23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 OCAK 1998 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER Solun Mustafa Kemal Kompleksi SÖNMEZTARGAN T uk solunun, ozellıkle kokten- cı solun, 60"lı > ıllarda tartış- tığı kurumsal konulann ıçtn- de. Mustafa Kemal hareketı- nın nıtelığını belırleme ça- balan onemlı bır \er tutardı O > ıllarda oldukça vararlı da olan bu tar- tışmalar genellıkle ıkı ana başlık altında \ o ğunlaşırdı Bınncısı. Kurtuluş Sa\aşrnın antiempervalıst bır başkaldın olup olma- dığına ılışkındı tkıncısı, \nadolu Devn- mı olarak betımlenen ve Kurtuluş Savaşı sonrasını da kapsayan avdınlanma surecı- nın aynı zamanda bır burjuva demokratık devnmı ozellıklennı gostenp gostermedı- ğını sorgulamava vonelıktı Bugunlerde. o \ ıllardakı gıbı açık \ e >o- ğun olmamakla bırlıkte, bu konunun venı- den gundeme getınlmek ıstendığını gozlem- lıvoruz <\radan 70 \ ıldan fazla bır zaman geçmesıne \e geçmışte vanıtlan son dere- ce net bıçımde venlmesıne karşın,, neden Mustafa Kemal hareketının yenıden sorgu- lanmasına gereksınım duyulu>or° Bızce. asıl \ anıtının buluması gereken soru da bu- dur Once belırtmek gerekırse empervalıst dızgenın (sıstemın) 1917 Ekım Devnmı nı ayn tutarsak. bugun bıle hâlâ ıçme sındı- remedığı yenılgılenn başında Mustafa Ke- mal 'ın onderlığındebaşanva ulaşan ve Lo- zan \ntlaşmasfvla (24 Temmuz 1923) noktalanan Anadolu'nun ulusal bağımsız- iiğının kazanılması gelmektedır Emper- yalızm. Mustafa Kemal de\ınmesını salt -\nadolu"da başlav ıp > ıne orada kalmış bır başkaldın olarak da gormemıştır Çunku. empenalızme karşı elde edılen bu utku. gı- derek gezegenımızdekı tum somurge, ya- n somurge durumundakı halklann uvanı- şına ışık tutan. umut \eren ılk orneğı oluş- rurmuşrur Bu nedenle. en az sosvalızm denlı \nadolu De\Timı de emperyalızmın 20 yuz%ılda en buyuk korkuluruvalann- dan bın olmuştur Ülusal bagımsızlık gın- şimlennın sılahla bastırılmasının \ anı sı- ra, ıdeolojık olarak çarptınlmasına, kavram kargaşalan varatılmasına \e ozellıkle sol devınmelerle olabılecek bağlaşmalannın (ıtnfak) kundaklanmasına ozel bıronem \e- nlmıştır Şımdılerde. Ortadoğu \e Hazar petrol ha\ zasinın kesıştığı bır noktada. Kun hal- kı uzennde bo\ lesı bır polıtıkanm tezgâh- landığına ılışkın belırtıler duyumsanıvor Halen dunvanın en zengın veraltı enerjı kaynaklannın bulunduğu bu bolgelerde or- ta\a çıkan \a da çıkabılecek ulusal kıpır- danmaları kendı eksenınden ka\dırmak ıçm bır zamanlar Sovyetler Bırlığı \ e sos- > alıst dızgenın çe\resınde tezgâhlanan \e- şıl polıtıka. bır başka ambalajla buralarda pı>asa\aburulu>or Fettullah Hoca"nın Turk cumhunvetle- nndekı eğıtım \ atmmları bolgede »on \ ıl- lann modası olmuş \CO tıpınden yenı or- gutlenme modellerı. tankatlann palazlan- dınlarak M\a;>allaşma eğılımlen hep bu amaca vonelık çarpıtmalara ılgınç ornek- ler oluşturmuvor mu11 Kanımızca, Turkne'de son \ıllarda >a- şanan laıklık-antılaıklık dıdışmesının ozun- de de bu polıtıkaya ılışkınoyunlarvatmak- tadır Orneğın. kendı ıçınde en kuçuk bır demokratık oğe> e \er \ en lme\ en ^ey hle- rı ımamlan %e pırîennın belırlenmesınde sıradan bır seçım \ontemı bıle uvgulan- mavan tankatçı \e şenatçı orgutlenn. de- mokrası \e ozgurluk ıstemlen adına bırer sı\ ıl toplum kuruluşu gıbı sunulmak ısten- mesı bu ovunun bır parçasını oluşrurmu- >ormu° Bu nedenle olsa gerek ozellıkle son on beş > ıldır Gune>doğu Anadolu Bolgemız- de \e bır butun olarak Ortadoğu"da \aşa- nan sıcak \ e voğun Kurt de\ ınmesı ıdeolo- jık duzlemde gelışebıimesının karşısına Mustafa Kemal hareketını rakıp olarak seç- mış gorunmektedır Boylesı bır seçımın nedenlennı araştırmak. bu \ azınm sınırla- nnı aşan bır çahsmavı gerektınr Ama ge- çerken ammsatmak gerekın>e. Lozan'la ta- nhın çopluğune atılan SevTkolelık antla^- masının Kurtlere kurtuluş \e ozgurluk ge- tıreceğıne ınamhyorsa. Sevr antlaşmasiv - la empen alızm tarahndan bolgede çızılen harıtada da Kurtlere değıl Eımenılere sa- dece bağımsız bır ulke olma hakkı tanın- mıştır Marjınallıkten kurtulma> ı Kurt nutusu- na yaslanma kola> lığında goren kımı sol- culanmız da bu tanhsel gerçeğı gormeve- bılır Ama. bılınmesı gereken bır başka bı- lımsel gerçeklık daha var Hıçbır ulusal hareket (de\ ınmet kendısınden hem tanh- sel \e hem sosyal olarak gen olan bır sı- nıf. ıdeolojı ıle sonuca ulaşamaz Bugun, son derece açıktır bır butun olarak bolge- dekı Kurt halkı uzennde dınsel oğelerege- mendır Bo\ lesı bır egemenlığın kıtle taba- nı\la bağlaşma kurmak ıçın tankatlarla, çağdışı dınsel orgutlenmelerle sıcak du- rulmak ıstenıvorsa bunun da bırakın solcu- lukla çağcıl olmakla bıle uzaktan vakın- dan ılgısı voktur L Ikemızdekı ve bolgedekı Kurt sorunu- nun çozume ulaşamaması. gıderek karma- şık bır hai almasının kokenınde de ışte bov - lesı bır çelışkı vatıvor ve bu çelışkı o den- lı dennleşıvor kı vaklaşık dort mılyon nu- tusa sahıp Irak Kurdibtan'ı hareketı ıçın- den 2500 CIA ajanı -o da bızım bıldığımız- cıkabılıvor Her toplumsaUesıy asal deun- menın ıçıne ajan ve prov okator sızmasi do- ğaldır Ama bunlann savısal varlığı bır tu- men bov utuna ulaşıyorsa orada durup du- şunmek gerekır Bızde durum pek mı par- Iak1 Bızde de Gune>doğu"da vaşanan so- runlann kapılan aralandıkça ıçınden çete lerçıkıyor1 Şımdı gelelım Mustafa Kemal hareke- tının nıtelığıne ılışkın vapacağımız anım- satmalara Oncelıkle altını çızmek gere- kırse Mustafa Kemal devmmesı (hareke- tı) ta başından sonuna değın kendı ıç dına- mıklennedayanıvordu Cumhunyet'ınku- ruluşuna değın kapıtaiıst-emperv alıst dız- ge ıle kurduğu tek bır bağlaşma (ıttıfak) vok <\ma 1917EkımDevnmı vlevenıbı- çımlenmeve başlamış genç sosvalıst ul- ke> le (Sovy etler Bırlığfv le) hem askersel. hem akçal v e hem de sı> asal bağlaşma ıçın- de oluyor ve buna her ıkı taraf da buvuk onem venvor Konu sadece gızlı belgeler- de de kalmıvor Bu bağlaşma Turkıve'de TBM\) tutanaklarına gırerken sosvalıst evrende de 111 Enternasvonal belgelenn- deyeralıvor Ozetle. AnadoluDevnmfmn nıtelığmı belırlemek ıçın bılımsel sosyahz- mın kımılenne gore paslanmış. ama bızım ıçın her zaman geçerlı olan pusulasma bak- mak bıle vetıvor Pekı \nadolu De\rımı. neden sosva- lızmle noktalanacak bır surece gırmedı. dı- v e bır soru akla takılabılır Gıremezdı çun- ku. bov lesı bır surece gırmenın ne tanhsel ne de sosy al on koşullan v aşanan o gunku tanhsel evredenesnel olarak \nadolu top- rağında bulunmuv ordu \\ nca, her sı\ asal ve sosval devınmenın kendıne ozgu once- lıklen vardır \e Mustafa Kemal dev ınme- sinın oncelıklerının temelını de ulusal ba- ğunsKİıkoluşturuvordu Llusal bağımsız- lıkla noktalanan bu sureç. aslında Tanzı- mat la başlavan ve gıderek olgunîaşan bır ulusal demokratık devnm kımlığıne de sa- hıptı Doğaldır kı Mustafa Kemal dev ınme- sının oncu gucu asker avdın (kuçuk bur- juva) ve genç burjuva sınıfıvdı Dolavısıv- la bov lesı bır sınıfsal mozay ıkten oluşan de- v ınmenın îstemlen ne>se ızlencesine de onukovdu Bır vandan empervalıst ışgale son v enr- ken ote vandan sınıfsal gelışmenın onunu tıkav an butun tanhsel bağlan da kopanp at- tı Bugun kımı avdınlanmızın ve Mustafa Kemal kompleksine tutulmuş solculanmı- zın kuçuksedığı hılafetın kaldınlması. Cum- hunvet'ın kurulması. egemenlığın kışıve va da hanedanlığa değıl. seçılmış bır organ olan TBMM ve venlmesı, dın ıdeoloıısı- nın dev let yonetımı uzenndekı etkınlığının kınlarak laıklık ılkelennın benımsenmesı. eğıtımde latın harflerıne geçılmesı. kadın- lara seçme ve seçılme hakkının tanınması gıbı usrvapıda gerçekleştınlen çok savıda gın^ımı sovut v e gostermelık bırer adım ola- rak değerlendıremev ız Her bın kendı ala- nında onemlı devnmcı gınşımlerdı ve ge- lışen toplum guçlennın onunu tıkav an Os- manlı teodal vapısının kınlması ıçın gerek- h ve zorunlu atılımlardı Kurtuluş devın- mesının ulusal bovııtuna demokratık dev - nm nıtelığı kazandıran de asıl bu gınşım- lerdı Ve bu devnmlere kulturel olarak ve- tennce hazır olmavan bır toplumda bu ış- len v apmak elberte kı kolav değıldı ve ka- çınılmaz olarak Jakobend bır tavn gerek- tınyordu Tarıhın tanıdığı en buvuk burjuva dev- nmlennden bın olan P89 Fransiz Devn- mı de uzun bır sure Jakoben bır eksende vurudu Çıkışında. Fransız Devnmının de "eroek, banş. özgıirlük" gıbı savsozlenv- le sosv alızme v akın bır sov lemı v ardı v e fe- odalıteve karşı savaşımda burjuvazının en buyukbağlaşıkgucuışçısınıfıvdı Ama gı- derek. ı^çı sınıfının Fransa'dakı devnmcı vukselışı karşisinda burjuva devrımı gen- cıleştı ve donup kendıne feodal artıklann- danvenıdenbağlaşıkbulma\a>oneldı Bo- naparfizm denen bu polıtık bıçımlenme. Fransada vuz v ıla vakın bır sure vaşandı Bu sure ıçınde venlen sınıf savaşımla- rında vuz bınlerce ışçı yaşamını yıtırdı 1871 Pans Komunu ıse bunlann en kanlı olanıvdı Ama bugun genve donup bakan hıçbır Fransız demokratı, devnmcı va da Marksıstı "1789 Devrimi zaten gerici\di" nıtelemesınde bulunmuvor Tersıne 17 89 Fransız Devnmrnın kazanımlanna sahıp çıkarak ılen vurumeve çahşivor Bır butun olarak Turk solu da Mustafa Kemal dev ınmesını değerlendınrken hıç- bır komplekse katılmadan bu dev ınmenın hem tanhsel hem de sosval vonuvle ılen- cı nıtelığmı benımsemek durumundadır Bu sovut bır benımseme değıl bılımsel bır kabullenmedır Toplumudahaılenvegotur- menın de kendı toprağımızdakı ana mal- zemelerınden bındır ARADABÎR Yrd. Doç. Dr. OKTAY GÖKDE>ÜR Mersın Ünıversıtesı Öğretım Üyesı Parlamentonun Saygmlığı... Demokrasının doğrudan demokrası anlayışın- dan temsılı demokrası anlayışına doğru evnmı ıle bırlıkte parlamentolar sıyasal yaşamın en saygın organlarından bırı olmuşlardır Demokrasıyı, sıya- sal ıktıdarın kaynağının halk tarafından belırlen- dtğjiîirrejum sıstemı olarak tanımladığmnızda halk, ıktıdan belırleme gucunu artık çağdtaş dunyada kendı tçınden seçtığı temsılcıler aracılığıyla sağ- lamaktadır Parlamentolar hem bu temsıl gucunu yansıtmaları açısından hem de ulkelerın demok- rası geleneklerının yaşatılması açısından kendı ozgunluklerını gelecek kuşaklara ve yıllara aktar- ma gıbı bır ışlev ıle yukumludurler Bu yukumlu- luk parlamentonun ulke tarıhınde ışgal etmış ol- duğu yer ıle doğru orantılıdır Orneğın Ingılız parlamentosu denıldığınde o, 1215 tarıhdekı Magna Carta'dan ıtıbaren bır ge- leneğın temsılcısıdır Ya da Fransız parlamento- su denıldığı zaman onun arkasında 1789 Fransız Ihtılalı ve dunyada yaydığı evrensel değerler ak- la gelır Denılebılır kı butun dunyada parlamento- lar, gerek mımarı yapı olarak gerekse ıç donanım açısından kendı ulkelerının tarıhınden gelen ozel- lıklerı yansıtmaya ve bu anlamda ozgunluklerını korumaya ozen gostermışlerdır Yukarıda soyledıklenmle doğru orantılı olarak Tur- kıye'nın 1876 yıhnda 1 Meşrutıyet'ın ılanı ıle bır- lıkte başlayan parlamenter demokrası deneyımı ve geleneğı ıçınde Turkıye Buyuk Mıllet Meclısı ay- ncalıklı ve ozgun bır yere sahıptır Adının başın- dakı 'buyuk' sıfatı dahı onun ulus egemenlığıne duyduğu saygının bır gostergesıdır Özgundur çunku o Meclıs, yenı bırdevlet kunmuştur. O Mec- lıs, emperyalızme karşı ılk ulusal başkaldırıyı ger- çekleştırmıştır Mustafa Kemal Atatürk'un on- derlığınde, tahta masalar ve sıralar uzerıne otu- rarak ıslı gaz lambalarının loş ışıkları altında umu- dunu yıtırmeyen bır avuç ınsan, gerektığınde hıç maaş almadan monarşıyı yıkarak cumhurıyetı ılan etmış ve ummetten çağdaş bır ulus yaratmıştır Dolayısıyla TBMM dunya parlamentoları arasın- da eşıne az rastlanır bır tanhsel geleneğe sahıp- tır ve onu asıl guçlü kılan da taşımış olduğu bu ta- rıhsel ozgorevdır (mısyondur) Emperyalızmın 'kureselleşme masalı'nın tum Turk toplumuna benımsetılmeye çalışıldığı top- lumsal değerlerın gıttıkçe aşındığı, kulturun ara- beskleştığı, mafya ve çetelenn devletle ozdeş- leştırıldığı 1990'larTurkıyesı'nde uzulerek soyle- mek gerekırse TBMM de taşımış olduğu gelenek vetarıhsel ozgorevden gun geçtıkçe uzaklaşmak- tadır Sıyaset yapmanın ve mılletvekılı olma ran- tının çok yuksek rakamlarda dolaştığı ulkemızde son olarak TBMM'nın Genel Kurul Salonu'nun yenıden duzenlenmesıyle ılgılı olarak ortaya atı- lan yolsuzluk ıddıaları, Meclıs'ın ve ıçındekılenn say- gınlıklarıyla ılgılı yenı tartışmaları gundeme getır- mıştır Ironık bır şekılde bugune kadar koltuğa oturup oradan bır turlu ınmeyenler tartışma ko- nusu yapılırken artık bızatıhı 'koltuğun kendısı' tartışılır olmuştur Genel Kurul Salonu yenı halıy- le ınsana mılyarlık turuncu rengı koltuklanyla dev- nm yapan bır Meclıs'ı değıl, sankı beş yıldızh otel- lerın kongre salonlarını ya da holdınglerın yone- tım kurulu odalarını anımsatıyor Tarıhsellık, ınce- lık, zarafet ve alçakgonullu beğenı duygusu, ye- nnı 'abartı, arabeskbıryuzeysellıkveşatafat'ab\- rakmış durumda1 Sankı bu 'Cılalı Imaj Çağı'nda Meclıs de doğmamış dana derısınden yapılmış tu- runcu koltuklarıyla saygınlık yerıne ıçerıkten yok- sun bır ımaj tazelıyor Sonuç olarak Turkıye Buyuk Mıllet Meclısf ne bu ulkenın tarıhınden gelen saygınlığını yenıden kazandırmak, oncelıklı olarak bu toplumun ve onun temsılcılennın gorevıdır Orada bulunanlar yap- mış oldukları her harekette, soylemış oldukları her sozde ıçınden çıkmış oldukları topluma ornek ol- mak zorunluluğundadırlar Tersı durumda demok- rasının onsuz olmazlarından olan sıyasal yaşam ve sıyaset adamlarına olan guven gıttıkçe azala- cak ve bu durumdan olumsuz olarak en fazla et- kılenen de yıne 'Turk demokrasısı' olacaktır TARTIŞMA Devrimci Cumhuriyet İçin Eğitim Kurultayı • şçıPartısrnın(IP)gınşımıvle Ankara"da6- 1 7 Aralık gunlennde "De^Tİmci Cumhuri- >etİçinEgitinıKurulta>ı''toplandı Başta Prof Dr Sina 4kşin oimak uzere 5 profe- sorden oluşan bır kurul da. kurultayda onan- mış olan Sonuç Büdirgesi'nı bır basın top- lantısıyla kamuoyuna duyurdu (Aydınlık dergı- sı. 15 Aralık 1997) Oncelıkle lP"yı bu olumlu gırışımı nedenıyle kutlamak gerekır 1920"lı yıllardan gunumuze değın btıregelen devTBTKiı-karşıdevnmcı eksenın- de getışen çatışmada sonucu belırfeyecek en onem- lı etken. eğitimin nicel ve nitel olarak ne olduğu- dur.Tum yetersızlığıne kaı>ın 8 y ıllık zorunlu eğı- tım projesının karşıdevnmcı cephede bu denlı of- ke ve panık yaratmış olması da bu nedenledır Kurultayın Sonuç Bıldırgesfndeyeralan "Eği- timde birlik vazgeçilemez tanhsel mirasbr" sap- tamasına. "Türkçenin empervalizmiıı kültürel egemenliğinden kurfulması gerektiği" saptaması- na, "Turk Dil Kurumu'nu \e Türk Tarih Kuru- mu'nu eski bağımsız kimliğine kavuştunmak", "paralı eğitime son vermek", "eğitimde einsiyet- çüiğe son vermek" ve benzen kararlara katılma- mak elde değıldır Ne kı. Sonuç Bıldırgesf nde bızce onemlı olan kımı konularadeğınılmedığını gorduk Aynca, kı- mı maddelen de değışık nedenlerle onaylayama- dık Sonuç Bıldırgesı'nın 4 maddesındekı halkçı eğıtımmtemel felsefeM "devrimci kuşaklann hal- ka hizmet ruhuyla vetiştirilmesL." olarak tanım- lanmıştır Oy sa. halkçı eğıtımın temel felsefesı edıl- gen, hızmet bekleyen bır toplum ıle kendısını bu topluma hızmet vermeye adamış seçkınler yetış- tınnek değıldır Bıze gore halkçı eğıtımın temel felsefesı temel hakveözgurluklerledonanmışol- duğunun bilincinde olan, ozgurce duşunebilen ve hakkı olan hizmetieri aimak ıçın ıktidarlan zor- lavabilen birevlerden oluşnıuş bır halk (toplum) yaratmak obnalıdır. 19 maddede^beUibirinancıbenimsetmeyeyo- neUkdineğJtimininolaınavacağryazılrnıştır Öy- sa. laık bır dev lette asıl olmaması gereken. dın ders- lennm anayasal ve yasal zonınluluk konumuna getınlmış olmasıdır Sonuç Bıldırgesı"nde felsefe eğıtımının onem ve gereğını belırten bır maddeye rastlamadık Eğerozgur duşunebilen, dolayısıyla laıklık ılke- sıne gerek duyan kuşaklar yetıştınlmek ıstenı- yorsa felsefe dersının saatlennın çoğaltılması ve konu ıçenğınm zengınleştınlmesı ve lıse 2 ve 3 sınıflannın rumunde okutulmasının zorunlu ko- numa getınlmesı onenlmelıydı 19 maddede. "İbadet dili. Atatürk'ün başlat- tıgı gibi Türkçdeştirilecektir" denılmektedır Bu dıleğe bız de katıhyoruz Ne kı, laık bır ulkede bu konunun goruşuleceğı ve karara bağlanacağı yereğıtım kurultayı değıl. aydın dın adamlannın duzenleyeceğı başka bır kurultay olmalıydı dıye BU CEÇHEK O MICK JAGGER SEZEN AKSU J TARKAN JSAĞANAK O NALAN Coddesi flumara • HER ÇARŞAMBA, BÜTÜN BİR HAFTA! duşunuyoruz Sonuç olarak. bu kurultayda alınmış olan ka- rarlann çoğuna yurekten katıldığımızı soy leyebı- lınz Ne kı. bu kararlann yaşama nasıl geçırıle- ceğı. bu amaçla uygulanacak y ontemın ne olaca- ğı. daha açık bır dey ışle. bu ış ıçın nasıl bır rejı- mın ongorulduğu konusunda bazı kaygılanmı- zın olduğunu soy lemek gerekecek 19 maddede "Cumhurivet devrimimizin ta- nımladığı içerikk, "dın ve dunva ı^lerının bırbı- nnden aynlması' anlamuıa gelen laiklik uygula- nacakör" denılmektedır Bıze gore, buradatanim- lanan kavram laıklık değıl sekulerlıktır Bır kav- ram olarak laıklığın ıçlemınde sekulerlık. yanı dın ışlen ıle dunya ışlennın bırbmnden ayrılma- sı bulunacaktır Ama laıklık kavramı ayrıca bıre- yın vazgeçılemez bazı hak ve ozgurluklen oldu- ğu ve dahası. yonetımın. devletın bu hak ve oz- gurluklen korumak ve kollamakla yukumlu bu- lunduğunu da ıçenr Oysa sekulanzmde yonetı- mın. devletın boyle bır yukumluluğu bulunmaz Dolay ısıyla demokrası olmadan da sekuler olu- nabılmesıne karşın laıklık ancak demokrası ıle bır- lıkte var olabılır Laıklık ve demokraü kavram- lan arasında karşılıklı olarak neden-sonuç bağ- lantısı vardır. yanı bağlaşıktırlar Gunumuzdekı dıktatorluklenn çoğunda dın v e dunya ışlen bırbmnden aynlmıştır Orneğın Hh- ler Almanyası'nda da dın ve dunva ışlen bırbı- nnden ayn ıdı, yanı sekulerdı Ama kımse kalkıp da Hıtler Almanyasf nın laık ve demokrat olduğunu soy- leyemez 3 Erken cumhunyet done- mınde toplumsal donuşum projesının başanlması dev- nmlennyaşamageçmesı ıçın kımı hak ve ozgurlukler zo- runlu olarak kısıtlanmıştı Do- layısıyla o y ıllarda y apılmis la- ıklık tanımının sekulerlığe benzemesı doğaldır Ancak buna bakarak da bı- nlennın Atatürk"un bu hak v e ozgurluklen sonsuza değın kisitlamak amacında olduğu- nu sanması y a da boy le oldu- ğunu sandıracak yorum yap- ması buyuk bır ha'ksızlık olur O yıllann olumsuz koşulla- nnda bıle Ataturk'un ıkı kez çok partılı yaşama geçmeyı denemesı. O'nun demokrası- ve olan ınancının gostergesı sayılır 22 maddede de "Politika vapmak toplumun hiçbir ke- simineyasaklanamaz" denıl- dıkten sonra bu tumce "Öğ- renciler, oğretmenler, memur- lar ve hılını adamları dev nm- ci cumhunvetın kurulması, korunnıası \e geliştırjlmesı rçin politika yapmak hakkına sa- hıptir" sozlen ılebıtınlmı^tır Ilk bolumde hak olarak ta- nımlanan polıtıka yapmak. ıkıncı bolumuy le hak olmak- tan çıkıyor tek parti rejımle- nndegorulen polıtıka dayat- mak nıtelığını kazanıyor Daha da onemlısı ızlen- mesı gereken polıtıkanın ne ol- ması gerektığı onen olmaktan ı,ıkıp yasal nıtelık *azandı- ğında bunun. yenı duşunce suçları yaratacağından endı- se edıyoruz Laıklık kavramının seku- ler ıçerıkle verılmesı. bellı doğrultuda polıtıkaların da- yatılmaya çalışılması. bızde, dev nmcı cumhunvet ıçın on- gorulen eğıtımın pek de demokratık sayılamayacak yontemlerle yaşama geçınl- mek ıstendığı ızlenımmıuyan- dırmıştır YMflCAH Dr. A> dın Kılıçturga^ Gülhan Doğramacıoğlu PENCERE Batılıda Tükenmeyen Türk Düşmanlığı...Hans Lovvenklavv, 16 ncı yuzydda "Turk Tanhı"m yazmış unlu araştırmacı, Istanbul'a gelmış gezmış, gormuş sonra kalemı elıne alıp vermış verıştırmış "Bu barbar ınsanlar kendı aralannda şaka ve esp- rı yapmaz, yapılmasını hoş karşılamazlar" Doğru mu^ Pekı Nasrettin Hoca, Bektaşı Babası, İncili Ça- vuş esprılen nasıl oluştu"? • Prof Dr Onur Bilge Kula'nın "Alman Kulturunde Turk Imgesı" adlı yapıtının 3'uncu cıldı, "Gundoğan Yayınlan"ndar\ çıktı Lowenklaw'ın Turklere ılışkın saptamalarını bu kıtapta okuyorum Alman yazar dı- yor kı "Turk ımparatoriuğunun bunca ıç sorununa rağmen eskısı gıbı halen ayakta ve guçlu olması on- lardan korkmamız ıçın en onemlı nedendır." Korku ve duşmanlık' Avrupalı tanh boyuncaTurklere bu ıkı duyguylabak- mış, tapınmasından edebıyatına değın Batılının kul- turunde bu ıkı boyut egemenleşmış, oyiesıne kı Go- ethe bıle Faust'ta şoyle yazıyor "Çok uzaklarda Turkıye 'de halklarbırbınnı yerken, pazar ve tatıl gunlerı savaşa ve savaş çığlıklanna ılış- kın bır soyleşıden daha lyı bır şey duşunemem " • Geçenlerde bu koşede Voltaire'ın Turklere yone- lık ınanılamaz duşmanlığına ılışkın bır mektubunu ya- yımlamıştım Hınstıyanlıkta "Reform"unoncusuLut- her'ın Turklere yonelık duşuncelerı kın duzeyıne en- şıyor Avrupa kulturunde sanatında. edebıyatında Turklerden nefretın sonu yok1 Lord Byron dıllere des- tandır, unlu Ingılız şaırı. Turklere karşı Yunanlıların sa- vaşını orgutlerken olur Prof Kula çok yararlı bır ış yaptı, buyuk bır emek- le "Alman Kulturunde Turk Imgesı "n\n dokumunu uç kıtapta sergıledı Pekı Batılı neden Turkten nefret etmış9 Çeşıtlı nedenlerı var, Turk, tanh boyunca 'Avrupa' ıçın bır tehdıt sayılmış otekı Musluman toplumlar bunun dışında kalmış, Hınstıyanlıktan kaynaklanan kın ve nefret kuşaktan kuşağa Avrupalının bılınçal- tına ışlemış, Batılı butun dunyayı somurgeleştırmış, ama, Turklen dıze getırememış • Pekı. Avrupalı bu mırasın ınsanlık dışı ağırlığından nasıl kurtulabılır^ 2û"ncı yuzyılın başlangıcında Ingıltere Başbakanı Lloyd George'un Turklere bakışı manılacak gıbı de- ğıldır, "Teşbıhte hata olmaz". ımparatorluğun Baş- bakanı Uoyd George'un Turklere yaklaşımıyla Hitter'ın Yahudılere donuk duyguları benzeşıyor Emperyalızmın 20"ncı yuzyılın ılk çeyreğınde acı- masız bır felsefesı vardı Bugun ış değıştı mı 9 YDD (Yenı Dunya Duzenı) 199O'lı yıllann başından ben uygulanıyor, kısa surede kuzey-guney kureten ara- sındakı uçurum derınleştı • 'Aydınlanma Devnmı' Hınstıyanlık şenatına karşı ve ınsan haklanna donuk bır felsefenın urunudur Batı- lı, dın softalığından kurtuldukça, dunyadakı ınsanla- n eşıt gormeye başladı Bu eşıtlık duygusu, Avrupa toplumlannın katmanlanna tam anlamında ışlememış- tır, ama, Batızamanla Hınstıyan bağnaztjğioınagırka- lıtımından kurtulacak: faşıst ıdeolojılenn ırkçılıgından arınacak evrensel goruş açısına kavuşacak Dunyadakı bugun geçerlı eşıtsızlığın ve somuıÎJ- nun sorumlusu olan Batılının yoksul toplumlara ba- kacak yuzu yoktur sa» AL S.S GÜZEl KENT HUKUKÇULAR ve İOARECİLER KONUT YAPI KOOPERATİFİ YÖNETİM KURULUNDAN 1997 YILI OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISINA CAĞRI Değerlı Ortoğımız Kooperotıfımızm 1997 yılı calısmoları ıle hesoplan ve gundeme konulmosı gereken ıs ve ıslemlerın gorusüliip karara boğlanacaöı yıflık * OLAĞAN GENEL KURUl'laplantKinınOl Mon 1998 Pazor gunusaal 10 00 da Mecıdıyeköy Ali Samı Yen Slodyumu yanı katotoparkı uzerı Pork Restouronl Kat 6ISTANBUL adresınde yapılmcsma o gun yeterlı togunluk soğianomazso 15 Man 1998 Pczor gunu oynı yer ve saolte ve oynı gundemle yapılmasına 10 01 1998 lonhındekı yopılan Yonelırn Kurulu Toplonlısında karar verılmıstır Sorunlarımızı bırlıkle gorusup cozum yoılan uretmemız ve lyı gunlere kavusabılmemız bakımından Olağar Genel Kurula katılmamz buyuk onem tasımokladır Ourumu Ano Smlesmenm 28 modtteu uyaıınca dvyunır, saygılor iimorız GUNDEM. 1 Acılıs ve soygı durusu 2 Genel Kurul Baskanlık Dıvon secımı 3 Toplanlı lutanoklann Genel Kurul adına ımzabma yetksııw secılen Dıvon Heyetme verılmesı 4 Bılanco Yılbk Calısma Roporu ıle Denetala raporunun okunmag goruîiılmesı ve aklama ıcın oylamayo sunulması 5 Sılemızın bıran once lamamlonıp yerlesıme otılması ıcın geteklı lolvımın yopı'nıosına uygun yaplırımların knrorlostırılması 6 1998 yılında Koopeıatıfımızde ycpılocak colısmoiaHo bunlann tchmını butcelerının gorusulup kararlastırılması 7 Yönelım Kuıuluııo verılmıs olan yelkılerın gozden gecırılerek gorusjlmesı ve yenı yetkılerın verılmesı 3 Yonelım ve Denetım Kurullonnın hokkı huzurlarının korarlastırtması, 9 Yonetım ve Denetım Kurullarının asıl ve yedek uyelerının 2 yılbk ureyle seomı 10 Yonelım Kurulu larofındon alınan uyelıkten cıkarılma kararlormo yıpılon ıtırozların gorusulup karara boğlonması 11 Oılek ve temennıler YOMETIM KURULU ADINA 8ASKAN PRCF DR MEHMFJ GUNGOR II IASKAN AV M KEMALOICAN m 70PUNTISAIONUNA YALNIZ 0V SAHİPLERİ AUNAÛUTrilî BU NEDENLE ORTAĞIN ESIDAKI OLSA MİSAFIRLER FUAYE'DE 0TURA8İLECK1İRDU. DURUM ONEMLE HATIRUT1UR (Toplanlı Yerı Tel 21123 63/Foks 274 9205) FATİH 4. ASLhT HlTaK HÂKİMLtĞt^NDEN EsasNo I99S631 karar No 199^8"" Davacı Done Arslan tarafından açılan gaıplık dava-ı so- nunda Mahkemcmızce da\anın kabulune \e Kılı-. İrnaplı K^utah Mah cılt 14 1 sahıfe 35 kutuk 22 de nufusa kj>itlı bulunan davacı Done Arslan ın babası Hasan ıle Dont den olma 1 ı id doğumlu Ahmet Ozalp ın gaıphğıne karara ^erıl- miş olup l>bu kararın gazetede ılanından sonra 1 av mnde tem\ız edılmedıSı takdırde keMnleimışolacağıhususu uncn tebhgolunur H l 1998 Basın M9O DUYURU Bır sureden berı pıyasada tıcarı faalıyette buluran BAYTUR İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET A.Ş. ıle Fırmamızın hıçbır /Igısı yoktur Kamuoyuna duyurulur 3 BAYTUR İNŞAAT TAAHHÖT AŞ. 19 Mayıs Caddesı No 3 4 Şışlı (80220) ISTANİ UL TEL (021 2) 21 2 85 05 FAX (0212) 21 2 68 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle