Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20OCAK1998SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Casinolar
Mahkemesi'nde
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Anayasa
Mahkemesi, casinoların
kapatılmasmı öngören
düzenlemenin iptali istemini
yann esastan görüşecek.
Alınan bilgiye göre Anayasa
Mahkemesi, Ankara 9. Idare.
Antalya Asliye 6. Hukuk
Hâkimliği ve Silivri Asliye
Hukuk Mahkemesi'nin 4320
sayılı, "Turizmi Teşvik
Yasası'nda Değişiklik
Yapılması Hakkındaki
Yasa"nın casinoların
kapatılmasmı öngören geçici
birinci maddesinin iptal
istemini esastan görüşecek.
Antalya ve Sili\Tİ"den gelen
iptal başvurulannda
yürürlüğün durdurulması da
isteniyor.
Gazi davast
• istanbulHaber Servisi -
Halkın Hukuk Bürosu.
Trabzon'da göriilen Gazi
davasını izlemek üzere
gidenlerin saldınya
uğradığını vurguladı.
Bürodan yapılan yazılı
açıklamada, Trabzon'a giden
Gazi ailelerinin otobüslerinin
polislerin yanında taşlandığı
belirtilerek 23 Ocak'ta
yapılacak duruşmada
meydana gelecek olaylardan
hükümetin sorumlu olacağı
bildirildi. Bu arada Pir Sultan
Abdal Kültür Derneği
Yönetim Kurulu iiyesi
Abdullah Kaygısız. "Gazi
Mahallesi olaylan, senaryosu
önceden hazırlanmış toptan
imha etmenin projesidir"
dedi.
SİP: IMf elini çek
• İstanbul Haber Servisi -
Sosyalist tktidar Partisi
(SİP), IMF heyetinin.
Türkiye ekonomisi için
uygun olan "ekonomik
paketi" belirlemek üzere bir
kez daha ülkemize geldiğini
belirtti. Partiden yapılan
açıklamada, emeicçilerin
önümüzdeki günlerde de
ekonomik sıkıntı çekeceği
ifade edilerek, IMF'nin elini
ülkemizden çekmesi istendi.
YağmupdereH'ye
destek
• tstanbul Haber Servisi -
Sosyalist îktidar Partisi (StP)
Basm Bürosu. cezası
ertelenen Eşber
Yağmurdereli'nin tekrar
cezaevine konulmak
istenmesini eleştirdi. Basın
bürosundan yapılan yazılı
açıklamada, hükümetin AB
ile ilişkilerinde kritik bir
dönem yaşadığı sırada
Yağmurdereli için özel bir
formül bulduğuna dikkat
çekildi. Açıklamada,
aydınlara verilen cezalar
kınandı.
üsulsiizJük
iddialapı
• ANKARA (AA) - Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı.
TBMM Genel Kurul
Salonu'nun yenilenmesiyle
ılgılı usulsüzlük iddialan
konusunda başlattığı
soruşturmayı derinleştirerek
sürdürüyor. Soruşturmayı
yürüten Ankara Cumhuriyet
Başsavcı Vekili Bekır Selçuk,
usulsüzlük ıddıalanyla ılgılı
olarak adlan geçen eski
TBMM Genel Sekreteri ve
Başkanlık Danışmanı Necdet
Basa, eski Genel Sekreter
Yardımcısı Fahri Köprülü,
Teknik Daire yetkilileri ve
Emlak-Konut AŞ
yöneticılerinin ifadelerine
başvuracak. Öte yandan
Başsavcılığın. eski TBMM
Başkanı Mustafa Kalemli'nin
ifadesini almayacağı
öğrenilirken, Kalemli
hakkındaki karar soruşturma
sonunda ortaya çıkacak.
Erbakan'dan soııra Kutan
Kapatma karan parti içi demokrasi taleplerini su yüzüne çıkardı.
Refah tabanı ve gençler karizmatik değil, kolektif liderlik istiyor
SEBAHAT KARAKOYUN
ANKARA - RP'de bir süreden
beri içten içe devam eden yenileş-
me tartışmalan, Anayasa Mahke-
mesi'nin kapatma kararından
sonra su yüzüne çıkarken, "parti
içi demokrasi" istemi yüksek ses-
le dile getirilmeye başlandı.
RP kulislerinde yeni partinin
genel başkanlığı için Genel Baş-
kan Yardımcısı Recai Kutan'ın
daha şanslı olduğu sa\aınuldu.
Kutan'ın, "Bizim terbhemize ve
inaneımıza göre bir göreve kendi-
liğinden taüp olunmaz" yönünde-
ki açıklaması, adaylık konusunda
mesaj olarak değerlendirildi. RP
Ankara Milletvekili Ersönmez
Yarbay da yeni döneme ilişkin
beklentilerini dile eetirirken.
-Karizmatik değil, koİektiflider-
lik''" diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi'nin ge-
rekçeli kararı Resmi Gazete'de
yayımlanıncaya kadar geçecek
süreçte yeni parti ve liderlik so-
rununu çözmeye çalışan RP Ge-
nel Başkanı Necmettin Erbakan,
parti tabanını diri tutmaya yöne-
lik gezilerini de sürdürecek.
RP'nin iktidardaki son dönemle-
rinde başlayan ve kapatma dava-
sıyla birlikte hızlanan yenileşme
tartışmalan açısından Anayasa
Mahkemesi'nin karan yeni bir
dönüm noktası oldu.
RP içindeki genç kuşak ile ak
saçlılar olarak isimlendirilen es-
ki politikacılann çatışması yeni
parti ile ilgili tartışmalann hız-
lanmasıyla daha da arttı. Erba-
kan'ın, parti içi tartışmalann saf-
lan keskinleştireceği ve bölün-
meye neden olabileceği endişe-
siyle, yeni partiyle ilgili çalışma-
lan fazla zamana yaymadan so-
nuçlandırmayı ve liderlik düğü-
münü çözmeyi planladığı beîir-
tildi.
Parti içindeki genç kuşağın
desteklediği istanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Recep Tayyip
Erdoğan'ın liderliğini "zaman-
sız" bulan Erbakan'ın, Recai Ku-
tan'ın genel başkanlığına sıcak
baktığı savunuluyor.
RP kulislerinde Recep Tayyip
Erdoğan ve arkadaşlannın da iyi
ilişkiier içinde olduğu Kutan'ın,
ÎLKSAN'da
yine
yolsuzluk
ANKARA (ANKA)-
tlkokul
öğretmenlerinin
dayanışması için
kurulan, ancak
yolsuzluk kapısı halıne
getirilen lLKSAN'da
yine usulsüz bir ihale
yapıldı. tLKSAN
yönetimi, bazı yönetim
kurulu üyelerinin
muhalefeti ve
mahkemenin
'"yetkisizlik" karanna
karşın, Didim-Akbük
Sosyal Tesisi inşaatı
için "ilansız davet"
yöntemiyle ihaleye
çıktı. lhaleyi 720
milyarbedelleSangül
tnşaat Limitet Şirketi
kazanırken, 1999 yılı
sonunda tamamlanacak
tesisin toplam
maliyetinin 2.5 trilyon
lirayı geçeceği
bildirildi. thale
yönteminin, "İLKSAN
Muhasebe ve Alım-
Satım Yönetmeliği"ne
aykın olduğu
belirlenirken. Ankara
24'üncü Asliye Hukuk
Mahkemesi'nin,
tLKSAN Genel
Kurulu'na ilişkin aldıgı
iptal karan da göz ardı
edildi.
CİZMEDEN YUKARI MUSA KART
liderlik konusunda şanslı oldu-
ğundan söz ediliyor. Bu konuda-
ki sorulara kesin bir yanıt vermek
yerine, "Bizim terbiyemize ve
inaneımıza göre bir göreve kendi-
liğindentalip olunmaz" diyen K.u-
tan'ın bu sözleri adaylık için sin-
yal olarak yorumlandı.
KolektifUdertik
Anayasa Mahkemesi karann-
dan sonra sık sık gruplar halinde
bir araya gelen RP milletvekille-
ri yeni dönemle ilgili hareket pla-
nı yapmaya çalışıyorlar.
Bu toplantılarda parti içi
demokrasi ve kitleselleş-
me taleplerinin ağırlıklı
olarak dile geririldiği bildi-
rildi.
RP Ankara Milletvekili
Ersönmez Yarbay, yeni dö-
neme ilişkin beklentilerini
dile getirirken ülkede de-
mokrasinin yerleşmesinin
önkoşulunun siyasi parti-
lerin kendi içlerinde de-
mokratik oimalanndan
geçtiğine dikkat çekerek,
"Bu sadece bizim için değil,
bütün partiler için gereklL
Artık karizmatik değiL ko-
lektif liderlik anlayışı ege-
men olmalı. Karizmatik ü-
deıierin partilerinde tarüş-
manın ve katüımın yolu r>
kanıyor. Bunun yerine tar-
tışan, işbirliği yapan ve
böylelikle açıiun sağlayan
bir kadro hareketine ge-
reksinim var" diye konuş-
tu.
AlHM'ye başvuru
RP'nin hukukçu millet-
vekillerinden Şeref Mal-
koç. Anayasa Mahkeme-
si'nin karar öncesinde Si-
yasi Partiler Yasası'nın
(SPY) 103. maddesinin 2.
fıkrasını anayasaya aykın-
lık gerekçesiyle iptal etme-
sinin Avrupa tnsan Hakla-
n Mahkemesi'nebaşvuru-
lan açısından sorun yarat-
mayacağını savundu. Mal-
koç, mahkemenin Türki-
ye'deki iç mevzuatı değil,
Avrupa lnsan Haklan Söz-
leşmesi'ni referans aldığı-
nı vurguladı.
Haşim Kılıç ile Sacit Adalı, karşı oy gerekçelerini geç verirlerse karar gecikecek
Gerekçeli karan 3 üye yazıyorANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Anayasa Mahkemesi, ge-
rekçeli karann yazımınabaşladt.
Anayasa Mahkemesi Başkanı
Ahmet Necdet Sezer. karann ya-
zımı için 3 üyeyi görevlendirdi.
Anayasa Mahkemesi. RP'nin
kapatılmasına ilişkin karannın
gerekçesini yazmak üzere gerek-
li hazırlıklan başlattı. Mahkeme-
nin, davanın esastan görüşülme-
si sırasında verdiği birara karar-
la Siyasi Partiler Yasası'nın "o-
dak olmayı" düzenleyen 103.
maddesinin 2. fıkrasını
anayasaya aykın bularak
"dikkate almadığT öğ-
renildi. Anayasa Mahke-
mesi kaynaklan, u
Yük-
sek Mahkeme, inceleme-
lerini sürdürürken 103.
maddenin 2. fıkrasının
1995 yılında yeniden dü-
zenlenen anayasaya aykı-
n olduğunu saptadı. Ara
karanyla bunu yürür-
liikten kaldırdı. Önünii
temizJedi ve görüşmele-
rini sürdürdü" dediler.
Anayasanın geçici 15.
maddesinin Milli Gü-
venlik Konseyi tarafın-
dan hazırlanan yasalar
hakkında anayasaya aykınlık id-
diasında bulunamayacağını
anımsatan kaynaklar. "Ancak
söz konusu madde üzerinde 28
Mart 1986'da bir düzenleme ya-
pılmış. Bövleceo madde geçici 15.
maddesinin koruması altından
çıkmıs. O nedenle mahkeme yü-
rürlükten kaldırma yoluna gitti"
görüşünü dile getirdıler.
Siyasi Partiler Yasası'nın yü-
rürlüktenkaldınlan 103. madde-
sinin 2. fjkrası. odak olmayı ta-
nımlıyordu. Bu fıkra. u
suç oda-
ğmın oluşumu için, eylemin par-
tinin büyiik kongre, merkez ka-
rar ve yönetim kurulu ya da TB-
MM gnıbu"tarafından işlenme-
sini öngörüyordu. Anayasada
1995 yılında yapılan değişiklik-
lerle. bu madde anayasa ile çeliş-
ki oluşturmuştu.
AİHM yolu
Devlet Bakanı Hikmet Sami
Türk, gazeteciierin RP'nin Av-
rupa lnsan Hakları Mahkeme-
si "ne başvurabileceği yolundaki
haberleri anımsatması üzerine,
Türkiye'nin Avrupa lnsan Hak-
lan Komisyonu ile Mahkeme-
si'nin yetkisini kabul ettifini
anımsattı. Türkiye'de iç hukuk
yollannın tükenmesi durumunda
AİHM'e başvurulabileceğini
kaydeden Türk, şöyle devam et-
tı: "RP, bu hakkını kullanabitir.
Ancak bu Anayasa Mahkeme-
si'nin vermiş olduğu karann
temyizi anlamına gelmez. Bu ay-
n bir davadır. Mahkeme, bu da-
vayı insan hakları sözleşmesine
'Refah'ın mimsındagözümüzyok'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
RP'nin kapahlmasıyla birlikte
seçime yönelik arayışlannı
yoğunlaştıran parlamento dışı
partiler arasında RP tabanından en
fazla etkileneceklerin BBP ve
HADEP olması bekleniyor.
Merkez sağ partilerle turlannı
sürdüren BBP'nin Genel Sekreteri
Orhan Kavuncu, oy oranlanna
"patiama" beklemediklenni
söyledi.
HADEP Genel Başkanı Murat
Boztak, partism RP mirasından
pay kapma yanşmda olmadığını,
ancak vaatlerini yerine getirmeyen
RP'den HADEP'e doğru
kayışlann olduğunu belirtti. BBP
Genel Sekreteri Kavuncu ise
"RP'ye Türkhe'deki demokratik
teamüller açısından bir şekilde
sahip çıkıyor göriinrümüz. Refah
üe fikri bir beraberliğimiz var
şeklinde yorumlandı. Bu da
maalesef vanlış bir vonun. Bizim
RP Be fDÛi bir berâberi^z
yoktur" dedİ.
RP'nin, siyasal partilerin
kapatılmasına olanak tanıyan
anayasa ve yasalardaki hükümler
uyannca kapatıldığını anımsatan
Kavuncu, belli koşullar
oluştuğunda siyasal partilerin
kapatılabileceğini, ancak, bu işin
bu denli kolay olmaması
gerektiğini söyledi.
göre değerlendirecektir. Verile-
cek karar,Türkiye için bağlayıcı-
dır. Halen o mahkeme önünde
kapatilmış partilerin davalan
vardır, ama henüz bir karara \a-
ntmış degildir. O bakımdan
RP'nin böyle bir başvunıda elde
edeceği sonuç konusunda bir şey
söylemek söz konusu değUdir."
RP lideri Necmettin Erbakan
\e 5 arkadaşının milletvekillik-
lerinin düşmesinde büyük önem
taşıyan karann yazılması ve ya-
yımlanmasını Anayasa Mahke-
mesi tç Tüzüğü düzenliyor.
lçtüzük, karann yazılması
görevinin başkana, başkan-
vekiline ya da başkan tara-
fından görevlendirilecek bir
üyeye ait olduğunu öngörü-
yor. lçtüzük, gerekçeli karar
taslağının üyeler tarafından
birlikte incelenmesini de ön-
görüyor. Gerekçeli karann
karşı oy yazılanyla birlikte
varlık kazandığına dikkat
çekilirken kapatma karanna
muhalif kalan Haşim Kılıç
ile Sacit Adalı'nın karşı oy
gerekçelerini geciktirmeleri
durumunda karann Resmi
Gazete'de geç yayımlanabi-
leceği anımsatıldı.
UZYAZII ORHAN BÎRGÎT
Refah Partisi liderierinin, çevrelerine
ve özellikle bu partiye oy vermiş milyon-
larca yurttaşa moral vermek istemele-
rinden daha doğal bir şey yoktur. Bu
nedenle Erbakan'ın kent kent dolaş-
masını anlayışla karşılamak gerekiyor.
Ama Erbakan'ın kapatma kararını
hukuk dışı ilan ederek "taş devri" ben-
zetmeleri yapmasını anlamak kolay de-
ğikjir.
Kapatma davasının açılmasından bu
yana geçen sekiz aylık dönem içinde,
Anayasa Mahkemesi'neövgüleryağdı-
ran Hoca'nın bu konuda söylediklerini,
keşke hafızalan kolay unutur sandığı-
mız insanlarımız için derleyerek önce-
likle kendisine, "hangisinde samimiidin
a Hocam" sorusunu yöneltecek bir
genç meslektaşım çıksa.
Birisi perde gerisinde, üçü perdenin
tastamam önünde dört partiyi kapatma
becerisini gösteren Erbakan, profesyo-
nel politikaya başladığı Konya'nın bü-
yük bilgesi Mevlana'nın o ünlü "Ya ol-
duğun gibi görün; ya göriındüğün gibi
ol" sözünden ömrü boyunca ders al-
madığını son haftada gösteren bir tu-
tum içinde. Anayasa Mahkemesi kara-
nnı siyasi gerekçelere bağlamak, üye-
leri açık açık bazı çevrelerden direktif al-
mış kimseler olarak göstermek ne Er-
Bu Toz Duman Dağılır..
bakan'a ne de bu tür düşünce sahiple-
rine hiçbir şey kazandırmayacaktır. O
etkiyi yapan hangi güçler ise davada
aleyhte oy kullanan Haşim Kılıç ile Sa-
crt Adalı'ya ucundan kenanndan hiç
mi ulaşma çabası göstermediler.
Düşünce ve oylannı, kapatma yanlı-
sı üyeler gibi açık açık kullanan bu iki
yüksek yargıç, bu konuda bildiklerini
de aynı açıklık içinde söylemelidirler.
Aslındayargıçların çok rastladıklan için
alıştıklan birtürkaderdirbu: Yasadışı bir
eylemde suçüstü yakalanmış kişi, hü-
küm aleyhinde çıktığı zaman adaletin
tecelli etmediğini ileri sürer.
Tarih, "Ben bu suçu işledim, adalet
yerini buldu" diye açık yürekle itiraf e-
den kaç kişiye tanıklık etmiştir ki?..
Önce uzun politika maratonuna,
Anadolu esnafını ve tüccannı yanına
alarak çıkan, giderek lonca sisteminin
Islam ile baglantılannın kendisine sağ-
layacaöı getirileri ölçen, daha sonra da
tam birlslami söylem partisi olarak, di-
reksiyonu elinden kaçıran Erbakan,
kendisini beş yıl süre ile siyasetten ya-
saklayan eylemini öğrenmek istiyor.
"Altı mityon seçmenin büyük çoğun-
luğunun saf ve dürüst düşüncelerini
sömürüp saptırarak, onlan bir an için
de olsa partilerinden yoksun etmek, en
azından basiretsizlik değil miaHoca?"
Bu nedenle, hele bazı yanar döner
yazariann ileri sürdüğü gibi cuma karar-
larını, Anayasa Mahkemesi ve Yargrtay
arasında bir fiskos anlaşması sonunda
açıklanmış gösteren, her iki karan da
politik gerekçelere bağlamaya çalışan
"komplo teoricileri"ri\ kılavuz olarak
seçmeye hiçbir aklı başında insan kal-
kışmamalıdır.
• • •
Ama ortalığı kaplayan toz dumandan
yararlanmak isteyenlerin sayıları o ka-
dar çoğaldı ki, insan okuyup duyduk-
ça, her gün değil, belki de her saat ba-
şı bir yaş daha aldığı düşüncesine ka-
pılıyor.
ömek mi istersiniz..
Kimileri Erbakan'ın milletvekilliğinin
düşmeyeceğini savunurken, kimileri de
bir siyaset yasaklının yeniden parla-
mento üyesi olabileceği savlannı, "Ama
yasalarda bunlaryazılmamış" gerekçe-
leri içinde ileri sürüyor.
O arada Tansu Çiller'e moral hoca-
lığına soyunan bazılan da, Yargıtay'ın
Parsadan ile ilgili Ankara Ağır Ceza
Mahkemesi karannı onayan hükmünde
yer alan "Haksız menfaatin hangi amaç
öne sürülereksağlandığı dosya içeriği-
ne göre kesinlikle tespit edilememiştir"
cümlesini eski başbakan için bir can
kurtaran simidi olarak göstermek isti-
yorlar. Örtülü ödenek davasının daha
başlarında, Parsadan mahkûm olursa
bunun Çiller'in Yüce Divan önüne sa-
nık olarak çıkması demek olacağtnı ilk
ileri süren, sanınm bu satırlann yazarı
olmuştur. Çünkü o, politik yaşamında
örtülü ödeneğin ne olduğunu ve ne ol-
madığını deneyimleri ile yakından izle-
miştir.
Bir kez de Yargrtay'ın son hükmü ne-
deni ile düşüncemi söyleyeyim:
Selçuk Parsadan ve arkadaşlan, tes-
cilli dolandırıcı olarak hüküm giymişler-
dir. Dolandırdıklan kimseler arasında El-
liüçüncü Hükümet'in Başbakanı ve
Doğru Yol Partisi Genel Başkanı da bu-
lunmaktadır. Parsadan, bu eylemini iti-
raf etmekte ve dönemin başbakanın-
dan parayı Necdet Öztorun kimliği ile
ve genel seçimlerde emekli bazı asker-
lerin DYP'ye oy vermek amacı ile örgüt-
lenmeleri için aldığını söylemektedir.
Paranın kaynağının örtülü ödenek ol-
duğunu da bildirmektedir.
Pekiy.. Elliüçüncü Hükümet'in Baş-
bakanı ve DYP Genel Başkanı, özel ka-
lem müdürü aracılığı ile örtülü odenek-
ten bir dolandıncıya hangi amaca yö-
nelik olarak Hazine'nın altıbuçuk milya-
rını tek tek saydırtıp vermiştir? Yoksa
Parsadan'ı, örtülü ödenek yasasının
amacı içinde devlet güvenliği ile ilgili bir
hizmeti yerine getirecek devlet ajanı mı
sanmıştır?
Konuşmalarında her zaman rastladı-
ğımız gibi, Kayseri ile Giresun'u, Gazi
Maraş ile Kahraman Antep'i kanştırır
gibi, Öztorun'un kuryesi olarak gelen
dolandıncı için de "Aman tannm o ar-
kadaş Olağanüstü Hal Valisi değil miy-
diyoksa?"gibi bir savunma, şu ana ka-
dar ne Çiller'in ne de Hasan Ekinci ya
da Mümtaz Türkönü gibi açık, gizli kı-
lavuzlann akıllarına gelmemiştir.
Etraf toz dumanla dolunca, minare-
lere kılrf arayanlar, mızraklan çuvallara
sığdırmaya çalışanlar da elbette çoğal-
dıkça çoğalıyor..
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HlKMET ÇETİNKAYA
Kandırmaca...
Bir özel televizyon kanalında RP'nin Anayasa
Mahkemesi'nce kapatılması karan tartışılıyor...
Konuşmacıların tümü "Çağdaş demokrasiler-
de siyasiparti kapatılmaz" görüşünü yineleyip ek-
liyorlar:
"RP'nin kapatılmasıyla Türkiye'de demokrasi
büyük yara almıştır..."
Konuşmacılardan birisi demokrasi dersi verip
şöyle diyor bu sırada:
"Türkiye'de demokrasinin önündeki en büyük
engel Kemalistlerdir..."
Aynı kişinin bir gün sonra bir başka açıklaması-
nı görüyorum masamın üzerinde:
"Memuriara sendikal örgütlenme hakkı tanımak
devlete zarar verir..."
Türkiye'de ipin ucu kaçmış...
Daha düne kadar 'demokrasi' sözcüğünü ağzı-
na almayanlar, yargısız infazlara, faili meçhul cina-
yetlere alkış tutanlar, 15-16 yaşlanndaki çocukla-
nmızın işkenceden geçirilip cezaevlerine konul-
masına "Onlar terörist" deyip göz yumanlar, şim-
di televizyon ekranlarından haykmyorlar:
"Demokrasimiz yara aldı, hukuk çiğnendi..."
Oysa şu soruyu sormak gerekmez mi:
"Bugünlere nasıl geldik?"
Sıvas'ta 37 insanımızı diri diri yakanlan, "Şeriat
gelecek, laikler geberecek" diyenleri mahkeme-
lerde savunanlardan birisi de eski Adalet Bakanı
Şevket Kazan'dı...
Şimdi aynı Şevket Kazan bizlere demokrasi der-
si veriyor, Izmir'de yaptığı konuşmada ağlamaya
başlıyor...
Neden ağlıyor Şevket Kazan?
RP kapatıldığı için!..
Insanlan hedef gösterip öldürtenlerin "Demok-
rasi istiyoruz" demeleri kandırmacadan başka bir
şey degildir...
Adam, "Sen demokrasi istiyor musun?" dendi-
ğinde "Hayır, ben şeriat istiyorum" yanıtını vermi-
yor muydu?
Veriyordu!..
Şimdi aynı adam bakın ne diyor:
"Çağdaş demokrasilerde parti kapatılmaz..."
• • •
Elbette çağdaş demokrasilerde parti kapatıl-
maz...
Oralarda Hıristiyan Demokrat partiler, 'dine da-
yalı devlet şekli'riı akıllanndan bile geçirmez...
Yine çağdaş demokrasilerde memuriara, öğret-
menlere. polise demokratik örgütlenme geregi
olan sendikalaşma hakkı tanınır...
Çağdaş demokratik ülkelerde işçiler örgütlenir,
sendikal hak ve özgürlüklerini sonuna dek kulla-
nır...
Tüm bunlar demokratik haklar kapsamındadır...
Çağdaş demokratik ülkelerde patronlar 'işçi'
ücretlerini asgari ücretten gösterip, onlara 10 bin,
20 bin dolar ücret ödemez...
Çağdaş demokratik ülkelerde vergi kaçağı ol-
maz, herkesvergisini öder...
Biz, RP'nin kapatılmasmı alkışlamıyoruz...
RP'lilerin oturup düşünmelerini, akıllannı başla-
nna toplamalarını istiyoruz...
Insanlardeğişik ideolojileri benimseyebilirler, on-
ları tartışabilirler...
Türkiye laik demokratik bir hukuk devletidir...
Eğer birileri siyasal örgütlenmeyle bu devleti yı-
kıp yerine kendi ideolojisini kalıcı kılmak istiyorsa;
Ispanya'da, Italya'da, Almanya'da olduğu gibi Tür-
kiye'de de demokrasi (ister beğenin, ister begen-
meyin) kendisini korur...
Refah Partisi bildik bileli demokrasiyi biryaşam
biçimi olarak görmedi. Refah'a göre demokrasi
şeriat devleti için bir araçtı. Yanlarına iç ve dış di-
namikleri alıp 'öç alma' yolunu seçti. 74 yıllık Cum-
huriyetle hesaplaşmak istedi...
• • •
Orhan Erinç dünkü yazısında şöyle diyordu:
"Bu sonuçtan, RPyöneticileri kadar Kemalizm-
le demokrasinin bağdaşmayacağını ileri sürerken
şeriatla demokrasinin bağdaştığı görüşünü savu-
narak kendilerini yanıltan yazar takımı da büyük
pay sahibidir..."
Yalnız yazariar mı?
Kimi aydınlar, bilim adamları, sanayiciler ve işa-
damları da aynı görüşteydi...
Emre Kongar da şöyle yazmıştı:
"Bu süreç içinde 'denetimde tutmak' gerekçe-
siyle 'siyasal Islama' dev/ef tarafından her türiü
desteğin verilmesi ve özellikle imam-hatip eğiti-
minin yaygınlaştınlması, Türkiye'yi bugüne geti-
ren en önemli belirleyicidir."
Emre Hocamız yerden göğe kadar haklı!..
1940'larda başlayan süreç Türkiye'yi bugünle-
re getirdi. Siyasal Islam, ABD'nin 'Komünizmekar-
şı yeşil kuşak' formülüyle ivme kazandı...
Şimdi ne diyorlar:
"Çağdaş demokrasilerde partilerkapatılmaz..."
Ardından da bir bildiri yayımlıyor bu teraneye ka-
tılan kişi:
"Memuriann sendikalaşması devlete zarar ve-
rir..."
Bu ne biçim demokrasi anlayışıdır söyler misi-
niz?..
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (<ı raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
'Beyaz Kurdele'
Iran modeli eylem
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - RP'nin ka-
patılmasının ardından,
Adana Milletvekili Ertan
Yülek tarafından başlatı-
lan "bey'azkurdele'' eyle-
minin 18 yıl önce Şah dö-
neminde Iran'da Hume>-
niyanlılanncagerçekleş-
tirildiğine dikkat çekildi.
Cumhuri>î
et 25 Ekim
1997 tarihli sayısında, as-
keri istihbarat kaynaklan-
na atfen RP'Iiler ile radi-
kal Islamcıların îran'daki
Humeyni taraftarlarının
gerçekleştirdiği "beyaz
kurdele" eylemine hazır-'
landıklannı duyurmuştu.
Kaynaklar, Islam dev-
rimi öncesi tran'da görii-
len irticai faaliyetlerin
Türkiye'deki radikal ts-
lamcılartarafından örnek
alındığını belirtmişlerdi.
8 yıllık kesintisiz eğitimi
protesto eyiemleriyle so-
kağa taşan cuma eylemle-
ri sürecinde. radikal Is-
lamçılar ile RP yandaşla-
rınm "beyaz kurdele"
takmaya hazırlandıkları
uyansında bulunan kay-
naklar. "Bu eylem,
İran'da devrim öncesinde
büyük ilgi görmüş ve de\--
rim sürecinde önemli bir
simge haline gejmişti" gö-
rüşünü dile getirmişlerdi.
Kavnaklar, Türk Silah-
Iı Kuvvetleri (TSK) kar-
şıtlığının taraftar kazan-
maya neden olan bir un-
sur olduğunu gözlemle-
yen Islamci radikallerin
kampanyalannda orduyu
hedef alacaklan uyansın-
da buiunmuşlardı.