16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 KASIM 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI /cumek(a turk.net 13 ŞİRKETLERDEN • BORUSAN OTOMOTlY BMW 3 serisı Salon"dan yaklaşık bir yıl sonra BMVV 3 serisinde ikinci model olan Coupe'u pıyasaya sunuyor. Yeni 3 serisi Coupe geliştirilmiş dört ve altı silindirli motorlarla donatılmış. • UNITEL'in yeni başJatnğı kampanya, herkesi cep telefonu sahibi yapmavı atnaçlıyor. Kampanvada, Motorola d460'lar, hat ve Telsim kart dahil 32 milvon 900 bin tiraiık fîvatla tüketicive sunuluvor. • DEMİR KYRGYZ International Bank'ı Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Kırgızistan Cumhurbaşkanı Askar Akaev zıyaret etti. Demir Kyrgyz International Bank, çagdaş finans ve teknoloji bilgileri ıle yeni kuşak bankacılann yetiştirilmesıne katkıda bulunuyor. • ELECTROLt X Grubu, yüzde 20'tik pazar payı ile Avrupa birincisi oldu. V'ılın ilk 9 ayında dümadaki toplam net kânnı arttıran Electrolm'ün başansında, bütiin dün\adaki yeniden vapıianma çalışmalan >e küçiilerek büylime stratejisi etkili oldu. • DÜNYA ALTIN KONSEYt'nın. Türk kuyumculugunda tasanm konusunu geliştirmek. tasanmcı ve üreticilerin çalışmalannı değerlendirmek amacıyia düzenlediği Gold Trends'99 "Altın Takı" ve "Altında Tasanm" yanşmalannın fina) gecesi 21 Kasım'da gerçekleştirilecek. • OPEL, Paris'te düzenlediği basın toplantısında gelccekyıl piyasaya sunacağı Opel Movano'nun tanıtınıını yaptı. OpeL önümü/deki 3 yıl içinde ticari araçlar serisini genişletmek için 600 milyon marklık yatırun planüyor. • ALTINYILDIZ, Antalya"da düzenlenen Uluslararası Secotex'98 Ekotoksikoloji ve Çevresel Güvenlik Konferansı'nın ana sponsorlan arasında yer aldı. Konferansta Akdeniz \e Karadeniz'deki çevre problemlen tartışıldı. • AVGAZ,ilkdefa binicilik yanşmasuıa sponsoriuk yapıyor. Bugiin başla>ip yann sona erecek Binicilik Kupası'na iiç ilin 8 atlıspor kuliibünden yanşmacılar katılıyor. • VAN CLEEF&ARPELS Koleksiyonu'nun en değerlı parçalan Gilan Residence'ta sergilendi. Van Cleef&Arpels. 1906 yılından ben kraliyet ailelerinin ve elit kişilerin mücevhercisi olarak bıliniyor. • İSTANBUL Ticaret Odası. Avustraha Ülke Etüdü, Moldova Clke Profıli Mevzuat ve Türk GirişimcUeri Çalışma Mevzuatı Bilgilendirnıe Semineri adında 3 kitap daha yayımladı. • TEBYATIRIM. 16 şubesinde başlattığı "TEB Vizyon" hizmetiyle, haftanın üç günü uydu iizennden gerçekleştırilen :anlı yayınlarla Türk Ekonomi Bankası'nın seans adalanna bağlanıyor. TEB Yatınm, yatınmcılara etkin sir bilgi akışı sağlıyor. • LİKOM VAZILEVl'ın, izeüikle orta ve büyük ılçekli işletmeler için jrettigi IntroPlus yazüımı ile Protel otel yönetimi yazılımı ırasındaki bilgi alışverişini »ağlayan Fıdlık arayüzü amamlandı. Sorunlann siyasi istikrarsızlıktan kaynaklandığını belirten sanayiciler hükümete sert çıktı u Kriz gömleği gîydik'Ekonomi Servisi - Hükümet hakkında \enlen gensoru öner- gesinin kabul edılmesiyletırma- nan siyasi istikrarsızlık sanayici- leri kızdırdı. Istanbul Sanayi Odası (tSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hüsamettin Kav1 Türk sanayiinin rekabet gücünü kay- bettiğini belirtırken Meclis Baş- kanı Ömer Dinçkök de "Sanayi göz göre göre kriz gömleğini gjy- miştir" dedi. Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Zafer Çağlayan da eko- nomik sorunlann siyasi istikrar- sızlıktan kaynaklandığını, seçim süreciyle bırlikte katlana- rak büyüyeceğinı ifade et- ti. tSO Meslek Komiteieri toplantısında konuşan sa- nayiciler, dünyada yaşanan krizlerin faturasını ağır ödediklerini belirtirken çö- züm önerilenni dile getir- di. sanayiinin sıkıntılı bir süreç ge- çirdiğini söyledi. Kavi, yüzde 50'lere ulaşan fa- iz oranlan ve enflasyonun sana- yiyi zor durumda bıraktığını kaydederek kapasite kullanım • ÎSO toplantısında siyasetçileri topa tutan sanayiciler, dünya piyasalannda "öldüresiye" bir rekabetin yaşandığını, Türkiye'nin ise gerekeni yapamadığını söylediler. Yüzde 50'lere ulaşan faiz oranlan ve enflasyonun sanayiyi zor durumda bıraktığını kaydeden İSO Başkanı Kavi, "Biz rüşvet değil, ödediğimiz vergikrin yüzde l-2'sini kredi olarak istiyoruz" dedi. oranlannın özel sektörde son 3 ayda 72-75'lere gerilediğine dik- kat çekti. Sanayicilerin krediye ihtiyacı olduğunu söyleyen Ka- vi, "Biz rüşvet değil, ödediğimiz vergilerin yüzde l-2'sini kredi olarak istiyoruz" görüşünü dile getırdi. Meclis Başkanı Ömer Dinç- kök, sanayi üretiminin 1997 Ey- lül ayında yüzde 21.4 artış gös- termesine karşın bu yılın aynı Hükümet mali bunalımm reel sektörü etkisi altına aldığını söyledi Iç talebehsıtlama karan 'Hükümet var mı?' tSO Yönetim Kurulu Başkanı Hüsamettin Kavi, Türkiye'nin içine girdiği seçim sürecınde acil ted- birlerin alınması gerektiği- ni vurgula\arak "Çete, mafya. kasetler almış başı- nı gidivor. Hükümet var mı >ok mu belli degiT dedi. Dünya piyasalannda "öl- düresiye" bir rekabetin ya- şandığını ifade eden Hüsamettin Kavi, imalat ANKARA(CumhuriyetBörosu)-Hükümet, 1999 yı- lmda Türkiye'nin uluslararası bunahmdan etkiîenme- mesi için iç talepte kısıntıya gidilmesinı öngörüyor. Üre- tim kesimini temsil eden sanayiciler, "ektmomidekidur- gunluk"tan yakmırken; 1999 yılında, 1998'de yüzde 4.5'e çekilen büyümenin daha da kısılmasinı savunu- yor. Hükümet, mali bunalımın reel sektör üzerindeki et- kisinin belirgin hale geldiğini kabul ederken, ihracatın arttınlmasını istiyor. Devlef Bakanı Işm Çetebi'nin sunduğu 1999 yıh mak- roekonomik hedefler raporunda, 1998 yılında hızlı bü- yümenin nedeni olan iç taiep artışının dengelenerek. bü- yümenin yüzde 4.5 civanna çekildiği belirtildi. Ancak, hükümet, 1998 bütçesinde bu oranı yüzde 3 olarak be- lirlemişti. Gayri safı milli hasıla (GSMH) büyümesi ve iç talepte gözlenen yavaşlamanm, izlenen maliye ve ge- lir politikalanrun sonucu olduğu savunulan raporda, 1998 yıJı kamu sabit sermaye yatınmlannın bütçe dışı kamu kesimi yaünmlanndaki arnş nedeniyle yüzde 4.5 yerine yüzde 7.8 oranında artttğı kaydedüdi. PiyasalardakJ paniğin azalmasına karşın mali buna- lımın reel sektör üzerindeki olumsuz etkilerinin dahabe- lirginleşmeye başladığı uyansı yapıldı. Raporda, şu de- ğerlendirmeye yer verildi: "Türkiye'nin, içtakbi canlandıncıpolhikaiardan çok istikrar içinde iç ve dış dengeierini sürdürülebilir bir ya- pıya kavuşnırması önemlidir. Dış ve iç finansman imkân- lanndaki daralma ve borçianma malryetierindeki yük- selme göz önüne alındıgında, kamu açıklannı artrmcı her türlü uygulamadan kaçınılması. faiz dışı fa/la vere- rek borçianma ihtiyacı azaltılırken. iç talep artışının ya- vaşlatılması her lamankinden daha fazla onemlidir." döneminde sadece yüzde 0.3 ar- tış gösterdiğini kaydetti. İhraca- tın da bir önceki yıla oranla yüz- de 7 azaldığına işaret eden Dinç- kök, işçi-işveren ilişkilerinin zor günler geçirdigini. fabrikalarda işten çıkarmalann arttığını söy- ledi. Ekonomiyi siyasi etkıler- den anndırmaya çaba gösteril- mesi gerektiğini belirten Dinç- kök, hükümetin bu dönemde ekonomi yönefimini önden takip eden ve değerlendiren bir biçim- de ele almasını istedi. Toplanhda söz alan başta teks- til, konfeksiyon sanayicileri bir- çok yan kuruluşun kepenk indirme noktasma geldiği- ni belirterek, hükümetten sorunlanna acil çözüm bul- masını istedi. Sanayiciler aynca faiz oranlannı yük- selten finans kesimini de sert birdille eleştirerek "Fî- nans aktörleri tahakküm kurmav a çaiışıyor. Kredile- rin yüzde 30'unu geri çeki- yor. Bu, sanayiciyi zor du- rumda bırakmaktan başka bir şey degü" diye konuştu. Sorun siyasilerde Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Zafer Çağ- layan da Türkiye'de bütün ekonomik sıkıntı ve darbo- ğazlann siyasete dayandı- ğına ışaret ederek hükümet değişikliğinin ardmdan yeni sorunlann gündeme geleceğini söyledi. SYA'NIIVTRABZON BAŞKONSOLOSl KOMİSSAROV 'Bunalımı durdurduk' AHMETŞEFİK TRABZON - Türkıye ile Rusya arasındaki ekonomik ilişkilerin son on yılını değerlendiren Rusya Federasyonu'nun Trabzon Başkonsolosu N'ikolay Komissarov. gelinen noktanın ıkı ülke açısından önemli bir aşama olduğunu, ancak Türkrye'ileftusya arasındaki ,. ilişkilerin çok daha iyi noktalara taşınabileceğini söyledi. Rusya'daki ekonomik krizin durdurulduğunu. hükümetin ekonomiyi ve finans sistemini yeniden yapılandırma hedefini gerçekleştirmeye çalıştığını belirten Komissarov. Rus bayanlara yönelik kötü davranışlann ıki toplum arasındaki ılışkileri zedeledığini, bundan dolayı hoşnutsuzluk duydukiannı açıkladı. Sarp Sınır Kapısı'nın açılmasının 10. yıiında ekonomik ilişkileri değerlendiren Komissarov, özellikle Güney Rusya ile Karadeniz arasında işbirliğinın geliştığini, bugün 300'ün üzerinde ortak şirketin çalıştığını bildirdi. Komissarov. 10 yılda gelinen noktayı hiç de küçümsememek gerektiğini belirterek Türk iş çevrelerini, kalıteli mal, hizmet ve uygun fiyat konusunda daha duyarlı olmaya çağırdı. Şu anda Türk müteahhitlik firmalannın Rusya'da 7 milyon dolar düzeyınde iş yaptıklannı belirten Komissarov, diger alanlarda da aynı düzeyin tutturulabileceğini söyledi. Olkesinde hukukun geçerli kılınması için mafyaya karşı da büyük bir mücadele başlatıldığını belirten Komissarov, bu mücadele yürütülürken özellikle mafyanın elindeki ekonomik olanakların alınmaya çalışıldığını belirttı. Türkiye'de iş çevrelerine kalıteli mal. hizmet ile uygun fiyat çağnsı yapan Komissarov, "Rusya'da Türk müteahhitlik fîrmalan şu anda 7 milyar dolarhk proje yürütüyorlar, neden onlan tercih ediyoruz. Çünkü, kalıteli ve uygun fiyata yapıyorlar" diye konuştu. L RKİYE'DEN PETROL ŞtRKETLERÎNE MİStLLEME Bakû-Ceyhan arapsaçıEkonomi Servisi - Ingiltere'de yayımlanan Fınancıal Times gazetesinin dünkü sayısında yer alan, 'BP ve Amoco Türkiye'nin yapönmına karşı çıkıvor' başlıklı haberde, Türk hükümetının Bakû-Ceyhan hattına muhalefet eden şirketlere mısılleme hazırlığı içinde olduğu öne sürüldü. British Petroleum (BP) ve Amoco'nun Hazar bölgesi erken üretim petrolicrinJa.Ce.vhan Lımanf ndan taşınmasma olan muhalefetleri nedeniyle, Türk hükümetinin, TÜPRAŞ'a, söz konusu ıki şirketten ham petrol alımını askıya alması yönünde talımat gönderdiği iddia edildi. Haberde, BP yetkililerinin kendilerine resmi bir bildirim olmadıgı yönündeki ifadeleri yer aldı. Enerji Bakanlığı Müsteşan Yurdakul Yiğitgüden'in şu sözlerine yer verildi: "Gelişmiş bir pazar ekonomisinde hiçbir şirkete >a da konsorsiyuma ambargo konulması söz konusu değildir, ancak Türk şirketkri doğal olarak hangi (yabana) şirkederin Türkiye'nin geleceğe ilişkin beklentikri ile UgiJendigini anlamak istemektedir." Financial Tünes'ın habertnde, BP'nin gelecek yıl için TÜPRAŞ'tan satın alacağı rafine edilmiş petrol miktannın 1997'deki düzeyi ile sınırlandınlacağı, Amoco'nun da I milyar dolarhk Mısır doğal gazı projesinde Türkiye'yi dışanda bırakabileceği belirtildi. AlOC'den açıklama Azeri pctrofferini îşleten Azerbaycan Uluslararası Petrol Şirketi (AIOC), Türk hükümeti ile doğrudan görüşmek istemedikleri yolundaki haberin doğru ounadığını savundu. AlOC'nin merkezi Bakû'deki Basın Sözcüsü Pamela Mounter, gazetemizin 19.11.1998 tarihli sayısında >er alan "Petrol Şirkederüıden gizii ambargo" başlıklı haberle ilgili olarak bir açıklama yaptı. Mounter, AlOC'ye bağlı, petrol müzakerelerini sürdüren Ana Petrol Boru Hattı îhracatı (MEP) ortak çalışma grubunun Türkiye ıle mayıs ayuıda imzaladığı bir protokol çerçevesinde bir heyetle göriişmeler yapöğını söyledi. Kamdeniz'deçay ihvücisikan ağhyor SADULLAH USUIVti Doğu Karadeniz Bölgesi'nde geçimini çaydan sağlayan on binlerce üretici ailesi i- ki yıl üst üste perişan oldu. Önceki yıl, bir kilo yaş çay yaprağının maliyeti 60 bin lira olduğu halde. hükümet 50 bin lira alım fiya- tı verdı. Cretıcı kılo başına 10 bin lira zarar etti. Bu yıl ıse. enflasyonu yüzde elliye dü- şürmek iddiası ile yola çıkan hükümet, yaş çay yaprağının ahm fıyatını 85 bin lira ilan etti. Çay üreticileri fıyatı duyunca adeta şok geçırdı. Zira, gübre \ e diğer girdi fiyatlanna arka arkaya öylesine zamlar gelmışti ki, çayın ma- liyeti inanılmaz bovııtlara ulaşmıştı. Bölge ziraat odalannın ve kooperatif yöneticileri- nın hesaplanna göre bir kilo yaş çay yapra- ğının maliyeti 100 bin lirayı geçiyordu. Bu nedenle. Doğu Karadeniz Bölgesi Zi- raat Odalan \e kooperatifler, hükümetten, çay alım fiyatlannı 125 bin lira olarak ilan etmesıni istemışlerdı. Razı olabilecekleri en düşük rakam 115 bin lıraydı. Eğer 125 bin lira verilmiş olsaydı, yıllar- dır zarar eden çay üreticileri biraz olsun pa- ra kazanabilecekler ve Dogu Karadeniz Böl- gesi de rahat bir nefes alabilecekti. Böylece yerel esnafin da yüzü gülecek ve ticaret ha- yatı hareketlenecekti. ÇAY-KUR yöneticileri, yıllardan beri ezilen ve ekonomik bunaJıma sürükknen çav üreticilerinden 125 bin lirayı esirgedL Daha da aciSL, üreticilerin beklentisinden 35 ile 40 bin lira az fiyat ilan etti. Ama ne yazık ki. gerek hükümet, gerek- se ÇAY-KUR yöneticilen, yıllardan beri ezi- len ve ekonomik bunalıma sürüklenen çay üreticilerinden 125 bin lirayı esırgedi. Daha da acısı, üreticilerin beklentisinden 35 ile 40 bin lira az fiyat ilan etti. Başbakan Mesut Yılmaz'm milletvekili seçildiği il Rizeydi. Rize demek çav demek- Renaulfnun hafif yük taşıtı Master piyasada Renault, Avrupa'da '1998 yılının Van'ı' seçilen Master'ın lansmanını ge- çen günlerde CNR'de dü- zenlenen Tîcari Araçlar Fu- an'nda gerçekleştirdi. Türk binek otomobil pazarında %27.5'lik pazar payı ile li- der konumunda bulunan Renault, ticari araç paza- nnda ise Express ve Kan- goo Express ile yer aldığı Mini Van segmentinde %57 pazar payına sahip. Renault, kasım ayından itibaren satışa sunduğu Master modeli ile hafif yük taşıtlan pazanna giriş yapı- yor. Master'ın ilk aşamada 8 ve 10.8 metreküp hacimli i- ki ayn boyutlu Van modeli ile kasalı tek kabin kamyo- net modeli satışa sunuldu. Master ailesi, 1999 yılında piyasaya çıkacak camlı ka- sa 16 yolcu kapasiteli mini- büs modeli ile genişleye- cek. Renault Master'da 2.5 It dizel ve 2.8 It turbo dizel ol- mak üzere iki motor seçe- neği sunuluyor. 2.5 ft'lik motor 80 hp güç üretirken 2.8 It'lik turbo di- zel motor ise 115 hp güç üretiyor. Yüksek sürgülü kapısı, alçak yükleme eştği ve ge- niş görüş açısı ve 1735 kg istiab haddi ile toplam ağır- lığı 3.5 tonu bulan Mas- ter'ların Van tipinde uzak- tan kumandalı merkezi kilit, hidrotik direksiyon, renkli cam, elektrikli cam ve ay- nalar standart olarak sunu- luyor. Anahtarteslim fiyatı 6 milyar 223 milyon liradan başlayan Renautt Mas- ter'larda ABS, sürücü ve yolcu hava yastıkları, klima gibi ekstralar ücret karşılığı alınabiliyor. r Master ailesi Türkiye'ye geldL ti. Çay deyince de Rize akla geliyordu. Çay, Rize ve Mesut Yılmaz özdeşleşmişti. Bu nedenle Trabzon, Rize ve Giresun'da yaşayan çay üreticileri, hatta esnafı, tüccan, sanayicisi büyük umutlara kapılmıştı. Böl- gede kime sorsaruz, "Mesut bizim çocuğu- muzdur. Çav üretidsine kıvmaz" dıyorlardı. Hemen aynı sözler, zamanın Devlet Bakanı Eyüp Aşik için de söyleniyordu. Daha açık belirtmek gerekirse, Doğu Karadeniz halkı- nın Yılmaz'a ve Aşık'a sonsuz güveni var- dı. Ancak, Doğu Karadeniz halkının güven- diği dağlara kar yağdı. Istediği fiyatı verme- ye gücü yetecek olan Yılmaz ile Aşık, bütün tahminleri ve beklentileri altüst edecek ka- dar düşük fiyat verdi. Gehşmeler bu kadar- la da kalmadı. Birinci sürgün çay paralan ödenirken önemli bir sıkıntı yaşanmadı. An- cak, ikinci sürgün paralannın ödenmesine aylarca sonra başlanabildi. Üçüncü sürgün paralannın ne zaman ödeneceği belli değil. ÇAY-KUR'un kuruluş amacı çay üretici- lerini korumak ve desteklemekti. Ama, özel- likle bu yıl ÇAY-KUR Genel Müdürlü- ğü'nün aldığı kararlar ve uygulamalan, çay üreticilerini desteklemek yerine köstekledi. Trabzon ve Rize illerinde 50'ye yakın çay ürericilerinin kurduğu kooperatif, üreticiye, gübre ve kredi dahil olmak üzere her türlü ayni ve nakdi yardım yapıyor. Çayparalan ödenirken de ÇAY-KUR ken- disine verilen listelere göre, üreticilerin bu borçlannı bordlardan kesiyor ve kooperatif- lere ödüyor. Senelerden beri bu sistem önem- li bir sıkıntı yaratmadan yürümüş. Ancak. bu yıl ÇAY-KUR Genel Müdürü üreticilerden kesilen bu paralan kooperatiflere ödettirme- miş. Şu anda üreticilerden kesildiği halde, kooperatiflere ödenmeyen paralartrih/onlar- ca lirayı buluyor... Genel müdürün bu tutu- mu ne yazık ki, kooperatif ve üreticilere pek pahalıya mal olacak. Zira kooperatifler üre- ricilere verdikleri kredileri bankalardan al- dıklan için faizler katmerli olarak çaiışıyor. Sonuçta faizler üreticilerin cebinden çıka- cak. ÇAY-KUR'dan sorumlu yeni bakan Rüştü Kâzım Yücden bu konularda son de- rece duyarlı. Üreticilerden kesildiği halde, aylardan beri kooperatiflere ödenmeyen bu paralarm hesabını genel müdürden herhalde soracaktır... İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Medya, Medya, Medya... Apo'nun yakalanması, tutuklanması noktasın- dan Italya'da siyasi sığınma istemi incelenene ka- dar serbest bırakılması noktasma nasıl geldiğimi- ze aklımız bir türlü basmıyor, değil mi? Hâlâ ger- çeklerden çok görüntülerin, medyatik yansımala- nn egemen olduğu bir dünyada yaşadığımızı, bo- yutlannı tam kavrayamıyoruz. Medyatik yansıma- ları gerçek, gerçekleri gerçek dışı kabul edebiliyo- ruz. Şu işe birbakın. Ikı ülkenin içişleri, dışişleri, ada- let bakanhklan, hükümet, devlet işleyişi, görevlile- rinin işlevleri ikinci plana atılmış. lletişim ya da kav- ga medya aracılığıyla sürdürülüyor. Apo'nun ya- kalanışından bu yana olan gelişmelerde gerçek- ler ikinci planda, medyaya yansıyış biçimleri baş- rofde. Siyasetçiler işin kolayını bulmuşlar, söylemek istediklerini, söylemenin sorumluluğunu üstlen- meden medya aracılığıyla ortaya atıyor, tepkileri alıyor, ona göre yeni çıkışlannı, stratejilerini, tutup tutmayacağını yine medya aracılığıyla deniyorlar. Apo'nun yakalanışından statüsüne her şey, sa- yısızolasılıklamedyadatartışıhyor; gerçek, bulma- ca gibi bulunmaya çalışılıyor. Italya tepkileri ölç- mek, gerektiğinde manevra yapmak üzere zaman kazanıyor. Hem iç hem de dış politikaya yönelik baskı güçlerini, dengeleri tartıyor. Bizimkiler, hele de iç politikaya yönelik, şov üs- tüne şov yapıyorlar. Türkiye'nin gerçek çıkarlan, Apo'nun Türkiye'ye iadesinin sağlanması ya da P- KK'nin siyasallaşmasının engellenmesi ikinci plan- da, beylerin parti çıkarlan ön planda. Hükümet ömrünü uzatmakta umut olabilir mi arayışından, ki olamayacağı besbelli, seçimlere yönelik prim toplamaya, diğer partileri, hele de kızdıklarını har- camaya elverişli bir konu yakalamanın hırsında. Yapması gereken, yapabileceği belki de tek ciddi iş olan "idam cezalannın kaldınlmasının" medya- tik görüntüde sahibi, fıilde kaldırılmamasının birin- ci dereceden sorumlusu. Sözde diğer partilerin desteği aranıyor. özde köstek en çok ANAP'ın içinden geliyor. Fazilet sadece ıdam cezalannın kaldınlmasında değil, bütün gelişmelerde medyatik görüntüsü ile gerçek beklentilerinde yüzde yüz ters konumda. Apo ile ilgili gelişmelerden, "kına yakar" siyaset- leri için bulunmaz fırsatlar yakalamış havadalar. Ecevit, Baykal'ı kötü rolde yakalamanın hesabın- da; Baykal, hükümeti düşürme ile Apo'ya ilişkin gelişmelerin aynı kefeye konamayacağını anlata- mamanın derdinde. Italya Başbakanı ile Türk Başbakanı'nın görüş- mesi konusu tek başına medyatik bir kara mizah. Italya Başbakanı uyguladıkları politikanın güçlük- lerini görüp samimiyetle futbol maçını fazla ödün vermeden bir görüşme aracı olarak mı kullanmak istedi? Yoksa "Ben görüşmek istedim, ama ka- bul etrnedi" diyebilmek için, medya şovdan, bir iyi niyet şovu olarak mı yararlandı? Türk Başbakanı gensoru gerekçesinde çaresiz olsa da, medya şova başvurmadan iyi niyetli bir ikilî görüşme olanağını yaratabilir miydi? Yoksa iç politikada, "Ayağına gitmem, gelirse ayağıma ge- lir"\ mi, yine ucuz bir şov olarak oynadı? Kesin olan şu ki, çağımızın en etkili silahı med- yayı kullanarak oynanan şovlar gerçeklere ulaşma- yı her gün biraz daha güçleştiriyor. Buna medya- nın sorumsuzluğu, herkesin bu etkili silahı kullan- ma hırsı tuz biber ekiyor. Toplumlar çok tehlikeli, hastalıklı sonuçlara, davranışlara sürüklenebiliyor. Bizde, MHP'nin karşısında parti kurulmasından sıkışan ırkçılann her birinin en uç tahrikçi, halkı kışkırtıcı gösterilerinden başlaytn, ANAR DYP için- deki şahinlerin damarlannın kabarmasına uzanan, her taraftan gelen tehlikeli tahrikler var. Medyayı kullanma, gösteri yanşlan, sonuç olarak toplumu tehlikeli bir kamplaşmaya sürükleme anlamına ge- liyor. Sorumsuz medya, haberler "kanlı canlı" olsun saplantısında bu gidişe tuz biber ekiyor. Apo'nun yakalanması ile Türkiye için doğmuş banş umu- dunu yok etmek üzere yapılmaması gereken ne varsa yapılıyor. Neyse ki toplumda kökleri olan bir sağduyu; bu sorumsuz, çıkarcı, medyatik çıkışları engelliyor. 1996 yılı sonu itibariyle topladığı kâr- paylı Hayat Sigortalanna ait primlerden yasal indirimler çıkanldıktan sonra kalan miktar ile önceki yıllara ait matematik karşıhklar toplamı 1.211.523.306.328.-TL'si sigortalılar adma yatınma yöneltilmiş, 1997 yılında bu yatınmlardan net 1.025.434.439.463.-TL gelir elde edilmiştir. Bu gelirin %95'i kârpaylı hayat sigortahlann hesaplanna aktanlmıştır. Kârpaylı Hayat Sigortalan için 1997 yılında sigortalılara (teknik faiz dahil) net %98.43 verim sağlanmıştir. /r%*\ MANAVGAT1. ASLİYE HUKUK HAKÎMLtĞİ'NDEN Dosyavo: 1996/467 Davacı Osman Aytaç'tn davalı Alto Insaat San. ve Ma- dencılık AŞ aleyhıne açtıg,ş j r k e t l n i n f i s a h l favzsmm ya- pılan yargılamasında ver.ien ara karan gereğince; Davalıya duruşma günûnün ilanen tebliğine karar ve- rilmiş olup, Davalımn duruşma g^ü olan 11.12.1997 günü saat 9'da mahkememiz durusma salonunda hazır bulunması veya kendisini bir vekıll; temsil ettirmesı, aksi takdirde davasınuı gjyabmda yapı,p karar verileceği teblığ yerine geçerli olmak üzere ılantn teblig olunur 12 11 1997 Ba 'm: 52716
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle