Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM 1998 PAZ>
HABERLER
Eldeki bilgi ve bulgular buzdağmın görünen kısmını oluşturuyor. Karanlık ilişkilerin ortaya çıkanlmasmdaki kararlıhk da umut veriyo
Çeteleıııı loskacınclakiDE\T*İM SE\TMAY
ÖZKAN GüVEN
Türkiye'de çeteleşmenin ulaştığı boyut-
lar, her geçen gûn ortaya çıkan yeni bel-
gelerle ne kadar büyük bir tehlike ve kir-
lilikle karşı karşıya olduğumuzu gözler
önüne serdi. Türkiye'nin bu çete çıkma-
zmdan kimi portreleri dün yayımlamış-
tık. Çakıcı'nın yakalanmasının ardından
bir böliimü açığa çıkan siyaset, devlet bü-
rokrasisi ve iş dünyasındala ürkütücü iliş-
kiler ağını tanıtmayı sürdürüyoru2:
HÎRAM ABAS: MfT'te Eymür ile bir-
likte çalışan Abas, Çatacı'yi sözde ASA-
LA operasyonlannda kullanan ilk kişı ol-
du.
MEHMET EYMÜR: Susurluk skan-
dalında da pek çok kez adı geçen ve ÇU-
ler ailesıne yakınlığıyla bilinen Ey-
mür'ün, Çakıcı'yla usulsüz bağlantılan
nedeniyle MİT ile ilişkisi kesildi. Eymür,
Susurluk'un ardından ABD Washıngton
Büyükelçiligi'ne hukuk müşaviri olarak
atanmıştı.
SÖNMEZ KÖKSAL: MİT müsteşan
olduğu dönemde Eymür ve Ataç'ın Çakı-
cı ile usule uygun olmayan ilişkileri yö-
nündeki uyanlara duyarsız kaldığı belir-
tildi.
ŞENKAL ATASAGUN: Mehmet Ey-
mür'ün eşi Janset Eymür, Atasagun'u,
Çakıcı 'ya pasaport sağiadığı belirtilen Ya-
vuz Ataç'ı himaye etmekle suçladı.
KEMAL YAZICIOĞLU: tstanbul em-
niyet müdürlüğü sırasında Çakıcı'nın Si-
livri'de olduğu ıhbannı değerlendirme-
mekle suçlandı.
ALAATTİN YÜKSEL: Malki cinayeti
sırasında emniyet genel müdürüydü. Yük-
sel'in cinayetin üzerine gitmediği iddia
edildi.
ORHAN TAŞAJVLAR: Malki cinaye-
tinden sonra Bursa valisı oldu.
CIA: CHP lçel Milletvekili Fikri Sağ-
lar. Yılmaz'ın yanıtlaması istemiyle ver-
dıği soru önergesinde, Ataç, Eymür ve
Çakıcı'nın bir CIA görevlisiyle ilişkileri-
nin olup olmadığını, anılan CIA görevli-
sinin Ankara'dan çekilmesi konusunda
Çakıcı'nın "tedirgüı" olmasmın nedeni-
ni sordu.
fcNTERPOL: Interpol tarafından 11
yıldır kırmızı bültenle aranan Çakı-
cı'nın, yakalandıktan sonra üzerinden çı-
kan telefon defterinde tnterpol Daire
Başkanlığı'na ait dahili bir telefon nu-
marasının karşısında "BizünJd" yazdığı
belirlendi.
TİLKİSELİM: MlTgörevlisi olduğu
belirtiliyor. Çakıcı. sorgusunda, yakalan-
dığı günün akşamı 'Tilki Seüm'le akşam
yemeği ıçin randevulaştıklannı söyledi.
İŞ DÜNYASI:
EROL EVCİL: Malki cinayetini azmet-
tirmekten gıyabi tutuklu olarak aranıyor.
1994-95 yıllan arasında Iş Bankası'ndan
150 milyon dolar kredi aldı. Çakıcı yaka-
landıktan sonra özel uçağıyla Fransa'ya
girfi. Borsacı Adil Öngen'e düzenlenen si-
lahlı saldınyı da Evcil'in azmettirdiği be-
lirtildi. Evcil, 3 uçaklı trilyoner olarak da
tanınıyor.
KORKMAZ YİĞİT: Geçen aylarda
medya dünyasına hızlı bir giriş yapmasıy-
la dikkatleri üzerine çeken Yiğk'in Çakı-
cı'yla ilişkisi ses kasetleriyle belgelendi.
Yurtdışına çıkma yasağı getirildi.
NESİM MALKJ: Türkiye'nin en büyük
tefecisi olarak tanınan Malki, üç yıl önce
Evcil'in azmettirdiği öne sürülen bir su-
ikastta öldürüldü. Öldürülmesinde siyaset-
çilerin ve işadamlannın da rol oynadığı id-
dia edilen Malki'nin, Çağlar ve Garipoğ-
iu'yla ortaklığı vardı.
YENER KAYA: Malki'nin ölümünden
iki gün sonra borsacı Yener Kaya tstan-
bul 'da öldürüldü. Malki'nin paralannı bor-
sada değerlendiren Kaya, DYP'nin millet-
vekili adayıydı.
EMİN CANKURTARAN: Çakıcı'nın
ünlü Flash TV açıklamalannın hemen ar-
dından, Türk Ticaret Bankası'nın Evcil'e
verilmesine karşı hareket ettiği gerekçe-
siyle Çakıcj'nın adamlan tarafından vu-
ruldu. Yaralı olarak kurtulan Cankurta-
ran, şikâyetçi olmadığını açıkladı. Can-
kurtaran, hastanede gazetecilere yaptığı
açıklamada, saldınnın nedenini anlayama-
dığını, çünkü kendisının Çakıcı'ya çok
yardımı dokunduğunu ve Çakıcı'nin polis-
le arasındaki bir sorunu çözdüğünü açık-
lamıştı. Çakıcı ve Evcil'in, Garipoğ-
lu'ndan istediği 30 milyon dolarlık haracı,
Demirel
'Cumhuriyet
ışığı her
köşeye yeter'
E.MİNE KAPLAN
MAHMLTORAL
DİYARBAKIR/
ŞIRNAK -
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel,
Güneydoğu'ya dün
gerçeİdeştirdiği küçük
çaplı turda
"Cumhuriyet'in değerleri
ve güvenceleri etraftnda
kenetlenme" çağnsında
bulundu Cumhurbaşkanı,
"Türkiye'nin her kişisine
uygar yaşayacak ortamı
sağlamak Cumhuriyetin
taahhüdü oünaya devam
edhor. Ülkenin her
köşesine yetecek kadar
ışık vardır; herkese
yetecek kadar ekmek,
hürriyet ve güvenlik
vardır. Cumhuriyete
sadakatle baglı herkes eşit
haklara sahiptir" <iı>e .
seslendi.
Cumhurbaşkanı Demirel,
dün TBMM Başkanu
Hikmet Çetin \ e bazı
bakanlarla birlikte
Diyarbakır ve Şırnak'ta
törenlere katıldı. Demirel,
Güneydoğu "98 Fuan'nın
açılışında yaptığı
konuşmada. cumhuriyetin
hedefinin ülkenin her
köşesini kalkındırmak
olduğunu belirterek,
ülkenin her yerine pek
çok şeyın görürüldüğünü
söyledi. Ülkenin bütün
kaynakJannın seferber
edildığini. çağdaş toplum
ve ülke yaratılması için
çalışıldığını anlatan
Demirel, şöyle dedi:
"Ecdadımızm bıraktığı
bu toprakiarda Kurtuluş
Savaşı'nı kuzevlisi,
doğulusu. güneylisi,
batılısı ile hep beraber
yapıp cumhumeti
kuranlar ülkenin ve
devletin sahibidirier.
Türkiye Cumhuriyeti'ne
sadakatla bağlı olan
herkes eşit haklara
sahiptir. İstediği yerde
oturma. çalışma, refah ve
mutluluğu paylaşma
hakkına sahiptir."
Bölgede her alanda
gelişmeler olduğunu,
çağdaş okullan,
üniversitesi ve tesislerinin
bulunduğunu anlatan
Demirel. Dicle Nehri'nin
GAP için önemine dikkat
çekti. Cumhurbaskanı,
şöyle dedi:
"Türkiye
Cumhuriyeti'nin gücü ve
kuvveti her türlü
güvenliği sağlayacaktır.
Geün hep beraber
hizmete gireüm. Bölgenin
geri kalmışlığından doğan
acıları ortadan kaldınp
mutluluğunu ve refahını
sağlayalım. Cumhuriyetin
kalkuıma meşalesi gürül
gürül yanmaktadır.
Türkiye'nin her köşesini
kalkındırmak, her kişisine
uygar şekiide yaşayacak
ortamı sağiamak
Cumhuriyet'in taahhüdü
olmaya devam ediyordur."
TBMM Başkanı Hikmet
Çetin de Diyarbakır'ın
Güneydoğu'nun tarihi
boyunca çok önemli bir
merkezi olduğunu
belırterek, 26 değişık
kültüre e\T
sahipligi
yaptığını vurguladı.
Çetin. bölgede huzurun
sağlandığının ve yitirilen
yıllann hızla
kapatılmasının
amaçlandığını anlattı.
Çanakkale, Çankın, Ümraniye, Bayrampaşa, Bursa, Ankara ve Bergama'da başlayan isyan sona erdi
Cezaevleri normale döııdüHaber Merkezi - Adana Ceyhan
Cezaevi'ndeki uygulamalan protesto
etmek amacıyla Çanakkale, Çankın,
Ümraniye, Bayrampaşa. Bursa ve
Ankara cezaevlerinde başlayan isyan
dün sabah sona erdi. Siyasi tutuklu ve
hükümlûlerce eylemlerde rehin alı-
nan 62 cezaevi görevlisi serbest bıra-
kıldı. Adalet Bakanı Hasan Denizkur-
du, olaylarla ilgili olarak. "Befli bir
anlamda yanmalar dışında kimsenin
burau kanamadan bitmişoinıasından
memnuniyetduyuyorum'* dedi. Ada-
na Ceyhan Cezaevi'nde 19 Ekim'de
tünel bulunmasıyla başlayan gergin-
lik önceki gün siyasi tutuklu ve hü-
kümlülerin bulunduğu 6 cezaevine
daha sıçradı.
Bayrampaşa Cezaevi'nde bulunan
eylemciierle dün sabaha karşı yapılan
görüşmeler sonucunda anlaşmaya va-
nldı. Halkın Hukuk Bürosu'ndan ya-
pılan açıklamada Adalet Bakanlı-
ğı'nın şu konulan kabul ettığı önc su-
rüidü; fÇez8evJerine\öneflksaldmlar
durdurulsuq,' fûm cezanlerindeid as-
ker.poüs^özelrimçekilsinfhüerele-
re konulan tutuklnlar koğuşlara geri
getirilsin; yarah tutuklulann tedavile-
riyapıbm."
Istanbul Barosu'nun, İstanbul Üni-
versitesi Hukuk Fakültesi'nde topla-
nan genel kuruluna katılan Deniz-
kurdu ise gazetecilerin cezaevlerin-
deki olaylarla ilgili sorulan üzerine,
"Bütün cezaevlerinde olaylar sona er-
mişrir. BeDi bir anlamda> anmalar dı-
şında kimsenin burau kanamadan
bftmiş olmasından memnuniyet du-
jiıyorum" dedi.
Protesto eylemlerinin yasandığı
Ümraniye Cezaevi'nde tutuklu ve hü-
kümlülerin önceki akşam başlattıkla-
n eylemler üzerine dün sabah cezaevi
yöneticileriyle görüşmek üzere ÇHD
Ümraniye Cezaevi'ndeki e> lemi duyaıı tutuklu ve hükümüi yakıniannuı cezaevi önündeki bekleyişleri de sabaha kadar sürdû. (Fotoğraf: AA)
tstanbul Şube Başkanı Murat Çefik,
Toplumsal Araştırmalar Vakfı Başka-
nı Sefim Okçuoğhı. istanbul Baro-
su'ndan Mihriban Kırdök ve Halkın
Hukuk Bürosu'ndan BehiçAşçı ceza-
evine gittiJer. Görüşmeler sonucu re-
hin alınan 2^i müdür 32 cezaevi gö-
revlisi serbest bırakıldı.
Ankara Merkez Kapalı Ceza-
evi'nde ise siyasi tutuklu ve hüküm-
lülerin protestoeylemlenne son verii-
mesiyle 10 cezaevi görevlisi serbest
bırakıldı. Buca Kapalı Ceza ve Tutu-
kevi'nde siyasi davalardan yargıla-
nan 90 ttıtuklunun baslattığı sayım
vermeme eylemi sürerken Bergama
Özel Tip ve Çanakkale E Tîpi Ceza-
evi'ndeki eylemler sona erdi.
Aydın ve Nazilli E Tipi cezaevle-
rinde sayılan 150'yi bulan siyasi tu-
tukhı ve mahkûmlar. üç günlük açlık
grevi eylemine başladılar; gardiyan-
lann sayım için koğuşlara girmeleri-
ni barikatlar kurarak engellediler. Bu-
caCezaevi yetkilileri, koğuşlanna so-
kulan eylemcılerin, koğuş kapılanna
barikatlar kurarak sayım vermeme
eylemini sûrdürdüklerini belirttiier.
IzmirBarosu avnkatlanndan Betül
Diren, Ze>nel Kaya ve Suat Çetinka-
yt'm Çanakkale'deki Bergama E Tî-
pi Cezaevi yetkilileriylegörüşmeferi-
nin ardından, siyasi tutuklu ve hü-
kümlülerin önceki akşam koğuşlar
bölgesinde alıkoyduklan 9 gardiyan
serbest bırakıldı.
Bursa Özel Tip Cezaevi 'nde ise si-
yasi tutuklular tarafından alıkonulan
4 gardiyan serbest bırakıldı.
Gaziantep Özel Tip Cezaevi'nde
hükümlü Cennet Gfioeş dün 02.00
sıralannda inrihar girişiminde bulun-
du. Adapazan E Tipi Cezaevi'nde
üzerine kolonya dökerek ateşe veren
Seyri tpek (26) ağır yaralandı. tpek,
Sakarya Devlet Hastanesi'ne kaldı-
nldı, Vücuduna naylon poşet sararak
kendisini ateşe veren Güneş, Çukuro-
va Üniversitesi Tip Fakültesi Balcalı
Hastanesi'nde tedavi altına alındı.
Cezaevlerinde siyasi tutuklu ve hü-
kümlükrin PKK lideri Abdullah Öca-
lan'a suikast düzenlendiği iddiası
üzerine yaklaşık iki haftadır sürdür-
dükleri kendini yakma e>'lemlerinde
şimdiye kadar toplam 6 kişi öldü.
Cumartesi Anneleri 'nin eyleminde ikisi gazeteci 24 kişi dövülerekgözaltına alındı^ •! ^ • • I M I • I I I
Polisşiddet kulhmarak dağıttı
İlkönceHasan Ocak'ın annesitartaklanarakgözamnaahndL(ALPER TURGUT)
Istanbul Haber Servisi - Cumartesi Anneleri'nin
180. buluşmasında da polis zor kullandı, eyleme ka-
tılmak isteyenleri döverek dağıttı. Aralannda 2 ga-
zetecinin de bulunduğu 24 kişi tartaklanarak gözal-
tma alındı. Eylemın ardından polis, Istiklal Cadde-
si'nâeki kahve ve pastanelere baskm düzenleyerek
çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.
Galatasaray Lisesi'nin önünde kaybedilen yakın-
lan için eylem yapan Cumartesi Anneleri 'nden ilk
olarak Emine Ocak polislerce tartaklanarak gözaltı-
na alındı. Daha sonra aralannda 2 Alman milletve-
kilinin de bulunduğu grubun etrafı güvenlik güçle-
rince sanldı. Alman milletvekillerine dokunmayan
polisler, 23 kişiyi döverek ve yerlerde sürükleyerek
gözaltına aldı.
Olaylan fotoğraflamak isteyen gazetecilerin de tar-
taklandığı eylemin ardından polis, kahve, bar, lokan-
ta ve pastanelerde arama ve kimlik kontrolü yaptı ve
çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.
Galatasaray'da Cumartesi Anneleri'nin polis tara-
fından dağıtılmasından sonra olay yerine Türkiye Bi-
limler Akademisi (TÜBA) üyesi Fizik Profesörü Ay-
şe Süier-Erzan, Teorik Fizik Profesörü Yavuz Nutku.
ekonomi profesörü ŞevketPamukgeldiler. Buradabir
açıklama yapan Silier-Erzan "Buradadayamşmanu-
zı göstermek amacıyla bulunuyoruz. Kanımca Cu-
martesi Annelerine karşı zor kullanılması salt onlan
yıldırmak amacını tasımıyor. Aynı zamanda hak ara-
yan, hukuku sa\ unan bu insanlan küçümsemek, top-
lum dışına itmek, marjinalleştirmek amaçlamyor"
dedi.
Gözaltına alınan kayıp yakınlan ve insan haklan
savunuculan akşam saatlerinde çıkartıldıklan Be-
yoğlu Cumhuriyet Savcılığı'nca serbest bırakıldı.
IHD, ÖDP, DMP ve ICAD polisin müdahalesini
kmadı.
SJFIRNOKTASI/ ORAL ÇALIŞLAR calislar@cumhuriyetcom.tr
Başbakan Mesut Yılmaz ile CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal'ın
yaptıkları uzun göruşmenın sonun-
da anlaşamadıkları ortaya çıktı. Yıl-
maz-Baykal arasındaki tartışmanın
ayrıntılarını bilmiyoruz. Ancak orta-
ya çıkan tablo, iki lıderin seçım tan-
hi konusunda farkJı düşündüklerinı
gösterıyor. Şımdi DSP-ANAP, fark-
lı bir seçım tarihi ıçın göruldüğu ka-
danyla harekete geçiyorlar.
CHP Genel Başkanı ise Yılmaz'la
yaptığı protokolde ısrar edıyor. Bu
durumda diğer partiler devreye gire-
cekler. Fazılet Partısı, DYP ne yapa-
caklar? Fazilet Partisi doğa şartlan
açısından şubat ayının seçımler için
uygun olmadığını açıkladı. Bu, onla-
rın şubat ayına destek vermeyecek-
lerı anlamına gelıyor. Sonuçta yeni-
den seçim tarihi konusunda belirsiz
bir ortama giriliyor.
Seçimin belirsızliği, zaten gerilim-
li olan siyasi ortamı daha da gerecek
özellikler içeriyor. Surıye krızı bir öl-
çüde_çözulmüş gibi gözüküyor, an-
cak Öcalan'ın Rusya'ya sığınması
bu kez de bu ülkeyle yenı sorunlara
neden olacak gibi... Her geçen gün
Yılmaz-Baykal Pazarlığı
ortaya çıkan yeni kaset skandallan,
Malki cınayetiyle ortaya çıkan ka-
ranlık tablo, bu gerılime eklenince
daha da sıkıntılı sorunlar gündeme
geliyor. Yunanistan ve Kıbrıs Rum
kesimiyle artan sorunlar bunlarla bır-
leştiğinde iyice sıkıntılı bir ılişkiler
ağıyla karşı karşıya geliyoruz.
Bu ortamda, parti liderlennın bır-
kaç aylık farklılık nedeniyle gerilım
yaratmaları çok makul gözükmüyor.
Mesut Yılmaz, özellikle Ecevit'in ıs-
rarları nedeniyle dört aylık 'düşük
profilli' hükümet formülünden vaz-
geçmek istiyor; ekonomik krizin art-
tığı ortamda yetkisız bir hükümetın
ekonomiyi olumsuz yönde etkileye-
ceğini savunuyor. Bu düşünceye
hak vermemek olası değil.
Partılerın seçımlerden kendi ya-
raıianna sonuç çıkarmak ıstemele-
rınden doğal bir şey olamaz. Ancak
bu amaçlannı gerçekleştırmek ister-
ken ülkenin yaşadığı krizi de dıkka-
te almak zorundalar. Çünkü bütün
siyasi partiler bu ortam ıçinde pres-
tıj kaybediyorlar ve sryasete olan gü-
ven giderek azalıyor. Kimse nasıl bir
seçim ve partiler sistemiyle seçim-
lere gidileceğine kafa yormuyor. Ör-^
neğin yururlukteki baraj sistemi ada-
letsiz bir ortam yaratıyor. Anketler,
en çok oy alacak partinin yüzde 20
civannda bir potansıyele sahip ol-
duğunu gösteriyor. Dığer partiler ise
ancak yüzde 10'un biraz üzerinde
oy alacak gıbı görünüyorlar. Yüzde
10 baraj bu durumda çok saçma sa-
yılacak bir engel oluşturuyor.
Çünkü yüzde 10'un altındaki siya-
si güçler, parlamentoya yansıyamı-
yor. Ayrıca yüzde 20 oy alan bir par-
ti, parlamentoya oy oranının çok üs-
tünde bir sayı ile giriyor ve adaletsiz
bir durum ortaya çıkıyor. Bu neden-
le özellikle barajın hızla değiştirilme-
si ve duzeltilmesi gerekiyor. Geçen
seçimlerde yüzde 10'luk baraj nede-
niyle MHP ve HADEP çok önemli
oylar almalarına rağmen parlamen-
toya giremediler. Onlar siyasi ya-
şamda temsıl edilemedıler. Bu tem-
sil knzı, ıç gerilimin tırmanmasında
bir etken haline geldi. Düşünün Gü-
neydoğu'da şehir merkezlerinde bi-
nnci parti olan ve ülke barajı olma-
sa 30'a yakın milletvekiliyle parla-
mentoya gırecek olan HADEP, 50
milletvekiliyle temsil edilmesi gere-
ken MHP parlamento dışı kaldılar.
Siyasi parti liderleri işin bu yanı
üzerinde hiç düşünmüyorlar. Kısa
vadeli ve küçük hesaplar, kendi baş-
lannı da derde sokuyor. Türkiye'de-
ki gerilimin belki de en önemli ne-
denlerinden birisi bu temsil krizi. Bü-
tün bu gerçeklere rağmen liderler,
seçim yasasını değiştirmek gibi bir
tavır içine girmiyorlar. Bu barajla or-
taya çıkacak tabloyu bile düşünmü-
yorlar. Örneğin Fazilet Partisi'nin oy-
lan yüzde 20'lerin üzennde görünü-
yor. Bu baraj sistemiyle FP'nin, al-
dığı oydan çok fazla milletvekili çı-
karacağı ortada. Peki ya "şeriat" di-
ye ortalığı birbirine katan laik parti-
ler bu haksızlığı nasıl içlerine sindi-
recekler.
Daha da önemlisi, Türkiye insan
haklan ihlallen, düşünce özgüıiüğü
konusundaki antidemokratik yapı-
sıyla hızla duzeltilmesi gereken bir
legal yapı içeriyor. Sosyal-demokrat
CHP lideri, ülkenin siyasi yapısına
ilişkin müdahaleler konusunda bu
hükümeti neden yeterince sıkıştır-
mıyor, doğrusu merak konusu. Ga-
zeteciler, yazarlar hapse giriyorlar.
Kitaplar toplatılıyor. Faili meçhuller
sürüyor. Cumartesi Anneleri her se-
ferinde dayaktan geçiriliyorlar.
Baykal elindeki parlamento gücü-
nü demokrasiyi geliştirmek için ne-
den zoriamıyor? Bu konuda neden
güven verici çıkışlar yapmıyor? O-
nun, seçim dışında başka bir derdi
yok mu? Kaldı ki Baykal, demokra-
si konusunda atak ve duyarlı bir çı-
kış yapsa, seçimlerde de daha etki-
li sonuçlar elde edebilir.
Baykal-Yılmaz görüşmesindeki
siyaset dışı kısır çekişmeler, ne ya-
zık ki, umutsuzluğu arttıncı bir rol
oynuyor. Ufuksuz-dar hesaplar hem
kendilerini hem de ülkeyi derde
sokacak anlamsız bir gerilime ne-
den oluyor.
araya gjrerek 1 milyon dolara indirttiği ör
sürüldü. Malki cinayetiyle ilgili gözaltırj
alırup serbest bırakıldı. Yurtdışına çıkm
yasağı getirildi.
ŞİJKRÜ KARAHASANOGLU: Mal
ki'nin sahibi olduğu Tuncabank'ın yüzd
11.5 hisse ile ortağı ve genel müdürü ola
Karahasanoğlu, Hayyam Garipoğiu'nu
aldığı Sümerbank'a genel müdür oldu. Da
ha sonra Cavit Çağlar ile Dinç Bilgin' in sa
tın aldığı Eribank'ın başına geçti. Malk
soruşturmasmda gözaltına alındıktan son
ra serbest bırakıldı. Yurtdışma çıkma ya
sağı getirildi.
AYTX)GAN SEMİZER: Adı şaibelerf
kanşan bankalann avukatlığını yapan Se
mizer, Karahasanoğlu tarafindan Emlak
bank'a danışman olarak getirildi. Çakıcı vt
Evcil'in deavukatı.
HAYYAM GARtPOĞLU: Sümer
bank'ın sahibi. Türk Ticaret Bankası iha-
lesi nedeniyle Çakıcı tarafindan tehdit edil-
di. Malki'nin ortağı olduğu ve kara para
akladığı ileri sürüldü. Soruşturma çerçeve-
sinde ifade verdikten sonra serbest bırakıl-
dı. Yurtdışına çıkma yasağı getirildi.
MEHMET ÜSTÜNKAYA: ÇİIlerler'in
yalı komşusu. Türk Ticaret Bankası işine
karıştığı gerekçesiyle Çakıcı tarafından
ölüm emri verilmi^ti.
KAMURAN ÇORTÜK: Türkbank iha-
lesi öncesinde Çakıcı'nın kendisi adına
devrede olduğunu, ihaleyi kazanan Kork-
maz Yigit'e söylediği öne sürüldü. Ağar'ın
oğlunun düğününe katılan işadamlanndan.
ADİL ÖNGEN: ÇİIlerler'in borsacısı
olarak tanınan Ongen, Eymür'ün de ço-
cukluk arkadaşı. Türk Ticaret Bankasrnın,
birlikte hareket ettiği Bursalı işadamı Erol
Evcil'e satılmasını engelledığı gerekçesiy-
le Çakıcı'nın adamlannca kurşunlandı.
MEHMETALİ YILMAZ: Siyasetçi ol-
masının yanı sıra iş dünyasının da ünlü
isimleri arasında yer alan Yümaz, "Çakıcı
ve Sedat Peker benim çocuğum gjbidir" de-
di.
Bl/RHAN KARAÇAM: Yapı Kredi
Bankası Genel Müdürü. Çakıcı'nın adam-
lan tarafından kendisine lavlı silahlarla su-
ikast düzenJenmesi planlandı. Ancak te-
tikçiler saldın öncesinde yakalandı.
YÜKSEL ÇAĞLAR: Çakıcı'nın yardı-
mına ilk koşanlardan biri oldu. Bodrum'un
neredeyse yansına sahip olan Çağlar, du-
ruşma boyunca mahkeme önünde Çakı-
cı 'yı bekledi. tşle ilgili anlaşmazlıkiannı
"ayaktan vurdurttma" yöntemiyle çözdü-
ğü ıddıa edilen Çağlar hakkında yapılan
soruşturmalarda dçüj ,yetersizlıginden ta-
kipsizlik karan verildi.
ENİS KARADUMAN: Türk Ticaret
Bankası'nın satışıyla ilgili olarak Çakı-
cı'nın adamlarının düzenlediği saldmda
yaralandı. Daha sonra Çakıcı ile bir prob-
lemi olmadığını ve kendisini sevdiğini söy-
ledi.
ORHAJV ASLITÜRK: İşadamı Aslı-
türk'ün, Çakıcı ile aynı günlerde Nice'te
bulunduğu belirlenirken Çakıcı'nın, Aslı-
türk'ün Long-Island'daki evinde kaldığı,
Aslıtürk'ün yatmı satın almak istediği öne
sürüldü.
ÜNAL KORUKÇU: Iş Bankası Genel
Müdürü. Müdürlüğü dönemınde Erol Ev-
cil'e 150 milyon dolar usulsüz kredi veril-
diği ileri sürüldü.
SELİM EDES: Eski Emlak Bankası Ge-
nel Müdürü Engin Civan'a rüşvet olarak
verdiği 5 milyon dolar alacağının tahsil
edilmesi işini Çakıcı'ya verdi.
MEHMET KURT: Kanal 6 televizyonu-
nun eski sahibi. Çakıcı, kendisi hakkında
ölüm emri vermişti.
ÖMER GÖKTUĞ: Bursalı işadamı
Ömer Göktuğ, eski sahibi olduğu Flash
TV'ye Çakıcı'yı çıkararak Çiller ve Türk-
bank ile ilgili açıklama yapmasına izin ver-
di.
YAHYADEMtREL: Çakıcı nin, Susur-
luk skandalında da adı geçen Cumhurbaş-
kanı Sülevman Demirel'in yeğeni Yahya
Demirel aracıiığıyla AIi Şener'in ıhaleden
çekilmesini istediği iddia edildi.
ÖMER LÜTFÜ TOPAL: Öldürülen ku-
marhaneci'nin Çakıcı ile 1989'daFlorya'da
ortak kumarhane işlettikleri ortaya çıktı.
MAFYA:
ÇELİK, ÇATLI, ŞENER, SARI AVNt:
Alaahn Çakıcı ile birlikte Abdullah Çatlı,
Oral ÇeUk, Mehmet Şener. San Avni 1985
yılında 12 Eylül darbecilerinden Haydar
Samk'ın Isviçre Başkonsolosluğu 'nda dü-
zenlediği toplantıya katıldılar.
CEMAL KULAKSIZOĞLU: "Mikail
San" kod adını kullanan Kulaksızoğ-
hı'nun, MlT'çi Yavuz Ataç ile sıkı ilişki-
de bulunduğu ortaya çıktı. tnsan Haklan
Derneği Genel Başkanı Alan Birdal'a ya-
pılan suikast girişiminde "Dayı" kod adı-
nı kullanan 'Yeşil'in sağ kolu olduğu belir-
lendi.
YEŞtL: Çakıcı'nın yakalandığı günün
akşamı saat21 .OO'de Nice'in ünlü restoran-
lanndan La Randevu'da birlikte yemek ye-
meyi planladıklan öne sürüldü. Çakıcı'nın
Park Otel'den Yeşil'i aradığı iddia edildi.
MARIO MORTESHI: Çakıcı'nın bir-
likte yakalandığı sevgilisi Aslı Ural'ın eniş-
tesi olan Mario'nun ttalya gladyosundan
olduğu öne sürüldü.
GELBERT: Ermeni asıilı uyuşturucu
ajanı. Çakıcı, sorgusunda, Gilbert'in Tür-
kiye'de devlet adamlanna kadar çok kişiyi
tanıdığını söyledi.
UĞUR MUMCU CtNA\TTİ: Çakı-
cı'nın, Uğur Mumcu cinayetinden iki gün
önce 22-23 Ocak 1993 tarihlerinde Büyük
Ankara Oteli'nin 806 No'lu odasında kal-
dıgı belirlendi. Mumcu cinayeti hakkında
bildiklerini açıklayacağını söyleyen Ağan-
soy. bunu söyledikten kısa bir süre sonra
Çakıcı tarafından öldürtüldü.