19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25ARALIK1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER SSK Göztepe Eğitim Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. İpekçi, 30 milyon kişinin SSK'den yararlandığını söyledi 'Sagbkta özelleşlîrtne ohnaz'İstanbul Haber Servisi - SSK Gözte- pe Eğıtım Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Fuat İpekçi, sağlıkta özelleştırmeye kar- şı olduklarını belirterek "tstanbul'da yaklaşık 7 milyon insan sigortadan ya- rartanıyor. Türkiye'de ise bu rakam 30 milyona dayandı. Siz bunu ö/elleştirir- seniz iilkede bü> iik fırtınalar kopar" dedi. Sağlıkta tasarruf olamayacagını vurgulayan ipekçi. eksik kadrolann kı- sa sürede tamamlanması gerektiğini söyledi İpekçi, yeni hastaneler kurulmasına karşı olmadıklanni ifade ederek kuru- lacak hastanelerden önce, "sağüksevk Ortayaşta 'Atlas Sendromu' İstanbul Haber Servisi - Orta yaşta ağır sorumluluklar üstlenen insanlann yaşadıklan ağn ve vorgunluğun "Atlas Sendromu "ndan kaynaklanabileceği belirtildı. Mitolojıdeki dünyayi sırtmda taşıyan güçlü Atias'tan esinlenilerek adı konulan hastalığın bir çeşit "maskelenmiş depresyon" olduğu belirtildi. Bayındır Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Enstitüsü'nden Dr. Serdar Koçer, bu insanlann büyük sorumluluklan sırtında taşıyan, birçok sorunlara karşı gelen, ama ıçlerinde geleceğe yönelik büyük endişeler taşıyan kişiler olduğunu söyledi. Bu durumla karşı karşıya olan kişılerin zaman zaman özellikle boyun, omuz bölgesinde yaygın ağnlardan ve yorgunluktan şikâyet ettiklerine dıkkat çeken Koçer, şöyle devam etti: "Bazı hastalarda ön planda kalp şikâyetleri. bazılannda ise kanser gibi bir hastaUgın endişeleri görülür. Atlas Sendrunuı'nda klinik bulgular hastanın şikâyetleri ile bağdaşmasa da öncelikle bu tip hastalıklan ekmek. ağn ve yorgunluğa yol açabilecek diğer haslalıklan da düşünmek ve hastanın diyabeti ya da kolesterolü olup olmadığını kontrol etmek gerekü-." Atlas Sendromu teşhisi konulan kişiye öncelikle hastalığının anlatılması gerektiğini VTirgulayan Dr. Koçer, tedavinin çok yönlü bir araştırmadan sonra yapılması gerektiğini söyledi. ZHiciri"nin oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Bu zincinn ilk halkasının "işyeri hekimliği" olduğunu belirten İpekçi. *50işçifleçalışanişyer1erindedok- tor bulundurulması zorunludur. O>sa ki işverenler. bunu bildiklerinden 49 iş- çinin üstiine çıkmıvorlar. Dolayısıyla iş yeri hekimliği oluşmuyor" diye konuş- tu. İpekçi. zincinn izlemesı gereken sü- reci şöyle sıraladı: "Herhangi bir fabrikada çalışan sigor- talı hasta. önce işyeri hekimine gider. Burada elenir. Burayı aşan hasta, dispan- serler ve kiiçük kapsamlı hastanelere sevkedilir. Durunıu daha ckkii hastalar, büyük hastaneleri de aştıktan sonra egi- tim hastanelerine gelirter. Ama Türki- ye'de bu süreç böyle işlemiyor. Hasta vi- zite kâğıdım alıyor ve direkt olarak bi- ze geliyor. Böyle olunca yığılmalar olu- yor." Sürecin işlememesi karşısında ken- di sevk zincirlerini oluşturdukJannı vur- gulayan ipekçi, Türkiye'de ilk kez acil servıs bünyesinde "Tanıve Tedavi Mer- kezT kurduklarını belirtti. İpekçi, SSK hastanelerinde yaşanan diğer sorunla- rın ise yatak sayısının yetersizliği, sağ- lıkta tasarrufa dayanan personel yoklu- ğu ıle hekimler ve personele verilen üc- retlerin azlığı olduğunu kaydetti. Hastanelerde yaşanan "uzun süreli gün vermelere" de değinen Doç. ipek- çi, bu sorunun büyük ölçüde hastane- lerin kayıtlannı güncelleştirmemelerin- den kaynaklandığını savundu. tpekçi, bu amaçla hastalannı bilgisayar ortamına taşıdıklannı söyledi. SSK Göztepe Hastanesi'ne 27 Ekim 1997'de atandığını belirten ipekçi, bu süre içerisinde hastane yönetimi olarak yaptıklannı şöyle sıraladı: -38 makineli '75. Yıl Hemodializ ve OrganNakli Merkezi'ni kurduk. Şuan- da personel yetersizliğinden dolayı an- Sîgortadan7 mflyon hasta yararlanıyor Başhekiın Doç. Dr. Fuat İpekçi. Türkiye'de 30 önemli sorunlan; aşın yığılma, yatak sayısının mihon, Istanbul'da da yaklaşık 7 miKon yetersizliği. sağlıkta tasarrufa dayanan hastanın sigortadan yararlandığını söyledi personel yokluğu ile hekimler ve personele İpekçi, SSK hastanelerinde yaşanan veriten ücrettem azlığı olarak sıraladı. 'AşrıMo tedavi edümeli' İstanbul Haber Servisi - Doç. Dr. Şafak Güven, şişmanhğın kronik bir hastalık olduğunu ve mutlaka tedavi edilmesı gerektiğini söyledi. Güven, şişmanhğın yüzde 40'ının genetik, yüzde 60'ının ise çevresel faktörlerden kaynaklandığını ifade etti. Amerikan Hastanesi "nin tıbbi konfe-ranslar dizisinde Obezite (Şişmanlık) konusu tartışıldı. Şişmanhğın tüm dünyada önemli bir sorun haline geldiğine dikkat çeken Doç. Şafak Güven, "Şişmanhğa neden olan çevresel faktörlerin başında stres, hareketsiz vaşam koşulian ve yanlış beslenme geliyor" dedı. Şişmanhğın beraberinde yüksek tansiyon, dıyabet ve kolesterol gibi pek çok sorunu getirdiğini vurgulayan Güven şöyle devam etti: "Şişmanlık her yaşta görülebilir. Tedavinin ilk kurah şişmanlıktan kurrulma fikridir. Bundan sonra uzman kontrolûnde diyet ve egzersiz yapümalı. Diyet ve düzenli egzersiz hem kilo vermeyi, hem de kişinin sabit bir kiloda kalmasını sağlıyor. Çünkü şişmanlık tedavisinde kalori alımı ile kalori harcamasının ayarianması temel alınıyor. Özelikle düzenli olarak yapılan egzersiz, metabolizmayı hızlandırdığı için tedavide a> n bir önem taşıyor." cak 28 makinemizi çalıştırabiliyoruz. Tam randımanlı çalışmaya başladığı- mızda, günde 235, ayda 2 bin 900 diya- liz seansı yaparak 280 hastaya tedavi olanağı sağlay acağız. Sekiz katlı olan bu binamızın son iki katını 'Böbrek Naklı Merkezi' olarak tasarladık. Burası özel bir eğitim daJı olduğu için. kadrosu son- radan tamamlanacak. Bu ünitemiz sa- yesinde, yılda 1 trilyonluk bir gelir elde ederek bu paranın özel kuruluşlara ak- masını önkyeceğiz. - 65 yaş üstü sigortalı hastalanmızın tedavisine yönelik bir polikliniğimızi hizmete hazır htleıganrdikktorlanmız ve personelimiz geldiğin- de tamamen açılmış ola- cak. - Biokimya ve bakteri- yoloji laboratuvarlanmı- n kurduk. Gece acil du- rumlar için nöbetçi labo- ratuvanmız var. Hastala- nmızı özele göndermiyo- ruz. - Kadın-doğum klini- ğinde acil üniteyi devre- ye soktuk. - Kapalı devre televiz- yon yayınlan ve her hafta perşembegünü düzenledi- ğimiz seminerlerk, hasta- lannuza eğitim veriyoruz. - Eczane salonunu ye- niden düzenleyerek bek- leme salonuna dönüştür- dük. Günde 2 bin 500 has- tamız, televizyondan ka- palı devre yayınlanmızı seyrederken otomatik sı- ralama cihazından sırası- nı öğrenip gidip muayene- sini oluyor. - Hastane içini ve giriş- çıkışını denetlemek ama- cıyla, kamera sistemleri kurduk. - Koroner yoğun bakı- mı yeniden düzenledik ve bekleme salonu ilave et- tik. - Med-Line ve İnternet bağlantılannı sağladık. ipekçi, yaptıklan bütün hizmetleri, "SSK Gözte- pe Eğitim Hastanesi Hiz- metkrini Koruma ve Ge- liştirme Derneği" kana- hyla gerçekleştırdiklerini belirterek "Yalnızca65yaş üstü polikliniğimizin ya- pımında Otosan firması- nın desteğini aldık" diye konuştu. Geçen 7 yıl içinde 70 milyar kazanan derneğin gelirlerini. 7 aylık bir sü- rede 90 milyara çıkarma- yı başardıklannı \ urgula- yan tpekçi, "Biz "şunlar yok, bunlar yok' demi- yoruz. \erimizde oturmu- yoniA çalışıyonız. Normal olan da bu" dedi. Personel, işçi-memur aynmından şikayetçi ÇAGDAŞLIK, DOĞRU BİLGİ v e DERİN ANALİZ İÇİN: SAADET USLU Az sayılan ile hastanenin temizlik. yemek. hastalarla il- gilenme gibi pek çok yükünü sırtlayan yardımcı personel, hastanedeki memur-işçi ayrımından şikayetçi. İstanbul Eğitim Hastanesi Başhekim Yardımcısı Op. Dr. Aslan Kay- gusuzda hiçbirhakkı olmadığı için memurlann işçilerden daha fazla çahştınldığını söyledi. İstanbul Eğitim Hastanesi'nde çalışan personelin bü- yük çoğu memur statüsünde çahşıyor. İşçilerle aralannda önemli ölçüde hak ihlalleri olduğunu vurgulayan personel, bu durumun bir an önce düzeltilmesi gerektiğini belirti- yor. Aynı işi yapmalanna karşın ışçilerin yansı kadar maaş aldıklannı anlatan personel. "Haksızhksadecebununlada kalmıyor. Onlann 4 maaş ikramiyesi var bizim yok. Gece- leri işçilere yemek çıkıyor, bi- ze, ortasına bir dilim pey- nir konmuş sandviç verili- vor. Bayram. ramazan yar- dımı var. Resmi tatilller- deki ücretler fark- Aynm yapüıyor" diye konuşuyorlar. Op. Dr. Aslan Kaygusuz, işçilerin kaytarmalanna kar- şın personel eksikliğinde, memurlan ıstedikleri gibi kul- landıklannı belirtiyor "Hırstzüky-apantşçrvibilcancaknıah- keme karanyla kovabilirsiniz" diyen Kaygusuz, tıbbı biti- rip Tıpta Uzmanhk Sınavı'nı kazanan asistanın maaşının 120 milyon. ışçinin maaşının ise 200 milyon olduğuna dikkat çekıyor. Anayasa karan var Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şiş- li Şube Yöneticisi RabiaTuncer SSK'lerde işçi ve memur statüsünde çalışan personelin aynı işi yapmalanna karşın maaşlannda ve sosyal haklannda büyük farklıhklann ol- duğuna dikkat çekti. Memur ve işçi dışında "sözleşmeli personel" olduğunu belirten Tuncer. "Bunlar ne işçi ne de memur. Fazla çalış- uklanzamanmücretiıualarnAorlar*cledi Faz- la çahşmanın ortadan kaldmlması ko- nusunda Anayasa Mahkemesi ka- ran olduğunu da ifa- de eden Rabia Tuncer şunlan söyledi: •657sayıh kanuna göre, me- muriann haftalık çalışma saati 40 saattir. Sağuk çahşanlan için bu süre 45 saat olarak be- ürlenmistir. Bunun üstündekicahşma ücretii olmah. Per- sonel bu ücreti düşük alıyor. Hekim ve hemşireler ise 80 saatin üstünii alanııyorlar. Ne yazık ki 80 sonrası politika- lar neticesinde SSK'lere personel alınnııvor. Buda beraberin- de özelleştirmeyi getiriyor." PAZARCIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1998 324 Pazarcık Sanl köyünden davacı Mehmet Öztemiz tarafmdan davalı lnge Ruth Karbe Öztemız aleyhine açılan şiddet- lı geçimsizhk nedeniyle boşanma davasının açık yargılaması sırasında davalınm açık adresı bütün aramalara rağmen tcspıt edilemedığindeı> ılancn tebliğıne karar \enlmiş olmakla: Öavalı lnge Ruth Karbe Öztemiz'in, duruşma günü olan 28.1.1999 günü saat 09.00"da mahkememızde hazır bulun- ması veya kendısinı bir vekille temsil ettırmesı. aksı takdirde dava dilekçesinin tebliği ile yokluğunda duruşmanın ya- pıhp karar verileceğı hususu ilanen tebhğ olunur. Basın: 66637 Erol özkorcry'ın yönetimlnde 1. SAYISI ÇIKTI! LTHfl Jospin/Schröder/Blair Fransa, Almanya ve İngütere'nin başbakanlan Avrupa sosyalizmini yorumluyor. • Siyasi islam tehdidinden sosyal demokrasiye Türkiye için yol aynmı • Politikada yalan ya da yalan politika • İletişim özürlü Türkiye siyasi dış tanıtımın neresinde? • Demokrasinin yeni yorumları • Cumhuriyet-Dehıokrasi-Laiklik paneli ve dünden bugüne Türkiye "21. yüzyıl sözlüğü • Robespierre'in İddianamesi • Geciken Adalet başlığında Allende ve Pinochet görselleri orum ı[email protected]ıne. com Çan çalıyorsa bu, düşünme ve harekete geçme zamanı gelmiş demektir. ns • SAHA* •r/a-SOZ sayılan 1te, B m n g a z e t e barileii, Arahk, Mart, Haztrm, £yfüJ ayiannda, bûyâl kttaptpiar ve DOnya Ytlda 4 tez <p±aı • Ftratı L5O0.0O0.-TL Aktûel Kitapevleıiade. DUZYAZI ORHAN BIRGIT Çiller'i Küplere Bindiren Atama Yalım Erez'in 56. hükümetı kurmakla görevlendinlmesi, Doğru Yol Partisi Gene! Başkanı'nı adamakıllı hıddetlendırmış olmalı. Görevlendirme ıle ılgılı Cumhurbaşkanlığı yazısı. daha açıklık kazanmadan, yanı Erez. Çankaya'ya çağnlmadan bırkaç saat once yapılan DYP grup toplantısında Tansu Çilter. anayasanın açık hükümlennı hıçe sayarak, "Hemen ifade edeyım kı kımsenin başbakan tayın etme gibi bir yetkisı de yoktur" sözlen ıle kızgınlığını açığa vuruyordu. Çıller'ın, başbakan tayın etme yetkisı olmadığını söyleyerek eleştırdığı "kimse" elbette Cumhurbaşkanı. Yani anayasanın "Görev ve Yetkileh" başlığı altında düzenlenen 104. maddesınde. "Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek" hükümlen ıle sorumlu kildığı kişı. Doğru Yol liden, yedi yıllık mılletvekıllığı sırasında olsun, yurttaşlık bılgısı kıtaplannda bıle yazılı bu hükmü bılmiyor olamaz. Ama, Demirel'ın güvenoyu alabıleceği hesabına dayanarak yaptığı bu atamayı mıllı ıradeyle çelişir gördüğünü söylüyor. DYP Genel Başkanı başbakan tayın etme yetkisinin milli iradeye ait olduğunu söylerken TBMM'de en fazla sandalyeye sahip olan partınin genel başkanını amaçtıyorsa o da biliyor kı o gene! başkan Recai Kutan'dır, Tansu Çilter değil. Çiller, hem parlamentodaki uçüncü partinin genel başkanı olarak kendisini başbakanlık için en güçlü aday olarak görüyor hem de öncekı gün hükümeti kurma görevi verilen kişinin Yalım Erez olmasının kendi iç dünyasında yarattığı hırçınlığı yenemıyor. Demirel'in cumhurbaşkanı olarak Çankaya'ya çıkmasından sonra kendisini Doğru Yol lıderliğıne taşıyan ekibi kuran, yöneten asıl gücun Yalım Erez olduğunu bilmesi, Çille/'i öyle anlaşılıyor ki Erez'in bugünkü konumu karşısında iyiden iyiye düşündürüyor. Erez'e kapılarını kapatmak istiyor Bu nedenle de, bir yandan kurmaylanna, "Ben Yalım ıle aynı hükümette yer almam" derken öte yandan dün sabah Anrtkabir'e gıderek Atatürk'eCumhurbaşkanı'nın millı ıradeanlayışını şikâyet etmek ıstıyor. Bunun için de öncekı gün butün Doğru Yol mılletvekıllerine Çiller'ın sabah 09.30'da Aslanlıkapı'da olacağı haben gönderiliyor. Dün sabahki, sözüm ona şikâyet eylemine Doğru Yol milletvekıllerinin yanya yakın bir bölümü katılmıyor. Bu haberleri bir gece öncesınden alan Çıller'in de "Ata'ya şikâyet eylemi" için Anıtkabir randevusunda haztr bulunrnayarak yerine Nahit Menteşe'yı gönderme yolunu seçtığı görülüyor. Ote yandan DYP milletvekıllerinin önemlice btr bölümü, 55. hükümeti düşürme olayından başlayarak Fazilet Partisi ve CHP ile aynı çizgıde gerılım polıtıkasını teşvik eden, hatta zaman zaman o politıkaya öncülük eden Çiller stratejisine karşı seslerinı duyurmaya yöneliyor. Yalım Erez'in başbakan adaylığı bu kesım ıçın ayn bir biçımde değerlendırılıyor. Hükümetının güvenoyu alacağından emin olduğunu belirten Erez'in, bir yandan DYP için kendisini parlamentoya taşıyan partı, Çiller için de eski genel başkanım btçimındekı Konuşmalar yapması, ama öte yandan da kendısı ıçın eroın kaçakçılarına yakınlık suçlaması yapan Öncü gazetesı ve BTV hakkında mahkeme yolunu açması Doğru Yol Partisi ıçınde bazı beklentilerin işaretı gıbı görunüyor. Yalım Erez dün. kuracağı hükümetın parlamentoda geniş bir güvenoyu tabanına dayanacağını söylerken bir atasözünü de anımsatıyordu: "Tatlı dil yılanı deliğinden çıkanr" dıyordu. 56. hükümetın başbakan adayının bu sözlen, daha çok Fazilet PartisTnden kendısıne destek aramak ıçın söytedıgi de biliniyor. Ama daha yola çıkarken kendisine destek yerine köstek olacağını söylemekten kaçınmayan Tansu Hanım'da Erez'in tatlı sözlerının nasıl etkı yapacağı elbette merak konusudur. Ama asıl merak edilmesı gereken, olası başbakanın eskı genel başkanı ile hesaplaşmak için zamanlama konusundakı seçenekleridir. Erez'in hukumetı kurmakla gorevlendirildiğirii öğrendikten bu yana iki gündur Çiller karargâhında görünen ve hiç de Roma'da Apo'nun çevresindekini aratmayan sinıriilik havası, Demirel'ın bu görevlendirmeyi yaparken bir taşla iki kuş vurduğunu göstermıyor mu? Yargıtay Başsavctsı'mn yanlışı Yurttaşlann haberleşme hakkını gızlı kulak araçlan ile ıhlal edenlenn siyasi partı yonetıcılerınden bınsı olması halınde bu partılerle ilgili ışlem yapılmayacağı yolunda Sayın Başsavcı Vural Savaş'ın Anadolu Ajansı aracılığıyia açıklama yapması, hem yanlış, hem yersız hem de gereksizdır. Yanlıştır... Konu elbette bir hukuksal tartışma konusu olacak kadar ciddı ve boyutludur. Bir yetkılının demecı ıle kestırilip atılamaz. Yersizdir... Savalar görüş bildirmezler. Hete Başsavcıltk makamında olanlar buna herkesten çok dtkkat ederler. Gereksizdır... Çünkü hem ötekı cumhuriyet savcılannı bağlamış olur bu demecı ile Sayın Savaş hem de gizli kulak örgütlerine ilgi duyan faşist eğilimli siyasetçılere istemeden yol göstermiş... Faks:0 212-6770762 E-Mail:obirg itcumhuriyet.com.tr 5 albüm cıkardılar m 9 Bıılutsıızlıık Ozlemi 12 yılı geride bıraküİZMİR (A.\) - Türkiye'de uzun süre gündemde kalan "Türkçerockohır mu" tartış- malan geride kaldı. tlk albü- münü 1986 yılında çıkaran. Türkçe sözlü rock müzık top- luluğu Bulutsuzluk Özlemı 12 yıla 5 albüm sığdırdı. Gnıp. 1986 yılında 'Bulutsuzluk ÖzlemP, 1989 yılında 'Uçtu Uçtu'. 1992 yılında 'Güne- şimden Kaç', 1995 yılında •Yaşamaya Mecbursun' al- bümlerini çıkardı. Grubun müzikteki arayışlannı ıçeren 'Vbl' adh yeni albümü de 1998 yılının başarılı çalışmaları arasında yerini aldı. Bulut- suzluk Özlemi'nın vokalıst ve gitaristi Nejat Yavaşoğul- lan. grubun 10 yılı aşkın mü- zikal öyküsünü, Türkiye'de- ki müzik piyasasma yöneiık eleştirileriyle birlikte anlattı. Rock'un, tngilizce yapıl- ması yönündeki ya>gm ka- nmın değiştiğını ve "Türkçe rockyapılabilir mi'* tartışma- larınm artık geride kaldığını vurgulayan Yavaşoğullan, bu müziğin kendini ifade etme- nin bir yolu olduğunu kay- detti. Kendilerinden sonraçok sayıda grubun Türkçe rock yapmaya başladığını \e bu türün zamanla •popöler' olma- nın yolu olarak görüldüğünü ifade eden Yavaşoğullan, ti- carı amaç taşımayan ve 'yü- rekten geldiği gibi' yapılan müziğin her zaman ilgi gör- düğünü söyledi. Sanatçı, mü- zikal kahteyi her zaman önemsedsklerinı vurguladı. Türkçe rock'un, müzikte arayış içindeki dinleyicilerin ilgisini çektiğini. protest ve hi- ci\ içeren sözlerde, sosyolo- jik. ekonomik ve politik ko- nulara > er verildığinı anımsa- tan Nejat Yavaşoğullan. Tür- kiye'nin önemli bir müzikal potansıyele sahip olduğuna işaret etti. Türk müzik piyasasının içinde bulunduğu durumun Mçaçıcf olmadığını savunan Ya\ aşoğuilan, "Oviejjir bom- bardunan var ki, dinleyicile- rin sağlıklı ve doğru karar vermesi mümkün değil'' gö- rüşünü dile getırdi. Yavaşoğullan. senfoni or- kestralanyla çalıştıklarını, bundan keyif aldıklannı söy- ledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle