18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM 1998 PAZ> HABERLER Eldeki bilgi ve bulgular buzdağmın görünen kısmını oluşturuyor. Karanlık ilişkilerin ortaya çıkanlmasmdaki kararlıhk da umut veriyo Çeteleıııı loskacınclakiDE\T*İM SE\TMAY ÖZKAN GüVEN Türkiye'de çeteleşmenin ulaştığı boyut- lar, her geçen gûn ortaya çıkan yeni bel- gelerle ne kadar büyük bir tehlike ve kir- lilikle karşı karşıya olduğumuzu gözler önüne serdi. Türkiye'nin bu çete çıkma- zmdan kimi portreleri dün yayımlamış- tık. Çakıcı'nın yakalanmasının ardından bir böliimü açığa çıkan siyaset, devlet bü- rokrasisi ve iş dünyasındala ürkütücü iliş- kiler ağını tanıtmayı sürdürüyoru2: HÎRAM ABAS: MfT'te Eymür ile bir- likte çalışan Abas, Çatacı'yi sözde ASA- LA operasyonlannda kullanan ilk kişı ol- du. MEHMET EYMÜR: Susurluk skan- dalında da pek çok kez adı geçen ve ÇU- ler ailesıne yakınlığıyla bilinen Ey- mür'ün, Çakıcı'yla usulsüz bağlantılan nedeniyle MİT ile ilişkisi kesildi. Eymür, Susurluk'un ardından ABD Washıngton Büyükelçiligi'ne hukuk müşaviri olarak atanmıştı. SÖNMEZ KÖKSAL: MİT müsteşan olduğu dönemde Eymür ve Ataç'ın Çakı- cı ile usule uygun olmayan ilişkileri yö- nündeki uyanlara duyarsız kaldığı belir- tildi. ŞENKAL ATASAGUN: Mehmet Ey- mür'ün eşi Janset Eymür, Atasagun'u, Çakıcı 'ya pasaport sağiadığı belirtilen Ya- vuz Ataç'ı himaye etmekle suçladı. KEMAL YAZICIOĞLU: tstanbul em- niyet müdürlüğü sırasında Çakıcı'nın Si- livri'de olduğu ıhbannı değerlendirme- mekle suçlandı. ALAATTİN YÜKSEL: Malki cinayeti sırasında emniyet genel müdürüydü. Yük- sel'in cinayetin üzerine gitmediği iddia edildi. ORHAN TAŞAJVLAR: Malki cinaye- tinden sonra Bursa valisı oldu. CIA: CHP lçel Milletvekili Fikri Sağ- lar. Yılmaz'ın yanıtlaması istemiyle ver- dıği soru önergesinde, Ataç, Eymür ve Çakıcı'nın bir CIA görevlisiyle ilişkileri- nin olup olmadığını, anılan CIA görevli- sinin Ankara'dan çekilmesi konusunda Çakıcı'nın "tedirgüı" olmasmın nedeni- ni sordu. fcNTERPOL: Interpol tarafından 11 yıldır kırmızı bültenle aranan Çakı- cı'nın, yakalandıktan sonra üzerinden çı- kan telefon defterinde tnterpol Daire Başkanlığı'na ait dahili bir telefon nu- marasının karşısında "BizünJd" yazdığı belirlendi. TİLKİSELİM: MlTgörevlisi olduğu belirtiliyor. Çakıcı. sorgusunda, yakalan- dığı günün akşamı 'Tilki Seüm'le akşam yemeği ıçin randevulaştıklannı söyledi. İŞ DÜNYASI: EROL EVCİL: Malki cinayetini azmet- tirmekten gıyabi tutuklu olarak aranıyor. 1994-95 yıllan arasında Iş Bankası'ndan 150 milyon dolar kredi aldı. Çakıcı yaka- landıktan sonra özel uçağıyla Fransa'ya girfi. Borsacı Adil Öngen'e düzenlenen si- lahlı saldınyı da Evcil'in azmettirdiği be- lirtildi. Evcil, 3 uçaklı trilyoner olarak da tanınıyor. KORKMAZ YİĞİT: Geçen aylarda medya dünyasına hızlı bir giriş yapmasıy- la dikkatleri üzerine çeken Yiğk'in Çakı- cı'yla ilişkisi ses kasetleriyle belgelendi. Yurtdışına çıkma yasağı getirildi. NESİM MALKJ: Türkiye'nin en büyük tefecisi olarak tanınan Malki, üç yıl önce Evcil'in azmettirdiği öne sürülen bir su- ikastta öldürüldü. Öldürülmesinde siyaset- çilerin ve işadamlannın da rol oynadığı id- dia edilen Malki'nin, Çağlar ve Garipoğ- iu'yla ortaklığı vardı. YENER KAYA: Malki'nin ölümünden iki gün sonra borsacı Yener Kaya tstan- bul 'da öldürüldü. Malki'nin paralannı bor- sada değerlendiren Kaya, DYP'nin millet- vekili adayıydı. EMİN CANKURTARAN: Çakıcı'nın ünlü Flash TV açıklamalannın hemen ar- dından, Türk Ticaret Bankası'nın Evcil'e verilmesine karşı hareket ettiği gerekçe- siyle Çakıcj'nın adamlan tarafından vu- ruldu. Yaralı olarak kurtulan Cankurta- ran, şikâyetçi olmadığını açıkladı. Can- kurtaran, hastanede gazetecilere yaptığı açıklamada, saldınnın nedenini anlayama- dığını, çünkü kendisının Çakıcı'ya çok yardımı dokunduğunu ve Çakıcı'nin polis- le arasındaki bir sorunu çözdüğünü açık- lamıştı. Çakıcı ve Evcil'in, Garipoğ- lu'ndan istediği 30 milyon dolarlık haracı, Demirel 'Cumhuriyet ışığı her köşeye yeter' E.MİNE KAPLAN MAHMLTORAL DİYARBAKIR/ ŞIRNAK - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Güneydoğu'ya dün gerçeİdeştirdiği küçük çaplı turda "Cumhuriyet'in değerleri ve güvenceleri etraftnda kenetlenme" çağnsında bulundu Cumhurbaşkanı, "Türkiye'nin her kişisine uygar yaşayacak ortamı sağlamak Cumhuriyetin taahhüdü oünaya devam edhor. Ülkenin her köşesine yetecek kadar ışık vardır; herkese yetecek kadar ekmek, hürriyet ve güvenlik vardır. Cumhuriyete sadakatle baglı herkes eşit haklara sahiptir" <iı>e . seslendi. Cumhurbaşkanı Demirel, dün TBMM Başkanu Hikmet Çetin \ e bazı bakanlarla birlikte Diyarbakır ve Şırnak'ta törenlere katıldı. Demirel, Güneydoğu "98 Fuan'nın açılışında yaptığı konuşmada. cumhuriyetin hedefinin ülkenin her köşesini kalkındırmak olduğunu belirterek, ülkenin her yerine pek çok şeyın görürüldüğünü söyledi. Ülkenin bütün kaynakJannın seferber edildığini. çağdaş toplum ve ülke yaratılması için çalışıldığını anlatan Demirel, şöyle dedi: "Ecdadımızm bıraktığı bu toprakiarda Kurtuluş Savaşı'nı kuzevlisi, doğulusu. güneylisi, batılısı ile hep beraber yapıp cumhumeti kuranlar ülkenin ve devletin sahibidirier. Türkiye Cumhuriyeti'ne sadakatla bağlı olan herkes eşit haklara sahiptir. İstediği yerde oturma. çalışma, refah ve mutluluğu paylaşma hakkına sahiptir." Bölgede her alanda gelişmeler olduğunu, çağdaş okullan, üniversitesi ve tesislerinin bulunduğunu anlatan Demirel. Dicle Nehri'nin GAP için önemine dikkat çekti. Cumhurbaskanı, şöyle dedi: "Türkiye Cumhuriyeti'nin gücü ve kuvveti her türlü güvenliği sağlayacaktır. Geün hep beraber hizmete gireüm. Bölgenin geri kalmışlığından doğan acıları ortadan kaldınp mutluluğunu ve refahını sağlayalım. Cumhuriyetin kalkuıma meşalesi gürül gürül yanmaktadır. Türkiye'nin her köşesini kalkındırmak, her kişisine uygar şekiide yaşayacak ortamı sağiamak Cumhuriyet'in taahhüdü olmaya devam ediyordur." TBMM Başkanı Hikmet Çetin de Diyarbakır'ın Güneydoğu'nun tarihi boyunca çok önemli bir merkezi olduğunu belırterek, 26 değişık kültüre e\T sahipligi yaptığını vurguladı. Çetin. bölgede huzurun sağlandığının ve yitirilen yıllann hızla kapatılmasının amaçlandığını anlattı. Çanakkale, Çankın, Ümraniye, Bayrampaşa, Bursa, Ankara ve Bergama'da başlayan isyan sona erdi Cezaevleri normale döııdüHaber Merkezi - Adana Ceyhan Cezaevi'ndeki uygulamalan protesto etmek amacıyla Çanakkale, Çankın, Ümraniye, Bayrampaşa. Bursa ve Ankara cezaevlerinde başlayan isyan dün sabah sona erdi. Siyasi tutuklu ve hükümlûlerce eylemlerde rehin alı- nan 62 cezaevi görevlisi serbest bıra- kıldı. Adalet Bakanı Hasan Denizkur- du, olaylarla ilgili olarak. "Befli bir anlamda yanmalar dışında kimsenin burau kanamadan bitmişoinıasından memnuniyetduyuyorum'* dedi. Ada- na Ceyhan Cezaevi'nde 19 Ekim'de tünel bulunmasıyla başlayan gergin- lik önceki gün siyasi tutuklu ve hü- kümlülerin bulunduğu 6 cezaevine daha sıçradı. Bayrampaşa Cezaevi'nde bulunan eylemciierle dün sabaha karşı yapılan görüşmeler sonucunda anlaşmaya va- nldı. Halkın Hukuk Bürosu'ndan ya- pılan açıklamada Adalet Bakanlı- ğı'nın şu konulan kabul ettığı önc su- rüidü; fÇez8evJerine\öneflksaldmlar durdurulsuq,' fûm cezanlerindeid as- ker.poüs^özelrimçekilsinfhüerele- re konulan tutuklnlar koğuşlara geri getirilsin; yarah tutuklulann tedavile- riyapıbm." Istanbul Barosu'nun, İstanbul Üni- versitesi Hukuk Fakültesi'nde topla- nan genel kuruluna katılan Deniz- kurdu ise gazetecilerin cezaevlerin- deki olaylarla ilgili sorulan üzerine, "Bütün cezaevlerinde olaylar sona er- mişrir. BeDi bir anlamda> anmalar dı- şında kimsenin burau kanamadan bftmiş olmasından memnuniyet du- jiıyorum" dedi. Protesto eylemlerinin yasandığı Ümraniye Cezaevi'nde tutuklu ve hü- kümlülerin önceki akşam başlattıkla- n eylemler üzerine dün sabah cezaevi yöneticileriyle görüşmek üzere ÇHD Ümraniye Cezaevi'ndeki e> lemi duyaıı tutuklu ve hükümüi yakıniannuı cezaevi önündeki bekleyişleri de sabaha kadar sürdû. (Fotoğraf: AA) tstanbul Şube Başkanı Murat Çefik, Toplumsal Araştırmalar Vakfı Başka- nı Sefim Okçuoğhı. istanbul Baro- su'ndan Mihriban Kırdök ve Halkın Hukuk Bürosu'ndan BehiçAşçı ceza- evine gittiJer. Görüşmeler sonucu re- hin alınan 2^i müdür 32 cezaevi gö- revlisi serbest bırakıldı. Ankara Merkez Kapalı Ceza- evi'nde ise siyasi tutuklu ve hüküm- lülerin protestoeylemlenne son verii- mesiyle 10 cezaevi görevlisi serbest bırakıldı. Buca Kapalı Ceza ve Tutu- kevi'nde siyasi davalardan yargıla- nan 90 ttıtuklunun baslattığı sayım vermeme eylemi sürerken Bergama Özel Tip ve Çanakkale E Tîpi Ceza- evi'ndeki eylemler sona erdi. Aydın ve Nazilli E Tipi cezaevle- rinde sayılan 150'yi bulan siyasi tu- tukhı ve mahkûmlar. üç günlük açlık grevi eylemine başladılar; gardiyan- lann sayım için koğuşlara girmeleri- ni barikatlar kurarak engellediler. Bu- caCezaevi yetkilileri, koğuşlanna so- kulan eylemcılerin, koğuş kapılanna barikatlar kurarak sayım vermeme eylemini sûrdürdüklerini belirttiier. IzmirBarosu avnkatlanndan Betül Diren, Ze>nel Kaya ve Suat Çetinka- yt'm Çanakkale'deki Bergama E Tî- pi Cezaevi yetkilileriylegörüşmeferi- nin ardından, siyasi tutuklu ve hü- kümlülerin önceki akşam koğuşlar bölgesinde alıkoyduklan 9 gardiyan serbest bırakıldı. Bursa Özel Tip Cezaevi 'nde ise si- yasi tutuklular tarafından alıkonulan 4 gardiyan serbest bırakıldı. Gaziantep Özel Tip Cezaevi'nde hükümlü Cennet Gfioeş dün 02.00 sıralannda inrihar girişiminde bulun- du. Adapazan E Tipi Cezaevi'nde üzerine kolonya dökerek ateşe veren Seyri tpek (26) ağır yaralandı. tpek, Sakarya Devlet Hastanesi'ne kaldı- nldı, Vücuduna naylon poşet sararak kendisini ateşe veren Güneş, Çukuro- va Üniversitesi Tip Fakültesi Balcalı Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Cezaevlerinde siyasi tutuklu ve hü- kümlükrin PKK lideri Abdullah Öca- lan'a suikast düzenlendiği iddiası üzerine yaklaşık iki haftadır sürdür- dükleri kendini yakma e>'lemlerinde şimdiye kadar toplam 6 kişi öldü. Cumartesi Anneleri 'nin eyleminde ikisi gazeteci 24 kişi dövülerekgözaltına alındı^ •! ^ • • I M I • I I I Polisşiddet kulhmarak dağıttı İlkönceHasan Ocak'ın annesitartaklanarakgözamnaahndL(ALPER TURGUT) Istanbul Haber Servisi - Cumartesi Anneleri'nin 180. buluşmasında da polis zor kullandı, eyleme ka- tılmak isteyenleri döverek dağıttı. Aralannda 2 ga- zetecinin de bulunduğu 24 kişi tartaklanarak gözal- tma alındı. Eylemın ardından polis, Istiklal Cadde- si'nâeki kahve ve pastanelere baskm düzenleyerek çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. Galatasaray Lisesi'nin önünde kaybedilen yakın- lan için eylem yapan Cumartesi Anneleri 'nden ilk olarak Emine Ocak polislerce tartaklanarak gözaltı- na alındı. Daha sonra aralannda 2 Alman milletve- kilinin de bulunduğu grubun etrafı güvenlik güçle- rince sanldı. Alman milletvekillerine dokunmayan polisler, 23 kişiyi döverek ve yerlerde sürükleyerek gözaltına aldı. Olaylan fotoğraflamak isteyen gazetecilerin de tar- taklandığı eylemin ardından polis, kahve, bar, lokan- ta ve pastanelerde arama ve kimlik kontrolü yaptı ve çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. Galatasaray'da Cumartesi Anneleri'nin polis tara- fından dağıtılmasından sonra olay yerine Türkiye Bi- limler Akademisi (TÜBA) üyesi Fizik Profesörü Ay- şe Süier-Erzan, Teorik Fizik Profesörü Yavuz Nutku. ekonomi profesörü ŞevketPamukgeldiler. Buradabir açıklama yapan Silier-Erzan "Buradadayamşmanu- zı göstermek amacıyla bulunuyoruz. Kanımca Cu- martesi Annelerine karşı zor kullanılması salt onlan yıldırmak amacını tasımıyor. Aynı zamanda hak ara- yan, hukuku sa\ unan bu insanlan küçümsemek, top- lum dışına itmek, marjinalleştirmek amaçlamyor" dedi. Gözaltına alınan kayıp yakınlan ve insan haklan savunuculan akşam saatlerinde çıkartıldıklan Be- yoğlu Cumhuriyet Savcılığı'nca serbest bırakıldı. IHD, ÖDP, DMP ve ICAD polisin müdahalesini kmadı. SJFIRNOKTASI/ ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Başbakan Mesut Yılmaz ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın yaptıkları uzun göruşmenın sonun- da anlaşamadıkları ortaya çıktı. Yıl- maz-Baykal arasındaki tartışmanın ayrıntılarını bilmiyoruz. Ancak orta- ya çıkan tablo, iki lıderin seçım tan- hi konusunda farkJı düşündüklerinı gösterıyor. Şımdi DSP-ANAP, fark- lı bir seçım tarihi ıçın göruldüğu ka- danyla harekete geçiyorlar. CHP Genel Başkanı ise Yılmaz'la yaptığı protokolde ısrar edıyor. Bu durumda diğer partiler devreye gire- cekler. Fazılet Partısı, DYP ne yapa- caklar? Fazilet Partisi doğa şartlan açısından şubat ayının seçımler için uygun olmadığını açıkladı. Bu, onla- rın şubat ayına destek vermeyecek- lerı anlamına gelıyor. Sonuçta yeni- den seçim tarihi konusunda belirsiz bir ortama giriliyor. Seçimin belirsızliği, zaten gerilim- li olan siyasi ortamı daha da gerecek özellikler içeriyor. Surıye krızı bir öl- çüde_çözulmüş gibi gözüküyor, an- cak Öcalan'ın Rusya'ya sığınması bu kez de bu ülkeyle yenı sorunlara neden olacak gibi... Her geçen gün Yılmaz-Baykal Pazarlığı ortaya çıkan yeni kaset skandallan, Malki cınayetiyle ortaya çıkan ka- ranlık tablo, bu gerılime eklenince daha da sıkıntılı sorunlar gündeme geliyor. Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimiyle artan sorunlar bunlarla bır- leştiğinde iyice sıkıntılı bir ılişkiler ağıyla karşı karşıya geliyoruz. Bu ortamda, parti liderlennın bır- kaç aylık farklılık nedeniyle gerilım yaratmaları çok makul gözükmüyor. Mesut Yılmaz, özellikle Ecevit'in ıs- rarları nedeniyle dört aylık 'düşük profilli' hükümet formülünden vaz- geçmek istiyor; ekonomik krizin art- tığı ortamda yetkisız bir hükümetın ekonomiyi olumsuz yönde etkileye- ceğini savunuyor. Bu düşünceye hak vermemek olası değil. Partılerın seçımlerden kendi ya- raıianna sonuç çıkarmak ıstemele- rınden doğal bir şey olamaz. Ancak bu amaçlannı gerçekleştırmek ister- ken ülkenin yaşadığı krizi de dıkka- te almak zorundalar. Çünkü bütün siyasi partiler bu ortam ıçinde pres- tıj kaybediyorlar ve sryasete olan gü- ven giderek azalıyor. Kimse nasıl bir seçim ve partiler sistemiyle seçim- lere gidileceğine kafa yormuyor. Ör-^ neğin yururlukteki baraj sistemi ada- letsiz bir ortam yaratıyor. Anketler, en çok oy alacak partinin yüzde 20 civannda bir potansıyele sahip ol- duğunu gösteriyor. Dığer partiler ise ancak yüzde 10'un biraz üzerinde oy alacak gıbı görünüyorlar. Yüzde 10 baraj bu durumda çok saçma sa- yılacak bir engel oluşturuyor. Çünkü yüzde 10'un altındaki siya- si güçler, parlamentoya yansıyamı- yor. Ayrıca yüzde 20 oy alan bir par- ti, parlamentoya oy oranının çok üs- tünde bir sayı ile giriyor ve adaletsiz bir durum ortaya çıkıyor. Bu neden- le özellikle barajın hızla değiştirilme- si ve duzeltilmesi gerekiyor. Geçen seçimlerde yüzde 10'luk baraj nede- niyle MHP ve HADEP çok önemli oylar almalarına rağmen parlamen- toya giremediler. Onlar siyasi ya- şamda temsıl edilemedıler. Bu tem- sil knzı, ıç gerilimin tırmanmasında bir etken haline geldi. Düşünün Gü- neydoğu'da şehir merkezlerinde bi- nnci parti olan ve ülke barajı olma- sa 30'a yakın milletvekiliyle parla- mentoya gırecek olan HADEP, 50 milletvekiliyle temsil edilmesi gere- ken MHP parlamento dışı kaldılar. Siyasi parti liderleri işin bu yanı üzerinde hiç düşünmüyorlar. Kısa vadeli ve küçük hesaplar, kendi baş- lannı da derde sokuyor. Türkiye'de- ki gerilimin belki de en önemli ne- denlerinden birisi bu temsil krizi. Bü- tün bu gerçeklere rağmen liderler, seçim yasasını değiştirmek gibi bir tavır içine girmiyorlar. Bu barajla or- taya çıkacak tabloyu bile düşünmü- yorlar. Örneğin Fazilet Partisi'nin oy- lan yüzde 20'lerin üzennde görünü- yor. Bu baraj sistemiyle FP'nin, al- dığı oydan çok fazla milletvekili çı- karacağı ortada. Peki ya "şeriat" di- ye ortalığı birbirine katan laik parti- ler bu haksızlığı nasıl içlerine sindi- recekler. Daha da önemlisi, Türkiye insan haklan ihlallen, düşünce özgüıiüğü konusundaki antidemokratik yapı- sıyla hızla duzeltilmesi gereken bir legal yapı içeriyor. Sosyal-demokrat CHP lideri, ülkenin siyasi yapısına ilişkin müdahaleler konusunda bu hükümeti neden yeterince sıkıştır- mıyor, doğrusu merak konusu. Ga- zeteciler, yazarlar hapse giriyorlar. Kitaplar toplatılıyor. Faili meçhuller sürüyor. Cumartesi Anneleri her se- ferinde dayaktan geçiriliyorlar. Baykal elindeki parlamento gücü- nü demokrasiyi geliştirmek için ne- den zoriamıyor? Bu konuda neden güven verici çıkışlar yapmıyor? O- nun, seçim dışında başka bir derdi yok mu? Kaldı ki Baykal, demokra- si konusunda atak ve duyarlı bir çı- kış yapsa, seçimlerde de daha etki- li sonuçlar elde edebilir. Baykal-Yılmaz görüşmesindeki siyaset dışı kısır çekişmeler, ne ya- zık ki, umutsuzluğu arttıncı bir rol oynuyor. Ufuksuz-dar hesaplar hem kendilerini hem de ülkeyi derde sokacak anlamsız bir gerilime ne- den oluyor. araya gjrerek 1 milyon dolara indirttiği ör sürüldü. Malki cinayetiyle ilgili gözaltırj alırup serbest bırakıldı. Yurtdışına çıkm yasağı getirildi. ŞİJKRÜ KARAHASANOGLU: Mal ki'nin sahibi olduğu Tuncabank'ın yüzd 11.5 hisse ile ortağı ve genel müdürü ola Karahasanoğlu, Hayyam Garipoğiu'nu aldığı Sümerbank'a genel müdür oldu. Da ha sonra Cavit Çağlar ile Dinç Bilgin' in sa tın aldığı Eribank'ın başına geçti. Malk soruşturmasmda gözaltına alındıktan son ra serbest bırakıldı. Yurtdışma çıkma ya sağı getirildi. AYTX)GAN SEMİZER: Adı şaibelerf kanşan bankalann avukatlığını yapan Se mizer, Karahasanoğlu tarafindan Emlak bank'a danışman olarak getirildi. Çakıcı vt Evcil'in deavukatı. HAYYAM GARtPOĞLU: Sümer bank'ın sahibi. Türk Ticaret Bankası iha- lesi nedeniyle Çakıcı tarafindan tehdit edil- di. Malki'nin ortağı olduğu ve kara para akladığı ileri sürüldü. Soruşturma çerçeve- sinde ifade verdikten sonra serbest bırakıl- dı. Yurtdışına çıkma yasağı getirildi. MEHMET ÜSTÜNKAYA: ÇİIlerler'in yalı komşusu. Türk Ticaret Bankası işine karıştığı gerekçesiyle Çakıcı tarafından ölüm emri verilmi^ti. KAMURAN ÇORTÜK: Türkbank iha- lesi öncesinde Çakıcı'nın kendisi adına devrede olduğunu, ihaleyi kazanan Kork- maz Yigit'e söylediği öne sürüldü. Ağar'ın oğlunun düğününe katılan işadamlanndan. ADİL ÖNGEN: ÇİIlerler'in borsacısı olarak tanınan Ongen, Eymür'ün de ço- cukluk arkadaşı. Türk Ticaret Bankasrnın, birlikte hareket ettiği Bursalı işadamı Erol Evcil'e satılmasını engelledığı gerekçesiy- le Çakıcı'nın adamlannca kurşunlandı. MEHMETALİ YILMAZ: Siyasetçi ol- masının yanı sıra iş dünyasının da ünlü isimleri arasında yer alan Yümaz, "Çakıcı ve Sedat Peker benim çocuğum gjbidir" de- di. Bl/RHAN KARAÇAM: Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü. Çakıcı'nın adam- lan tarafından kendisine lavlı silahlarla su- ikast düzenJenmesi planlandı. Ancak te- tikçiler saldın öncesinde yakalandı. YÜKSEL ÇAĞLAR: Çakıcı'nın yardı- mına ilk koşanlardan biri oldu. Bodrum'un neredeyse yansına sahip olan Çağlar, du- ruşma boyunca mahkeme önünde Çakı- cı 'yı bekledi. tşle ilgili anlaşmazlıkiannı "ayaktan vurdurttma" yöntemiyle çözdü- ğü ıddıa edilen Çağlar hakkında yapılan soruşturmalarda dçüj ,yetersizlıginden ta- kipsizlik karan verildi. ENİS KARADUMAN: Türk Ticaret Bankası'nın satışıyla ilgili olarak Çakı- cı'nın adamlarının düzenlediği saldmda yaralandı. Daha sonra Çakıcı ile bir prob- lemi olmadığını ve kendisini sevdiğini söy- ledi. ORHAJV ASLITÜRK: İşadamı Aslı- türk'ün, Çakıcı ile aynı günlerde Nice'te bulunduğu belirlenirken Çakıcı'nın, Aslı- türk'ün Long-Island'daki evinde kaldığı, Aslıtürk'ün yatmı satın almak istediği öne sürüldü. ÜNAL KORUKÇU: Iş Bankası Genel Müdürü. Müdürlüğü dönemınde Erol Ev- cil'e 150 milyon dolar usulsüz kredi veril- diği ileri sürüldü. SELİM EDES: Eski Emlak Bankası Ge- nel Müdürü Engin Civan'a rüşvet olarak verdiği 5 milyon dolar alacağının tahsil edilmesi işini Çakıcı'ya verdi. MEHMET KURT: Kanal 6 televizyonu- nun eski sahibi. Çakıcı, kendisi hakkında ölüm emri vermişti. ÖMER GÖKTUĞ: Bursalı işadamı Ömer Göktuğ, eski sahibi olduğu Flash TV'ye Çakıcı'yı çıkararak Çiller ve Türk- bank ile ilgili açıklama yapmasına izin ver- di. YAHYADEMtREL: Çakıcı nin, Susur- luk skandalında da adı geçen Cumhurbaş- kanı Sülevman Demirel'in yeğeni Yahya Demirel aracıiığıyla AIi Şener'in ıhaleden çekilmesini istediği iddia edildi. ÖMER LÜTFÜ TOPAL: Öldürülen ku- marhaneci'nin Çakıcı ile 1989'daFlorya'da ortak kumarhane işlettikleri ortaya çıktı. MAFYA: ÇELİK, ÇATLI, ŞENER, SARI AVNt: Alaahn Çakıcı ile birlikte Abdullah Çatlı, Oral ÇeUk, Mehmet Şener. San Avni 1985 yılında 12 Eylül darbecilerinden Haydar Samk'ın Isviçre Başkonsolosluğu 'nda dü- zenlediği toplantıya katıldılar. CEMAL KULAKSIZOĞLU: "Mikail San" kod adını kullanan Kulaksızoğ- hı'nun, MlT'çi Yavuz Ataç ile sıkı ilişki- de bulunduğu ortaya çıktı. tnsan Haklan Derneği Genel Başkanı Alan Birdal'a ya- pılan suikast girişiminde "Dayı" kod adı- nı kullanan 'Yeşil'in sağ kolu olduğu belir- lendi. YEŞtL: Çakıcı'nın yakalandığı günün akşamı saat21 .OO'de Nice'in ünlü restoran- lanndan La Randevu'da birlikte yemek ye- meyi planladıklan öne sürüldü. Çakıcı'nın Park Otel'den Yeşil'i aradığı iddia edildi. MARIO MORTESHI: Çakıcı'nın bir- likte yakalandığı sevgilisi Aslı Ural'ın eniş- tesi olan Mario'nun ttalya gladyosundan olduğu öne sürüldü. GELBERT: Ermeni asıilı uyuşturucu ajanı. Çakıcı, sorgusunda, Gilbert'in Tür- kiye'de devlet adamlanna kadar çok kişiyi tanıdığını söyledi. UĞUR MUMCU CtNA\TTİ: Çakı- cı'nın, Uğur Mumcu cinayetinden iki gün önce 22-23 Ocak 1993 tarihlerinde Büyük Ankara Oteli'nin 806 No'lu odasında kal- dıgı belirlendi. Mumcu cinayeti hakkında bildiklerini açıklayacağını söyleyen Ağan- soy. bunu söyledikten kısa bir süre sonra Çakıcı tarafından öldürtüldü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle