Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 OCAK 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
15
ISIK KAXSt
Yurtsever gokyuzunun yere indiği gun
Tosuncukların kirli öykiisü
22 Ağusros 1942. Işı-
ğın gözlerdeki ilk ka-
maşmasıdır: buğdaym.
üzüm bağlannm, Ana-
doluca emek davanış-
ması Ahiliğin ye türkü-
lerin başkenti Kırşehir.
Tapu kadastm memu-
ru baba Hakkı Şinasi
Bey. ulusalkurtuluş bay-
mğının dalgalandığıAn-
kara ya atamr. Birinci
dersidiryaşam abecesı.
"Devrim\ Hkokulu nun
kara tahtasma vazılır.
Bu kadar mı denk düşer
"Devrim" tlkoku-
lu ndan sonra "Cum-
huriyet" Ortaokulu
7
tti
ilkesinigençlik çılanma
koyar, çıkar delikanhhk
yoluna. Deneme Lisesi,
Bahçelievler dekiarkadaş ıslıklan.
haylazlıklar, sınıfmaçlan ve Renk-
HSinema...
Ankara Hukuk Fakültesi. Miina-
zaralar, paneller, yürüyüşler, Yön de
yazılar, asistanlık ve birden karaba-
san gibi 12 Mart: 1 vıla yakın tıı-
tukluluk Beraat eder. Ama, yedek-
subayokıdundayken "er"çıkanhr.
Ulu Ağrı Dağı na vakın Patnos ta
"sakıncah"dır o. Yeni Ortam. An-
kaAjansı, Cumhuriyet... Biryanda
hayali mobilyalara kurulmuş Yah-
yalar, Mıgırdıçlar; karanhk MC ler
öbür vanda.
1977, e\lilik Adı "ögür"oldu ilk
gözağnsının, "Ozge"yeaçılanpen-
cere... Evde dirlik..
Dirime kıran girmişti bir kez. Te-
rör ile silah kaçakçılığı kol kola.
horon tepiyoriardı ülkenin tepesin-
de. Yılgınlıkyok! Tehditmı? Vızge-
lir! Yiirek ve bilgi kaleminin ucu
açdmalı: gençler kanıyor. savcdar.
bilim adamlan ve aydmlar.
Ve 12 Eylül... Baskı, sorgu, hak-
sızlık, sürgün, işkence çağının acı-
masız takvimyapmğt... Davalar, ta-
raflı savcdar, yeraln dünyası ile Uiş-
ki kuran görevliler... Açılan soruş-
turmalara karşın susmakyok! Yar-
gılanan dosüara, pasaport alama-
yan arkadaşlara, ağdı sorgulardan
geçmişlere el uzatmak gerek.
u
Papa-Mafya-Ağca". "Raknta".
Deneyimin, çalışmanm, araştırma-
nın hasat zamamdır. Yazdar su, ki-
laplarfide olmalı çoraklığa mahkûm
edilen topluma.
"Tonton "günüdür, görmemişli-
ğinyakasına lahlan lalenin, illede
kokoşpapatyaların, hele hele liboş-
lann, yağdanhklann, döneklerin...
Hem de onım işlek zekâsının, ince
alayınm günüdür..
Emperyalizm. "yeni dünya düze-
ni" eldivenint giyinmış. \iırur ha
vurur ulusal degerlere. aydınlan-
masürecine, 1923 devrimine, eme-
ğin kazanımlarına, bağımsızlığa...
Yeni mandactların yüzülen çarpı-
lan boş eldivenidir tarih bilinciyle
ışıvan devrimci cumhuriyetçilik ve
yurttaşlığm kardeşliği.
Candaşları, çıraklan çini uslası
bilirdi; çizgisinde özenli, bir o den-
li duru. Çelinliği, çocuksu gülüşü-
neyenikdüşüverirdi. Akdenizgûne-
şi, kırılganiığa saman alevi. Sevgi-
vi devşirir onca ydlık ateş çiçeği
ayrılık...
Sakin birpazargünü. Anne kah-
valtı hazırladı. Baba. yazı makine-
sinin önünde. Birkaç telefon. Gaze-
teler günün habercisi. "Dostum
hastanede çocuklar. Ona uğrayıp
geleceğiz. Hoşca kalın " dedi, ba-
ba. Gülümsedipaltosunu giyerken.
Anne telaşlı. O da çıkacak...
Güneş topu patladı. Yurtsever
gökyûzü indi rere. Yağmtır ağladı
vüzbinlerle!...
Başbakanhk Teftiş Kıtndu Baş-
kam Kutlu Savaş ın hazırladığı
Susurluk raporu. son 20-30 yıl-
dır kâh kuşkularla. kâh doğru-
dan belgelerle ortaya konmuş bir
kirli övkünün üstündeki tozları
üfleyip günyüzüne çıkarma işle-
viniyerine getirdi. O kadar.
O kirli öykünün "kahraman-
lan ". hep devlet aygıtı içindeyer
alan gizli ellerce korunan ve kol-
lanan "tosun"lardı.
Bu tosunların soyagacı 12
Mart a, hatta ondan da gerilere
dek uzamvor. 1970 'lerde ellerin-
de silahlar, yurisever gençleri,
gazetecileri, aydmları ortadan
kaldırmaklagörevlendiriliyorlar-
dı. Soruşturmaya uğranuyorlar,
eskaza cezaevlerine girseler bi-
leoradan kaçırıhvorlar, hattaçı-
kanlıyorlardı. Gerçekleştirdikle-
ri eylemlerinyarattığı kaos orta-
mıgerekçegösterilerekyapılan 12
Eylül darbesi sonrası onları ye-
ni "görevler" bekliyordu. Savcı-
lıklar tarafmdan aranan. mahke-
melerde "katliam"suçundanyar-
gılananlar. yine devletin gızli ei-
lerince korunuvor kollanıvordu.
Hatta öyle ki. Susurluk olayı pat-
lak verdikten sonra kimi gazete-
lerdeyayımlanan hatıra defterle-
rine bakdırsa, Abdullah Çatlı,
Kenan Evren in damadı Erkan
Gürvit 'e ithafedilmiş şiirlerya-
zacak kadar dönemin en güçlü
adlanyla "ailecek" tamşıvordu.
12 Eylül boyunca, insanlar dara-
ğaçlarına gönderilir, iskenceler-
den geçirilir, işlerinden kovulup
açlığa mahkûm edilirken, çeşitli
suçlardan arandıkları biline bi-
line tosunlar,
u
devlet" erkini kul-
lananlar tarafmdan yine "gö-
rev"lendiriliyorlardı. Turgut
Özal'ın iktidan boyuncayeni bir
perdeaçdıyordu. Özal'm "serbest
piyasa vizyonu " sayesinde ara-
nan, haklannda gtyabi tutuklama
kararları bulunan tosunlar. bu
kez "işadamı" olarak karşımıza
çıkıyorlardı. Şirketler kuruyor-
lardı. Burada "devlet" olgusu
yine başattı. Tosunların kurduk-
lan şirketler, devlet kuruluşlann-
dan ihale alıyoriar. devlet kuru-
luşlanna ış yapıyoriardı. Yani,
bildik koruma ve kollama sürü-
yordu. Bu dönem. tosunların eko-
nomik açıdan güçlenme, loplum-
sal çürümeden de yararlanarak
mafyalasma sürecine girmeleri-
ni simgeliyordu.
Ve son yıllar. Tansu Ç'üler in
iktidarolöuğudönemde, tosunlar
işi büyütüyordu. Baska ülkelerde
darbeplanlamaktan. devletin gü-
venlikgüçlerinden vesiyasilerden
açıkça ve doğrudan destekalamk
suikastlardüzenlemeye, karapa-
ra ve uyuşturucu trafiğini denet-
lemeye değin bir dizi eylem ger-
çeklestirmeye başhyorlardı.
Tosunların kirli öyküsü bir bü-
tün. Başbakanhk teftiş Kurulu
raporu da, bu uzun öykününyal-
nızca bir özeti. Şimdi deniyor ki,
"Bu özetin bile bazı bölümleri-
ni unutahm. Orada adları ge-
çenlerin üzerini silelim."
Niye? Niye? Niye?..
Yüzlerce gencin, aydının, üni-
versite öğretim üyesinin, gazete-
cinin kanlarına batınlan kalem-
le vazılmış bu tosun öyküsü ucuz
bir mutlu sonla bitirilemez.
ABD TıcaretBakam Wtt-
tiam Daley, Türkiye Cum-
kuriyeti Devlet Bakanı Işın
Çetebi 'nin karşısında. Şöyle diyor: " Yap-işlet
veyap-işlet- devretprojelerinin kesinleştirilme-
sivefınansmammn sağlanması için ulu.slara-
rast tahkim kurumu sağlanmalıdır."
Işın Çelebi'den sesyok.
ABD Ticaret Bakanı William Daley, Türkiye
Cumhuriyeii Enerji ve Tabii Kaynaklar Baka-
nı CumhurErsümer in makamında. Konuk ba-
kan, hemen hemen benzer sözleri söylüyor. Er-
sümer. susmuyor: "Anayasanın imtiyaz sözleş-
melerine Danıştay ince'lemesizorunluluğu ge-
tiren İSS. maddesinin değiştirümesi gerekir."
Aynı konuyia ilgili olup olmadığı bilinmez,
bir mstlantı, o günlerde TBMM Başkam Hik-
met Çetin'denşu önerigeliyor: "Gelişen olay-
larçerçevesinde, TüHâye'debiranayasadeği-
şiktiği paketine ihtiyaç duyulduğu kanmnda-
Emriniz otaır! yım. Buıuın için siyasipar-
tiler arasında bir uzlaşma-
ya ihtiyaç bulunmaktadır."
Anayasantızın değiştirilmesini isteyen ABD 'li
bakan ve ona "Hay nay, emriniz başımız Ss-
tüne" dercesine karşılık verenlere. Kamulşlet-
meciliğini Geliştirme Merkezi Vakfi 'mn (Kl-
GEM) bir çift sözü var: "EmperyoUzmin ana-
vatamndangelenlerin, ne kadarörselenmeye,
budanmaya, değiştirUmeye çttltşıba da temel
nitetiği duran 'antiemperyalist cumhuriyet hu-
kukıı nu anlayamamalan doğal olabilir. Ama,
hiçbir ülkenin resmigörevlisi, ağırhğı ve ama-
cı 'ticari' olsa bile, bir 'resmi' tiyaret sırasın-
da, ziyaret ettiği ülkeye 'Ne yapmanız gerekti-
ğini söyleyemem' gibi diplomatik ifadelerle
akıl veremez ve 'Büyılk bir bedel ödemeniz
gerekir' gibi sözlerle tehdit edemrz. KİGEM,
devletin resmigörevlilerinin deaynı hassasiyeti
göstereceğine inanmak istemektedir."
ncıeger
Refah Kapandı, Konu
Kapandı mı Peki?..Şimdi Refah'ın kapanmasının
demokrasiyle ilgisi var mı yok
mu? Olsa ne olur, olmasa ne
oiur. Bunu tartışmak saçma. Ka-
panmış partifun spekiiasyonuı..
olmaz. Artık Refah mefah yok.
Bundan sonrası formalite mor-
malite. En doğrusu, Refahlı mil-
letvekıllerinin, devletin üst ka-
demeleri tarafmdan sıkı birayık-
lanmaya tabi tutulması ve ele-
nenlerin dışında, hepsinin, ta-
mamen, eksiksiz olarak ANAP'a
geçmelerı olacaktır. Güçlü bir
Mumcu ve
ben!
Bugün 24 Ocak, Uğur
Mumcu cinayetinin 5. yıldö-
nümü. 12 Eylül'den önce,
Mumcu severek ve öykünerek
okuduğum bir yazardı. Ben
80'li yıllarda modernizmin gı-
dişatına ayak uydurduğum
için değişmeyi seçtim, o ise bu
Dinozor gazetesinde eski tas
eski hamam devam etti. Ben
kurallara uydum ve dönüşü-
mün girdabına kendimi bırak-
tım. Pişman da degilim. O ise
direndi.
Niçin Mumcu hertürlü ege-
men çevreyle ınatlaşmayı ve
birtakım belgelerle güzelim
güçlü insanlan rahatsız etme-
yi görev bildı? Çünkü, lüks
yaşamanın muhteşemliğini
hissedememişti.
Niçin plazalarda görev al-
mayı reddetti, niçin dönemın-
dekı servet tekliflerini geri çe-
virdi? Çünkü kendine koydu-
ğu katı kurallar 'coo/'olması-
naengeldi. Esnekdeğildi. Oy-
sa ben kırılmaz esneklikteyım!
Allah bılir, Mumcu, ötekı dün-
yada da rahat durmamış; Sı-
rat Köprüsü'nün ihalesinden
Kevser şaraplarının alımına
kadar bir sürü olayı rakamlı
belgelerle sorgulamıştır. Ben
asla o tür davranmam!
ANAP, güçlü bir Türkiye demek-
tir. Güçlü bir Türkiye ise Ameri-
ka Birteşik Devletleri'nin güçlü bir
dosta sahıp olması anlamına ge-
lirykj .bu .gıaetHk benim başımı
döndürmeye yeter de artâr
Necmettin Hoca da tıpkı gü-
zel bayan Çiller gibi kendi pişir-
di, kendi yedi. Yani, kendi etti,
kendi buldu. Düşenin dostu ol-
maz. Düşmeseydi. Artık Nec-
mettin Hoca da Nasreddin Ho-
ca gibi tarihi bir kışiliktır. Bunun-
la yetinmek zorundadır.
Medya
maymunu
olmak
Fikirlerini ve şovlarım dik-
katle ızledığim Cem Özer,
geçenlerde bir tartışma baş-
latarak Sibel Can ve Hülya
Avşar'a "Medya maymunu"
dedi. Bunun üzerine sevgili
Hülya Hanım'tn eşi, değerti
Kaya Bey, Cem Özer'e sert
tepki göstererek "Gördüöûm
yerde çenesini kıranm tü-
ründe bV şeyler söytedi. Cem
Özer'in yanıtı ise şöyle oidu:
"Niye aklına kaba kuvvet ge-
liyor? Karşılaştığımız zaman
kuantum fiziğinı ya da Ine-
bahtı Savaşı'nın nedenlerini
tartışalım! Bence bu çok
yanlış birtartışmadır. Seçkin
insanların birbirlerini yıpra-
tarak, yoksul çapulculann ve
at gözlüklü solculann ağzına
lafvermemesi gerekir. Arka-
daşlar! Hepimiz değişik doz-
larda medya maymunu cHa-
biliriz. Bu önemli değil. Za-
man kjindeevrim geçirmeye-
ceğimizi kim söylüyor? He-
pinizi bir araya getirip banş-
tırmaktan onur duyanm.
(Bu arada minik Zehra Av-
şar'a ve teyzesi Helin hanı-
mefendiye içten sevgilerimi
yollamak tsterim.)
Bll CHnton giinah kedlsi ırt?
Üçüncü Dünyacılann, komünıst-
lerin ve de sosyalistlerın YDD'yı
yıpratma çalışmalan tam gaz sü-
rüyor. Ve bu nifak tohumlan. çev-
reye verdikleri rahatsızlıktan do-
Yert Dünya Düzeni Mcpafan
- Sosyaltstter, silah tüccarlannı niye sev-
mez?
- Bütün dünyaya silah sattMan için.
- Bütün dünya niye silaha para ödüyor?
- Kapitalist dûzende böyle gerekiyor.
- Bu silahların kullanıldığı savaşlarda
kimler ölüyor?
- Yoksullar.
- Bu silahiardan kimler para kazanıyor?
- Zenginter.
- Eee, nüfus artışını durdurmarun bir
bedeli olsun be kardeşim!
• • •
- Ben intihar edeceğim yoldaş!
s -Niye?
- Çünkü halkımı çok sevtyorum!
- Ate ilgisi var?
- Ölürsem kişi başına düşen milli gelirar-
ter!
Internet htp/www/demagojide çare
tükenmez!..
layı özürdilemek bıryana. bundan
öylesıne memnunlar ki ağızlan ku-
laklarına varıyor. Çünkü kötülük
içlerine işlemiş. Neymış, ABD'nin
anlı şanlı başkanının bir iiişkisi da-
ha ortaya çıkmış. Güya
Cfinton, Beyaz Saray'a
stajyer olarak giren Mo-
nica Lewinsky ile cinsel
ilişkiye girmiş de bu du-
rum 17 ses bandı kay-
dıyla belgelenmiş. Vay
canına: Belgelerin gücü
adına!
Hadi Uluengin, Paula
Jones'a "Kaltak" dedi ve
ne iyi etti. Monica'ya da
ben diyorum: "Seni kal-
tak seni! Seni gidi cinsel
bezirgan seni!" Yahu bu
ne saçmalıktır. Bu ne
ayıptır. Koskoca Clin-
ton'ın üzerine bu kadargi-
dilir mi? Neyzen Tevfik'in
dediği gibi 'toıta talik' mi
edeceğiz adama? Oldu
olacak, adını da 'Clito-
nis' olarak değiştirip ra-
hatlayalım ban be!
HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇ AK behicakiu turk.net
ÇtZGtLİK KÂMtL MASARACI
HARBI SEMtH POROY
H4KK
Lİ>ÖRS4A/ Ça
UA&LÛİ Vt
\
r7\
V
<
K4PÜR
rRİRAiİSİfJP
0
•
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 24 Ocak
ÂUMCT 7ANPINAR..
t3f>2'P€ BU6ÖN, ÜHLÜ OZAN VE YA2AR AHK4ET HAMDÎ
; TANPtHAK, 61 YAÇlNOA ÖLOÛ. YAÇAMI 8OYUNCA £Ğİ-
TİMCİÜHLE EDE&YArÇ/LIĞI BİHLİ)Cr£ SÜBOÜGEN
mNPINAK, GENÇ Y#çm Çİ//S M2MAVA SAÇLAA^ÇT/.
DAHA IUC VfUAgOA, O2AH YAHyA MtSMAL 8£yA7tl'_
NİN Ö6RENCİSİ OLAti/$, ŞİİKLE&İNDEKİ T/r/2 /ŞÇİLI-
Si ve MÛZiSi ONDAN MrGAS ALMIŞTI. TAHPINAK'/N ŞL
İRLBRİ, SİMGELER, ÇAĞIZtŞIMLAg, P&İKOLOJİK. ANIÇ-
TI8MALAK VE ÖZEt-Lİ/CLE C>£ 2&MAN TEMASl Ü2E-
KİND£ YOĞUNLAÇMAKTTiPre. DÜZ YAZILARt DA,ŞİİQ-
E&i KADAR ÜNUİ OLAN
GİBİ USTA fŞİ
VE ABAÇTIRMA YA
"" VEHMİÇTİ..
GÖRÜŞ
BEDRİ BAYKAM
Rejîmin Demokratik Zaferi
Erbakan ın 1969 yazında tartışmalı ve mahkeme-
lik Odalar Birliği Başkanlığı gayretleriyle başlayan
medyatik hayatı, aradan 29 yıl geçtikten sonra, bu
defa Refah Partisi'nin kapatılma davası ile beraber
uluslararası boyutlara ulaştı. Dünyanın belki tüm
medya kuruluşları, Hoca'nın politik kariyerinin tartış-
malı finalini birinci haberyaptılar. 1969Temmuzu'nda
Batur'la birinci sayfalarda kapışan Erbakan, bu se-
fer de Anayasa Mahkemesi'ne karşı er meydanına
çıktı ve kaybetti. Ama bu mağlubiyet, büyük bir ulus-
lararası şöhretı de giderayak ayağına kadar getirdi.
Hem de bir türlü Türkiye'de neler olup bittiğini anla-
yamayan uluslararası medya kuruluşlan, onu bir "de-
mokrasi mazlumu" olarak gösterme konusunda ya-
rıştılar.
Erbakan'ın gerek 2. Cumhuriyetçi Türk basın kul-
varlannda, gerek yurtdışında demokrasi sembolü ha-
line dönüştürülmek istenmesi bana kaçınılmaz ola-
rak Adnan Menderes'i hatırlattı. Onun liderliğinde-
ki Demokrat Parti yönetimi, gazetecileri ve gençleri
hapislere tıkmış, öğrencileri kurşunlamış, İnönü'ye
Topkapı'da linç girişiminde bulunulmasının önünü
göz göre göre açmış, basına sansür getirmış ve de
son olarak tek ciddı siyasi rakipleri CHP'yı "Tahkikat
Komisyonu" olarak bilinen tamamen hukuk dışı bir
parlamento darbesiyle kapattırmaya kalkmıştı. Ara-
dan çeyrek asır geçtikten sonra Ozal ve dönek to-
suncuklan, faşizmin bu büyük isimlerini yeni kuşak-
lara "demokrasi şehidi" olarak sundu ve bu yuttur-
maca büyük ölçüde kabul gördü. Şimdi de demok-
rasiyi "biramaçdeğil, biraraç"olarakgörenlerin par-
tisi olan RP kapatılınca, medyamız ışık hızı çağında
25 yıl değil, 25 dakika bile beklemeden bu parti ve
yasaklı liderini Menderes'leaynı statüde bir "demok-
rasi sembolü" haline dönüştürüverdi.
Olayın özü ise bambaşkaydı. Demokrasiyi "bir
araç"zannedenleronu "de//dana" sendromuyla be-
raber gelişigüzel kullanmaya kalkışınca önce duvar-
lara çarpıp sonra da şarampole yuvarlanmışlardı.
Demokrasi, kendisini ancak bir "amaç" olarak gören-
lerin katılabileceği bir oyunun kurallarını oluşturdu-
ğunu bu vesileyle bir daha hatırlattı.
Erbakan'ın birinci denemesi Milli Nizam Partisi,
ancak 26 Ocak 1970'ten, 21 Mayıs 1971 'e kadar ya-
şayabilmişti. Onu, yedi yıl süren Milli Selamet Parti-
si takip etti. 12 Eylül darbesi de MSP'yı kapatınca,
köktendinciliğin siyasi yansıması bu defa Refah'ta bu-
luştu. Bu üçüncü tur da böylece 14 yılda dönemini
kapadı. Başsavcı Vural Savaş'ın RP'ye karşı açtığı
kapatma davası aslında çok gecikmiş bir girişimdi.
Rahmetli Turhan Dilligil, Refah Partisi'nin legal bir
parti olmadığını ısrarla yazılannda kanıtlarıyla göster-
miş ancak beraatini göreceği gün vefat etmişti. Ama
Dilligil, halkın sesini yankılandırdığı davasında. hukuk
önünde tamamen haklı çıktı ve RP, Dilligil gibi bera-
at etmeyi başaramadı.
Sağda ve soldaki gülünç bölünmelerin iktidara ta-
şıdığı RP, Çiller'ı silik, görünmez ortak rolüne soktu-
ğu hükümet döneminde. yıllardır hiçbir ciddi tepki gör-
meden büyümüş olmasından da güç alarak. Türk
toplumunu ıte kaka, zorlamalar ve sinsıce artan bir
tempodaki dayatmalarla, "çaktırmadan" köktendin-
ciliğe itebileceğine inandı. Rejimı bir oldubittıye ge-
tirmek için her koldan saldırdı. Dış destek aldı, isla-
mi finansı ve medyalarını anormal ölçüde güçlendi-
rerekyaygınlaştırdı, dili uzun, küstah propagandacı-
lannı meydana saldı. Kadın memurlara karşı baskı baş-
lattı. inançları, halkın bu toplu saldırı karşısında, sinip.
gardını kaybedeCeği yönündeydi.
Ancak, evdeki hesap çarşıya uymadı. Zehir, top-
lumun içindeki uyuyan panzehiri açığa çıkardı. Ke-
malistler meydanları doldurdular, seslerini yükseltti-
ler, kimliklerini yeniden keşfettiler. Ordu, hükümetin
değil, Atatürk'ün cumhurıyetinin kurumu olduğunu
hatırlattı. Kitle örgütleri mantar gibi çoğalıp geçilmez
kalelerini oluşturdular. CHP, İP, ADD, ÇYDD gibi ku-
rum\ar, Cumhuriyet veAydınlık gibi yayınlar tarihi gö-
revlere soyundular. Refah, boks deyimıyle bu bek-
lenmedik yumruklarla önce "grogi" oldu, sonra dev-
rildi.
Anayasa Mahkemesi'ndeki dava sürerken bu sü-
tunlarda yorum yapmamayı tercih ettık. Ama bugün
konuşabılirız. Karar kesınlıkle sağlıklı ve doğru veril-
mişti. Savaş'ın deyimiyle "Dünyada hiçbir parti RP
kadar kapatılmayı hak etmemişti." Kararın ertesi gü-
nü, Radikal gazetesinin talihsiz demeci "Demokrasi
kaybetti" şeklindeydı. Hayır, demokrasi kaybetmedi,
kazandı. Rejim, tepki gücünu en zor şartlar altında
gösterdi ve büyük birsınav verdi. Bu ülkede demok-
rasinin böyle ıptidai tuzaklara düşmeyeceğini, geç de
olsa uyanan insan ve kurumların şerıatçı faşizme hiç-
bir şekildegeçitvermeyeceğini kanıtladı. RP'nintem-
sil ettiği ideoloji ise aynı doğrultuda bir parti daha oluş-
turursa yine rejimin kararlılığına çarpacağını anladı.
Türkiye, yıllardır kara dalganın büyümesini büyük
bir saflık ve vurdumduymazlıkla seyrettikten sonra,
tepkisini en güzel ve en anlamlı şekilde ortaya koy-
du. Sıvas katliamını alkışlayanlar, terörist iran'ı kan
kardeş ilan edenler, her demokrat aydın ınsanı iftıra-
larla hedef gösterenler, "Kanlı mı kansız mı?" soyta-
nlıklannı orta yere serenler, gerçek Müslümanlann de-
mokrasiyle hiçbir ilgisi olamayacağını ıddıa edenler,
çeşitli yan kollariateröryuvalarını besleyenler, Kema-
listleri "yokolmakta olan birçeşit" ilan edenler en sert
yanıtı, en demokratik bir biçimde aldılar.
BULMACA SEDAT YAŞAYA\
1 2 3 4 5 6 7
SOLDAN SA-
ĞA:1/ Fransız
Devnmi'nde
önemli bir yeri
olan. Paris'teki ta- 2
rihi hapishane. II
Izmir'in bir ilçe-
si... Esknebilın-
meyen bir tarihi
anlatmakta kulla-
nılandeyımsözü.
3/Çadıryadaba-
rakagibieğretiya-
pılardanoluşturu-
lan konak yen... 8
"Haramivardiye Q
korku salarlar ' "
Benim - - - yüklü kervanım
mı var" (Karacaoğlan). 4/
Şarkı. türkü... Kayıktadü- 1
menıkullanmakıçındüme- 2
nin baş tarafına takılan kol.
5/ Bir inceleme sonucunu
içeren yazı... Yapmacıklı
da\Tanış. 6/ Cezzar Ahmet 5
Paşa'nın. Napolyon'un or-
dulanna karşı kahramanca
savunduğu kale... Kuzu se-
si. 7/ Teraziyi denklemek 8
için hafif gelen kefeye ko- n
nulanağırlık... Açık saman-
rengı. 8/ Matem... Yurdumuzun bir bölgesı. 9/ "Bir el çıkanna-
ya başlar bohçamızdan — çiçeği kokan kederleri" (Ahmet
Muhip Dıranas).
YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ege Bölgesı'nde bir akarsu. 2/
Akdeniz Bölgesi'nde bir akarsu... "'Her çiçekten — eyledik /
Anya saydılarbizi" (Pir Sultan Abdal). 3/Gümüş.. Bir izleyi-
ci topluluğu önünde yapılan göstenden sonra toplanan para. 4/
Manyok kökünden çıkanlan nışasta. 5/ Pamuk. yün gıbı şeyle-
ri eğirmekte kullanılan araç... Bir işı >aptırabılme gücü... Tan-
tal elementinin simgesı. 6/ Din işlennı devlet işlerine kanştır-
mayan... Btr renk. 7/ Pokerde aynı renk iki kâğıda \enlen ad...
Uygun bulmama. geri çevirme. 8/ Kabadayı... Yunan abecesin-
de bir harf. 9/ "Eğn büğrü. yalan dolan" ömeklennde olduğu,
gibi sesçe benzer sözcüklerin üst ûste kullanılmasına venlen ad.