22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 KASIM 1998 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAM 19 TURKİYE istanbul _Y 16 Sinop PB 17 Adana PB 22 Edîrne Y 10 Samsun PB 17 Mersin PB 22 Kocaeli Y 15 Trabzon Çanakkale Y 15 Giresun Izmir Y 18 Ankara Y 15 Diyarbakır PB 15 _Y 15, Şanlıurfa PB 20 Y 12 Mardin PB 16 Manisa Y 1 5 Eskişehır Y 11 Siirt PB 17 Aydın Y 17 Konya PB 13 Hakkâri PB 14 Denizli Y 17 Sıvas PB 15 Van PB 13 Zonguldak Y 14 Antalya Y 22 Kars Y 10 Bütün bölgelerımiz parçalı çok bulutlu, Marmara, Ege, Iç Anadolu'nun batısı. Batı Akdenız, Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu'nun kuzey- doğusu ile Bolu ve Zonguldak çevrelerı yağmuriu, yer yer sa- ğanak yağışlı geçe- cek. Hava sıcaklığı değişmeyecek. D1S MERKEZLER Oslo Helsınki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn K K K Y Y Y Y Y 1 1 1 13 5 6 6 7 Münih PB 4 Zürih Berlin Budapeşte Madnd Viyana Belgrad Sofya Roma Atina PB PB Y PB Y K Y Y 2 2 13 1 6 2 12 15 PB 4 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire K Y PB K Y K Y PB -6 8 12 4 9 3 13 27 PB 21 O Parçah bulutlu Sslı £ 2 } Bulutlu t Çok bulutlu ı Yağmurtu Kartı Sulukar i Gok gurültütü GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada Dışişleri Bakanlığı, Alman Başbakanı Schrö- der'in ıtalyan D'Alema'ya sus payı olarak önerdi- ği "Apo olayını uluslararasıplatforma taşıma" pla- nını bir hafta önceden biliyordu. Önceki gün Schröder'in açıkladığı olası girişim- lere karşı Türkiye'nin önlemleri, 22 Kasım Pazar gü- nü Ecevit'in başkanlığındaki bir toplantıda müza- kere konusu oldu. Avrupa'daki, Apo'yu uluslararası bir mahkeme- ye götürme hevesini ilk olarak, Roma'yı ziyaret e- den ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Talbott sez- di. Türkiye'ye karşı son tezgâhın daha önceden ko- tarıldığı o denli açık ki; bir villada gözaltında tutul- duğunu söyledikleri çetebaşı Apo, D'Alema ile Al- man Schröder'in uluslararası mahkemeden söz ettikleri gün PKK organı Med TV'de aynı ifadeler- le Türkiye'ye saldırdı. Italya'nın güya dünya ile ilişkisini kestiği Apo, Roma'dan telefonla emrindeki Med TV'ye demeç verdi. "Kurduracağım Avnıpa mahkemesinde" diye başlıyor, "ne yapılacaksa gereklerine göre bu he- sab vereceğim. Kim katildir, nasıl katildir, onu an- latacağım" demek cesaretini gösteriyor. Türkleri Kürtlerin katili diye niteleme hazırlığını açıklıyor. Kimden alıyor bu cesareti? Kanıt aramaya ge- rek yok! Bu cesareti ikiyüzlü Italyan politikacıların- dan.. Apo'nun iadesini istemeyerek belayı başın- dan savan, Roma'ya suspayı olarak uluslararası mahkeme önerısiyle destek olan Schröder'den.. Böylece, D'Alema-Schröder-Apo; oluşturdukla- rı ilginç bir üçgende buluşuyorlar. Artık dünya siyasetinde kıymet-i harbiyesi ol- mayan Avrupa'nın kudretli Almanya'sı, PKK kor- kusunateslim... Dünyada bugüne dek eşi görülmemiş uyduruk bir mahkemenin piyasaya sürülmesine önayak olu- yor. Şu bu ülkeden derleme bir hâkimler heyeti Apo'yu hangi ülkenin yasalanna göre muhakeme edecek acaba? Bu soru yanıtsız. Sanınz yanıtsız kalacak. Ünlü terörist Cartos ve benzerieri için uluslara- rası bir mahkeme kurulması Avrupa devletlerinin aklının ucundan geçmedi. Ama sıra terör ve terö- rist başı Apo'nun yargılanmasına geldi mi; başta Almanya'da, peyki durumuna düşen Italya'da böy- le bir mahkeme için anlamsız çabalar başlıyor. llişkiler masaya Avrupa'da Apo krizinin patlamasından önceki ğetişrheferi de'dikKâte âlan Dışişleri Bakanlıgi, sotr analizde Batı ile aramızdaki ilişkilerin "hasta" ol- duğu yargısına varıyor. Kürtlere ve Iranlılara, ırkçılık siyasetine uygun uluslar gözüyle bakan Almanya, Türkleri yıllardır "entegre" etmemek için elinden geleni yapıyor. Ya Italya?.. Dışişleri, PKK vahşetini anlatan ilan- lan Italyan gazetelerinde yayımlatmak için büyük çabalar harcıyor. Aldığı sonuç nedir, biliyor musu- nuz? Onca gazete arasında sadece II Giornale ilanı ka- bul ediyor. Bir üst bürokrat yakınıyor: "Bürokrasi ölü. Çalış- mıyor. Hükümetin düşürülmesinden sonra üzeri- ne düşen görevi yapmakta duraksıyor." Hükümet üyelerinden, siyasetçilerden bekledi- ğimizgirişimleri; örneğin Dışişleri Müsteşarı Kork- maz Haktanır üstleniyor. "Yargı karar vermeden Apo ile ilgili yaptınmlara nasıl girişebildiklerini" Italyan karşıtına bir telefon konuşmasında sert bir üslupla sorup söylüyor. Ya genel manzara? "Baba" gezilere devam edi- yor. Hükümeti kimin ve nasıl kuracağını üç dört gün araştırıp düşünecekmiş. "Müstafi" Başbakan, Dışişleri Bakanı?.. Hem var, hem yok! Ama "dışımızdaki husumet" boş durmuyor. Al- man ve Italyan dışişleri bakanları uydurma ulusla- rarası mahkemeyi tezgâhfamak için bir araya ge- liyor. ABD'nin böylesi bir mahkeme ve yargıya "sı- cak" baktığı söyleniyor. Oysa Amerika'nın PKKte- rorizminde bize destek verdiği; ne var ki, Batı'da- ki "Kürt sorununun çözümü" korosuna katıldığı apaçık ortada. Şu gerçek bütün öğeleriyle gözler önünde: Türkiye, her açıdan Avrupa'yı, Avrupa ile ilişki- lerini artık sağlıklı biçimde yeni baştan değerlen- dirmek zorunda. Ne Avrupa ne Gümrük Biriiği.. Gerekirse hepsi bir yana. Değişmez amaç: Ülkenin bölünmez bütünlüğü! Dost Sigorta'ya yeni dava KAYSERİ (Cumhuriyet) - Irticai faaliyetlere kaynak sağladıklan gerekçesiyle gö- zaltına alman ve daha sonra DGM'ce serbest bırakılan Dost Sigorta AŞ ve ortakla- n hakkında yeni bir dava açıldı. Sanayi ve Ticaret Bakan- lığı'nın talebi üzerine Hazi- ne avukatlan Ticaret Mah- kemesi'ne yeni bir dava aç- tılar. Hazine avukatı Nuh Yılmaz, şirketin kuruluş ye- ri olan Kayseri'de Ticaret Mahkemesi'ne yaptığı baş- vuruda, Dost Sigorta Ano- nim Şirketi'nin kuruluş ve çahşma yönetmeliği esasla- n gereğince sermayenin ta- mamının ödendiğine ilişkin dekontlannın gerçeği yansıt- madığını savundu. Yılmaz, şirketin devlet kurumlannı aldatmaya yö- nelik faaliyette bulunduğu- nu belirterek ortaklık yapısı- nı gizlemek amacıyla yapı- lan işlemlernedeniyle şirke- tin feshine ve tasfiyesine ka- rar verilmesi talebinde bu- lundu. Sigorta denetleme uz- manlannca yapılan incele- me sonunda düzenlenen ra- porda. şirket esas sözleşme- sinin 3. maddesinde yer alan 16 kurucu üye adına kuruluş ön izni alan Dost Sigorta AŞ'nin henüz kuruluş aşa- masındayken ve ruhsat alın- madan önce kurucu ortakla- nnın yüzde 67 oranındaki hisselerini Hazine Müsteşar- lığı'ndan izin almaksızın başkalanna devrettiği belir- tildi. Raporda, sermaye yapısı- nın bu nedenle çok büyük öl- çüde değiştiği ve böylelikle kuruluş ön izninin verilme- sini gerektiren şartlann or- tadan kalktığı vurgulandı. Hazine avukatı Nuh Yıl- maz' ın başvurusunu dikkate alan mahkeme, duruşma gü- nünü belirledi. trticai faali- yetlere kaynak sağladıklan gerekçesiyle gözaltına alı- nan ve daha sonra çıkanldık- lan Ankara DGNTce serbest bırakılan Dost Sigorta AŞ ve ortaklan 24 Aralık'ta Kay- seri'de mahkemeye çıkacak. AB sürecine PKK gölgesi • Baştarafı 1. Sayfada çirilirken önerilen uluslararası yargı kurumunun yasal temelinin bulun- madığı belirtildi. Öcalan'ı sanık san- dalyesine oturtacak bir uluslararası mahkemede, Türkiye'nin yargılan- mak istenebileceğine dikkatçekildi. 1.5 saat süren toplantınm ardından gazetecilerin sorulannı yanıtlayan Ecevit, gelişmelerin değerlendirildi- ğini belirtti. Bazı AB ülkelerinin Türkiye'deki hükümet sorununun uzayabileceği düşüncesiyle Türki- ye'ye yönelüc haksız baskılannı art- tırabileceklerini belirten Ecevit, "Ni- tekim iki AB üyesi, bu yönde hazırlık içine girmiş; bir uydurma mahkeme yoluyla Abdullah Öcalan olayını, P- KK olayını sapnrma ve aşın ölçüde siyasallaşürma eğUimi içine girmiş- lerdir. Türkiye'nin bunu kabul etme- si, böyle oyunlara gelmesi söz konu- su degildir" dedi. Ecevit, AB'ye kar- şı nasıl bir strateji izleneceğine iliş- kin bir soru üzerine "Bu, AB'den bir girişiın değil, bu AB'ye üyeolan iki ül- keden gelen bir girişim. AB'nin ku- rum olarak böylesaçma sapan bir gi- rişime destek olacağuıa ihtimal ver- mek istemiwrum" diye konuştu. Bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi de uluslararası mahkeme girişimi için "Yok öyle bir mahkeme, oluşturula- maz. Uydurma bir mahkeme" dedi. Aynı yetkili, Türkiye'nin iade ta- lebini içeren dosyayı dün gönderdı- ğini anımsatarak "İadeistemimize ne yanıt verecelderiııe bakacağız" dedi. Gfirel: Kasrt var Cumhuriyet'in sorulannı yanıtla- yan AB ilişkilerinden sorumlu Dev- let Bakanı Şükrü Sina Gürel, Avru- pa'nın amacının ne oldugunu anla- maya çalıştıklarını belirterek şunla- n söyledi: "Şimdüik i>i niyetle yaklaşmaya çauşıyoruz. Ne yapöklannı biliyor- larsa vahim bir şey yapmay ı planlı- yorlar demektir. Bizi cepheden kar- şıUnna alıyorlar demektir. BUmKor- larsa bunu anlatacağız. Eğer geniş bir plan varsa rolleri bölüşrüler. oyunu sahneye koyuyoıiar. lyi niyetfe yakla- şarak söylüyorum,A>rupa hâlâ Tür- kiye'deki meselenin ne oldugunu kav- ramış değil." Türkiye'deki son gelişmelerin azınlık hakları sorunu olmadığmı söyleyen Gürel, "Bunu hedefliyor- larsa başaramazlar" dedi. Türki- ye'deki olayın terör konusu ve bir bölgenin göreli geri kalmışlığı oldu- gunu söyleyen Gürel şöyle devam et- ti: "Eğer Türkiye'nin, güneydoğu- suyla ilgili bir sorunu oldugunu dü- şünüyorlarsa onun Türkiye'nin bir iç sorunu oldugunu hep göz önünde rutmalan gcrekir. Bu da uluslarara- sı bir sorun değildir. Biz de bu soru- nun ekonomik ve toplumsaJ önlem- lerle çözülmesi için elimizden geleni yapıyoruz. EğerA\Tupa, Türki)e' nin önünü açmak istiyorsa yapması gere- ken iki şey var: Birincisi terörü kına- yacak. Terör örgütû'nün uzanülannı ortadan kaldıracak. Avrupa unutma- sın ki bizde etnik sava$ olmadı. din sa- vaşı olmadı: bizde yabancı düşman- lığı. soy kınm kabna ulaşmadı. Bun- lardan geçmiş birAvrupa, Türki>«'de olup biteni ka\ rayamaz. Udncisi, Gü- neydoğu'nun göreli geri kalmışhğı. Bu uluslararası birmeseie değil. .Ama en son AB komisyonu raporundan da anbyoruz ki PKK'yi terör örgütü saymıynriar. Eğer Türkiye'ye kendi şablonlanyla bakmaya girişirlerse o zaman ilişkiler onulmaz yaralar ahr." Gürel. "Türkiye'de en y üksek sta- fü vatandajjlıknr. Bu kan esasına bağ- lı değildir. Eğer Avrupa bunu görmü- yorsa.görmek istemediği kanısuıa \a- raeağız.O zaman Lozan'ımasayaya- ürmak, bütünlüğümuze kastetmek gibi unsurlar arayacağız'' diye ko- nuştu. Uluslararası yargı kurumunun hu- kuki temelinin bulunmadığını vur- gulayan Gürel, Avrupa'nın böyle bir girişimde bulunması durumunda, ilişkilerin kötüleşeceğini vurguladı. tsmail Cem de Öcalan'ın Avrupa'da yarattığı rahatsızlığa ilişkin olarak " Bölücü şiddete bulaşan vedestekve- ren her üikenin başına gelmiş olan ve gelecek olanın tescUidir bu olay " diye konuştu. Apo değil, Lozan yargılamyor • Baştarafı 1. Sayfada Türkiye'yi bölmek istedi- ği değil, siyasal bir plat- formda, PKK örgütünûn meşruluğu gündeme geti- rilecektir. Avrupa Biriiği, Lozan'ı yargılamaya başlamış ola- caktır. ftalyan ve Alman başbakanlannın oluştur- duklan ortak zemin, kim- se kuşku duymasın, diğer Avrupa Biriiği üyeleri ta- rafından da zaman içinde, yavaş yavaş benimsene- cektir. Başlangıçta belki. bazı ûlkelerin itirazı ola- caktır. Ama bunlar yanılt- masın, sonunda, iyi polis- lcrle kötü polisleraynı çiz- giye gelecektir. PKK örgütûnün Avru- pa'da siyasal zemine çekil- mesinin hazırlıklan, zaien son 5 yıl içinde yapılmak- taydı. Gerekli altyapinm ortaya çıkması için, el al- ttndan her türlü destek ve- riliyordu. Vitrinde, PKK terör örgütüdür diyenler bile mutfakta, örgütün kendi ülkelerinde yapılan- ması için gerekli pazarlık- lan sürdürüyorlardı. Tür- kiye'yi fazla gücendirme- mek, Avrupa'nın "gerçek- terini" görmesini önlemek için, Türkiye'ye ikiyüzlü davrandılar ve işi gerçek- ten iyi götürdüler. Avrupa bu tutumu ile Lozan'ı masaya yatırmak- ta, Lozan'ı yargıiama ha- zırlıklan içine girmekte- dir. Apo ve PKK artık, Italya'nın ve Almanya'nın sorunu olmayacak, Avru- pa Birliği'nin sahiplendi- ği siyasal bir ortama çeki- lecektir. Yıllarca. AB'nin Türki- ye'yi tam üye yapmayaca- ğını. Türkiye'yi vesayet altına alan gümrük biriiği belgesi ile, AB'nin siyasal ve ekonomik dayatmalar içine gireceğini anlatma- ya çahştım. Birtakım çev- relenn "gafletvedalaleti'", Türk kamuoyunun ger- çekleri görmesini önledi. Şimdi Türkiye 6 Mart Vesayet Anlaşmasf ndan başlayarak, Avrupa ile iliş- kilerinde birçok şeyi göz- den geçirmek zorunda bı- rakılmıştır. Çünkü Avru- ^ , Apo ve PKK örgütü- nün sorgulanması adı al- tında Lozan'ı masaya ya- tıracakrtr. Alman ve Italyan baş- bakanlannın ortak karan ile, bu süreç için düğmeye basılmıştır. Türkiye'de ba- zı çevreler hâlâ, kafalannı kumdan çıkarmak isteme- mektedirler. Bu acaba kimin işine yanyor der- siniz? Suriye anlaşmaları yerbıe getirmiyor • Baştarafı 1. Sayfada zorunda kalmış ve Türkiye ile Suri- ye arasındaki gerginlik, Adana mu- tabakatı ile yumuşamıştı. Ancak mutabakatta yer alan teknik detay- lann uygulanmasında, Suriye'nin tutumu nedeniyle pürüzler çıktığı belirtiliyor. Öcalan'ın Suriye'den çı- kanlmasının ardından Türkiye ile Suriye arasındaki gerginliğin sona erdiğini belirten diplomasi çevrele- ri u Kriz, Öcalan'ın Suriye'den gön- derilmesi önkoşuluna bağlanmışü. Şimdi Suriyede'Biz Abdullah Öca- lan'ı gönderdik, istediğinizi yerine getirdik' yanram vererek kriz dosya- sını kapatü ve diğer konulan yoku- şa sûrüyor" yorumunda bulunuyor- lar. Arap diplomasi çevrelerinden bir kaynak yaptıği açıklamada "Suriye, öcalan'ın iadesi ile zonınlu olarak bir taviz verdiyse de her şeyi alün ta- bak içinde Türkiye'ye sunmayacak- ür. Bunun için TürkiyeileSuriye hü- kümeti arasında bahar havası esme- si gerekhor Id böyle bir şey yok. Şu anda Türkiye'nin gündeminde za- ten İtatya var" diye konuştu. Dışiş- leri Bakanlığı, mutabakatın uygu- lanma sürecinde Suriye'ye birçok ödev düştüğünü belirtmiş, "Suri- ye'nin,Adana mutabakaündan kay- nakianan taahhütkrine uyma dere- cesini yakından izüyoruz" demişti. Öte yandan Türkiye'nin, Suri- ye'deki PKK militanlanndan birinin iadesini istemesinin de sıkıntı yara- tacağı belirtiliyor. Türkiye ile Suri- ye arasında suçlulann iadesi anlaş- ması bulunmuyor. Türkiye'nin, ia- desini istediği İcişinin suçlu olduğu- na dair kanıtlar ve mahkeme karan ile Suriye'ye başvurması gerekiyor. iadesi istenen kişinin suçlu olup ol- madığı, adi ya da siyasi suçlu oldu- ğu konulannın Suriye'de incelen- mesinin ise çok uzun zaman alabi- leceği belirtiliyor. Türkiye'nin iade isteminde bulunmasına karşılık, Su- riye'nin de sık sık kendisi aleyhin- deki bazı örgütlerin temsilcilerinin Türkiye'ye gidip geldiğini iddia et- tiği ve bu kişilerin iadesini talep et- mesinin muhtemel olduğu da yapı- lan değerlendirmeler arasında yer alıyor. Diplomatik çevrelerde, Adana mutabakatında öngörülen Türkiye- Suriye-Lübnan üçlü güvenlik top- lantısının ise uzak bir ihtimal oldu- ğu belirtiliyor. Alman bilgiye göre cumhurbaşkanlığı seçimlerinden yeni çıkan Lübnan. Türkiye'nin çağnsına henüz cevap vermedi. Adana mutabakatında öngörülen, ikişer yetkilinin büyükelçiliklerde görevlendirilmesi mekanizması için Türkiye, Şam Büyükelçiliği'ne bir tstihbarat ve bir Genelkurmay yet- kilisini gönderdi. Dışişleri Baİcanlı- ğı'ndan bir yetkili, Türkiye'den gi- den yetkililerin görevine başladığı- nı, Suriye'nin ise bu konuda Türki- ye'den talepte bulunmadığını söy- ledi. Keşifhelikopteri düştü: 18 askerşehit HAKKARİ/DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinin Kuzey Irak sı- nınnda keşif uçuşu yapan Sikorsky tipi askeri he- likopter, önceki gün düştü. Olayda 2 pilot üsteğ- men, 1 asteğmen, 1 astsubay ile 14 erbaş ve er şehit oldu; 1 er de yaralandı. Uluslararası haber ajanslan helikopterin PKK tarafindan düşürül- düğunü dünyaya duyurdu. Helikopterin düşmesinin ardından yangm çık- tığı ve cesetlerin tanınmaz halde olduğu belirti- lirken olaydan yaralı kurtulan ve tedavi altına alı- nan piyade erin adınm Engin Yaşar olduğu öğ- renildi. Ölen 18 askerin isimleri şöyle: Olenlerin kimlikleri Jandarma Pilot Üsteğmen Erdem Oztûrk, Jandarma Pilot Üsteğmen Oğuz Kıbç, Piyade Asteğmen Gürkan Kösen. Astsubay Mithat Ak- ça, Piyade Uzman Çavuş Mustafa Duman. Pi- yade Uzman Çavuş Yusuf Tanboğa, Piyade er- ler. Savaş Görlek, Ömer Kızılkava, Levent Yana- gülü, Şenol Özbay, Mesut Baû, fshak Sağlamoğ- lu, Emin Çetik, Ersin Kaya, Yusuf Öçen, Erol Kıvrak, Turgay Elbe ve Mesut Bul. Olağanüstü Hal Valiliği, helikopterin düşme- sinin ardından bir açıklama yaptı. Açıklamada, "Hakkâri'nin Yüksekova ilçesinin Dağlıca böl- gest Türkiye Kuzey Irak sınırma mücavir alan- da keşif, gözetleme ve devriye acil destek görevi- ni icra eden Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait bir ge- nel maksat helikopteıi, 27 Kasım 1998 günü öğ- ie saatlerinde henüz sebebi tespit edüemeyen bir nedenden dotayı düşmüştür. Düşen belikopterde 3'ü subay, l'i astsubay, 11 'i de erbaş ve er olmak üzere toplam 15 güvenük görevlisi şehit olmuş- tur. Olayda 1 er ise yaralı olarak kurrulmuş olup tedavisi devam etmektedir" denildi. Yetkililer Sikorsky tipi helikopterin Van 21. Jandarma Sınır Komutanlığı 'na ait oldugunu ve Kuzey Irak'ta yapılan operasyonlar için bölge- de bir kaç gündür keşif görevi yaptığmı bildir- mekle yetindiler. PKK'ye yakınlığıyla tanınan ve Avrupa'da fa- aliyet gösteren DEM Ajans; helikopterin, örgü- tün askeri kanadı olan ARGK tarafindan düşü- rüldüğünü ileri sürdü. Uluslararası ajanslar ta- rafindan da kullanılan haberde, helikopterin Hakkâri'nin Çukurca ilçesine bağlı stratejik önem taşıyan Kartal tepesine indirme yapmak isterken vurulduğu. helikopter içindeki silahla- nn da PKK'liler tarafından alındığı iddia edildi. Haberde, ARGK üyelerinin helikopterin enka- zından 7 adet G~3,2 adet BKC, 2 adet Arbiki, 2 adet Kanas silahı yanlannda götürdükleri savlan- dı. Geçen yıl Gabar Dağı'nda saldrnya ugradı- ğı öne sürülen Cooger tipi bir helikopter de zo- runlu iniş yapmıştı. Helikopterdeki 1 astsubay ile 1 er de şehit olmuştu. 14 Mayıs 1998 günü Kuzey Irak'ta gerçekleş- tirilen operasyonlar sırasında da Cooger tipi bir helikopter PKK'nin Zap Kampı üzerine düşmüş, aralannda 2 generalin de bulunduğu 13 subay ve astsubay şehit olmuştu. Aynı dönemde Cobra ti- pi bir helikopter de saldınya uğradığı gerekçe- siyle Şırnak Tugay Komutanlığı'na zorunlu iniş yapmıştı. Tupizm sempozyumu • İstanbul Haber Servisi - Thomas Morus Akademisi tarafindan Antalya Kemer'de düzenlenen turizm sempozyumuna katılan Prof. Dr. Faruk Şen, Türk turizminin geleceğinden umutlu oldugunu söyledi. • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - "Uluslararası Sanatta Etkileşim Sempozyumu" sona erdi. Sempozyum kapsamında düzenlenen panelde konuşan Bilkent Üniversitesi Insani Bilinıler ve Edebiyat Fakültesi Türk Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Talat 30 yılda Amerikan edebiyatından toplam 1500 kitabm Türkçeye çevrildiğini, aynı sürede Türkçeden çevrilerek Amerika'da yayımlanan kitap sayısının ise yalnızca 15 oldugunu bildiren Halman, "Bu çok ters bir etkileşimdir" dedi. Telekom dolandıncıları • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Telefon hatlannı Lübnan'da bulunan kontürlü telefonlara yönlendirerek Telekom'u milyarlarca lira dolandırdıklan saptanan uluslararası bir şebeke ortaya çıkanldı. Gözaltına alman kişilerin sorgulanmasından sonra şebekenin organizasyonunun Kolombiya uyruklu bir kişi tarafindan yapıldığı bildirildi. Gecekondu köprüler tehüke saçıyor ilgisiz kalması yüzünden, kendi çözümlerini kendileri üreriyoriar. Ancak üretilen bu çözüm- ler kimi zaman tehlikeü olabiüyor. Kâğıthane Barbaros Caddesi'ni ikrye bölerek akan "Can Deresi' üzerinde, yayalar için yeterii geçiş kolaylıkları sağlamayan belediye, özellikle çocuk ve yaşhlar için oldukça tehlikeli olan kalaslann yurttaşlar tarafindan köprü olarak kullarul- masına seyirci kalıyor. Yurttaşlar, Istanbul'un eski yerİeşim bölgelerinden biri olan Kâğrtha- ne'de, ancak keçilerin kullanabileceği ilkellikteki köpriûere mahkûm edilmelerinin sorum- luhığunu yönetkilerin ilkel yaklaşımlarında aramak gerektiğini kaydediyorlar. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada çerli. Her farklı-yeni şey için ilk yaklaşım: - Bu yazı konusu! Son dönemde sanata ilişkin gördüğüm-yaşadı- ğım pek çok şey için bu tepkiyi gösteriyorum a- ma, günlük siyasi gelişmeler bu isteği kursağım- da bırakıyor. Geçenlerde TOBAV'ın bir bildirisinde, "Demokrasinin temsili olmaktan çıkıp katılımcı hale gelebilmesi için sanat kültürüyie insana yatı- nm yapılması gereklidir... Bugün içinde yaşadığı- mız mafya olaylan, medya terörü, sıyasetçilerin tutarsızlıklan işte hep bu ortak eksiklikten, sanat kültürü ve disiplininden yoksun olmamızdan kay- naklanıyor" deniyordu. Tamer Levent, filozofun elde fener gerçeği ara- ması gibi, bıkmadan usanmadan elde "sanata evet" çağdaş yaşamı anyor! Bu bir yazı konusu! Erhan Gökgücü'yle konuşuyoruz. DevletTıyat- rolan Nâzım Hikmet'in kendi yazdığı bütün oyun- lannı repertuvarına almış. Yusuf ile Menofis gös- terimde. Geçen yıllarda da zaman zaman Nâzım Hikmet oyunlan oynandı ama, ilk kez tümü bir- den... Bu bir yazı konusu! Ahmet Yeşil'in 32. resim sergisi geçen salı gû- nü Halkbank Sanat Galerisi'nde açıldı. Yeşil, 1972'de geçirdiği rahatsızlık nedeniyle yürüme ye- teneğini yitirmiş bir sanatçı. Ama öyle bir yüzü, yüz dolusu gülüşü var ki, "yaşam sevincinin tablosu" dersiniz. Ahmet ipsiz bir sanatçı değil. Hemen tüm resim- lerinde anlatmak istediklerini ipi kullanarak aktan- yor. Tekerlekli sandalyeyi uçuş kabini olarak kulla- nan bir gencin olumsuzluklan iplemeden sanatın ipine tutunarak yaşaması... Bu bir yazı konusu! Çek-sanat mafyası... Ufuk Karakoç, Devlet Opera ve Balesi sanat- çısı. Halk müziğine âşık. Kitle örgütlerinin etkinlik- lerine, "Söz varsa saz benden" deyip renk katıyor. "Ruhi Su 'nun yolunu seçtim" diyor. Son bir kase- ti çıktı. Geçenierde önündeki hedefler üzerine sohbet ediyoruz. Unkapanı'ndakilersesini çok beğenmiş- ler. Bugün kazandığının 10-20 katını da önermiş- ler ama, bir şartla: "Kendini bize teslim edeceksin. Ruhi Su'nun yolu molu bizi ilgilendirmez. Imajını biz çizeceğiz. Hangi parçalan söylemen gerektiğine biz karar ve- receğiz. Seni tanıtma işini de bize bırak." Her sanatçı için söytemiyoruz ama, bu tanıttm rşi ilginç. "Tanınmış" sanatçı için seçitmiş zamanlar- da, günlüğü 150-200 milyona kamera kiralanıyor. Çekimler yapılıp haber üretiliyor: "Elmalar sert mi diye bakarken ojesi kaydı..." "Kuaför saçlannı tararken iki tel koptu...' Anlayacağınız sadece çek-senet mafyası yok, çek-sanat mafyasının da hatırı sayılır yeri var. Ufuk, "Bunlara direneceğim ama, sağlıklı birçı- kış yolu anyorum" diyor. Bu bir yazı konusu! Bahadır Tokmak-Turgay Yıldız... "Bu ülkede ne yaparsak iyi gider" diye değil de, "Sanatımızı ülke için nasıl kullanınz" diye düşünen iki sanat emekçisi. Her gün yeni oyun yazıyorlar. Haber-oyun mu demeli? Yaşayan tiyatro mu demeli? Onlar da sanat yeteneklerini "bilince" değil de "çek-sanata" yatırsalar, televizyon kanalları peş- lerini bırakmazdı. Ama, "lyi ki variar" diyenler bu kadar çok olmazdı. Asıl "var"lık da bu olsa gerek... Bu bir yazı konusu! Çinli filozofun özdeyişini anımsatalım: Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek. On yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik. Yüz yıl sonrası- nı düşünüyorsan toplumu eğit. Buna ekimizi yineleyelim: Bin yıl sonrasını düşünüyorsan sanatçı yetiştir! Korkmaz'ın adamlarına tatbikat • İstanbul Haber Servisi - Gıyabi tutuklu olarak aranan arazi mafyasının önde gelen isimlerinden Ayvaz Korkmaz'tn 3 adamı, organize suçlar ve silah kaçakçılık şube müdürlüğüne bağlı ekipler ile jandarmanın ortaklaşa düzenlediği operasyonda çok sayıda silahla birlikte gözaltına aluıdı. Gözaltına alınan kişilere, Hadımköy'de bir işyerinde 2 kişinin yaralanması olayma karıştıklan gerekçesiyle tatbikat yaptınldı. Güneşlioğlu ve 2 işadamı gözaltında • İstanbul Haber Senisi - Güneş Hastanesi'nin sahibi Şehmus Güneşlioğlu ile "Süral International" adlı fîrmanın sahipleri Ahmet ve Mehmet Süral "emniyeti suiistimal, evrakta sahtecilik ve dolandıncılık" iddiasıyla önceki gün gözaltına alındı. Su kesintisi • İstanbul Haber Servisi - tSKl'den yapılan açıklamada tstinye Terfi Istasyonu'ndaki bakım çalışmalan nedeniyle, yann 08.00-16.00 saatleri arasında tstinye, Tarabya, Büyükdere, Sanyer. Maden ve Rumelikavağı'nda su kesintisi uygulanacağı bildirildi. Öztürk Serengil'in sağlık durumu • İstanbul Haber Servisi- Sinema sanatçısı Öztürk Serengil'in halen yoğun bakımda olduğu, ancak "ses ve ağn uyanlanna yanıt verdiği" bildirildi. Central Hospital Başhekimi Abidin Özçelik, yaptığı açıklamada, Serengil'in sağlık durumunun ciddiyetini koruduğunu. ancak durumunda küçük de olsa bir gelişme gördüklerini söyledi. CeseUer bulunamıyor • İstanbul Haber Servisi - Alibeyköy Baraj Gölü'nde, balık avlamak için açıldıktan sonra boğulduklan belirtilen 6 kişinin içinde olduğu tekne bulundu. Geçen cumartesi gününden beri baraj gölünde yapılan araştırmalarda cesetlere rastlanılmadı. Hava kirliliği • İstanbul Haber Servisi - Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Geliştirme Daire Başkanı Mustafa Öztürk, 1995-96 yılında kış ortalaması 400 mikrogram/metreküp olan kükürtdioksit oranının, geçen yıl Avrupa yakasında 75, Anadolu yakasında 60 mikrogram/metreküpün altına düştüğünü söyledi. Öztürk, bu yıl kükürtdioksit oranını 50 mikrogram/metreküp olarak beklediklerini belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle