Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30EKİM1998CUM)
12 KULTUR
Picasso 'nun seramikleri ve resimleri Ingiltere'deikiyeni sergiyle sanatseverlere ulaşıyor
Sanatçmınyaşaınıboyuncatekkuruşkazanmadığıseramiklerişimdi dünyanınenönemJimüzeierindesergilenhor.Soldansağa: 'Baykuş'-1957,'BaykuşvePanBaşı'-1961, 'Pan Başı'-1958ve'DağSiivarisi"-1950-1951.
Huzurlu, yenilikçi, komik çömieklerKiiltiir Scrvisi - Mediterranea ' seramikte gele-
neksel ve cagdaşlık sergisi ıle seramik yapıtlannı ilk
kez Türkı>e'de görme olanağına kavuştuğumuz Pi-
casso. Londra'dada ıkı yeni sergiyle yeniden gündem-
de. The Roval Academy'deki 'Picasso ÇömlekteRes-
sam ve HeykeKıraş' başlıklı sergide sanatçının res-
minın gölgesinde kalmış seramikçiliği gün işığına çı-
kanlıyor. Helly Nahmad Gallery'dekı sergide ise sa-
natçının60'a yakın tablosuna yer veriliyor. Picasso-
nun çok çeşıtlı dönemlerde yaptığı resimlerin yeral-
dığı bu ıkmci serginin bazı tablolan sanatçının ev ha-
\ atı sürerken seramığe yöneldigi dönemde yapılmış
olmalan nedeniyle Royal Academy'deki sergiyi de
destekliyor.
Picasso'nıuı seramikleri konusunda vurguianma-
sı gereken üç önemli nokta var. Birincisi 1946'yı ta-
kip eden onvıl ıçındeyöneldi Picasso seramiğe. Ya-
ni savaş sonrasının rahatlığı, huzur döneminin izle-
ri hâkım bu yapıtlarda.
Kendisinin >arattığı biçimleri kullandı
tkinci olarak Akdenız dünyasını canlandınyorya-
pıtlar Pek çok kişi Picasso ve Akdeniz dendiğinde
deniz kıyısını, boğa güreşlerini, su perileri, yan in-
san yan keçi faunlan getirirakJına. ancak sanatçının
Akdenız'le ilişkisi bu kavramlarla sınırlı değildi. An-
tik Yunan'dan Etrurya'ya uzanan bir yörenin sana-
tına yönelik duygu ve düşüncelerin taşıyordu sera-
miklerine.
Son olarak üzerinde durulması gereken nokta da
sanat eleştırmenlennın Picasso'nun seramikleri üze-
rindekı görüşleri. Picasso'nun yaptığı kap kacakla-
rın sanatçının üstün yeteneklerini yansıtmadıgı vur-
gukmr çogu kez. Sanatçı yenilikçi yaaını elbette
yansıtıyordu seramiklerine, ancak onun yaratıcıJık or-
kestrasının büıün enstrümanlan sadece tuvalinin kar-
şına geçtiğinde hep birlikte çalmaya başlıyordu. Se-
ramiklenni tam bir dekoratif unsur olarak görüyor-
du Picasso. Bu nedenle de kap kacaklann biçimle-
rine hıç özen göstermiyordu. Daha doğrusu seramik
sanatı çok nadir durumlar dışında Picasso'yu bir
heykeltıraş olmaya yöneltmiyordu.
Öte yandan sergide çömlekten çok heykelı andı-
ran yapıtlar da var. Bunlann başında elbette kadın bi-
Pıcasso
1946'yı takip
eden lOyıl içinde
yöneldi seramiğe.
Savaş sonrasının
rahatlığının yanı
sıra Akdeniz
dünyası da hâkim
bu yapıtlarda.
Eleştirmenlere
göre; sanatçı
yenilikçi yanını
yansıtıyordu
seramiklerine,
ancak onun
yaratıcılık
orkestrasının
bütün
enstrümanlan
sadece tuvalinin
karşısına
geçtiğinde hep
birlikte çalmaya
başlıyordu.
çimindeki vazo dizisi geliyor. Picasso bütün seramik-
lerinde kendi yarattığı biçimleri kullandı.
Sanatçt çömlekleri üzerine yoğunlaştığı üç yıl sü-
resinde çocuklan Claude ve Paloma'nın anneleri
Francois GUot'la birlikte yaşıyordu. Babasının yapıt-
lannı yakından takip eden Claude Pkasso, sergile-
rin açılışı için Londra'ya da gitti geçen hafta. Sergi
kataloglannda babasının çömleklen üzerine bir ya-
zı yazan Claude, kendi çocukluğunda Picasso'nun
35OO'ün üzerinde yapıt ortaya koyduğuna degini-
yor. Picasso'nun bu alana bu kadar yoğun bir şekil-
de egilmiş olması pek çok kişinın işıne yaradı.
Vallauris kasabasında yüriitmüştü sanatçı çömlek
çalışmalarını. Roma dönemınden beri eski bir çöm-
lekçılik merkezı olarak kabul edilen kasabada tkin-
ci Dünya Savaşı "nın ardından cıddi ekonomik sorun-
laryaşanmayabaşlamıştı Sanayıningelışmesı sonu-
cunda mutfak eşyalan üretımınde çeîığin seramiğin
yerinı tutmaya başlaması da kentın ekonomisini
olumsuz yönde etkılemışti. Ancak Picasso'nun çöm-
lekçılikle ılgılenmeye başlaması ve burada kendisi-
ne bir ev satın alması kasabanın yeniden canlanma-
sını sağladı.
Vallauris'tekı yaşamlan aralarında büyük yaş far-
kı bulunan Picasso ve Françoise Gilot ıçın yenı bir
başjangıçtı adeta. Royal Academy "de sergilenen ta-
baklann birkısmı ressamın buyenı vaşamının ve Pa-
ris'ten bağımsızlaşmasının izlerinı taşıyor. Picas-
so'nun 1940'lann sonlanna doğru ürettıği bu pasto-
ral yapıtlar yenilenen Avrupa ruhunun avnasıydı bir
yandan da. Aynı dönemde. Picasso'nun pek çok tab-
losuna Françoıse Gılot'nun varlığının izleri de yan-
sıyordu. Kendisi de bir sanatçı olan Gilot, Picas-
so'yla aynı çatı altında yaşadığı dönemde sanatını ic-
ra etmeye çahşı>ordu. Ancak Gilot'nun bireysel sa-
natı rahatsız ediyordu Picasso'yu. Birlikte yaşadığı
kadının sadece kendisinin sekreterlık ışjenni yürüt-
mesini yeğlıyordu.
Picasso, vapıtlarıyla özel vaşamı bırbınnden hiç
ayrılamayan bir sanatçıydı. Yaşamıyla ılgili her ay-
nntıyı yapıtlarına taşıması. her yapıtına tarih atma-
sı da sanatının sürekli otobiyografık açıklamasını
zorunlu kılıyor.
Picasso'nun sergilenen seramik parçalannm çok
büyük çoğunlugu aile koleksiyonlanndan toplanıyor.
Bunun nedenı ise Picasso'nun yaşadığı dönemde se-
ramiklerini satmaması. Sanatçının yaşamı boyunca
tek kuruş kazanmadığı seramikleri şimdi dünyanm
en önemli müzelennde ulaşıyor ızleyiciye. Seramik-
leriyle resimlerini karşılaştırdıgında resimle sanat
yapıyor, seramikle eğleniyordu. Ortaya koyduğu ya-
pıtlarda bu eğlencenin rahatlığmı yansıtıyor adeta.
Seramıklenn en yenilikçi yanı Pıcasso'nun mizah an-
Iayışını yansıtmalan. Sanat dünyasının genellikle
ciddi, asık yüzlü ışleri yeğlemesine karşın Picasso,
güldüren sanatın öncülügünü de üstlenmiştı bu ya-
pıtlarla. Picasso'nun seramik sergisi 27 Aralık, re-
sim sergisi de 18 Aralıktarihlerine dek açık kalacak.
Ünlü isimlerin buluştuğu 9. Efes Pilsen Blues Festivali bugün îstanbuVda başlıyor
Yedi ilde bluesfirtnıasıesecek
Kültür Servisi - Efes Pil-
sen Blues Festival 9. yılında
birbırinden usta blues sa-
natçılan ile 30 Ekim - 22 Ka-
sım tarihleri arasında Istan-
bul. tzmır, Ankara. Mersin.
Adana. Antalya. Eskişehir
ve bu yıl ilk kez yurtdışına
taş.arak Bükreş'te blues fır-
ünası estirmeye hazırlanıyor.
Efes Pilsen Blues Festival
9'un blues maratonunda, gi-
tarda ve vokalde kendi ori-
jinal stiliyle tanınan Son Se-
als günümüz kadın blues sa-
natçılannın en ünlülerinden
Sista Monica ve blues efsa-
nesı olarak adJandınlan, her
konserı sürprizlerle dolu
Larry Jhonson sahne ala-
cak.
Efes Pilsen Blues Festival
9'dayeralacaksanatçılardan
Son Seals, gitar ve vokalde
kendine özgü ve agresif tek-
niğiyle tanınan bir blues sa-
natçısı. 1942 'de blues 'la do-
lu bir ortamda, Arkansas 'ta
dünyaya gelen Seals'ın en
büyük ilham kaynagı tanın-
mış bır sanatçı olan babası
oldu. 18 yaşındayken ken-
di orkestrası ile sahneye çık-
maya başlayan Seals, tanın-
mış sanatçılara da sahnede
davulda eşlik ediyordu.
1973 yıhnda The Son Seals Blues
Band adlı başanlı albümü ile özgün
bir blues sanatçısı olarak parladı. 1977
yılında çıkardığı ve Rolling Stone ta-
rafından '10 yıluı en önemli blues al-
bümü' olarak nitelendirilen 'Mid-
night Son' müzik otoritelerinden bü-
uik ilgi gördü. Midnight Son'u sanat-
çiyı zirveye çıkaran 'LJveand Burning'
ve caz düzenlemelerinin ağırlık ka-
zandığı Chicago Fire ve Bad Axe al-
bümleri izledi. Albüm çalışmalanna
"yıl ara veren sanatçı. 1991 yılında
iiİcardığı 'Living in The Danger Zo-
ı ıe' ile parlak bir çıkış yaptı. Son al-
bümü 'Nothing But The Truth' ise
Seals ı yaşayan en büyük blues sanat-
plannın arasına soktu.
Festivalde sahne alacak bir diğer
isim de Sista Monica. Şarkıcı ve bes-
teci kimliğiyle festivallerde sık sık
yer alan sanatçı Indiana'da dogup bü-
yûdü. Great Band Missionary Bap-
tist Kilisesi korosundabirgospel şar-
kıcısı olarak yetişti ve 20'li yaşların
sonunda ilk kez gittigi Chicago Blu-
es Festivali'nde blues müziğiyle ta-
nıştı. 1991 yılında kendi orkestrası-
nı kuran Sista Monica, sahnesini Et-
ta James, Koko Taylor, The Tempta-
tions, Taj Mahal, Little Milton ve
Bobby 'Blue' Bland gibi ünlü sanat-
çılar ve gruplarla paylaştı. Sanatçı,
kick-butt untempo blues, low down
funk, sensitive blues ballads, gospel
ve sweet soul'dan örnekler verdiği
sonCD'si 'Sista Monica' ile'1998'in
En İvi Çağdaş Kadın Blues Sanatçı-
sı' kategorisinde ABD'nin en değer-
li ödüllerinden W.C. Handy Awards'a
layık görüldü ve yine bu yıl 'En Sı-
radışı Blues Sanatçısı' kategorisinde
1998 California MusicAwards-Ban>
mies Ödülü'nü alan ilk kadın sanat-
çı oldu.
tlginç bir blues troph>'
Renkli isimlerin yeraldıgı festiva-
lin bir diğer konuğu da Larry John-
son. 1938 yılında Atlanta, Georgia'da
doğan ve büyüyen sanatçıya kendi
sound'unu bulmasında Gary Davis' in
büyük katkılan oldu. 60 ve 70'li yıl-
larda iyice olgunlaşan 'Johnson So-
und', blues dünyası için ar-
tık vazgeçilmez olmuştu.
Başlangıçta blues sanatçı-
lannın konser başlangıçla-
nnda çalan Johnson, 'Fast
and Funky' albümü ile çık-
tığı gitar turnesmde blues
dünyasındaki yerini sarsıl-
maz bir biçimde sağlam-
Iaştırdı.
Daha sonra Henr>' Ad-
kins ıle yaptığı düet •Larry
and Hank: the Blues / Â
New Generation' ve yine
Prestige yapım için çıkar-
dığı 'Country Blues' al-
bümlerı büyük yankılar
uyandırdı. 9O'Iı yıllann ba-
şında müziğe bir süre ara
veren Johnson, 1996'da blu-
es dünyasına yenıden dönüş
yaptı. Kendine özgü, sü-
rekli yenilenen ve yaratıcı
stilinde Harlem ruhunu mü-
ziğe yansıtan Larry Jon-
son, Efes Pilsen Blues Fes-
tival izleyicılerini ilginç bir
blues trophy'ye götürecek.
Efes Pilsen Blues Festi-
val 9. 30 Ekım'de saat
19.30'da, 31 Ekım'de saat
14.00 vel9.30'dalstanbul
Hilton Convennon & Exhi-
bition Center'da: 2-3-4 Ka-
sım günleri Izmır Hilton'da,
6-7-8 Kasım'da .Ankara Hil-
ton'da, 11 Kasım'da Mersin Hilton'da,
14-15 Kasım "da Antalya Sheraton'da,
17-18 Kasım 'da Eskjşehir Hayal Kah-
vesi'nde saat 19. 30'da gerçekleşe-
cek.
Festival biletleri 16 Ekim'den itiba-
ren İstanbul'da Vakkorama Rumelı,
Taksım, Suadiye. Akmerkez \e Gal-
leria mağazalannda ve Izmir'de Vak-
korama Alsancak ve Beynıen Alsan-
cak mağazalannda: 23 Ekım'den iti-
baren Ankara'da Polo Karum. Dost
Music Center, Atlantis Hi-Fi Center
veTaylanElektronik'te. 31 Ekim'den
itibaren Mersin Hilton'da, Adana Vak-
korama'da ve Antalya Vakkorama'da:
6 Kasım'dan itibaren de Eskişehir
Hayal Kahvesi'nde satışa sunulacak.
Kansere yenîk düştü
Ted Hudges
68 yaşmda
öldü
KûlturServisi
- tngiliz yazar ve
şair Ted Hughes.
68 yaşında kanse-
reyenik düştü. Jn-
giliz şiirinin en
önemli isimlerin-
den biri sayılan
Ted Hughes'un yayımcısı FaberFaber
yetkilileri yaptıklan açıklamada. Hug-
hes'un gizlediği kanser hastalığıyla 18
ay boyunca savaştığını ve çarşamba ak-
şamı Devonshire'daki evinde öldügünü
belirttiler.
Yapılan açıklamalarda KraliçeEBza-
beth'in de ünlü şairin ölümûnden duy-
duğu üzüntü dile getirilerek Kraliçe'nin
sanatçının ailesine destek olacağı bildi-
rildi. 'Tales From O\id" adlı kitabıyla
Whitbread Kitap Ûdülü'nü kazanan
Hughes, rahatsızhğından dolayı ocak
aymda düzenlenecek olan ödül töreni-
ne katılamayacağını açıklamışö.
Hughes, 30 yıl süren sessizliğini bu
yılm başlannda, 1%3 yılında intihar
eden eşi Syhia Plath ile yaşadıklannı
anlatan aşk şiirlerini yayımlayarak boz-
muşnı. 88 şiirden oluşan Birthday Let-
ters'da Plath ile ilk tanıştıklan andan
ıntihann sonrasına dek uzanan dönem-
lerdeki duygulannı anlatıyordu şair.
Hughes'un tanınan yapıtlan arasın-
da 1973 yıhnda yayımlanan 'Cnm:
From the Life and Songs of the Crow',
1979'da yayımlanan 'Moortown' ve
1984 yılında yayımlanan 'River' yer
alıyor.
Kuzey Jngiltere'de dünyaya gelen Ted
Hughes. 1970 yılmda Carole Orehard
ile evlendi. 1984 yılında 'Pöet Lauret-
te' seçilerek fngiltere'nin en büyük ede-
biyat ödülünü kazanan ve sarayın res-
mi şairi secilen Hughes, Sylvia Plath'ın
intihanndan sorumlu tutularak terk et-
menin ve kabalığın sembolü olarak gö-
rülmüştü. Şaire yönelik düşmanhk bir
başka sevgilisi AsiaWevBl*inde intihar
etmesinin ardından artmıştı.
YAZI ODASI
SELİM İLERİ
Mihri Müşlik'li Günler
"(...) Şenelerce çalışmakla ben neye muvaffekoldum':
Hiç... Üsteliksıhhatimikaybettim. VaktiyleHerkülidim
Şimdi merdıvenlen çıkamıyorvm. Sanat beni bu hale
koydu. (..JParasızım. Bizim gibiAvrupa'ya nazaran ge-
ri kalmış bir memlekette sanatkârınyolu kadargüçbiı
yolyoktur. Bizimkisı, fazla fedakâriık isteyen birmes-
lek."
Günlerdir, aylartitr, ilkyaz başından beri Mihri Müş-
fik'le zaman: İlk kadın ressamımız. Hayatıma katılma-
sı daha da eskilerde:
Yirmi yıl kadar önceydi. Melik Aksel'in bir iki yazı-
sında Mihn Müşfik adıyla ve bu adın macerasıyla kar-
şılaştım.
Yukandaki acı mektubun yazan ve bu öykü bende
giderek romanlar, sınemalar, televizyon dizileri uyan-
dırdı. Mihri Müşfik'le ıkınci kar^laşmamız, Taha Toros'un
İlk Kadın Ressamlarımız kitabındaydı, yıl 1988.
Artık her şey bana bir tiyatro gibi görünüyordu, yaz-
maktan ürktüğüm, ama yazmayı çok istediğim bir oyun.
On dokuzuncu yüzyılın sonunda İstanbul'da, köhne-
miş ımparatorluğun acıklı başkentinde başlamış, Pa-
ris, Roma, Cumhunyet'imız, yine Paris, Amerika, ihti-
yar yüzyılımızın ortasında son buluyor...
Mihri Hanım durdurulamaz resim heyecanıyla beli-
riyordu. Erkeklerin bile pek cesaret edemedığı bu sa-
nata birden bire atılıyor. kızlar için mektep... resim mek-
tebi açtırtacak kadar ileriye gidıyordu.
Mihri Hanım'ı Paris'te ve Roma'da sıkıntı çekerken,
var olmak mücadelesinin ortasında görür gibi oluyor-
dum. Soğuk otel odaları, ızbe evler, ıç burkucu işlikler
ve hep tuvali başında bir Türk kadını.
Mihn Hanım'ı Holiyvvood filmterinden dekora oturt-
tuğum oluyordu: Gökdelenler, ışıl ışıl reklam panolan.
Bunlar ortasında Mihn Müşfik kayboluyor-kaybolu-
yor...
"Son günlerde aklımı pek toparlayamıyorum. Bita-
bım. Pekziyade ıstırap içersindeyim."
Mutlaka tiyatroydu. Tiyatronun sanat ortamımızda-
ki sanat dışı kalışlara bir isyan gibi açılabileceğini, açıl-
dığını düşünüyorum. Tiyatroya sığınmak zorundaydım;
ne roman, ne sinema, ne televizyon dizisi.
Mihri Müşfik: ölü Bir Kelebek'i yazarken denn coş-
kular duydum. Günlerim, gecelerim, resim sanatı uğ-
runa hayatını feda etmış bir geçmiş zaman ınsanıyla,
uğraşısının kahramanı bir kadınla biriıkte geçtı. Onu ba-
zan korıdorda, tam arkamda, bana doğru yürürken
duyumsardım.
Yazdıklannız -sonradan- çoğu kez pişmanlık olup çt-
kar. Bu oyunun bazı sayfalanndan asla pişman olma-
yacağım.
Onu artık işte şu sıralar, perde açılınca, arkadaşla-
nm yaşatacaklar. Küçük Sahne Sadn Adşık Tıyatrosu'nda
iki aydır hanl hanl çalışıyoruz. Çolpan llhan şövale
karşısında bir Mihn Müşfik. Nurseli Idiz, elinde kam-
çısı, arslan terbiyecisi. Aytaç Öztuna, kâh trapezci
kız, kâh Halide Edip, kâh Hale Asaf... Ayiin Uzunlar
yazar kimliğinde onları sahneye taşımaya dıdiniyor.
Aşağıda kottuğa büzüşmüş bakakalıyorum. Söz-
cüklerim-sözcüklerim... Bir başan varsa arkadaşlanma
ait; bütün başarısızhklardan ben sorumluyum.
"(...) Hersanatkâr, karşısındakisanatkân, daima ken-
disinden aptal görür! Onun on senede yaptığını, ken-
disinin bir senede yapacağınr Sanır. Birtkfyri içhWŞ,
hayatını kurtaracağına, köşeyi döneceğine emindir.
Heyhat ve yine heyhat!.. İşte sanatın esran burdadır.
Sanatkânnyolu, yüriJdükçe uzargider. (...)"
Kıme yazılmıştı bu satırlar? Taha Toros'un kitabında
öytece kırgın bıze seslenıyoriarartık. Sanatın değersiz-
lik sanıldığı, her geçen gün hertüriü iğrençliğin 'sanat'
haline getirildiği bir yerde bize ışık tutmaya çalışıyor-
lar.
'Sanatçı' sözcüğünün en bayağı insanlara sunuldu-
ğu bugünümüzde Mihri Müşfik Hanım'la kjm ilgilene-
cek diye hiç mi hiç umutsuzJuga kapılmıyorum. Güzel-
den, anlamdan, incelikten, başkaldırıdan örülü bu ha-
yat hıkâyesi, çok iyı bıliyorum ki, bırçok gönlü bugün
de sızlatacaktır.
"Pek ziyade ıstıraplar içindeyim."
Son bir söz:
Mihn Müşfik için 'geçmiş zaman insanı' dedim ya,
hayıri, belkı asıl şimdi bu karanlıkta Mihri Müşfik'lerin
solgun ülküleri, yalnız onlar bizi, vatanı ayakta tutuyor.
"Evet, sevgiliml Çok bekledin mi?' diye sordu. Ha-
yır, çok beklememişti. Beklemiş olsa bıle önemiyok-
tu. Bitmişti artık" Katherine Mansfîeld, Seçme Hikâ-
yeler (Şadan Karadeniz çevınsı). Devlet Kıtaplan,
1974.
Tosca'dan Kalamış'a müzik şöleni
• Kültür Servisi - Türkıye tş Bankası, düzenlediği
kültür etkinlikleri zincirine yeni bir halka ekliyor.
ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenecek
olan 'Tosca'dan Kalamış'a' başlıklı konserde,
Puccini'nin Tosca Operası'ndan Münir Nurettin
Selçuk'un Kalamış şarkısına dek uzanan müzik
atlasından çeşitiemeler sunuiacak. Erol Uras (tenor),
Ruhi Ayangıl (kanun), Mutlu Torun (ud) ve Serdar
Yalçın'ın (pıyano) solist olarak yer aldığı konser, 5 ve 6
Kasım günlerinde saat 20.00'de gerçekleşecek.
Konserden elde edilen gelirin tamamı 8 Yıllık
Kesıntısiz Egitim Fonu'na aktanlacak. Iş Bankası, yine
ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde, aralannda
Abidin Dino. Erol Akyavaş. Hakkı Anlı, Eşref Üren.
Elif Naci, Adnan Çoker ve Burhan Doğançay'ın da yer
aldığı 23 ressamın tablolanndan oluşan sergiyi de
sanatseverlerin beğenisine sunuyor. 'Türk Resminde
So>ııt Eğılimler' adlı sergi 5-20 Kasım günleri arasında
görülebılecek.
K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K
K Â M İ L M A S A R A C I