16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yaym Yönetmem. Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordınatörii: Hikmet Çetinkaya • Yazıışlen MüdüHen: Ibrahim Yıldız - Dinç Tayanç • Sorumlu Müdür Fikret llkiz 9 Haber Merkezı Müdürii Hakan Kara •Görsel Yönetmen. Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Dantşoğlu 0 lstıhbarat. Cengiz Yıldınm 9 Ekonomı Mehmet Saraç 9 Kültür. Handan Şenköken 9 Spof Abdulkadir V ücelman 9 Makaleler Sami Karaören 9 Düzeltme Abdıülah Yaacı • Fotograf: Erdogan Köseoğlu • Bılgı-Bdge. Edibe Buğra 9 Yuıt Haberlen Mehmet Faraç YayınKurulu İDnnSelçuktBaşkan). Ortan Erinç. Okta> Kurtböke. Hikmet Çetinka>a. Şükran Soner, ErgunBakuDinçTayare;. tbrahim \ ıldı/. Orhan Bursall, Mustafa Balba>. Hakao kara. Ankara Temsılcisi Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanlüdar-Ankara Tel. 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 • lzmir Temsilcısı: Serdar Kıak, H. Zıya Blv. 1352 S. 2 3 Tel. 4411220. Faks 4419117#Ada'na Temsılcisi: Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd. 119 S No: 1 Kat: 1. Tel. 363 12 11, Faks: 363 12 15 Muessese Muduru. Lstün Akmen # Koordınalör. Ahmet Kurulsan • Muhasebe. Bulent V.ener#ldarc Hüscykı Gürer • Işletme Önder Çelik • Bıigı- Işlem Nail İnal # Bılgisavar Sısîem: Mürü^et Çüer9Saüş Fazilet Kuza MEDV.A C: • Yonetım KuruİJ Ba$kanı - Genel Mıidür: Gilbiı Erduran 9 Koordınaıor Reha lşıtman # Genel Mudur Yardımcıs SevdaÇoban Te! 514 0" 5 3 - 5139580-51344(0-61.Faki 5I3M63 Yayımla>an >e Basan: Yenı Gıin Haber Aıansı, Basın ve Yayıncıhk \ 5 Turkoi.aj.Cad 39 41 Cajaloğlu 34334 Isl PK 246 lstanbul f el <0 212) 5 S 2 05 05 120 hatI Faks 10 212)513 85 95 24OCAK1998 tmsak: 5.44 Güneş:7.15 Öğle: 12.23 Ikindi: 14.54 Akşam: 17.17 Yatsı: 18.42 Elite Model Look Yarışması • ANKAR4 (AA) - Elite Model Look Yanşması, Fransa'nın Nice kentinde yapıldı. 80 yarışmacının katıldığı yanşmada. Monaco Prensi Albert ve ünlü modacı John Galliano gibi isimlerin bulunduğu jüri, bu yıl Hollandalı Yfke Srurm'u birinci seçti. Nice Theatre de la Ville"de gerçekleştirilen yanşmada, birinci Sturm 150 bin , ikinci Slovakyalı Viera Schottertova 100 bin, üçüncii olan Hollandalı Annemieke van den Berg ise 75 bin dolar karşılığında Elite Ajans ile iki yıllık kontrat yaptılar. Hasan Âli Yücel anıldı • İstanbul Haber Servisi - Cumhuriyet aydınlanmasının eğitim reformcusu Hasan Âli Yücel, AR-EL Koleji Kültür Merkezi'nde düzenlenen bir programla anıldı. Şair-yazar Mehmet Başaran. yaptığı konuşmada. Hasan Âli Yücel "in eğitim ve kültür alanında tam Atatürk'ün istediği doğrultuda çalışmalar yaptığını söyledi. Konuşmacılardan Celil Altun, Halit Barutçu, Selim Özyüksel de Köy Enstitüleri'ndeki eğitim çabalanna dikkat çektiler. ÖSYM'de sjstem değişikliği • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-1999yılından* itibaren öğrenci yerleştirme sınavında (ÖYS) öğrencilerin ortaögretim başan puanı hesaplanırken ÖSS'deki başanlan dikkate alınacak. Fen ve Anadolu liselerinden öğrenci kaçışını önlemek üzere getirilen sıstem. taşradaki okullan dezavantajlı hale getirirken öğrencilerin ortaögretim başansını da geri plana ittiği için sınav başansını ve dershaneleri ön plana çıkaran bir model getiriyor. Öğrencilere yardım • ANKARA (ANKA) - Devlet Bakanı Hasan Gemici. öğrencilere transfer harcamalan yoluyla bu öğretim yılında, 4.5 trilyon liraya yakın ayni yardım yapıldığını bildirdi. RP'îi Sacit Günbey'in konuyla ilgili soru önergesini yanıtlayan Gemici. bu rutann öğrencilerin ihtiyaçlannın karşılanması için toplam 927 adet Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfi'na gönderildiğıni kaydetti. Alışveriş turizmi • ANTALYA(AA)- Akdeniz Otelciler \e lşletmeciler Birliği (AKTOB) Genel Sekreteri Turgay Alp. Antalya'da turizm hareketinin hızlı gelişim göstermesine karşın, alışveriş faaliyetlerinin istenilen düzeyde olmadığını belırtti. Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı gençlere yönelik cinsel sağlık programı başlattı 'Universiteli bedeniııi tanımıyor'FİGEN ATALAY Üniversiteli gençlerin, cinsellikle il- gili sorunlar ve kendi bedenleri konusun- da varoşlarda oturan ilkokul mezunu ka- dınlardan daha bilgisiz olduklan ortaya çıktı. Gençlere ebeveynleri tarafından da. eğitim sürecı içinde de cinsellikle il- gili bilgiler verilmiyor. Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması (TAP) Vakfı. bu konudaki eksikliklerin giderilmesi amacıyla 16-25 yaş grubu- na yönelik cinsel sağlık çalışmalan baş- lattı. Programla ilgili olarak görüştüğu- müz Dr. FiHz Çamuroglu. gençlere yö- nelmelerinin nedenıni şöyle anlattı: "TAP Vakfl 12 yıldır doğurgan çağda- ki (15-49 yaş) kadınlara yönelik çalış- maktadır. Bu çahşmalarda ilerki yaşlar- daki sorunlann; - İnsan vücudu ve işleyişi hakkındaki temel bilgiierin eksikliği. - Bilgisizlikten kaynaklanan istenme- yen gebelikler ve doğumlar, - Erken yaş evliliklerinin anne ve be- bek ü/erindeki etkileri, - Temel sağlık bilgisi eksikliğinden ya- yılımı artan cinsel yolla bulaşan hastalık- lar olarak. tanımlanabileceği görülmüş- • Çoğunluğunu üniversitelilerin oluşturduğu gençlere üreme, anatomi, fizyoloji, doğurganlık ve kontrolü, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, bulaşma ve korunma yollannın öğretilmesini sağlayan bir eğitim programı başlatıldı. tür. Bilinmektedir ki yanlış fıkir ve alış- kanlıklann değiştirilmesi çok güç ve za- man alıcıdır. Oysa heniiz fikir ve alış- kanlıklan oluşmamış kişilerde, doğru alışkanlıklan geliştirmek daha etkili ve kalıcıdır. Bu anlayıştan kalkarak gençle- re yönetikprogramlar oluşturulmaya ka- rar verildi." Çamuroğlu'nun verdiği bilgilere gö- re gençlere cinsellikle ilgili bilgiler ebe- veynleri tarafından ya da eğitimleri için- de verilmiyor. Bu eksiklik, gençlerin kendilerini ve bedenlerinı tanımasını, sorunlannı ve gereksinimlerini tarumlamasını ve çözüm aramasını. kendilerine zarar verecek dav- ranışlardan kaçınmalannı engelliyor. Bu durum, cinsler arasındaki uzaklığı da arttınyor ve cinslerin birbirini anlama- sını güçleştiriyor. Gençlere yönelik çalışma programı birbirini destekleyen iki yolda yapıldı. Ön- ce anne-babaiara. ergen ile gençlere ve yeni evlenecek olanlara yönelik olarak üç kitapçık hazırlandı. Daha sonra ço- ğunluğunu üniversitelilerin oluşturdu- ğu gençlere üreme. anatomi. fizyoloji. doğurganlık ve kontrolü, cinsel yolla bu- laşan hastalıklar. bulaşma ve korunma yollannın öğretilmesini sağlayan bir eği- tim programı başlatıldı. Gençlerle yapı- lan eğitim çalışmalannın dördüncüsü 7- 8 Şubat tarihlerinde gerçekleştirilecek. Dr. Filiz Çamuroğlu. çalışmalardan edindiği izlenimleri şöyle aktardı: "7.5 yıldır bu alanda kadınlarla çalı- şryorum. Bu çalışmalardan çıkanbğım so- nuj; ilkokul mezunu, işlevsel okur-ya- zarbğıotmayan kadınlar, üniversiteli genç- lerden daha çok bedenlerinin ve sorun- lannın farkındalar. Cinsellik, yaşamdan kopanbp. bağımsız olarak alguanamaz. Cinsellik, yaşamın bir boyutudur ve eği- tim süreci içinde biyoloji, hayat bilgisi, psi- koloji gibi derslerde değişik yönleriyle ele aiınmalıdır." u Çocııkların öııeıııli bir gıdası: Oyun' tstanbul Haber Servisi - Çocuk Psikiyatristi Dr. Mazhım Çöpür, çocuklann sağlıklı yetişmesinde önemli bir rolü olan oyun- lara müdahalenin zararlı olduğunubelirtti. Oyunla- n çocuklar için önemli bir gıda olarak değerlendiren Dr. Mazlum Çöpür. oyuna sürekli müdahale etmenin. çocuklann kişilik gelişim- lerini olumsuz etkileyece- ğini ifade ederek. "Bıra- kın çocuklanmz kendi ha- linde oynasın" dedı. Oyunun çocuklann ge- lişiminde önemli bir araç olduğunu kaydeden Çöpür şunlan söyledi: • Çocuk psikiyatristi Çöpür. "Çocuk, oyunla paylaşmayı öğrenir, bencillikten korunur. Kendi haklannı savunmayı, başkalannın haklanna saygı göstermeyi öğrenir" diyor. "Çocuk. oyunlannda ör- nekaldıgı kişilerin hareket- lerini sergiler. Bunlan pe- kiştirir. Çocuk, oyunla pa>- laşmavı öğrenir, bencillikten korunur. Kendi haklannı savunmayı, başkalannın haklanna saygı gösterme- yi öğrenir. Oyun. zekâ, ki- şilik ve duygu gelişimine yarduncı olur. Avnca çocu- e-posta : tan (« prizma.net tr ğunoyunundan yetişmetar- a, aile tçi sorunlar belirte- neblür." Çocuğun oyunlarla ken- dini ifade ettiğini anlatan Dr. Çöpür. oyuna müdaha- lenin sorunlar yaratacağı- na dikkat çekerek, "Çocu- ğa tchlikeli olmadıgı süre- ce müdahale edilmemeli. Ancak yanlış bir şey >apn- gında da u\ anlmalı. L var- ma kesinlikle bagırma yada davakla olmamalı" dedi. Çocuklann oyunlannda ömek aldıgı kişilerin olum- suz davranışlarını da uy- guladığını kaydeden Çö- pür. "Çocuk,filmlerdekisi- lahlan, şiddcri gerçek ola- rak algılar ve oyunlannda arkadaşlanna yansıtır. Bu da uyum bozukluklanna neden olur" dedi. Çöpür, yaşlara göre oyunları da şöyle sıraladı: " • Çocuk, 1 yaşından itibaren büyükleri örnek almaya başlar ve daha çok kavramaya, öğren- meye yönelir. Kendi vücu- dunu tanımaya başlar. Anne-babayla oynar. • 3-4 yaşlarında diğer çocuklarla paylaşmaya yönelik ovunlar oynar. Artık toplumsallaşmaya başlamıştır. Evcilik,dok- torculuk gibi ovunlar ge- nelde bu yaşlarda oynanır, • 6-7 yaşlannda kız ve erkek çocuklann oyun- lannda farklılıklar orta- ya çtkar. Toplumsal ya- pının da etkisiyie erkek- ler genellikle top, kızlar da evcilik oynar. Öğren- mc merakının çok fazla olduğu bu yaşlarda, re- sim, müzik de oyun gibi algılanır. • İlkokul çağını bitir- miş çocuklar ise olayiara büyükleri gibi yaklaşır. İleride olmak istedikleri meslekleri belirtirler ve ovunlan da bövledir." E ğ i t i m i n t e m e l n o k t a l a r ı Cinsellik pozitiftir Aşağıdaki perspektifler, eğitimin temel noktalan olarak saptandı: 1. Cinsellik pozitiftir ve hayatın her alanına nüfuz etmiştir. 2. Genç ya da yaşlı. zihinsel ya da fiziksel engelli ve sağlıklı herkesin cinsel duygulan vardır. 3. Cinsellik; fiziksel, külrürel. dinsel, moral. psikolojik özellikler ta- şır. 4. Her birey başkasının Fıziki ya da cinsel yaklaşımına saygı duymalı- dır. 5. Çoğulcu bir toplumda. herkesin cinsellikle ilgili düşünceleri, yak- laşımlan ve yaşam tarzlan özgür olmalıdır. 6. Kimse cinsel ilişkiye ve gebeliğe zorlanamaz. 7. Her birey kendi cinselliğini yaşama hakkına sahiptir. 8. Her bireyin bilgilendirilme ve yardım alma hakkı \ ardır. 9. Her bireyin sağlıklı koşullarda doğurganlığını planlama ve sağ- lıklı çocuklara sahip olma hakkı vardır. 10. Kendi hakkında olumlu düşünmek ve kendine güven. olumlu bir c in- sel yaşamın ilk koşuludur. 11. Cinsel eğitim, çocuğun ve gencin gelişme siirecinin her aşama- sında hakkıdır. 12. Cinsel eğitim, olabildiğince cinsel rollerin ve koşullandınlmalann dışına çıkılmasına hizmet etmelidir. Everest My Lord dış basmdaKültür Senisi- Konsepti ve yöne- timi Naz Eravda \ e Bülent Erkmen'e. müziği Babür Tongura, yapımı Kumpanya'ya ait olan Sevim Bu- rakın 'Everest My Lord -Roman 3 Perde' başlıklı metninin birinci ve ikinci perdeleri, 9. Uluslararası İstan- bul Tiyatro Festivali için oyunlaşrı- nlmıştı. Festivali izleyen yabancı tı- yatro yazan ve eleştirmenlerin oyun üzerine çeşitli değerlendirmeleri ulus- lararası tiyatro dergilerinde yer aldı. Almanya'da yayımlanan Theater Heute'nin eylül sayısında Hermann Theissen, iki tam sayfa oyun fotoğ- rafının yer aldıgı yazısında "Everest My Lord müzik, görüntü projeksi- yonlan vegündelik yaşamın algılan- masını sorgulav an psiko - gramer bir dilin kuUanıldığı mulrimedy a bir gös- teri"değerlendınTiesiyeralıyor. "Dil giderck temel öğelerine, hatta yer yer sözcüklere indirgenir ve izleyici gi- dereklonescu'nunDers' isimlioyıı- nunda profesörün anlamsız konuşma- lan karşısuıda çaresiz kalan on sekiz yaşuıdaki kız ögrencinin durumun- da hisseder. Gösterinin sonunda par- çalanan algılama tekraryçniden kur- gulanır. İzleyiciler oyunculann pe- şinde iki ev içinde düşsel bir gezinti- ye çıkarak gördükleri her nesneyi adlandırmaya çalışırlar ve oöylece kendi gerçeklerini keşfederter." American Theater dergısinin ara- lık sa\ ısında ise Elinor Fuchs "... son derece sıradışı bir oyun olan Everest My Lord'da olduğu gibi çarpıcı bir özelliği yansıtan multimedya çalış- malara day alı gösterileriy le Türk ti- yatrosuna yeni bir soluk getiriyor- lar" değerlendirmesinı \apı\or. Yeni uygulama Müdür yetkili öğretmen sistemi ANKAR\ (Cumhuri- yet Bürosu) - Milli Eği- tim Bakanlığı, 8 yıllık kesintisiz temel eğıtime geçiş nedenıyle kapatı- lan ortaokullardaki mü- dürleri tasfiye etmeye başladı. Müdür atanacak okulları "bağımsız mü- dür atanacak okul' \e 'bağımsız müdür atana- mayacak okul' statüle- nnde iki gruba ayıran ba- kanlık. belırlenen okulla- nn müdür yetkili öğret- menlerce yönetilmesini isteyecek. Bakanhk.tari- hi eser niteliğindeki ulu- sal kültür ve doğa var- hklannın da envanterini çıkaracak. Milli Eğitim Bakanlı- ğı. bazı okullan 'müdür yetkisindeki öğretmen- lerle' yönetmeye hazır- lanıyor. Çıkarılan genel- gede. 8 yıla çıkan temel eğitim nedeniv Ie yapılan uyum çalışmalannın hız- landınldığı bildirildi. 8 > ıllık eğitimle birlikte ka- patılan ortaokullardaki müdürlerin boş kurumla- ra atanacağı bildirilen ge- nelgede, ilköğretim okul- lannın 'bağımsız müdür atanacak okul' \e 'ba- ğımsız müdür atanma- yacak okul' statüsünde iki gruba aynlacağı kay- dedildi. Genelgede, ba- ğımsız müdür atanacak okullar "1.-5. sınıflann- da bağımsız sınıf uygu- laması yapılan ve 6.-8. sh nıflan bulunan; 1 .-5. anıf- lannda birleştirilmiş sı- nıf uygulaması yapılmak- la birlikte. 6.- 8. sınıfları bulunan; öğrenci sayısı 150 ve daha fazla olup bünyesinde 1.- 5. sınıfla- n bulunan; öğrenci sayı- sı ne olursa obun bünye- sinde sadece 6.-8. sınıfla- rı bulunan ilköğretim okullan. bağımsız mü- dür atanacak okul statü- sünde değeriendirilecek- tir" denıldı. Bu grubun dışındaki okulların ba- ğımsız müdür atanmaya- cak okul statüsünde de- ğerlendirileceğı ve müdür yetkili öğretmenlerce yö- netıleceği bildirilen ge- nelgede. müdür yardım- cılıklan için de standart kadro uygulamasına ge- çileceği kaydedildi. TÜSES'in düzenlediği sempozyumda konuşan Prof. Dr. Şenatalar devleti suçladı 'Şiddet, toplumu politikadan uzaklaşürdı' İstanbul Haber Servisi- Yoğun- luğu dönemlere göre değişmekle birlikte. Türkiye'nin sürekli olarak şiddetle yaşayan bir ülke olduğu belirtilerek "Banş için şktdete kar- şılık vermek yerine, şiddet karşıtb- ğı polifikasını güçlendirmek ve ki- taptan yanlı bflgilerden anndırmak gerekir" denildi. Türkiye Sosyal Ekonomik Siya- sal Araştırmalar Vakfı (TÜSES1. Goethe Enstitüsü ve Heinrich Böll Vakfı 'nca birlikte düzenlenen "Öte- kilcr ve Biz - Şiddete Karşı Strate- jiler" konulu sempoz>um Goethe Enstitüsü"nde sona erdi. Sempozyıımda konuşan İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakül- tesi Öğretim Uyesi Prof. Dr. Bur- han Şenatalar, şiddetin olmaması- nın otomatikman olumlu bir şey ol- madığını, çünkü toplum içindeki şiddetin yerini bu kez de devletin baskısının aldığını savundu. Şid- detin egemenliğinin artmasıyla bir- likte. toplumun politikadan uzaklaş- tığını belirten Şenatalar şöyle dedi: "Hoşgöriisüzlük. bağnazhk, fark- lılıklara kapalılık. entelektüel sığ- lık. kaü itaate inanmak, bağımsız ki- şilik yoksunluğu. sorgulama sığlığı, ölümü önemsemek ve öldürmev i de gerekli görmek gibi etkenler şidde- ti arttınyor. Dışa yönelik şiddet ko- layca grup içi şiddete yönelebiliyor. Politik şiddet aslında politik değil- dir. Demokrat ve solda olan gençle- re düşen, şiddete şiddetle karşılık vermek değil; şiddet karşıtlığı poli- tikasını gelistirmeknr" Ankara Üni- versitesi Sivasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi ProfrDr. Doğu Er- gfldebanşçı siyasetinegemenlik ve üstünlük üzerine değil. birlikte ya- şama felsefesi üzerine kurulabile- ceğini vıırguladı. Sempozyuma Al- manya'dan katılan Prof. Dr. Wil- helm Heirmeyer, şiddetin sol. sağ ve dıncı akımlardan gelebıleceğini ve önündeki engellen aşmak için meşruiyete gereksinim duyduğunu söyledi. Yazar Deniz Kavukçuoğhı ise şid- detin. kişinin ya da de\ letin kendi- ni koruma refleksinden doğduğu- nu savundu. Kavukçuoğlu. "Türki- >e'de yıllarca komünizmden kor- kulduktan sonra onun yerini önce etnik kav gılar. şimdi ise şeriat aldı. Devletin duyduğu korku yön değiş- tirst bile halk onu aynı anda izleye- miyor ve eski korkular bir süre da- ha halk içinde geçeıiiliğini koru- yor" diye konuştu. MESELA DEDIK ERDAL ATABEK D u y ' da "ŞekerBayTamı r 'nı kut- D lamaya hazırlamyoruz! Şeker BayTamf ndabüyüklere şeker götür- mek geleneklerimiz arasındadır. Bü- yükler de kendisini ziyaret edip şe- ker getiren yakınlanna kimi zaman el öptürür. kimi zaman da uygun bir hediye verip gönüllerini alırlar. Bu yıl "Şeker Bayramı" biraz te- laşlı zamanlara rastladı ama. olsun.. bayram her zaman bayramdır. Biz de bu yıl bayramda \erilecek şeker- leri "özel şekerler" arasından seçe- lim dedik. Pismiş kelle şekeri... ( jy^eüe şekeri'ni zamane içinde A bilen kalmamıştır. Kelle bi- çimindeki topak şekerler okka he- sabıyla tartılır. dirhemle kullanılırdı. Sonra şeker dediğimiz tatlı nesne öl- çülere, biçimlere sokuldu; kiloydu gramdı tartıldı. kutulara külahlara konuldu. biçim değiştirdı. Şimdi biz şekerin aslına dönüyoruz, "kelle şe- keri"ni büyüklerimize vermek üze- re gelenek göreneklerimize. örf ve âdetlerimize dönüyoruz. "Neden böy- le yapıyoruz?" diyenler varsa onla- Biiyiiklere şekerler ra diyoruz ki. "Büyüklerimiz arnk ne yaparlarsa yapsıniar, isterse iplikle- ri pazara çıksın, isterse tuzlan ıslan- sın. isterse çıra gibi yansınlar, maşal- lah hiç aldırmadan pişmiş kelle gibi sıntmalanna devam ediyorlar. Öyîey- sebizimde'kelle şekeri' zamanlan- na dönüp biraz değişiklikle 'pişmiş kelle şekeri' götürmemizinsırasıgel- miştir." Bu armağanı nasıl vermek gereki- yor? Şöyle irisinden bir kelle şekeri alınıyor. Biryüzüne gerekli rötuşlar yapılarak pişkin bir sıntma yerleşti- riliyor. Sonra da uygun bir kutuya ko- nularak ister gönderenin ziyareti sı- rasında, ister postayla takdim edili- yor. Önemli not: Bu armağanı vere- cekJerin. karşıhğında iyi bir şey bek- lememeleri; adlan, adresleri not edi- leceği zaman da uyanık olmalan tav- siye edilir. Bayramlık nane şekerl... / ki bayram arasında her türlü na- neyi yiyenlere götürülen pek an- lamlı. pek makbul bir bayram şeke- ridir. Bu naneleri başına külah geçi- rerek yiyenlere "külahlı nane şeke- ri" götürülmesi daha bir makbule geçer. Götürenin şekerli dilinde "Biz senin yediğin naneleri bihyoruz. man- zaranı çakıyoruz ya, işte onu da sa- na şeker dilryle bu mübarek bayram- da anlatıyoruz" demeye gelir. Bay- ramlık nane şekerini alan da gelen zi- yaretçiye dut şurubu ikram eder ki, bu da pek anlamlıdır: Bu şunıbun kav nağıdır dut Aklın varsa sen dilini tut demiş olur. Nane şekerinin bu önle- nemez yükselişi karşısında bütün şe- kerciler çaresiz kalıp ellerindeki tez- gâhlan nane şekeri üretimine geçi- rirlerse de bayrama çok az kaldığın- dan bundan bir yarar sağlay amazlar. Nane şekerciler de bu ummadıklan istek karşısında gece gündüz çalış- makta, üç vardiya işçi tutmakta. ge- ne de isteklere yetişemez durumda kaldıklarından yakınmaktadırlar. Memlekette nane yiyenlerin bu den- li çoğalması da herkesi hayretlere düşürmekte olup. "Şeker Hastalığı Derneği" bir bildiri yayımlayarak "nane şekeri yiyenlerie ilgileri olma- dığını" açıklamak zorunda kalmıştır. Bu konuda düşüncesi sorulan bir devlet büyüğü ise. "Naneyi yiyen de yemeyen de bu ülkenin vatandaşı- dır" diye veciz bir yanıtla olaya par- mak basmıştır. Kiss me şeker... O u bayramda yeni bir şeker oriji- 1J nal ambalaj içinde piyasaya sü- rülmüş. adı da küçük bir Amerikan bayrağının yanında "Kiss me şeker" olarak yazılmıştır. Vatandaşlar ara- sında heyecanla karşılanan ba buluş anmda kapışılmıştır. Ambalajı açanlar büyük bir sürp- rizle karşılaşmışlardır, çünkü elle- rindeki şeker, bildikleri "kesme şe- ker"dir. Ama babadan kalma kesme şekeri "Kiss me şeker" diye piyasa- ya süren genç şeker kralı Uyanık Pekkurnaz bu buluşun patentini .Ame- rikan "SvveetCompany "den aldıkla- nnı, yeni buluşlannı dünyanın her yerinde satışa çıkaracaklannı. bura- da ürünlerinin gördüğü ilginin ise kendilerine güçlü bir destek olduğu- nu söylemiştir. "Kiss me şeker" adı- nın bir slogan değerinde olduğunda birleşen reklam uzmanlan bu bulu- şun çoktutacağındaneminoldukla- nnı. bu şekeri birbirlerine armağan edenlerin birbirlerine duyduklan il- giyi ifade etmekte çok tatlı bir yolbul- duklannı açıklamışlardır. Türkçesi "Beni öp şeker" olan bu sözün her fırsatta armağan edilebi- lirolması bildigimiz kesme şekerin satış şansını da arttırmaktadır. Hepinize tatlı ba>Tam!ar dileriz...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle