15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 KASIM 1998 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER Halk îçin'Yazı Devrimi' 69. Yılında DoçDr.ÖMERDEMİRCAN îst. Üni. îletişim Fakültesi Ögretim Cyesi Y azı Devrimi, devlet dilı Türkçeye, kendi ses y apı- smauyan, kısasürede ko- laycaöğrenilebilir bir abe- ce yapılarak toplum yaşa- mıran her alanındadevnm ölçûleriyle uygulamaya geçilmesidir. Bu devrimde: l). Arap harfleri yerine Latin harfleri seçilmiş, 2. Ünsüzlere dayalı bir yazıdan her sese ayn bir harf koşulan bir abeceye geçilmış, 3. Ünlülenn yazılmama- sından doğan ad yazımında, kimlik belir- lemedeki güçlükler giderilmiş. 4. Arap-Fars ekinine bağlı, öğrenilemeyen bir üst-sıruf yazısından Türkçe günlük sözlü anlatıma dayalı bir abece benimsenmiştir. Yazısı değişenler nüfusun okur-yazar olan; yöneticı. aydın, bûrokrat, medrese- li ve eşraftan oluşan yûzde on kesimi idi. Okur-yazar olmayan halkın ise bir yazısı yoktu. Öyleyse, Yazı Devrimi; Arap harf- lerinin bırakılarak Latin harflerinin alın- ması biçiminde bir yorumla çarpıtılamaz. Gerçek şudur. Halkın diü Türkçeye. tari- hinde ilk kez, halk için bir abece yapılmış- ür. Bir dılın bellı bir yazı (ömeğin Arap harfleri) ile öylesıne yanlması başka. o dı- le belli bir amaçla,halkınbilişine uyan bir abece düzenlenmesi başkadır. Çıkan bo- zulanlar, ikisini bvle bile hep kanştırdılar. Yönetimin dayandıgı "halkçıhk" ilke- sine göre her şeyden önce yurttaslara kı- şa sürede yaygın, çağdaş eğitim vermek gerekiyordu. Tek bir ölçü sesletimi yan- sitıp yaygınlaştırarak, gerek sözlü dilin gerekse yazı dilinin doğru ögretimini sağ- layacak bir abece yapılmalıydı. Uzun ça- batarla elde edilemeyen okuma-yazma öğ- reiUne, kısa bir süreye indirgendi. Böyle- cçTfüzyıllarla sözlü ekin aşamasında tu- tulup sömürülen yüzde doksan halk, ya- alı-ekin aşamasına ulaşabilecek, aydınlan- ffıanın yolu her yurttaşa açılacaktı. Devrimden önce: Değişik zamanlarda, Türtçeyi yazmak için dokuz ayn yazı fKöktürk, Sogut, Brahmi. Arami, Kiril, Uygur, Mani. Nasturi-Süryani, Tibet-Çin- Mogol, Passepa) kullanılmıştı (Dilaçar 1965-). Köktürk yazısı bir yana, o yazıla- nn hemen hepsi bir din ile bağlantılıydı. Arap yazısı bunlann onuncusu olup Sel- çuklu ve Osmanlı dönemlerinde, neredey- se bin yıl süreyle Türkçeye uygulanmış- tı. "Abece dininpeştadengkkr" sözü (Di- ringer, l%8) devrimden önce Türkçeye yansıtılan yazılar için de geçerliliğini ko- rudu. Gerçekte Osmanlı'yı oluşturan herdin- sel toplumun (millet) ayn bir yazısı var- dı: Müslüman' Arap yazısı, Katolik * Pro- testan Latin yazısı, Ortodoks Yunan ve Kiril abecesi kullandılar. Musevilerin, Gre- goryenlenn de kendi yazılan vardı. Tan- zimat'la (1839-) birlikte yavaş yavaş dı- şişlerine, içişlerine, iletişime, eğitime, ula- şıma, ticaret, turizm, bankacılık alanlan- na Fransızca ile birlikte Latinyazısı da gir- di. Çok dilli, çok dinli, çok mezhepli Os- manlı evreninde okur-yazar Müslümanlar da XIX. yüzyılın ikinci yansı ile XX. yüz- yıl başlannda iki abece kullandılar; tek ses-tek harf ilkesine dayanmayan, ses de- ğerleri Arap harfleriyle Türkçe telgraf (1855-) çekilemeyince, onunyerine Latin harflerinden bir telgraf abecesi bile yap- tılar. 1830'lu yıllarda yayına geçen gazete dızilirken Mısırlı Mehmet Hasan Efendi. 900 harf ve işaret gerektiğini saptamış. Kendi zamanında Türkiye'de kullanılan Arap harflerinin sayısı 400 kadar iken Şi- nasi Efendi o sayıyı 112'ye indirmiş. Ab- met thsan. 'Servet-i Fünun' dergisi harfka- sasında o gün 520'den 618'e kadar harfbu- lunduğunu bildiriyor (Şirnşir, 1992). Bütünbu çarpıkhklara karşm Şeyhülis- lamhk, "Latin yazısı aknamaz, bu yazryla Müslüman okullannda öğretim yapıla- maz" dıyerek (1910), Arap yazısının bi- çımıninbile değiştirilemeyeceğini ileri sü- rihor. Oysa, kııtsal olan metindir, abece- ye kutsallık yakıştnlamaz. Devrimlere aykın yorum ve eylemleri önlemekiçin tek- ke ve türbeler kapatıUr. Vakıflar Bakanlı- ğı kaldınlır. Medreseler, Milli Eğitim Ba- kanlığı'na bağlanır. Ayn ayn dinlere ve inanç biçimlerine öylesine bağımlı bir ya- zılar ortamında din etkisini dışlayıp laık- liği getırmeden yazı değişikliğine gıdile- meyeceği anlaşüır. O nedenle, 10 Nisan 1928 günü "Türtdye Devteti'nindinitslam- dır" maddesi anayasadan çıkanhr. \eni Abece'je: Arapyazısında küçükharf / büyük harf aynmı yoktur. Arap harfleri sözcük başı, ortası, sonu olmak üzere üç ayn biçime girer. Böylece 33 harfli yazı 99 harfe çıkar. Bu yazıda çok sesli harf- ler ile çok harfli seslerden başka Türk di- line uymayan sesler de vardı: 4 türlü z', 3 türlü IV, 3 türlü s/, 2 türlü ı\J. Arapça kök bükümlü oldugundan Türkçede ise kök değişmediğinden iki yazım biçimin- de harf dizimi de birbirinden ayn düşer. Yeni yazunın sesbirimsel olmasına ça- lışılır. Harflerin uluslararası ses değerleri elden geldiğince korunur, Türk sesletimı- ne aykın harfler (q, x, vv) çıkanhr. /c, ç, ş< için 'dj, tj, sta, sch' gibi iki üç harfli ya- zımlara yer verilmez; 'hı ile gh, kh incelt- meleri (vekalet<vekhalet, şevk<şevkh) kaldınlır, sonradan 'h yerine '<'konulma- sı önerilir (inkâr, gûya, meselâ, mefkûre), ,'ö/ ve /ü/ Alman abecesinden alınır. He- celeri ayırmada kesme imi (Kur'an) kul- larulmasınakararverilirve29Eylül 1928'de yeni abece ön-biçimine girer. Atatürk'ün önerisiyle sonradan; i, bağlama çizgisi- nin (-) kaldınlarak sonı takısı 'ml' (ve kl, dA parçalannın) ayn yazıhp (geldi mi<gel- di-mi yerine, gelmiş midir? öyle-ki-öyle ki> Özge-de<6zge de) ardından gelen ek- lerin ona birleştirilmesine ii. Eş-biçimlisi olmayan eklerin ise tabana bitişik kalma- sına; gelirken, <gelir-ken, Umutla<Umut- la, yannki -yann<ki, iii. Farsçakökenli tam- lamalardaki bağlama çizgisinin de kaldı- nlmasına (hüsn-ü niyet yerine hüsnüniyet) karar verilir (Şimşir, 1992). Halkla Uişkiler: Başlangıçta aydınlar, yazar ve şairler (ömeğin Fuad Köpriilü, ZekiVelidLtsmaUHakkıBaltaaoğlULYah- ya Kemal. ) genellikle Yazı Devrimi'ne karşı idiler. Yönetim ilk önce aydın, ya- zarve yöneticileri açık tartişmayoluyla de- ğişime ısındınr. Bir yandanda direnişle il- gilı güçkaynaklanrubirerbirerortadankal- dırır. 1923'-1927yülanöylecegeçer. 1928 yılmın ilk yansı, değişimin biçimi üze- rinde çalışmalar ve planlama dönemıdir. 10 Haziran 1928'de Dil Heyetikurulur. 19 Temmuz 1928'de Elifba Raporu verilir, ağustos başmdabasılır. 9/10 Ağustos 1928 gecesi Gülhane Parkı gazinosundadüzen- lenen konserde Atatürk YeniTürk Alfabe- si'ni açıklar. "Arkadaşlar. güzel dilimizi ifade etmek için yeni Türk harfkrini kabul edrvoruz™ Yeni Türkharflerini çabuk oğreniniz. Bü- tün millete, köylüye,çobana. hamala,san- daktya öğretiniz._ Bir milfetin yüzde sek- seni okuma-yazma bilmezse bu bir ayıp- Or. Bundan insan olarak utanmak lazun- dır... en fazla bir >ıL iki yılicinde herkesye- ni harfleri öğrenecektir_" Uygulamanın beş yıl gıbi bır süreye yayılmasını düşü- nen F. R. Atay'a Atatürk'ün tepkisi: 'Ya üçavdayahiçbirzaman'.olur. 'Devrimza- mana yavılamaz.' 25-29 Ağustos Dolmabahçe Sarayı'nda toplanılır. Gazetelerde çıkan eleştirilertar- tışılır. Atatürk 1929başına kadar memur- lann ve halkın yeni Türk harflerini öğren- mesini ister. Ağustos-eylül ayı içinde Te- kirdağ. Bursa, Mudanya, Çanakkale, Si- nop, Samsun, Amasya, Tokat, Sıvas, Kay- seri'ye gıderek halka bir yandan yeni haf- leri tanıtır. biryandan da tepkileri sınar. Bu amaçla tnönü de Malatya'ya gider. Genel yönetim Mılli Eğitim Bakanlığı'na bıra- kılır. Kimse bu uygulamanın dışında ka- lamaz. Türkiye nüfusunun yüzde 85 'i oku- ma-yazma bilmediğinden Atatürk, Yazı Devrimi 'ni bir uygarlık sorunu olarak gö- rüyordu. Yakup Kadri'ye göre yeni yazı, yenibır dünyanın anahtan olacak; Türk hal- kmı yüzyıllarca tutsak olduğu iskolastik düs^cedenkurtaracakn. 1 Kasım 1928 Ye- ni Türk Harfleri Yasası Meclis'ten geçer. Bu yasayla 1928 Kasım ayından başlaya- rak levha. tabela, ilan, reklam ve sinema yazılan geçici'sürekli bütün Türkçe gaze- te, bülten ve dergilerin Türkçeharflerle ba- sılmasızorunlukılırur(Madde4). 1 Ocak 1929'dan sonra artık eski yazı kullanıla- maz 9. maddeye göre: "Eski harflerle ba- sıhnış kitaplarla öğretim >apılması yasak- ta" Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati Bey, 26 Ağustos'ta 4. Öğretmenler Kurul- tayı'nı toplar. Yeni yazıyı öğretmekiçin ant içilir. Yeni öğretim yılında (1928-29) bü- tün okullarda ögretim yeni yazıyla başlar. Aralık ayı başmda 25.000 sözcük içeren (imlalügati) "YaznnKılavuzu' > (XVIl+371 s. olarak) basılır (Şimşir, 1992). Yeni yazının öğretimi özellikle ilkokul- larda parlak sonuçlar verir. Yeni yazının genişhalkkitlelerineyayılması için 1 Ocak 1929'da 'Millet Mektepteri' açılır. Istan- bul'da bir günde 2500 dershane öğretime geçer. Topluluklann oluştuğu her yerde konferanslar verilir, türlü biçimlerde ya- yınlar yapılır. Türkiye baştanbaşabirders- haneye dönüşür. Eğitime hız vermek için Halkevleri açı- lır, Dil Devrimi ile Türkçe canlanır, evri- hr, üniversiteyeniden yapılanır. Taşrayı de- ğiştirmek için (1936-) Köy Enstirüleri ya- ratılrr, Batı klasikleri çevrilerek yayınlar yurdun dört bir yanına ulaştınlır. Ancak çok geçmeden (1946-) Atatürk'e karşı olanlarca aydınlanmanın önü kesi- lir. Yazı Devrimi'yle eğitime verilen i\Tne neredeyse sıfirlanır. Yazı Devrimi'nekarşı olanlariçinbir abe- ce sorunu yoktu. Onlann çoğu zaten iki yazı kullanıyorlardı: Arap yazısı ve Latin abecesi. Karşı okhıklanuygulama isehalk için bir abece yapılmasıydı. Atatürk'ten sonra bile bunu geriye döndüremeyecek- lerini anlayınca, okullar ile okuyanlara yöneldiler. Halkın eğitiminı güçlen yetti- ğince körelttiler, kendi çıkarlannı engel- lemeyecek birdüzeye indırerek tepeden tır- nağa, özledikleri bugünkü biçune dönüş- türdüler. Şiir Okuyan Adam Ne Okur? RMRE ÇAĞATAY Graf.k Tasanma G eçenlerde bır akşam "Ceviz Kabu- ğu"nu izledim. Şiir okuyan adam (!) vardı. O programda da " Ben^ir oku- msrrtseviyorum" dıye yineledi. Ne N^ar ki bir şiir okuması istendiğınde da- ğarcığından "Boğarun,kovanm,doğ- rarun, keserim.J'den başka bir şey çıkaramadı. 01- sun yine de şiir dünyasına adım atması olumludur. "Köpriilü kavşak, pbıstik boru, torbsüı kömür yap- tm, kacakyapıdan bağışaküm. tstanbul'u muaar me- denhetseviyesine getirdfan* buyurdu. Geçsin bunla- n. Onlarkentinrutinaltyapı çalışmalan. "Muasrme- deniyet T> te (çağdaş uygarlıkta) âlâsı var onlann. Çağ- daş uygarlığın asıl öğesi tiyatrodur. senfonidir. bale- dir, şiirdir. Şiirin de bu coğrafyada yüzyıllardır âlâsı var. On- lara ilgi duyması iyi başlangıçtır. Şiir oku denilince şimdi gümbür gümbür Nedim-i Şeyda'dan patlata- cak sandım: "Bu sehr-i Stanbui la bf-mtsl ü bahâdır /Bir sa^pı ne yekpare Acem mülkü fedadır." Istanbul delikanlısı ve hasbelkader tstanbul şeh- reminli bu iki dizeyi bilir en azından diye ummuş- tum. Ya da yüzyıllar öncesı bu topraklardaki şiirin to- lerans gücünü göstermek için Derviş Yunus'tan bir dörtlük okuyabilirdi: "Bir kezgönül kırdın ise / Bu kıldığın namaz değfl / Yetmiş iki millet dahi / Elin yiizün yumaz değfl." Sevgi yüklü bır şeyler, örneğin biraşk şiirinden iki dizeokuyabıhrdi. Ahmet Uaşim'in dızelcri de olabilirdi okuyacagı. Tüm şiirlerini Asım Bezirci kitaplaştırmış ve sade- leştirmişti. O Sıvas'ta şiir üzerine konuşacaktı. Ca- navar gericiler yaktı ve "deylet" seyretti! Metin Ahıokda Sıvas'a şiir okumak için gidenler- dendi: "Kim sürmüş Altıok Metin dümunınsefasını/ Kir- letikniş bir zamanı yürürken adım adım" demişti bir şiirinde. Önceden görmüş gibı sonunu! Şıır okudu diye neler geldi insanlann başına bu 'ldrletilmiş za- man'da Her ne kadar minareyi cevız4cabuğuna sığdırama- dıysa da şiir denyasına "hoş geldi" diyebilsek! PENCERE İğne Deliğinden Geçen İplik.. Padişaha duyurmuşlar. - Sultanım, sarayın kapısına bir perendebaz gel- miş, marifetini size göstermek istiyormuş. - A//n içeri!.. Perendebazı huzura çıkarmışlar, adam önce yer- lere kapantp selamını vermiş, sonra sıra, numarası- na gelmiş; inanılır şey degil, adam elindeki ipliği kırk adım öteye diktiği iğnenin deliğinden geçirivermiş.. Padişah sormuş: - Bu marifeti kaç yılda öğrendin?.. - Yirmiyılda.. Sultan buyurmuş: - Perendebaza on kese altın verin, sonra kellesi- ni vurvn!.. Neden?.. öykü ünlüdür. On kese altın adamın ustalığına ar- mağan; ama, bunca yararsız bir iş için ömrünün yir- mi yılını boş yere harcadığından perendebazın kelle- si vurulur, • Yolculanyia personeliyle koca bir uçağı teslim al- mış teröristi kimsenin bumunu kanatmadan mıhla- mak, iğne deliğinden iplik geçirmek gibidir. Herifin bir elinde tabanca, öteki elinde bomba var, her şey bı- çak sırtında!.. Sanıyenin onda birine sığabilecek bir yanlışlık, içindeki insanlarla birlikte uçağı havaya uçu- rabilir. Tarih:29Ekim1998!.. Terörist PKK'lidir. Amacı, uçağı Lozan'a indirip Cumhuriyet'in 75'inci yılında Sevr propagandası yap- mak!.. Zamanlamailginç.. Ne var ki güvenlik güçleri kırk adım ötedeki iğne- nin deliğinden ipliği geçiriyoriar. Uçakta bir de bebek var.. Her şeyden habersiz.. Uyu da büyü bebek.. Yannlara.. • Güvenlik güçleri perendebaz değiller; olağanüstü çabalaria yararlı işleryap|yof1ar. Güneydoğu'daPKK'nin üstesinden gelmek, dünya çapında başandır. Çün- kü PKK'nin dış destekleri güçlüydü, arazi gerillayael- verişliydi; ama, halkteröristlere kattlmadı, Anadolu in- sanı sağduyusunu korudu. PKK yenilgiye uğrayınca bireysel eylemlere yel- teniyor; nafile çabadır. • Güvenlik güçleri işini biliyor, asker bilinçlidir, usta- dır, vanlan aşamada PKK'nin lideri de üslendiği Su- riye'den söküldü. Peki, bu arada Istanbul ne yapıyor?.. Ankara'nın düşündüğü ne?.. Anadolu'nun Güneydoğusu'ndakj halk PKK'yi dışladı. Ancak, nerede bolgesel ekono- mik kalkınma, nerede demokratik haklar, nerede kül- türel özgüıiükler, nerede yöre insanına sevecenlikle eğilecek devlet?.. Bilelim ki her zaman iplik iğne deliğinden geçme- yebilir. Geleceğî daha değerli kılmak icin... A K B A N K BAM&KSPRES ÇAĞDAŞKAltT'tr* on yuzuntieki gof%et ıçın "fotoğr*fl*rU Alitutk 1939' albumu kaynah aJmmıjttt ARANTİ Çok özel bir kredi kartı: ÇAĞDAŞKART! Cumhuriyetimizin 75. yılında, yepyeni bir proje MasterCard tarafından hayata geçiriliyor. Ülkemizdeki önde gelen 10 bankanın sunduğu ÇAĞDAŞKART, gelecek kuşaklara daha iyi bir Türkiye bırakmak için çalısan sivil toplum kuruluslarmdan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Çekül Vakfı ve Tarih Vakfı'na katkı sağlamayı amaçlayan bir kredi kartı. ÇAĞDAŞKART'la yurtiçinde ve yurtdı$ında yapacağınız tüm harcama tutarınm binde 3'ünü, bankanız, size ek bir masraf yüklemeden bu kuruluşlara bağış olarak iletecek. (Ayrıca 3.000.000 TL tutarındaki kart ücretinin 2.250.000 TL da bu kuruluslara aktarılacaktır.) Toplum, tarih ve çevre bilincine sahip, duyarlı; eğitime ve Türkiye'nin geleceğine önem veren herkesin sahip olmak isteyeceği ÇAĞDAŞKART'ı siz de bankanızdan isteyin. ÇAĞDA5KART, sadece Cumhuriyetimizin 75. yılında değil, siz onu sahiplendiğiniz sürece yasayacak ve Türkiye'nin hem bugününe, hem de yarınına değer katmaya devam edecek. ç*Cn vş vAJAHI D t i T H l f M t I) E R V 1 Ğ I Çağda; eğitim yolu ile çağdas insan ve topluma ulaşmayı amaçlayan dernek, ülkemizin önde gelen sivil toplum kuaıluşlanndan biridir. Dernek, eğitim çalı$maları (gereksinimi olan bölgelere okul ve yurt, yarım bırakılmış okulların ve yurtların tamamlanması, yaz ve kıs okulları, okuma yazma kampanyaları, kültürevi yapımı...) gerçekleştiriyor; projeler (Bir Işık da Siz Yakın adıyla çocuk ve gençlere burs verme, Çocuk Kulübü, Kırsal Kesim Kampanyası...) gelıştiriyor; panel, konferans ve sempozyumlar dûzenliyor; dergi ve kitaplar yayınlıyor. CIEKUI. Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı, hızla tükenen doğal çevreye sahip çıkmak ve zengin kültûrel mirasımızı korumak amacıyla kuruldu. Her bireyin, çesıtli ihtiyaçları için yılda 7 ağacın kesilmesine neden olduğu gerçeginden yola çıkarak, yurt çapında ağaçlandırma çalışmalan gerçekleştiriyor. "7 AğaçOrmanları" ve "77 m 2 Toprak Kurtarma" kampanyalarının yanı sıra "7 Bölge 7 Kent" projesiyle Mudanya, Bırgı, Akseki, Midyat, Kemaliye, Talas ve Kastamonu'da koruma ve yenileme çalıjmaları yûrütuyor JTARİH VAKFI Tarih Vakfı, ülkemizin önde gelen bilim, sanat, kültür ınsanlanndan bir grubun Türkiye'de tarih bilincıni gelistirmek ıçın olusturdukları bır sivil toplum kurulusudur Vakıf, 7 yılda yüzlerce önemlı yayın, arastırma, toplantı ve sergiye ımza atmıştır. Istanbul. Toplumsal Tarih, New Perspectives on Turkey ve Istanbul- Selections adlı dergilerm de yayıncısı olan Tarih Vakfı'nın en büyük projesı Darphane'de Istanbul Kent Müzesi'nın kurulmasıdır Vakıf, son olarak, 75. Yıl onuruna 7 önemlı projeyı gerçekleştiriyor ve P. H. Boratav Arjivi'nin kurulması için çalışmalar yapıyor. (0212) 236 34 61 - www.mastercard.com.tr ÇAĞDAŞKART için bankanıza uğrayabilir veya istek formunu doldurarak (0212) 227 46 78 no'tu faksa gönderebilirsıniz. 3 ÇAĞDASKARTa bır an 6nce sahvp oîmak ıçın adı geçen 10 Bankadar bırıne başvurabılırsınız Bankanızın sıze ulasmastnı tercıh edıyorsanız lutfen asagıdakı ıstek formunu doldurunuz ve (0212) 227 46 78 no'lu faksa gondenrvz Istek formunu, www.mastercard.com.tr adresınden ınternet aracıhğıyla da doldurabılırsınız GÛN AY YIL Adınız Doğum f n i I I r \ I 1 II '. Soyadınız: Adresiniz: _ Telefonunuz: Kredi Kartını Dûzenli Kullandtğtnız Banka: _ Kredi Kartı Numaranızın I II J[ |j \ Son DörtRakamı: I İi .1 II I Imzanız. ^ c 'ffîttft! PAMUKBANK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle