15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 KASIM 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 39. U LU S LARARASI SELANİK FİLM F E STlVALt Fatilı Akm'mfilıııiyarışıyorASLISELÇUK 39. Uluslararası Selanik Film Festi- vali, bu yıl kasım ayımn 13'ünde Ku- zey Yunanistan' m başkentı ve Güney Av- rupa ve Balkaniar'ınkültürel toplanma yeri haline gelen ve geçen yıl Avru- pa'nın kültür başkentı olarak başanlı bir performans gösteren Selanik kentinde yapılıyor. On gün süreyle dünyanın çe- şitli ûlkelerinden gelen 160'tan fazla film festival boyunca sinemaseverlere sunulacak. 1998 Cannes Altın Palmıye Ödü- lü'nûn sahibi olan Theo Angelopoulos, yönetici Michel Demopoulos ile bera- ber bu yıl festivaün başkanı olarak gö- rev yapıyor. Michel Demopoulos, aynca progTam yöneticisi ve festivahn yüriitücüsü ola- rak bir dört yıl daha görev yapmayı ve festıvali gelecek yüzyıla taşımayı üst- Ienmiş bulunuyor. Yanşma içı, yanşma dışı ve özel gös- terimlerde 16'ıyla 18 film bu yıl festi- valin resmi bölümünde sergilenecek Festival, 13 Kasım gecesı Yugoslav yö- netmen Goran Paskaljevk'in son filmı "The Pövvder Keg" (Barut Fıçısı) ıle açılışını vapacak Oscar ödüllü ltalyan usta Bemardo Bertolucci'nm son filmı "BesJeged" (Kuşanbnış) yanşma dışı ser- gılenerek festıvalin kapanış gecesmde gösterilecek. Yeni Ufiıklar'da 35 film var Her zamanki gibi Uluslararası Yanş- ma Bölümü, festival yöneticisi Michel Demopoulos tarafından programlan- mış olarak sadece yeni veya umut ve- ren yapımcılann birinci ve ikinci film- lerinden oluşuyor. îki ana ödülü almak üzere bu yıl 14 film yanşıyor. Ulusla- rarası yanşmada yer alacak on film şimdiden belirlendi, diğer 4 film ise henüz bellı değil ÇekCumhunyeti'nden Pttr Zelenka'nın "Buttoners"ı (Düğ- mecıler), Iran'dan Samira Makhmat- baTın "LaPOmme"u(Elma), Macaris- tan'dan György Feher'in "Passion"u (Tutku), Kanada'dan Don McKeUar'ın "Last Nighfı, (Dün Gece), Alman- ya'dan Fatih Akın'ın "Kurz und Schmendos"u (Çabuk ve Acısız), Fran- sa'dan Bnıno Podalydes'ın "Dieu seul roe vott" (Benı Sadece Tann Görüyor), Japonya'dan Yoichiro Takahashi' nin "Fishesin August"u (Ağustosta Balık- lar), Güney Kore'den Kwang-Mo ^ f i e ' n ı h ' ^ n n g üf my hömetown"ı (Kentımde tlkbahar), ABD'den Daren Aronofsky'nin "TT"si, Kore ve Taci- kistan'dan Min Boung- Hun ve Jams- hed Usmanow'un "Bee Fly" (An Sine- ği) yanşmadaki başlıca filmler. Diğer dört filmden bir tanesınin Türk fılmi ol- ma olasılığı çok yüksek. Uluslararası ya- nşmada birinci ve ikinci gelen filmle- re "AJön tskender" (40.000 dolar) ve "Gümüş İskender" (25.000 dolar) ödül- len venlecek ve bu ödülleri 7 kişiden oluşan uluslararası jüri tespıt edecek. Özel gösterim bölümünde Portekiz- li usta Manod de Oliveira'nın son fil- mi "Inguietude" (Endişe), festıvalin geçen yıl yapılmış olan Oliveira toplu gösterisine kutlama niteliğınde göste- rilecek. Filmin tercümanı efsanevi Yu- 'Çabuk ve Acısız' - Fatih Akm ^oran Paskaljeviç'in 'Barut Fıçısı' adlı filmiyle 13 Kasım'da başlayacak olan festivalin başkanlığını Angelopoulos ve Michel Demopoulos birlikte üstleniyorlar. Kapanışta Bertolucci'nin 'Kuşatılmış' adlı filmi gösterilecek. 14 filmin katıldığı Uluslararası Yanşma Bölümü'nde Fatih Akın'ın "Çabuk ve Acısız" adlı filmi Almanya adına yanşacak. Ceylan'ın "Kasaba"sı da "Balkanlar'a Bakış" bölümünde gösterime sunulacak. 'Yuvarianan Taşlar' - Ken Loach nanlı oyuncu Irene Papas -ki geçen yıl o'nuf Ödüllerini Mahotel deOliveâfaile paylaşmıştı-filmin gösterimi sırasında şahsen görev alacak... "New Horizons" (Yeni Ufuklar) prog- ramının son derece etkili genişliği 35 adet yeni, son derece cesur, dünya ça- pında film yapımlannı gösterime soku- yor. Yeni Ufuklar. 1992'den ben her yıl gelişerek ve büyüyerek Selanik'e alı- şılmışın dışmda yaratıcı, çatışmacı, tar- tışmacı veya nsk dolu bir sinema fes- tivali özelliğinı kazandırdı. Bölümün yöneticisi Dimitri Eipides, yıllar boyunca sınemacıhkta kendıleri- ne özgü, olağandışı öngörü ve yaratı- cılığa sahip olan çeşitli yöntemleri se- yirciye tanıttı. Bunlar arasında Hal Hart- ley, Abbas Kiarostami, Atom Egoyan, Chartes Burnett, Jim Jarmusch, Ale- "Son Durak Cennet' - Lucien Pintilie, Romanya xander Sokurav sayılabilır. Uluslara- rası seçmesinin dışmda bu bölöm ayn- ca bir alt gruplama olarak başka film- ler de sunuyor Bunlardan biri "Yeni Amerikan BağımsEİan'* bölümü. Bu bö- lüm ana akımın dışında kalan Amen- kan yönetmenlerinden yeni çalışmala- n gündeme getiriyor. Ken Loach toplu gösterisi Bir dığeri "3X3 Yan Yol". Burada üç önde gelen uluslararası film yönetme- niüçer adet filmiyle tanıtılıyor Buyıl- ki ısimler Ispanyol Ventura Pons,Fran- sız Fançois Ozon ve Amenkalı Amos KoUek. Yıne bir alt bölüm olarak yeni Fransız sineması var. Bu bölüm son dalga Fransız filmlerine ışık tutuyor. Aynca bir de çocuklar için özel bir bö- lüm var. -Balkanlar'a Baktş" bölümü ise, Bal- kanlar bölgesinden yeni soluklar geti- ren film yapımcılannı sunuyor. Türki- ye'den Nuri BOge Ceylan'ın "Kasaba" filmı bu bölümde gösterilecek. Toplu gösteri ve anıya saygı prog- ramlannda bu yıl olağanüstü bir Ingi- liz yönetmen var: Ken Loach. "Hayal veGerçek" adlı bölümde Ken Loach'un tüm fılmleri göstenlecek. 1965 yılın- daki "Kavşağın Başında"dan 1996'da- kı "Tirreven Alev" filmıne kadar, 1967'dekı "Zavalh lnek"ten bu yıl Can- nes'da odül alan "Benim IsmimJoe" fil- mıne kadar çelişkıler, tartışmalı konu- lar ve sıyasi yaklaşımlarla dolu belge- sel veya telev izyon filmlerinı de içeren çağımızın en önemlı sosyal alanlann- da eserler vermiş yönetmenleri arasın- da başta gelen. günümüz sinemasının en modern kişiliklerinden bir tanesini, Ken Loach'u tanıyacağız. Festivalin diğer anıya saygı bölümü, bu alanda toplu gösteri olarak ilk defa bütün bir seçmesi sunulacak olan Fran- sız film yönetmeni Jean Daniel Pollet olacak. "Yunanistan Tlıtkusu" adı al- tındaki bu bölüm Pollet'nin film sana- tına olağandışı ve özgür katkısım gös- teren konulu, kısa film ve TV yapım- lanndan oluşuyor. Festival aynca Yunanlı film ustası Nikos Koundouros'un çalışmalanna da özel biranı bölümü ayınyor. "Gerçek- ten Tarihe" başlıklı bu bölüm, Koun- douros'un 1954'te çektiği "Sihirti Şe- hir'' ile 1956'daki "Atina Canavan", 1963'te Berlin'de Altın Ayı ödülünü kazanan "KüçükAfit»diaer* ile 1998'de- ki "Fotoğrafçüar" filmlerine kadar uza- nıyor. Peter Greenaway'in operası Bu yıl yeni ve ilk defa olarak "As- ya'dan Bakış'1 adlı bir bölümde sunu- luyor. Bu bölüm Asya Sineması'nı Ge- liştırme Derneği NETPAC ile birlikte yapılıyor. Bölüm, bölgenin birçok ül- kesinden değişik film ürünlerini bir- leştiren kapsamlı bir bakış getiriyor. Festivale bu yıl getirilmiş olan en önemli yeniliklerden bir tanesı yönetim açısından yaptığı yenilenme ve Ulusal Yanşma Bölümü'nün yenne geçen "Uhı- sal Sinemaya Bakış" bölümü. Bu yıl Yunanistan'da yapılmış olan bütün film- ler "Ulusal Panorama" bölümünde gös- terilecek. Yunan fılmlerinin bu bölüm- de yer almalan Devlet Sinema ödü- lü'ne aday olmalan anlamına gelecek. Akademi ödüllerinin veriliş şeklini aşa- ğı yukan benımseyen yeni bir ödül yö- netmeliğı sistemıyle beraber burada çok sayıda film sektöründen gelen ki- şiler Devlet Sinema Ödülü'nün veril- mesi için oy verme hakkına sahip ola- cak. Bu Devlet Sinema ödülleri aynı zamanda çok ciddi maddi destek de sağlayan ödüller olacak. Bu yıl festivalde, lngiliz fıbn yönet- meni Peter Greenaway'ın "Dünyayı Temsil Eden 100 Obje" ısımli operası da sahneleniyor. Operanın ilk gösteri- mi 14 Kasım Cumartesi günü özel bir gala ile festivalin konuklanna sunula- cak. Festivalde yer alacak diğer etkin- liklerden biri "Magnum Sinema Sergi- si- EUi Yühk Fotoğrafçıhk" adını taşı- yor. Magnum Fotoğraf Ajansı, fotoğraf- çılannın son 50 yılda çekmiş oldugu film yıldızlan, yönetmenler, setler ve önem- li filmlerden çekilmiş fotoğraflanndan oluşuyor. Aynca "FestivaDerin film endüstrishv deld rolü'' ve "Medya eğjtimi" konulu ikı panel de yapılacak... Festival, her za- manki merkezinden Orympion Sinema Kompleksi'ndenyönetiİecek. Bukomp- leks aynı zamanda film gösterimlerinin yapılacağı iki ayn sinema salonunu da bünyesindebulunduruyor. 1998 yıh için yapılan heyecan verici bir değişiklik ise festival için tam uygun bir zaman- da bitirilmiş olan çok ekranlı bir sine- ma merkezinin tamamlanması oldu. "Yeni Ufuklar" bölümü ise programı- nın bir bölümünü geleneksel Palace^si- nemasında yapmaya devam edecek. Taner Barlas 'ın oyunlaştırdığı ve yönettiği oyun Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi 'nde Müakal vebelgesel'AydınlanmaAteşV NURDAN CİHANŞLMUL Taner Barlas'ın. Mustafa Ke- malAtatûrk' ün Nutuk'undan ve konuyla ilgili belgelerden yola çı- karak oyunlaştırdığı ve yönetti- ği 'Aydınlanma Ateşi', Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde iz- leyicilerin beğenisine sunuluyor. Müzikal-belgesel niteliğini taşı- yan oyunda Atatürk'ün çocuklu- ğundan başlayarak Türk ulusu- nun önderliğine yükselişine ve cumhuriyetin ilanına kadar olan dönemin yanı sıra Anadolu in- sanının bağımsızlık tutkusu, Kur- tuluş Savaşı sırasında gösterdi- ği çabalar ele alınıyor. Yıldn-ay Şahinler, Hüseyin Kö- roğlu, Orhan Hızh, Özen Turu- cu, Ayşen Çetiner, Müge Akya- maç, Suphi Tekniker, Metin Çek- mez, Ersin Sanver, Ali Karagöz. Setnah TuğseL MeükeAltmbaran, Bilge Zobu, Yılmaz Meydaneri, İskender Bağcılar, Zeki Yıkhnm, Ersin Lmulu. Eftal Gülbudak, Mustafa Kaplan, Erkan Sever, Gürol Güngör, Era\ Köseoğlu, Kutay Kırşehiriioğlu, Savaş Ba- nıtçu ve Erhan ÖzçeBk'in rol aldığı oyunun müziklerini Selim Atakan yapmış. Dramaturgluğunu Zuhal Er- gen'in üstlendiği oyunun dekor tasanmı RıflaDemirelli'ye, kos- tüm tasanmı ise Aysel Doğan ve SabahatÇolakoğlu'na aıt. Oyu- nun yönetmenliğinı üstlenen Ta- ner Barlas, 12 Eylül dönemi son- rasında yaptığı uzun araştırma- lann sonucunda 'Nutuk'u oyun- laştırarak dönemin Şehir Tiyat- rolan genel sanat yönetmenıne önermiş, ancak dönemin Şehir Ti- yatrolan genel sanat yönetmeni, 'Kuşaktan Kuşağa Nutuk' adlı oyunu okuduktan sonra, "Bu söz- leri Atatürk mü söykmiş" diye- rek oyunun sahnelenmemesine karar vermiş, Taner Barlas da 1402 sayılı yasayla tiyatrodan uzaklaştınlmış. Barlas'ın tiyat- rodan uzaklaştınlmasına neden olan ve genel sanat yönetmeni- nın Atatürk'ün söylediğine ınan- madığı sözlerse şunlar: "Bugün günün ağardığıru nasd görüyor- sam, uzaktan bütün Doğu ulus- lannın da uyanışını öyle görüyo- rum. Bağımsı/lık ve ö/.güriüğe kavuşacak olan çok kardeş ulus vardır. Onlann veniden doğuşu kuşkusuz ki gelişmeve ve mutlu- luğa doğru olacakor. Bu uluslar bütün güçlükiere ve engellere karşm muzaffer oiacaklar ve ken- dilerini bekleyen geleceğe ulaşa- caklardır. Sömürgecilik ve em- peryalizm yeryüzünden yok ola- cak ve yerlerine uluslar arasında hiçbir renk, din ve ırk ayrunı gö- zetmeyen yeni bir uyum ve işbir- liği çağı egemen olacaktır.'" (Mus- tafa Kemal) '18 yıl sonra tekrar yazdım' 18 yıl aradan sonra. Cumhu- riyetin 75. kuruluş yıldönümü nedeniyle tozlanan oyun tekrar gündeme geldığinde Taner Bar- las, demokrasi, laiklık, cumhu- riyet, özgürlük, bağımsızlık gi- bi kavramlara yeni içeriklerin yüklenmeye çalışıldığı bu dö- nemde oyunun yeniden ele alın- ması gerektiğine inanarak 'Aydm- lanma Ateşi'ni yeniden yazmış: " Kuşaktan Kuşağa Nutukadlı Dk metin 'Nutuk' ve 'Kurtuluş Sa- vaşı'nıtemelaJıyordu. 18\iliçin- de ülkemizde olumlu olumsuz birçok şey değişri. Cumhuriyet, demokrasi, laiklik ka\Tamlan- na yeni anlamlar yüklenmeye ça- lışıldı. Atatürk'ün karariı tavır- lan. bilgi, bilinc ve inançla yük- lü sözleri günümüzde yeniden yaşanı bulmalı diye düşündüm. Bu nedenle de oyunu tekrar yaz- maya karar verdim." Barlas'ın, oyunun yazım aşa- • Taner Barlas, Atatürk'ün düşüncelerinin günümüzde yeniden yaşam bulması amacıyla 'Nutuk' ve belgelerden yararlanarak öyunu yazmış. masında Hıfeı Veklet Veüdede- oğlu, Hasan Dinamo, Lord Kin- ross, P. Paruşev, Ahmet Banoğ- lu, Necdet Alpay, tsmet Bozdag, Mîna Urgan, HDmi Yücebaş, U- hami Tez, Celal Erozan, Cahit Külebi. Şahinkay a DU, Nâzım Hikmet ve RuhiSu'nun yapıtla- nndan ve şıirlerinden yararlan- mış. Oyunda anlatılanlann çoğu- nu aslında herkesin bildiğini be- lirtenTaner Barlas, "Önemüoian, bunu seyirciye nasıl aktanfağnuz. Belgesel oyunlar tiyatro kalıpla- n içinde sunulmalı. tlişkiler, söz- ler belirli bir estetik içinde seyir- ciye aktanhnah. Sanatsal kaygı- largözetilmeli" diyor. Atatürk'ü dört ayn kişinin canlandırdığı oyunda yaklaşık 50 kişi görev alıyor. "HepimizAtatürk'ün ço- cuklanyız ve bize bıraktıkları- nın biüncindeyiz"diyen Taner Barlas "Herkes yüreğiyle katri- dı bu işe.Öylebir coşku. dayanış- ma yumağı oluştu ki bu da oyu- nu oiduğundan çok daha yuka- nlara taşıyor" diye anlatıyor. 'Duşflnmeye itiyoruz' Aydınlanma Ateşf nde Ata- türk'ü canlandıran oyuncular- dan Hüseyin Köroğlu ise rolünün zor olduğunu ve rolüne hazır- lanmak için ciddi araştırmalar yaptığını söylüyor: "Mustafa KemalAtatürk'ü düşünerek de- ğil Mustafa'yı düşünerek işe baş- ladun ve ciddi araşürmalar yap- Om. tlerkdikçe gördüm Id aslın- da Atatürk bizim gördüğümüz- den daha büyük bir insanmış. Karariı, söylediklerini yapan, kendinden emin olan Atatürk'ü canlandırmak büyük bir onur." Hüseyin Köroğlu, Atatürk'ü canlandmnak söz konusu oldu- ğunda saç rengini değiştirerek ona benzemeye çalışmak yerine Atatürk'ün bize ne verdiğini, ne anlatmaya çalıştığını aktarma- nın önemine değiniyor ve şunla- n söylüyor: "Oyunda insanlan düşünmeye itiyoruz. Onun dü- şüncelerini, h^at görüşünü ya- şatması bakımından önemli bir görevi yerine getiriyoruz. Oyu- nu Atatürk'ün şu sözleriyle biti- riyoruz: 'Beni gerçekten sevi- yorsanız yaşamalı, ideallerin ger- çekleşmesi için uğraş vermelisin, hakiki sevgi budur.' Yeter Id sev- gimizi göstermeye çahşahm." ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Yanlışı Savunmak, Erdem midip? 22 Ekim Perşembe günü çıkan "Kitle ve Ikti- darya da Çevirinin Çevirisinden Ancak Bu Ka- dar!" başlıklı yazımda, Elias Canetti'nin dilimi- ze metnin özgün dili olan Almancadan değil, In- gilizce çevirisinden çevrilen "Kitle ve Iktidar" ad- lı başyapıtındaki çeviri yanlışları üzerinde dur- muşhjm. Bu aradayanlışlann -bütün yanlışlan gös- termek için ikinci bir kitap yazmak gerekecegın- den!- bazılarını da gerekçeli olarak sergilemiş- tim. Bu kitabı yayına hazırlayanlardan Sayın Yrd. Doç. Dr. Ender Ateşman, 2 Kasım Pazartesi gü- nü eleştirime verdiği yanrtında bütün yanlışları savunduğu gibi çok ağır bir yorum yanlışı da ya- pıyor; aynca beni bu eleştirimle "okunı yanıltma- ya" çalışmış olmakla suçluyor. Önce yorum yanlışına degınelım. Sayın Ateş- man, Ingilizce çevirinin eserin yazarı Canetti ta- rafından onaylanmış olmasını, bu eserin dılımi- ze Ingilizceden çevrilmesini hakh gösteren bir neden sayıyor. Bir yazann, bir eserinin özgün dilden bir başka dile çevrilmesınden bu çeviriyı onaylamak istemesi, ancak onun bu bağlamda- ki titizliğinin göstergesi olarak yorumlanabilır. Ama bu titizliği göstermiş bir yazarın yapılan çe- viriyi onaylaması herhalde bundan boyle eseri- nin ikinci dilden başka dillere çevrilmesini de onaytadtğı anlamını taşıyamaz! Yani burada onay- lanan, özgün dilden bir başka dile yapılan çevi- ridir, yoksa çevrilen dilden başka dillere de çevi- ri yapılabileceği değildir! Dolayısıyla ben, "Kitle ve lktidar"ın çevirinin çevirisi olarak yayımlanma- sını, Sayın Ateşman'ın iddia ettıği gibi bu onayı görmezlikten gekJiğim için değil, fakat yazann ona- yını doğru yorumladığım için eleştiriyorum. Sayın Ateşman şöyle diyor: "Ahmet Cemal, çeviriyi Ingilizcesi ile değil, Almancası ile karşı- laştırmakta ve kendince 'doğru çeviri 'lerin nasıl olması gerektiği konusunda öneride bulunmak- tadır..." Peki ama, içeriği bunca önem taşıyan bir başyapıtın dilimize nasıl gelmiş olduğunu araştırıyorsam eğer, çevirisini, yazıldığı dıl durur- ken neden bir başka çevirıyle karşılaştırayım? Bu eser bağlamında beni, Ingilizce -Türkçe çe- virinin üstelik olmayan!- "başansı" değil, ancak ve ancak Almanca kaleme alınmış eserde söy- lenenlerin Türkçeye doğru gelip gelmediği ilgi- lendirebilir. Sayın Ateşman yazısının bir başka yerinde de şöyle diyor: "Aynı cümle farklı çevirmenler tara- fından farklı şekillerde de çevrilebilır". Tamamen katılıyorum. Ama, "farklı çeviri" ıle "yanlış çevi- ri"y\ birbirine kanştırmamak koşuluyla! Şimdi bi- ri kalkar da "bozukpara" ile "köşe taşt"n\ veya "bu tûrbirkorku tarafından.." söylemi ile "birdo- kunuşla bile" söylemini yalnızca birbirinden fark- lı çevıriler sayarsa ya da örneğin "Bu ölüm teh- didi iktidann köşe taşıdır ve burada taş taş üs- tüne koyup büyük bir refah kütlesi oluşturmak çok kolaydır.." tarzındaki bir cümleyi okuduktan sonra bırakın çeviriyi, fakat yalnızca Türkçenin mantığı bağlamında bu cümlenin neanlama gel- diğini, başka deyişletaş taş üstüne koymakla na- sıl bir "refah kütlesi" oluşturulabileceğini sormak gereğini duymazsa, o zaman nasıl bir yargıya vanmak gerekir? Yazımızı noktalamadan önce, "Kitle ve Ikti- dar"\n Türkçe çevirisinden bir "inci" daha ser- gileyelim. "Ele Geçirme ve IçeAlma"başlıklı bö- lüm, yayımlanan çevirıde (s. 201) şöyle başlıyor: "Ele geçirme ve içe almanın psikolojisi, tıpkı ye- me psikolojisi gibi genel olarak henüz keşfedil- memiştir. Bütün bu süreci doğal kabul ederiz ve bu süreç boyunca olan bitenin gizemi üzerinde hiç düşünmeyiz. Oysa bize ilişkin bundan daha eski bir şey yoktur. Bu bizim hayvanlarla paylaş- tığımız bir özelliktir, ama bu olgu bile bugüne ka- dar onunla ilgilenmemizi sağlamamıştır." Aynı bölümü bakın Canetti -yani eserin yaza- n!- nasıl yazmış: "Ele geçirme ve bedenine al- manın psikolojisi, genelde yemekyemenin psi- kolojisi gibi henüz hiç araştınlmamıştır, bize gö- re bu bağlamda her şey son derece kendiliğin- den anlaşılır niteliktedir. Burada üzerinde asla düşünmediğimiz çok sayıda gizemli olay ger- çekleşir. Kendimize ilişkin olarak bundan daha eski diyebileceğimiz hiçbir yanımız yoktur; bu olaylann pek çokyönünü hayvanlarla paylaşma- mız, onlan bizim için bugüne kadar daha bir şa- şırtıcı kılmamıştır." Şimdi soralım Türkçe bılenlere: Burada yalnız- ca aynı anlamın farklı rfadeleri mi vardır, yok- sa farklı anlamlar taşıyan cümleler mi? Ve Sayın Ateşman'a da bir soru: Böyle bir çe- viriyi hâlâ savunmak, sizin "entelektüel" ahla- kınıza ve bilim adamı sorumluluğunuza uygun dü- şüyor mu? email: ahmetcemal" superonline.com BUGUN • CRR'de saat 19.30'da Leyta Pınar; Anglebert, Bach, Rameau, Fischer, Scarlatti, Dilhayat Kalfa, Duphly, Cimaroza ve Koczwara'nın eserlerini yorumlayacağı bir klavsen resitali veriyor. (0212-232 98 30) • AKSANAT'ta saat 12.30'da lazer diskten gösterilecek VTyana FUarmoni Orkestrası'nın Dvorak'ın 8 ve 9 No'lu senfonilerini yorumladığı konser yer ahyor. (0212-252 35 00) • BORUSAN KÜLTÜR MERKEZl'nde 19.00- 21.00 saatleri arasında Nejat Bozkurt'un katıldığı •Müzik Felsefesi' başlıklı söyleşi yer alıyor. (0212-292 06 55) • MtLLt REASÜRANS AUDITORIUM'da saat 19.00'da şef Ola Rudner yönetımınde ve piyanist Zeynep Yamantürk eşliğinde MiBi Reasürans Oda Orkestrası'nın sunacağı konser yer alıyor. (0212-23029 76) UC KUŞAK CUMHURİYET SERGISIETKINÜKLERI BUGUIV • Tarihi Darphane Binalan'nda süren etkinlikler kapsamında saat 11.00'de belgesel gösterimi, saat 11.00 ve 15.00'te klasik Türk müziği ve klasik Batı müziği sazlannın tanıtıldığı Sazlann Öyküsü adlı etkinlik, saat 18.00'de sinema gösterimi yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle