15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1 KASIM 1998 PAZAR 12 KULTUR 'Bir Yurttaş Yaratmak' başlıklı sergi 14 Aralık'a dek Yapı Kredi Kültür Merkezi'nde 'umhuriyet kendi yurttaşını yaratıyor, kurguluyor, inşa ediyor. Bu sergi bu modeli gündeme getiriyor. Dışardaki bölümde kamusal alanda yurttaş kimliğinin oluşması, içeride ise yurttaşın toplumsallaşması süreci anlatılıyor. Farkh okumaya açık bir sergi ESRA ALİÇAVUŞOĞLU Yapı Kredi Kültür Sanat Ya- yıncılık. Cumhuriyetin 75. yılı nedeniyle hazırlıklan bir kaç yıldır süren, çoğu ilk kez gün ışığına çıkacak belgeler eşliğin- de hazırlanmış sergilerden, ya- yınlara. CD'lere kadın bir dizi etkinliği izleyicilere sunuyor. Danışmanlığını Zafer Toprak, mimari tasanmını Ahmet Öz- giiner. gjafik tasanmını ise Yet- kin Başanrın yaptığı 'Bir Yurt- taş Yaratmak' (Muasır Mede- niyyet İçin Seferberlik Bilgüeri) , başlıklı sergi, 19 Aralık'a dek Ya- . pı Kredi Kültür Merkezi'nde yer ' alacak. , Galatasaray Meydanı'nayak- | laşır yaklaşmaz çoğu insan gibi I siz de bu kalabalığın neden top- landığını merak ediyorsunuz. Aralara girmeyi başarırsanız, Türkiye'de çok sık karşılaşma- r.dığınız bir tabloyla, toplumun JJer kesiminden oluşan izleyici- "fcrin bir sergi için oraya toplan- ^lıgını görüyorsunuz. Şaşınyor- sunuz... Çünkü polisi, çarşı iz- nine çıkmış askeri, alışverişten dönen ev hanımı, esnafı ve öğ- rencisi 'yurttaş' kimliği ile ora- da bulunuyor. Meydana girdi- ğinizde belli belirsiz altı ok kar- şılıyor sizi (CHP'nin altı ilkeyi simgeleyen oklan). Batı yönü- ne bakan her altı ok tek bir nok- tada birleşiyor ve içeride devam eden sergiye götürüyor izleyi- ciyi... Cumhuriyetin yapılanması ve yeni yurttaş inşasını tek partili dönemin ışığı altında ve ulus devlet oluşum sürecinde ince- lediği sergi, fotoğrafiann yanı sıra. yurttaş kımliğini açıklayı- cı kıyafetleri, egitim araç gereç- leri, sağlık malzemeleri, ileti- şim araçlan, ev eşyalan gibi çe- şitli bılgi ve malzemeleri içeri- yor. Aynca döneme damgasmı vuran üç devlet adamı. Atatürk, Ismet İnönü ve Celal Bayar ile ilk işadamlanndan Vehbi Koç'un kişisel eşyalannın da sergılendi- ği ilginç köşeler yer alıyor ser- gide. Zafer Toprak, Ahmet Özgüner ve Yetkin Başanr'la sergi üzeri- ne konuştuk. Bireysel boyutuyla bakük - Cumhuriyetin 75. yılı nede- niyle Türkiye genelinde bir ser- gi enflasyonu yaşanıyor. 'Bir Yurt- taş Yaratmak'ın bütûn bu sergi- lerden ne gibi farklılıklan var? ZAFER TOPRAK - Öncelik- le Cumhuriyet bu kadar çok ser- giyi hak ediyor. Bu kadar çok ser- gi açılması Cumhuriyet ve Tür- kiye tarihinde çok önemli bir dönüm noktası. 75. yıl çok da- ha iyi kutlanabilirdi. Türkiye bi- raz geç kaldı. Fransa'da bu biçim- de bir kutlama ı'çin 10 yıl önce- den hazırlıklara başlanıyor. Ser- giye gelince; biz olaya yurttaş perspektifinden bakıyoruz. Bi- reysel boyutuyla girdik konu- ya... Ama bu bireysel boyut ay- nı zamanda kamusal yönlendir- melerle oluşan bir kimlik soru- nu olarak karşımıza çıkıyor. Cumhuriyet aslında kendi yurt- taşını yaratıyor. kurguluyor, in- şa ediyor. Bu sergi yurttaş inşa modelini gündeme getiriyor. Ve bu amaçla iki ana bölümden olu- şuyor. Biri dışardaki bölüm; ka- musal alanda yurttaş kimliğinin oluşması için gerekli alt yapıyı veriyor. İçeride ise yurttaşın top- lumsallaşması süreci anlatılıyor. Başhklan belirlenmemiş üç ana bölüm var içerde: çocuk. kadın ve gençlik... - Neden özeüikle kadını beür- leme ihthacı duydunuz? ZAFER TOPRAK - Kadını vurgulamamızın nedeni; Cum- huriyetin inşasında kadın-erkek ilişkilerinin son derece önemli bir yeri olması. Özellikle laık söy- lemin bir parçası olarak kadını görüyoruz. Cumhuriyet Türkiye- si'nin en belirgin özelliği nedir diye sorduğunuzda hemen aklı- ma laiklik geliyor. Laiklikte ka- dının hak ve özgürlüklerinin kul- lanılması büyük anlam ifade edi- yor. Bu yüzden kadına sergimiz- de çok özel bir yer ayırdık. Di- ğer sergiler bizce daha kamusal perspektiften baktılar cumhuri- yete. Biz daha bireysel baktık. YETKtN BAŞARIR - Diğer sergilerden en büyük farkımız; biz Cumhuriyeti tanımlamryoruz, bir tanım yapmak da istemiyo- ruz. Bir düşüncenin sergisi 'Bir Yurttaş Yaratmak'. Bu düşünce: Bugün geçmişe bakan ve o bel- geleri alıp yan yana getiren in- sanın düşüncesi... Tamamen bel- gelerin yan yana gelmesinden oluşan bir sergi bu. Ders kitabı anlayışındadeğil... Onemli bir eleştiri var AHMET ÖZGÜNER - Biz sadece Cumhuriyet değil vatan- daşlık sergisi yaptık. Galiba bir noktada da bizi hem rahatlatan hem de konsantre olmamızı sağ- layan belli bir dönemi, 1945'le- re kadar olan tek parti dönemini ele almamızdı. Sadece tek bir dil kullandık; o da Cumhuriye- tin diliydi. Dönemin sadeliğini, kalitesini belli bir biçimde yaka- lamaya çalıştık. Hem mimande hem de grafikte post moder- nizmden kaçındık. Sadece Cum- huriyete konsantre olduk. Her şeyi anlatmaya çalışmadık. Mi- mari açıdan çok şanslfydık. Çün- kü İstiklal Caddesi, Galatasaray çok zengin bir yer. Ser- giyi mümkün olduğu kadar sokağa yaymaya çalıştık. Bunun parale- linde istiklal Cadde- si'nin müthiş bir renk- liliği var. Bunu bir bi- çimde doğallaştırma- mız gerekiyordu. Bına- nın cephesine yalın kır- mızı olan cumhuriye- tin renklerini koyduk. Bu tutum hem mimari- de, hem içerikte, hem grafikte görülebilir. ZAFER TOPRAK - Serginin son derece çe- kici bir boyutu var. Özellikle dilimizi bu- na göre kullandık. Bu- nu bir ilkokul ögrenci- si de, sokaktan geçmek- te olan bir vatandaş da, bir entellektüel de fark- lı biçimde okuyabilecek. - Sergi de, cumhuriyete eleşti- rel bir bakış açısı getiriyor mu- sunuz? ZAFER TOPRAK - Bu bir mersiye değil öncelikJe. Bu ser- gide gerçekten önemli bir eleş- tiri var. Cumhuriyetin belli bir dö- nemini ele ahyoruz. Cumhuriye- tin ilk çeyreğini tarihsel bir içe- u SergklebinanındBdUûıi kuüanarakBeyoğhıölçeğinivakaladjk.'' rikle değerlendirme çabasmda- yız. Tarihi de artılan ve eksile- ri icinde değerlendiriyoruz. Cum- huriyete biraz dahamesafeli bak- ma çabasındayız. Cumhuriyet eleştirilerek yıpratılamaz. He- pimiz Cumhuriyet çocuklanyız. Cumhuriyet bugün toplumda belli evrelere varmış ise bunun oluşumunda Cumhuriyet etiği- nin son derece önemli bir yeri var. Sergide bu etiği vurgulama ça- basındayız. Demokrasi için ge- rekli alt yapının da ne denli güç koşullar altında oluştuğunu gö- rüyoruz. Dış mekânda özellilde Cumhuriyet söylemiyle imtiyaz- sız, sınıfsız biçimde kaynaşmış bir milleti karşılaştırma çaba- sındayız. Sergide bu kaynaşma- yı ve renkliliği vurgulamaya ça- lıştık. Toplumun her türlü katma- nını kapsama çabasındayız. -'Bir Yurttaş Yaratmak' özel- likle cumhuriyetin ilk ceyreğiııi, tek parti dönemini ele abyor. Ne- den ilk çeyrek ele alındı özellik- le? ZAFER TOPRAK - Çünkü Cumhuriyet bu dönemde inşa edildi. Cumhuriyetin ilk evresi eşitlik üzerine kurulmuş. Bizce bu eşitlik demokratikleşme sü- recinin ilk ve kaçınılmaz bir ev- resi. 1950'ye kadar olan döne- mi alışımızın temel nedeni buy- du. Demokrasi eşit yurttaşlar ya- ratmaksızın olmuyor. Çok önem- li bir evre. Cumhuriyet ve de- mokrasinin bütünlüğünü yaka- lamak gerekiyordu ki bu sergi bu bütünselliği yakaladı kanısında- yım. YETKtN BAŞARIR - Kesin- likle nostalji yapmıyoruz. ZAFER TOPRAK - Sergide özellikle görsel bir dil var. Onun ötesinde yazılı panolanmızda görsellik, değişik çizgiler var. îzieyicinin özdeşleşmesi - Elinizdeki malzemeyi nasıl değeıiendirdiniz? YETKİNBAŞARIR-Elimiz- deki materyal bir fotoğraf kolek- siyonuydu. Bir donem hajkın kafasına kazınmış sözler ve par- ti programlanndan alıntılar var- dı. Fotoğraflan kulla- nırken öncelikle insa- nı ön plana çıkarmayı amaçladık. Bizce ora- daki olaydan çok insa- nın yüz ifadesi önem- liydi. Îzieyicinin o ifa- deyle özdeşleşmesi... Yazı bölümündeki ahn- tılara müdahale yapıl- madı, yazı sadece gez- diren bir metin olarak var. Bütün malzemeyi kendi gerçekliği içinde kullandık. Yan yana ge- len bu hiyerarşi içinde birtakım elemanlar iz- leyicide cümlelerin oluşması ve düşünce- nin aktanlması göre- vini üstleniyor. - Sergide fotoğraf alt- lanna rasdanmnor. Bu her izlevicinin kendi okuma biçüninioluşturması için sanınm~ YETKtN BAŞARIR- Sergi modüller ve yazıdan oluşuyor. Fotoğrafm altı diye bir şey yok. Fotograflar yan yana gelerek, yanına yerleştirilen yazıyla bir anlam kazanıyor. Bir belgesel sergisi de değil bu anlamda. Her izleyici kendine göre okuyabil- Y A Y I N L A R . . . S E R C İ L E R . . . Y A Y I N L A R . . . S E R C İ L E R Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncıhk, bir bölümü tstanbul Resim Heykel Müzesi, bir bölümü de Yapı Kredi koleksiyonun- dan derlenerek oluşturulan 'Savaş ve Ba- nş' (Kurtuluş Savaşmdan Cumhuriyet'in Ük Yülarma) başlıklı resim sergisini de izleyicilere sunuyor Yapı Kredi Kültür Merkezi'nde. Sergi, resim sanatımızdaki cumhuriyet dönemi birikimini topîu hal- de göstennekten çok, bu birikim! 1920'ü yıllardan biraz daha sonrasına uzanan ge- lişim grafiğindeki sanatsal heyecanı, yurt ve insan sevgisini, bu heyecan ve sevgi- nin kaynağındaki oluşumu gözler önüne sermeyi amaçhyor. Namıklsmail'denZe- ki Faik'e, MetekCelal'den Şeref Akdik'e, Refik Epikman'dan Cemal Toüu'ya, Ali Çelebi'den Nejad De>Tim'e birçok ressa- mın yapıtlannın yer aldığı sergi Zafer Tap- rak tarafından düzenlendi. Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncıhk ta- rafindan aynca 75. yıl nedeniyle 1500 say- fahk. zengin görsel malzeme içeren üç ciltlikalmanak da okuyuculara sunula- cak. Almanak'ta 1923'ten 1998'e kadar her yıl tek tek ele alınıyor; önemli sosyal, kül- türel ve siyasal olaylar. günlük gazetele- rin taranmasıyla ve inceleme yazılanyla okuyucuya sunuluyor. Almanak, Feroz Ahmad. Hasan Ersel, Ahmet Kuyaş, Ah- met Oktay ve Mete Tunçay'dan oluşan bir yaym kurulu tarafından, geniş bir araştır- ma ekıbıyle hazırlandı. tbralrim Çalb-Kadın portresi tstanbul Resim ve Heykel Müzesâ kolekayonundan. Ahmet Oktay ın hazırladığı 'Yetmişbeş Yüınlçinden' başlıklı kitapta ise 1884 do- ğumlu Yahya Kemal'den 1952 doğumlu EnisBatur'akadar22edebiyatçının, Cum- huriyetin çeşitH yönlerine çeşitli zaman- larda yönelttikleri bakışlara yer veriyor. Abitfirfc'ün, bazısı daha önce yayım- lanmamış yazışmalan, notlan, Meclis ko- nuşmalan, Atatürk'e yollanan mektuplar, tarihsel bağlam içinde, el yazılanyla ve çev- rimyazımla 'Atatürk' adlı kitapta sunulu- yor okurlara. Ismetlnönü'nün 1923-1973 yıllan ara- smda tuttuğu not defterleri ise 'tnönü Def- terleri' kitabında... Yapı Kredi Arşivi'nde fotoğraflardan hazırlanmış 'Cumhumet'in Fotoğrafkın' kitabı da günlük yaşamdan ilginç kesitler sunuyor. Yapı Kredi Kültür Sanat Yayın- cıük, üç aylık düşünce dergisi Cogito'nun son sayısım Cumhuriyet kavramına ve Türkiye Cumhuriyeti'ne ayırdı. Tûrki- ye'nin ve Cumhuriyetin yarattığı yeni Türk insanının dinlediği ezğiler ise, 'Yurttan Sesler,Yeni Türkiye'nin Ezgfleri' CD'si ile dinleyicilere sunuluyor. meli. Dolayısıyla biz kendimizi iyice geriye çekip, nötr bir tasa- nm yapmış oluyoruz. ZAFER TOPRAK-Farklı bi- çimlerde fotograflar var. Birçok okumaya açık. Aynı formattan gelen izleyici de farklı okuyabi- liyor. Aslında bu, serginin başa- nsıdır. AHMET ÖZGÜNER - Kafa- lan kanştıracak hiç bir şey, ko- laj ve müdahale yok sergide. Bü- tün saflığı ve sadeliğiyle izleyi- ciye aktanyoruz. Galatasaray Meydanı, cumartesi anneleri- nin, tinerci çocuklann olduğu, sa- atte dört bin kişinin geçtiği bir meydan. Bu yüzden insanlara mesajı iletmenin bir yolu da şu: Kenara çekilip sade bir biçimde, dallandınp budaklandırmadan direkt olarak anlatmak. YETKİN BAŞARIR - Tüket- mek yerine onu yeniden yaşata- bilmek önemli. Çok tüketilmiş Atatürk fotoğraflanna yeniden baktırabilmek, çok bilindik, birçok insanın ansiklopedide, tarih dersinde gördüklerinden farklı biçimde görebilmesini sağ- layabilmek bütün amaç. 1923 budur, başlangıç çizgisidir de demiyoruz. Bütün gerçeklik bel- genin gerçekliğinde kalmalı. Malzemeyi yorumlamıyoruz, sergilemeyi ve gezmeyi yorum- luyoruz. - Elitist bir sergi mi' Bir Yurt- taş Yaratmak'? ZAFER TOPRAK - Hayır. Sergideki fotograflar sadece elit bir kesimin fotoğraflanndan olus- muyor. Böyle bir kaygımız ol- madı. Solahattin Giz'in fotoğ- raflan kişisel ızlenimler sunuyor. Atatürk fotoğrafi çok az. Cum- huriyet kurgulandığı zaman, di- ğer ulus devletlerden farklı ola- rak var olan bir toplumsal doku devralınmadı. Aslında toplum- sal doku kendi kendini oluştur- mak zorunda kaldı. Çok farklı et- nik öğeleri içeren insanlan ay- nı potada eritti. Ve bir üst kim- lik olarak yurttaş kimliğini oluş- turduk. Eğitimde, eğitimın bir- liği örneğin... Bu önemli bir nok- ta. Tek tip insan yaratmak, ama tek insan tipi yaratmanın amacı da eşitlik ilkesiydi. Herkese o siyah önlüğu giydirmek önem- liydi. Belli bir birikim düzeyin- den sonra vatandaş daha farklı öğeler içeren daha temel hak ve özgürlükleri ön plana çıkaran bir eksene yöneldi. 'Sokağa da taşalım dedik' - Serginin tekniğine gelecek olursak, malzemelere nasü ulaş- nıuz? ZAFER TOPRAK - Burada iki tür malzeme var; fotoğraf ve obje. Fotograflar çoğunlukla Ya- pı Kredi'nin devralmış olduğu Selahattin Giz arşivinden temin edildi. Bunun dışında kişisel ai- le albümleri büyük rol oynadı. Hepimiz bir şeyler getirdik. Ob- jeler ise daha çok toplama. bu arada İnönü Vakn, Celal Bayar'ın ailesi gibi özgün malzemeye sa- hip arşivlerden de yararlandık. -Serginin dış mekânı nasıl kur- gulandı? AHMET ÖZGÜNER - Proje- ye ilk başladığımızda, 1930'lar- da Türkiye'nin de katıldığı fuar- lan ele aldık. Geçici mimarilef de- diğimiz standlar... Insanlann içi- ne girçbileceği, dolaşabileceği mekânlar ama aslında bu geçici- liği bir anlamda oluşturmak ve onun dilini yakalamaya çalıştık. Sokağa taşalım dedik... Aynca binanın kendi dili de var. Halk her noktadan girebiliyor ve serbest- çe dolaşabiliyor. Kamusal alan- daki Cumhuriyet ideolojisini ken- di algıladığı biçimde kurgulaya- biliyor. Serbest dolaşımdan son- ra hepsi bir noktada birleşiyor. Ölçek olarak Beyoğlu'nun ölçe- ğini yakalamak önemliydi. Neon lambalan arasından fark edilmek için çaba sarfettik. Yapının cep- he pencerelerindeki insan fotoğ- raflan yine Beyoğlu ölçeğinde algılanabilir. Tasanm sırasında ellinci yıla ait heykel problem ol- du ama onu da tasanmın bir par- çası haline getirdik. KÖŞEBENT ENİS BATUR Antony Gneenvvood Andrew Finkel "Bana, casus musun diye so- nıyoriar"diyor, birsöyleşide. Türkiye, "yabancıla- nndan öteden beri şüphelenmiştir. Buradaki hak- lılık payını paranoya payından ayırmak için, başlı- başına bir ansiklopedi oluşturabilecek bir proje öneriyorum: Diyelim Tournefort'dan ya da Guil- leragues'dan başlayarak, günümüzedek, üçyüz- yıl boyunca burada uzunlu kısalı yaşamayı seçmiş "yabancı"lanmızı konu edinelim, inceleyelim: Sir Bulvver'dan, Dumezil'e, Auerbach'dan, Rodi- ti'ye, Freely'den Tietze'ye pek çok konuğa uğ- rayacak bu panorama bize kimbilir neler göstere- cek, öğretecektir. Son karşılaştığim örnek, Türk-Amerikan llmi Araştırmalar Demeği'nin yöneticisi Antony Gre- enwood oldu. Tanıştırıldığımızda dayanamayıp sordum: "Ingilizce de biliyor musunuz?" Babası Keith Greenwod da Istanbul'da yaşamış, Türki- ye yıllarında pek çok öğrenci yetiştirmiş. Antony burada doğmuş, Harvard'da öğrenim görmüş, Os-" manlı tarihi üzerinde uzmanlaşmış, Istanbul'da kök salmış. Derneğin merkezi Amerika'da, iki bürosundan biri de Ankara'da. Dr. Greenvvood, merkezden güçlü bir kaynak akışı bulamadığı için Istanbul'da çeşitli etkinlikler düzenliyor. Yılboyu, kültürel yol- culuklar gerçekleştirilmesini sağlıyor: Türkiye'nin pek çok bölgesine (Gelibolu, Hatay, Ihlara, Nem- rut Dağı), Kuzey Afrika'ya, Orta Asya'ya. Dernek, her yıl "okuma günleri" hazırlıyor üyeleri için: Sü- reya Faruki'den Selim Deringül'e, Nevra Neci- poğlu'ndan Carter Fındley'e pek çok uzman, bir- birinden ilginç konularda düşünce alışverişi yapıl- masına katkıda bulunuyor. Derneğin asıl işlevi, Türkiye'de araştırma yapan öğrencilere burs sağlamak. Geçen yıl 350 bin do- lar tutannda burs verilmiş lisanüstü öğrencilerine.. Selçuklular üzerine çalışan bir Koreli'yle XIX. yüz- yıl Osmanlı edebiyatı üzerine çalışan bir Kanada- lı derneğin binasında sessizce, yan yana araştır- malannı sürdürüyorlar. Merkez bina Arnavutköy'de, Üvez Sokak'ta. Üç katlı bir taş yapı. Denize iki adım mesafede, hu- zurlu bir ortam. Müthiş bir kütüphanesi var. Tony Greenvvood, genç yaşta ölmüş bir araştırmacının, Kenneth Snipes'in vasiyeti üzerine dernek bün- yesinde toplanan, yaklaşık 5 bin kitaplık bir Bizans "defîne'sini gösterdiğinde afallıyorum. Çeşitli dil- lerden süreli yayınlar, tıpkı basımlar, ulaşılmas) güç araştırma kitapları kütüphaneyi vazgeçilmez bir başvuru noktası haline getirmeye yetecek güçte. Kitapların arasında bekleyen bir Thomas Whitte- more büstü beni iyice heyecanlandınyor. Dr. Greenwood alçakgönüllü, çalışkan, bece- rikli biri besbelli. Yirmi yıldır bu işe adamış kendi- sini. Anadolu tarihine ve kültürüne ışık tutan sayı- sız projeye destek vermiş, başlıbaşına bir üniver- site gibi çalışmış, çalışıyor. Tam bir "muhtar" ay- nca, şehrin dört bir yanında kim ne üzerinde yo- ğunlaşıyorsa, haberi oluyor. Türkçesinin kıvraklı- ğı, espri gücüyle insanı etkiliyor. Ansiklopedi pro- jemde şimdiden yerini alması gerektiğine inanıyo- rum. Tuhaf insanlanz biz. Gidip yerleştiği ülkenin ta- rihine, kültürüne derinlemesine dalan "yerti" leri- • mizi dışlar, onlardan soğuruz hemen. Gelip yerleş- tileri ülkemizin tarihine, kültürüne, derinlemesine dalan "yabanc/lanmızdan piretenir, "aslında birbaş- ka amacın peşinde olduklan" kanısına vanrız. Bütün bunlar olurken biz ne yapıyoruz peki? Ne 'Türkiye için, ne de dünya için üst üste iki taş ko- yacak vaktimiz yok gerçekte. Antony Greenvvood gibi insanlar, bundandır, hem saygı, hem de vicdan azabı yaratıyor içimiz- de. Chicagoda Türk ressamları • CHICAGO (AA) - ABD'nin Chicago kentınde faaliyet gösteren 'Galeri 1756' üç Türk sanatçının eserlerini sergiliyor. Istanbul'da yaşayan ressam Tayfur Sanlıman ve Belçika'da yaşayan Mehmet Aydoğdu'nun resimleri ile Canan Dağdelen'in seramiklerinin sergilendiği galeri, Chicago'da yaşayan mimar Gündüz Dağdele'ye ait. Genellikle mimarlara dönük sergileriyle bilinen galeri, modera Türk sanatmdan ömeklerin tanıtılmasına büyük önem veriyor. Sergi 14 Kasım'a kadar sürecek. Bmalı Kilisesi yenileniyor • NEVŞEHİR (AA)-Göreme Açıkhava Müzesi'ndeki Elmalı Kilisesi'nin konservasyon ve restorasyon çalışmalannm bu yılki bölümü tamamlandı. 10. veya 11. yüzyıllardan kalma, Kapadokya bölgesinin en önemli kiliselerinden biri olan Elmalı Kilisesi'nde restoratör Revza Özil başkanlığındaki bir heyet rötuş ve sağlamlaştırma çalışmalannı tamamladı. Stnasbourg'da Türk küttürü ve sanaö tarüşıldı • STRASBOURG (AA) - Strasbourg Üniversitesi ve Fransız Bilimsel Araştırmalar Merkezi (CNRSK) tarafından ortaklaşa düzenlenen bir konferansta 'Cumhuriyet Türkiyesi'nde sanat ve edebiyatın değişimi' tartışıldı. Cumhuriyetin kuruluşunun 75. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen ve Türk Dışişleri Bakanlığı'nın da destek verdiği konferansta Türkiye, Fransa, Ingiltere ve ABD'den çok sayıda bilim adamı katıldı. BUGUN • CRR'de saat 19.30'da Gürcistan'ın etnik danslannı ve dinsel, tarihsel. duygusal temalan işleyen Tarns Kafkasya şarkılannı yorumlayan Kolkheti Gürcü Dans Topluluğu'nun gösterisi yer alıyor. (232 98 30) • BEKSAV'da Alan Parker'ın yönettiği 'The Wall- Duvar' adl»film saat 15.00'te gösterilecek. (349 91 55) • MEBA SANAT EVİ'nde saat 12.30'da Mine Ergen yönetiminde 'ŞiM' konulu seminer yer alıyor. (547 13 35) ÜÇ KUŞAK CUMHURİYET SERGİSİ ETKİNLİKLERİ BUGUN • Tarihi Darphane Binalan'nda süren etkinlikler çerçevesinde saat 11.00'de belgesel gösterimi, saat 15.00 te Filiz Aii, llhan Usmanbaş, Sıdıka Özdil, Ersin Ona\ ve Suna Kan'ın konuşmacı olarak katılacağı 'Müzikte Çağdaşlaşma' konulu panel ve saat 18.00'de sinema gösterimi yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle