25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyetîmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç # Genel Yayın Koordınatoru' Hikmet Çetinka) a # Yazıışlen Muduru tbrahira Yıldız # Sorumlu Mudur Fikret tlkiz 0 Haber Merkezı Mudürü Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen. Fikret Eser tstıhbarat: Cengiz Yıldınm # JCültür: Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücclman # Makaleler: Sami Karaören # Düzeltme. Abdullah Yazıcı • Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu • Bılgj-Belge: Eaibe Buğra # Yurt Haberlen: Mehmet Faraç Yayın Kunılu tlhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Oktay Kurtbokc Hikmet Çetiniuna, Şükran Soner, Ergun Baicı, tbrahim \ ıldız, Orhan Bursah, Mustafa Balbav Hakan Kara. Ankara Temsilcısr Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankarâ Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4! 95027 •tzmırTemsıIcısı Serdar Kızık, H.ZıyaBl\.1352S.2 3Tel.4411220. Faks 4419117 • Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoglu, Inönü Cd 119 S No 1 Kat 1. Tel-363 12 II, Faks-363 12 15 Muessese Müdunı Cst* Akmen • Koordınaıor Aiunrt Kont"™ • Muha- sebe Bûlenl Veoer # Jare Hüseyin Gürer • tşletnre ÖndoÇeölı*Bılgı- Işlem Nail Inal • BıH-sayar Sıstem Mürflvel Çiler • Saoş FazUet Kuza MEDYA C: • Yonctım Kurul Başkanı - Genel Mûdûr Gülbi Erduran 9 Koordınator Rch Işıtman • Genel MûdurYardımcıs SevdaÇoban Tel 514 07 53 5139580-513846M1,Faks 513846 \a}ımUtaa >e BasaD: Yenı Gün Haber Ajanaı, Baiın \e Yayıncılık A Ş TurkocağıCad 39 41 Cagaloglu 34334 tst PK246 Istanbul f el (0 2121 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)513 85 95 5EKİM 1998 Imsak:5.31 Güneş: 6.57 Ögle: 13.00 Ikindi. 16.12 Akşam: 18.48 Yatsı: 20.09 www. cumhuriyet. com.t Kanaelmas Ünivepsitesi • ZONGULDAK (Cumhurivet) - Zonguldak Karaelmas Üniversıtesi"nde 1998-1999 egıtim-ögretim yılı bugün başhyor. Devlet Bakanı Hasan Gemicı ıle birlikte Zonguldak millenekillerininde katılacağı açılış töreni saat 14.00'tebaşlayacak. Karaelmas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan özen, Araştırma ve Uygulama Hastanesi'nin de yeni öğretim yılıyla birlikte hizmete gireceğini belirtti. Gemi adamlan paneli • ANKARA (AA)- Denizcılik Müsteşarlıgı, "Türkiye'de Gemi Adamlan Efitiminin Dünü, Bugünü, Yannı ve Uluslararası Standartlardaki Yeri" konulu panel düzenledi. Panelde, Türkiye'nin de taraf olduğu gemi adamlannın eğitım, belgelendirme. smav, vardıya tutma ve donatılma esaslan hakkmdakı uluslararası sözleşmesı ve Türkiye'deki gemi adamlannın eğıtimi ile ilgıli sektör ve kamuoyu bılgilendırilecek. Akdenizfoku • ANKARA (UBA) - Doğal Hayatı Koruma Derneği ve ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü işbirliği ile başlatılan "Akdenizfökunu Evlat Edinme" kampanyası sürüyor. Akdenizfoklannı koruma çerçe\esinde açdan, "e\lat edinme" kampanyasına katılanlara. evlat edındikleri foklar hakkında sürekli bilgı veriliyor. Son sayıma göre. "Monachus Monachus" ya da bilinen isimleriyle akdenizfoklanndan Türkiye'de 100. diğer Akdeniz ülkelerinde ise 300 adetkaldı. Sal faciası • FOÇA (Cumhuriyet) - tzmır'in Foça ılçesi Gerenköy beldesınde. Gediz Nehri'nin lzmir Körfezi'ne döküldüğü yerde salın alabora olması sonucu nehre düşen 5 kişiden 3"ünün cesedi çıkanldı. Kaza sala yüklenen traktör römorku yüzünden oluştu. Aşın yağış sonucu kabaran Gediz Nehri'nde, yükleme hatası ve akıntı nedeniyle salı tutan zincirler koptu ve sal arkaya doğru yattı. Bu sırada, traktörün römorkunda bulunanlar nehre düştü. Nehre düşenlerden Salih Çelik(12). AsyaÇelik, Mehmet Çelik (7) 2 aylık Gülistan Çelik boğuldu. GAP barajlan • DtYARBAKIR(AA)- Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamındaki barajlar arasında önemli bir yer tutan Diyafbakır sınırlan içerisindeki Krallozı Barajrnın ilk ünitesinde enerji üretimi sürüyor. ıkinci ünitesi ise 10 Ekim'de devreye girecek. Barajdan yılda 146 milyon kilovat saat enerji üretilecek. DSl 10. Bölge Müdürlüğü yetkilileri. Dicle Barajı'nda da bir süre önce başlayan su tutma işleminin devam ettiğini ve önümüzdeki yılın başlannda enerji üretimine geçıleceğini bildirdiler. Bugün 5 Ekim Dünya Oğretmenler Günü: Türkiye'deki eğitimcilerin yüzde 30'u mesleği bırakmak istiyor Oğretmenlere örgütleııme çağnsı• Ankara Milli Eğitim Müdürü Behçet Yavuz, meslekte yaşanan sorunların örgütlü öğretmenlerle aşılabileceğini belirterek "Örgütlenin. Örgütlü olmaktan korkmayın" dedi. Eğitim-Sen Ankara Şubesi Sözcüsü Nazım Alkaya, okul yöneticilerinin demokrat olmadığını belirterek, örgütlenen oğretmenler üzerindeki baskının kaldınlmasını istedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ücretleri 70-120 milyon lira arasında değişen. yüzde 30'u mesleği bırakmak isteyen oğretmenler, 5 Ekım Dünya Ögretmenkr Günü'ne de buruk giriyor. "Örgütlenme" yönündeki baskılarla karşı karşıva kalan oğretmenler, aldık- lan maaşlann yetersizliği nedeniyle de ek işlerle yaşam mücadelesi veriyorlar. 12 Eylül döneminden sonra Türki- ye'de 24 Kasım'da, ancak tüm dünya- da 5 Ekim'de kutlanan Dünya Oğret- menler Günü nedeniyleEğıtım-Sen'de "Eğitim Emekçikrirün Konumu" ko- nulu bir panel düzenlendi. Panele ka- tılan Ankara Mıllı Eğitim Müdürü Beh- çet Yavuz. son dönemde yapılan ıyileş- tirmelere karşın öğretmen sorunlan- nın tam olarak çözüme kavuşturulma- dığını kabul etti. Sorunlann örgütlü öğretmenlerle aşılabılecegıne işaret eden Yavuz, "Örgüüenin. Örgütlü ol- maktan korkmayın"" dedı. Yavuz, özellikle .Ankara gibi büyük kentlerde 90-100 milyon lira arasında değişen ev kıralanna da dıkkat çeke- rek "Birçok \erde lojnıan yok. Oğret- menler, kent merkezinde oturmak için 2-3 iş yapıyor" dedı. Öğretmen sorun- lanna ılışkın kendılerine ulaşan talep- len tek tek ıncelemeye çalıştıklannı kaydeden Yavuz. "Özellikle uygunolan yerlerde, öğretmenleri evlerine yakın yerlereatamayaçalryoruz" dedi. Yavuz, Türkıye'de belirlı bölgelerde öğretmen fazlası, belırli bölgelerde öğretmen ye- tersizliği olduğunu vurgulayarak "Den- gesizdağdıma dayah bir sonın var. Me- sela, Ankara 'yaatananların yüzde 98'i eş durumundan geliyor" dedi. Lojman olanaklarını arttırmak ve ulaşımı kolaylaştırmak gerektiğini söy- leyen Yavuz, öğretmen yetişrirme sü- recindekı değişmelere de işaret etti. Yavuz. "Köy Enstitüleri'nden yetişen- lerle. eğitim fakültesinden yetişenler arasındaki farkısöylemeyegerekyok" dedi. Yavuz, geçmiş dönemde 8 yıllık ke- sıntisız temel eğitimi istedikleri için soruşturma geçiren oğretmenlere "ce- za" değıl "ödül" vererek dosyalan ka- pattıklannı da sözlerine ekledi. Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakül- tesi öğretim üyesi Prof. Dr. Rıfat Ok- çabol. 1981 yılından bu yana eğitıme gönül vermeyenlerin bakanlık ve fakül- telerde istihdam edildığini kaydetti. Başbakan Mesut Ydmaz'ın, "eğitimi, devletin sırüna yük gören" yaklaşımı- nı sert bir dille eleştiren Okçabol, "Bu anlayışla eğitimi nasıl iyileştirirsiniz" diye tepki gösterdi. Yüksek öğretim Ku- rumu'nca yeniden yapılandınlan eği- tim fakültelerinin, öğretmenliği "ihti- sas" mesleğinden uzaklaştıracağı uya- nsında bulunan Okçabol, "Yfeni prog- ramlarda. genel kültür ve eğitim boyu- tu göz ardı edilmiş. Öğretmenlik, sade- ce branş düzeyinde düşünülmüş. Yeni düzenlemeyle oğretmenlere formasyon kurslarından daha az sayıda ders veri- lecek" dedı. 'Meslek yozlaşıyor' Okçabol, öğretmenlik mesleğinın yozlaştınlması ile kalitenin düştüğünü, yaptığı araştırmanın istatistiksel so- nuçlanyla somutladı. Ögretmenlerin yüzde 20'sinin öğrencıyle iletişim ku- ramadığını, yüzde 37'sinin ders kitap- lannı yeterli bulduğunu, yüzde 45'inirı eğitimde firsat eşitliği olduğunu be- lirtriğini, yüzde 30'unun okulun öğ- renciyi yaşama hazırladığını düşündü- ğünü kaydeden Okçabol. "Okul öğ- rendyi yaşama mı hazırtayor? Ö>le oh sa>dı. çeteter. yolsuzluklar çıkmazdı'' di- ye tepkı gösterdi. Okçabol, ögretmenlerin yüzde 52'si- nin de yabancı dilde öğretim yapılabi- leceğini savunduğunu vurgulayarak -Eğitim fakülteleri eğitime gönül ve- renlerin elinde değü. Bu nedenle böyle öğretmenler yetişiyor" dedı. Ögretmenlerin yüzde 30'unun mes- leği bırakmak istediğini söyleyen Ok- çabol, "Bunun ardında ekonomik ne- denler var. Serma>e, bankacı ve borsa- cılara 1 katrihon veren hükümet oğ- retmenlere hiçbirşey veremiyor'' dedi. Eğıt-Der Genel Başkanı Mustafa Gazakn. 152 öğretmenin şehit edildı- ği Güneydoğu Anadolu'da hâlâ eğitim güvenliğinin sağlanamamasını eleştı rerek "Öğretmenin can güvenliği sağ lanmah" dedi. Türkiye'nin öğretmer yetıştirme konusundaki birikimini kul lanamadığını anlatan Gazalcı, "öğren me yoüannı öğreten öğretmenler yeti^ tirümeü" dıye konuştu. Eğitim-Sen'eengel Eğitim-Sen Ankara Şubesi Sözcüsi Nazım Alkaya, bırçok okul müdürü- nün örgütlenmeyi yasakladığını, hatu Eğitim-Sen dergilerinin sanşına engel olduğunu söyledi. Veliden para almaya endeksli okul yönetici kafasımn "eğitim felsefesir üzerinde durmadığına ve demokrat ol- madığına işaret eden Alkaya, "Okulden kitaplanndaki kuvruklar süriivr)r. Ki- taplar ırkçı unsurlarla dolu. Eğitim- Sen"in 70 bin üyesi de adli ve idari so- ruşturma geçimor. Hangi çağdaş eği- timden söz edryoruz" diye tepki gös- terdi. Dd bin porsiyon tath Kuze> Amerfka çtftçUerl bugtlnlerde Hgtnç bir yanşmanın hey ecanını yaşıyor. ABD ve Kanada'da dûzenlenen gelenek- sel u En büvük balkabağı" yanşmasında bu yıl da birbirin- den bü\ük kabaklar vanştı. 7 vaşındaki \le\ander Grant, Kanada'nın başkenti Ottovva'da dûzenlenen yanşmayı ka- zanan yaklaşık 380 kilogram ağırlığındaki balkabağım \e- rindcn u> natınak Içtn (,ok çaba gOsıerül, aııeak beceremedL Bugünedekyedştirflenen büyük balkabağırunağırlığı ise yak- laşık440kUogram, (Fotoğraf: AP) BREZİLYA TATLI SL ZENGİNİ, MISIR EN SIKINTILI ÜLKE Su kaynakları dengesiz ANKARA'DA 'TAŞIMALI ÖĞRETMEN' DÖNEMt Demokratik eğitim girişiınj EBRU TOKTAR ANKARA - Güvenlik ve öğ- renci azlığı nedeniyle okullan ka- patılan öğrencileri merkez bölge- lerdeki okullara taşıyan bakanlık, öğretmenleri de taşımaya karar verdi. Ankara'daki pilot bölgeler- de başlayacak "öğretmen taşıma- b yeni eğitim modeli". eğitim kad- rolannın verimli kullanılmasmı amaçlıyor. Taşımalı eğitimde, öğ- retmenler servislerle taşra bölge- lerindeki okullara taşınacak. An- kara Milli Eğitim Müdürlüğü ise okullarda demokratik kaülımı sağ- lamak üzere veli ve öğretmen tem- silcilikleri kurulmasını, Şube Öğ- retmenler Kurulu'naöğrencilerin katılmasını öngören bir proje ha- zırladı. Bakanlık, Ankara'nın pilot böl- gelerinde u taşımalı öğretmen" modelıni deneme karan aldı. Öğ- retmenleri servis araçlanyla taş- ra bölgelere taşımayı öngören mo- delde; ulaşım güçlüp çekildiği, • Ankara Milli Eğitim Müdürlüğü okullarda demokratik katıhmı sağlamak üzere veli ve öğretmen temsilcilikleri kurulmasını öngören bir taslak hazırladı. Taslak, Şube Öğretmenler Kurulu'na veli ve öğrencilerin de katılmasını öngörüyor. lojmanı bulunmadığı ve kırsal ke- simde yer aldığı için ögretmenle- rin atanmak istenmediği bölgele- re "eğitim hizmetT götürülmesi amaçlanıyor. Öğrenci azlığı ve güvenlik sorunu bulunan bölge- lerdeki öğrencileri merkezi okul- lara götüren "taşımata eğjtimde" başan sağlayan bakanlık, pilot bölgelerde denenecek "taşımalı öğretmen sistemT ile de "öğret- mengzokuT bırakmamayı hedef- liyor. Ankara Milli Eğitim Müdürlü- ğü ise öğrencilerin sınıfı geçij geçmemesini kararlaştıran Şubt Öğretmenler Kurulu'na öğrenc ve velileriri de alınmasını öngö ren bir taslak hazırladı. Taslağ bakanlığa sunan Ankara Milli Eği tim Müdürlüğü, okullarda demok ratik eğitimi kurumlaştırmayı vı velileri daha etken hale getırme yi amaçladı. Taslağa göre öğret men-öğrerici-veli kaûlımıyla "oku yönetim ekibi" oluşturulacak. öğ renci konseyi ve veli temsilcilik leri kurulacak. Her sınıfın vel temsilcisi seçilecek. Sınıf temsil cilikleri ile "Veli Temsiküer Ku ruhı" oluşturulacak. Koruma deı nekleri geri plana çekilecek, "\4 B Temsilciler Kunılu" aktif ve iş levsel hale getirilecek. Kurul, okul yönetimlerine ög renci sorunlanna ilişkin raporla . nru ve çözüm önerilerini iletecel Koruma derneklerinin, "veHkj söğüşlemesinin" de önüne geçi lecek. Başanlı çahşmalar yapa öğretmenler "ödüDendirflecek." ANKARA (AA) - Dünya ıklı- mindeki değışiklikle birlikte birçok ülkede kuraklık sıradan bir olay olmayabaşladı. Kuraklık nedeniy- le dünyada çöl alanlan giderek ge- nişliyor. Dünyada yıllık tath su kaynaklan 42 rrilyon 246 milyar metreküpü bulurken, kişi başına 7 bin 342 metreküp tath su düşüyor. Tath su kaynaklan ise hemen her alanda olduğu gibi dünyada eşit bir dağılım göstermıyor. Dün- ya Bankası'nın 1998 Dünya Geliş- me Göstergeleri başlıkh raporun- da yer alan 1996 yılı verilerine gö- re dünyada yıllık tath su kaynak- lan 42 trilyon 246 milyar metrekü- pü buluyor. Dünyada kışi başına vil- da 7 bin 342 metreküp tath su dü- şüyor. Dünya Bankası'nın 141 ülkeyi içeren verilerinden yaptığı hesap- lamalara göre dünya nüfusunun yüzde 2.8'ini banndıran Brezilya toplam tath su kaynaklannın yüz- de 12.3'üne, nüfusun yüzde 2.6 sı- nı banndıran Rusya ise su kaynak- lannın yüzde 10.2'sine sahip du- rumdalar. Dünyada kışı başına en fazla tath su yıllık 345 bin 619 metreküple Kongo'da, en az tath su ise yıllık 47 metreküple Mısır'da bulunuyor. Kuveyt'te ise yıllık ki- şi başına tath su kaynağı bir met- reküpü bile bulmuyor. Türkiye. 197 milyar metreküp yıllık tath su kaynağıyla dünya sı- ralamasında 32'inciliği alıyor. Dün- ya tath su kaynaklannın sadece yüzde 0.47'sine sahip durumda olan Türkiye. yıllık 3 bin 126 met- reküp kışi başına tath su kayna- ğıyla 141 ülke içinde 72. sırada yer alıyor. Nüfusu 3 milyonu bile bulmayan Kongo'nun toplam tat- lı su kaynağı, Türkiye'dekinden 5 kat; 4.5 milyon nüftıslu Papua Ye- ni Gine'ninki ise 3.5 kat fazla du- rumda. Petrol zengini Ortadoğu, su ko- nusunda a)Tiı şansa sahip değil. Su sıkıntısı çeken bölgelerin başında gelen Ortadoğu, kişi başına en az tath su kaynağına sahip ilk 6 ülke- nin tamamını, ilk 12 ülkenin ise 8'ini banndınyor. Yıllık tatlı su kaynağı Ülkeler 1- Brezilya 2- Rusya 3- Kanada 4- Çın 5- Endonezya 6- ABD 7- Hındıstan 8- Bangladeş 9- Myanmar 10- Kolombıya 11- Kongo 12- Kongo Dem.C 13- Venezüella 14- Papua Yenı G. 15- Arjantn 16- Japonya 17- Malezya 18- Şili 19- Vıetnam 20- YeniZeianda 32- Türkiye Toplam (milyar metreküp) 5.178 4,320 2,853 2,799 2,529 2,457 1,849 1,361 1,085 1,057 1.037 930 844 728 683 548 466 454 374 350 197 Kişi başına metreküp) 32.163 29,191 95,097 2,304 12,839 9,270 1,957 11.153 23,582 28,571 345,619 20,670 38.367 181.993 19,705 4,350 22,174 32,458 4,990 89.959 3,126 Hayvanlar Günü 'ndeprotestolu kutlama e-posta : tan (a prizma. net. tr Tüm dünyada "Dünya Hayvanlannı Koruma Günü" kutlanırken Türkiye'deki hayvanseverler, hâlâ hiçbir adım atılmamasını protesto etti Çeşitli dernekler dün Taksim Meydaru'nda toplanarak "Ha> v-an Haklan Yasası n nın bir an önce çıkartılmasını istediler. Hayvanseverler, "Taslak hazırlanah 4 yıl oldu. Ancak hâlâ Meclis'ten geçmedi. Bundan sonraki 4 Ekimler. hayvan haklarmı kutlavacağımız günler olacaktir" dediler. Çevre Bakanlığı tarafindan 4 Ekim Dünya Havyanlan Koruma Günü nedeniyle Hihon Oteli'nde "Cumhuriyet'in 75. Yıhnda HayA-anlann Korunması" konulu bir toplantı düzenlendi. tlkokul öğrencilerinin seslendirdiği tstiklal Marşı ve 10. Yıl Marşı'yla başlayan törende, hay-vanlara yönelik körü da\ ranışlann anlatıklığı $ineviz\on gösterisi yapüdı. Törene, TB.MM Başkaru Hikmet Çetin ve Çevre Bakanı İmren Avkut da kaaJdL (Fotoğraf :SAADET USLU) SÖYLE$I ATTİLÂİLHAN c Somut ve Hassas Amaçlar!..' Pirio Rantanen, o boylu boslu, etine dolgun ve sarışın kız, Finlandiya'lıydı: üç Batı dilini su gi- bi konuşuyor, geleceğinin 'babasının yaşadığından daha iyiolmasına' çalışıyordu; babası, marketleri olan biriymiş, oysa Pirio'nun hayâlleri yüksek! Onu Çeş- me'de, bir tatil köyünde tanımıştık; neş'eli bir grup gençtiler, sonradan 'rotaryen'bir gençler grubu ol- duğunu öğrendik, uluslararası tanışma gezilerinden biri; Pirio, Izmir'i ve bizi (henüz evliydim) o kadar sevmişti ki, grubundan koptu, üç ay misâfirimiz ol- du. Şimdi Pirio'nun sırası mı? Evet! Çünkü o halkıy- la aydını arasında, bizde olduğu gibi, 'mâhiyet far- kı' değil, sadece 'derece farkı' olan bir toplumun kı- zıydı; Türkiye'deki 'seçkin ve alafranga' aydın ta- kımının burun kıvırdığı ne varsa, hepsine aşın bir alâ- ka ve hayranlık gösteriyordu: tahta kaşıklarımız bir hârikaydı, köylü giyimlerimizdeki işlemelere, hele türkülerimize diyecek yoktu! O yıllar, (6O'lı yıllar), halk müziğinden 'aranjmanlar' ortalığı yıkıyor; Pirio Rantanen, Türkiye'den ağlayarak aynldı, yanında Banş Manço'nun çok sevdiği 45'liğini de götürdü: "Işte hendek, işte deve!" Batı'h 'fîofaryen'le Doğu'lunun, farkı burada mı? (Masonlar'dada, durum aynı) Batı'lı toplum, alt/üst kültürü arasında sadece 'derece farkı' olan toplum; müziği alınız, halkın aşağısı da yukansı da, 'çokses- limüziği'd'\n\er, fanküsttekinin 'kaliteliyi' seçmesin- dedir; o zaman 'Rotaryen' (ya da 'Mason'), 'yöne- tilen'olmaktan, 'yöneten'olmayayönelmiş, 'sınıfat- lamaya' teşne bir 'yurttaş'! Bu tesbit, bizde de ge- çerfi, şu farkla ki bizim 'seçkinlerimiz', -aynen sömürgelerde olduğu gibi,- halktan 'mâhiyeti itibariyle' ayrı, onun 'üstünde', bir kültüre sahip olmakla övünüyon gerçekte, mühim bir nok- san, ciddi bir nâkise olan 'alafrangalıklannı'; halklarına karşı, onu 'adam etmek' -yâni Batı'lı- nın istediği biçime ve muhtevâya sokmak- için kullanıyorlar. Türkiye'li 'Rotaryen'in Pirio'dan farkı, -kitapta öyle yazmasa da- 'gizli seçkinlik dürtüsüdür': o, â piriori olarak, halkından 'yukardadır', 'seçkin ve ol- gun'dur, 'sevgiye dayalıhizmet'm ve 'evrenselba- nş'\n yandaşıdır. Hükümetler dısı gttç' kavramı!.. vrensel Banş' dedim de!.. Dr. Selçuk Somer, broşüründe, 'Rotaryen'te 'Mason' arasında- ki önemli farkın, ikincisinin kesin din karşıtlığına mu- kâbil, ilkinin bu konudaki hoşgörüsü olduğunu söy- lüyor, demiş ki: "...ilk dört kurucu büyük bir tesâdüf eseri ola- rak, tamamen farklı mesleklere (fakat, aynı 'sos- yal' sınıfa) sahip ve Amerikan, Isveç, Alman ve Irlanda kökenli olup: Protestan, Katolik ve Mu- sevi dinlerine mensup kişilerdi. (Müslüman unu- tulmamış mı?) Kendi aralannda bir yardımlaşma birlikteliği gibi, çok basit bir amaca yönelik ola- rak temeli atlmış olan 'Rotary', kuruculardan hiç- birisinin hayâlinden dahi geçmeyen, bir büyük ivme ile gelişmeye başlamış ve bugün uluslara- rası en büyük ve en etkin 'hükümetler dışı gü- cü', diğer bir deyimle 'sivil toplum örgütü' hali- ne gelmiştir..." ('Rotary Nedir? 1 , s. 3.1997) Evet, 'hükümetlerdışı güç' deyiminin, tadına var- dınız sanınm; 'hayâlleri aşan büyük ve hızlı gelişme- nin arkasında', başka güçler de var mıydı, bileme- yiz ama; 'Soğuk Savaş'ın en civcivli döneminde, 'Hür Dünya'nın ('Sistem' anlayınız) 'Şeytanın Im- paratoriuğu 'na, -yâni SSCB'ye ve yandaşlanna, yâ- ni sosyalistlere ve Mazlum Milletler'e- karşı 'örgüt- lediği' dinlerarası yakınlaşma ve güçbiriiği projesi, Rotaryen kuruculann başlangıçtaki dinlerarası da- yanışmasına ve güçbirliğine, iki damla su kadar benziyordu: 'Semâvrdinlenn ululan, 'HürDünya'te- levizyonlannda, dinlerarası 'hoşgörü'yü ve 'dinsiz- lere' karşı ('sosyalistler' anlayınız) 'dayanışmayı' öve öve bitiremediler! Anadolu halkı, 'dinlerarası hoşgörü ve dayanış- ma tuzağının ne gizlediğini, Mütâreke yıllannın acı tecrübeleriyleöğrenmiştir IrrtelligenceService'den Râhip Frew ile, 'Yıldız Istihbaratı'ndan Sait Mol- la'nın, 'Kemalistler'e karşı nasıl 'birlikte olduklan- nı', unuttuk mu? Sait Molla'nın, 'Ingiliz Muhiple- riCemiyeti'nin 'kurucusu'olduğuda, malûm;ota- rihte. Dersaadet'te, 'Rotary' yok ya, besbelli 'po- tansiyel' bir 'ftofa/yen'miş! Kimbilir, belki de 'Ma- son!' Feylesof Rıza Tevfık Bey, Maşnk-ı âzam ol- duğuna göre... Antonio Cramsci ne dlyor?.. Dr. Selçuk Somer, ülkemizdeki 'siyasi toplum' hegemonyasından tedirgin, 'mevzuat'ın, beto- narmenin çelik kafesi gibi.. bu 'hegemonya'yı ayakta tutmasını elestiriyor. Bu eleştirilere katıl- mamak mümkün mü? lyi de, yerine 'sevgiye daya- lı hizmet'l mi koyacağız? 'Rotary Nedir'öe, sosya- listlerin eleştirisıne sıra gelince; ünlü sosyalist ku- ramcı Antonio Gramsci'nin, 'tesbitlerini', aynen almak dürüstlüğü gösterilmiş; şimdi, bu çilekeş ko- münistin, meseleyi nasıl ele almış olduğuna bakar mısınız: "...Rotary Kulübü ile Masonluğun, kesin ola- rak birbirine kanştınlmamalan gerekir. Rotary Felsefesi, Masonluğu aşan ve çok daha somut ve hassas amaçlara yönelik bir felsefedir. Ma- sonluğun ana karakteristiği 'orta sınıf demok- rasisi', laiklik ve kilise (din) karşıtlığıdır..." "...Rotary ise, 'üst sınıflann' bir kuruluşudur, ve kişilerin dinsel, politik vb. inançlan ile doğ- rudan ilgili değildir. Rotary temelde çok mo- dern, çağdaş bir örgüttür. Masonluk ile Rotary arasında bazı ana prensip benzemeleri olabilir ama, bu temel bir benzeme değildir ve geliştik- çe Rotary diğer bütün örgütlerden daha güçlü bir duruma gelecektir." ('Corriera Della Sera') Dikkat isterin, 'daha somut ve hassas amaç- lar'dan söz edıyor; sizce ne olabilir, bu 'amaçlar'? Tartışacağız http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http://vnAnw.eda.tr/-bilgryay/yazar/ailhan.ntini
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle