18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM 1998 PA 14 KULTUR Bir forum yaratmayı amaçlayan Kültür Politikalan Sempozyumu yann başlıyor Uretken bir kültür yaşamı için K ültür Girişimi, 2000'liyıllardayeni,planlı ve verimlibir 'kültüryaşamı'yaratılması gerektiğine inanıyor. Kültür Politikalan Sempozyumu, bu amaca ulaşabilmek ve kamuoyu yaratmak işlevini üstleniyor. Cumhuriyetin 75. yüında, yeni biryüzyıhn başlangıcmda artık 'çeşitli kültürlerin birlikte barış içindeyaşaması 'nı sağlamak, Türkiye'nin kültür zenginliğinden gerektiğigibiyararlanmak sizce nasılmümkün olabilir? Dr. STEFANOS YERASİMOS Türkiye topraklanndan çıkan, yaratılan her şeyın bugünkü Tür- kiye'nin kültür birikimi olarak sa- yılması ve hiçbir şeyin dışlanma- ması önemli olan. Türkiye'nin topraklanndaki taşınmaz kültür varlıklannın, Anadolu'da üretilen maddi manevi varlıklann hepsı- nin koruyucusu biziz. Hiçbir şe- ye yabancılaşmamalıyız. Türki- ye çok önemli bir konumda. biz- de bir kimlik sonınu olarak görü- len 'Baüh mıyız Doğulu muyuz' sorununu bir senteze çevirmek la- zım. Şimdiye kadaryapılan olum- suz şey ise Türklerden öncesi, ya da îsiam öncesi kültüre yabancı kalınıyor ve onlar sanki başkala- nna ait gibi görülüyor. Oysa hep- sine sahip çıkmalıyız. Okulda öğ- rettiğimiz tarihten başlayarak mü- zelerlerle yazıyla olan ilişkimize kadar bunu benimsemeli, bize ait olduğunu bilmeliyiz. Prof. Dr. EMRE KONCAR Kültür sorunlanmızın 3 Ö for- mulüyle çözûlebileceğine inanı- yorum. Kültürümüzün özgür, özerk ve özgün bir çizgide geli- şebileceğine inanıyonım. Devle- tin kültürü bütünlemesi ya da en hafifdeyimiyleyönlendjrmesı te- kelci ve tekilci siyasal yaklasım- lann egemen olduğu Kültür Ba- kaniığı 'nda büyük sorunlar yara- tıyor. Bu açıdan özgür, özerk ve özgün bir kültür için özerk bir kültür kurumunun oluşturulması temel hedef olmalıdır diye düşü- nüyorum. Kültür Girişimi olarak her türlü tekelciliği ve tekilciliği dışlıyoruz, çoğulçu bir yaklaşım benimsemiş bulunuyoruz. En kı- sa tanımıyla dışjayıcı tutum ve davramşlan dışlıyorurkültürümüz açısından. 21. yüzyılda tüm fark- lı kültürlerden süzülerek gelen mirasımjzı dünya çapında daha verimli ve anlamlı değerlendire- bilmek için çaba harcıyoruz. Tür- kiye'nin kültür politikasını baskı- CJ bir devlet yönlendirmesiyle de- ğil çoğulculuğa yönelik bir sivil girişimle belirlemek daha doğru gibi geliyor. Bu anlamda önümüz- deki sempozyumu UNESCO ka- rarlan çerçevesinde ülkemizin 21. yüzyılda izlemesi gerekli kültür politikalannın tartışılması için dü- zenledik. ŞAKİR ECZACIBAŞI Atatürk'ün dedıgi gibi Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültür- dür. Türkiye Cumhuriyeti 75 yıl önce çagdaş uygarlığa ulaşmak amacıyla büyük bir kültür devri- mi gerçekleştirmiştir. Yeryüzü- nün eşsiz uygarlık topraklan üs- tündeki Türkiye'nin gündemin- de en önde yer alması gereken kültür konulan ve sorunlan uzun süredir en arkalara itilmiştir. lle- tişim ve teknoloji alanlannda ina- nılmaz atılımlann gerçekleşece- ği 2000'li yıllarda kültür kimliği- nin, kültür varlıklannın küresel- leşme karşısında korunması, sag- lıklı biryaşam niteliğinin gelişti- Tahsin Yücel: "Yaşatndaki herşey, değişik kültürlerin barış içinde birlikte yaşamasının gerekliliğini kamtlıyor." Şakir Eczacıbaşı: "21.yüzyüın sorunlanm karşıiayabilmek için kültür politikalannın oluşturulması gerek." Prof. Dr. Emre Kongan "Kültür sorunlanmız 30 formülüyle çözülebilir. özgür, özerk ve özgün bir çizgide gelişebüir." Dr. Stefanos Yerasimos: 'Batüt mıyız, Doğulu muyuz?' sorununu bir senteze çevirmek lazınu W : * - Prof. Dr. Talat Halman: "Kültürümüz her zaman politikanm dısında, ötesinde, üstünde olmalu " Prof. Or. Metin Sözen: "Yürüriükteki gündemin onceliklerinin değişmesini istiyoruz." Hıfzı Topuz: "Programın önemi sivil toplum örgütlerince hazırlanması. Bir forum oluşturuyoruz. Uerkes önerisini ğetirsin." ~ Doğan Hızlan: "Kültür bir çatışma değil bir anlaşma, uzlaşma kavramıdır." Prof. Dr. Ekmeleddin Ihsanoğlu: "Dış dünyaya açılırken kendi dünyamtzın kültür zenginliklerine kapalı ,. , ,,. kalmamauyiz." rilmesi yabancı ülkelerle olumlu ilişkiler kurulabilmesi açılann- dan Türkiye'yi büyük sorunlar beklemektedir. Devletin, özel ke- sımin, sivil toplum örgütlerinin, eğitim kurumlannın, basının el ele vererek 21. yüzyılın getirece- ği sonınlan karşıiayabilmek için herşeyden önce Türkiye'nin kül- tür politikalannın oluşturulması gerekir. Kültür Girişimi bu amaç- la kültürpolitikalan sempozyumu- nu düzenlemiştir. Prof. Dr. EKMELEDDİN İHSANOĞLU Kültür ve bilimin ülke gündem- de önceliklikonulararasınaalın- ması gerekir. Türk fıkir hayatını derin bir şekilde etkileyen kutup- Iaşmalar yerine yapıcı bir diyalog meydanagetirilmeli: farklı insan- lar arasında uyumlu, karşı tarafın varlığını reddetmeyen, küçümse- meyen. fakat karşı fikrini ona say- gı içinde belirten birtavırahnma- lıdır. Bu da, Türk kültürünün zen- ginliklerinin çagdaş dünyanın kül- türel çeşitliligi içinde layık olduk- lan yeri almalan için elverişli or- tamı hazırlayacaktır. Dış dünyaya açılırken kendi dünyamızın zen- ginliklerine kapalı kalmamalıyız. Prof. Dr.TALAT HALMAN Türkiyemizde, politikanm kül- türe kanştınlmaması, kültürü - geleneksel degerlerin ve tarihsel varlıklann korunması, her alanda yeni ufuklara yönelmemiz, bilim- de ve sanatlarda yaratıcılığın ge- liştirilmesi uğrunda rasyonel ça- lışmalar yapılması için- ideolojı- lerin ve siyasal baskılann dışın- da tutmamız gereklidir bence. Kültürümüz o denli zengin bir sentez ki herhangi bir inanç sis- temınin onu tek bir boyuta indir- gemesi, yaman kayıplara, bozul- malara, yozlaşmalara yol açar. Türkiye Cumhuriyeti'nin tek bir temel "kültür politikası" olmalı- dır: Herçağın, heruygarlıgın, her kültürel varlığın her sanat türü- nün bize 1.500 yıl boyunca bırak- tıgı birikime, hiçbir aynm gözet- meden. hiçbir değer hiyerarşisi kuımaya çalışmadan, canla baş- la hizmet etmek. Kültür Bakanlı- gı, bence, bu temel anlayıştan baş- ka birpolitika geliştirmemeli, he- le politikanm cenderesine ve kar- gaşasına hiçbir zaman kendini kaptırmamalıdır. DOĞAN HIZLAN KültürGirişimi, Türkiye'de kül- tür zenginlikJerimizin sorunlan- na dönük çözüm önerileri üreten, kültürümüzü evrensel anlamda değerlendiren bir harekettır. Kültürel zenginliklerimız, bu alanda yapılan çalışmalann ye- tersiz olduğunu göstermektedir. Çünkü belli bir çevrenin kısıtlı dünyasında kalan kültürtartışma- lan, kamuoyuna ulaşamaz. O za- man da, kültür topluma mal ola- maz. Oysa kültür, bütün yaşamı- mızı yönlendiren bir olgudur. Özellikle bizim gibi Batı-Doğu ikilemi arasında kalan bir ülkede buna serinkanlı, bilimsel bir an- layışlayaklaşmak çok daha önem kazanmaktadır. Biz, belli bir ter- cihi topluma kabul ettirmek için bir araya gelmedik. Aksine, ters ve karşıt fikirlerin karşılaşmasın- dan ortaya çıkan çeşitliligi arzu et- tik, bir araya gelme amacının te- mel felsefesi de budur. Kültürbir çatışma değil biran- laşma, uzlaşma kavramıdır. Sağ- lanması için de, birikimi yansıtan hergörüş bu toplulukta ilgi ve iti- bargörür. Kültür Girişimi, kültü- rü politikanm ve güncel dar gö- rûşlerin kısıtlamasından kurtul- mayı da çalışma maddeleri arası- na İcoymuştur. Kültür Politikala- n Sempozyumu, kapsamlı birtop- lantı niteliği taşıyor. Kısaca söy- lemek gerekirse, sadece kuramsal anlamda çalışmalar, toplum-kül- tür bağlantısını kuramaz, oysa bu sempozyumdan çıkacak somut öneriler birçok kişi ve kuruma da yararlı bir malzeme sunmaktadır. Prof. Dr. METİN SÖZEN Yakın geçmişe baktığımızda, yanm yüzyıldır bulduğumuz doğ- rulara "*karşıgüçter" oluşturmak, geçmişten geleceğe akan köklü değerleri "acunaszea rüketmek'" için inanılmaz çaba harcadığımı- zı görürüz. Bu girişimlerde hızla yitirdiğimiz, çeşitliliğe dayanan bulunması güç birdoğa, toprağın altında ve üstünde bugünü ve ge- Uluslararası Stockholm Film Festivali'ne bu yıl üç Türk filmi katılıyor Kasaba, 'BronzAf içinyarışacak GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM - Stock- holm'ün uluslararası film festi- vali, 34 ülkeden 150 filmle 6-15 Kasım tarihleri arasında yapılı- yor. Giderek daha büyük ılgi gö- ren festival, halen Kuzey Avru- pa'nın en büyük film festivali özelliğini taşıyor. 51 yönetme- nin ilk filmini içeren festivalde gösterilecek filmlerden 131 'i Is- kandinavya prömiyerini yapa- cak. Bu yılki festivalin bir baş- kaönemli özelligi ise ilk kez Tür- kiye'nin uzun film dalında katı- Iacak olması; hem de üç filmle. Türk sineması; Nuri Bilge Ce>- lan'ın "Kasaba". Mustafa Alö- oklar' ın "AğırRoman" ve L'mur Turagso'ın "KanşıkPizza" film- leriyle temsil edilecek. Festival programında "Ağır Roman" ile "KanşıkPizza" filmlerinin "ac- tion" olarak tanımlanması işin bir başka ilginç yanı. Daha önce de olduğu gibi Stock- holm Film Festivali çeşitli bölüm- lerden oluşuyor. Fransız kısa film- leri bölümü. bu yıl ilk kez oluştu- rulan bölüm. Beş Fransız yönet- men, bu amaçla özel olarak birer kısa film çektiler. Konu serbest- ti, ama cinsel ilişki olan sahneler- de prezeryatif kullanıldıgı göste- rilecekti. Üstelik prezer\atifın na- sıl takılıp çıkanldığı da... Fransa ve Isveç'in erotık fılmler gösteren özel ve kablolu televizyon kanal- lannın ortak çahşması sonucu ger- çekleşen bu fılmlere ilginin büyük • 6-15 Kasım tarihleri arasında 150 film gösterilecek. Türkiye; 'Kasaba', 'Kanşık Pizza' ve 'Ağır Roman' filmleriyle temsil ediliyor. Türk sineması ilk kez Kuzey Avrupa'mn en büyük film festivaline katılmış oluyor. olacağı tahmın ediliyor. Festival yönetimi, iki devletin pornogra- fiyi "ortak dava" nedeniyle res- men parasal olarak desteklemesi- ni bir sansasyon olarak tanımlıyor. "Kasaba"; ilk, ikinci ya da üçüncü filmini çekmiş yönetmen- lerin özel bölümünde yer alıyor. Kazanan filme "Bronz At" ödü- lü verilecek. Bu yıl yeni bir kategori oluştu- ruldu: Kısa filmler. Bu dalda da bir birinci seçilecek ve mütevazı bir "Alüminyum At" ödülüyle ödüllendirilecek. "AçtkBö^e" bölümünde ise Is- veç'e yabancı gelen sinemalar ta- nıtılacak. "Ağır Roman" bu bö- lüme dahil filmler arasında. Fil- me. Avustralya, Yeni Zelanda ve Küba gibi genış bir coğrafyanın ürünlen eşlik edecek. "Bağunsız Amerika" katego- risinde Hollyvvood'dan kopmuş ve sırtını büyük şirketleredayama- mış Amerikan yapımcılann fılm- leri yer alıyor. Robert Duvall'ın "Pejgamber" adlı filmi Iskandi- navya'da ilk kez gösterilmiş ola- cak. Robert Duvall bu filmdeki ro- lüyle Oscar'a aday gösterilmişti. "Yeni Avrupa" ve "Asy'a Görün- tükri" de festivaldeki özel bö- lümler arasında. leceğı anlamlı kılan zengin kültü- rel varlıklardjr. Böylesi bircoğraf- ya, kendi halkı ve onlann seçtiği yöneticiler tarafindan hiç ara ve- rilmeden hızla tüketildi. Dayanjş- maya dayanan, korunması gereken "insan aişköeri" sürekli zorlan- dı. Işte sorunuza bu umutsuzluk içeren görünümün ışığında cevap vermekzorundayız. Küreselleşen dünyada oluşan yeni gündemlerin içinden Türkiye, ağırolmakla bir- likte "değjşmeji", "yeniden vapı- lanma> r, "bü>1iklüklerde buluş- mayı'* dünden daha güçlü tartışa- rakgeçmektedir. Yanlışlarsomut- landıkça. "kültürel süreklilik", "kültürel çeşitülik" kavramlan- nın Türkiye için nasıl büyük önem taşıdığı daha iyi anlaşılmaya baş- lamaktadır. Bu nedenle "KültürGirişiıni" olarak bizler, yürüriükteki "gün- demin onceliklerinin degişmesi- ni" istiyoruz. Küreselleşen dün- yada birikimimize uygun kimlik- lı birulus olarak ağırlığımızı koy- manın, eğitimimizi buna dayalı olarak boyutlandırmanın yolunun da buradan geçtiğine inanıyoruz. Başta "sivil toplumörgüderi"ya- pısı içinde ülkemizde ve dünya- da "özelliklegenç kuşaklann" da- yanışma ortamına girmesi soru- nuza umutlu cevap veıme olana- ğı sağlıyor. Türkiye, aymazlıktan kendini sıyırabilirse, yerelden ulu- sala, ulusaldan evrenseie giden yolda "doğal ve kültürei çe$itii«- ğiyle", "Kültürel birikimiyle", "tekrarbilinçlenen genç nüfiısuy- la", dünya uluslan arasında özel bir konuma gelebilir. TAHSİN YÜCEL Kültür Politikalan Sempozyu- mu üç gün süresince bu sorunun yanıtını bulmaya çalışacak. Ama bu konuda benimsenecek temeJ tu-,, tumu belirleyelim dersek, bence her şeyden önce kültür kavramı- nı dogru tanımlamak ve kültür ol- gusuna hak eftiği önemi vermek gerekir; sonra, hem tanhsel hem güncel düzlemde, kendi kültürü- müzün dışında kalan kültürlere hoşgörüyle ve önyargısız bir bi- çimde bakmalı, dünyamızın he- men her yanında, ilk bakışta bir- birierinden çok rarklı görünen kül- türlerin bile genellikle benzer te- mel değerler üzerinde geliştikle- rini unutmamalıyız. Unutmama- mız gereken bir başka şey de kül- türler arası kaynaşmanın kaçınıl- mazlığıdır. Öyle ya, özellikle bu- gün yaşamımızı tekil ya da yerel bir külrürden çok, ortak bir kül- türyönlendirmekte. Kullandığımız eşya ve aygıtlardan dinlediğimiz müziğe, giydıgimiz giysiden oku- duğumuz kitaba kadarher şey baş- ka kültürlere borcumuza tanıklık ediyor ve bize değişik kültürlerin banş içinde birlikte yaşamasının gerekliliğini kamtlıyor. Bu bilinç bile bizi doğru çözümlere götür- meye yeter. HIFZI TOPUZ Biz Kültür Politikalan Sem- pozyumu'nu düzenlerken güncel olan ve olması gereken bütün kül- tür sorunlanru gündemimize aldık. Tartışmalar sırasında da iz- leyicilerden bazı önerilerge- lecek. Bütün bunlann ışı- ğında biröneriler listesi oluş- turulacak. Kültür projeleri- nin fınansmanı, kültürel var- lıklann korunması, yağma- cılığın önlenmesi, arkeolo- jik sitlerin durumu, sanat- çının eğitimi.sanatçılarla di- yalog ve kültür haklannın korunması, yerel kültürle- rin geliştirilmesi ve çeşitli kültürlerin birlikte banş için- de yaşamalan da buöneri ko- nulan arasında yer alıyor. Kültür Politikalan Sempoz- yumu'nunönerileri önümüz- deki yıllar için anayasarru- zı ve çalışma programımızı oluşturacak. Ama bu esnek bir program olacak, günün koşullanna ve gelişmelere göre bunlann üzerinde oy- nayabiliriz. Önemli bir nokta da bu programın sivil toplum ör- gütlerince hazırlanması, ya- ni devletin yönetiminden uzak olması. Hiçbir biçim- de güdümlü olmayan bir ça- lışma programına yöneldik. Biz bir forum oluşturuyo- ruz, kültürle ilgili herkes gelsin, öneri getirsin iste- dik. Yirmi birinci yüzyıla kültürlerin zenginleşmesi ve daha iyi değerlendirmesi amacıyla gireceğiz. ENtS BATUR Arif verimli - İyi günlf Arif Bey; vaktinizi fazla almadan ze garip sa''i'abilecek bir konuda danışmak i yorum; Neyzen Tevfîk'in hastaneniz arşivleı deki dosyaan n ı yayımlamak mümkün mü? - Değil efcndim- Size duraksamadan böyle yanıt veriyCSarn. bir nedeni var; Neyzen Tev Afife Jale v e benzeri durumdaki sanatçıls dosyalarıyl;' ''9''' bir yayın haz/rlamak ben de tiyordum. Tabipler Odası'na başvurdum, tale mi yazı yokyta reddettiler. - Gerekçeferini açıkladılar mı? - Açıkladı'sr. Etik nedenlerle, bu türden bir) yını uygun uulmuyorlardı. - Başvurduğunuza göre, yayın yapmakta siz sakınca göı^ıüyordunuz herhalde? - Ben, örfiegın, Neyzen Tevfk'in dosyalarır günışığına çıkarılmasında bir sakınca görmüy rum, dolayısıyla Tabipler Odası'nın kararını pa laşmıyorum- Bir kere, Neyzen Tevfik'in sık s hastanernizde kalmış olduğu bir sır değildir; l bilgilerşairie ilgili biyografik metinlerde, kitaple da yer alır zaten. Ikincisi, benim yayın yapn amacım, Neyzen Tevfik'in kişiliğini zedeleyici t yaklaşıma dayanmıyordu. Ama Tabipler Odi sı'nın verdiği kararı tartışmayı uygun bulmadır - Neyzen Tevfik'in dosyalarının yayımlanmaî şairin imajım zedelemez de, belki hastaneyle y da hekimlerie ilgili, daha doğrusu birdönemin he kimlikle baglantıh uygulamalanyla ilgili bir tartı; ma yaratabilir- Ben, ilk sorumu tekrarlayacağın Neyzen Tevfik dosyalarını yayımlayabilir miyim - Yayımlayarnazsınız Enis Bey. Çünkü, her n kadar paylaşmasam da, Tabipler Odası'nın ka rarını çiğneyemem. - Elbette Arif Bey, sizi anlıyorum. Üçüncü ke soruyorum gene de: Ben, Neyzen Tevfik'in dos yalarını yayımlayabilir miyim? - Dosyalara ulaşmışsanız tabii ki yayımlayabi lirsiniz, ben çok mutlu olurum. - Efendim, dosyaların birer kopyası yıllardı elimde. Bir yayın yapacak olsam, sizi zor durum da bırakır mıyım, öğrenmek istediğim bu. - Çok incelikli bir davranış sizinkisi. Beni zor du rumda bırakmazsınız, Neyzen Tevfik'in dosyala rının yayımlanması doğru bir karardır bana göre mutlu olurum. - İyi ama, Tabipler Odası bu durumda beni he def alamayacağına göre, başhekimi olduğunu hastanenin arşivine ait dosyafar günışığına çılc diye sizi sıkıştırmaz mı? - Enis Bey, biz sizinle hiç karşılaşmadık bugü ne kadar. İlk defa telefonla konuşuyoruz. Dola yısıyla dosyalan benden almış olamazsınız. Hi pokrates yemini etmiş bir hekimin böyle bir ko nuda yalan söyleyeceğini Tabipler Odası üyele ri de aklından geçirmez sanırım. Siz, beni düşün meyin lürfen. - Bu tavrınızdan dolayı teşekkür ederim. Kara vermek kolay değil yayın konusunda, belli ki uzuı süre düşüneceğim bunu, adım atmazdan önce Tutalım ki yayın yapmaya karar verdim, şize ki "m\ ndfctalarda danışabilir miyim? - Katkıda bulunmaktan mutluluk duyarım. İki ucu arasında kısa bir telefon konuşmasınır ArifVerimli'nin portresinin çiziliverdiğini mi düşü nüyorum? Ressam, bir iki saniyeliğine gördüğı biryüzü kâğıda düşebilir, yazı adamı neden ben zeri bir işe soyunmasın? Kimi insanların, bir avuı kelimeyle de kendi portrelerini, otoportrelerin den hiç değilse birini çizebildikierine inandığın için bu telefon konuşmasını aktarmaya karar ver dim. Bir de: Başka nedenlerle. Not: 1998 yılı boyunca "Köşebentleri kapla yan portrelerin herbiri, yayımlanışlannın ertesin de yankılar aynasını yüzüme tuttu - onlara, bu port releri bir kitabın çatısı altında topladığımda de ğineceğim. Ama, geçen haftaki Berke Vardar'l; ilgili yazıma sıcağı sıcağına dönmem gerekiyor Portre metnini, ailesine ve öğrencilerine, Ber ke'nin kitaplarının yayımı bağlamında seslenere! bitirmiştim; yazım çıktı ve ertesi gün koca bir pa ket geldi Lozan Kaynak'tan: Telif ve çeviri, bü tün kitaplanm basıyor Multilingual Yayınevi, me ğer kasım ayında piyasaya vereceklermiş! Melih Fereli'ye şerel ünvanı J Kültür Servisi - Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı Genel Müdürü Melih Fereli'ydngiltere Kraliçesi Elizabeth tarafindan Ingıüz-Türk kültür ilişkilerine yaptığı katkılardan dolayı Imparatorluğun en şerefli ödülü sayılan subaylık ünvanı verildi. İlk kez bir Türk'e verilen ödül her yıl Şövalyelik. Komutanlık, Subaylık ve Üyelik alanlannda veriliyor. Sığımlan ülke Türkiye' • Kültür Servisi - İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi ve Istanbul Alman Kültür Merkezi, Cumhuriyet'in 75. yılı etkinlikleri kapsammda 'Sığınılan Olke türkiye' adlı bir sergi dü^enliyor. 27 Ekim günü saat 19.00'da açıhşı yapılacak sergi, İTÜ Mimarlık Fakültesi 102 Numaralı Sergi Salonu'nda pazar hariç hergün 09.30-17.00 saatleri arasında gezilebıhr. 14 Kasım'a kadar sürecek serginin küratörlüğünü Dr. Chiristine Fischer-Defoy gerçekleştırıyor. Richard Clayderman Türkiye'de • Kuitür Senisj. Cumhuriyet'in 75. yılında ' Yaşasın C^mhuriyet' etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen 'Türk Besteleri' ile Richard Claydermaı, konseri. bugün saat 20.00y dc gerçekleştıı,iece k. 'Asker Ressamlap' resim sengisi • Kültür Senisj. Vakıfbank'ın Cumhuriyetin 75. yıh etkinlikleri 'Asker Ressamlar' resim sergısıyle dn,a m ediyor. Sergide, 22 tanesi Istanbul Harbıye Ascen Müze Resim Galerisi'nden özel ızınle temıt edilen, 2 tanesi de özel bir koleksıyonian alınan 24 tablo yer alıyor. 30 Ekim'e <adar gezilebilecek sergide, Mehmet Ali Laga'nın 2^blosu da özel bir koleksiyondan temin edilerek Aılcara]] sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle