19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25ARALIK1998CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Seni Çok Ozlüyoruz Ismet Paşa Prof. Dr. MUSTAFA ÖZYURT L lıtdağ Cniversitesi, TıpFakültesi Öğretim Üyesi S eni gerçekten çok özlüyo- man Türkiye'nin gündemini kilitleyen, ruz Ismet Paşa. Devlet-çe- te ilişkisinin böylesine ay- yuka çıktığı bir dönemde gel de Ismet Paşa'yı özle- me. Kamuoyu yoklamala- nna göre halkımızın çoğu, parlamen- toya güv enmediğini veya güven duyul- ması gereken dev let kurumlan arasın- da parlamentoyu ılk sırada görmediği gerçeğıni sergiliyor. Daha düne kadar birbırlerinin kirli ça- maşırlannı hergün ağza alınmaz şekil- de döküp saçan parti genel başkanlan, kendı tnalvarlıkları söz konusu olunca. soruşturmaya yer olmadığı ortak görü- şünde birleşiverdiler. Konunun asıl il- ginç ve üzücü yanı, bu ibret alınacak siyasi ahlak dersine. DSP'lilerin de, koituk değneğı gibi destek olmalandır. 23 Kasım I998"deki liderleri aklama komisyonu gösterdi ki, Türkiye parla- mentosu. denetim organı olarak işlevi- ni yerinegetirememektedır. Malvarlık- lanyla ilgili açıklamalanyla zaman za- meydanlarda birbirleri hakkında soyle- medikleri kötü söz bırakmayan DYP Gene! Başkanı. ANAPMılann; ANAP Genel Başkanı da DYP'lilenn oylany- la aklanıverdi bir oturumda. Sütten çık- mış ak kaşık gibı tertemiz oldular. Ina- nılırgibi değil! Üzerine toz kondurma- dığın TBMM'nin oturumlannı televiz- yondan izledikçe senin ne düşündüğü- nii çok merak eder olduk. Gerçi oturumlan hep en ön sıradan izlediğin tarihi genel kurul salonunun yerinde yeller esiyor, ama halkın sağ du- yusu bu kurumdaki vekillerinin çoğu- na ınanmadığını da ortaya koyuyor. Her gün önünden iki kez saygı ile geçtigim. sol elinde ucu yere dayalı kı- hç, sağ elinde bir tomar kâğıt, sırtında asker elbisesi ve omzunda sıvil peleri- ni ıle yüzü mütareke bınasına dönük !s- met Paşaanıtınınkaidesindeşunlarya- zılıdır: Garp Cephesi Ordulan Kumandanı ve Edirne Mebusu Ferik İsmet Paşa Hazretlerine, Tarafn dev letterinden ihzarvesevk ve idareedilenordulann kazandığı büyük zafi'rin ilk ve mühim sivasi nericesini ben Mudanya Konferansı'ndaki devri endişane mesainizle isrihsal etmiş oldu- ğuntızdan dolavı arz-ı tebrikatve teşek- kürat eylerim. İşbu tebrikat ve teşekkü- rahmı takdim ederken Başkumandanı olmakla müftehir bulunduğum Türki- ye Büyük Millet Meclisi Ordulannın kudretli birkumandanına veriyaseriıı- de bulunmaği en büvük şeref bildiğim Meclis-i âlinin necip ve fedakâr bir men- subuna karşı la/ım-ül-ifa bir vazifeyi eda etmekteolduğuma kaniim efendim. Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi Başkumandan Gazi Mustafa Kemal. Gerek Mudanya silah bırakışmasın- da gerekse Lozan Banş Konferansı "nda gelecekteki Türkiye Cumhuriyeti'nin yazgısına yön verecek olan kararlann altına imza attığında tsmet Paşa 38 ya- şındadır. Kuva-yı Milliye'nin başlangıç yılla- nnda Anadolu isyanlannın bastınlma- sında çok büyük yararlıklan dokunan Çerkez Etem'in sorgulamasız adam as- masına Ismet Paşa, "Yargıla da bari öylecezalandır" demiştir. Kurulmakta olan düzenli orduya katılmaya karşı çı- kan Çerkez Etem, kardeşı ReşitBey'ın agzından "Hâlâmuntazamordularyap- mak gibi hülyalarpeşinde misiniz? Hâ- lâ bu Erkânı Harp bevleıie mi gâvuru kovacağınızı zannedivorsunuz?" dedı- ğinde Etem Bey'le ıpler kopmuşrur. Bu gergınliğin yaşandığı Kasım 1920'de bütün Batı Anadolu düşman işgali al- tmdadır ve Ismet Paşa, 31 Aralık 1920 tarihinde Çerkez Etem'e çektiği son telgrafı şu tümcelerle bitirir: "Kumanda ve siyasi mücadele haya- tında sırasıgeldiği zaman çekiimesini bi- len adam, memlekete az bir zamanda yeniden hizmet ve fîkitierini yürütebi- İecek bir vaziyete giren_" Bu tümce yal- nız Çerkez Etem olaymda değil, özel- likle siyaset adamlannın kulağına kü- pe olacak nitelıkte, çok anlamlı biröğüt- tür. 1963 yılında iki kezardı ardırıa22 Şu- bat ve 21 Mayıs tarihlerinde birkaç su- bay arkadaşı ve harbokulu öğrencileriy- le birlikte ihtilal girişiminde bulunan Kurmay Albay Taiat Ajdemir olayı yaşanmıştı. Sabaha kadar birkaç kez el değişti- ren deviet radyosunda hükümetin ve Talat Aydemir'in bildinleri okunurken Ismet Paşa bir başbakan gibi değil, bir kumandan gibi direndi. Türkiye Gumhuriyetı'ni bu darbo- ğazdan geçirdiği yıüarda tsmet Paşa 79 yaşmdadır ve CHP. YTP (Yeni Tür- kiye Partisi) ve CKMP (Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi) üçlü koalisyonu- nun başbakanıdır. Isyancılann, ilkinde sorgusuz yargı- lamasız affedilmelerine karşın, ıkinci kez yaşanan olayda gev şemenin başladığı saatlerde ve Talat Aydemırclen pazar- lık gırişimlen olunca "Ben çok isyan- lar gordürn, pazariık başlayınca isyan bitmiştir. Deviet eşkıya Ue pazariık et- mez'"diyerekkestıripatmıştı. fnönü'nün dilimize birözdeyış gibi yerleşen "Dev- leteşkıya ile pazariıketmez" söz1en. gü- nümüz politikacılarına uyarlanacak olursa kimilerine "Kızım sana söy- lüyorum, gelinim sen anla" demek yerine geçer mı bilmem... YÖK ve Disiplin Yönetmeliğı Prof. Dr. SULEYMAN ÇELİK Samsun Akademik Elemanlar Derneğı Başkc 7 Kasım 1998 tanhlı Resmı Gazete'de yayımlanan "YüksekOğretim Kurum- İan Yönetici.Öğretim Elemanı ve Me- murlan Disiplin YönetmeliğTnde De- ğişiklik V'apılmasına İttşkin Yönetme- lik" medyada genış yankı yaptı. Bu değişıkliklerle söz konusu yönetmeliğin iyice an- tidemokratikleştirilerek öğretim elemanlan üze- rindeki baskının daha da arttınlacağı kaygısı ya- vıldı. Özellikle YÖK'ün 'türban' ile ilgili turu- muna karşı çıkan basının belli kesiminde, kişisel hakarete varacak kadar ağır eleştirıler yapıldı ve hâlâ da yapılmakta. Oysa eski yönetmelik ve ya- pılmışolandeğişikliklerkarşılaştınldığındaesa- sa yönelik birdeğişikliğin söz konusu olmadığı; sadece ilgili vönetmeliğin 'Üniversite Öğretim Mesleğinden veya Kamu Cörevinden Çıkarma' ile ilgili 4. ve 11. maddelerınin yeniden düzen- lendıği görülmektedirki, bu düzenlemeleryapıl- madan da ayni eylemlere aynı cezalan vermek mümkündür. Sadece 2 konuda değişiklik yapılmış olduğu gö- riilmektedir. Birincisi, 'SryasâJPartilereGirmek' suç olmaktan çıkanlmıştır. Bu. 2547 sayılı yasa- nın 59. maddesinde, 1997 yılında yapılmış olan değişikliğe yönetmeliğin uydurulması zorunlu- luğunun sonucudur ve öğretim elemanlannm le- hıne bırdeğişikliktir. lkincısi "birbaşkasjnınbUiınsdeserinin veyaça- bşmasının tümünü veya bir kısmını kaynak belirt- meden kendi eseri gibi göstermek' meslekten çı- karmayı gerektirecek bir suç olarak 11. madde- ye eklenmiştir. Bu ekientıye. bilim etiği gereği kimsenin kar- şı çıkacağını sanmıyoruz. Bunun dışında yeni bir suç yaratılması söz konusu değildir. Sadece 11. maddenın (a) bendinin başına 'cumhuriverin ni- telikierinden herhangi birini değiştirmeye ya da ortadan kaldırmaya yönelik eylem yapmak" cüm- lesı eklenmiştır ki, bu cümle eklenmese dahi bu tür suçlan işleyenlere de aynı cezalan v erecek hü- kümler zaten vardır. Değişiklik yapılmadan önce de 4. maddenin (g) bendine göre bu tür ceza alan öğretim elemanla- nnm akademik unvanlannı kullanmalan yasak- lanmaktaydı. Bunlan yazarken ne eski yönetmeliği. ne yeni değişiklikleri ne de YÖK'ü savunduğumuz ya da kaygılan gıdermek istediğımiz sanılmasın. Bızeskiden ben katıhmcı-özerk-demokratik üni- versiteyi savunuyoruz. Yaptığımız iş sadece du- rumun saptanmasıdır ve 21.8.1982 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe gırmış olan söz konusu yönetmeliğin o zamandan beri öğre- tim elemanlannın üzerinde Damokles'ın kılıcı gibi sallandığını kamuoyuna anımsatnıaktır. Bu yönetmelik geçmişte birçok rektör, dekan ve mü- dür tarafından uygulanmış; birçok insan mağdur edilmiştir. Bugün kendileri ya da yandaşlan mağdur edi- lenlere bazı sorular sormak isteriz. • Geçmişte bu uygulamalar yapılırken sesle- nnı çıkarmışlar mıdır? • 17 yıldır yürürlükte olan YÖK Yasası ve il- gili yönetmeliklerin antidemokratik hûkümlerta- şıdığını ve çağdaş üniversiteye yakışmadığını sa- vunmuşlar ya da bunun mücadelesini yapanlan desteklemişler midir? • Görevden alınan sayın dekan ve öğretim üye- leri acaba altlannda çalışan öğretim elemanlan ya da öğrencileri hakkında bu tür soruşturmalar açmışlar mıdır? • Özellikle sayın dekan, öğretim elemanı ata- malannda bilimsel ölçütleri mi esas atmış, yok- sa adayın dünya görüşünü mü öne çıkarmıştır? Öğretim Elemanlan Disiplin Yönetmeliği gi- bi Öğrenci Disiplin Yönetmeliği de antidemok- ratik ve çağdışı hükümlerle doludur. Öyle ki. kan- tinde yüksek sesle konuşan öğrenciye bile ceza verilebilmiştir. Örneğin birkaç yıl önce, birulusal bayramımı- zı kutlama programı kapsamında. bir kentin be- iediyesi tarafından düzenlenmiş açıkhava konse- rinde coşkulu tezahürat yaptıklan için polis tara- fından gözaltına alınan, fakat savcılıkça yargılan- malanna gerek görülmeksizin serbest bırakılan gençlere, üniversitelerinde disiplin cezası veril- miştir. lşin ilginç yanı, değişik fakültelçre men- sup olan öğrencilere verilen cezalar arasında eşit- lik olmamasıdır, Bazı fakültelerde ceza vermeye gerek görülmez- ken, bazı fakültelerde 6 aya kadar uzaklaştırma cezası venlmiştir. Burada belırley ici ölçüt, yönet- melikteki hükümler değil, fakülte dekanının ya da atanmış soruşturmacı öğretim üyesinin. şar- kıcının söylediği şarkılardan ya da dünya görü- şünden hoşlanıp hoşlanmaması olmaktadır. Öğ- rencilere en ağır cezalann verılmesini savunan- lara. 'yapılan eylemin öyle abarrılacak bir şey ol- madığı, bir delikanlılık taşkınhğı olduğu, zaten yargının da suç unsuru görmediği' söy lendiğin- de, '12 Eylül öncesinde de olaylann masum genç- lik hareketieri olarak başladığını, o nedenle eal- melerigerektiğini'öne sürerek kararlannı savun- muşlardır. Bu soruları sormaktan maksadımız mağdur olanlan sorgulamak değildir. Biz aynı görüşte ol- madığımız kişilerin de demokratik haklannı sa- vunuruz. Demek istediğimiz, demokrasinin her- kese. her zaman gerekebileceğidir. Önemli olan, bize gerektiği zaman demokrasiyi anımsamak değil, demokrat olmaktır. Eğer demokrasiyi gideceğimız durağa kadar bi- zi götürecek bir tramvay olarak değil de bir ya- şam tarzı olarak benimser ve hepimiz demokra- si ortak paydasında birleşirsek. bugün uğraştığı- mız gereksiz sorunlann hepsinin ortadan yok ol- duklarım göreceğiz. Gelin hepimiz demokrat olalım ve hep birlikte deaıokvrdtik;ÜAiyer.sıte ıgjn. mücadele edelim. BearBaza& YatakBafhğı Herkesın gözu onda "Bettona"Çizgisiyle, kalitesiyle herkesin tercihi Bellona Yaylı Yatakları ve Yatak Bazaları, şimdi kaçırılmayacak kampanya avantajlarıyla sizi bekliyor. İLAN T.C. PAZARCIKSULH HUKUK MAHKEVIESİ'NDEN DosyaNo: 1997/280 Pazarcık ilçesi Memişkâhya köyün- den davacı Mustafa Yılmaz tarafından aynı yerden Ali Sap- kıran \e arkadaşları aleyhıne açılan or- taklığın gıderilmesi davasının açık yargı- laması sırasında isimleri yazılı dava- lılann adresi bulu- namadığından ila- nen teblığe karar ve- rilmiş olmakla: Davalılar Ali, Bir- sen, Mehmet ve Tu- ran Sapkıran'lann, duruşma günü olan 15.2.1999 günüsaat 09.00"da mahkeme- mizde hazır bulun- malan. veya kendi- lerini bir vekille temsil ettirmeleri, aksi takdirde. dava dilekçesinin tebliği ile duruşmanın yok- luklannda yapılaca- ğı ve karar verilceği hususu ilanen tebliğ olunur. Basın: 66636 PENCERE 7.000.000 Kitap... Cuma kitapları.. Salı kitapları.. Cumhuhyet kitaplan.. Çağdaş kitapları.. Cumhuriyet Kitap eki.. Kitap.. kitap.. kitap.. Cuma kitaplan 77, salı kitapları 26 haftadırya- yımlanıyor... Cumhuriyet salı ve cuma günleri ortalama 70 bin satıyor, demek ki 7.000.000 kitap bir buçuk yılda okurlara ulaşmış, ev kitaplıklannda yerini al- mış... Dile kolay; 7.000.000 kitap... • Cuma kitaplannı yöneten Nurer Uğurlu, salı ki- taplannı yöneten Egemen Berköz... ikisi de şair, aynı zamanda düşünür yönlerı ağır basan yöneticiler... Cuma kitaplan "7923 Devrimi"nin kitaplığını özenle oluşturuyor. Cumhuriyet Devrimi "Aydınlanma Felsefesi"nın ılk kez bir Islam toplumunda hayata geçirilmesi anlamını taşıyor, Anadolu'da laik bir deviet kuru- lurken yaşadığımıztarih günümüzdesıcaklığını ko- ruyor; çünkü devrim bitmedi, noktalanmadı, yü- rüyor; karşıdevrimle hesaplaşıyor. Günümüzde irtica elle tutulurcasına somuttur; cuma kitaplan da bu nedenle tarihsel içeriğinde günceldir. Bugün Cumhuriyet'le birlikte elinize al- dığınız ismet Paşa'nın anıları, bu büyük insanın 25'inci ölüm yılında günümüze dönüktür. Çağımızda tarih, yaşadığımız hayatın bir par- çasına dönüşmüş, ömür parantezini zamana ya- yan bilincin kaynağını oluşturmuştur. Cuma kitap- ları, irtica propagandasıyla özdeşleşen "resmi ta- rih " palavralanna da belgesel ve bilimsel yanrt de- ğeri taşımaktadır. Salı kitaplan "Sunuş" yazısında şöyle tanıtılı- yor: "Cumhuriyet'le başlayan 'Türk Aydınlanma Devrimi'nde dünya klasiklerinin Hasan Âli Yü- cel öncülüğünde dilimize çevnlmesinin önemli birpayı vardır. Cumhuhyetgazetesi olarak, Cum- huriyetimizin 75'inciyılında bu etkinliğiyineleye- rek, Türk okuruna bir 'Aydınlanma Kitaplığı' ka- zandırmak istedik." "Dünya klasiklen" insanlığın edebiyat ve düşün yaşamında temel taşlandır. Çağımızda hiç kimse "Dünya Klasikleri'ne uzak yaşayarak insanlaşamaz; küitüriü olmanın vazge- çilmez yolu 'Dünya Klasikleri'nın kitaplığından geçer. Bırevde "Klasikler" ortamında yaşayarak büyüyen çocuk, geleceğe yayılan hayatında ek- siklik duygusu taşımayacaktır. Uygarlığın bize bıraktığı mirası tanımadan olu- şan bir kimliğin boşluğunu doldurmak olanak- sızdır; 1923 Cumhuriyeti "Dünya Klasikleri"niya- yımlayarak bu boşluğu deviet eliyle doldurmaya çalışmıştı; girişim laik Cumhuriyetin niteliğini be- lirliyordu; belki de yeryüzünde tek deneyimdi; imeşale"yi Cumhuriyet yükseltiyor., ; . ".,j4 .-• • -,. '.'.- • Cuma kitapları.. H İ " Salı kitaplan.. Cumhuriyet kitaplan.. Çağdaş kitapları.. Kitap eki.. Perşembegünleri çıkan "Cumhuriyet Kitap"eki- miz, kıtabın evrensel dünyasında bir pusula de- ğeri taşıyor; Çağdaş Yayınları'nın yanı sıra "Cum- huriyet Kitapları''nın 12'ncisı yayımlandı... Kitap.. kitap.. kitap.. Cumhuriyet, Türkiye'yi baştan sona kitaplayan bir gazeteye dönüştü; bir buçuk yılda 7.000.000 kitabın evlere dağılmasının anlamı daha başka biçimde açıklanabilir mi?.. tLAN T.C. MUSTAFA KEMALPAŞA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ\\DE\ Sayı: 1998'20D. tş. Ali Yılmaz tarafından davalı Tamam Yılmaz aleyhi- ne ihtar karan verilmesı ıstenmedığınden: Hüküm: Hâkımlikçe ışın esası ıncelenmeksizın MK'nın 132. maddesinde belirtılen şartlann var olup olmadığının ılende açılacak boşanma davası sırasında değerlendınlmesı yapılmak üzere: 1- MK'nın 132. maddesı gereğınce karanmızm usu- lüne uygun karşı tarafa teblığınden ıtibaren 1 ay (bir ay) içinde karşı tarafın yukanda belirtılen ıstekçınin oturmakta olduğu müstakıl ve müşterek haneve dön- mesı gerektiğınin. aksı takdirde istekçı tarafından kar- şı taraf aleyhıne terke davalı boşanma davası açabilece- ğının ıhtar olunmasına karar venlmiştir. Karşı taraf Tamam Yılmaz'ın teblıgata yarar açık adresi tüm aramalara rağmen tespıt edılemediğınden ışbu ihtar karannın ilanen teblığıne karar venldığı ılan olunur. 25.9.1998. Basın: 47994 Peşin fiyatına 1+4 taksit *W&\ indirim I! ava varan vadeler • Eve teslim 0 800 361 89S6 ve21940 ;VIAŞ A.Ş. O.S.B. 8.Cd. No.14 3807' y mhuriye umhuriyet jandası YAYSAT B a y i l e r i n d e V Cumhuriyet ^ kitap kulübfl Çağ Pazariama A.Ş Türkocağı Cad. No:39/41 (34334)Cağaloğlu-lstanbul Ter (212)514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle