Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç
0 Genel Yayın Koordınatörir Hikmet
Çetinkava • Yazıışlen Müdürii tbrahim
Yüdız 0 Sorumlu Müdür: Fikret tlkiz
0 Haber Merkezı Müdürii: Hakan
Kara 0 Görsel Yönetmen. Fikret Eser
Istıhbarat: Cengiz Yıldınm 0 Ekonomi Özlem
Yüzak 0 Kültür: Handan Şenköken 0 Spor:
Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler: Sami
Karaören 0 Düzeltme Abdullah Yazıcı 0
Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgi-Belge:
Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen. Mehmet Faraç
Yayın Kurulu. tlhan Selçuk
(Başkan). Orhan Erinç, Oktay
Kıırtböke, Hikmet Çetinkaya,
Şûkran Soner, Ergun Balcı,
tbrahim Yıldız, Orhan Bunah,
Mustafa Balba\. Hakan Kara.
AnkaraTemsilcisi. Mustafa Balbay Atatürk Bulvan
No. 125. Kaf4. BakanlıkJar-Ankara Tel: 4195020 (7
hat). Faks- 4195027 0 IzmirTemsilcısı ScrdarKıak.
H.ZıyaBlv. 1352 S.2'3 Tel-4411220. Faks: 4419117
0Adana Temsilcisı: Çetin Yiğenoğln, inönüCd. 119
S Nol Kafl.Tel-363 12 11, Faks: 363 12 15
Muessese Müduru. Lstûn Akmefl •
Koordınaıor Ahmet Konıkan • Muha-
sebe BOJenl Vener • Idare Hüseyin
Güra-»l$letme Önder ÇeHk • Bûp-
l$lem Nail tnal • Bılgısayar Sıstem
Mâıröet Çikr«Satış FazUetKna
MEDYA C: • Yönetun K
Başkanı - Genel Müdür G
Erduran 9 Koordınatör
Işıtman # Genel MüdurYardn
SevdaÇoban Tel 514 07
5139580-5138460-61,Faks 51.
Y ayımla>ao >e Basan: Yenı Gün Haber Ajansı. Basın ve Ya>mcıhk A 5
TurkocajıCad 39 41 Cagaloglu 34334 Ist PK 246 Istanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212) 513 S5 95 9KASIM1998 Imsak: 5.08 Güneş: 6.37 Öğle: 11.55 îkindi: 14.34 Akşam: 16.59 Yatsı: 18.23 www.cumhuriyet.cor
Murdoch'a
fotomodel gelin
•Dış Haberler Servisi-
Dünyanın en büyük medya
tekellerinden birisini elinde
bulunduran Robert
Murdoch'un oğlu Lachlan
Murdoch, önceki gün
Beverly Hills'de
Fullfillment Vakfı
tarafından venlen davete
nışanlısı Avustralyalı
fotomodel Sarah O'Hara ile
katıldı. Los Angeles'taki
öğrencilere burs veren
vakıfa Robert
Murdoch'unda büyük
oranlarda para bağışinda
bulunduğu bildirildi.
Hakkâri ve
Bayburt
öğretmensiz
• ANKARA(ANKA)-
Mılli Eğitım Bakanlığı,
öğretmen ihtıyacının
izlenebilmesi ve dengesiz
dağılımın önlenebilmesine
yönelık olarak "Ögretmen
Haritası" hazırladı
Bakanhk. 1998-99 öğretim
yılına 473 bm 147 ögretmen
ile girerken en fazla
ögretmen Istanbul. en az
ögretmen ise Hakkâri ve
Bayburt'ta görev yapıyor.
Fen bılımleri ile dın kültürü
ve ahlak bilgisi branşlannda
ögretmen fazlası bulunuyor.
Mücevher
tanıtımı
• İstanbul Haber Servisi-
Saıt Koç kolelcsryonuna ait
150 parça mücevher. ünlü
mankenler Deniz Pulaş ve
Sema Şımşek tarafından
tanıtıldı. Çamlıca
KonakJan'nda Türk Kalp
Vakfı yaranna düzenlenen
toplantıda, adının
açıklanmasmı istemeyen bir
yardımseverin vakfa bir
parça mücevher hediye
ettiği belirtildi.
Pratisyenlik
Enstitüsü
• AJSKARA (AA) - Türk
Tabipleri Birliği (TTB)
bünyesınde, "Genel
Pratisyenlik Enstitüsü"
kuruldu. TTB Genel Başkaru
Füsun Sayek, TTB'nin
sorumluluğunu üstlendigi.
idari ve mali özerkliğe sahip
Genel Pratisyenlik
Enstitüsü'nün, pratisyen
hekimler, hekim yetiştiren ve
istıhdam eden kuruluş
temsilcilen ve TTB'nin
çeşıtli çalışma alanlanndaki
temsilcılerinden oluştuğunu
bildirdi. Sayek, böyle bir
projenin, pratisyen
hekimlenn yaşadığı iş
doyumu ve motivasyon gibi
sorunlann çözümü yönünde
atılmış somut bir adım
olacağıru ifade etti.
Başkentte salgm
tehdidi
• ANKARA(AA)-
Ankara'nm Sincan
ilçesindeki Saraycık
Köyü'nde. borçlannı
ödemedikleri gerekçesiyle
iki yıldır şebeke suyu
venlmeyen köy, salgtn
tehlıkesıyle karşı karşıya
bulunuyor. Bir çocuğun
Hepatıt'ten ölümü üzerine
köydeki iki okulda inceleme
yapan Sağlık Müdürlüğü
ekiplerinin raporunda
"ortamın her an için
bulaşıcı hastalık salgınına
müsait olduğu tespit
edilmiştır'" denildi.
Kızılay'dan plaket
• Istanbul Haber Senisi -
Kızılay Zeynep Kamil Kan
Merkezi'ne bugüne kadar
10ile40defakan
bağışlayanlara törenle plaket
verildi. Törcnde konuşan
Kan Merkezi Müdürii Dr.
Şaban Özbayburtlu, yılda 2
milyon ünite kana ihriyaç
olduğunu belirterek
"Toplanan 1 milyon ünite
kanın 500 binini Kızılay
sağlıyor. Vatandaşın kan
bağışına ılgisi oldukça az"
dedi.
Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay'a göre 2001'de 11 yıllık eğitime geçme zorunluluğu hissedeceğiz
'Âmacmuz 25 kişilik dersKlder
!
BARIŞDOSTER
Mılli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğ-
bay, amaçlannın tartışan, sorgulayan,
sorulanna yanıt alan öğrenciler yetiş-
tirmek ve en fazla 30 kişilik derslik-
lerde ders verilmesini sağlamak oldu-
ğunu bildirdi. Uluğbay "2001 yılmda
11 yılhk eğitimegeçmezorunluluğu his-
sedeceğiz'' dedi.
Öğretmenle öğrencinin karşılıklı
bilgi alışverişinin daha yoğun oldu-
ğu bir eğitim sistemini yerleştirmek
istediklerini vurgulayan Uluğbay, ge-
lişmiş ülkelerin bu düzeye ulaştıkla-
nna dikkat çekti.
En çök 30 ya da 25 kişilik derslik-
lere ulaşmak için okul yatınmlannı
da o boyutta yapmak gerektiğini anım-
satan Milli Eğitim Bakanı, "3.5 yıl
içinde 140binderslik yapnracakve 190
bin ögretmen alacağız. Geçen 16 ay-
da 34 bin derslik yaptırdık. Yani ge-
rekenderslik say ısının nerede>sedört-
te biri yapüdı. Ek olarak 60 bin ögret-
men aJındı ve önümüzdeki haftalar-
da alımJartamamlamnca70-75 bin ci-
vannda ögretmen aiınmışolacak" de-
di. Hikmet Uluğbay, 11 yıllık eğiti-
me geçme zonınluluğunun, 2001 yı-
lından itibaren hissedileceğini belir-
terek, bu konuda hazırlıklann sürdü-
ğünü vurguladı ve sözlerini şöyle sür-
dürdü:
"Hazırlıklanmız süriiyor. İlkokul
düzeyindey ken ortaokula devam eden
öğrenci sayimız yaş grubunun yüzde
70'L İlköğretimde yüzde 50"yi bulun-
ca başka bir önJem almasanız bile U-
köğretimi bitiren çocuklann >üzde
• ÖğretmenJerin niteliği
konusunda çok duyarlı ve kararlı
olduklanru söyleyen Uluğbay,
bilgisayar ve yabancı dil
laboratuvan konusunda da kapsamh
bir hazırlık içinde olduklannı
bildirdi. Uluğbay "2001 ders yılında
ilköğretimde tüm okullarda
bilgisayar laboratuvan olacak" dedi.
70,75'i lisedüzeyindeki eğitime devam
etmek istiyor."
Ögretmen yetiştirme karannın bu-
gün alınması durumunda ve ögret-
men yetiştiren fakültelerde kapasıte-
nin yüzde 20 arttınlması halinde, so-
nucun 4 yıl sonra alınabileceğini ifa-
de eden Uluğbay, şunlan söyledi:
"Bakanhk döneminde aldığumz ve
76 bine ulaşması beklenen öğretmen-
lerden 10 bini benden önceki dönem-
de ahndı. Diğer fakülte mezunlannı
hariç tutarsanız, 66 bini tamamen eği-
tim fakültesi ve fen edebiyat faküJtesi
mezunu kişfleri,yaniöğretmeniiği mes-
lek olarak seçmiş kişfleri alıyoruz."
Öğretmenlerin niteliği konusunda
çok duyarlı ve kararlı olduklannı söy-
leyen Uluğbay, bilgisayar ve yaban-
cı dil laboratuvan konusunda da kap-
samh bir hazırlık içinde olduklannı
bildirdi.
Uluğbay "2001 ders yılmda ilköğ-
retimde tüm okullarda bilgisayar la-
boratuvan olacak. Çağdaş teknoloji-
yi kullanmak için makine, teçhizat ve
onlan kullanabilecek bilgi birikimine
sahipöğretmenkr gerekll Oğretmen-
ler bu yaz kurstan geçtiler" diye ko-
nuştu.
İlköğretimde birçok dersin bilgisa-
yar ortamında öğretılmesi için yazı-
lım programı hazırlanması yönünde
gazetelere ilan verdiklerini belirten
Uluğbay, öğretimde televizyon, vi-
deo ve tepegöz cihazlanndan fayda-
lanmak için de çaba gösterdikle
söyledi. Projeleriyle ilgili Dünya B
kası ile de gerekli görüşmelerin
pıldığını dile getiren Uluğbay, şuı
n söyledi:
"Bu vıl alacağunız bilgisavarla
her Uçede 2 ilköğretim okulu oln
üzere 2 bin 700 okula bilgisayar
yacağız. Her yıl bu sayı artacak
2001 yıhnda tüm okullarda bilgi
yar olacak. Lise yapılannıasında m
leld teknik eğitim çok önemlL Lise
ğuıdaki çocuklann yüzde 65'i me<
İti teknik, yüzde 35'i ise normal ü
leregidecek. Bu yöndeld çahşmala
tempdsu iyi. Önümüzdeki yıl şul
ayında yapacağımız mesleki tekı
eğitim şûrasınm hazırbklan 8 aydır
rüyor. Dünya Bankası da ilke olar
bu projemizi destekliyor."
Çocukeğitimindeçevre
ailenin önünegeçtiÇeviri Senisi - Amerikalı çocuk eğitimi ve gelişimi uzmanlanndan bir bölümü, çocuğun
eğitiminde ailesinden çok, çevresinin etkisinin bulunduğunu savunuyor. Çocuğun
sosyalleşmesinde ilk birkaç yıldan sonra ailenin etkisinin giderek azaldığını söyleyen
uzrnanlar, çocuğun özellikle anaokuluna ya da ilkokula
başladıktan sonra yaşıtlanyla etkileşime başladığını
ve etkiler karşısında tepkiler geliştirerek. kişilik
oluşturduğunu ileri sürüyorlar. Pedagojı bilimi
bugüne kadar anne babanın çocuk yaşamının
yönetmenleri olduğunu kabul ediyordu. Ancak bu
konuda bir kitap da yayımlayan okul eğitimi
psikolojisi uzmanı Judith Rich Harris. çocuğun
ailesinden çok oyun ve okul arkadaşlan tarafından
yönlendirildığini ve anne babanın da çocuğun
yaşamında sadece bir oyuncu olduklannı
savunuyor. Bu iddia, Harris'in kitabını
piyasaya çıktıgı ilk hafta içinde 50 bin J
adet sattınrken, çocuk psikolojisi
dünyasını da ikiye böldü. Harris'e göre
çocuğun toplum içindeki yeri, anne ve
babasının onayladığı kişi olmasıyla
değil, kendi çevTesindeki yaşıtlannın
onayladığı kişi olmasıyla bağıntılı.
Çocuk, arkadaş grubu tarafından
kabul edilmek durumunda. Sigara
alkol gibi bagımhlıklar,
hırsızlıklar ya da diğer
toplum tarafından kabul
görmeyen davranışlann,
gençliic arasında hızla
yayılmasının bir nedeni
de bu. Çocuk, kendini
sosyal çevTesinın
gereklerine uymak
zorunda hissediyor.
Arkadaşlanrun onun
hakkındaki fıkirleri çok
önemli ve onlar tarafından
onaylanmak, çocuk için
'başanh' olma ölçütü
olarak görülüyor.
Çocuklann özellikle
ilkokul çağında dış
etkilere çok açık
olduklannı ve
çocuğun
denetiminin çevTenin
denetiminden geçtiğini
vurguluyor.
Akyaka azmakları üreme ve yaşama alanları ilan edildi
Susamurları korunacak
ÖZX:ANÖZGÜR
MUĞLA - Akdenizfoklan ve de-
nizkaplumbağalanndan sonra susa-
murları da korumaya almdı. Göko-
va-Akyaka azmaklan da susamur-
lan için üreme ve yaşama alanı ola-
rak ilan edildi. Gökova-Akyaka'yı
Sevenler Derneği'nin çabalan so-
nucu ÖÇKK ve Muğla Üniversite-
si işbirliğinde susamurları incele-
meye ahndı.
Türkiye'de en çok doğal ve arke-
olojik SIT alanlan ile birlikte Özel
Çevre Koruma Alanlan'na sahip
olan Muğla'da, Bodrum-Yalıkavak
bölgesi "MomacusMonacus" akde-
nizfoklan, Köyceğiz-Dalyan "Ca-
retta Caretta" denızkaplumbağala-
n için üreme ve yaşama alanı ilan
edildikten sonra, susamurlannın ya-
şadığı Akyaka azmaklan da koru-
ma alanına ahndı. Geçen yıl Göko-
va-Akyaka'y\ Sevenler Dernegi Baş-
kanı Haike Sholts, Akyaka azmak-
lannîn varlığını belirledikten sonra
susamurlannın fotoğraflannı çek-
mişti. Bu fotoğraflardan bıri Japon-
ya'da düzenlenen uluslararası bir
toplantıda afişe dönüşürken bu se-
vimli yaratıklara Çevre Bakanlığı
sahip çıktı.
• Susamurlanna Çevre
Bakanlığı"nca el atılmasına
sevindiklerini belirten
Gökova-Akyaka' yı
Sevenler Derneği Başkanı
Haike Sholts, bakanhğın
Gökova-Akyaka sahilinde
"Gezinti ve Yürüme
Bandı" projesinin
uygulanmakta olduğunu
anımsattı.
Çevre Bakanlığı ÖÇKK ve Muğ-
la Üniversitesi işbirliğinde Göko-
va-Akyaka azmaklannda susamuru
habibatı incelemeye ahndı. Bu ko-
nuda ÖÇKK tarafından hazırlanan
projeyi MÜ Ortaca Meslek Yükse-
kokulu üstlendi.
Okul Müdürii Prof. Dr. NiyaziÖz-
demir, bilimsel başkanlığım yürüt-
tüğü proje ile ilgili şu bilgileri ver-
di:
"İlk etapta Gökova-Akyaka az-
maklan susamurlannın üreme ve
yaşama alanı olarak belirlenmiş bu-
lunuyor. Proje, susamuıiannm ko-
runmasını ve stoklannın beUrlen-
mesini amaçhyor.Gökova-Akyaka dı-
şında da su samurlannın varlığını
belirleyeceğiz. Bu çerçevede Dala-
man Çajı ve Mannaris yolu üzerin-
dcki derelerde susamuıiannm var-
lığını belirledik. Vatandaşlardan.
başka yeıierde susamuru varsa ha-
ber vermelerini bekKvoruz. Gece çok
aktif olan susamurlannın izlenme-
si, seslerinin dinlenmesi için gözlem-
lere başladık. Ayrıca azmaklarda
kaçailenin yaşadıgını, ne zaman üre-
diklerini belirlemeve çalısıyoruz."
Susamurlanna Çevre Bakanlı-
ğı'nca el atılmasına sevindiklerini be-
lirten Gökova-Akyaka'yı Sevenler
Derneği Başkaru Haike Sholts, yi-
ne bakanhğm Gökova-Akyaka sa-
hilinde "Gezinti veYürüme Bandı"
projesi uygulanmakta olduğunu
anımsatarak şunlan söyledi:
"Çevre Bakanlığı'nın susamurla-
nna sahip çıkması bizi sevindirdi.
Ancak aynı bakanhğın verdigi para-
larla burada bir gezinti bandı yapıl-
ması büvük çelişki. Gezinti bandı
Akyaka Plajı'ndan azmaklara kadar
uzanıyor. Projenin birinci etabı olan
plaj bölümü bitirildL Şimdi projenin
ikinci etabma başlanacak. Bundan
vazgeçilmeli. Susamurlan gürültü-
den kaçar. Bakanhğın bu konuda da
duyaruhk göstermesini bekliyoruz,''
Istanbul Tabip OcJası
Hekimlere ve medyaya
tanıtım ihlali uyansı
Istanbul Haber Senisi -
Istanbul Tabıp Odası Baş-
kanı Prof. Dr. Orhan An-
oğıü, sağlık alanındakı ta-
rutım ihlallerine son zaman-
larda sıkça rastlandığını be-
lirtti. Anoğul, haberlerde
hekim adının verilmesi, has-
ta adının izin olmaksızın
duyurulması gibi hatalar
konusunda hem hekimle-
rin hem de medyanın daha
duyarlı olmasını istedi.
Anoğul, 1219sayıhTa-
babet ve Şuabatı San'atla-
nnın Tarzı lcrasına Dair Ka-
nun'un 24. maddesinde
"Mesleklerini uygulayan he-
kimler, hastaknnı kabul et-
tikleriyer ile muayene saat-
leri ve uzmanlıklannı bildi-
ren ilanlar verebihner. Di-
ğer biçimde ilan.reklamve
benzeıierini yapmalan ya-
sakür" denildiğini kaydet-
ti. Reklamlan yapanlar ka-
dar yayımlsyanîann da suç
işlediklerini belirten An-
oğul, bazı tanıtım ihlalleri-
ni şöyle sıraladı:
- Vaygın olarak kullaruJ-
makta olan bir üp teknokv
jisinin ya da nbbi bilgirun Id-
şiseheya kurumsal reklam
için kulianıhnasL-
- Yabancı sağlık kuruluş-
lannın veya yabancı hekim-
lenn adının kişisel ya da
kurumsal reklam için kul-
lanılması...
- Bilim dışı tedavi yön-
temkrinin tanıtamııun he-
kim adu kurum adresi be-
Urtilerek yapıhnasi—
- Adı belirtilen bir sağlık
kurumunun veya hekimin
dayanak olmaksızuı kötü-
lenmesı yoluyla yine adı
belirtilen bir başka kuru-
mun daha üstün olduğunun
belirtilmesi, ima edilmesi...
- Deontoloji Tüzüğü'ne
göre, açıklanması yasakla-
nan hastaya ait bil^lerin ki-
şisel ya da kurumsal rek-
lam için kuüanıhnası.
— HAKLI INSAMIARJ..
e-posta : tan (a prizma. net. tr
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
(
Rüya Değil Bu, Ayniyle VâkiL.'
Osinema meraklısı, -yâni ben- Paul Robeson'u
ilkdefa, 'Hazret-i Süleyman'ın Hazineleri' fil-
minde seyretmiş, sesinden ve kişiliğinden etkilen-
miştim: iri yapılı, gösterişli, birzenci aktör/şarkıcı! Nâ-
zım'ın, yıllar sonra, onun için şiir yazacağı aklıma mı
gelir? Ya da, Uluslararası Banş Festivalleri'nde, sah-
neye çıkıp, heybetli sesiyle Ispanya Iç Savaşı tür-
külerini söyleyeceği: "...los quatros generales!"
Savaş sonrasında Avrupa, 'dipten gelen' sosya-
lizmin dalgasının, yükselişini yaşıyordu: Italya'da
ve Fransa'da, faşizme direnişin gerçek kahraman-
lan. komünist partiler, en gözde olanlar Paris"'te, Gnl.
De Gaulle gibi bir 'muhafazakâr', hükümetine FKP'yi
ve Genel Sekreteri Maurice Thorez'i, 'ortak' almak
zorunda kaııyor; Roma'da, Orcoll adıyla uzun sü-
re Komintern'de Genel Sekreter Yardımcılığı yap-
mış olan Palmirio Togliatti, Moskova'dan dön-
müş, İKP'yi Hıristiyan Demokratlar'ın, 'MillîBirlik' Hü-
kümeti'ne sokuyor.
Bu, Bat Avrupa 'tfâsffr'demokrasi anlayışının, açtk
göstergesidir: faşizm'e karşı, demokrasinin sağı
ve solu, yâni liberaller (burjuvazi) ve sosyalist-
ler (proletarya) 'mûttefik' olmak zorundadır; 'Mil-
lî Birfık Koalisyonu' dediniz mi, sosyalistier ve ko-
münistler de, hükümettedir.
Thorez ve Togliatti, 1947'den sonra, 'ana mu-
halefet' olmayı yeğleyeceklerdir SSCB ile ABD, 'So-
ğuk Savaşı' başlatmışlardı: Bat Avrupa, 'Sistem'in
'mihveri'ne girmişti; onlann payına, ister istemez, 'mu-
halefet' düşüyor. Dikkat isterim, De Gaulle, ya da
De Gasperi (yâni Muhafazakâr Burjuvazi), 'Ikti-
dar'dır, ama ana muhalefet her iki ülkede de, sos-
yalistier ve komünistler: Işçi Muhalefeti!'
Başarılı bir bölme operasyonu'!..
Ulkemizde Inönü 'nejiminin'demokrasiye intika-
li -yaşayanlar hatırlayacaktır-, başlangıçta ben-
zer bir sürece girildiği izlenimini vermişti: iki 'muha-
lif gazeteden, 'Vatan' liberallerin, 'Tan' sosyalist-
lerin 'nâşir-i efkân' sayılmaktaydı; siyasi 'muhale-
fetin' nüvesini onlar oluşturdu; önceleri, sonradan
DP kurucusu ve sözcüsü olacak şahsiyetlerin, be-
yanat ve makaleleri, bu iki gazetede yayımlanırdı.
DP'nin kuruluşunatekaddüm eden haftalarcla, Tan'cı-
lar bir de, -yazarian arasında DP kuruculannın da
bulunacağı- 'Görüşler' dergisini (tabloid boyda,
haftalık siyasi dergi) çıkardılar. Sen misin çıkaran?
Inönü 'Cumhuriyeti'nin buna tepkisi, 4 Aralık 'te-
rörû' oldu: Tan ve la Turquie matbaalan, ABC ve
Berrak kitabevleri tahrip edildi; yayına henüz baş-
lamış olan Yeni Dünya (Câmi Baykut ve Sabahad-
din Ali) ve Gün (Esat Adil, Hasan Tannkut) gibi
gazete ve dergiler, doğmadan öldü. 4 Aralık 1946,
Inönü 'totaliter' Cumhuriyeti'nin, 'klâsik' Batı
Demokrasisi olmayacağının; -nev'i şahsjna mün-
hasır'- bir 'Inönü Demokrasisi' olacağının, açık
işaretidir.
Dikkatli birisi hele biraz datarih biliyorsa; Tan/Va-
tan Muhalefeti'nin, Gâzi Dönemi'nin, 'Inönü' mu-
haliflerinden oluştuğunu, dakikasında fark eder;
bunlann bir kısmı daha 'liberal', daha 'sivil' bir top-
lum yanlısıdır; bazıları, -üstelik en önemlileri, mese-
lâ Tevfik Rüştü, Celâl Bayar, Refik Koraltan, vb-
'resmfTürkiye Komünist Fırkası'nın, eski kurucu-
lan arasındadır; yâni yeni 'demokrasinin' 'muhale-
fetini', aynen Batı'lı demokrasilerde olduğu gibi,
-içinde Dr. Şefik Hüsnü'den Mehmet Ali Aybar'a,
Esat Adil'den Tevfik Rüştü Aras'a, Câmi Bay-
kut'tan Celâl Bayar'a kadar, bütün 'demokratlar'ın
bulunduğu- anti/faşist bir cephe oluşturmaktadır.
4 Aralık terörü', CHP tek parti yönetiminin, iş-
te bu 'demokratik' siyasi muhalefet cephesini,
'bölme' operasyonu idi.
Burjuvazi'ye 'yeşil'. proletarya'ya
'kırmızı'...
Soyut bir iddia, ya da bir senaryo mu? Ne müna-
sebet, tarihi bir gerçek; kanıtı, 4 Aralık'ı izleyen
bir dizi olay: DP liderleri, derhal eski muhalefet ar-
kadaşlannı 'komünist' ve hain diyeyerecekJerdir; bu
yetmezmiş gibi, Inönü 'Demokrasisi', bırbiri arrjın-
ca kurulan, Türkiye Sosyalist Partisi'ni (Esat Adil),
Türkiye Sosyal Demokrat Partisi'ni (Cemil Al-
pay), Türkiye Işçi ve Köylü Emekçi Partisi'ni (Dr.
Şefik Hüsnü) -inanılmaz gerekçelerie- kapatacaktır
liderlerin mahkemelerde ve cezaevlerinde, yıllarca
süründüğünü kim bilmiyor?
Hatırlarmısınız, Feruz Ahmad nediyordu: "...ya-
bancı çıkarlanna hizmet ettiği gerekçesiyle mah-
kemeye verilmiş bu partilerin davalan yıllarca sür-
dü ve sonunda TSP beraat etti; 1950'de tekrar
kurulan parti 1952'de tâkrar kapatılmıştr; bu
kez dava sekiz sene sürmüş ve parti mahkeme-
de gene beraat etmiştir; böylece sosyalist par-
tilerin kurulmasını yasaklayan bir kanun olma-
masına rağmen, bu çeşit partiler, aşağı yukan
on beş yıl çeşitli baskılar altında bulundurul-
muştur..." (Türkiye'de Çok Partili Politikanın Açık-
lamalı Kronolojisi, s. 27, Bilgi Yayınevi, 1976).
Böylece, -klâsik' burjuva demokrasilerinin aksine-
; inönü 'demokrasisi', muhafazakâr ve liberal
'harp zengini' yeni burjuvaziye 'yeşil ışık' yakıp,
ona yol veriyor; onun alternatifi olması lâzım ge-
len, 'Işçi Muhalefeti'ne (yâni sosyal demokrat,
sosyalist ve komünist partilere) 'kırmızı ışık' ya-
kıp, yolu kapatıyordu: sonradan -ve hâlâ- Türki-
ye'de demokrasinin 'topallamasının', en ciddi ne-
denlerinden birisi budur
'Işçi Muhalefeti' olmayan 'burjuva demokra-
sisi' olmaz, olamaz; olursa, onun adı 'gizli fa-
şizm'dir; zaten CHP de zaman içinde bunu anla-
mış, talihin ne garip tecellisidir ki, vırt zırt örgütünü
kapattığı Cemal Alpay'ın partisine özenerek; 'Or-
tanın solu'nüa, bir 'sosyal demokrat' parti postuna
bürünmüştür; hadi o neyse, ne; üstelik, bazı dan-
galaklara bunu bir güzel, yutturabilmiştir.
Oysa, 'IşçiMuhalefeti'm ve onun partilerini yok sa-
yıp, yasaklaıia engellerken; o ve onun suç ortağı
Demokrat Parti, yâni ticaret ve sanayi burjuva-
zisi, sonradan başına belâ kesilecek, 'Siyasi Is-
lâm'ı, -yâni 'iktidar'a değil, 'hâkimiyet'e oynayan-
, rejime radikal bir muhalefeti palazlandınyordu.
Nasıl mı? Ona da bir göz atacağız.
http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN
http://www.eda.tr/-bUgiyay/yazar/ailhan.htlm