauşanın zorunlu tasarruf uygulamasından emeklilik öncesi aynlmak istemesi durumunda en az 72 a> yani 6 >ıl çalışmış olmasını gerekii kılıyor. Eğer çalışan, emekli olmadan uygulamadan aynlmak isterse, şimdiye kadar kendisi adına işveren taraftndan yaürılan katkı paylannı ve nenıasını almadan sadece kendi maaşı üzerinden kesiten ve en son yüzde 2 olarak belirlenen tasarruf tutannı alabiliyor. lerınden zorla ahnan paranın genye öde- nıp ödenmeyeceğtnı bıle bılmıyor. DİSK Genel Sekreten Murat Tokmak. yapılan kesıntilerde çalışanlann lehıne bır değer- lendırme yapılmadığını belırterek, "Biz bu haksız u>gulamanın iptali için Danış- tay'a başv urmuştuk. Yapılan kesintiler amacına uygun da kullanılmadı. Asıl ke- sinri yapılan para sahiplerinin lehine bir de- ğerlendirmedeolmadr görüşünü dıle ge- tirdı. Tasarrufu Teşvık Fonu'nda bınken kesintilenn ışsızlik sigortasına aktanlma- sı gmşımlenni de sert bır dılle eleştıren Tokmak. şoyle de\am ettı: "İşçilerden ke- silen para bu fonıı kurmak amacıv la kesil- medi. Bu >asal olmavan bir tasarruftur. Bu işçilere nemalanyla birlikte geri verilmek zonında." Çalışanların aylık ücret ve ma- a^lanndan kcsilen zorunlu tasarruf para- lan, ancak ızle>en ıkıncı ay hesaba girebi- lıyor. Bu nedenle hesaplamada kolaylık olması amacıyla nemalann aralık ayı ke- sıntılerınin hesaba gırdığı tunh olan I şu- bana ödenmeM yoluna gıdılıyor Çalışan- lara nemanın 3'te 1 'ı ödenıyor. 1998 Şu- batı'nda çalışanlara yüzde 237.99 oranı üzennden nema ödemesı yapıldı. Oran da- ha sonra yuzde 266.86 olarak belirlendi. Hükümet 1998'de 10 yıllık bir süreç so- nunda Zorunlu Tasarruf Fonu'nda biriken paranın yüzde 273.99 üzennden nemalan- dırılacağını açıklamıştı. Hazine Müsteşar- lığı "nın son açıklamasında da bu oran yüz- de 266 86 olarak bıldırılmıştı Zorunlu ta- sarruflann teşvık hesabında 30 Hazıran 1998 tanhı ıtıbarıyla 1 katnlyon 556tril- yon lıra bınkmıştı. Türk-Iş Araştırma Mü- dürü Prof. Dr. OğuzOyan da bu yıl yapı- lacak nema ödemelennm gecen.yıhn altın- da kalmayacağına işaret ederek, oranın her bir kışiye ayn ayn olmak üzere kümülatif gelir üzennden hesaplanacağını kaydetti. Oyan, şö>le devam ettı: " Nema gelüi olarak da: bu faizgeliri ola- bilir. hisse sencdi karşılığı temettü olabilir, nereye yatırdıysa nemayı ordan alır. Bu da 1 katriKon 246 trilyon 810 milyar tutann- da. Böv le bakıidığında ana paradançok ne- ma gelmiş gibi gözükebilir. Bu tabü 1988 ) ılından bu yana çalışan bir iş. Hesapta ne kadar var derseniz. Bu hesapta geriye ödemeler olduğu için 395 trihon 830 mil- yar lira ana para, şahıs kesintisi ve nema o- larak hak sahiplerinc nema ödemesi biçimindf. İlgili kurumlara iade olarak 2 trilyon 880 mihar. Yaünm harcamalan 5 trihon 880 mihar. Esas olarak 395 trihon- luk bir geri ödeme söz konusu. Şu sırada var olan para 1 katrihon 390 trihon lira o- larak göriinüyon" Prof. Bilge Kula 'Rektörlerin yetkileri padişahlan andırıyor' RARIŞ DOSTER Mersin Cnıversitesrnde yapılan rektörlük seçımlennde öğretim üyelennden en çok oyu aldığı halde, YOK tarafindan Cumhurbaşka- nı'na sunulan 3 kışılık rektör aday ları liste- sınde adına yer \enlmeyen Prof. Dr. Onur Bilge Kula. 1980 sonrasında ünı\ersıtelerin ortaöğretım kurumlanna dünüştürüldüğünü belırttı. Kula "YÖK Yasası"runen temel özei- liği şekilcL tekilci, yasakçı >e davatmacı olu- şudur" dedı. "Gönüllerin rektörü" olarak anılan. an- cak YÖK'ün lıstesıne gıremeyen Kula. *YÖK'zadeler r 'ın çok olduğu ünı\ ersıteleri- mizde. son "YÖK'zede" oldu. Kula. Türki- ye'de ünıversitelenn asıl işlevlennden çok uzaktaolduklannı sövledi. Ünıversitelenn i- ki temel ışlevınin. nitelıkli meslek edindır- mek ve ev rensel değerlerle donanmış uygar birey yetıştirmek olduğunu vurgulayan Ku- la, ülkemiz ünıversıtelennde bu ıkı temel iş- levm de yerine getirilemcdıgmı ifade etti. Kula "Özellikle uygar birey yetiştirme kn- nusunda çok geriyiz. l'niversitelerimizin bu gerçeği itirafedipözeteştiri yapmalan şart Bu konuda siyasal ve toplunısal koşullara sığın- mak da mazeret olamaz* dıye konuştu. Ye- ni meslek alanları açısından üniversitelerin dünyadakı gelışmelen çok genden izledik- lerini savunan Kula. özerk \e demokratik üniversıteye ulaşma yolunda önemlı eııgel- ler olduğunu kaydetti. Kula sozlennı şöyle sürdürdü. "Oğretimözgürlüğü ve bilimsel unvan \«r- me özgürlüğü çok önemli. 1990'b yıUardan sonra üniversitelerde göreli olarak bir özgür- leşme görüldü. cılız da olsa demokrasi ve uy- gariık talepleri oldu aına bu yeterli değil. l ni- versiter bir birim. kendi programının içeriği- ni kendisi belirleyemiyorsa. orada üni\ ersiter birimin \arlığından söz edilemez." Bazı ünıversitelenn kendılerıne tanınan göreli özgürlük ortamının altında ezildıkle- rini. bu özgürlüklen kullanmadıklarını, kul- lanamadıklannı ifade eden Kula, rektörlerin adeta "padişah" vetkileriyle donatıldıklan- nı ve bunu kırmanın oldukça zor oldugunu söyledi. 1998 Ue 240 milyondan çok kira geliri elde edenler ocakta beyanname verecek Ev sahipleri için vergi dönemi V e r g i k a ç ı r a n a n e o l a c a k • Beyanname vermeyenler ya da eksik beyanda bulunanlar için 240 mityon liralık is- tisna sının ortadan kalkacak. • Beyan edilmesi gereken kira gelirinin bildiıilmemesi du- rumunda mükellef adına 2 kat usulsüzlük cezası kesilecek ve mükellefin geliri Maliye Bakanuğı'nca oluşturulacak Takdir Komisyonu tarafindan belirlenecek. • Gecikilen her ay için yüzde 12 oranında gecikme faki istenecek. Yergi, fon payı, eeza ve gecikme faizi, tahakkıık tarihinden itibaren I ay içinde ödeneceL • Odenmezse >ergi dairesince her ay için ayrıca gecikme zammı hesaplanmak suretiy le kra yoluyla tahsiline gidikcek. FATMA KOŞAR Özellıklekonutlardan 1998 yılı içinde 240 milyonliradan çok kira geliri elde edenlerin, ocak sonuna kadar bu kazanç- lan için beyanname vermeleri gerekiyor. Mükelleflerelde ettiklen gelinn. stopaj kesintisine tabi ol- ması ve toplamının 2.5 milyar lırayı aşması durumunda be- yanname vermeyecekler. Konutlannı kiraya veren ev sahipleri. 1998 yılında elde ettiklen kira geliri dolayısıyla ödeyeceklen Gelır Vergisi'nin ıllc taksidini de ocak ayında yatıracaklar. Mükellefler, beyanname üzennden hesaplanacak Gelir Vergisi'nin diğer iki taksidini nisan ve temmuz aylannda ödeyecek. ^ ~ " ^ ^ " ~ ^ " ^ ^ ~ — ^ ^ ~ Yeni Vergi Yasası uyann- ca, 1998 yılı içinde elde et- tiklen gelir dolayısıyla Ge- lir Vergisi ödeyecek mükel- lefler. beyannamelerini bağlı bulunduklan (ika- metgâhlannın bulunduğu yerin vergi dairesi) vergi daıresine verecek. Konutlannı kiraya veren ve yıllık elde ettiği kira ge- liri 240 milyon lirayı aşan- lar dışında. gayri menkulü- nü işyeri olarak kiraya ve- np de yıllık toplam 2.5 mil- yar liranın üstünde gelirel- de edenler, işyerini vergi kesintisi yapma zorunlulu- ğu olmayanlara (seyyar sa- tıcı, küçük esnaf) kirala- >anlar da ocak ayında be- \anname verecek. 'Size, bize onlara: Şapka' Rengârenk kumaşlar. biyeler ve inee dokularia dolu bir v ığın şapka. Selma Karaca. beş yıldır "şapka yapıp satan" ve şapkalann arasında "kendini bulan" bir ressam. Ankara'daki memur havatından sonra bir gün "şapkacüığa" soyıınan Karaca, öncderi "kendine". daha sonra "eşe dosta" yaptığı şapkalan en sonunda "herkese" yapmaya başlıyor. ~Şapka"nıa takana "kişilik" kattığına ve takamn "kişiliğini" aldığına inanan Karaca. şimdilerde koleksiyoncuiar için "bir eşi olmavan" şapkalar haarlıyor. Mart avında şapka ve givsi sergisi açacağım söv leyen Karaca. şapka serüveninin başlangıcını şövle anlahvor: ~\nkara'da kendime şapka vapıyordum. Sonra arkadaşlanma, vani 'size' şapka vapmaya başladım. O kadar çok şapka \aptım ki bari ben bunlan artık satayım dedim. Bir de 'onlar' var. Onlar. beninı asıl ulaşmak istediğün insanlar. Ama 'onlar' yerine koyduğum insanlar da asbnda bizden olanlar." (Votoğraf. İPEK YEZDANİ) Ödemiş Cumhuriyet Savcısı. kendisine ulaşan bilgilerin hakhlığını arttırdığını savundu Kayasu, cesedin 'YeşiPe ait oldıığunda ısrarh NECATİ AYGIN AVTCUT KÜÇÜKKAYA tZMtR/ İSTANBL L - Ödemiş Cumhuri- yet Savcısı Sacit Kayasu. tstanbul'a DNA testi için gönderilen kımlıgı belirsız cesedin 'YeşiT kod adlı Mahmut Yüdınm'a aıt oldu- ğu yönündeki inancının kendisine gelen bil- gılerle yüzde yüze yaklaştıgını sövledi. Is- tanbul Adlı Tıp Kurumu yetkılılen, 'Yeşil'ın genetik özelliklerinin elde edilememösi ha- linde karşılaştınnanın yapılamayacağını ve kimlik tespitınden kesın bir sonuç alınama- yacağmı belırtırken cesedin diş dokusunda bulunan "köprii"nün bir ipucu olabileceğı- nı sövlediler. Ödemiş Cumhuriyet Savcısı Sacit Kaya- su. 11 Eylül'de Ödemiş yakınlarında >ol ke- nannda bulunan > üzü tamamen parçalanmış cesedin 'Yeşil'e ait oldufunu ılerı sürmüştü. Karşıyaka Kimsesızler Mezarlığında top- rağa venlen ceset, savcının ıstemı üzerine hafta başında mezardan çıkarılarak DNA testı ıçın Istanbul Adlı Tıp Kurumu'na gön- denlmıştı. Adalet Bakanı Hasan Denizkurdu'nun. faili meçhul olayların soruşturmalarının cumhuriyet başsavcıyardımcılan ve cumhu- riyet başsavcılannca yürütübnesine yönelık genelgesı üzerine dosvayı Ödemiş Cumhu- riyet Başsavcısfna teslim eden Sa\cı Kaya- su. elde edılen bilgiler ışıgında. cesedin 'Ye- şil'e ait oldugunu söv ledı. Konuy la ılgılı dos- yayı teslım ettiği için daha fazla açıklama > a- pamavacağını söyleyen Karasu. "Her şey DNA testi Ue ortaya çıkacak. Ben bu soruş- turmayı buraya kadar getirdim. Bundan son- rası sav ın başsav cımızın işidir. olayın üzerine gidebilir de, gidemeyebilir de" dedı. Adalet öldürülenlerin kimlikleri sağlıklı bir şekilde tespit edilmeden defnedildiği şeklinde haber ve yorumların gazete ve tek"v izvonlarda yer aldığı gözknmektedir" denılen genelgede, bu konularda başlatılan her ^.oruşturmanın aşama \e sonuçlan hakkında bakanlığa der- hal bılgı venlmesı ıstendı. Faılı meçhul cı- nayetlerle ilgili hazırlık soruşturmalannın bır cumhunyet başsav cı vekılı tarafindan yü- rütülmesı, cumhunyet başsavcı vekılı bulun- • Yeşil'in kardeşi olduğu bildirilen, ancak kimliği açıklanmayan bir kişiden önceki gün DNA testi için kan dokusu alındı. tstanbul Adli Tıp Kurumu yetkilileri cesedin diş dokusunda köprü bulunduğunu kaydederek köprü tedavisini yapan dişçinin ortaya çıkanlmasıyla cesedin kimliğinin belirlenebileceğini kaydettiler. Bakanı Hasan Denizkurdu ımzasıyla 16 Ara- lık'ta DGM v e cumhuriyet başsav cılıklarına gönderilen genelgede. faılı meçhul olavlar ve cınayetler hakkındakı hazırlık soruştur- malannın nasıl yapılacağının daha önce ve- rilen 4 genelgeyle duyurulduğunu anım- satıldı "Buna rağmen son zamanlarda işlenen bazı cinayetlerde sanıklann yakalanmadığı. faili meçhulolay lann vecinayetlerûı arthğı ve madığı durumda bızzat cumhunyet başsav- cılan tarafindan yürütülmesı ıstenen genel- genın, Ödemış'te bulunan cesedin Mahmut Yıldırım'a aıt oldugunu belirten Cumhuri- yet Savcısı Sacit Kayasu'nun açıklamalann- dan sonra göndenlmesı dıkkat çektı. Kayasu. Türkıve'dekı faili meçhul cinayet- lerın hepsının çözümü ıçın DNA te>ti vapıl- masının mümkün olmadığını da belırttı. Adalet Bakanlığf nın genelgesi doğrultu- sunda faili meçhul dosyaları teslım alan Ödemiş Cumhunyet Başsavcısı Hüseyin İn- ce ise şunlan sö> ledı: "İlçenıizde 4 faili meçhul dosyası bulunu- ;,sr.'YeşiI' olduğu savlanandosyay la ilgili so- ruşnırmaya. bir önceki arkadaşunın bırak- tığı yerden devam edeceğim. İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek DNA testi sonu- cunu bekleyeceğiz." Edınılen bılgiye göre Yıldınm'ın kardeşi olduğu bildirilen. ancak kimliği açıklanma- yan bir kişiden önceki gün DNA testi için kan dokusu alındı. tstanbul Adlı Tıp Kuru- mu yetkilileri cesedin diş dokusunda köprü bulunduğunu kaydederek köprü tedavisini yapan dışçının ortaya çıkanlmasıyla cese- din kımlıgının belirlenebileceğini kaydetti. Çok düşük bır ıhtımal olmasına karşılık yet- kililer, genetik özelliklerinin elde edileme- mesi halınde karşılaştırmanın yapılamayaca- ğını ve kimlik tespıtinden kesın bır sonuç alınamayacağını da dıle getırerek her türlü ipucunun değerlendirilmesi gerektiğini ifa- de ettıler. Sacit Kayasu'nun Ankara Cumhuriyet Başsavcılığf na gönderdiği yazı çerçevesin- de Mahmut Y'ıldınm'ın ailesi aranıyor. 'Ye- şil'in oğlunun Ankara Mamak Cezaevı'nde yattığı ortaya çıktı. Gider düştilecek Konutunu kiraya vererek kendisi kıracı olan gayri- menkul sahipleri, elde etti- ği kira gelinnden. giderini düşebilecek. 1998 yılında ödemiş olduğu kira gideri- ni düştükten sonra kira ka- zancı 240 milyon lirayı aşanlar, beyanname vere- cek. Elde ettıkleri gelir, söz konusu miktarı aşmıyorsa hem ev sahibi hem de kira- cı olanlar beyanname ver- meyecek. Jstanbul Serbest Muha- sebecıler Mali Müşavirler Odası Başkanı Yahya An- kan yeni kira geliri elde et- meye başlayanlann toplam gelirlerinin 240 milyonu aşmaması durumunda her- hangi bir şey yapmalan ge- rekmediğini belirterek "Ancak daha önceden gay- rinıenkul sermaye iradı de- vam edenler 240 milyon li- rayı aşmadıklan takdirde, bağh bulunduklan vergi dairesine durumu bildire- bilirier" dedi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Elini Kana BulamakAdam ağzından köpükler saça saça tehdit edi- yordu. "Ben namuslu biradamım" diyordu. "Se- nim elimi kana bulamasınlar..." Nitelikleri olan bir Tophane kabadayısının bıle, televizyon kameraları ve basının önünde dile ge- tiremeyeceği şeyleri dile getiren kişi. Atatürk Cumhuriyeti'nin bir kentinin valısı ıdi. Ne günlere kaldık Tanrım, aklımızı sen koru... Bu görüntü, televizyonda sabah haberlerini iz- lerken gözüme çarptı. Inanın yerin dibine girdim. Bu hallere de mi düşecektik? Böyle bir insan, önemli bir kentimize vali olarak nasıl atanabılirdi? Olayın ayrıntılarını öğrenmem mümkün olmadı. Fakat anlayabildiğim kadarıyla, Sayın Vali hakkın- da asılsız suçlamalar yapılmış ve o da bu suçla- malarla ilgili kişileri de toplayarak, bir basın top- lantısı yapmış. Ve basın toplantısında sorulan ki- mi sorulara kızarak, "celallenmeye" başlamış. Oysaki bir vali, hakkında ne denli haksız suçla- malar yapılırsa yapılsın ve hatta ne denli provoke edilirse edilsın, asla böyle konuşamaz. Kaldı kı; bir insanın sesini yükseltmesi ve onu bunu tehdit et- meye başlaması, o insanın haklılığını değil, genel- likle haksızlığını gösterir. Türkiye'yi bu hale getıren- ler utansın. ••• Kimi çevrelerin, kapısına bir kilit vurmak ısteme- lerine karşın, SSK iyi direniyor. Geçenlerde Ok- meydanı Eğitim Hastanesı'ne. "75. Yıl Acil Servi- si" adında bir acıl servis açıldı. Hastane Başhekı- mi Prof.Dr. Dursun Akdemir, açılış törenınde ıl- ginç bir konuşma yapmış. istanbul dışında oldu- ğum için törene katılamamıştım. Fakat konuşma metnini rica edince gönderdiler. 1225 yataklı Okmeydanı Eğitim Hastanesi'nde, yılda yaklaşık 1.350.000 poliklinik, 12.000 ameli- yat, 1150'si müdahalelı 5750 doğum; 66.500 on- koloji poliklinik vs. vs. hizmeti verılmekteymiş. Açılış törenindeki konuşmasında, Sayın Akde- mir, hementümünü kendi derneklerinin çabalany- la gerçekleştirdikleri polikliniği anlatırken, belli ki gurur içinde: "... Baştan bazılannın hayaldediğı düşünceya- şama geçmiş, bugünkü tablo ortaya çıkmıştı. Iş- te size 1.640 m2 alanlı, 60 yataklı acıl servisi. llk girişte bir anda 8 hastayı muayene etme ımkânı, hemen bıtişiğinde laboratuvarlar, onun yanında dahiliye gözlem, dahili yoğun bakım, hemen sağ tarafta cerrahi gözlem, nörolojı, nöroşirürji, yo- ğun bakım, devamında cerrahi yoğun bakım. Ne- redeyse yeni kurulmuş bir özel hastane büyüklü- ğünde en kapsamlı bir acil servis gerçekleştinlmış oldu..." Sayın Başhekim, bu konuşmasında İstanbul halkının yüzde 80'den fazlasının sıgortadan yarar- landığını vurguluyor ki, bu rakam gerçekten çok çarpıcı ve inanılması güç bir rakam. Ve Avrupa'da. "devletten en az yardım ve destek alan", sosyal güvenlik kurumu olan SSK her şeye karşın ayak- ta durmaya çalışıyor. •*••*••*• s~-ilü«üLtüo Sayın Yalım Erez'in başbakanfıgı hayıriı olsun. Başanlı olmasını yürekten dılerim. Aslında Sayın Erez, çok başanlı olmasını bekle- diğim bakanlığı sırasında, pek de başanlı olama- mıştı. Özellikle; renkli gazetelerin promosyon adıy- la tabak-çanak dağıtmaları konusunda, çok yumu- şak davranmış ve bu işin çözümlenmesıni tüketi- ci derneklerine ve bunlarm açacakları davalara bı- rakmıştı. Umanm başbakanlığı sırasında, "yasaya karşı hile" yoluna başvuranlara karşı, yeterınce sert olur ve yasaların gereğinı yerine getirir. • • • Bülent Ecevit, "olmayacak duaya amin dedirt- mek" için çok çabaladı. Doğrusunu istersenız say- gıyla karşılıyorum. Fakat hükümeti kuramaması- nın neredeysetek nedenı olarak, Oeniz Baykal'ın tutumunu görmesi ve bunu dile getirmesinı garıp karşıladım. Dünya demokrasi tarihinde hiçbir parti. kendi dı- şındaki bir partinin, ya da partiler koalisyonunun kurmak istediği bir hükümeti desteklemek "zo- runda" değildir. Hele aynı kulvarda yarışan bır par- tinin, rakibi olabilecek bir partiye destek olması ve prim yapmasına çabalamasını beklemek, mantı- ğa da aykındır. Eğer Sayın Ecevit, bir DSP- CHP koalisyonunu deneseydi ve destek bulamasaydı, CHP'yı suçla- ma hakkı doğardı. Kapalı kapılar ardında neler ko- nuşulduğunu bilemeyiz ama; DYP, DSP azınlık hü- kümetini desteklediğini açıkça ifade etmemıştı. Fazilet'in desteklemediği de belli olduğuna göre, CHP'nin böyle bir hükümete destek vermesi de- mek, güvensizlik verdiği hükümetin türevıne oy vermesi demektir. O zaman, "Madem sonradan destekleyecektiniz, neden devrilmesine oy verdi- niz?" demezlermi? DSP'li dostlarıma olan sevgim ve saygım devam ediyor. Ama doğrusu "budala" yerine konmak da istemiyorum. Universitede şiir-müzik dinletisi Gazetemiz köşe ya/arlanndan şair Ataol Behramoğlu Ue besteci-gitarist Haluk Çetin. 23 Aralık günü Başkent L nrversitesi'nde başanta bir şiir-müzik dinletisi sundu. Yaldaşık 2 saat süan programda Behraınoğlu ile sanatı üzerine bir söyteşi yapıldı. Oğretim üyeleri, ve öğrencilerin oluşturduğu kalabahk bir izleyici topluluğu,, şöleni büyük bir ilgi ve coşknyla izledi. Doğal aturanızı t ü m şubelerimizden ö d e y e b i I i r s i n i z EMLAK BANKASI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle