23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyeC İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmem Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordmatörii Hikmet ÇetinkayaO Yazıışlen Müdürü. İbrahim Yıldız • Sorumlu Mudür Fikret llkiz 0 Haber Merkezı Müduru Hakan Kara 0 Görscl Yönetmen Fikret Eser tstıhbarat Ccngiz Yıldınm 0 Ekonomı Özlem Yüzak 0 Kültur Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir V ücelman 0 Makaleler Sarai Karaören 0 Oüzeltme Abdullah Ya/ıcı 0 Fotoğraf. Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge. Edibe Buğra 0 Yun Haberlen: Mehmet Faraç Yayın Kurulu: llhan Selçuk {Ba^Jvan). Orhan Erinç, Okta} Kurtböke. Hikmet Çetinka>a, Şfikran Soner, Ergun Balcı. tbrahim YıMız. Orhan Bursalu Ankara Temsıtcısı Mustafa Balbay AtatürkBulvarı No. 125. Kat4, Bakanhklar-AnJcarâ Tel 4195020(7 hat), Faks. 4195027 0 lzmırTemsılcısı: Serdar Kızık. H.ZıyaBK 1352 S 2 3 Tel • 4411220, Faks 4419117 ) AdanaTemsılcısı. Çetin Yiğenoğlu, inönüCd. 119 Mustafa Balbav. Hakan Kara. S No 1 Kat 1, Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Muessese Muduru Lstun \kmen # Koordmator Alımet Korulsaa # Vfuha- sebe Biilent \ ener # Idare Hüsevin Gürer • lşlettne Öndcı-Çefik • Bılgı- Ijlem Nail lnal • Bılgısa>ar Sıstem Müriivc* ÇilerCSatış FaaletKım MEDYA C: • Yonetım Kurulu Başkanı - Genel Mudur Gülbin Erduran # Koordınatör Reha Işıtman • Genel MudurYardımcısı .SfvdaÇoban Tel 514 07 53 - 51395 80-51384#>61,Faks 513S463 ^a>ımla>an >e Basan: Yenı Gün Haber Aıansı. Basın \e Yayıncıhk \ Ş TınWağ"ıCaJ 39 4! Cagalojlu 34334 lsl PK 246 lslanbul Tel (0 2121 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212ı 513 85 95 26ARALIK1998 İmsak: 5.47 Güneş: 7.21 Ögle: 12.12 lkindı: 14.28 Akşam: 16.48 Yatsı: 18.17 www.cumhuriyet.com.tr Siyasete hazıplanıyor • Dış Haberier Servisi - Israıl'ın eskı top modellerinden Pnina Rosenblum (44). yeni kurulan ve gelecek yıl seçımlere katılacak olan bağımsız Tnufah'a üye olurken görüliiyor. tlginç şapkasıyla dıkkatlerı üzerine toplayan Rosenblum, 120 sandalyelı lsrail Parlamentosu 'nda mılletvekili olma şansı arayacak. Yurtdışında cep telefonu • KAYSERt (AA) - Cep telefonlannın yurtdışındaki kullanımı konusunda fazla bılgı sahıbı olmayan hacı aday lan. hac masraflarına ek olarak yüklü mıktarda telefon faturası ödemek zorunda kalı>orlar. "Romıng Şebeke Anlaşması" nedeniyle Türkiye'den yurtdışını arayan kişilerin cep telefonu faturasmın kabardığmı belırten yetkilıler, "Anlaşmaya göre Türkıye"den Suudi Arabistan'dakı Telsim abonesinı arayan kişı, abonenin. bir kontör olan 1.4saniyede 12 bin 500 lira, Turkcell abonesinı arayan kışı de. aynı sürede 13 bın 27 7 lıra artı konuşma ücretı ödüyor" dediler. Kaçak retıber sorunu • ANTALYA(AA)- Antalya Rehberler Derneği (Rehberant) Başkanı Arzu Yontar, tunzmde kaçak rehber sorununun çözülemedığını ve 1998 turızm sezonunda 57 yabancı uyruklu kışınin, rehberlık yaparken yakalandığını şöyledi. Yontar, adıklan duyumlara göre yabancı rur rehberlerının Anadolu topraklarını Yunan medenıyetı olarak tanıttıklannı, Kürt ve Ermenı meselesi konulannda da yanlış bilgi \erdiklenni belirlediklerini kaydertı. Koruyucu aileliğe îlgiaz • İZMİR (AA) - Türkiye'de koruyucu aile uygulamasına ilgının az olduğu belirtilerek Çocuk Esirgeme Kurumu bünyesınde 20 bin dolayında çocuğun koruyucu aile beklediğı bildirildi. Sosyal Hızmetler tzmir ll Müdürlüğü Çocuk Esirgeme Kurumu Müdür Yardımcısı Ayşe Gülsen. koruyucu aile olmak isteyenlere, istendiği takdirde devlet tarafından çocuk başına yaş ve aldığı eğıtıme göre 16-27 milyon lira ücret ödendiğinı söyledi. Reklamın Yiyecek, giyecek, oyııncak endüstrisi ıçın 'özel tüketici grubu' olarak gösteriliyorlar hedefi çocuklarASUMAN ABACIOĞLU İZMİR - Reklamlann çocuklar ve çocuk- lann tüketim alışkanlıklan üzenndeki etkile- ri, uzmanlar tarafından kaygıyla karşılanıyor. Çocuklann yainızca telev izyonlarda değil kıt- le iletişim ve kifie ulaşım araçlannın tümün- de, futbol sahalannda. promosyon kampan- yalannda karşılaştıklan reklamlardan koruna- bilmeleri için çareleraranıyor. Uzmanlar. sa- dece şekerleme ve oyuncak degıl 'rüm en- düstri' dallannın çocuğu. 'satın alnıa gücü olan ekonomik bir faktör" olarak ele alarak. reklamlannı onlara yönelrtiklerine dikkat çe- kiyorlar. Uzmanlar, çocuklan 'özel tüketici bir grup' olarak ele alıp sadece çocuklara yönelik rek- lamlaryapılmasınınsonyıllaraözgüolduğu- nu vurguluyorlar. Dokuz Eylül Ünversitesı Rektörlüğü Eğitim Koordinatörü ve Sosyal Pe- dagog Macide Serpemen. reklamın etkileri söz konusu oldugunda görüş birliğıne vanlan konunun, reklamlann yanlış beslenme alışkan- lıklannın ortaya çıkmasına olan katkısı oldu- ğunu belirtti. Serpemen, "Çocuklar medya- laşmış bir dünyada yaşıyorlar. Edilgen bir tü- ketici olarak ekran önündc ikinci elden bilgi- leri, dene>imleri alıyor. aklif bir tutum içinde olmadan aldığı bilgiyi kendi içinde değerlen- dirip süzmeden başka bir ekran başına geçi- yor" dedi.. Serpemen, yiyecek, giyecek, elektronik, oyuncak endüstrisi ıçin 'başlı başına ve özel bir tüketici grubu' olan çocuklann ıstek \ e eğı- limlerinın medva tekellen tarafından sistem- li ve hedefli olarak ele alındığını iletti. Ser- pemen, Almanya'da sadece 7-12 yaş arası ço- cuklann satın alma gücünün yılda 5.6 milyar mark olarak tahmin edildiğini söyledi Bu ra- kamın yaklaşık 0.9 mılyannın harçlık, 1.6 mılyannın özel günlerde verilen hediye para- lar, 3.2 milyannın banka bınkimı olduğunu belırten Serpemen, bunun üstüne çocuğun *ailenin alışveriş kararian üzerindeki etkisi' ek- • Sosyal Pedagog Macide Serpemen, "Reklamlarda ellerde taze meyve yerine X marka paket meyve sulan olan ya da sabah kahvaltısmda ekmek, peynir, zeytin, reçel yerine Y marka cornflakes paketini tabağa dolduran kız ve erkek çocuklan; modern, iyi ve sağhklı beslenmenin sembolleri olarak sunuluyor" diyor. lendiğinde yaklaşık 17 milyar marklık bir 'sa- tın alma gücünün'ortaya çıktığını bildirdı. Yı- ne Almanya'da çocuklann harçlıklan ile her yıl 1 milyar mark değerinde şekerleme, 850 milyon mark değerinde oyuncak, 200 milyon mark değerinde spor malzemesi satın aldık- lannı belırten Serpemen, sözlerini şöyle sür- dürdü: "Busayısalverikr Almanya'da olsada tüm dünyada ve ülkemizde de tabionun pek farklı olmadığını söy lemek yanlış olmayacak- tır. Geleceğin değil şimdinin potansiyel alıcısı çocuğa, reklamlann genel göriintü aktörü ol- masının dışında verilen imaj ile modernleşme- nin, çağdaşlaşmanın rolü de yükleniyor. Rek- lamlarda ellerde taze meyTe yerine X marka paket meyve sulan olan ya da sabah kahval- ösında ekmek, peyrar,zeytin, reçel yerine Y mar- ka cornflakes paketini tabağa dolduran kız ve erkek çocuklan; modern, iyi ve sağlıklj beslen- menin sembolleri olarak sunuluyor. Çocuklar yeniliğe açık ve taklide yatkın olduklan için- dir ki yine bu özellikleri ile reklamlann hede- fi olurlar. En yeninin, en iyi ve modern oldu- ğu mesajını veren reklamlan izkyen çocuk, rek- lamlardaki hayatı yaşamak istcr." Reklamların, bir ürünün 'yaranndan' çok 'imgesini'öncelıklı hale getirmeyı hedefledi- ğıni belırten Serpemen, "Çocuk ve gençlik kültürünün oluşmasında son derece etkili olan medya ve tüketim faktörteri, arkadaşhklann kurulmasının, bir grup içine kabuledilip edil- memenin ölçüsü olmaya kadar etkisini göste- riyor" dıye konuştu. Medya pedagojısinin. reklamlann çocuk- lar \e gençlerin 'sosyal. psişik, ruhsal ve ah- laki'gelışimi üzenndeki etkileri ile ilgili ça- lışmalar yaparken, çocuklann reklamlann yo- ğun etkısinden 'korunması gereken bir grup' olduğunun altını çızdiğinı anımsatan Serpe- men, ancak onlan 'savunmasız ve kurban' olarak değerlendirmediğıni de vurguladı. Ser- pemen. "Reklamlann ve tüketim dünyasının varhğının devam edeceğini de kabul ederek rek- lamlann çocuk üzerindeki olumsuz, sürckli tıi- ketmeye yönelik etkisini azaltıcı tedbirler üzerine çalışılması anlayışı savunuluyor" görüşünü dile getirdi. Uzmanlara göre androjen. plasenta aracılığıyla, annenin organi/masına yay ılıyor ve östrojenin yükselmesine neden oluyor. Doğumdan haftalarca önce başlayan bu karşılıklı hormon akışı, belirli bir düzeye geldikten sonra durdurulamıyor ve doğum gerçekleşiyor. Doğum sancdannın sırrı • 16 yıldan beri sürdürülen araştırmalar sonucunda, anne karnındaki bebek ile anne arasında doğumdan çok önce başlayan hormonal bir iletişim bulunduğu ortaya çıktı. Çeviri Servisi - Bilim adamlan. dogum öncesi gerçeklesen biyokimyasal tepkilerin sırnnı çözmeye başladı. Comell Üniversitesi tarafından 16 yıldır sürdürülen araştırmalar sonucunda, anne karnındaki bebek ile anne arasında doğumdan çok önce başlayan hormonal bir iletişim bulunduğunu ve bu hormonal iletişim sonucunda, sancılann başlayacağı tarih ve saatin belirlendiği ortaya çıktı. Bu araştırmalar sonucunda erken doğumlann önlenebileceği belirtıliyor. Bebek ile anne arasında doğumdan haftalarönce başlayan hormon alışverişi, doğum sancılan başlayana kadar artarak sürüyor. Uzmanlara göre bu karşılıklı hormon akışı sırasında, anne ile bebek arasında sadece doğum saati belirlenmekle kalmıyor. anne de psikolojik olarak doğuma hazırlanıyor. Hamıleliğin sonlanna doğm yükselen östrojen düzeyi, kendi salgı merkezini (hipotalamus) harekete geçirerek. ağn hormonu onitosin'in salgılanmasını sağlıyor. Bu hormonun kana kanşmasıyla doğum sancılan başlıyor. Ösrrojen düzeyının bu ölçüde yükselmesi. aynı anda rahım kasılmalannı yoğunlaştıran hormonlann üretimini de başlatıyor. Östrojen düzeyinin yükselmesi, bebeğin salgıladığı erkeklik hormonu 'androjen'le ilintilı. Uzmanlara göre androjen, plasenta aracılığıyla. annenin organizmasına yayılıyor ve östrojenin yükselmesine neden oluyor. Doğumdan haftalarca önce başlayan bu karşılıklı hormon akışı. belirli bir düzeye geldikten sonra durdurulamıyor ve doğum gerçekleşiyor. Yapılan araştırmalann ortaya koyduğu bir başka ilginç gerçek de, bebeklerin doğumdan önceki son günlerde anne karnında yeterli oksijen ve gıdayı alamıyor oluşlan ve doğumun bebeklerin yaşayabilmesi için zorunlu hale geliyor olması. Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde de, yavru bekleyen dişılerin doğum yapmadan uzun süre öncesinde -insanlardan farklı hormonlarolsa da- hormon denge ve düzeylerinin değiştiği gözlemleniyor. Uzmanlara göre yine de doğum hormonlannın salgılanma yoğunluklannı arttıran dış etkenler bulunuyor. Anne ve bebek arasındaki hormon iletişimini etkileyen bu unsurlar erken doğumlara neden olabildikleri gibi anneye ve bebeğe zarar verebiliyorlar. Doğum sürecine etki eden etkenler arasında sadece stres, sıkıntı ve travmalar gibı sebepler bulunmuyor. Alçak hava basıncı. kar fırtınalan harta dolunay evreleri de doğal hormonal akışı bozabiliyor. Dogum sancılannın büyük oranda gece başlamasının sebebi ise, uzmanlara göre ağn hormonlanyla bağlantıh. Oxitosin isimli ağn hormonunun, hamıleliğin 37. ve 39. haftalannda ve özellikle gece yansında en üst düzeye çıktığı saptanmış bulunuyor. İstanbul Üniversitesi fen ve su üriinJeri fakülrelerindeki çev re kulöplerine üye öğren- ciler, Fıröna Deresi'ne hidroelektrik santralı y apılmasını protesto ettiler. Fırtma Vadisi'ne öğrencilerden destek Istanbul Haber Servisi - Rize'nin Çamlıhemşın ılçe- sine bağlı Fırtma Vadisi'ne yapılmak ıstenen hidroelekt- rik santrallanna tepkiler sü- rüyor. Istanbul Üniversitesi (İÜ) fen ve su ürünleri fakültele- rindekı çevre kulüplerine üye öğrenciler. önceki gün pa- nel ve şenlıklerle Fırtına de- resine hidroelektrik santral- lannın yapılmasını protesto ettiler. Yeşılin hertonuna sa- hip Karadeniz'ın boylesine bir projeyle tahrip edilme- mesi gerektiğıni vurgulayan öğrencı ler "Türkiye'de etekt- rik üretimine katkısı tarbşıl- mayacak oranda az olan böy- lesine bir projenin onayfan- maması gerekirdi. Doğanın boylesine hoyratça tahribi- ne neden olanlar. bu tarihi e-posta : tan (a prizma. net. tr sorumluluktan kurtulama- yacaklardır"dedıler Panele katılan Öğretım Elemanlan Sendikası (ÖES) Başkanı Prof. Dr. tzzettinÖnder sant- ralların Çevre Etki Değer- lendırme (ÇED) raporlannı hazırlayanlan eleştirerek ül- ke çıkarlanna aykın davran- makla suçladı. Santrallann yapımını üstlenen müteahhit firma yetkılısı Yavuz Çola- koğlu da santralın çevreye zarar \ermeyeceğıni savu- narak santralda üretilecek enerjinin Türkıye'nın ithal ettiği elektriğın yüzde 25'ini karşılayacağını iddiaetti. Çamlıhemşın Ginşım Gru- bu Sözcüsü avukat Yakup Okumuşoğlu ise yaptığı ko- nuşmada bölgenin dünyada koruma altındakı 200 bölge- den biri olduğuna dikkat çe- kerek yapılan harfiyatla de- re yatağının 6 metre kayma- sına neden olunduğunu, bir- çok endemik (yalnız o bölge- ye has) bitki rürü, kuş cins- leri ve bahklann yok olaca- ğını anlattı. Çamlıhemşın Vakfı Genel Sekreten Saim Yılmaz da Fır- tına deresınde gerçekleştınl- mek ıstenen santralla ıddıa edildiğı gibı istihdam yaratı- lamayacağını, turizmin teş- vik edılmeyeceğını kaydede- rek burada üretılecekk elekt- riğin de Türkıye'nın en paha- lı elektnği olacağını söyle- di. Uzman bıyolog Erdal Czen ve Istanbul Cniversite- sı Su Ürünlen Fakültesı Öğ- retım Üyesi Dr. BarbarosCö- nençgil de ÇED raporlannı eleştirerek inşaatın çevreye zarar vereceğıni, doğal den- genin bozulacağını kaydetti- ler. Üç kişilik ekip Hawaii açıklarına indi Babn turuyandakaldı £hş Haberier Servisi - Balonla dünya rurunu tamamlamaya çalışan tngılız Rkhard Branson, kötü hava koşullan yüzünden turunu yanda keserek dün Havvaii açıklanna iniş yapmak zorunda kaldı. Branson ve beraberinde bulunan lsveçli Per Lindstrand ile ABDli Steve Fossett'ın, ABD sahil güvenlik ekipleri tarafindan kurtanldığı bildinldi. Güvenlik yetkilıleri. gezginlerin sağlık durumlannın ve morallerinin iyi olduğunu belirttiler. 18 Aralık'ta Fas'ta başlayan balon yolculuğun koordinatörlüğünü üstlenen Mike Kendrick "Neyazık ki balonla dünya tunına şimdilik ara vermek üzere zorundayiz. Hava koşullan bizi fena vurdu. Başaramadık. Pasifik'te alçak basınç yüzünden doğru rüzgâr bulunamadı. Rüzgâr balonu, güney yerine doğuya sürüklüyordu" dedi. Kötü hava koşullan yüzünden dünya turunu yandan kesen üç gezgin, bir yandan da dıplomatik sonınlarla uğraşmak zorunda kaldılar. Branson'ın Çin hava sahasından geçerken karşılaştığı sorunlann ardından Pekin, bundan sonra balonla uçanlara geçiş izni vermeyeceğini açıklamıştı. Balon. Çin'in izin vermemesine karşın rüzgârla Çin hava sahasına savrulmuş, Pekin de balonu inişe zorlayacağını bildirmişti. Diplomatik girişimlerin ardından Çin yetkiliieri geçiş izni vermişti. MESELA DEDIK ERDAL ATABEK 7999 yılı. içinde yaşadığımız yüz- yılın son yılı. Bu yıl içinde ya- pılacak değerlendirmeler 20. yüzyı- lın neler kazandırdığını irdeleyecek. Bız de yıl biterken "hangiannağan- lan almış olduğumuza" bir göz atı- yoruz. İnsanların kopyaları hayırlı olsun... sonunda insan da kop- ± yalandı. Henüz kopyalanmız ortaya çıkmadığı ıçin bu büyük bu- luşun ne anlama geldiği pek anlaşıl- mıyor. Oysa bu durum akla gelme- dik sonuçlaryaratacak. Öncelikle, bu- günkü siyasal liderlerinizi değiştir- me şansınız hiç kalmıyor. Çünkü bi- zim toplum zaten liderini değiştirmez de doğal ömrün sonuna varmasıyla zorunlu değişiklikler olurdu. Artık o da lıderlerimızi değiştiremeyecek. çünkü daha önce kopyalan yapılmış olacak. Ne güzel değil mi? Bir lide- ri değişince ağlayıp sızlayan, "Ey- vah, şimdi ne y apacağız, kime danı- 20. yiizyılın armağanlan şacak, işlerimizi kimin yapmasını is- teyeceğiz'' diye kanlı gözyaşları dö- ken miHetımizin ıçı rahat olsun. Li- derler ebediyete kadar kopyalanyla yaşayacak. Şimdiden gözleriniz ay- dın olsun. Sonra, sevgili eşinizin de birkaç kopyasını yaptırmanız çok iyi olur. Birini alıp gezmeye gidin- ce bir kopyası evde kalıp işleri ya- par. Isterseniz bir kopya daha yaptı- nrsınız, o da çocuklarujkuldan alır. Siz kendi kopyanızı da birkaç tane çıkartıp değişik işlerde çalışabilirsi- niz. Birisi devlet memuru olunca öteki kopyası gece işlerinde çalışa- bilir, bir kopyası da pazarlama işle- ri yapar. Artık hangisi eve erken ge- lirse evinin erkeği o olur. Biraz ka- nşık durumlar da ortaya çıkar ama zaran yok. Pek istenmedik durum- larda "onun aslı değil, yaramaz bir kopyası olduğu" söylenebilir. Yakında saman yiyeceksiniz... rıp biliminin çok ilerlemesi de in- sanlann sağlığına olumlu etki- ler yaptı. Çok şükür kırmızı et yeme- yi bırakan insanlar kolesterol der- dinden de kurtulmuş oldu. Artık kır- mızı etler kedilerle köpeklere veri- liyor. İnsanlar eğer et yiyeceklerse be- yaz etleri seçiyorlar. Bu da tavukla balık demektir. Bunlan da az ye- mekteyararvar. a Peki,neyiyeceğH" dediğiniz zaman bol bol sebze, sa- lata, meyve öneriliyor. Sebzenin her çeşidi çok iyi. Enginar, kereviz, şal- gam gibi değişik sebzeler özellikle öneriliyor. Salatanın her çeşidi ya- rarlı. İşte bunlan yiyecek. üstüne de bol su içeceksiniz. Unlular az yene- cek. Un denince de mutlaka kepek- lisi olacak, yulaf unu da pek yarar- lı. Evvel zamanlarda kepekle yulaf atlara verilir. koyun, keçi cinsi de ot dışında bunlardan nasibini alırdı. Şimdi onlann yediklerini insanlar yiyor. Kan yağlannı düşürmek çok önemli. Henüz samanın yararlan gündeme gelmediyse de eli kulağm- dadır. İnsanlann bol saman yemesin- de kolesterol bakımından çok yarar olduğu açık. İçine biraz yulafla ar- pa katılınca besleyici de olur. Bu kombine diyet hem kilolan azaltıyor hem de lıpitleri, kolesterolü iyıce düşürüyor. Böylece yavaş yavaş at- larla koyunlann beslenme biçimine dönmüş bulunuyoruz. 20. yiizyılın bu armağanını da unutmamak gereki- yor. Barışın önemi daha da anla$ılıyor... T^u yüzyılın birarmağmı da "ba- D nşın önemini vurgulamak" ol- du. Bu da sürekli yaşanan savaşla- nn nelere mal olduğu ile ortaya çık- tı. Bu yüzyıl tam bir "savaşlar yüz- yılı" oldu. Jki büyük dünya savaşın- da yüz milyonlarca insan öldü, sa- kat kaldı. yerinden yurdundan oldu ama.. insanlar banşın sözünden öte- ye gidemediler. Bir nükleer savaş çıkmadı ama.. savaşlar da hiç bit- medi. Ülkeler hem kendi içinde hem de dışında savaşıp durdular. Yıl biter- ken KörfezSavaşıda değişik biçim- lerde süriip duruyor. Irak'ın kimya- sal silah yaptığı doğrudur da, "Vay sen silah yapıyorsun ha" diyen ülke- lerin sicili daha bozuk. Amerika da Ingiltere de Fransa da yıllardır silah yapıp dünyanın çeşitli ülkelerine sa- tıyorlar. Biz de dünyanın en çok silah alan ülkesiyiz. Konunun silah yapımı ol- madığı. ışin birpetrol savaşı olduğu Avrupa'nın, Amerika'nın okul ço- cuklan tarafından bile biliniyor. Ba- nşın sadece lafinın edildiği, ama sa- vaşın hiç durmadan ülkeler arasın- da sürüp gittiği bir yüzyılın armağa- nı "savaşuı önemini vurgulaması" oluyor. Çünkü savaşlann insanlann canina. sağlığına, işine, yerine yurduna na- sıl mal olduğu da dünyanın yaşadı- ğı bir gerçek. Ne var İci savaşın ge- tirdiği çıkarlar sürüp gittikçe, denet- leyemeyen güçler bunlan sürdürüp duracak. İnsanlar çıkar gruplannın paylaştığı savaş kârlanna "dur" de- yinceye kadar. 1999 yılı hepimizin iradesiyle da- ha iyi bir yıl olsun.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle