Katalog

!5 EKİM 1998 PA2AR CUMHURİYET SAYFA 17 Söylev nadyoda Istanbul merkez olmak üzere Marmara Bölgesınde ıseniz, radyonuzun FM kanalını şimdiden 107.4 Radyo Cumhuriyet'e ayarlayın. 29 Ekım'den ıtibaren hafta içı hergün saat 09.45 ve 17.05'te Atatürk'ün Söylev'ı ilk kez radyoda yayımlanmaya başlıyor. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun bugunku dilımize çevırdığı ve eşı Meriç Velidedeoğlu'nun radyoya uyarladığı Söylev'i, Atatürk adına Ali Düşenkalkar okuyor, Söylev'ın günumüze ışık tutan yönlerıni de Füsun Kostak seslendınyor. Radyo Cumhurıyet'teki Söylev 23 bölümden oluşuyor. Resimlerle D E N İ Z S O M Elektronft posta: somdposta.cumhuriyeLcoin.tr JL Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Ortadoğu'da yeni bir sayfa açılmış... "Türkıve'dekı beyaz savfavı örnek almamış olsunlar bari!" ukumet ortakları çetelerle mucadele ko- nusunda pek gururianıyorlar Hele ANAP'lı- lar Daha şimdiden "Soz verdık, çetelen bıtırdık" dıye caddelere pankart asmaya başladılar bıle Gerek Başbakan Mesut Yılmaz, ge- rekse yardımcısı Bülent Ecevit aynen ırtıca ıle mu- cadeledekı gıbı çetelerle mucadelede de çok karar- lı gorunuyorlar1 Hukumetın otekı ortağı DTR geçen seçımde yok- tu, onlar DYP'den doğdu Pekı, geçen seçımde ANAP'la, DSP'nın bıldırgelerınde çeteler ya da ırtı- ca ıle mucadele konusunun on sırada yer aldığını, ıktıdara gelırlerse ılk ış çetelerı çokerteceklerını ve ırtıcaya karşı da sekız yıllık kesıntısız eğıtımı uygu- layacaklarını ısrarla vaat ettıklerını anımsıyor musu- nuz? O kadar uzağa gıtmeyelım Iktıdara ortak ol- duklarında Susurluk vardı Mesut Yılmaz'ın ustu- ne oturduğu ıçın Susurluk'u çozme vaatlerını anım- sıyoruz da Kutlu Savaş'ın hazırladığı rapor ne ol- 28 Eylul surecidu, ıçınden ne çıktı onu anımsıyabılıyor muyuz? Irtıcaya karşı Sıncan'dakı balans ayarı gıbı Anka- ra'da da çetelere karşı bır ayar yapıldı sankı Ve ne olduysa son bır ay ıçınde oldu 28 Eylul'de Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hü- seyin Kıvnkoğlu ve ertesı gun Genelkurmay Ikıncı Başkanı Orgeneral Hilmi Ozkök ve sonrakı gun Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Rasim Betir, Emnıyet Genel Muduru Necati Bilican'ı makamın- da zıyaret ettığınden ben çeteler hızla çozulmeye baş- ladı Bu hafta Kara Kuvvetlerı Komutanı Orgeneral Atilla Ateş zıyaret ettı Emnıyet Genel Muduru'nu Başbakan da dunden ben çetelerın bırkaç gunluk ışı kaldığını soyler oldu hatta çete bataklığından ak- rabası çıksa affetmeyeceğını açıkladı1 Nutuk Mutlu Yayıncılık, Söylev'i, ılköğretımden liseye, dek öğrencilerınin zevkle okuyabıleceği ve çok iyı anlayabileceğı şekilde "Resimlerle Nutuk" adıyla yayımladı. Dinı bayramlarda çocuklarınıza armağan verıyorsanız, en buyük bayram 29 Ekım'de onlart neden mahzun bırakıyorsunuz? SESSİZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Turkıye'nın gundemınde ırtıca ve çeteler yoktu sadece Bır de ayrılıkçı teror belası vardı Teror yıllardır askerlerın uzerıne atılmış bır sorun- du ve geçen yılın sonuna doğru askerler terorun, te- rorıstle mucadele kısmını çozduklerını, butunuyle çozulmesı ıçın sosyal ve ekonomık onlemlerın alın- ması gerektığını bu gorevın de sıyasılere duştuğu- nu açıkça açıkladılar Ama ekonomı, şımdı daha iyı goruyoruz kı, kara- paranın gudumune, devlet de çetelerın elıne geç- mek uzereymış Turkıye teror ya da ırtıca yoluyla bö- lunup parçalanmasına gerek kalmadan çeteler ıle ken- dı sonunu hazırlar duruma gelmış Iktıdar ortakları şımdı çıkıp vatanı kurtarmanın bo- burlenmesı ıçınde nutuk atıyorlar1 Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de terorun, ırtıcanın ve çetelerın kokunun kazınacağını açıklıyor Destek buyuk yerden gelıyor1 Pekı bız bugunlere gelırken başımızda kım vardı1 Doç. Akgündüz eşini asla işe almamış Dıyarbakır'dakı Dıcle Unıver- sıtesı Eğıtım Fakultesı'nden Doç Hasan Akgündüz'un başkanı olduğu jurının, eşı Nilgün Akgündüz'u unıversıteye araştır- ma gorevlısı olarak ışe aldığını yazmıştık Buyuk bır yanlışlık yap- mışız Çok ozur dılenz Sınavın yapıldığı geçen yıl mart ayında Doç Hasan Akgunduz'un eşı Nilgün Akgündüz, uç çocuğu ıle evın- de oturuyormuş . Sınava bır Nilgün Hanım gırmış ama soyadı Akgunduz değılmış.. Sınava gıren Nılgun Hanım, Doç Akgunduz'un 198O'lı yıllarda "dın der- sı okutmanı" olduğu Sıırt Eğıtım Fa- kultesı'ndeyken tanıştığı evlı ve bır çocuklu oğrencısı başka bır Nılgun Hanım'mış Gel zaman gıt zaman Doç Akgun- duz, "Osmanlı Medreselerı" ıle do- çent olmuş, Nılgun Hanım da genç yaşta evlendığı kocasından boşan- manın verdığı boşlukta kendını oku- maya verıp bıraz da Doç Akgun- duz'un teşvığı ıle sosyal bılımler ens- tıtusunde "master"ını yapmış Bu bakımdan kendılerını kutluyor ve oncekı yazımızı bır kez daha du- zeltıyoruz kı, Doç Akgunduz'un baş- kanı olduğu jurı eşı Nılgun Hanım'ı unıversıtede asla ışe almamış Ancak Doç Hasan Akgunduz, bu sınavdan sonraeşı Nılgun Hanım'dan boşanmış ve Sıırt Eğıtım Fakulte- sı'nden oğrencısı olan Nılgun Hanım'la nıkah masasına oturmuş Yenı evlı Doç Hasan Akgunduz ve araştırma gorevlısı Nılgun Akgunduz çıftını bır kez daha kutluyoruz Bu ve- sıleyle Dıcle Unıversıtesı Rektoru ıle YÖK Başkanı'nı da hurmetle selam- lıyoruz, berhudar olsunlar ÇED KOŞESİ 3KTAY EKİNCİ Adalarda 75. Yıl ve 'Atatürk'ün Kulübü' tstanbul'un "kent kulturu" ta- ıhınde çok ozel bır >en olan ada- ar ılçesının kaymakamı Mustafa arsakoglu, 29 Ekım 1998 Perşem- •e-gunü î^Gumhnrif eVkt 75-. V ıh~ ıı" kutlamak ıçın anlamlı bır "yer eçimi" yapmış Ada sakınlennden e dışardan gelecek konuklar, o ak- am Büvükada'dakı Anadolu Ku- ubu'nde bır araya gelerek, hem bu n buyuk bayramın coşkusunu ya- ayacaklar hem de "75 yüın" anı- anyla kucaklaşacaklar Çunku toplanacaklan tanhı bına, ynı 75 yılın sadece "tanığı" değıl, ynı zamanda "emektan." Cumhu- ıyet donemı bovunca bu ulkede sosyal-hukuk devleti olma" er- lemını korumak ve yaşatmakla go- evlı "parlamenterlere" dınlence lanağı sağhyor Onlann yorgun- jklannı atmalanna \ e boylece cum- unyete daha guçlu ve sağlıklı ola- ak hızmet etmelenne "katkıda" bu- onuyor • • • Gelm gorun kı kaymakamın 75 ıl kutlaması ıçın yer seçımınde gos- parlamenterler kulübü Anadolu Kulubu'nunvine Atatürk'ün teş- \iki ile J937'de açılan İstanbul şu- besidir. Bugünku ov un salonunun tKilundH|»San E\", 1906'daİngil- tere \at Kulubu şubesı olarak ya- pılmıştı. 1908'de de yanmdaki Be- yaz Ev yapıldı. Mimari olarak ise dönemin Ingiliz kokenli kolonyal ve viktoryen usluplanndan özel- likler taşır..." lşte boy lesı değen olan Kulup'un şımdı bulunduğu caddenın adı da kulturel ve sıyası geçmışını tamam- hyor "23 Nisan Caddesi..." Hele Istanbul'dakı Ingılız "koloni" do- nemını de anımsatarak bağımsız cumhunyetın "TBMM uyeleriy- le" yaşaülmış olması ıse Atatürk'ün buyukluğunu bır kez daha kanıtlı- yor Pekı, Kulup'un bugunku yonetı- cılen ne yapmak ıstıyorlar'' lşte, asıl sorgulanması gereken konu da bu Kaçak ınşaat, herhan- gı bır basıt duzenleme, ya da koru- ma amaçlı bır bakım, restorasyon vb amaçlar taşımıyor (Zaten oyle ol- inadolu Kulübü'nün bahçesinde kaçak başlatılan binanın proje- i ona> lanırsa, kesilecek ruhsatın adı da "a\ ncalık belgesi" olacak... ;ndığı bu duyarlılık, Anadolu Ku- ibü'nun şımdıkı yonetıcılen tara- ndan "lekelenmiş" durumda Kulûp'un tanhsel kımlığını koru- ıavı ongoren "cumhuriyet yasa- mnı" ve bu yasalan uygulamak- ı \ukumlu "cumhurijet kurum- ınnın karariannı*' hıçe sa\ an yo- etıcıler, ımar yasağı bulunan StT apsamındakı bahçede "kaçak in- aat" yapmak uzere harekete geç- ler Tam da 75 yıl coşkusunun do- jğa çıkacağı bayTam gunlen once- ınde başlattıkları bu "ruhsatsız" ışjat gınşımlenyle, hem kaymaka- ın hem de Beledıye Başkanı Can sen'ın gozu onunde "yirmi ağa- ıv bır çırpıda kestıler Adalar'ın kultur ve çevre değer- srnın korunmasında eşsız katkıla- dan ve bunun ıçın de once "cum- ıriyet hukukuna" guvenen Ada Nstları Derneği ve dığer duyarlı L.a sakınlennın şaşkın bakışlan al- nla da (yasak olmasına rağmen) ışıat kamyonlannı ve şantıye araç- ımı "hukuk dışı bir işgal operas- oıuyla" gemılerle karaya çıkart- \z ' t Ioloni"den ımhuriyete... 979'da çıkan bır yangından son- aınhı bınalan restore eden mımar .ian Genim, Buvükada'daki vadolu Kulubu'nun geçmişini Eattığı tstanbul Ansiklopedi- i dekı makalesınde ozetle şu bıl- \n venvor "1926'da Atatürk'ün >îği>le Ankara'da kurulan ilk sa Koruma Kurulu çoktan ızın ve- nrdı) Ağaç kıyımı v e yasadışı şan- tıye gınşımı "40 daireük bir rant tesisi" ıçın yapılıyor Ustelık. bu büyuk projemn onay ı ve ruhsatı ol- mamasına rağmen, parlamenterler- den \e kımı ışadamlanndan ortak- lık ıçın "avans" şeklınde "on bin- lerce dolar" para da toplanarak Ruhsat yerine "güvence" Beledıye Başkanı Can Esen, onay- sız projenm yasadışı pazarlanma- sına ve "birkaç milyon dolarlık" ranta engel olamamış, ama ağaçlar kesıldıkten sonra ınşaatı muhurle- yerekdurdurmuş Ada Dostlan Der- neği Başkanı Perihan Ergun hak- lı olarak soruyor "Koruma Ku- rulu bu projeyi onaylamadan ön- ce acaba kitnier guvence verdi ki ruhsat almadan pazarlamav a baş- ladılar?" CHP Adalar Ilçe Başkanı Uluç Yurdurudadıyorkı "TBMMüje- leri Atatürk'ün hatırasında bunun yaparlarsa. diğer kaçak inşaat- lar nasıl önlenecek?" Adalar'dakı ımar suçlan, gerçek- ten de sadece bu ornekle sınırlı de- ğıl Onumuzdekı yazılarda dığerle- nnı de ele alacağız Ancak bu "ta- rih bilinci voksunu" ve "cumhu- riyete sa\ gısız" proje e|er cumhu- nyetın koruma kurumlarınca "kol- lanır" ve sorgulanmazsa, Kayma- kam Farsakoğlu da "76. yıl" kutla- ması ıçın artık bır başka mekân bul- mak zorunda kalacak demektır HAYVANLAR ISMAILGILGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK [email protected] ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI HARBİ SEMtH PORO\ TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 25Ekim MUSTBFA <£M£TBEY (INÖHU) GARP CEPHESİKOMUJAN/ 132O'P£ BUGÜN, KU/m/LUÇ SAVAŞ1 IÇINOE,ALSAY MUSTAFA /SM£T, GAKP(&m) C£PHESI KOMU- TXNLIĞIUA ATANPI YENI AÇJLMIŞ OLAN TBMM NOE ISMET 8EY, ERJCÂNI UARBIYEI UMUMİYE V£ KILUĞINI USTLENMIŞTI BOYLECE, GENEL tOJ' MAY SAŞZAMLlğlNI, SAKAMLIĞl ıfE M/LLETVE/OL UĞlNl SORUMLULUEUNA AlMlfTJ. O SIRAL48, YUNAN OROUSU, ıŞeALDE, SUKSA -IZKlİr HAT- TtMI AŞMIŞ ,ÇE(!XEZ £TEM,ANkMRA'yA tSYAH DURUMUNA GELAAIŞ,gAŞKENTlN SIVAS'A TA ŞINMASI DUŞUNÛUAEYE gAŞLANMlŞTl. TÛR- kİYE'NlN KAPERl BlR AVÜÇ VATANSEVERlN ELJNDEYDl IŞTE, ISMET BEYlN GARP CEPHESI KOMlSTANU&l 6U KÖTU S/Off£ SOAJ YE/?£CEK BAÇLAAJS/g SAVtLASlL/e.. PANO DENİZ KAVUKÇUOGLU Bir Yerden Aypıtamamak Yolda yururken aklıma gelen o olayı, hemalde gorduğum bır fılmden, bır oyundan ya da okudu- ğum bır oykuden anımsıyorum 'Absurd' bır olay- dı Uç arkadaş, arabalanyla çıktıkları uzun bır yol- culukta, kuçuk bır kasabada mola vermışler, ne ol- muşsa olmuş, beklemedıklen, hıç duşunmedıklen olayların ıçıne çekılmışler, bır daha o kasabadan ay- rılamamışlardı AydınEngin'esordum Olancaen- telektuellığıyle, "Belkı bır Luis Bunuel fılmı olabı- lır" dedı Ama o da tam çıkartamıyordu Ikımızınde belleğınde, bır yerierden, buna benzer bır şeyler kal- mıştı Elımızde peynırtorbaları, bırlıkteyuruyorduk Yalnız bızım değıl, onumuzde yuruyen Ümit Zıle- li'nın, arkamızdan gelen Yalçın Bayer'ın, Ali Sir- men'ın elınde de aynı torbalardan vardı llgınç bır pazar gunuydu O gun ılk ışımız toplu- ca bır aşevıne gıdıp, 'tavada cığer' yemek olmuş- tu Sonra gıdıp, bır çay bahçesinde çay, kahve ıç- mıştık Içımızden bın, "Artıkyola çıksak iyı olur" dı- yor, herkes ona katılıyor, fakat yola çıkamıyorduk Topluca peynır almaya da, yıne boyle bır 'yola çı- kış' karan aldıktan sonra gıtmıştık 'Hertıangı' bır ne- denleoradan ayrılamıyorduk 'Cığer', bu 'aynlama- yış/n'bır sımgesıydı Oyle duşunuyordum Çunku dun de boyle olmuştu Akşam uzen, tam yola çı- kacakken, Yalçın Bayer, "CığeryemedenEdıme'den gıtmek olmaz1 " demıştı Kalmıştık Bulup yerieştı- ğımız otelın çalışanlannın, ısrarla "Bu saatte cığer bulamazsınız!"demelen, Yalçın'ı bırturlu 'ıkna'ede- memıştı Ismarladığımız ıçkılerımızı daha yanlama- mışken, kalkmış, "Benbulurum'" demıştı Bulmuş- tuda1 Yanı daha dun 'c/^er'yedığımız ıçın bugun de aynı 'cığer'ûen yemek, bır 'olmazsa olmazlık' değıldı Bıraz once, "Bu bırsımge1 " deyışımın ne- denı de buydu 'Oğer'den sonra kalkılıp, Merıç kıyısında bır lo- kantaya gıdılmış, ustune bır de akşam yemeğı yen^ mıştı Olağan koşullarda 'olacak şeyler' mıydı bun- lar^ Pekı, 'olağan' olmayan koşullar neydı 9 Bunu gerçekten bılmıyorum Sonra gece, Semih Po-ı roy'la Kamil Masaracı'nın peşıne takılınıp, bır 'pub'ta noktalanmak ıstenmıştı "Istenmıştı" dıyo- rum, çunku orada karşılaşılan bır 'Cumhunyet o/fu-; ru'yla. gecenın duşunulen akışı değışmış, 'nokta-^ lanma' ışı bır başka mekâna kalmıştı 1 ' Bu 'Cumhunyet okurlan' gerçekten ılgınç oluyor^ lardı Gazetelennı her gun ıcık cıcık, son satınna ka- dar okuyorlar, yanlışlar buluyorlar, bunlan bellekle- nne alıyorlar, hıç unutmuyoıiardı Onlarla karşılaşın- ca, kendınızı sınava gırmış oğrencı gıbı hıssedıyor- dunuz Eskı yazdıklarınızı, sızden iyı anımsıyorlar, "Neydı o yazû" gıbı sorularınızı hayretle karşılıyor- lardı Yaşadıkları kentlerın, kasabaların koylenn'ı çalıştıklan fabrıkaların, ışyeıierının en aydın ınsan- ları, okudukları okullann en bılgılı gençlenydıler Her 1 yerde karşımıza çıkıyorlardı Erhan lyigünden de ışte onlardan bınydı Bız, o 'pub 'da ıçkıler ıçer, sah- neye çıkıp şarkılar soyler, fıkralar anlatırken ızle- mış, sabaha karşı otele gıtmek uzere tam kapıdan çıkarken, yanımıza gelıp, "Olmaz 1 " demıştı, "Bır çorba ıçırmeden bırakmam sızı " Kafası pırıl pırıl, ıçı gözei btr ıhsantfı Hk kezkarşıtaşiyorduk;ama Sârt- kı kırk yıllık dosttuk Arkadaşlarımı bılemem, ama ben son yılların en mukemmel 'tuzlama 'sını, Er- han'ın onumuze duşup goturduğu 'Hakkı Babanın Aşevı'nde yedım Yalnız tuzlama mı? Hakkı Bu- lut'un guveçte pışırdığı nohut yemeğı de terbıyelı ışkembesı gıbı enfestı Her ıkısınden de yemış, bu- nunla da kalmamış, sonra ıkısını bırbınne karıştırıp bır de oyle denemıştık Gerçekten mukemmeldı Yorgunluk hıssetmıyorduk Oysa çok yorucu bır gundu Umıt, Ali Aydın, Yalçın Istanbul'dan 'Mah- şenn dortatlısı'gıbı gelmışler, katıldıklan 'Talan Edı- len Turkıye ve Medyası' panelınde bılumum glad- yatorlenn, termınatorlenn, medyatorlerın ıplıklerını pazara çıkarmışlardı Salt 'mental' bağlamda da olsa, onca ıt kopukla uğraşmak, gerçekten yorucu bır ıştı Ama ne dınleyenler ne de onlar yorulmuş- lardı Arkadaşlanmıtanıyordum Yorulmazlardı Bel- kı de bu nedenle, onları, o toplantının yapıldığı sa- lonun kapısınayaklaşırken gorduğumde, ıkı saat son- ra yola çıkmak uzere, ozenle hazırladığım seyahat çantamı çaktırmadan, ayağımın ucuyla, salonun fuayesındekı genış koltuklardan bınnın arkasına ıt- mıştım Aynı akşam onlarla bırlıkte, o sabah ayrıl- dığım otele yenıden geldığımde, resepsıyon gorev- lısının soran bakışlanna hıç aldırmamıştım Bu yazının onemlı bır 'ıletısı' yok Keyıflı geçen bir yırmı dort saatın oykusunu paylaşmak ıstedım sız- lerle O kadar Acılan, sevınçlerı, huzunlen, keyrfle- rı paylaşmasak, ne anlatacağız bırbırımıze9 Hem 'Cumhunyet gazetesı' demek, bıraz da bu demek değıl mı zaten"? (Faks:0216-418 8410) BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN S\Ğ\: 1/ Boyalann m- celtılmesınde kullanüansivı Bırşeyındoğru olduğimu belırt- mek ıçın yapı- lanışaret 2/Eğ- nlmekte olan yun, keten gıbı şeylenn tuttu- rulduğu, bırucu çatal değnek Otlak 3/ " — Gökçe' Kan- 9 katur sanatçı- mız Bır ılımız 1 2 3 4 5 6 7 6 7 84/Yı- nelemesonucukazanüan 1 y atkınlık 5/ Kumar o> - 2 natanın kazançtan aldı- ğı pay Sosvolojıdebır kabılenın bolunduğu ıkı 4 ya da daha çok parçadan 5 her bırı 6/ Uzun sure cınsel ılışkıden uzak kal- dığı ıçın aşın ıstek duyan kımse 7/Eskı dılde yol Sürdürme, devam ettır- g j me 8/Katışıksız "Be- nım adım dertlı — / Suyum akar yalap yalap" (Yunus Emre) 9/ tnce kabuk ya da ınce derı Gemılerde turltı ışlerde kullanılan bır tür demır halka YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Evde ya da odada saygıdeğer kışılenn oturduğu baş köşe Hastalık 2/"trlandaCumhunvetOrdusu" Tar- lalarda açılan su yolu 3/ Havadakı su buhan Sığır su- rûsu 4/ Tıp dılmde "bere" anlamında kullanılan sözcük 5/ Ince talaş Verdi'nın unlü bır operası 6/ Dört teker- leklı bır bmek arabası "II Çıt yapmakta kullanılan buyuk kazık Ingıltere'de çok sevıîen bır bıra çeşıdı 8/ In ta- nelıbezelye Buyukbaş hayvanlara venlen ortak ad 9/ "Mıhnetı kendıne zevk etmedır âlemde —- / Gam ü şa- dı-ı felek boyle gehr boyle gıder" (Ragıp Paşa) Esk- nmde kullanılan uç sılahtan bın