Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 ARALIK 1998 CU*
14 KULTUR
'Osmanlı'dan Günümüze Kâğıt Para Sergisi 'Nakden Tarih', toplumsal yaşamımıza ışık tutuyor
Kâğıt paranın tarihsel seriiveııiKültür Senisi - Kâğıt paralar.
kullanıldıklan dönemler hakkın-
da bırçok bilgiyi içeren birer bel-
ge nıtelıgındedır. Yükselen ya da
düşen alım güçlen. onlara göste-
rilen ragbet ya da güvensizlik, te-
davülde bulundukJan dönemlerin
ekonomık koşullannı yansıtır. Kâ-
ğıt paranın bir ba$ka özelliğı de
ıktıdarla olan yakın ılişkisı nede-
myle, de\ ietin bır ifade aracı olma-
sıdır.
Osmanlı Bankası Tanhi Araş-
tırma Merkezı 'nın sergi salonunda
açılan Osmanlı'dan Günümüze
Kâğıt Para Sergisi 'Nakden Tarih'
de kâğıt paralar aracılıgıyla top-
lumsaJ tanhımıze ışık tutuyor. Ser-
gıde. Tanzimat'tan günümiize uza-
nan 16ü yıl ıçınde Osmanlı Dev-
letı ve Türkıye Cumhunyeti'nın
piyasaya sürdtiğü kâğıt paralar nü-
mismatık bakış açısının dışında,
kullanıldıgı dönemleri yansıtarak
izleyiciye sunuluyor. Aralannda
şimdiye dek hıç sergılenmemiş par-
çalanndabulunduğu 162 kâgıtpa-
ra 10 zaman dılımı ıçinde kendi
dönemlerini çağnştıran görûntü.
obje ve müziklerle ele alınıyor.
Türkıye Cumhuriyetı Merkez
Bankası, Osmanlı Bankası ve Ta-
rih Vakfrnın ortak bır çalışması
olan sergının bır amacı da ızleyi-
cınm cüzdanında taşıdığı değerli kâ-
ğıt parçasına yeni \e t'arklı bir göz-
le bakmasını sağlamak. Sergimn
küraıörü Edhem EkJem. tasanmı ise
BülentErkmen'e ait. 28 Şubat'a ka-
dar açık kalacak sergide ayrıian
dönemler ve özellıklerı şöyle:
1859-1876: Osmanlı Impa-
ratorluğu'nun kâğıt para ile tanış-
ması Tanzımat Fermanı ileaynı ta-
rihe rastlıyor. II. Mahmut döne-
mınde savaş masraflannın sonun-
da çare 'kaime-i mutebere' adı ve-
rilen faızli ama karşılıksız kâğıt
parayı basmakta bulundu. Bu pa-
ralar I862'de toplanarak 1863'te
Osmanlı Bankası"na altın karşılı-
ğında banknot çıkartma imtiyazı \e-
nldı Kâgıt paradan ürkmüş olan
toplumda banknotlar para gibi kul-
lanılmaktan çok. tican senet gibi
elden ele geçiyordu
1876-1914: Devlet 1875'te
başgösteren knzın ve Balkanlarda-
ki isyanlarm ardindan kâğıt para ıh-
racına başvuruldu. Bu paralann
büyük zorluklarla toplanmasının
ardından 1879'dan itıbaren Osman-
lı Bankası "nın banknotları yeni-
den ortayaçıktı. 1868"de ilk kezba-
sılan mavi 5 lıralık, 1880"de teda-
\üle çıkan pembe 1 liralık veya
1908yılındabasılan50ve 1001ı-
ralıklar altınla eşdeöerdi.
1914-1950: I.~Dünya Sava-
şıyla. Osmanlı hükümetı bır kez
iOİıtikadaki e*knerın§ ve Tî
fflJJRİYET
N
i930 lardan ben kuüanftm
öşeü çerçeveCerin yokoid
ürkıye Cumhuriyeti Merkez Bankası, Osmanlı Bankası ve Tarih Vakfi'nın ortak çalışması olan sergide Tanzimat'tan
günümüze uzanan 160 yıl içinde Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti'nin piyasaya sürdüğü kâğıt paralar
nümismatik bakış açısının dışında. kullanıldıgı dönemleri yansıtarak izleyiciye sunuluyor. 162 kâğıt paranın 10
zaman dilimi içinde kendi dönemlerini çağrıştıran görüntü, obje ve müziklerle ele alındığı, Osmanlı Bankası Tarihi
Araştırma Merkezi'nin sergi salonunda yer alan serginin küratörü Edhem Eldem, tasanmı ise Bülent Erkmen'e ait.
I 7 O U - İ 7 7 U . ' 7 / U I f l UC I1O
aşlanan enflasyonun etki vrkcı Bankası'ıvn yen
TÖRKİYE
MERKEZ BANKASI
'YÜZBİN
}nsımaya başlamış olma
evlânâ ve türbesi, 1982'
soyiome gen donen 1990'
• ' 'Mir-jrtnın artık c n be
daha kâgıt para çıkarttı. bu para-
lar Millı Mücadele boyunca hatta
Cumhunyet'in ılk yıllarında kul-
lanıldı. Henüz Merkez Bankası bu-
lunmayanCumhunyet'ın 1927'de
tedavüle sunduğu ilk kâğıt paralaf
bile geri çekilen evrak-ı nakdiye-
nin karşılığı olarak ıhraç edildı.
Yeni bir tedavül oluşturmayan pa-
ralar resim ve sımgelerle rejimin
yeniliğinı dile getirıyorlardı. Bu
paralar üzerindeki Mustafa Kemal
portresi, bozkurt. a> yıldız, Mec-
lıs binası. çıft süren köy !ü gibi gö-
rüntüler yeni rejimin birer simge-
sıydı.
'1950-1940: 1937-39 arasın-
da Latin harfli banknotlar tedavü-
leçıktı. ingiltere'de basılan bu bank-
notlarda. 1950'lere kadar Türk kâ-
ğıt parasına hâkim olacak tasanmın
ana hatlan görülüyordu. Şark mo-
tiflenoin yenni modernist görün-
tüteralmıştı. 500 ve 1000 ltrafık"dı-
şında tamamı Atatürk'ün sagJığın-
da çıkartılan bu paralann ön yüzün-
de. fnönü dönemı hanç 1960'lara
kadardeğişmeyecek olan papyon-
lu Atatürk portresi ver alıyordu.
1940-1950: l940yıllannaait
banknotlann en çarpıcı özelhğı ilk
ve son kez olmak üzere Atatürk
portresinin ortadan kalkmış olma-
sı. Dönemin bütün banknotlannın
üzennde 'Ebedi Şer yerini 'Milli
ŞeTe bırakmıştı. Banknotlann ge-
nel görünüm ve basım yerlen de dış
politikada yaşanan bocalamalan
yansıtıyordu. Banknotlar 1940 ve
1942'detngijtere'de. 1942-44 ara-
sında Almanya'da. 1946-48 ara-
smda da Amerika'da basılmıştı.
1950-60: Demokrat Partı'nin
zaferinden sonra banknotlar
1930'lann sonunda almış oldukla-
n görüntüye yeniden ka\ uştular.
Atatürk portresi yeniden banknot-
lar üzenndekı yerini alırken daha
önce kullanılmış olan ulusal sım-
geler yerini Inönü döneminde baş-
lamış bir yeniliğin devamı olarak
daha yumuşak simgelere bıraktı.
1960-1970: Siyasal çalkantı-
lann aksine 1960'lar kâgıt para
emisyonunda en sakın dönemler-
den biri oldu. Bu dönemde Atatürk
kravatlı haliyle.şokaktaki^dam
olarak paralarda yer alırken Cum-
huriyet tanhınde ilk olarak bank-
notlar yurtiçinde basılmaya baş-
landı.
1970-1980: Bu dönemin bank-
notlanna tstanbul görüntüleri hâ-
kimdi. Bır baskaözellik ise ilk ola-
rak enflasyonun paraya yansımış
olması. I953'tenbenbasılmayan,
tedavülü herzaman çok sınırlı kal-
mış olan 1000 liralık banknotlann
1978-79 ve 1981 'de arka arkaya
basılması Türkiye'de gelecek enf-
lasyonlu yıllann habercisiydi.
1980-90: Enflasyonun etkisı
katlanarak arttı, madenı bozuklu-
- ğa dönüşmeden «nce küç
kaybolan LO\e lOOlıralıklarlabas-
layan dönem 1000 lıranın 50 000'e
kadar peşpeşe basımly la kapandı.
Banknotlara Türk- Islam Sente-
zı'nin simgeleri yansımaya ba$la-
dı.
1990-1998: Banknotlardaki
sımgeler alışılmi!> resmi söylenıe ge-
ri dönerken basılan miktarlar kro-
nik bir hal almış, olan enflasyonu
doğrudan doğruya yansıtıyordu
Amıpa kendisinemasınasahipçıktyor
Amerikan sinemasının ezici üstünlüğünü kırmaya karar veren bir dizi Avrupa ülkesi,
nitelikli ürünlerin gerçekleşebilmesi için somut önlemlerle destek vermeye başladı
GÜRHAN LJÇKAN
Amerikan sinemasının Avrupa'da ulu-
sal smemalan ezmesi ve film dağıtım pi-
yasasuıı tümüyle elinde tutması. bır dizi A\ -
rupa ülkesınin karşı hamle yapma karan
almasına yol açtı. Avrupa ülkeleri. sinema-
severlerın ılgisinı nitelikli ulusal sınema-
lı üriJnlerının yapılmasını destekleyerek
çekmek istıyorlar
Jngîltere: "A Bigger Picture", tngı-
lız filmı ıçın son 30 y ıldır yapılan en bü-
yük yatınmm adı. Ingiltere Kültür Baka-
nı Chris Smith. geçen ilkbaharda bu pro-
jeyı lanse ettı. Bürokrasiyi azaltarak ve so-
mut önlemleralarak Ingıliz sinemasının film
pıyasasında rekabet bakımından daha güç-
lü hale getinlmesi amaçlandı. 1995-97 yıl-
lannda 45 milyon sterlin bu işe ayrıldı.
Milli pıyangodan kesilen parayla oluştu-
rulan bu fon. 50 kadar film projesine ve-
rildı. Buna 92 milyon sterlin dana eklene-
cek ve bu paranın sınema branşmda önü-
müzdeki 6 yıl içinde somut projelerde kul-
lanılması koşulu sürülecek. Aynı zaman-
da sinema yazarlannın ekonomik koşulla-
n cazipleştirilecek. Bu proje. ilk ürünle-
rini 1997'de verdi. Sinemayagıdiş oraru yüz-
de 12 arttı ve gişe gelır toplamı olan 512
milyon sterlınin 102 mılyonu İngiliz film-
lerinden geldi. ABD'deki film maliyeti-
nin fngiltere'de yüzde 20 oranında daha dü-
şiik olması. Ingılizce filmlerde bu ülkeyi
Hollyuood'dan daha cazip hale getiriyor.
BBC ve Channel 4,10 ve 40 milyon ster-
lin yatınmla fîlm branşmda önde geliyor.
İSVeÇ: tsveç'te Bergman filmlerinin
altın devnnın geride kalmasından sonra
yaşanan düşüşe, ulusal sinemaya devlet
desteğının yeniden artmasıyla 'dur'deni-
liyor. 1963"te sinemalara 39 milyon kezgi-
dılmışti ve bunun 8 milyonu tsveç fılmı-
neydi. Şimdt. bu sayılar 15 milyona ve Is-
veçfilmlerinegıdış de2 milyona düştü. Hü-
kümet. tanınmtş biryazara görev verdi. P.
O. Knquist projesinin sonuçlannı sundu:
Sınema endüstrisineher yıl yapılan 302 mil-
yon kron tutanndaki destek. bir hamlede
436 milyon krona (57 milyon dolar) çıka-
nldı "Veni İsveç Film Pbİitikası" adlı ra-
porda. sinema branşındakı bır dizi bürok-
ratik engel ayıklanıyor. Yeni umutlara eko-
BERGMAN FÎIA1İ
y
nomık güvence \eriliyor. Televizyon ka-
nallan \e \ıdeo dağıtım şırketlenyle ön
anlaşmalar yapılması suretıyle sinemaya
ön fınansman sağlanması yoluna gıdilı-
yor.
FranSS: Fransız filmleri yeniden bir
altın çağ yaşamanm eşiğinde. Son 10 yıl-
dır sınema ızleyicılen sayısı düzenli ola-
rak aıtış gösterıyor. Amerikan mega büt-
çeli filmler en büyük ilgiyi görüyorsa da
Fransız filmleri. piyasanm yüzde 35'ini
sağlam bır şekılde elinde turmayı başarı-
yor. 1996"da 104 Fransız filmı çekilmışti;
bu sayı geçen yıl !25'e çıktı. Geçen yılm
saynsı. son 15 yılın en yüksek sayısı dunı-
munda. 1997"de Fransa dışma satılan film
sayısı. bır önceki yıldan yüzde 12 daha
fazla oldu. Bu yıl Kültür Bakanlığı. ulu-
sal sinemaya 1 mılyar 289 mılyon frank ayır-
dı.Televızyon filmlerine de buna yakın bır
miktarda destek \erildı. Devlet. film pro-
jelerinin maliyetinin yüzde 13'ünü karşı-
lamakta. llgi azhğı riski olan filmlerin de
reperruvara alınabilmesı içm sinema salon-
lanna sübvansiyonlar uygulanıyor.
AlmanyS: Federal ve merkezi yöne-
tim yenne yerınden yönetimi yeğiemiş
olan Almanya'nın ulusal bir film progra-
mı yok. Ancak "kınnızı yeşil" koalısyon
hükümetı, yayıncı Michael Naumann'ı
"külriirden sorumlu bakan yardımcısı"
yaptı. Naumann'm lıstesindekı ılk sıra da
sinemaya ait. flk etapta amaç. Alman si-
nemasmı Fransız sineması gibi güçlü ha-
le getirmek. Ne var ki halen ülke sinema-
lannda izlenen filmlerin yüzde 70'i Ame-
rikan filmieri veyalnızca yüzde 20si Al-
man. Düzenli olarak sinemaya gıdenlerin
yalnızca onda bin Alman filmlerine ilgi gös-
teriyor. Ülkenin 4 binı aşkın sınema salo-
nu, gişe gelinnin yüzde 2.5 'ıni Alman fil-
mini güçlendirme fonuna veriyorlar. Iki
ayrı ulusal film fonu da yılda yaklaşık 70
milyon markıbuamacaayınyor. Ayncaeya-
letlenn de belirli miktar mali katkısı var.
İSpanyarYenı bir film politikasının
oluşması 1990'da başladı. Sosyalistler, ide-
olojı yanında niteliğin de önemini \urgu-
lamay a başladılar. O sırada kablolu TV \e
vıdeo yüzünden Ispanyol filmi bunahm
ıçındeydi. L'lusal film projelerine peşin
para ödeyerek destek olunmaya başlandı.
I992'de 92 adet yerli film çevrilmişken
busayı 1997'de 134'übuldu. Yinede Ame-
rikan filmlerinin egemenliğı sürüyor. Ge-
çen yıl sinema repertuv arlanna çogu Ame-
rikan 1.317 film alınmışken araya sığışan
yerli filmlerin sayısı 260'ı geçmedi. Yerli
yapımcılar içın en önemli mali destek. ulu-
sal TV kanallanyla önceden anlaşma im-
zalama.
İrlanda." Film üretme politikasını 4
yıl önce tümüyle değiştirdi. Devlet, sine-
macılara özel vergi indirimi uygulamaya
başladı. Amaç. yalnızca nitelikli fîlmlerçe-
kilmesi değil, daha çok insana iş olanağı
sağlanmasıydı da. Gahvay'de yeni bir film
merkezi kuruldu. Halen devletin doğru-
dan yardımı bıraz azaltıldıysa da sürüyor.
Her film yapımı ıçin bir tek o projeyi su-
nacak yeni bir şırket kurulması gerekli.
Eğer bir fılmin bütçesinin 4 milyon İrlan-
da Sterlini'nin altındaysa (5.5 milyon do-
lar). şirkete bu maliyetın yüzde 60" ı çeşit-
li yardım fonlanndan venliyor. Bu oran,
bütçemiktan arttıkçaazaltılıyor. Üstsınır,
7.5 milyon Irianda Sterlinı. Dahapahalı pro-
jelere devlet desteğı yok. Eğer çekım kış
aylanndaysa. yardım miktan yüzde 10 art-
tınlıyor. Film projesi. "Irianda'nın ve İr-
landa film kültürünün yaranna" olarak
İrlanda Kültür Bakanlığı'ncaonaylanmak
zorunda. Aynca personelin hemen hemen
tümünün Irlandalı olması gerek. Öte yan-
dan, film için yapılan yatınmm yüzde 80'i
vergıden muaf. Gelir vergısı ise yalnızca
yüzde 10. Bu bakanlıkta görev aldıktan
sonra yönetmeliğe gırişen NeilJordan, bu
yönetimin başanlı olduğunun bir ömeği.
NOrveÇ: Devlet parayı, üç önemli ka-
nal aracılıgıyla yapımcılara ulaştınlıyor:
Norveç Film Enstitüsü, Audiovizüel Fon
(devletle TV arasında anlaşma) ve Norveç
Film Şirketı fbelediye ve de\ lete ait). Film
projelerine yüzde 50-90 oranında mali des-
tekte bulunuluyor. Gerisini yapımcının
bulması gerek. Gişe gelirinin yüzde 55'i
oranında da bir "sonraki destek" parası
ödeniyor.Yılda ortalama 15 film çekil-
mekte.
Datiİmarka: Yeni oluşturulmaktaolan
finansman yasası. sinemayadört yıllık bır
süre içinde toplam 450 kron (71 milyon do-
lar) verilmesini içeriyor. Film Enstitüsü
tarafından her yıl verilen 225 milyon kron
(28 milyon dolar) tutanndaki destek de
devam edecek. Yeni yasayla halen yılda
13-15 uzun film çevrilirken bu sayının 30-
40'a çıkması bekleniyor.
YAZIODASI
SELİM İLERİ
Semtlerin Sönen
Hikâyeleri
Bir kez yazmıştım: Sık sık Kurtuluş'a yürürum. Azi
Dimitri K/lisesi'nin oradan geri dönerim.
Kurtuluş, Istanbul denen değişik kültür, inanış, ya
şayış kentinin en ilginç semtlerinden biridir benc€
Oradageçmişin dünyasından izlere, yeninin nasıl bi
'yeni' olduğuna ilişkin göstergelere rastlamak işter
bile değildir.
Sadece anacaddeyle yetinmemek gerekir; bira;
da ara. arka sokaklara yolunuz düşmeli. Orta halli-
den yoksulluğa tuhaf, hüzünlü ve -ne tuhaf- sevinç-
li bir ortam çıkar karşınıza.
Şimdı kış. Üstte yok başta yok küçük erkek ço-
cuklar yine top peşınde koşuyor
Yaşlı madam penceresinden bakıyor; sokaktan
geçen bu 'yabancı'y\ araştınyor.
Bakkal kapı önündeki çuvalı içeriye taşryor. Yağ-
mur başladı...
Kurtuluş'un 'dünkü' dünyasını anlatan bir eser
yoktu. Yazılar, ansiklopedik bilgıler vardı da Kurtu-
luş'un Tatavla olduğu günleri bir uçtan bir uca tara-
mak ereğındeki bir çalışma yoktu.
Şimdi var: Orhan Türker, Osmanlı Istanbulu'ndan
BirKöşe Tatavla 'yı kaleme almış (Sel Yayıncılık). Der-
li toplu, bir solukta okunan, nostaljinin büyüsüne ka-
pılmadan yazılmış, nesnelliği yeri geldikçe denekta-
şı kabul etmiş bir eser.
Önce Tatavla'nın tarihteki öyküsünden yola çıkılı-
yor, meslekler, toplumsal yaşam, Tatavla Rumlan'nın
Çarlık Rusyası'ndan medet umuşları, adım adım
yaMaşıhyor ıhtiyar yüzyılımıza.
Ihtiyar yüzyılımızın başlangıcı, o gençlik zamanla-
n, bir bakıma, Tatavla'nın sonunu hazırlayan dönem-
ler. Bu son, yazık ki Osmanlı Rumlan'nın da bilinç-
siz çabalanyla kendini var etmiş. Oysa bir 'renk', bir
'kültüriç içeliği' sönüp gitmekteyken, pek üzüntü du-
yulmamış...
Oıtıan Türker'in eserinde Kurtuluş'un bugün de
ayakta duran bazı kiliseleri, okullan, artık yiten ya da
yitmiş ayazmalan, demekleri, spor dünyası, tiyatro
hevesı, kilise ressamlan, tulumbacılan, kamavallar,
kişiler ve kurumlar, kınk bir tutumla öykülerini söyle-
yip duruyortar.
Şımdi yine Kurtuluş'a yürüyorum. Bu kitabın say-
falanndan edindiğim bilgileri yerii yennde saptama-
yaçalışarak...
Tatavla monografisıni değerli dostum Lütfü Tınç
salık vermişti; teşekkür ederim.
Bir başka semt kitabı da Eser Tutel'in yazd/ğı Be-
yoğlu Beyoğlu Iken (Oğlak / Istanbul Kitaplan).
Eser Tutel'i bırbinnden tutkulu istanbul vapurian
yazılanndan tanıyoruz.
Bu kez Beyoğlu'nun geçmiş günlerine 'kişisel' bir
tanıklık karşımıza çıkıyor. Doğup büyüdüğü, çocuk-
luğunun geçtiği Beyoğlu'nda Eser Tutel bizi Ikinci Dün-
ya Savaşı öncesine ve sonrasına alıp götürüyor
"Ikinci Dünya Savaşı başlamış... Birçok şehirde ge-
celeri, düşman uçaklanna karşı karartma uygulanı-
yor. Vakit geçirmeden bütün şehir ışıklannın mas-
kelenmesi gerek." ,
Savaşa teğet geçmek çabasındaki Türkiye'de bir
kent, o kentin hayli kozmopolitbirsemti, Istanbul ve
Beyoğlu.
Belleğimi iyice eşeleyince çok azını hatıriayabildi-
ğim Balıkpazan özellikleri: EserTutel gerçekten olan-
ca renkleriyle canlandınyor. Kasabı, tavukçusu, ba-
lıkçısı, hele balıkçısı, nihayet kocaman.. çocuklu-
ğumda bana uçsuz bucaksız gelen çarşısı.... Gav-
ril'in fınnı, bende yumurtacı, ötede, seyyarsatıcılar...
Seyyar satıcıların geçiş saatleri var: Sütçü sabah-
leyin geçiyor. Kastamonulu çıracı, öğleye doğru. Ak-
şamüstu göçmen muhallebici. Akşam iyice yaklaş-
tı mı, yoğurtçu.
Eser Tutel sayısız aynntıyı tek tek işleyerek, sem-
ti yeniden o yıllarda yaşatıyor. llkokulu, eski eczane-
ler, Tünel, elbette Beyoğlu sinemalan. Sıcak, içli bir
krtap. Yaşı tutanlar nice anılanna kavuşacaklar; o
günlerin semtını bilmeyenler, şehrin bu ilginç köşe-
sinin tarihe kanşan hayatını kavrayacaklar.
Semtler üzerine bu soy çalışmalannın çoğalması,
bu kentteki son kültür hazinelerinin korunabileceği-
ne ilişkin bir umut.
Takvimde tz Bırakan:
"Fakat bu kahkahanın sesinde öyle bir akis, ona
vücut veren dudaklarda öyle çarpmtılar, ıspazmoz-
lar, çehrede öyle manalar vardırkiye 'sigösterir." Re-
şat Nuri Güntekin, "Elem ve Istırabın Ifadesi", 1919.
Oslo'da Munch'un günışığına
çıkmamış tabloları sepgîleniyor
• Kültür Servisi- Oslo'da Edward Munch'un gün
ışığına çıkmamış tabloları sergileniyor. Kentin
Ekely semtinde bulunan Munch'un evi 1960'h
yıllarda yıkılmıştt; ancak bitişiğindekı kış atölyesine
dokunulmamıştı. Şubat ayına dek sürecek olan
"Munch ve Ekely" adlı sergide sanatçının bugüne
dek sergılenmemiş bazı tablolan da ilk kez
sanatseverJere sunulacak. Munch'un ternalan
arasında kendi evi. kış atölyesi ve çevre geniş yer
tutuyor. Munch'un evinin yıkılması büyük
protestolara yol açmıştı. Sanatçının hayranlan müze
halıne getirilen kış atölyesini gezebilecekler.
Jötıret bin fenomen îıaline geldi'
• Kültür SCT>İSÎ- Ünlü ABD'li yönetmen Vvbody
Allen'ın son filmi 'Celebrity'. geçen günlerde
Paris'te düzenlenen bir geceyle Fransız kamuoyuna
tanıtıidı. Filmini, şöhret olgusunun son yıllarda bir
fenomen haline gelmesi üzerine odaklanan bir
yapım olarak nitelendiren Allen, tüm ülkenin şov
sektörüne odaklandığını, herkesi -avukatlan,
rahipleri. doktorlan, hatta magaza sahiplerini-
televizyon ekranlannda görmenin mümkün
olduğunu söyledi. Yönetmenin 1930'lardabircaz
müzisyeninin yaşammı konu alan ve baş rollerinde
Sean Penn ve Uma Thurman'm oynadığı son filmi
de tamamlanma aşamasına geldi.
Truva Ödiilleri sahiplerini buluyor
• Kültür Servisi-Truva Folklor Araştırmalan
Demeğı'nin çağdaş halk kültürünün oluşturulmasına
katkıda bulunan sanatçı ve bilim adamlanna verdıği
ödülleraçıklandı. 28 Aralık Pazartesi günü saat
20.30'da Harbiye'deki KenterTiyatrosu'nda
yapılacak olan ödül töreninde Cemal Kutay, Zülfü
Livaneli, Mehmet Başaran. Seyit Ali Ak. Muhsine
Heliraoğlu Yavuz, Sabahat Akkiraz, Şinasi Onal,
tbrahim Balaban. Tank Akan. Gülten Akın. Mehmet
Akan ve Çelik Gülersoy'a ödülleri verilecek. Tören
öncesınde Truva Folklor Araştırmalan Derneği
'Toprağın ve Emeğin Türküsü' adlı gösterisini
sahneleyecek, dia gösterileri sunulacak, türküler
söylenecek ve şiirler okunacak.