Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25ARALIK1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
SSK Göztepe Eğitim Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. İpekçi, 30 milyon kişinin SSK'den yararlandığını söyledi
'Sagbkta özelleşlîrtne ohnaz'İstanbul Haber Servisi - SSK Gözte-
pe Eğıtım Hastanesi Başhekimi Doç. Dr.
Fuat İpekçi, sağlıkta özelleştırmeye kar-
şı olduklarını belirterek "tstanbul'da
yaklaşık 7 milyon insan sigortadan ya-
rartanıyor. Türkiye'de ise bu rakam 30
milyona dayandı. Siz bunu ö/elleştirir-
seniz iilkede bü> iik fırtınalar kopar"
dedi. Sağlıkta tasarruf olamayacagını
vurgulayan ipekçi. eksik kadrolann kı-
sa sürede tamamlanması gerektiğini
söyledi
İpekçi, yeni hastaneler kurulmasına
karşı olmadıklanni ifade ederek kuru-
lacak hastanelerden önce, "sağüksevk
Ortayaşta
'Atlas
Sendromu'
İstanbul Haber Servisi - Orta
yaşta ağır sorumluluklar
üstlenen insanlann
yaşadıklan ağn ve
vorgunluğun "Atlas
Sendromu "ndan
kaynaklanabileceği belirtildı.
Mitolojıdeki dünyayi sırtmda
taşıyan güçlü Atias'tan
esinlenilerek adı konulan
hastalığın bir çeşit
"maskelenmiş depresyon"
olduğu belirtildi. Bayındır
Fizik Tedavi ve
Rehabilitasyon
Enstitüsü'nden Dr. Serdar
Koçer, bu insanlann büyük
sorumluluklan sırtında
taşıyan, birçok sorunlara
karşı gelen, ama ıçlerinde
geleceğe yönelik büyük
endişeler taşıyan kişiler
olduğunu söyledi.
Bu durumla karşı karşıya
olan kişılerin zaman zaman
özellikle boyun, omuz
bölgesinde yaygın ağnlardan
ve yorgunluktan şikâyet
ettiklerine dıkkat çeken
Koçer, şöyle devam etti:
"Bazı hastalarda ön planda
kalp şikâyetleri. bazılannda
ise kanser gibi bir hastaUgın
endişeleri görülür. Atlas
Sendrunuı'nda klinik
bulgular hastanın şikâyetleri
ile bağdaşmasa da öncelikle
bu tip hastalıklan ekmek.
ağn ve yorgunluğa yol
açabilecek diğer haslalıklan
da düşünmek ve hastanın
diyabeti ya da kolesterolü
olup olmadığını kontrol
etmek gerekü-."
Atlas Sendromu teşhisi
konulan kişiye öncelikle
hastalığının anlatılması
gerektiğini VTirgulayan Dr.
Koçer, tedavinin çok yönlü
bir araştırmadan sonra
yapılması gerektiğini
söyledi.
ZHiciri"nin oluşturulması gerektiğine
dikkat çekti. Bu zincinn ilk halkasının
"işyeri hekimliği" olduğunu belirten
İpekçi. *50işçifleçalışanişyer1erindedok-
tor bulundurulması zorunludur. O>sa
ki işverenler. bunu bildiklerinden 49 iş-
çinin üstiine çıkmıvorlar. Dolayısıyla iş
yeri hekimliği oluşmuyor" diye konuş-
tu. İpekçi. zincinn izlemesı gereken sü-
reci şöyle sıraladı:
"Herhangi bir fabrikada çalışan sigor-
talı hasta. önce işyeri hekimine gider.
Burada elenir. Burayı aşan hasta, dispan-
serler ve kiiçük kapsamlı hastanelere
sevkedilir. Durunıu daha ckkii hastalar,
büyük hastaneleri de aştıktan sonra egi-
tim hastanelerine gelirter. Ama Türki-
ye'de bu süreç böyle işlemiyor. Hasta vi-
zite kâğıdım alıyor ve direkt olarak bi-
ze geliyor. Böyle olunca yığılmalar olu-
yor."
Sürecin işlememesi karşısında ken-
di sevk zincirlerini oluşturdukJannı vur-
gulayan ipekçi, Türkiye'de ilk kez acil
servıs bünyesinde "Tanıve Tedavi Mer-
kezT kurduklarını belirtti. İpekçi, SSK
hastanelerinde yaşanan diğer sorunla-
rın ise yatak sayısının yetersizliği, sağ-
lıkta tasarrufa dayanan personel yoklu-
ğu ıle hekimler ve personele verilen üc-
retlerin azlığı olduğunu kaydetti.
Hastanelerde yaşanan "uzun süreli
gün vermelere" de değinen Doç. ipek-
çi, bu sorunun büyük ölçüde hastane-
lerin kayıtlannı güncelleştirmemelerin-
den kaynaklandığını savundu. tpekçi, bu
amaçla hastalannı bilgisayar ortamına
taşıdıklannı söyledi.
SSK Göztepe Hastanesi'ne 27 Ekim
1997'de atandığını belirten ipekçi, bu
süre içerisinde hastane yönetimi olarak
yaptıklannı şöyle sıraladı:
-38 makineli '75. Yıl Hemodializ ve
OrganNakli Merkezi'ni kurduk. Şuan-
da personel yetersizliğinden dolayı an-
Sîgortadan7 mflyon hasta yararlanıyor
Başhekiın Doç. Dr. Fuat İpekçi. Türkiye'de 30 önemli sorunlan; aşın yığılma, yatak sayısının
mihon, Istanbul'da da yaklaşık 7 miKon yetersizliği. sağlıkta tasarrufa dayanan
hastanın sigortadan yararlandığını söyledi personel yokluğu ile hekimler ve personele
İpekçi, SSK hastanelerinde yaşanan veriten ücrettem azlığı olarak sıraladı.
'AşrıMo
tedavi
edümeli'
İstanbul Haber Servisi -
Doç. Dr. Şafak Güven,
şişmanhğın kronik bir
hastalık olduğunu ve
mutlaka tedavi edilmesı
gerektiğini söyledi.
Güven, şişmanhğın
yüzde 40'ının genetik,
yüzde 60'ının ise
çevresel faktörlerden
kaynaklandığını ifade
etti. Amerikan
Hastanesi "nin tıbbi
konfe-ranslar dizisinde
Obezite (Şişmanlık)
konusu tartışıldı.
Şişmanhğın tüm dünyada
önemli bir sorun haline
geldiğine dikkat çeken
Doç. Şafak Güven,
"Şişmanhğa neden olan
çevresel faktörlerin
başında stres, hareketsiz
vaşam koşulian ve yanlış
beslenme geliyor" dedı.
Şişmanhğın beraberinde
yüksek tansiyon, dıyabet
ve kolesterol gibi pek çok
sorunu getirdiğini
vurgulayan Güven şöyle
devam etti:
"Şişmanlık her yaşta
görülebilir. Tedavinin ilk
kurah şişmanlıktan
kurrulma fikridir.
Bundan sonra uzman
kontrolûnde diyet ve
egzersiz yapümalı. Diyet
ve düzenli egzersiz hem
kilo vermeyi, hem de
kişinin sabit bir kiloda
kalmasını sağlıyor.
Çünkü şişmanlık
tedavisinde kalori alımı
ile kalori harcamasının
ayarianması temel
alınıyor. Özelikle düzenli
olarak yapılan egzersiz,
metabolizmayı
hızlandırdığı için tedavide
a> n bir önem taşıyor."
cak 28 makinemizi çalıştırabiliyoruz.
Tam randımanlı çalışmaya başladığı-
mızda, günde 235, ayda 2 bin 900 diya-
liz seansı yaparak 280 hastaya tedavi
olanağı sağlay acağız. Sekiz katlı olan bu
binamızın son iki katını 'Böbrek Naklı
Merkezi' olarak tasarladık. Burası özel
bir eğitim daJı olduğu için. kadrosu son-
radan tamamlanacak. Bu ünitemiz sa-
yesinde, yılda 1 trilyonluk bir gelir elde
ederek bu paranın özel kuruluşlara ak-
masını önkyeceğiz.
- 65 yaş üstü sigortalı hastalanmızın
tedavisine yönelik bir polikliniğimızi
hizmete hazır htleıganrdikktorlanmız
ve personelimiz geldiğin-
de tamamen açılmış ola-
cak.
- Biokimya ve bakteri-
yoloji laboratuvarlanmı-
n kurduk. Gece acil du-
rumlar için nöbetçi labo-
ratuvanmız var. Hastala-
nmızı özele göndermiyo-
ruz.
- Kadın-doğum klini-
ğinde acil üniteyi devre-
ye soktuk.
- Kapalı devre televiz-
yon yayınlan ve her hafta
perşembegünü düzenledi-
ğimiz seminerlerk, hasta-
lannuza eğitim veriyoruz.
- Eczane salonunu ye-
niden düzenleyerek bek-
leme salonuna dönüştür-
dük. Günde 2 bin 500 has-
tamız, televizyondan ka-
palı devre yayınlanmızı
seyrederken otomatik sı-
ralama cihazından sırası-
nı öğrenip gidip muayene-
sini oluyor.
- Hastane içini ve giriş-
çıkışını denetlemek ama-
cıyla, kamera sistemleri
kurduk.
- Koroner yoğun bakı-
mı yeniden düzenledik ve
bekleme salonu ilave et-
tik.
- Med-Line ve İnternet
bağlantılannı sağladık.
ipekçi, yaptıklan bütün
hizmetleri, "SSK Gözte-
pe Eğitim Hastanesi Hiz-
metkrini Koruma ve Ge-
liştirme Derneği" kana-
hyla gerçekleştırdiklerini
belirterek "Yalnızca65yaş
üstü polikliniğimizin ya-
pımında Otosan firması-
nın desteğini aldık" diye
konuştu.
Geçen 7 yıl içinde 70
milyar kazanan derneğin
gelirlerini. 7 aylık bir sü-
rede 90 milyara çıkarma-
yı başardıklannı \ urgula-
yan tpekçi, "Biz "şunlar
yok, bunlar yok' demi-
yoruz. \erimizde oturmu-
yoniA çalışıyonız. Normal
olan da bu" dedi.
Personel, işçi-memur
aynmından şikayetçi
ÇAGDAŞLIK,
DOĞRU BİLGİ v e
DERİN ANALİZ İÇİN:
SAADET USLU
Az sayılan ile hastanenin temizlik. yemek. hastalarla il-
gilenme gibi pek çok yükünü sırtlayan yardımcı personel,
hastanedeki memur-işçi ayrımından şikayetçi. İstanbul
Eğitim Hastanesi Başhekim Yardımcısı Op. Dr. Aslan Kay-
gusuzda hiçbirhakkı olmadığı için memurlann işçilerden
daha fazla çahştınldığını söyledi.
İstanbul Eğitim Hastanesi'nde çalışan personelin bü-
yük çoğu memur statüsünde çahşıyor. İşçilerle aralannda
önemli ölçüde hak ihlalleri olduğunu vurgulayan personel,
bu durumun bir an önce düzeltilmesi gerektiğini belirti-
yor.
Aynı işi yapmalanna karşın ışçilerin yansı kadar maaş
aldıklannı anlatan personel. "Haksızhksadecebununlada
kalmıyor. Onlann 4 maaş ikramiyesi var bizim yok. Gece-
leri işçilere yemek çıkıyor, bi-
ze, ortasına bir dilim pey-
nir konmuş sandviç verili-
vor. Bayram. ramazan yar-
dımı var. Resmi tatilller-
deki ücretler
fark-
Aynm yapüıyor" diye konuşuyorlar.
Op. Dr. Aslan Kaygusuz, işçilerin kaytarmalanna kar-
şın personel eksikliğinde, memurlan ıstedikleri gibi kul-
landıklannı belirtiyor "Hırstzüky-apantşçrvibilcancaknıah-
keme karanyla kovabilirsiniz" diyen Kaygusuz, tıbbı biti-
rip Tıpta Uzmanhk Sınavı'nı kazanan asistanın maaşının
120 milyon. ışçinin maaşının ise 200 milyon olduğuna
dikkat çekıyor.
Anayasa karan var
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şiş-
li Şube Yöneticisi RabiaTuncer SSK'lerde işçi ve memur
statüsünde çalışan personelin aynı işi yapmalanna karşın
maaşlannda ve sosyal haklannda büyük farklıhklann ol-
duğuna dikkat çekti.
Memur ve işçi dışında "sözleşmeli personel" olduğunu
belirten Tuncer. "Bunlar ne işçi ne de memur. Fazla çalış-
uklanzamanmücretiıualarnAorlar*cledi Faz-
la çahşmanın ortadan kaldmlması ko-
nusunda Anayasa Mahkemesi ka-
ran olduğunu da ifa-
de eden
Rabia
Tuncer şunlan
söyledi:
•657sayıh kanuna göre, me-
muriann haftalık çalışma saati 40 saattir.
Sağuk çahşanlan için bu süre 45 saat olarak be-
ürlenmistir. Bunun üstündekicahşma ücretii olmah. Per-
sonel bu ücreti düşük alıyor. Hekim ve hemşireler ise 80
saatin üstünii alanııyorlar. Ne yazık ki 80 sonrası politika-
lar neticesinde SSK'lere personel alınnııvor. Buda beraberin-
de özelleştirmeyi getiriyor."
PAZARCIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo: 1998 324
Pazarcık Sanl köyünden davacı Mehmet Öztemiz tarafmdan davalı lnge Ruth Karbe Öztemız aleyhine açılan şiddet-
lı geçimsizhk nedeniyle boşanma davasının açık yargılaması sırasında davalınm açık adresı bütün aramalara rağmen
tcspıt edilemedığindeı> ılancn tebliğıne karar \enlmiş olmakla:
Öavalı lnge Ruth Karbe Öztemiz'in, duruşma günü olan 28.1.1999 günü saat 09.00"da mahkememızde hazır bulun-
ması veya kendısinı bir vekille temsil ettırmesı. aksı takdirde dava dilekçesinin tebliği ile yokluğunda duruşmanın ya-
pıhp karar verileceğı hususu ilanen tebhğ olunur.
Basın: 66637
Erol özkorcry'ın
yönetimlnde
1. SAYISI
ÇIKTI!
LTHfl
Jospin/Schröder/Blair
Fransa, Almanya ve İngütere'nin başbakanlan
Avrupa sosyalizmini yorumluyor.
• Siyasi islam tehdidinden sosyal
demokrasiye Türkiye için yol aynmı
• Politikada yalan ya da yalan politika
• İletişim özürlü Türkiye
siyasi dış tanıtımın neresinde?
• Demokrasinin yeni yorumları
• Cumhuriyet-Dehıokrasi-Laiklik paneli ve
dünden bugüne Türkiye "21. yüzyıl sözlüğü
• Robespierre'in İddianamesi • Geciken Adalet
başlığında Allende ve Pinochet görselleri
orum
ıdeacc@superor.lıne. com
Çan çalıyorsa bu, düşünme ve harekete geçme zamanı gelmiş demektir.
ns • SAHA* •r/a-SOZ sayılan 1te, B m n g a z e t e
barileii,
Arahk, Mart, Haztrm, £yfüJ ayiannda, bûyâl kttaptpiar ve DOnya
Ytlda 4 tez <p±aı • Ftratı L5O0.0O0.-TL Aktûel Kitapevleıiade.
DUZYAZI
ORHAN BIRGIT
Çiller'i Küplere
Bindiren Atama
Yalım Erez'in 56. hükümetı kurmakla görevlendinlmesi,
Doğru Yol Partisi Gene! Başkanı'nı adamakıllı
hıddetlendırmış olmalı.
Görevlendirme ıle ılgılı Cumhurbaşkanlığı yazısı. daha
açıklık kazanmadan, yanı Erez. Çankaya'ya çağnlmadan
bırkaç saat once yapılan DYP grup toplantısında Tansu
Çilter. anayasanın açık hükümlennı hıçe sayarak, "Hemen
ifade edeyım kı kımsenin başbakan tayın etme gibi bir
yetkisı de yoktur" sözlen ıle kızgınlığını açığa vuruyordu.
Çıller'ın, başbakan tayın etme yetkisı olmadığını
söyleyerek eleştırdığı "kimse" elbette Cumhurbaşkanı.
Yani anayasanın "Görev ve Yetkileh" başlığı altında
düzenlenen 104. maddesınde. "Başbakanı atamak ve
istifasını kabul etmek" hükümlen ıle sorumlu kildığı kişı.
Doğru Yol liden, yedi yıllık mılletvekıllığı sırasında olsun,
yurttaşlık bılgısı kıtaplannda bıle yazılı bu hükmü bılmiyor
olamaz. Ama, Demirel'ın güvenoyu alabıleceği hesabına
dayanarak yaptığı bu atamayı mıllı ıradeyle çelişir
gördüğünü söylüyor.
DYP Genel Başkanı başbakan tayın etme yetkisinin
milli iradeye ait olduğunu söylerken TBMM'de en fazla
sandalyeye sahip olan partınin genel başkanını amaçtıyorsa
o da biliyor kı o gene! başkan Recai Kutan'dır, Tansu
Çilter değil.
Çiller, hem parlamentodaki uçüncü partinin genel
başkanı olarak kendisini başbakanlık için en güçlü aday
olarak görüyor hem de öncekı gün hükümeti kurma
görevi verilen kişinin Yalım Erez olmasının kendi iç
dünyasında yarattığı hırçınlığı yenemıyor.
Demirel'in cumhurbaşkanı olarak Çankaya'ya
çıkmasından sonra kendisini Doğru Yol lıderliğıne taşıyan
ekibi kuran, yöneten asıl gücun Yalım Erez olduğunu
bilmesi, Çille/'i öyle anlaşılıyor ki Erez'in bugünkü konumu
karşısında iyiden iyiye düşündürüyor.
Erez'e kapılarını kapatmak istiyor Bu nedenle de, bir
yandan kurmaylanna, "Ben Yalım ıle aynı hükümette yer
almam" derken öte yandan dün sabah Anrtkabir'e gıderek
Atatürk'eCumhurbaşkanı'nın millı ıradeanlayışını şikâyet
etmek ıstıyor. Bunun için de öncekı gün butün Doğru Yol
mılletvekıllerine Çiller'ın sabah 09.30'da Aslanlıkapı'da
olacağı haben gönderiliyor.
Dün sabahki, sözüm ona şikâyet eylemine Doğru Yol
milletvekıllerinin yanya yakın bir bölümü katılmıyor. Bu
haberleri bir gece öncesınden alan Çıller'in de "Ata'ya
şikâyet eylemi" için Anıtkabir randevusunda haztr
bulunrnayarak yerine Nahit Menteşe'yı gönderme yolunu
seçtığı görülüyor.
Ote yandan DYP milletvekıllerinin önemlice btr bölümü,
55. hükümeti düşürme olayından başlayarak Fazilet
Partisi ve CHP ile aynı çizgıde gerılım polıtıkasını teşvik
eden, hatta zaman zaman o politıkaya öncülük eden Çiller
stratejisine karşı seslerinı duyurmaya yöneliyor.
Yalım Erez'in başbakan adaylığı bu kesım ıçın ayn bir
biçımde değerlendırılıyor. Hükümetının güvenoyu
alacağından emin olduğunu belirten Erez'in, bir yandan
DYP için kendisini parlamentoya taşıyan partı, Çiller için
de eski genel başkanım btçimındekı Konuşmalar yapması,
ama öte yandan da kendısı ıçın eroın kaçakçılarına
yakınlık suçlaması yapan Öncü gazetesı ve BTV hakkında
mahkeme yolunu açması Doğru Yol Partisi ıçınde bazı
beklentilerin işaretı gıbı görunüyor.
Yalım Erez dün. kuracağı hükümetın parlamentoda
geniş bir güvenoyu tabanına dayanacağını söylerken bir
atasözünü de anımsatıyordu:
"Tatlı dil yılanı deliğinden çıkanr" dıyordu.
56. hükümetın başbakan adayının bu sözlen, daha çok
Fazilet PartisTnden kendısıne destek aramak ıçın söytedıgi
de biliniyor.
Ama daha yola çıkarken kendisine destek yerine köstek
olacağını söylemekten kaçınmayan Tansu Hanım'da
Erez'in tatlı sözlerının nasıl etkı yapacağı elbette merak
konusudur. Ama asıl merak edilmesı gereken, olası
başbakanın eskı genel başkanı ile hesaplaşmak için
zamanlama konusundakı seçenekleridir.
Erez'in hukumetı kurmakla gorevlendirildiğirii
öğrendikten bu yana iki gündur Çiller karargâhında
görünen ve hiç de Roma'da Apo'nun çevresindekini
aratmayan sinıriilik havası, Demirel'ın bu görevlendirmeyi
yaparken bir taşla iki kuş vurduğunu göstermıyor mu?
Yargıtay Başsavctsı'mn yanlışı
Yurttaşlann haberleşme hakkını gızlı kulak araçlan ile
ıhlal edenlenn siyasi partı yonetıcılerınden bınsı olması
halınde bu partılerle ilgili ışlem yapılmayacağı yolunda
Sayın Başsavcı Vural Savaş'ın Anadolu Ajansı aracılığıyia
açıklama yapması, hem yanlış, hem yersız hem de
gereksizdır.
Yanlıştır...
Konu elbette bir hukuksal tartışma konusu olacak
kadar ciddı ve boyutludur. Bir yetkılının demecı ıle kestırilip
atılamaz.
Yersizdir...
Savalar görüş bildirmezler. Hete Başsavcıltk makamında
olanlar buna herkesten çok dtkkat ederler.
Gereksizdır...
Çünkü hem ötekı cumhuriyet savcılannı bağlamış olur
bu demecı ile Sayın Savaş hem de gizli kulak örgütlerine
ilgi duyan faşist eğilimli siyasetçılere istemeden yol
göstermiş...
Faks:0 212-6770762
E-Mail:obirg itcumhuriyet.com.tr
5 albüm cıkardılar
m 9
Bıılutsıızlıık Ozlemi
12 yılı geride bıraküİZMİR (A.\) - Türkiye'de
uzun süre gündemde kalan
"Türkçerockohır mu" tartış-
malan geride kaldı. tlk albü-
münü 1986 yılında çıkaran.
Türkçe sözlü rock müzık top-
luluğu Bulutsuzluk Özlemı
12 yıla 5 albüm sığdırdı. Gnıp.
1986 yılında 'Bulutsuzluk
ÖzlemP, 1989 yılında 'Uçtu
Uçtu'. 1992 yılında 'Güne-
şimden Kaç', 1995 yılında
•Yaşamaya Mecbursun' al-
bümlerini çıkardı. Grubun
müzikteki arayışlannı ıçeren
'Vbl' adh yeni albümü de 1998
yılının başarılı çalışmaları
arasında yerini aldı. Bulut-
suzluk Özlemi'nın vokalıst
ve gitaristi Nejat Yavaşoğul-
lan. grubun 10 yılı aşkın mü-
zikal öyküsünü, Türkiye'de-
ki müzik piyasasma yöneiık
eleştirileriyle birlikte anlattı.
Rock'un, tngilizce yapıl-
ması yönündeki ya>gm ka-
nmın değiştiğını ve "Türkçe
rockyapılabilir mi'* tartışma-
larınm artık geride kaldığını
vurgulayan Yavaşoğullan, bu
müziğin kendini ifade etme-
nin bir yolu olduğunu kay-
detti. Kendilerinden sonraçok
sayıda grubun Türkçe rock
yapmaya başladığını \e bu
türün zamanla •popöler' olma-
nın yolu olarak görüldüğünü
ifade eden Yavaşoğullan, ti-
carı amaç taşımayan ve 'yü-
rekten geldiği gibi' yapılan
müziğin her zaman ilgi gör-
düğünü söyledi. Sanatçı, mü-
zikal kahteyi her zaman
önemsedsklerinı vurguladı.
Türkçe rock'un, müzikte
arayış içindeki dinleyicilerin
ilgisini çektiğini. protest ve hi-
ci\ içeren sözlerde, sosyolo-
jik. ekonomik ve politik ko-
nulara > er verildığinı anımsa-
tan Nejat Yavaşoğullan. Tür-
kiye'nin önemli bir müzikal
potansıyele sahip olduğuna
işaret etti.
Türk müzik piyasasının
içinde bulunduğu durumun
Mçaçıcf olmadığını savunan
Ya\ aşoğuilan, "Oviejjir bom-
bardunan var ki, dinleyicile-
rin sağlıklı ve doğru karar
vermesi mümkün değil'' gö-
rüşünü dile getırdi.
Yavaşoğullan. senfoni or-
kestralanyla çalıştıklarını,
bundan keyif aldıklannı söy-
ledi.