18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
& EIİM1998CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI / cumek(g turk.net 11 )rtj Anadolu'ya larıj I JCVSERl(AA)- Ca^'sei ve çe\re ıllenn :le3ctrt enerjısi ile sulama ,u>^u Ltıyacının büyük )öl üminü karşılayacak ıfarnuk Barajı için ABD ve CanaaJı ikı firma ile 'ni^yeteri belirten" ön 5rotok>limzalandı. Yılda 50O ml\on kilowattsaat îlektTK üretip. 121 bin dekcar ılanı sulayacak barajırtemeli, 1 Kasım Pazar rünû Başbakan Mesut Yılmaz tarafından atılacac. Kayseri Elektrik Ürctirr Sanayi ve Ticaret A. Ş. Yöretım Kurulu Başkanı Famk Holu. 128 milyon dolan tredi, 66 milyon doian »zkaynak olmak üzere 194 milyon dolarlık prpje raaliyeti olan Yamula Banajf ıda. 630 ve 645 metre ızunluğundaki iki derivasyon tünelini delme çalışrmlanna başlandığını kaydetu. Bakırflyaüapı KBİ'yi vurdu • ANKARA (AA) - Dünya bakır fıyatlannda meydana gelen diişüş. özelleştirme kapsamına alınan ve Türkiye'nın kamuya ait tek bakır üretim tesıslerine sahip Karadenız Bakır tşletmeleri (KBİ) Genel Müdürlüğü'nü olumsuz etkiledi. Londra Metal Borsasf nda yüzde 48 oranında düşen bakır fiyatlan KBl'ye de yansırken. kurumun bu yılı zararla kapatacağı öne sürülüyor. Yetkililer, 1996 yıhnda dünya borsalannda bakır fiyatlannın tonunun 2 bin 990 dolar düzeyinde seyrettiğini, ancak bu yıl, bu fiyatın 1554 dolara gerilediğıni ifade ettiler. ÇAYKUR'dan çay tanıtımı • RİZE(AA)-Çay tşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR), iç piyasada yeni üriin çaylann tanıtımını yaparken bir yandan da kaçak çay takibinde bulunacak. ÇAYKUR Genel Müdür Yardımcısı Yunus Kaldınm, yaptığı açıklamada, kaçak ve taklit çaya geçit vermeyeceklerini belirterek, konuyla ilgili ıç piyasada çalışmalarda bulunacak 85 kişilik uzman bir ekibin yurt sathına yayıldığını bildirdi. ekmek uyarısı • GAZİANTEP(AA)- Gaziantep Fınncılar Odası Başkanı Mehmet Sevimli. bazı finnlann, gramajdan çalıp düşük fiyattan ekmek sattığının tespıt edildiğini söyledi. Seumli, kentte yaptıklan denetımler sırasında bazı fınnlarda satılan francalanın eksik gramajlı olduğunu noter huzurunda belirlediklerini söyledı. Gaziantep'te 250 gram ağırlığındaki francalanın 45 bin liradan satıldığını belirten Sevimli, 150-190 gram arasında francala satıyorlar" dedi. DCR'de görev değişimi • Ekonomi Servisi - Dünyanın önde gelen derecelendirme kuruluşlanndan Duff and Phelps'in (DCR), Dünya Bankası'nın yan kuruluşu IFCvelBAR ile gerçekleştırdigi ortakhk olan DCR Türkiye'nin Yönetim Kurulu Başkanvekilliği'ne Prof. Dr. Selçuk Abaç getirildi. Merkez Bankası'ndaki başkan yardımcılığı görevi şubat ayında sona eren Abaç, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin finansman darboğazmdan çıkışının yapılandınlmış fınansmandan geçtiğini söyledi. ihracatı • ADAISA (AA) - Global ekonomik kriz ve Rusya'daki ekonomik çöküntünün Türkiye turunçgil tanmı ve ihracatını darboğaza sürüklediği bildirildi. Çukurova Üniversitesi Zıraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Oyesi Prof. Dr. Önder Tuzcu, Türkiye turunçgil ihracatının yüzde 50- 60'ının Rusya, Ukrayna ve Romanya'ya yapıldığmı bildirdi: Atatürk Cumhuriyetinde dev adımlarla ilerleyen Türkiye bugün yerinde sayıyor 75. yılda ekonomi karamsar • Türkiye 2OOO'lı yıllan kronik enflasyon, bütçe açığı ve dış borçlarla karşılıyor. Çimento, tanm ve enerji gibi stratejik öneme sahip KİT'leri elden çıkararak "devleti küçültme" yoluna giden hükümetler, "içinden çıkılmaz" bir özelleştirme politikası sergiledi. Ekonomi Servisi - Türkiye Cumhuriye- ti, yıllık ortalama yüzde 4.79 oranında bü- yüme kaydettiği 75 yılmı geride bıraktı. Atatürk'ün hedef olarak gösterdiğı "uygar milletler seviyesine vükselme" yolunda ne- ler yapıldığına göz atıldığında. kronik enf- lasyon, trilyonlarca dış börç ile bütçe açık- lannın yer aldığı üzücü bir tablo ortaya çı- kıyor. IMF, Dünya Bankası, ABD ve AB şem- siyesi altında kısır siyası çekişmelerden önünü göremeyen Türkiye, 2000'li yıllara olumsuz bir ekonomik tablo ile gınyor. Dünya Bankası \ erilenne göre değerlendir- meye alınan en yoksuldan en zengine 133 ülke arasında 85. sırada olan Türkiye'nin 1932'deistatistiklennegırendışborcu46.5 milyon dolar iken. 1997'de 94 milyar dola- n buldu. Cumhuriyet" ın kurulduğu ılk yıllarda kı- mi zaman açık, kimı zaman da fazla veren bütçe açığı kronikkştı. Bütçe açıklannm en büyüğü 1993 ve 1996 yıllannda yaşanır- ÜSfl - 1923'ten 1998'e 75 yıllık serüven Kişi başına gelir Dış borç Ihracat î Khalat Karayolu Telefon abonesı Tunzm gelırı Demıryolu Elektrik tüketimi Buğday uretimı Otomotiv üretimi Çelik üretimi Çimento üretimi Nüfus sayısı Milli gelirde tarımın payı - Millı gelirde sanayının payı Milti gelirde rVızmetin payı Petrol üretimi Bütçede eğitimin payı Cumhuriyet yıllan 45 dolar 1932'de 46.5 milyon dolar 21 milyon dolar ^.^ 87 milyon dolar 18 bin km. 14 bin 11950'de 2 milyon dotar 3756 km. 45 milyon kwh. 1925'te 1.07 milyon ton 1960'ta1160adet 1940'ta 15 bin ton 1930'da268bınton 1927'de 13 milyon 648 bin %43 %10.6 %46.3 1950'de 18 bin ton 1975'te 17.1 1997 rakamtan 3007 dolar 94 milyar dolar 33 milyar dolar 46 milyar dolar 52.6 bin kilometre 115.6 milyon adet 7.02 milyar dolar 8.6 bin km. 103 milyar kvvtı. 18.6 mılyon ton 354 bin adet 13 7 milyon ton 36.5 mityon ton 64 milyon %15.8 %25.5 ~\t>. %58.7 3.4 milyon ton 1992'de %19.7 ken. 1996'da a ^ t; nullı gelıre oranı yüz- de 8.2'yı buldu. 1950 sonrası artan bütçe- de faiz ödemelennin boyutlan 75 yılın en önemlı ekonomik olaylan arasında yeralı- yor. Ithalat arttı Türkiye. tanm toplumundan sanayi top- lumuna geçme hedefini büyük ölçüde ger- çekleştirdı. Ancak tanm ve hayvancılığın yanlış politikalarla bitirilmesi sonucunda "kendineyetenülke" konumunu yitirdi. tk- lim koşullannın üretımine elvenşli olduğu en temel ürünleri bile "ithal eder duruma düşen" Türkiye'de, 1925 yıhnda 1.07 mil- yon ton olarak gerçekleşen buğday üretimi, 1997'de sadece 18.6 milyon tonaçıktı. Sa- nayıleşerek üretimi arttırma hedefıyle yo- la çıkan Türkiye'nin 1923 yılında toplam ithalatı 87 milyon dolar iken, geçen yıl 46 milyar dolara çıktı. Mustafa Kemal Ata- türk'ün "DevtetçiMk" ilkesini göz ardı eden siyasiler, kamu mallannı yok pahasına el- den çıkardı. Çimento, tanm ve enerji gibi sektörlerde stratejik öneme sahip KİT'leri elden çıkararak "devieti küçültme" yoluna giden hükümetler, "içinden çıkılmaz" bir özelleştirme politikası sergilediler. SEK, EBK, Petrol Ofısi gibi kendi alan- lannda büyük önem taşıyan kurumlan el- den çıkararak, işsizler ordusuna yenilerini ekledı. Enflasyon kronikieşti Cumhuriyet'in ilk kurulduğu yıllarda is- tatistiklere bile geçecek kadar yükselmeyen enflasyon, son yıllarda Türkiye'nin en önemli sorunu haline geldi. 196O'lı yıllar- da hızlı büyüme ve düşük enflasyonla yo- lunda ilerleyen Türkiye'de bu tanhe kadar tek haneli rakamlarda seyreden enflasyon 1966 yıhnda yüzde 12'ye çıktı. 1970'lerde yaşanan uluslararası krizin Türkiye'ye de- valüasyonla yansıması sonucunda enflas- yon yükselmeye başladı. Söz konusu tarih- ten itibaren *dahafazla kemersıkmaya kar- şı" seslerini yükseltenler. 12 Eylül asken darbesiyle susturuldu. Çalışanın daha faz- la kemer sıkması anlamına gelen bu poli- tikanın "güçlü işçi hareketi ve toplumsal muhaletefet" engelini askeri darbeyle orta- dan kaldırmasıyla Türkiye'de başlayan Özal dönemınde "para üretimdençekildi". Kolay para kazartmayollannın özendirildi- ği bu dönemde enflasyon hızla yükselişe geçti. Fmtma Koşar t ÛaMI aa 39/d r reC (O 212) 5 12 os os FAKS (O 212) 51+ O? S1 Boğaziçi Elektrik, elektriği kesilmeyen abo- nesinden "elektriğin ke- silmiş görünüyor. Öde- mezsen gelip sayacını sökeriz" diyerek açma parası aldı. Gazetemizden Mutlu Demirkan eline geçme- yen faturanın da gecikme cezasını ödemek zorun- da kalırken, Boğaziçi Elektrik yetkilileri, elektnk kesilmiş göründüğü için açma parasını almak zo- runda olduklannı aksi halde "sonraki işlemle- ri" yapmak zorunda kala- caklannı söylediler. Boğaziçi Elektrik yetkı- lilerinin sonraki işlemler diye özetlediği ve açma parasını ödemeyen abo- nelerine yaptırımı ıse "evdeki sayacın sökül- mesi" Sayacın sökül- mesini engellemek için elektriği kesilmediği hal- de 2 milyon 231 bin lira açma parası ödemek zo- runda bırakılan Demir- kan, faturasının posta Kesilmeyen elektriğe l açma parası' aldılarkutusuna dahi atılmadı- ğını ve sık sık kayboldu- ğunu söylüyor. Almadığınjz fatura için ceza ödemeyin Oysa geçen yıl Yargı- tay'ın aldığı bir karartatü- ketici, eline geçmeyen faturalar konusunda so- rumlu tutulmaktan kur- tuldu. Tüketiciler, ellerine geçmeyen su, elektrik, doğalgaz ve telefon fatu- raları için gecikme ceza- sı ödemek zorunda bıra- kıtınca dava açarak hak- kını arayabilıyor. Geçen yıl 22 Eylül'de Antalya 4'üncü Asliye Hukuk Mahkemesi'nde, almadı- ğı fatura için gecikme ce- zası ödemek zorunda bı- rakıldığı için Antalya Atık Su Genel Müdürlüğü hakkında dava açan bir tüketici mahkemece haksız bulunmuştu. An- cak Yargıtay bu karan bozdu ve Antalya Atık Su Genel Müdürlüğü aldığı gecikme cezasını iade etti. Tüketiciler, Yargttay'ın aldığı bu karan emsal göstererek, adreslerine bırakıldığı kanıtlanama- yan faturalar için gecik- me cezası ödemekten kurtulabilecekler. Yargıtay'ın geçen yıl al- dığı bu karan, arkadaşı- mız Mutlu Demirkan da eline geçmeyen, hatta adresine bırakılıp bırakıl- madığı belli olmayan elektrik faturasının gecik- me cezasını ödediği için emsal göstererek dava açabilir. Ceza iade edilir ~ Boğaziçi Elektrik, Yar- gıtay'ın bu kararına göre hareket etmek zorunda değıl. Ancak mahkeme- nin Demirkan'ı haklı bul- ması durumunda aldığı 3 milyon 351 bin lıralık ge- cikme cezasını iade et- mek zorunda kalır. Demirkan'ın mağdur edildiği bir diğer durum ıse açma parası. Firma kesilip kesılmediğini bile bilmediği elektrik için aç- ma parası aldı. Demir- kan'ın uyansınakulakas- mayarak, elektriğin kesil- miş olup olmadığına bakma zahmetinde bu- lunmayan Boğaziçi Elektrik yetkilileri, açma parası ödenmediği halde sayacı sökeceklerini söy- ledi. Boğaziçi Elektrik, bu konuda da elektrik dağı- tım firmalarının kendi koyduklan "kurallara uy- ma" adı altında tüketici- ye çektirdiği çileye örnek olabilecek bir davranış sergilemiş. Bu konuda görüşlerine başvurduğu- muz Boğaziçi Elektrik yetkilileri, fason eleman çalıştırdıklannı söyleye- rek, elemanın "ceryan kesme emri I1 ni verdiği halde, elektriği kesme- miş olabileceğine ihtimal verdiler ama elektriğin kesilmemiş oldugunu da Demirkan'dan kanıtla- masını istediler!... Türkiye'de yürüriükte olan bir Tüketici Yasası var. 4077 Sayılı Tüketici Yasası her ne kadar bazı konularda tüketiciyi yal- nız bıraksa da firmalan, çalıştırdığı elemanların davranışlanndan sorum- lu tutuyor. Elemanın kes- mediği elektriğin, "kesil- mediğini kanrtlama işi" tüketicıyedüşmez. Firma elemanını denetleyerek karariar almalı. >.'*.• -i •" îl j, *** • - . . , - l - .t! ' 7 / '' 'WVU' f l ; . naSB r Çocuğunuzun yarınlarını düşünürken keyfinizi kaçırmayın! Diploma Hesabı V Diploma Hesabı, çocuğunuzun eğitim harcamalarını güvenceye alıyor. Şimdiden. Diploma Hesabı IMısat Bankası'nın özel sorun/ara gefirdığı özet çozümlerden sadece bin Gelın konuşalım Sıze en uygun çözümü sunalım http //www ıktısatbank com tr İKTİSAT Memnuniyetle • Nakıt Alışverış • Nakıi Ev • Nakıt Ihtıyaç • Nakıt Otomobıl • Nakıt Tatıl • Nakıt Çek • Nakıt Hesap • Otomatık Odeme Enerji îhalelerînde onay kargaşası BANUSALMAN ANKARA - Daruştay'ın 6 elektrik dağıtım bölgesı için onayladığı imtiyaz söz- leşmeleri, Rekabet Kuru- lu'nun istediği koşullan ta- şımıyor. Rekabet Kuru- lu'nun karan uyannca imti- yaz sözleşmelerinin değiş- tirilmesi durumunda, onay- lanan 6 elektrik dağıtımı bölgesi de içinde olmak üzere tüm sözleşmelerin ye- niden Danıştay denetimin- den geçmesi gerekiyor. Rekabet Kurulu'nun ko- şullannın yerine getirilme- mesi durumunda ise kuru- lun yargıya başvurması ge- rekiyor. Danıştay denetimi Rekabet Kurulu'nun 16 Ekim 1998 tarihinde verdi- ği TEDAŞ'a bağlı 17 görev bölgesindeki işletme hakla- ruıın devrine ilişkin karann- da, Danıştay'ın 6 bölge için onayverdiği imtiyaz sözleş- melerini de kapsayacak bi- çimde değişiklik yapılması koşulu getiriliyor. Danış- tay'ın 23 Ekim 1998 tarihin- de onay verdiği 6 imtiyaz sözleşmesi, Rekabet Kuru- lu'nunkoşullannı kapsama- dığına dikkat cekildi. Ko- şullara göre yenilenecek im- tiyaz sözleşmelerinin yeni- den Danıştay denetiminden geçmesi gerekecek. Aynca. Ankara 6. tdare Mahkemesi'nin Petrol Ofı- si Anonim Şirketi'nin (PO- AŞ) satışına verdiği yürüt- meyi durdurma karannda, Rekabet Kurulu'nun önko- şullu izin veremeyeceği, "•önkoşullann bu haliyle sa- öşınyapdamavacağıanlann- na geküğj" saptandı. Elekt- rikdağıtım bölgeleri için ve- rilen önkoşullu izinlerle sa- tış için gerekli koşullaroluş- turulmamış sayılıyor. Reka- bet Kurulu'nun, Danıştay'ın onayladfğı imtiyaz sözleş- meleri üzerinde istediği de- ğişiklikler şöyle: - imtiyaz sözleşmelerin- den münhasırlığa ilişkin maddesi çıkanlarak alterna- hf temin kaynaklanna açık sistem benimsenmeli. Bu amaçla dağıtım-ticaret işle- ri birbirlerinden ayn görül- meli. Ilk 5 yıl için 1 mega- vvatt ve üzerinde elektrik kullanan rüketicilere yöne- lik. şirketlere belirli bir hat kullanım ücreti dahüinde kendi bölgeleri dışındaki bölgelere de talep halinde elektrik satış hakla tanına- rak ticaret bölümünün kıs- men de olsa rekabete açıl- malı. Bu konudaki esaslar, Enerji Üst Kurulu'nca, bu kurul oluşturuluncaya kadar da bakanlık tarafından ve Rekabet Kurulu bilgilendi- rilerek saptanmalı. - TEDAŞ ile görevli şir- ket arasındaki enerji satış anlaşmalanyla düzenlenen "sabit fîyat" yerine, alt ve üst sınırlan Enerji Üst Ku- rulu'nca, belirienecek belli bir aralıkta seyretmeli. - imtiyaz sözleşmelerinin hizmete ilişkin hükmü ye- niden yazılarak eşit alıcıya eşit uygulama öngörülmeli. - Danıştay'da görüşül- mekte olan (8 bölge için o- nay verdi) imtiyaz sözleş- melerinde. "şirketin sörieş- meden doğan haklannı baş- kasmadevredebilmesineiMş- küıkoşuUarbölümüne" Re- kabet Kurulu'ndan izin alın- ması hükmü de eklenmeli. ÇtFTÇİ DOSTU SADULLAH USUMİ AtatürkçülükLaflaOlntaz... Cumhuriyetimizin 75. kuruluş yıldönümünü bü- yük bir coşku içinde kutladık. Günlerden beri mil- yonlarca insan meydan ve caddelerimizde gör- kemli gösteriler yaptı. Özellikle dün Türkiye'de sa- dece Cumhuriyet ve Atatürk konuşuldu ve yaşan- dı... 1980 yılından sonra işbaşına gelen partilerin ve hükümetlerin de ileri gelenleri Cumhuriyete ve Ata- türk'e bağlılıklarını belirttiler. Bu arada son derece pariak nutuklar atıldı. Halbuki, 1980 sonrası yönetime gelenlerin bir- çoğu bilerek veya bilmeyerek Atatürk ilkelerine ters düştü. Zira, 1980 yılından sonra işbaşına ge- len iktidariarın hemen hepsi, Atatürk'ün üreticile- ri ve tüketicileri özel sektöre karşı koruyabilmek için kurdurduğu kuruluşların bir kısmını haraç me- zat sattılar... Bir kısmı da yalan yanlış gerekçeler- le satışa çıkarıldı... Böylece, sömürü düzeni hort- ladı. Atatürkçü olabilmek için Atatürk'ü sevmek yet- mez... önemli olan onun ilkelerine sahip çıkmak- tır. Halkı sömürenler, halkımızı iç ve dış sömürüye karşı koruyan devlet kuruluşlarını, kooperatifleri çaltştırmayanlar, yıkmaya çalışanlar, vurguncular, karaborsactlar, çeteler ve çetelerie işbirliği yapan- lar Atatürkçü olamazlar... Atatürk'ün en büyük eseri Cumhuriyettir, Türki- ye Büyük Millet Meclisi'dir. Atatürk'ün amacı çağ- daş bir sistem kurmaktı. Böyle bir sistemi kurabil- mek için de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ve Cumhuriyetin gerekliliğine inanıyordu. Nitekim, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ve Cumhuriyeti kur- duktan sonra ekonomik kalkınmanın temellerini atmaya başladı. • • • Nüfusumuzun yüzde 80'inden fazlası kırsal alan- da yaşıyordu. Tarım kesiminde üretim hemen he- men yok gibiydi. Kentlerde, kasabalarda yaşayan insanlanmız fakirdi. Geçinecek kadar kazancı olanlar parmakla gösterilecek kadar azdı. Atatürk, halkın ekonomik gücünü birieştirmesi gerektiğine inanıyordu. Nitekim, daha 1920 yılın- da TBMM'ye sunulan ilk kooperatifçilik yasasın- da Atatürk'ün Meclis Başkanı olarak imzası var- dı... 19 Mart 1923 yıhnda bir dergide aynen şunlan yazmıştı: "Kooperatiflerin memleketimizde de teşekkül- leri ve çoğalmalan milletimiz için başlı başına 'Za- feri iktisadî' teşkil edecektir. Vatanını seven her Türk köy ve kasaba muallimi, köylerimizi iktisaden ve içtimaen yükseltecek bu müessesatın memle- ketimizde yayılması hususuna son derece gayret etmeyi vicdani ve kutsal bir görev olarak telâkki etmelidir." Cumhuriyet kurulduktan sonra da (1924 yılında) Atatürk'ün isteği üzerine çiftçilerin örgütlenmesi- ni sağlamak için "Iktisadi ve Zirai Bihikler Kanu- nu" çıkanlmıştır. Prof. Ziya Gökalp Mülâyim'in "Atatürk'ten Bu Yana Kooperatifçilik" kitabındaki bir bölüm Ata- türk'ün halkın örgütlenmesine ne kadar önem ver- dîğini anlatmaya yeter de artar bile: "Atatürk 1 Şubat 1931 yılında Izmir Ttcaret Oda- sı 'nda yaptığı bir konuşmada kooperatifçilik ile il- gili görüşlerini şöyle açıklamıştır: Kooperatifyapmak maddi ve manevi kuvvetle- ri, zekâ ve maharetleri biheştirmektir. Yoksa birza- yıfile kuvvetlinin birleşmesinden bahsetmiyorum. Birleşmenin böylesi, zayıfolanın kuvvetliye esirol- ması demektir. Müstahsillerin birleşmesinden şahsi menfaatlerinin haleldar olacağını düşünen- ler tabii kooperatifçilikten şikâyet edeceklerdir." • • • Işte... Atatürk bu... Atatürkçülük de bu görüşle- re sahip çıkmakla mümkündür... Tarımsal KİT'leri ve Tarım Satış Kooperatifleri'ni "kara delik" ilan edenler... Özelleştirme adı altın- da çiftçisiyle, işçisiyle, memuruyta, emeklisiyletüm dar gelirlilerimizi özel sektörün sömürüsüne karşı koruyan tarımsal KİT'leri özel sektör kuruluşlanna haraç mezat satanlar Atatürkçü olabilirier mi? Atatürk, bir gün gelip devletin ve milletin malı olan TEKEL'in de yabancılara satılabileceğini dü- şünmüş olacak ki, daha 70 yıl önce şunlan söyle- mek gereğini duymuş: "Tam bağımsızlıkdemek, kuşkusuzsiyasal, ma- liye, ekonomi, adalet, askertik, küttürgibi her alan- da tam bağımsızlık ve özgürlük demektir. Bu say- dıklanmın herhangi bin'nde bağımsızlıktan yoksun olmak, ulusun ve ülkenin gerçek anlamı ile bütün bağımsızlığından yoksun olması demektir." TEKEL'İ ortaklık adı altında satarak Türk tütün üreticilerini ve sigara tüketicilerini Amerikan, Ingi- liz ve Fransız şirketlerinin insafına terk etmeye ha- zırlananlar nasıl Atatürkçü olabilirler? Sıra yeşîl ıııilatta Ekonomi Servisi - Mali milat. tartışmalanyla ge- ride bırakılırken. şimdi gözler 30 Eylül'de deger- lerini bankaya bloke et- meyenlere çevrildi. Bu ta- rihte değerlerini bildir- meyenler, 31 Aralık tari- hine kadar varlıklannı bloke edecekler. Yeni ya- saya göre uygulama 1 O- cak 1999 yılında yürürlü- ğe gireceğinden, bu tari- he kadaryapılacak harca- malar için de "Nereden bukJun" sorusu sorulma- yacak. Kayıtdışı ekonomiyi kontrol aluna almak he- defıyle yola çıkan mali milada ilişkin tartışmalar sürerken, bu tarihte de- ğerlerini bankaya bloke etmeyenlere 31 Aralık 1998 tarüıine kadar bildi- rimde bulunma şansı ve- riliyor. Blokaja tabi ser- vetlerini bloke etmeyen- ler 31 Aralık tarihine ka- dar bu varlıklanyla iste- dikleri tasarrufu yapabi- lecek. Gelir Vergisi Yasa- sı'na göre vergilendirme yapılmayacak. Vergi Yasası'nda yapı- lan değişikliklerle gayri- menkullerin elden çıka- nlmasından sağlanan ka- zançlar da Gelir Vergisi kapsamına ahndı. Gayri- menkullerini son 4 yılda alanlann lOcak 1999 ta- rihini beklemelerinde ya- rar var. Çünkü yasayla gayrimenkulünü 5 yıl içinde tutan ve köy beyan kıymet defterine yazardar vergi kapsamı dışmda tu- tuluyor. Yeşil milat döne- minde, 30 Eylül-31 Ara- lık tarihleri arasında gay- rimenkullerini satacak olanlar, gayrimenkulleri- ni 4 yıl ellerinde tutmuş- larsa, elde ettikleri kazanç miktan ne kadar olursa olsun Gelir Vergisi'ne ta- bi tutulmayacak. Emlak beyannamele- rinde 30 Kasım'da sona erecek cezalı süre içinde önceden bildirilmiş oran- lann değiştirilmesi ve matraha ilişkin taleplerin kabul edilmeyeceği bildi- rildi. Maliye Bakanlığı önceki gün yayımlanan Emlak Vergisi Yasası'nın Genel Tebliği'nin, 30 Ey- lül'den önce beyanname vermiş olan mükelleflerin iki aylık ek süre içinde be- yan ettiği Emlak Vergisi değerlerini arttınp arttır- mayacağı sorusuna açık- lık getirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle