23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 ARALIK 1998 CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Turgut Yasalar ilk filmi 'Leopann Kuyruğu'yla yakın tarihimizin tabulannı tartışmaya açıyor 4 Aıılatılaıılanıı türtıü yaşandı... 9 Özellikle bizim kuşagın belleğinde yeretmiş, yakın tarihimizin tabulanna el atarak tartışmaya açan, henüz göste- rinıden kalkmış "Hoşçakal Yann" gibi bir film daha bugün seyircı karşısına çıkıyor: "Leopann Kuyruğu". 1970'li yıllann başmda kent gerilla- cıhğından kırsal kesime yönelen devrim- ci gençlerin, 12 Mart dönemindeki ün- lü eylemlerinden birinden hareket ede- rek kurmacayla gerçekleri harmanla- yan "Leopann Kuyruğu" Turgut Yasa- bnr'ın senaryosunu yazıp yönettiği ve son Antalya film festivalinde en iyi se- naryo ödülünü kazandığı ilk uzun fîlmi. 12 Mart'tan esinlenerek~ Çocuk gibi saf, idealist ve ateşli, si- yasal öğrencisi 5 gencin, çalıntı birara- bayla kaçınp kırsal kesimde terk edil- miş birtrafo binasına kaldırdıklan Ame- rikalı, zenci bir askerle (Lamik Blake), hapisteki idama mahkûm edılmiş arka- daşlannı değiş tokuş etmek amacıyla giriştikleri eylemin çıkmaza gidişini aşama aşama göriintüleyen film final- de drama dönüşüyor. Devrimci gençlerin talihsiz eylemi, dönemin anlayışsız, ufiıksuz hoşgörü- süz politikacılannın katılığına ve yasa- lara çarparak un ufak oluyor. Dramın fa- turası '3 ölü, 4 yaralı'... Senarist- yönetmen Turgut Yasalar'ın admı bir Afrika atasözünden ("'Leopa- nn Kuynığunu asla tutma, tutarsan da asla bırakma!'") esınlenerek koyduğu ve son tahlilde silahlı eyleme karşı çı- kanbirmesajabağladığı bupolitik film denemesinde anlatılanlar belki bire bir gerçekçi bir hikâye değilse de insancıl boyutlann öne çıkanldığı ve büyük öl- SUNGU ÇAPAN Leopann genç devrimci kahramaıüan: ŞoforÖmer- Ümit Çırak, Ateş- Tardu Flordun, Vural- De\Tİm Has ve Serdar- Yetkin Dikinciler. Yönetmen, senaryo: Turgut Yasalar / Kamera: Y. Deniz Güven / Müzik: Cengiz Onural / Oyuncular: Yetkin Dikinciler, Devrim Nas, Hakan Pişkin, Tardu Flordun, Ümit Çırak, Lamik Blake, Murat Karasu, EvrenDuyal/1998 çüde gerçeklerden esınlenildiği bu kur- macayı "anlatılanlar vaşanmıstır' açık- lamasıyla noktalamayı yeğlemiş Yasa- lar finalde Sinemamızdaki konu sıkın- tısına çare olarak yakın tanhimize el at- ması kuşkusuz yararlı bir girişim. Sıçradığı kırsal kesimın labırentle- rinde çırpına çırpma tükenen devrimci grubundramını, l2Mart'ınyönünüde- ğiştirdiğı 1970'lerin Türkiyesi fonuna yerleştiren Leopann Kuyruğu etkileyi- ci bölümleri ve filmin bütününe sinmiş içtenliğiyle ilgiyle izleniyor, genelde naif yapısına, baştboş bırakılmış, yeter- siz oyunculuğuna ve ilk fılme özgü za- aflanna karşın. Nesnel yaklaşımı, geri- limli bir atmosfer sağlayan anlatımı, müzik vegörüntüleriylebelirginbirdü- zeyı tutturan filmde, aceleyegetirilmiş, başarılamamış sahneler de \ar, tırada dönüşen. uzun. kıtabi dıyaloglar da. 68 gençlığinin tarihinden kımi bildik anek- dotlan hikâyesine yediren Yasalar: sü- rekli şe>tanın doldurduğu tabancasıyla oynayan Serdar'ın eylem sonrasında si- garayı bırakacak, çocukluk arkadaşı Ateş'i sigarasından derin nefesler çekip dumanını halka halka havaya savurur- ken kazayla vurduğu sigara sekansı ya da sondaki çıkmaz sokak sahnesi gibi bayağı etkileyici bölümlerde umut ve- ren bir taze yönetmen olarak beliriyor. Dramın faturası: 3 Ölü, 4 yaralı Fılmin Mahir'le arkadaşlannı çağnş- tıran Siyasallı genç kahramanlanndan, arkadaş kurşununa kurban giden, ODTÜ'den uzaklaştınlmış, Italya'da, FIoransa"da sürtüp Fındıklı DGSA'da ressam olmak, Polonya'nın Loadz ken- tinde sinema eğitimi görmek istemiş Ateş'i Tardu Flordun, ilkokuldan beri beraber büyüdüğii Ateş'i vurunca "te- opann kuyruğunu tuttuğunu" fark ede- rek şoka gınp bütün dengesini yitiren, adeta ayakta bitkisel hayata giren Ser- dar'ı Yetkin Dikinciler oynuyor. Gru- bun ortalıgı hep yatıştınp ikna edici ko- nuşarak çözüm üreten sakin lideri Rı- fat'ı Hakan Pişkin'in, iyi Ingilizce bi- len, mantıklı, makul Vural'ı Devrim Ha- s'ın ve çalıntı arabada yakalanan, alış- veriş paralannı da cebine atan, uyanık şofor Ömer'i de Ümit Çırak'ın canlan- dırdıgı Leopann Kuyruğu, gazetecilik- ten, sinema dergısi yönetıcilığinden, reklam sektöründen gelen, 12 Eylül'den nasibini 2 yıl kadar tutuldu kalarak al- mış, 1956 doğumlu Turgut Yasalar'ın ye- ni filmlerini merakla bekleten, ilgisizka- lınamayacak bir ilk filmi özetle. Bütün eksiğıne gediğine karşın, zaman tüneline soktuğu seyircısini çeyrek yüz- yıl öncesine götüren, tabulan yıkmaya gırişen. sıradışı bir ilk film. Soğıık savaşason, casusparayakonit YEIYI BASLA YANLAR.. Desperate Measures - Son Umut San Francisco polis öıgütünün zorlu dedektiflerinden Frank Connor (Andy Garcia), hastanede kemik iligi transplantasyonu yapılacak olan oğlu için en uygun *WMİd'yi hapishanede bulmuştur. Bu verici Peter McCabe (Michael Keaton) adındaki ömür boyu hapse mahkûm olmuş, çok tehiikeli bir psikopattır. Amirlerini transplantasyon konusunda ikna eden Connor, mahkûmu hastaneye götürürken McCabe ortalıjŞı savaş alanma çevirerek kaçacaktır. Çocuguna duydugu sevgiyle yasalar arasında kalan polis Connor'un, McCabe'i transplantasyon yapılana kadar mutlaka hayatta tutması gerekmektedir. Son on yıllık dönemde, gişede çalışan "Reversal of FortuBe", "Barfly", "Single WtateFemate*gibi filmleriyle ABD'de dikiş tutturan, aile dramından kara fılme psikolojik gerilimden macera fılmine kadar değişik türlere el aünış. Fransız asılh yapuncı-yönetmen Barbet Schroeder'in son filmi "Desperate Measures-Son Umırt*, bütünüyle karşıt iki ana karakterin çekişme- çatışması üstüne kurulu bir gerilim serüveni. Oğlunun hayatı uğruna bir suçluyu aıkadaşlanna ve yasalara karşı koruyan Polis Baba'daki Andy Garcia'yla. Kötü'yü oynayan Michael Keaton'ın çekıci kıldığı "Son limHt^çözûmsüz, çıkışstz kaimış insanın kimi zaman en çok inandığı ilkelere bile karşı çıkacağı temasından hareket eden, düzeyli bir gerilim denemesi. ril Be Home For Christmas - vıibaşında Evdeylm Jake \Vilkinson adındaki bir kolej öğrencisi. Noel tatilinin birkaç gün öncesinde uyandığında kendini Noel Baba kılığında Kaliforniya'daki birçölün ortasmda bulur. Sınavlarda yardım etmediği okul arkadaşlannca böylece cezalandınlan Jake, mutlaka bir yolunu bulup Noel arifesi akşamında New York'taki aile evinde olmak zorundadır. Aksi takdirde babasınm vaat ettiğı Porschc marka arabayı riske atmış olacaktır. Üstelik bir arkadaşjyla birlikte yola çıkmış olan yakın kız arkadaşı Allie'yi de yakalamak zorundadır... "Yıibaşmda Evdeyim", yılbaşı tatili münasebetiyle gösterime giren. sevgi, aile, arkadaşlık gibi uzak düjştüğümüz kimi kavramlan ele alan, Walt Disney yapımı, ttpik bir aile komedisi. Jake rolündeki yeniyetme oyuncu Jonathan Tavior Tbomas komik. haşan ve yetenekli bir genç oldugunu kanıtiıyor. A Smile Uke Yours - Bir Cüiücük için Danny-Jennifer Robertson çifti görünürde her şeye sahiptir. Sağlam bir evlilik, basanlı olunan meslekler. çok iyi arkadaş çevresi ve arzu ettileri her şey... Ancak Jennifer'ın artık çocuk doğurmak istemesine karşı çıkar Danny. Bunun üzerine kansı, kocasını bebek yapma olayma ikna edip » kandırabilmek için elinden geleni yapacaktır. Ne var ki Danny'nin spermleri baba olabilmesi için yeterüıce güçlü degildir. İşte yatak odasındaki bu problem, kansı anne olmak isteğiyle yanıp tutuşan bir koca için en büyük dramdır. Senarist-yönetmen-yapımcı Keith Samples'm ikinci filmi olan "A Smile Like Yours - BirGülücük İçin", kan- koca Robertson'larda kimyalan tutan bir çift oluşturan Lauren HoOy - Greg Kinnear ikilisinin sürüklediği, bu yılbaşı haftasının, yergiyle kanşık bir başka sevimli aile komedisi. 40 yıl kadar önce, hayatın di- kenli yollanna vurmadan önce, ekmek elden su gölden yaşadı- ğımız çocukluk yıllannda seyret- tiğimiz 'The Young Stran- ger",'The Young Savages-Genç Serseriler', 'AN Fall Do%vn-Sar- sılan TemeF, "The Manchurian Candidate-Casuslara Karşı','The • Birdman Akatraz-Alkatraz Kuş^ çusu', 'Mayısta 7 Gün', 'Tren', 'Saniyeler', 'The Fixer- Kiev "li Adam', 'I Walk the Line-Se\gi- limin Oyunu', vb. gibi filmle- riyle yeni yetme dünyamıza gir- mişti Amerikalı yönetmen John Frankenheimer. 1950'h yıllarda televizyondan yetişerek geçtıği sinemada de- ğişik aşamalan katederek ner- deyse yanm yüzyıllık bir kanye- re sahip Frankenheimer. genel- de temasal bir bütünlük gösteren ve etkileyici bir görsellik taşı- yan, çeşitli türlerdeki çeşitli film- leriyle zaman zaman eleştirmen- lerin alkışını almış. seyircinin il- gisıni toplamıştır.Yaş yetmiş iş bitmiş demeden hâlâ çalışmayı sürdüren bu yıllann deneyimli yönetmeni, fil gibi olmuş Mar- İon Brando'nun nerdeyse otura- rak oynadığı. 2-3 mevsim önce- sinin o felaket 'Doktor More- au'nun Adası'ndan sonra yine yüksek bütçeli. gösterişli, zengin kadrolu bir stüdyo yapımı aksi- yon-macera filmine soyunmuş: 'Ronin'. Ustadan katıksız aksiyon Baştan belirtmek gerekirse. Frankenheımer'in yaşlı yönet- menin eski parlak günlerini çağ- nştıran 'Ronin' gitgide özel efekt bombardımanına dönüşen, gü- nümüzün gürültülü patırtılı, göz- de ve geçerli türü aksiyon-mace- ra filmi kulvannda koşarak ger- çekten seyircinin yer yer solu- ğunu kesen bir Frankenheimer fil- mi. Amerikan sinemasının 68 ya- şındaki eski ustasının aksiyon dediğin böyle olur diyerek ade- ta yeni kuşaklara ders verircesi- ne çektiği bu son filmi, son de- rece sıkı korunan, kasa gibi es- rarengiz bir çantayı ele geçir- meklegörevlendirilen, çeşitli ül- kelerin gizli servislerinin, ıskar- taya çıkmış, eski özel ajanlann- dan oluşturulan, 5 kişilik uzman birekibin akıllara durgunluk ve- rici serüvenlerini aktanyor. 'Mission Impossible-Görevi- miz Tehlike' tarzı bir casusluk entrikasının labirentlerine dal- dığımız filmde, başta birbirleri- ni tanımayan ama kısa sürede kaynaşan. en çok parayı verenin emrine koşmaya (koşulmaya) ha- zır, son derece profesyonel, seç- kin ajanlann, Paris. Nice ve Ar- les sokaklannda, esrarengiz bir çantanın peşinde aldatmacalar- Ia. ihanetlerle örülü, ölümüne ^•alamacasını, günümüzün bey- lik standart actıon 'lanndan ayn- lan, eski usul ama zaman zaman son derece hareketli ve sürükle- yici sinemasıyla anlatıyor Fran- kenheimer. Filmin kahramanlan. CIA'dan aynldığı ima edilen. kendini bi- Yönetmen: John Frankenheimer/ Senaryo:J.D.Zeik, Richard Weisz / Kamera: Robert Fraisse / Müzik: Elie Cmiral / Oyuncular: Robert Oe Niro, Jean Reno, Natascha McElhone, Stellan Skarsgard, Sean Bean, Skipp Sudduth, Jonathan Pryce, Michael Lonsdale, Feodor Atkine / ABD1998 (UIP) Yine bildik nıimik, jest ve bakışlanyla kendini >inele\en. son zamanlardaki malunı aksi- sert adam maskesini takuinuş De Niro haznetieri filmin ağır topu. le ameliyat edip yediği kurşunu çıkarabilen. her türlü acının \ e te- leğin çemberinden geçmış. son derece kontrollü. deneyımlı Ame- rikalı casus eskısı Sam (R. De Niro), sempatik. mert ve deli- kanlı Fransız ajan V'incent (J. Reno). on yıl kadar önce Sov- yetlerBirligi'nindağılması, De- mır Perde'nin \e Soğuk Savaşın ortadan kalkmasıyla orta verde şaşkın kalakalmış, eski komü- nist Doğu Almanya'dan elektro- nik uzmanı. çantayı araklayıp ar- kadaşlanna kazık da atan uyanık Gregor(Ste8an Skarsgard). Ame- rikalı maceraperest şoför Larry (Skipp Sudduth), Sam'in dersi- ni verdiğı sılah uzmanı geçınen. acemi Ingiliz Spence (Sean Be- an) ve bilınmeyen bir ışverenin temsilcisi olarak onlan bir ara- ya getiren. terörü ış edınmiş, gü- zel trlandalı DeirdreCSurviving Picasso'ylatanıdığımız, "Ses.MZ Düşman'la "Truman Shovv'da seyrettiğimiz Irlandalı Natascha McElhone. filmin bincik kızı). Komünıst sistemın çöküşüv le inancını yıtırip paraya tapar bi- rerazılı mafyaelemanlannadö- nüşmüş. göstermelik buz pateni menajeri olmuş. eski KGB'ci, gözü kara Ruslara ya da 1RA yanlısı İrlandalılara satılacak me- talık kasa-çantanın peşinde koş- tunılan, ansızın silahlann patla- yıp kurşunlann havada uçuştugu, gitgide baş döndürücü bir kan, şıddeî. gerilim aksiyonu halini alan, Fransız polısinın filan pek onalıkta gömnmediği, sürükle- yici ama ikna edici olamayan hi- kâyesınden çok, Frankenhe- imer'ın yer yer ustalık gösterisi halini alan anlatımı ve zengin oyuncu kadrosuyla göz alan 'Ro- nin'. 1990'larda gişede yatan 'The Fourth War" ya da 'The Ye- aroftheGun'dan sonra Hollywo- od'daunutulmayayüz tutan. 1930 doğumlu yorgun ustanın son dö- nemindeki en iyi ışi belki de. Gizli senarist: David Mamet On >ıl önceki 'House of Ga- me-Oyun Evı'yle özel hayranlar edinmiş yazar- yönetmen David Mamet'in de Richard Weisz tak- ma adıyla senaryosuna katkıda bulunduğu film, zaten Japon kül- türünün kimi mistik. gizemli ko- nulannı bevazperdeyeyansıtma- ya öteden beri pek düşkün (1980'lerde bizde de Japonma- nia salgınına neden olan "Shogun' film ve TV dızisini hatırlayınız) Amerikan sineması sayesinde. Yine Samuray kültüriine ilişkin yeni bir tarihsel kahraman tipi- ni daha önümüze sürüyor. Sa- muray'lardan, Yakuza'lardan son- ra Ronin'leri tanıyıp öğreniyonız şimdi de. Filmin başındaki alıntıdan ve yaralı Sam'e yardımcı olan, Vin- cent'ın kuklacı arkadaşı Jean- Pienre rolündeki Amerikan asıl- lı Fransız aktör Michael Lons- dak'ın bilgiççe açıklamalann- dan öğrendigimize göre Ro- nın'ler. efendisi olan derebeyi öldürülünce tüm dünya malını ve her şeyi bir yana bırakıp der- vişçesine yersiz yurtsuz yollara düşen, efendinin intikamı alının- ca da kılıçlanyla kannlannı ya- np intihar ederek 'seppuku' ya- pan. 16-17. yüzyıl Japonyasının efsanevi, mert savaşçılanymış. Amerikan yaklaşımıyla Ro- nin 'ferle özdeşleştirilmiş bu seç- kin. paragöz ajanlara son anda ke- lek yaparak saf değiştiren De- irdre'nin, çantanın peşin- deki Irlandalı amiri, gö- zü kara katil Se- amus'a (Jonathan Pryce) karşı müca- deleye girişen kah- raman Sam-Vincent ikilisinin finalde kuşkusuz galip ge- Ieceği de filmin gidişin- den belli zaten. Işığından ka- merasına kadar Amerikan sine- masına özgü bir beceriyle çekil- miş, gerçekten baş döndürücü nitelikteki araba takibi sah- neleri, Arles'taki tarihi tiyatrodaki kovala- macabölümüyada eski KGB'ci Mik- hi'nin (Feodor Atkine) mena- jerliğini yaptığı güzel Natacha Kırilova'nın Pa- ris 'in LeZenith salonundaki buz dansı gösterisi sekansıyla hız kazanıyor film. Giderek mekânlardan ustaca ya- rarlanan. tempolu anlatımı, pa- ranoyak atmosferi ve canlı gör- sel düzeyiyle düpedüz yalınkat bir aksiyona dönüşen 'Ronin', yine de özellikle meraklısının il- gisiz kalamayacağı bir seyirük son tahlilde. Şimdiye dek yığınla romana, filme malzeme yapıimış, çagdaş casusluk-terör âleminin güncel- likten de kaynaklanan entrikala- nna dayanan hikâyesi, gerçekli- ğini gittıkçe yitirse de kıpır kı- pır. canlı görselliği ve klişe ka- rakterlere can veren oyuncula- nyla çekicileşen 'Ronin', John Frankenheimer ustanın aksiyon gösterisi halindeseyrediyor baş- tan sona. Yine bildik mimik,jest ve ba- kışlanyla kendini yineleyen, son zamanlardaki malum aksi- sert adam maskesini takınmış Sam- De Niro hazretleri durumu ida- re ederken her zamankı sevim- liliğini sergileyen Jean Reno da ona çanak tutuyor, olana bitene hiç de Fransız kalmayarak. Stel- lan Skarsgard, Jonathan Pryce, FeodorAtkine de 'Ronin'i çeki- cileştiren oyuncular. KEDİ GOZU VECDİ SAYAR Sanatçı Üniformaları Değişiyop Bakanlar Kuaılu, sanatçı, yani devlet sanatçısı üni- formalannı değiştirmek için hazırlıklara başladı. Yine lacivert ağırlıklı olarak düşünülen üniformalar- la ilgili çalışmalaryapılıyor. Kültür Bakanlığı'nın açaca- ğı ihaleye katılacak firmalar önereceklen modelleri çi- ziyoriar. Yeni üniforma modelinin belirienmesi ve hazırianma- sı mart sonunu bulacak. Ancak 1999 yaz sezonunda devlet sanatçılan yeni üniformalarını giyebılecekler. Devlet sanatçısı ünıformalarında pantolon kullanan Kültür Bakanlığı, yeni dönemdede bu uygulamasını sür- dürecek. Büyük memlekettefde devletın küttür alanındakı söz- cüsü olan ve bakanlıktaki her şeyden sorumlu olan "Sa- kan" diye adlandınlan amire farklı bır üniforma yapıl- ması da teklif edildi. Seyircılerin, Bakanlıktaki en yet- kili sanatçıyı bulmak istediklerinde zorlandıkları orta- ya çıktı. Bakan ya da Güzel Sanatlar Genel Müdürle- rinin diğer sanatçılardan ayırt edilememesi yüzünden farklı bir kıyafet venlmesı fıkrine Bakanlık'ta fazla sıcak bakılmadı. Seyirciler, şıkâyetlennı genellikle Bakanlık'takı en yetkilı kişiye yani Bakana ya da Güzel Sanatlar Genel Müdürü'ne yapmak ıstiyorlar. Bunun ıçın de en yaşlı sanatçının Bakan ya da Güzel Sanatlar Genel Müdü- rü olacağını düşünerek korıdorda onu çevınyorlar. Bu hatanın önüne geçilebilmesi ve sorumlunun seyirci ta- rafından kolay belirienmesi için farklı kıyafet uygulama- sına geçilmesi öneriliyor. Bu uygulamayı birçok ünlü Ba- kanlık yapıyor. Kültür Bakanlığı sanatçılannın gıydıği pantolonlar kı- sa sürede parladı. Parlama nedeniyle çirkın görünen pantolonların yenisı ile deâjştırilmemesı kötü bır görü- nüm ortaya çıkarclı. Bu arada Bakanlık, sanatçılann pantolon kullanmasına izın venrken beden zorunlulu- ğu getırmişti. 40 bedene kadar tolerans gostenleceği sanılırken, 42 ya da 44 beden olan baz/ sanatçıfann bi- le pantolon giydıklen görüldü. Estetik açıdan büyük so- run yaratan bu duruma Kültür Bakanlığı engel olama- dı. • • • Yukardakı satırlar Noel Baba'nın çuvalından çıkma- dı. Hümyetgazetesınin "Ko/<p/f"sütunundanaynenalın- dı. Yani, bır "intihal" söz konusu. Birkaç küçük deği- şiklikle... Sayın Uğur Cebeci'nin yazısını okurken, bazı söz- cüklenn yerine başka sözcükler koymayı düşündük: Ba- kanlar Kurulu yenne Türk Hava Yollan, Bakanlık yeri- ne uçak, sanatçı yerine nostes, devlet sanatçısı yeri- ne kabın memuru, Bakan yerine kabin amin, Güzel Sanatlar Genel Müdürü yenne "purser" sözcüklerini ko- yarsanız, yazıyı Saym Cebeci'nin istediği biçimdeoku- yabilirsiniz. Biz, başka türlü okumayı denedik. Kedi aklı işte... Not: Bu arada, devlet-sanatçı ilişkisini kamuoyunun gündemine sokmaktaki üstün başanlanndan ötürü Sa- yın Bakan'a ve nıce Bakanlar görmüş, geçırmış, kol- tuğunu kimselere kaptırmamış, hatta bu alanda bir dünyarekoru sahibi olan "çoközel" Genel Müdürümüze teşekkürlerimizi sunanz. I İZMtR (AA) - tzmir De\ let Senfonı Orkestrası (İZDSO), bugün saat 20.30'da ve yann saat 11.00'de Rus kemancı Nathalia Lıkhopoi'yi ağırlıyor. Azeri şef Yalçın Adıgüzel'in yöneteceğı konserlere solıst olarak katılacak olan Likhopoı, müzik eğitimini Moskova Merkez Müzik Okulu'nda tamamladı. Berlin Senfonı Orkestrası ve Moskova Devlet Senfoni Orkestrası ile konserler veren sanatçı; ABD, Avustralya, Fransa \e Almanya'da çeşitli festivallere katıldı. tZDSO'nun Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştireceği konserlerde. Çaykovski'nın 'Keman Konçertosu' ve ShostakoMtch'in "6. Senfonısı" yorumlanacak. • Kültür Servisi - Gazetecı-yazar Cüne>i E. Koryürek'ın arşivinden derlenen 'Harf Inkılabı Sergisi' Pımapen Kültürevi'nde Istanbullularla buluşuyor. Koryürek'in harf inkılabını konu alan kitabının yazım aşamasmda toplanan belgelerden oluşan sergi, Türkiye'nin bu alanda geçirdiği evrim sürecini gözler önüne seriyor. 1 Kasım 1928'de yapılan harf devrimınden itibaren başlayan geçiş döneminın belgeleri ile o günlerin Türkiyesi'nde kullanılan Latin harf karakterli ilk daktilolardan birinin de yer alacağı sergi. 10 Ocak'a kadar görülebilir. ^796 90 36) Cevat Çapan, Ruhi Su'yu anlatıyop • Kültür Senisi - Ruhı Su Kültür Merkezi, yılın son etkinliğinde Ce\at Çapan'ı ağırlıyor. Yann saat 16.00'da vakıf merkezınde gerçekleşecek olan 'Birlikte Yaşarken Sanat' başlıklı söyieşide Çapan, Ruhi Su'nun iç içe geçmiş siyasi ve sanatçı kişiliği ile Türk halk müziğine kazandırdığı evrensel boyut üzenne düşüncelerini aktaracak. (245 40 32) Sevim Arslan'm 'Dokunmalar' sergisi Basm Müzesi nde • Kültür Servisi - Se\ ım Arslan'ın ' Dokunmalar' başlıklı sergisi Türkiye Gazeteciler Cemıyeti Basın Müzesi'nde sanatseverlerle buluşuyor. 1987'de Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatlan Bölümü'nden mezun olan sanatçı, 1996'da MÜ SBE Geleneksel Türk El Sanatlan Anasanat Dalı'nda Prof. Dr. Yüksel Şahin Yağan'ın danışmanlığında "Feshane Halılan' konulu tez ile sanatta yeterlilik programını tamamladı. Halen aynı fakültede öğretim görevlisi olarak çalışan Arslan'ın sergisi 8 Ocak'a dek gezilebilir. BUGÜN • AKSANAT'ta saat 12.30'da Gershwin'in 'Porgj' and Bess' adlı operası lazer-diskten gösteriliyor. 19.00'da ise 'Alacaklılar' ısimli tiyatro oyunu izlenebilir. (252 35 00) • CRR'de saat 20.00 de Acid Trippin Grubu'nun 'Midnite Rebels' başlıklı çalışması yer alıyor. (232 98 30) • BELGESEL SİNEMACILAR BİRLİĞİ nde Zamanın Durduğu Yer' adlı film 13.00-19.00 arası her saat başı göstenliyor. (292 39 84) • BORUSAN da saat 17.30'da 'Orkestra Yönetme Sanatı' adlı belgesel lazer-diskten Ingilizce olarak sunuluyor. (292 13 13) • BEKSAV'da 15.30'da Muzaffer Hiçdunnaz'ın yönettiği 'Çark' isimli film izlenebilir. (349 91 55) • tDSO, Ramiz Metik Aslanov'un yönettiği Ertuğrul Köse ve Cihat Aşkın'ın solist olarak katıldığı "İsmet İnönü'yü Anma Konseri'ni saat 19.00'da AKM Büyük Salon'da sunacak. (251 56 00)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle