15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Orban Erinç 9 Genel Yayın Koordınatöru: Hikmet Çetinkaya 0 Yaznşleri Müdürû. tbrahim Yıldız • Sorumlu Müdür Fikret Jlkiz 0 Haber Merkezı Müdürii Hakan Kara 0 Görsel Yönetraen: Fikret Eser tstıhbarat. Cengiz Yıldınm 0 Ekonomı: Özlem Yiizak 0 Kültür Handan Şenköken 0 Spor. Abdülkadir YücelmaD 0 Makaleler Sami Karaören 0 Düzeltme Abdullah Yazıcı 0 FotoSraf Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge- Edibe Buğra 0 Yurt Haberieri Mehmet Faraç Yayın Kurulu: llhan Selçnk (Ba$kan), Orhan Erinç, Oktay Kurtböke. Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Ergun Bılcı, tbrahim Yıldo, Orhuı BurnJı, Mustafa Balbav. Hakan Kara. Ankara Temsilcisi. Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankarâ Tel- 4)95020 (7 hat), Faks: 4195027 •tznurTemsilcisi: Serdar Kıak, H.ZiyaBlv. 1352 S.2'3 Tel-4411220, Faks. 4419117 0Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, tnönüCd. 119 S. No.l Kat.l, Tei. 363 12 11, Faks 363 12 15 Muessese Müdunı C rtin Akmen A KoonhnaJör Ahmrt Konıhuı # Muha- sebe Biilent Yeoer • Idare HÜMVİH Gürcr • IstetnK- Önder Çciik • Bügı- lşlem Nail lnal 0 Bılgısavar Sıstem Vlürmrt ÇflertSan$ FıziletKııza MEDYA C: • Yönetım Kı Başkanı - Genel Müdûr Gfi Erduran 0 Koordınatör f Işıtman 0 Genel MıktürYardın Sevd*Çob*n Tel 514 07 5I3 9580-513S46Ml.Faks.5B \ a\tmla\an ve Basan: > cm Gun Haber Ajansı. Basm ve Yaymcıhk A $ Turkocağ'ı Cad 39 41 Cagaloğlu 34334 Ut PK 246 Istanbul Tel (0 212ı 512 05 05 (20 hal) Faks (0'2!2) 513 85 95 5KASIM1998 Imsak: 5.04 Güneş: 6.32 Ögle: 11.55 Ikindi: 14.37 Akşam: 17.04 Yatsı: 18.26 www.cumhuriyet.corr New York'ta moda günleri • Haber Merkezi - Modacı John Bartlett New York'ta düzenledıği defilede 1999 yaz mevsimi için hazırladığı kıyafetleri sergiledi. Bartlett'in kreasyonunda ipek ceketle tamamladığı bikini büyiik ilgi gördü. New York moda gösterileri hafta boyunca sürecek. Alplerde karlar eriyop • ZÜRİH(UBA)-Jet sosyetenin kayak merkezleri arasında yer alan Alp Dağlan'nda da dünyayı tehdit eden "Sera etkisıyle" karlar erimeye başladı. Ortalama ısının bir derece artmasının bile. Alp Dağlan için bir facia anlamına geldigi kaydedildi. Dünya Yeşil Banş Harekâtı Greeenpeace'in Viyana Ünıversitesi ile yaptığı ortak çalışma sonucu haarlanan raporda. "Alp Dağlan'nda 20 yıl sonra kayak yapmanın imkânsız haîe geiecegi" kaydedildi. Öğpetmenlik başvupulapı • ANKARA (UBA)-30 kişilik sınıf mevcutlanna ulaşabilmek için öğretmen alımlanna hız veren Milli Eğitim Bakanlığı'nın açtığı ve 19-25 Ekitn tarihleri arasında başvurulan aldığı 18 bin 410 öğretmen kadrosuna toplam 4 bin 688 kişı başvurdu. Bakanlığın, özellikle Ingilızce, Sınıf Öğretmenliği. tş Egitimi ve Türk Dili ve Edebiyatı- Türkçe branşlanndaki öğretmen ihtıyacını kapatmak amacıyla yüksek kontenjan ayırdıği bu branşlara başvurular oldukça düşük kaldı. Mffi kitap yazdıracak • ANKARA(ANKA)- Öğretim yılı başında ders kıtaplannı yetıştiremeyen Milli Eğitim Bakanlığı, bakanlık yayını olacak ders kitaplannı özel kişilere yazdırma karan aldı. Bakanlık, ortaögretım kademesindeki okul türlerinde okutulmakta olan derslerle ilgıli 622 ders kitabını "sipariş usulü" yazdıracak. Kitaplar. Milli Eğitim Temel Kanunu, Ders Kitaplan Yönetmeliği ile müfredat programlanna uygun olacak ve seçilecek konular. hayatla bağlantılı, "ilmi. tabii, teknolojik, sosyal. estetik. ekonomik ve kültürel" boyutlan ıçinde işlenecek. Bağıpsak kanseri tanısı • CHICAGO(AA)- Bilim adamlan yeni bir teknoloji uygulayarak, kalm bagırsak kanserini sağlam hücrelerde de tespit etmeyi başardılar. ABD'de yayınlanan "Nature Medicine" adlı tıp dergisinde yer alan ve Hopkins Enstitüsü bilim adamlan Andrew P. Feinberg ve Hengmi Cui'nin yaptığı araştırmaya göre bagırsak kanseri olan 50 hastanın sağlam hücrelerinde yapılan çalışmalarda. bu hastalann 44'ünde bagırsak kanserine yol açan genetik bozukluk bulunduğu ortaya çıkanldı. 10 yaşmdaki Burcu'yu hastanelik eden öğretmen aynı okuldaki görevini sürdürüyor Dayak atan eğitimciye ceza yokFİGENATALAY Eğitimde şiddet uygulayan, öğren- cisine dayak atan öğretmenlerdense- niz, 'şikâyet eden olursa ceza alır nu- yım?' diye hiç korkmaym. Dayak at- tığınız, aşağıladığınız çocuğun anne- babası istediği kadar bilinçli, ısrarh, cesur ve kararlı olsun, hiç fark etmez. Siz dövmeye devam edin. Gerçi attı- gınız dayak, çocukta hem fıziksel hem de psikolojik bozukluklara neden ola- cak. Ama merak etmeyin, size hiçbir şey olmayacak! Nereden mi biliyoruz?.. Bize güve- nin. Sizin gibi pek çok örnek gördük, çoguna zarar gelmedi. Yetkililer, da- yak atan ögretmenler için önce çok sert biçimde, "Cezasız kalmayacak'dıye göriişler belirttiler, ama sonra bir de baktık ki, öğretmenlere çoğunlukla ceza filan verilmiyor. Ya da en fazla "kınanıa'. 'maaştan kesme' gibi sem- bolik cezalarla kurtuluyorlar. Küçü- cük çocuklara kıyasıya attıklan dayak- lar da yanlanna kâr kalıyor. Işte size bir örnek: 100. Yıl îlkögretim Okulu ögren- cisi 10 yaş.ındakı Burcu, 13 Mart ta- rihinde, sınıfta kraker yedıği için ög- retmeni Yüksel Yılmaz'dan dayak ye- mışti. Burcu'yagöre, 'öğretmeni onu önce tokatlamış, sonra da kafasuıı tu- yaletduvarmın mermerine \urmuştu.' Öğretmenine göre ise 'Burcu'nun yal- nızca koiunu rurup,tuvalettensuufa ge- n'rmişti.' Şışli Etfal Hastanesi'nde ya- pılan muayene sonunda Burcu'da, 'sag temporaJ yumuşak doku şişliği, bu- run ve kafa travması" saptanmıştı. Burcu Kıyıcı. başına gelenleri o za- man şöyle anlatmıştı: • Eğitimde şiddet uygulayan, öğrencisine dayak atan öğretmenlerdenseniz hiç korkmayın. Dövmeye devam edin. Gerçi attığınız dayak, çocukta hem fiziksel hem de psikolojik bozukluklara neden olacak. Ama merak etmeyin, size hiçbir şey olmayacak! "Teneffiiste kraker yiyordum. Öğ- retmen derse erken girdi ve yediğimi gördü. Krakeıier yere düştü, ben de çöpe attım. Öğretmen,'Krakeri bana gerir' dedi. Ben de, 'yere düştügü için çöpe attım' dedim. Başımı çöp tene- kesine sokmaya çalıştı, sonra 'Dışan çık' dedi. İdareden izin alacagımı söy- leyerek çıküm, ruvalete gittim. Peşim- den gekii,' Sen bana nasıl karşı çıkar- sın' diyerek bana saytsını hatuiama- dığım kadar tokat atö. 'Bana vurma- ya hakkınız yok' dedim. Daha çok vıırmayabaşladLSaçımdantutupmer- mere vurdu. Bir arkadaşım ruyalete gekfi, 'Öğretmenkn yeter' dedi Öğret- men beni suufa getirdi, "Senınle işim bitmedi' dedi \e derse başladL Arka- daşlarun bana kolonya ve mendil ver- diter." Burcu'nun babası avukat Mustafa Lütfi Kıyıa, Fen Bilgisi öğretmeni Yüksel Yılmaz'la ilgili olarak Istan- bul Cumhuriyet Başsavcılıgı'na şikâ- yette bulunarak öğretmen hakkında ce- zai işlem yapılmasını istemiş; savcı- Iıktan Adli Tıp Kurumu Başkanlı- ğı'na gönderilen Burcu, burada da muayene edilmiş ve 'sağ temporal böigede şişlik' saptanmıştı. Yani, Burcu'nun dayak yediği iki ay- n resmi kurum tarafindan belgelerle ortaya konulmuştu. Istanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer BaJıbey, olayı ögrenince "İdari rapo- ra göre öğretmen hakkında yasal iş- lem başlaülır. Eğitimde dayağın yeri >'oknır" demışti. Burcu'nun babası, önce öğretmen Yüksel Yılmaz aleyhine dava açtı. Anne-baba daha sonra Istanbul Mil- li Eğitim Müdürlüğu'ne, Teftiş Kuru- lu Başkanlığf na, Milli Eğitim Ba- kanlıgı 'na defalarca giderek olayı an- lattılar. soruşturma sonucunu sordu- lar. Bununla yetinmeyen Kıyıcı çifti, TBMM Eğitim Komisyonu üyeleri ve DSP grup başkanvekillerine de, kimi zaman yüzyüze görüşerek, kimi zaman da faks çekerek durumu an! tıp ilgilenmelerini istedi. Anne Hale Kıyıcı, haziran ayın Milli Eğitim MüdûrüÖmerBalıbey' kendilerine telefon ederek. Yüks Yılmaz'ın, Burcu'nun okulundan alı dığıru söyledigini belirtti. Ancak okı lar açıldığında Yılmaz'ın göreviı devam ettiği anlaşıldı. Öğretmen Yüksel Yılmaz, yine Bu cu'nun dersine giriyor ve Burcu, h öğretmenden çok korkuyor. Burcu'nun anne ve babası, Yüksı Yılmaz'ın bu okuldan alınıp başk bir okula atanmasını da doğru bu muyor. Çünkü o zaman öğretmen ct zalandınlmış olmayacak. Küçük bı çocuğa böylesine zarar veren bir ö | retmenin başka bir okula gönderil rnesi değil, meslekten men edilmeî gerekiyor. Sırtmı ağrıyor, Çeviri Servisi - Sırt ağnlan, gelışen toplumlann en büyük sorunlanndan biri. Der Spiegel dergısinin haberine göre her dört kişiden biri omurga rahatsızlığından kaynaklanan sırt ağnlan çekiyor. Dünya üzerinde uygulanan terapi yöntemlerinin yüzde 4O'ı başanlı. Sırt ağnlan büyük oranda omurga aşınmalan, bel fırığı ve disk kaymalanndan meydana geliyor. Sayılan rahatsızlıklar ilk bakişta kazalar ya da ters hareketler sonucunda ortaya çıkıyor gibi görünse de, çok daha köklü nedenlere sahip olabiliyor. Okul yıllanndan itibaren ağır çantalar taşımak, yükseklikleri birbiriyle orantısız masa ve iskemlelerde oturmak, iş hayatı içinde uzun saatler boyu sürekli oturmak veya uzun saatler aynı pozisyonda ayakta durmak omurga asınmalannı başlatan ve artıran nedenler arasında. Çok yumuşak yataklar, aşın performans gerektiren ve bir uzmana danışılmadan yapılan sporlar (aralannda uzun süre yüzmek, sert zeminde koşular da bulunuyor) sırt sağlıgı için tehlikeli olabiliyor. Aylar süren terapılerin sadece yüzde 4O'ı başanlı sonuçlanıyor. Çekilen korkunç sancılardan kurtulmak için hastalann üçte biri sonunda ameliyat olmak zorunda kalıyor. Ameliyat sonrasında hastanın sağlığına kavuşması 6 ay sürüyor. Rakamlarla sırt ağnlan • Sadece Almanya'da yılda 70 milyon iş günü sırt ve bel rahatsızlıklan nedeniyle boşa geçiyor. Rakam son 7 yıl içinde beşe katlanmış durumda. • Işletmelerin bu nedenle yıllık 30 milyar mark kaybı oluşuyor. • Bel ve sırt rahatsızlıklan için yılda 50 milyar mark harcanıyor. • Dünya üzerindeki sırt ve bel rahatsızlığının üçte ikisi kronikJeşmiş durumda. • Her yıl Almanya'da bu nedenle 60 bin kişi ameliyat oluyor. • Erken emeklilik taleplerinin yansınm nedeni bel ve sırt rahatsızhJdan. r Kira isteniyor Imsık'ta mülkiyet sorunu ÖZCANÖZGÜR Ml'ĞLA - îşadamı Fuat bnak tarafindan yaptınlan ve iflasından sonra el değıştiren Türkiye'nin ilk özel havaalanında mülkiyet sorunu devam ediyor. Alan yapılırken pisti tarlasının üzerine inşa edilen ve bu yüzden THY'den 8 milyar lirayı mahkeme sonucu alan Hatice Bay bu kez de el değiştiren havaalanının yeni sahibi Milli Savunma Bakanlığı'ndan kira talep ediyor. Imsık Havaalanı'nda bir askeri üs kurmak isteyen Milli Savunma Bakanlığı'nın çalışmalan sürerken, bir askeri birliğin de yerleştiği havaalanının arazisinde yerlerinin bulunduğunu iddia eden başka köylülerle birlikte Hatice Bay, alan komutanlığına başvuruda bulundu. Havaalanının Milli Savunma Bakanlığf na geçmesine rağmen hiçbir yetkilinin kendilerini arayıp sormadığını belirten Hatice Bay, gerekirse yeniden mahkeme yollanna düşeceğini vurgulayarak şunlan söyledi: "Havaalanı Fuat Imsık'ın mûlkryetindeyken açüğmıız dava sonunda ITasorma Bakanlığı'nca bana 8 mihar lira ödendL Şimdi harvaaianı Milli Savunma BakanhğTna geçri ama pistin bulunduğu yer bana ait Ya bu yeri benden satın aluiar ya da kira ödemeye devam ederler. Eğer mülkiyet sorununu çözmezkrse veya kira ödemeye devam etmezierse yine davaaçıp havaalanını bir kere daha kapattınnm." RASGELE / RAtFERTEM l\le Isteniyor Ege'den, Egelilerden Kaz Dağlan Kaz Dağlan. Ka- ra dumanlann gölgesi düşme- ye başladı. Ege'nin akciğeri. Ne olur acaba? Ne olacak?.. Çanakkale Çan ilçesine, ter- mik santral kurmak istiyor TE- AŞ. Kaz Dağlan'na 30 kilomet- re. Çanakkale Valiliği'nden "yer uygunlukbelgesi"'alınmış. Çev- re Bakanlığı'ndan görüş bek- leniyor. Yörede yaşayanlar karşı. Halk, insanlanmız. Tüm sivil toplum örgütleri kar- şı. Sendikalar, dernekler, oda- lar. Yörede yaşayanların isteme- diği bir santrala evet diyebilir mi Çevre Bakanlığı?.. Toplum-siyaset ilişkileri mi önemli? Ticaret-siyaset ilişkileri mi? Göreceğiz bakalım... Yapımına karar verilirse sant- ralın. 500 bin nektartık alan sant- ralın yapımına gidecek. Ayrıca yerleşim alanları, yollar! Kül, duman, asit yağmurlan! Sönecek Ege'nin akciğeri... Gözümün önüne geliyor Kaz Dağlan. Anadolu içlerinden Ege'ye uzanır. Çam ormanlan. Kıyılarda zeytinlikler. Köylerde, kentlerde Ege'nin insanlan. Tepelerde, ormanlar- da doğanın canlılan. Kurtlar, kuşlar. Göç canlılan, kazlar, ör- dekler, çulluklar. Ormanlardaki domuzlar, ayılar. Bir deyim vardır: "Kaz Da- ğı 'nın ayısı." Insana çok yakın- dır. Kaçmaz, saldırmaz. Yaşamları Çan'a kurulacak santrala bağlı. Daha doğrusu, kuranlara, kur- duranlara. Ege'nin bir ciğeri de Duman- lı Dağlar! Dumanlı Dağlar'dı de- mek daha doğru. Aliağa'ya ya- kın, Çaltıdere'ye doğru uzanır- dı. Aliağa'ya petro( rafinensi ku- rulunca. Ne çam kaldı ne de or- man. Evler kuruldu. Evler üst üste bindi, apartman oldu. Körfez yitti. Deniz canlılara küstü. Tam yeniden ağaçlandırma, yaşam alanlan sağlama proje- leri yapılırken! LPG santralının kurulmasına karar verildi. LJkit petrol gazıy- la çalışan santral. Santral için imardeğişimi da- ha önce belediye meclisinde reddolunmuştu. Şimdi kabul edildi. Santralın kapladığı alan kadar, yanındaki bir yer, ağaçlandınla- cak alan kapsamına alındı. Korkarım bu ağaçlandırma alanı da! Ağaç dikilmeden yine sana- yi, yerleşim alanına kaydınlma- sın. Santrallar işine yabancılar el attı. Özelleştirme kapsamı içi- ne alındı. TUPRAŞ'ın sahasına kurulu santral, Fransızlara sa- tıldı. Satılıyor. Dumanlı Dağlar bitti. Çıplak topraklardayitiyor... Ege'den söz edilince Berga- ma unutulur mu? Unutulmaz, unutulmaz Eurogold'un altın arama işlemleri. Bergama ova- lannın zehirlenmesine yönelik. Yalnız ormanlar değil. Tanm alanian, akan sular, ye- raltı sulan da zenirlenecek. Top- raksız, susuz kalacak. Peki bu yörelerdeki insanlar nasıl yaşayacak? Egeliler göç yolcusu da de- ğildir. Ege dünyanın ilk yerle- şim yeridir. Zaten göç edecek yer kal- madı. Yurt edinmek zorundayız Ana- dolu'yu. Yurt edinenler savaşını veri- yor, verecek. Başaracak. Ba- şanyoriar. Diğer yörelere de du- yurulur. Rasgele... b Emniyet Müdûıiüğü Küçükleri Koruma Şubesi, sokaklan kontroi atonda rutuyor. Izıııiı-li sokak çocuklanna çözüm çahşmaları başladı YUSUFÖZKAN İZMİR- Izmir'deyaşa- yan sokak çocuklan sü- rekli kontroi altında tutu- larak artışlannın da önü- ne geçiliyor. Sokak Ço- cuklannı Koruma Derne- ği lzmir Şube Baskanı Ne- şecan Hürtürk, konuya önemle eğildiklerini be- lirterek "Sokağı eünizde tutmamz lazım. Çocukla- nn sokakta kalma sû'resi artarsa,çözüm zorlasrnor" dedi. Devlet Bakanı Hasan Gemki de sokağa düşmüş çocuğu kurtarmanın hem toplumun hem de devletin görevi olduğunu söyledi. lzmir'deki çocuk sayı- sının Istanbul'la kıyaslana- mayacak kadar az oldu- ğunu bildiren Hürtürk, "lz- mir'de 300-500 arasında sokakta yaşayan çocuk var. Bu sayı nıe\ sime. okullann açıhp kapanması gibi şart- lara göre değişiyor" diye konuştu. Hürtürk, son za- manlarda Izmir'in diğer illerden farklı olarak. da- ha önce konuya egilme ba- şansını gösterdigini de vur- gulayarak şunlan söyledi: "Izmir olarak konu\u önce gördiiğümüz için çok şansbyız. Izmir'dehızlı bir artış olmamasma karşm çalıştığınıız alan zorlıı bir alan. Eğer anında müda- hale ermezseniz, çoculda- nn sokaklarda kahş süre- ci, sorunun çözümünü en- gellemeye yönelik oiuyor. Sokağı avucumuzun için- de tutmamız lazım. Onla- Izmir Valiliği ve büyükşehir belediyesi ile uyumlu bir çalışma içinde olduklannı söyleyen Sokak Çocuklanm Koruma Derneği Izmir Şube Başkanı Neşecan Hürtürk, bu amaçla Izmir Çocuk Rehabüitasyon Merkezi'ni kurduklannı belirtti. n ikna etmemizlazım. On- dan sonra da kısa. orta, uzun vadeli önlemleıiere yönelmek gerekir. Bu ko- nudaIzmirII Emniyet Mü- dûrlüğü Küçükleri Koru- ma Şubesi'nin de etkin ça- hşması var. Devamh sokak- talar.Çocuklanhemen tes- pit edip aileye döndürü- yoriar." Izmir Valiliği ve büyük- şehir belediyesi ile uyum- lu bir çalışma içinde ol- duklannı da söyleyen Hür- türk, bu amaçla Izmir Ço- cuk Rehabilitasyon Mer- kezi'ni kurduklannı anım- sattı. Hürtürk, merkezin AJsancak'ta 2 yıldır hizmet verdıgini belirterek "20 yataklı merkezinuz, gün- düzlü hizmederi yanında gece yanlı hizmetveren ye- gâne kurumdur. 150'yeya- kın çocuğa hizmet vermiş- tir. Sokakta çalışan çocuk- lann 200"ünü okula başlat- ûk veöğrenimlerini de\am ettirmelerini sağladık. Dı- sarıda çocuğa para verip \icdammızm sesini basbr- mak sorunu çözmeye yet- mez" dedi. Hürtürk, Kar- şıyaka ve Basmane'de de gündüz hizmeti veren ço- culdara yönelik merkez- ler olduğunu söyledi. Önceki gün Izmir'de in- celemelerde bulunan Dev- let Bakanı Hasan Gemki de sokak çocuklannm re- habilitasyonu için çahş- malaryaptıldannı belirte- rek "Sokağa düşmüş çocu- ğu kurtarmak hem toplu- mun hem de de\ letin göre- \Tdh-. Devlettoplum ile bir- likte hareket edecektir" şeklinde konuştu. İşletme hakkının devri belirsizliğini sürdürüyor Santralların gözü Danıştay'da MUĞLA (Cumhuriyet) - Enerji ve Ta- bii Kaynaklar Bakanlığı'nca iki yıl önce ihaleye çıkanlan ve değerlerinin çok altın- da ihaleleri kesinleşip Rekabet Kurulu'nca da onaylanan termik santrallar için gözler Danıştay'a çevrildi. Ihalelere verilen onay- lann "şekü karar" olduğunu belirten Tes-tş Sendikası Ya- tağan Şube Başkanı Erol So- ğana. "SantraDanndevriiçin anayasada yer alan imtiyaz hakkrnın aşılması Anayasa Mahkemesi'nin de "evef de- mesi gerekiyor. Böyte bir şey beklenmediği için Anaya- sa'nın 155. maddesini değiş- tirmek isthoriar. Değisiklik mecüsgündeminegeldiğinde kimin Sevrci. kimin ulusalcı olduğu görülecek" dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nca ihale edilen 12 termik santraldan ihalesi kesinleşen 10'unun işletme haklannın dev- ri ile ilgili belirsizlik sürüyor. "İşletme nak- kının devri" adı altında özelleştirmenin gündeme gelmesiyle birlikte, termik işçi- • Tes-îş Sendikası Yatağan Şube Başkanı Soğancı, "Ajnayasa'nın 155. maddesine göre santrallan devredemezler. Danıştay'dan lebimize karar çıkabilir" dedi. leri geçen yıl Yatağan, Yenıköy ve Göko- va'da 4 ay süreyle aileleriyle barikatlar ku- rarak santrallara talip olan konsorsiyumla- nn temsilcilerinin "görücü" olarak işyer- lerine girişini engellediler. Milas'ta 7 Ara- lık 1997'de siyasi parti temsilcileri, yerel yö- neticiler, demokratik kitle ör- gütleri ve sendikalann tem- silcileri ile yapılan toplantıy- la başlayan eylemler sırasın- da afişleme yapılırken, özel- leştirmeden vazgeçilmesi için 550 milletvekiline mektup gönderildi. Daha sonra gö- rücülerin barikatlan aşama- ması nedeniyle üç santral da iki bineyakınjandarma ve po- lis tarafından işgal edilmiştı. Işçilerin üretimi durdurma tehdidi karşısında dajandar- ma ve polis santrallardan çekilmişti. Tes-Iş Sendikası Yatağan Şube Başkanı Sogancı, "Anayasanın 155. maddesine gö- re santrallan devretmeleri mümkün değil. O nedenle Danıştav 'dan lehimize karar çı- kabilir" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle