25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20OCAK1998SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Casinolar Mahkemesi'nde • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Anayasa Mahkemesi, casinoların kapatılmasmı öngören düzenlemenin iptali istemini yann esastan görüşecek. Alınan bilgiye göre Anayasa Mahkemesi, Ankara 9. Idare. Antalya Asliye 6. Hukuk Hâkimliği ve Silivri Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 4320 sayılı, "Turizmi Teşvik Yasası'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Yasa"nın casinoların kapatılmasmı öngören geçici birinci maddesinin iptal istemini esastan görüşecek. Antalya ve Sili\Tİ"den gelen iptal başvurulannda yürürlüğün durdurulması da isteniyor. Gazi davast • istanbulHaber Servisi - Halkın Hukuk Bürosu. Trabzon'da göriilen Gazi davasını izlemek üzere gidenlerin saldınya uğradığını vurguladı. Bürodan yapılan yazılı açıklamada, Trabzon'a giden Gazi ailelerinin otobüslerinin polislerin yanında taşlandığı belirtilerek 23 Ocak'ta yapılacak duruşmada meydana gelecek olaylardan hükümetin sorumlu olacağı bildirildi. Bu arada Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Yönetim Kurulu iiyesi Abdullah Kaygısız. "Gazi Mahallesi olaylan, senaryosu önceden hazırlanmış toptan imha etmenin projesidir" dedi. SİP: IMf elini çek • İstanbul Haber Servisi - Sosyalist tktidar Partisi (SİP), IMF heyetinin. Türkiye ekonomisi için uygun olan "ekonomik paketi" belirlemek üzere bir kez daha ülkemize geldiğini belirtti. Partiden yapılan açıklamada, emeicçilerin önümüzdeki günlerde de ekonomik sıkıntı çekeceği ifade edilerek, IMF'nin elini ülkemizden çekmesi istendi. YağmupdereH'ye destek • tstanbul Haber Servisi - Sosyalist îktidar Partisi (StP) Basm Bürosu. cezası ertelenen Eşber Yağmurdereli'nin tekrar cezaevine konulmak istenmesini eleştirdi. Basın bürosundan yapılan yazılı açıklamada, hükümetin AB ile ilişkilerinde kritik bir dönem yaşadığı sırada Yağmurdereli için özel bir formül bulduğuna dikkat çekildi. Açıklamada, aydınlara verilen cezalar kınandı. üsulsiizJük iddialapı • ANKARA (AA) - Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı. TBMM Genel Kurul Salonu'nun yenilenmesiyle ılgılı usulsüzlük iddialan konusunda başlattığı soruşturmayı derinleştirerek sürdürüyor. Soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Bekır Selçuk, usulsüzlük ıddıalanyla ılgılı olarak adlan geçen eski TBMM Genel Sekreteri ve Başkanlık Danışmanı Necdet Basa, eski Genel Sekreter Yardımcısı Fahri Köprülü, Teknik Daire yetkilileri ve Emlak-Konut AŞ yöneticılerinin ifadelerine başvuracak. Öte yandan Başsavcılığın. eski TBMM Başkanı Mustafa Kalemli'nin ifadesini almayacağı öğrenilirken, Kalemli hakkındaki karar soruşturma sonunda ortaya çıkacak. Erbakan'dan soııra Kutan Kapatma karan parti içi demokrasi taleplerini su yüzüne çıkardı. Refah tabanı ve gençler karizmatik değil, kolektif liderlik istiyor SEBAHAT KARAKOYUN ANKARA - RP'de bir süreden beri içten içe devam eden yenileş- me tartışmalan, Anayasa Mahke- mesi'nin kapatma kararından sonra su yüzüne çıkarken, "parti içi demokrasi" istemi yüksek ses- le dile getirilmeye başlandı. RP kulislerinde yeni partinin genel başkanlığı için Genel Baş- kan Yardımcısı Recai Kutan'ın daha şanslı olduğu sa\aınuldu. Kutan'ın, "Bizim terbhemize ve inaneımıza göre bir göreve kendi- liğinden taüp olunmaz" yönünde- ki açıklaması, adaylık konusunda mesaj olarak değerlendirildi. RP Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay da yeni döneme ilişkin beklentilerini dile eetirirken. -Karizmatik değil, koİektiflider- lik''" diye konuştu. Anayasa Mahkemesi'nin ge- rekçeli kararı Resmi Gazete'de yayımlanıncaya kadar geçecek süreçte yeni parti ve liderlik so- rununu çözmeye çalışan RP Ge- nel Başkanı Necmettin Erbakan, parti tabanını diri tutmaya yöne- lik gezilerini de sürdürecek. RP'nin iktidardaki son dönemle- rinde başlayan ve kapatma dava- sıyla birlikte hızlanan yenileşme tartışmalan açısından Anayasa Mahkemesi'nin karan yeni bir dönüm noktası oldu. RP içindeki genç kuşak ile ak saçlılar olarak isimlendirilen es- ki politikacılann çatışması yeni parti ile ilgili tartışmalann hız- lanmasıyla daha da arttı. Erba- kan'ın, parti içi tartışmalann saf- lan keskinleştireceği ve bölün- meye neden olabileceği endişe- siyle, yeni partiyle ilgili çalışma- lan fazla zamana yaymadan so- nuçlandırmayı ve liderlik düğü- münü çözmeyi planladığı beîir- tildi. Parti içindeki genç kuşağın desteklediği istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğini "zaman- sız" bulan Erbakan'ın, Recai Ku- tan'ın genel başkanlığına sıcak baktığı savunuluyor. RP kulislerinde Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlannın da iyi ilişkiier içinde olduğu Kutan'ın, ÎLKSAN'da yine yolsuzluk ANKARA (ANKA)- tlkokul öğretmenlerinin dayanışması için kurulan, ancak yolsuzluk kapısı halıne getirilen lLKSAN'da yine usulsüz bir ihale yapıldı. tLKSAN yönetimi, bazı yönetim kurulu üyelerinin muhalefeti ve mahkemenin '"yetkisizlik" karanna karşın, Didim-Akbük Sosyal Tesisi inşaatı için "ilansız davet" yöntemiyle ihaleye çıktı. lhaleyi 720 milyarbedelleSangül tnşaat Limitet Şirketi kazanırken, 1999 yılı sonunda tamamlanacak tesisin toplam maliyetinin 2.5 trilyon lirayı geçeceği bildirildi. thale yönteminin, "İLKSAN Muhasebe ve Alım- Satım Yönetmeliği"ne aykın olduğu belirlenirken. Ankara 24'üncü Asliye Hukuk Mahkemesi'nin, tLKSAN Genel Kurulu'na ilişkin aldıgı iptal karan da göz ardı edildi. CİZMEDEN YUKARI MUSA KART liderlik konusunda şanslı oldu- ğundan söz ediliyor. Bu konuda- ki sorulara kesin bir yanıt vermek yerine, "Bizim terbiyemize ve inaneımıza göre bir göreve kendi- liğindentalip olunmaz" diyen K.u- tan'ın bu sözleri adaylık için sin- yal olarak yorumlandı. KolektifUdertik Anayasa Mahkemesi karann- dan sonra sık sık gruplar halinde bir araya gelen RP milletvekille- ri yeni dönemle ilgili hareket pla- nı yapmaya çalışıyorlar. Bu toplantılarda parti içi demokrasi ve kitleselleş- me taleplerinin ağırlıklı olarak dile geririldiği bildi- rildi. RP Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay, yeni dö- neme ilişkin beklentilerini dile getirirken ülkede de- mokrasinin yerleşmesinin önkoşulunun siyasi parti- lerin kendi içlerinde de- mokratik oimalanndan geçtiğine dikkat çekerek, "Bu sadece bizim için değil, bütün partiler için gereklL Artık karizmatik değiL ko- lektif liderlik anlayışı ege- men olmalı. Karizmatik ü- deıierin partilerinde tarüş- manın ve katüımın yolu r> kanıyor. Bunun yerine tar- tışan, işbirliği yapan ve böylelikle açıiun sağlayan bir kadro hareketine ge- reksinim var" diye konuş- tu. AlHM'ye başvuru RP'nin hukukçu millet- vekillerinden Şeref Mal- koç. Anayasa Mahkeme- si'nin karar öncesinde Si- yasi Partiler Yasası'nın (SPY) 103. maddesinin 2. fıkrasını anayasaya aykın- lık gerekçesiyle iptal etme- sinin Avrupa tnsan Hakla- n Mahkemesi'nebaşvuru- lan açısından sorun yarat- mayacağını savundu. Mal- koç, mahkemenin Türki- ye'deki iç mevzuatı değil, Avrupa lnsan Haklan Söz- leşmesi'ni referans aldığı- nı vurguladı. Haşim Kılıç ile Sacit Adalı, karşı oy gerekçelerini geç verirlerse karar gecikecek Gerekçeli karan 3 üye yazıyorANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Anayasa Mahkemesi, ge- rekçeli karann yazımınabaşladt. Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer. karann ya- zımı için 3 üyeyi görevlendirdi. Anayasa Mahkemesi. RP'nin kapatılmasına ilişkin karannın gerekçesini yazmak üzere gerek- li hazırlıklan başlattı. Mahkeme- nin, davanın esastan görüşülme- si sırasında verdiği birara karar- la Siyasi Partiler Yasası'nın "o- dak olmayı" düzenleyen 103. maddesinin 2. fıkrasını anayasaya aykın bularak "dikkate almadığT öğ- renildi. Anayasa Mahke- mesi kaynaklan, u Yük- sek Mahkeme, inceleme- lerini sürdürürken 103. maddenin 2. fıkrasının 1995 yılında yeniden dü- zenlenen anayasaya aykı- n olduğunu saptadı. Ara karanyla bunu yürür- liikten kaldırdı. Önünii temizJedi ve görüşmele- rini sürdürdü" dediler. Anayasanın geçici 15. maddesinin Milli Gü- venlik Konseyi tarafın- dan hazırlanan yasalar hakkında anayasaya aykınlık id- diasında bulunamayacağını anımsatan kaynaklar. "Ancak söz konusu madde üzerinde 28 Mart 1986'da bir düzenleme ya- pılmış. Bövleceo madde geçici 15. maddesinin koruması altından çıkmıs. O nedenle mahkeme yü- rürlükten kaldırma yoluna gitti" görüşünü dile getirdıler. Siyasi Partiler Yasası'nın yü- rürlüktenkaldınlan 103. madde- sinin 2. fjkrası. odak olmayı ta- nımlıyordu. Bu fıkra. u suç oda- ğmın oluşumu için, eylemin par- tinin büyiik kongre, merkez ka- rar ve yönetim kurulu ya da TB- MM gnıbu"tarafından işlenme- sini öngörüyordu. Anayasada 1995 yılında yapılan değişiklik- lerle. bu madde anayasa ile çeliş- ki oluşturmuştu. AİHM yolu Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk, gazeteciierin RP'nin Av- rupa lnsan Hakları Mahkeme- si "ne başvurabileceği yolundaki haberleri anımsatması üzerine, Türkiye'nin Avrupa lnsan Hak- lan Komisyonu ile Mahkeme- si'nin yetkisini kabul ettifini anımsattı. Türkiye'de iç hukuk yollannın tükenmesi durumunda AİHM'e başvurulabileceğini kaydeden Türk, şöyle devam et- tı: "RP, bu hakkını kullanabitir. Ancak bu Anayasa Mahkeme- si'nin vermiş olduğu karann temyizi anlamına gelmez. Bu ay- n bir davadır. Mahkeme, bu da- vayı insan hakları sözleşmesine 'Refah'ın mimsındagözümüzyok' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RP'nin kapahlmasıyla birlikte seçime yönelik arayışlannı yoğunlaştıran parlamento dışı partiler arasında RP tabanından en fazla etkileneceklerin BBP ve HADEP olması bekleniyor. Merkez sağ partilerle turlannı sürdüren BBP'nin Genel Sekreteri Orhan Kavuncu, oy oranlanna "patiama" beklemediklenni söyledi. HADEP Genel Başkanı Murat Boztak, partism RP mirasından pay kapma yanşmda olmadığını, ancak vaatlerini yerine getirmeyen RP'den HADEP'e doğru kayışlann olduğunu belirtti. BBP Genel Sekreteri Kavuncu ise "RP'ye Türkhe'deki demokratik teamüller açısından bir şekilde sahip çıkıyor göriinrümüz. Refah üe fikri bir beraberliğimiz var şeklinde yorumlandı. Bu da maalesef vanlış bir vonun. Bizim RP Be fDÛi bir berâberi^z yoktur" dedİ. RP'nin, siyasal partilerin kapatılmasına olanak tanıyan anayasa ve yasalardaki hükümler uyannca kapatıldığını anımsatan Kavuncu, belli koşullar oluştuğunda siyasal partilerin kapatılabileceğini, ancak, bu işin bu denli kolay olmaması gerektiğini söyledi. göre değerlendirecektir. Verile- cek karar,Türkiye için bağlayıcı- dır. Halen o mahkeme önünde kapatilmış partilerin davalan vardır, ama henüz bir karara \a- ntmış degildir. O bakımdan RP'nin böyle bir başvunıda elde edeceği sonuç konusunda bir şey söylemek söz konusu değUdir." RP lideri Necmettin Erbakan \e 5 arkadaşının milletvekillik- lerinin düşmesinde büyük önem taşıyan karann yazılması ve ya- yımlanmasını Anayasa Mahke- mesi tç Tüzüğü düzenliyor. lçtüzük, karann yazılması görevinin başkana, başkan- vekiline ya da başkan tara- fından görevlendirilecek bir üyeye ait olduğunu öngörü- yor. lçtüzük, gerekçeli karar taslağının üyeler tarafından birlikte incelenmesini de ön- görüyor. Gerekçeli karann karşı oy yazılanyla birlikte varlık kazandığına dikkat çekilirken kapatma karanna muhalif kalan Haşim Kılıç ile Sacit Adalı'nın karşı oy gerekçelerini geciktirmeleri durumunda karann Resmi Gazete'de geç yayımlanabi- leceği anımsatıldı. UZYAZII ORHAN BÎRGÎT Refah Partisi liderierinin, çevrelerine ve özellikle bu partiye oy vermiş milyon- larca yurttaşa moral vermek istemele- rinden daha doğal bir şey yoktur. Bu nedenle Erbakan'ın kent kent dolaş- masını anlayışla karşılamak gerekiyor. Ama Erbakan'ın kapatma kararını hukuk dışı ilan ederek "taş devri" ben- zetmeleri yapmasını anlamak kolay de- ğikjir. Kapatma davasının açılmasından bu yana geçen sekiz aylık dönem içinde, Anayasa Mahkemesi'neövgüleryağdı- ran Hoca'nın bu konuda söylediklerini, keşke hafızalan kolay unutur sandığı- mız insanlarımız için derleyerek önce- likle kendisine, "hangisinde samimiidin a Hocam" sorusunu yöneltecek bir genç meslektaşım çıksa. Birisi perde gerisinde, üçü perdenin tastamam önünde dört partiyi kapatma becerisini gösteren Erbakan, profesyo- nel politikaya başladığı Konya'nın bü- yük bilgesi Mevlana'nın o ünlü "Ya ol- duğun gibi görün; ya göriındüğün gibi ol" sözünden ömrü boyunca ders al- madığını son haftada gösteren bir tu- tum içinde. Anayasa Mahkemesi kara- nnı siyasi gerekçelere bağlamak, üye- leri açık açık bazı çevrelerden direktif al- mış kimseler olarak göstermek ne Er- Bu Toz Duman Dağılır.. bakan'a ne de bu tür düşünce sahiple- rine hiçbir şey kazandırmayacaktır. O etkiyi yapan hangi güçler ise davada aleyhte oy kullanan Haşim Kılıç ile Sa- crt Adalı'ya ucundan kenanndan hiç mi ulaşma çabası göstermediler. Düşünce ve oylannı, kapatma yanlı- sı üyeler gibi açık açık kullanan bu iki yüksek yargıç, bu konuda bildiklerini de aynı açıklık içinde söylemelidirler. Aslındayargıçların çok rastladıklan için alıştıklan birtürkaderdirbu: Yasadışı bir eylemde suçüstü yakalanmış kişi, hü- küm aleyhinde çıktığı zaman adaletin tecelli etmediğini ileri sürer. Tarih, "Ben bu suçu işledim, adalet yerini buldu" diye açık yürekle itiraf e- den kaç kişiye tanıklık etmiştir ki?.. Önce uzun politika maratonuna, Anadolu esnafını ve tüccannı yanına alarak çıkan, giderek lonca sisteminin Islam ile baglantılannın kendisine sağ- layacaöı getirileri ölçen, daha sonra da tam birlslami söylem partisi olarak, di- reksiyonu elinden kaçıran Erbakan, kendisini beş yıl süre ile siyasetten ya- saklayan eylemini öğrenmek istiyor. "Altı mityon seçmenin büyük çoğun- luğunun saf ve dürüst düşüncelerini sömürüp saptırarak, onlan bir an için de olsa partilerinden yoksun etmek, en azından basiretsizlik değil miaHoca?" Bu nedenle, hele bazı yanar döner yazariann ileri sürdüğü gibi cuma karar- larını, Anayasa Mahkemesi ve Yargrtay arasında bir fiskos anlaşması sonunda açıklanmış gösteren, her iki karan da politik gerekçelere bağlamaya çalışan "komplo teoricileri"ri\ kılavuz olarak seçmeye hiçbir aklı başında insan kal- kışmamalıdır. • • • Ama ortalığı kaplayan toz dumandan yararlanmak isteyenlerin sayıları o ka- dar çoğaldı ki, insan okuyup duyduk- ça, her gün değil, belki de her saat ba- şı bir yaş daha aldığı düşüncesine ka- pılıyor. ömek mi istersiniz.. Kimileri Erbakan'ın milletvekilliğinin düşmeyeceğini savunurken, kimileri de bir siyaset yasaklının yeniden parla- mento üyesi olabileceği savlannı, "Ama yasalarda bunlaryazılmamış" gerekçe- leri içinde ileri sürüyor. O arada Tansu Çiller'e moral hoca- lığına soyunan bazılan da, Yargıtay'ın Parsadan ile ilgili Ankara Ağır Ceza Mahkemesi karannı onayan hükmünde yer alan "Haksız menfaatin hangi amaç öne sürülereksağlandığı dosya içeriği- ne göre kesinlikle tespit edilememiştir" cümlesini eski başbakan için bir can kurtaran simidi olarak göstermek isti- yorlar. Örtülü ödenek davasının daha başlarında, Parsadan mahkûm olursa bunun Çiller'in Yüce Divan önüne sa- nık olarak çıkması demek olacağtnı ilk ileri süren, sanınm bu satırlann yazarı olmuştur. Çünkü o, politik yaşamında örtülü ödeneğin ne olduğunu ve ne ol- madığını deneyimleri ile yakından izle- miştir. Bir kez de Yargrtay'ın son hükmü ne- deni ile düşüncemi söyleyeyim: Selçuk Parsadan ve arkadaşlan, tes- cilli dolandırıcı olarak hüküm giymişler- dir. Dolandırdıklan kimseler arasında El- liüçüncü Hükümet'in Başbakanı ve Doğru Yol Partisi Genel Başkanı da bu- lunmaktadır. Parsadan, bu eylemini iti- raf etmekte ve dönemin başbakanın- dan parayı Necdet Öztorun kimliği ile ve genel seçimlerde emekli bazı asker- lerin DYP'ye oy vermek amacı ile örgüt- lenmeleri için aldığını söylemektedir. Paranın kaynağının örtülü ödenek ol- duğunu da bildirmektedir. Pekiy.. Elliüçüncü Hükümet'in Baş- bakanı ve DYP Genel Başkanı, özel ka- lem müdürü aracılığı ile örtülü odenek- ten bir dolandıncıya hangi amaca yö- nelik olarak Hazine'nın altıbuçuk milya- rını tek tek saydırtıp vermiştir? Yoksa Parsadan'ı, örtülü ödenek yasasının amacı içinde devlet güvenliği ile ilgili bir hizmeti yerine getirecek devlet ajanı mı sanmıştır? Konuşmalarında her zaman rastladı- ğımız gibi, Kayseri ile Giresun'u, Gazi Maraş ile Kahraman Antep'i kanştırır gibi, Öztorun'un kuryesi olarak gelen dolandıncı için de "Aman tannm o ar- kadaş Olağanüstü Hal Valisi değil miy- diyoksa?"gibi bir savunma, şu ana ka- dar ne Çiller'in ne de Hasan Ekinci ya da Mümtaz Türkönü gibi açık, gizli kı- lavuzlann akıllarına gelmemiştir. Etraf toz dumanla dolunca, minare- lere kılrf arayanlar, mızraklan çuvallara sığdırmaya çalışanlar da elbette çoğal- dıkça çoğalıyor.. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HlKMET ÇETİNKAYA Kandırmaca... Bir özel televizyon kanalında RP'nin Anayasa Mahkemesi'nce kapatılması karan tartışılıyor... Konuşmacıların tümü "Çağdaş demokrasiler- de siyasiparti kapatılmaz" görüşünü yineleyip ek- liyorlar: "RP'nin kapatılmasıyla Türkiye'de demokrasi büyük yara almıştır..." Konuşmacılardan birisi demokrasi dersi verip şöyle diyor bu sırada: "Türkiye'de demokrasinin önündeki en büyük engel Kemalistlerdir..." Aynı kişinin bir gün sonra bir başka açıklaması- nı görüyorum masamın üzerinde: "Memuriara sendikal örgütlenme hakkı tanımak devlete zarar verir..." Türkiye'de ipin ucu kaçmış... Daha düne kadar 'demokrasi' sözcüğünü ağzı- na almayanlar, yargısız infazlara, faili meçhul cina- yetlere alkış tutanlar, 15-16 yaşlanndaki çocukla- nmızın işkenceden geçirilip cezaevlerine konul- masına "Onlar terörist" deyip göz yumanlar, şim- di televizyon ekranlarından haykmyorlar: "Demokrasimiz yara aldı, hukuk çiğnendi..." Oysa şu soruyu sormak gerekmez mi: "Bugünlere nasıl geldik?" Sıvas'ta 37 insanımızı diri diri yakanlan, "Şeriat gelecek, laikler geberecek" diyenleri mahkeme- lerde savunanlardan birisi de eski Adalet Bakanı Şevket Kazan'dı... Şimdi aynı Şevket Kazan bizlere demokrasi der- si veriyor, Izmir'de yaptığı konuşmada ağlamaya başlıyor... Neden ağlıyor Şevket Kazan? RP kapatıldığı için!.. Insanlan hedef gösterip öldürtenlerin "Demok- rasi istiyoruz" demeleri kandırmacadan başka bir şey degildir... Adam, "Sen demokrasi istiyor musun?" dendi- ğinde "Hayır, ben şeriat istiyorum" yanıtını vermi- yor muydu? Veriyordu!.. Şimdi aynı adam bakın ne diyor: "Çağdaş demokrasilerde parti kapatılmaz..." • • • Elbette çağdaş demokrasilerde parti kapatıl- maz... Oralarda Hıristiyan Demokrat partiler, 'dine da- yalı devlet şekli'riı akıllanndan bile geçirmez... Yine çağdaş demokrasilerde memuriara, öğret- menlere. polise demokratik örgütlenme geregi olan sendikalaşma hakkı tanınır... Çağdaş demokratik ülkelerde işçiler örgütlenir, sendikal hak ve özgürlüklerini sonuna dek kulla- nır... Tüm bunlar demokratik haklar kapsamındadır... Çağdaş demokratik ülkelerde patronlar 'işçi' ücretlerini asgari ücretten gösterip, onlara 10 bin, 20 bin dolar ücret ödemez... Çağdaş demokratik ülkelerde vergi kaçağı ol- maz, herkesvergisini öder... Biz, RP'nin kapatılmasmı alkışlamıyoruz... RP'lilerin oturup düşünmelerini, akıllannı başla- nna toplamalarını istiyoruz... Insanlardeğişik ideolojileri benimseyebilirler, on- ları tartışabilirler... Türkiye laik demokratik bir hukuk devletidir... Eğer birileri siyasal örgütlenmeyle bu devleti yı- kıp yerine kendi ideolojisini kalıcı kılmak istiyorsa; Ispanya'da, Italya'da, Almanya'da olduğu gibi Tür- kiye'de de demokrasi (ister beğenin, ister begen- meyin) kendisini korur... Refah Partisi bildik bileli demokrasiyi biryaşam biçimi olarak görmedi. Refah'a göre demokrasi şeriat devleti için bir araçtı. Yanlarına iç ve dış di- namikleri alıp 'öç alma' yolunu seçti. 74 yıllık Cum- huriyetle hesaplaşmak istedi... • • • Orhan Erinç dünkü yazısında şöyle diyordu: "Bu sonuçtan, RPyöneticileri kadar Kemalizm- le demokrasinin bağdaşmayacağını ileri sürerken şeriatla demokrasinin bağdaştığı görüşünü savu- narak kendilerini yanıltan yazar takımı da büyük pay sahibidir..." Yalnız yazariar mı? Kimi aydınlar, bilim adamları, sanayiciler ve işa- damları da aynı görüşteydi... Emre Kongar da şöyle yazmıştı: "Bu süreç içinde 'denetimde tutmak' gerekçe- siyle 'siyasal Islama' dev/ef tarafından her türiü desteğin verilmesi ve özellikle imam-hatip eğiti- minin yaygınlaştınlması, Türkiye'yi bugüne geti- ren en önemli belirleyicidir." Emre Hocamız yerden göğe kadar haklı!.. 1940'larda başlayan süreç Türkiye'yi bugünle- re getirdi. Siyasal Islam, ABD'nin 'Komünizmekar- şı yeşil kuşak' formülüyle ivme kazandı... Şimdi ne diyorlar: "Çağdaş demokrasilerde partilerkapatılmaz..." Ardından da bir bildiri yayımlıyor bu teraneye ka- tılan kişi: "Memuriann sendikalaşması devlete zarar ve- rir..." Bu ne biçim demokrasi anlayışıdır söyler misi- niz?.. E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (<ı raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 'Beyaz Kurdele' Iran modeli eylem ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - RP'nin ka- patılmasının ardından, Adana Milletvekili Ertan Yülek tarafından başlatı- lan "bey'azkurdele'' eyle- minin 18 yıl önce Şah dö- neminde Iran'da Hume>- niyanlılanncagerçekleş- tirildiğine dikkat çekildi. Cumhuri>î et 25 Ekim 1997 tarihli sayısında, as- keri istihbarat kaynaklan- na atfen RP'Iiler ile radi- kal Islamcıların îran'daki Humeyni taraftarlarının gerçekleştirdiği "beyaz kurdele" eylemine hazır-' landıklannı duyurmuştu. Kaynaklar, Islam dev- rimi öncesi tran'da görii- len irticai faaliyetlerin Türkiye'deki radikal ts- lamcılartarafından örnek alındığını belirtmişlerdi. 8 yıllık kesintisiz eğitimi protesto eyiemleriyle so- kağa taşan cuma eylemle- ri sürecinde. radikal Is- lamçılar ile RP yandaşla- rınm "beyaz kurdele" takmaya hazırlandıkları uyansında bulunan kay- naklar. "Bu eylem, İran'da devrim öncesinde büyük ilgi görmüş ve de\-- rim sürecinde önemli bir simge haline gejmişti" gö- rüşünü dile getirmişlerdi. Kavnaklar, Türk Silah- Iı Kuvvetleri (TSK) kar- şıtlığının taraftar kazan- maya neden olan bir un- sur olduğunu gözlemle- yen Islamci radikallerin kampanyalannda orduyu hedef alacaklan uyansın- da buiunmuşlardı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle