Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 OCAK 1998 SAL
HABERLER
Teşkilat Çiller'i
takmadı
• ANKARA (UBA) - DYP
Genel Başkanı Tansu Çiller.
eskı ortağı Erbakan'a
özenerek. yürüttüğü teşkilat
çalışmalanndan sonuç
alamıyor. Muhalefete
düştükten sonra RP tipi
örgütlenme atağına geçen ve
her fırsatta teşkilatına
"Yann seçım olacakmış gibi
çalışın" diyen Çiller, sandık
görevlilerinin listesini
istemesine rağmen. bu
isteğine yanıt alamadı.
Çiller'in talimatı üzerine
Seçim tşleri Başkanı Hasan
Ekinci tarafından aylar önce
teşkilatlara gönderilen
"Sandık görev lileri listesini
oluşturup. bize gönderin"
yazısını teşkilatlar dikkate
almayınca Ekinci, ikinci kez
yazı gönderdi.
İHD Savaş'a dava
açacakI ANKARA (AA)-lnsan
HakJan Derneği (IHD),
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Vural Savaş
ale> hine tazminat davası
açacak. iHD'den yapılan
yazılı açıkJamada, Başsavcı
Savaş'ın 16 Ocak günü
Kanal 6 televizyonunda
yayımlanan Hulki
Cevizoğlu'nun yönettiği
"Ceviz Kabuğu"
programındalHD'ye "iftira
ve hakaret" dolu sözler sarf
ettiği ileri sürülerek
tazminat davası açacağı
bildinldı.
Çetin
Hıryatistan'a
gidiyor
• ANKARA (AA) - TBMM
Başkanı Hikmet Çetin,
başkan seçildikten sonra ilk
yurtdışı seyahatini
Hırvatistan ve Bosna-
Hersek'e gerçekleştirecek.
Hırvatistan Parlamento
Başkanı Vlatko Pavlatic'ın
resmı konuğu olarak bugün
bu ülkeye gidecek olan
Çetin. yann da Başbakan
Zlatko Matesa ve Başbakan
Yardımcısı ve Dışişleri
Bakanı Mete Granıc ile
görüşecek. Çetin ve
berabenndekı parlamento
heyeti. perşembe günü de
Bosna-Hersek"e gidecek.
fiüzel, DGM'de
yargılamyor
• ANKARA (AA) - YDP
Genel Başkanı Hasan Celal
Güzel'in. "Devletin
emniyeti. dahili ve
beynelmılel siyaseri
açısından gizli kalması
gereken belgeleri ifşa ettiği"
gerekçesiyle 5 yıldan az
olmamak üzere ağır hapis
cezası istemıyle
yargılanmasına dün devam
edildı. Güzel'in katılmadığı
Ankara2NoluDGM'deki
duruşmada, mahkeme
başkanı Turgut Okyay,
Genelkurmay
Başkanlığı'ndan istenen
brifing notlannın "gizlilik"
derecesi taşıyan bilgiler
ıçermesi nedeniyle
mahkemeye
gönderilemeyeceğin in
bildirildiğini söyledı. Bu
notlara gerek duyulmadan
karar verilebileceğini
belirten Okyay, duruşmayı
erteledi
DYP de Kanadeniz
telaşı
• ANKARA (UBA) - DYP
Genel Başkanı Tansu Çiller,
Karadeniz karayoluna şaibe
kanştığı iddiasıyla.
Bayındırlık Bakanı Yaşar
Topçu hakkında verilen
gensorudan sonra tepki
alınca. Karadenizlilenn
gönlünü almak ıçin "Yola
Karşı Değilız" adlı bir
kitapçık bastırdı. Çiller'in
talimatı üzenne partinin
Karadenız'de oy
kaybedeceği endişesiyle
bastınlan ve "Yola değil,
yolsuzluklara karşıyız"
denilen ve beş bin adet
bastınlan kitapçık. başta
Karadenızliler olmak üzere
tüm teşkilatlara,
milletvekillenne ve
yöneticilere gönderildi.
hincioğllapı
emekli oluyor
• AıNKARA(AA)-
Danıştay Başkanı Füruzan
tkincioğullan. 4 Şubat'ta
yaş haddınden emekJiye
aynlacak. tkincioğullan. 6.
Daıre Başkanlığı yaparken
30Mart 1994'te ilk kez bir
kadın olarak Danıştay
Başkanlığı'na seçilmişti.
Danıştay Başkanlığı için 4.
Daire Başkanı Erol
Çırakman. 5. Daıre Başkanı
Nun Alan. 6. Daıre Başkanı
Gürbüz Önbilgın, 9. Daire
Başkanı Uzdem Akyüz. 10.
Daire Başkanı Erol Dündar,
11. Daire Başkanı Bahir
Oğuz Ayçin ve 12. Daire
Başkanı Şükrü Özeren'in
aday olacağı öğrenildi.
Erbakan, umum müdür olduğu 6 milyon sermayeli Gümüş Motor'u 7 yılda 7 milyon lira zarara soktu
Yönettiği fabrikayı babrdı
F
akasını bir türlü bırakmayan bu
uğursuzluğun kaynağı sakın do-
ğum tanhı olmasındı. Sen şu Al-
lah'ın hıkmetine bak. Annesi Ka-
mer Hanım da koskoca 365 günün içınde
sanki gün kalmamış gıbı sen kalk. toparlak
yüzlü Necmettin'i 29 Ekım'de. Cumhuriyet
Bayramı'nın jıldönümünde doğur.Adı
"yıldız" anlamına gelen Necmettın'ın yıldı-
zı ise tam tersine laık \e demokratık cum-
hunyetle hiç barışmadı. Sivasete atıldıktan
sonra her yargılanmasında "Cumhuriyet'in
temellerini >erinden sarsmaktan \e değiştir-
mheteşebbüsten"" suçlandı \e cazalandınl-
dı. Nereyegıtse "Cumhuriyet", yakasını bı-
rakmadı. llkokula da Kayseri Cumhuriyet
tlkokulu'nda başlamamış mı>dı? Neyse ki
bu okulda sadece üç a\ kaldı. Ama bu kez
de Trabzon'da okuduğu ılkokulda karşısına
"Gaa" adı çıkıverdi. Gerçi o tanhlerde ne
ailesinde ne de kendısınde Cumhunyet \e
Gazi düşmanlığının emarelen görünmüyor-
du.
Liseji Istanbul Erkek Lisesi'nde bınnci-
likle bitirdikten sonra çalışkanlığı sayesın-
de İTÜ Makine Fakültesı'ne yatay geçış ya-
parak direkt ikinci sınıftan başladı. Kendi-
sine sorulduğunda sofuluğu daha lise yılla-
nndan başlamıştı. Ama Hoca. usta atıcı ol-
duğu ıçın belge ve tanık olmadan bu dedı-
ğine ınanmak zor. Çünkü bir konuşmasında
da çocuklugunda Kuran kursuna gıttığını
söylemışti. Oysa o dönemde henüz Kuran
kurslan olmadığı bilenen birgerçek. Ne ka-
dan doğnı bilinmez. biz Hoca'nın yalancı-
sıyız, söylediğine göre şımdilenn Cumhur-
başkanı Süleyman Demırel'e de aptes ve na-
mazı İTÜ yıllannda Hoca öğretmış. Ünıver-
site kantinınde dönemm moda danslannı öğ-
-renraekle zaıaanını geçıren Sülevman De-
mırel'e "sen gel bakayun ne diye zamanını
böyle boş işlerie geçiriyorsun. Al bakavım cli-
ne Kur'anr deyıvermış
Süleyman Demirel. "eye sallamaktarT
kaçmak ıçın makine bölümünü değıl. ınşa-
at bölümünü seçmış. Hoca'nın anlattığına
göre lslamkövlü Süleyman sınıfını zaten
"hep kopya çekerek geçmiş."*
1948 yılında İTÜ Makine Fakültesi'nden
mezun olan Erbakan. 1 Temmuz'da avnı fa-
Erbakan. umum müdürlük
görevi sırasında hiçbir kayıt
tutmaz. Her şeyi siyah kaplı
ajandasına sadece
kendisinin anlayacağı bir
dille yazan Erbakan'ın
yüzünden fabrikanın
muhabese hesaplan
yapılamaz. Genel
müdürlüğün çağırdığı
hesap uzmanlan, yaptıkları
araştırma sonucunda ilginç
belgeler bulurlar.
kültenin Motorlar Kürsüsü'nde asistan ola-
rak göreve başlıvor. Üç yıllık asistanlık dö-
neminde başarılı bulanarak araştırmalar
yapması için 1951 vılında Alman>a'ya Aac-
hen Teknik Üni\ ersıtesı 'ne gönderilivor Bu
üniv ersıtede 1.5 yıl asken tank üretimi üze-
rinde Prof.Schimit'le çalışarak "doktor" un-
vanını alıyor. Hocamız. Almanva'da da ba-
şarıdan başanva koşuvor "Dizel motorlar-
da püskürtülen vakıtın nasıl rutuştuğunu"
matematiksel olarak izah eden doktora tezi
üzerine Deutz Motor Fabrikası'nadavetedi-
lıyor. Burada da leopartanklannın motorla-
n ile ilgili araştırma yapan Erbakan, 1953 yı-
lında yurda dönüyor ve doçentlık tezini \e-
rerek tekrar Almanya'ya gıdıvor 27 yaşın-
da doçent olan Erbakan. daha önce çalıştığı
Deutz firmasında 6 av da mühendis olarak
çalışıyor.
Buşıllannda Almanva'da evraktatahnfat
ve dolandıncılık suçundan ceza aldığı vay-
gın bir söylenti. Bu söylentivı araştırdığı-
mızdaherhangi birkayda rastlayamadık. Bu
konuda bize yardımcı olan Alman milletve-
killeri üç olasılık üzerinde duruyor. Birinci
olasılık; Almanya'da paraya çevrilen bu tür
cezalar 15 jıl sonra kayıtlardan siliniyor.
muhtemelen Erbakan'ın sabıkası da silindi.
İkinci olasılık; böyle bir olaya adı kanşma-
dı. Son olasılık ise başbakan olduktan son-
ra bu olay gızli kayıtlara girdi ve kamudan
saklandı.
Adnan Menderes dönemi
Erbakan. 1953 yılının kasım ayında. Istan-
bul Teknik Üniversitesi'nde doçent olarak
çalışmaya başladı ve bir yıl sonra da askere
gitti.
1954, yılında Menderes hükümetı. pancar
tanmını desteklemek için motor ve pompa
fabrikası yapılması konusunda karar alıyor.
Bir yıl sonra 1 Temmuz 1956 tarıhınde Gü-
müş Motor Fabnkası'nın temeli atılıvor. 200
kadar ortağın bir arava gelerek kurdugu 6
milyon sermayelı Gümüş Motor Fabnka-
sı'nın Umum Müdürlüğü'ne Necmettin Er-
bakan getınlıyor Fabnkanın adının. Nakşı-
bendi Şeyhi Mehmet Zahit Kotku'nun ba-
şında bulunduğu Gumuşhanelıler Dergâ-
Bir
zamanlar
böyleydi
Kapatılan
Refah
Partisi'nin eski
lideri Erbakan
bugün namaza
duracağı
zaman.
avaklannı bir
kişi vıkıvor.
diğeri
ibrikle su
döküyor.
Havlu tutan
havlucubaşı
ayn, ceketi.
paltoyu tutan
ayn. Erbakan
bu görünüşüyle
parti
başkanından
çoktarikat
şeyhine
benziyon.
Halbuki bir
zamlanlar
bövlevdi.
H a y a l î Ş İ r k e t klfrdU Cümüş Motor'da işler iyi gitmeyince Necmettin Erbakan, bu kez Gümüş Motor Sanayi adında haya-
li bir şirket kurar ve işleri bu şirket üzerinden yürütür. Öurum ortaya çıkınca mahkeme karanyla bu şirket kapatüır.
hı'ndan geldiği sanılıyor. Gümüş Motor "da
Şeyh Zahit Kotku'nun de hissesi olduğu ve
ortaklann çoğunun Kotku'nun müridi oldu-
ğu bılınıyor. Iddialara göre Erbakan. Şeyh
Mehmet Zahit Kotku'ya camide Gümüş
Motor'u övücü vaaz vermesi için şirket his-
sesi vermıştir.
Fabrikanın kuruluşunda hükümet de I
milyon 299 bin dolarlık teşv ik veriyor. Teş-
vikin v eriliş öyküsünü Erbakan, 1980 önce-
sinde kendisiyle yapılan bir söyleşide şöyle
anlatıyor:
"Kuracağımı/ fabrika için bir albüm ha-
zıriamıştım. Rahmetli Menderes'e anlatır-
kenelimi tutupdedi ki: 'Hiç nefesinı yorma
boşuna. Bençiftçı çocuğuvum. Bumotorla-
n bizzat kullanmış bir kışıyim. Türkiye için
ne kadar hayati ehemmiyeti haiz oldugunu
biliyorum.
Ne istıyorsun onu söyle... Para mı, dövız
mi. kredı mi ne istıyorsun?' Bizkendisinege-
rekü parav ı topladığımızı, ancak dövize ihti-
vaç duyduğumuzu söyledik. Ne kadar istedi-
ğiınizi sordu,' 1 milyon dolar' dedik. Nftekim
av nı günün akşamı 1 milyon 299 bin dolar-
lık tahsis belgesi geldi." ^ •.*«*», ^ ,
Gümüş Motor'da ışler. hOT*me«wdevalü-
asvon karan aldığı 1958 yılına kadar ıvı gı-
dıyor. Erbakan'ın. Sanavi Bakanı Sebati
Ataman'ı ıkna etmesıyle yeni bir yatınm
ıçin ŞekerSırketı'neaynlan 750 bin lira Gü-
müş Motor hısseienneyatınlır. Böylecebaş-
layan Şeker Şırketi ile Gümüş Motor ortak-
lığı da bir ışe varamaz
Hisselenn gıderek düşmesi üzerine ucuz-
lavan hısselen toplayan Şeker Şirketı. yüz-
de 51*ı bulunca Umum Müdür Erbakan'ın
karşısına Nurullah Gezgin'i çıkanr. Şeker
Şirketi adına Yönetım Kurulu'na Gezgin'in
başkanlık etmesi. Erbakan'a göre u
işgal"*dır.
Yetkileri kısıtlanan Erbakan. bu durumdan
oldukça rahatsızdırama yapacağı bir şev de
kalmamıştır. Bir odaya yerleşıp olan bıtenı
izlemeve koyulan Nurullah Gezgin gözleri-
ne inanamaz. Derhal bir raporla durumu Şe-
ker Şirketi'ne iletir. Acılen toplanan yöne-
tim kurulu, Erbakan'ın istifasını ister.
Köylünün motorunu sattı
Erbakan. umum müdürlük görevi sırasın-
da hiçbir kayıt tutmaz Her şevı sıvah kaplı
ajandasına sadece kendisinin anlavacağı bir
dille yazan Erbakan'ın vüzünden fabnka-
nın muhabese hesaplan yapılamaz. Genel
müdürlüğün çağırdığı hesap uzmanlan. yap-
tıkları araştırma sonucunda ilginç belgeler
bulurlar.
Gazetecı-yazar Soner Valçın'ın "Hangi
Erbakan'" adlı kitabında da yer alan belge-
ler. Erbakan'ın kışiliği hakkında önemlı
ipuçJan v enyor.
"Sizden aldığım motor arualandı. Gön-
dersem tamir edebilir misini/:?" diye bir
mektup göndermişti müşterinin bin. Yanıtı
'Umunı Müdür' Erbakan vermışti:
" Bismillahirrahrnanirrahim.
Hayıriı. ıığurlu. bereketli mahsuller diler,
gönderece0niz motoru bila-bedel tamir ede-
cegimia bildiririz. Allah'a emanet olun."
Motorunu gönderen müşterıden iki ay
sonra bir mektup daha gelir. "Aman acele
Almanlara Erbakan şakası
Erbakan, Gümüş
Motor'dan
1963 yılında
aynlıyor. Tabiri
caizse kovuluyor. 6
milyon lira
sermaye iie
kurulan fabrikaya
Erbakan, görev
yaptığı 7 yıllık
süre içinde 7
milyon zarar
ettirmeyi
başarmıştı.
Umum müdürlük
görevine
Erbakan'dan sonra
gelen Sait
Gürpınar, Alman
Hatz firması ile
görüşmeier yapmak üzere Almanya'ya gider ve Erbakan'ın kaldıgı
otelde ağırlanır. Otel sahibi, Gürpınar'dan şeref defterini
imzalamasını rica ederken "Bakın, sizden önceki genel müdürünfiz
de buraya yaznuştı" diyerek Erbakan'ın yazdığı sayfayı gösterir.
Gürpınar, gördükleri karşısında küçük dilini yutar. Çünkü
Erbakan'ın imzası bulunan sayfadaki yazılar Arapça harflerle
yazılmıştır.
Ötel sahibine dönen Gürpınar.
tt
Anlaşılan biam eski genel müdür size
şaka yapmış. Atatürk Türkiyesi'nde vıJlardan beri Latin harfleri
kuHanılnor"" der.
motorumu gönderin, mahsul \anivor!"
Bu mektuba yanıt venlmez...
A>nı şahis bir ay sonra üçüncü mektubu-
nu gönderir "Motorumu muhakkak gön-
derin. Ben tamirden filan vazgeçtim."
Şeker Şirketi yetkıhlenkövlünün motoru-
nu ıade etmek ıçin araştırma vaparlar. Am-
bargörevlisininifadesıalınır Ambarmemu-
ru. "Efendim, motoru tamir ettik. Bir güzel
de boyadık. .\ncak Necmettin Be> o motoru
sattı! Ne yapsın. şirket çok zor durumdav dı"
dıyor.
Yapılan inceleme sonucunda fabrikada
üretelın motorun. projede üretileceğı belir-
lenen motor olmadığı görülür. Zaten kurul-
duğundan ben fabrikada üretilen motor sa-
yısı sadece 70 tanedir Konvalı İsmail Ka>-
mak adlı bir uyanığın sütten krema çıkarma
makınesi vapma teklifinı zamanında yetiş-
tıremeyen Gümüş Motor. geçen her gün ıçin
ıkı bin lira tazminat öder.
Aynı şekilde İstanbul'dan İsmailEnginad-
lı bir tüccardan alınan. dikış makınelen de-
mır-döküm aksamı sıparişi de yerine getiri-
lemez. Döküm vapılır. fakat milımetnk de-
lıklerin çoğu vanlış açıldığı için tüccarik*
mahkemehk olunur. Sonuçi GümÜJŞ Motc\fc
yanm milyon lira tazminat ödemeye mah»
kûm edilır. 1
Erbakan'ın hayali şirketi
Erbakan'ın ıcraatlan bu kadarla sınırlı ol-
sa iyı Gümüş Motor kurulduğu günden be-
n ne Malıye'ye. ne Elektirik Idaresi'ne. ne
de SSK'ye olan borçlannı öder Borçlann
toplam tutan şirket sermayesinin bir buçuk
katına ulaşmıştır. Ama Erbakan ıçin ne
gam.. tşçilere bıle 7-8 a> ücretleri ödenme-
mıştır.
Gümüş Motor'da işler ivi gitmeyince Er-
bakan. bu kez Gümüş Motor Sana>ı adında
hayali bir şirket kurar ve ışlerı bu şirket üze-
rinden yürütür. Durum ortaya çıkınca mah-
keme karanyla bu şirket kapatılır.
Şeker Şirketi vetkılılen.vaptıkları incele-
me sırasında, DPT'den gelen. kapasıtenın
bildirilmesi yolundakı yazıva venlen yanıtı
görünce şok geçınrler. DPT've venlen ya-
nıtta. Gümüş Motor'un yılık ımalat kapasi-
tesinin 10 bin olduğu bıldınlmıştır.
Yetkililer, yazıv ı gönderen muhasebeciye
neden yalan bıldırımde bulunduğunu sor-
duklannda.^Efendim,NecmettinBe> lObin
yazmamızı istedi. Biz de kendisine 'Ama
efendım biz bugüne kadar sadece 70 motor
imal ettık" dedik. O da bize, "Olsun. nasıl ol-
sa hedefımız 10 bin motor yapmak değil
mi?" diye cevap verdi. Biz de bunun üzerine
10 bin motor \azdık"dıvevanıt alırlar.
Sonuçta devlet. Gümüş Motor'u batmak-
tan kurtarıyor. ancak Erbakan dönemındeki
kötü ızlen sılebılmek ıçın adını Pancar Mo-
tor olarak değıştınvor.
Gümüş Motor'dan avrılan Erbakan, yeni-
den Istanbul Teknik Ünıversitesi'ne döner.
Arkada bıraktığı 1700 lıralık vergi borcu bu-
gün bile ödenmemiştır 1963 yılından
1965"e kadar ünıversıte. sonra da Odalar
Birligiadresindekı Erbakanı vergi memur-
lan ne hıkmetse bulamaz. Zamanaşımına
uğrayan vergi borcu sılınir.
Sürecek
SJFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR oral.calıslarfe raksnet.com
Refah Partililer günlerdir kapatılma ka-
rarını protesto ediyorlar. Haklılar. Çünkü
onlar bu partiyi kendi inançlannın bir
sembolü olarak görüyorlardı. Bu parti
yoluyla kenara itildikleri toplumsal ya-
şamda kendilerine bir çıkış yolu bulduk-
larını düşünüyorlardı. Refah Partısi on-
lar için bir kimlikti, itilip kakılmışlıklarına
bir tepkiydi.
Laikliği savunanlann bir kesimı ise
bayram yapıyorlar. Onlar da haklı. Refah
Partisi'nin iktidara gelmesiyle gündelik
yaşamlarının ciddi bir tehdit altında ol-
duğunu düşünüyorlardı. Refah Partili
belediyelerin ve ardından REFAHYOL
hükümetinin tüm yaşamı Islamileştirme-
ye kalkışması, onlan haklı olarak endi-
şelendiriyor ve öfkelendiriyordu. Tak-
sim'e cami kabadayılığı, Cemal Reşit
Rey, Atatürk Kültür Merkezi gibi ortak
önemli kültür alanlarını tam anlamıyla is-
lami egemenlik altına almak. Istanbullu-
ları çileden çıkarıyordu. Buralarda bir
Tercihler Arasında Sıkışıp Kalmak
yandan mescıtleraçılıyor, biryandan iç-
ki yasağı getıriliyordu.
Refahlıların bütün yaşamımızı tehdit
eden çıkışlarıyla karşılaştığımızda onla-
n uyarmış ve şunlan söylemiştik: "Yüz-
de seksenlik birkitleyi tehdit etmeniz ve
onlan kendinize göre yönetmeye kalk-
manız yanlış. Bu iç gerilimi kaldıramaz-
sınız ve altında kalırsınız. Üstelik yarat-
t/ğınız bu gerilim yıllar süren yeni yara-
lar açar."
Refah'ın kapatılmasıyla ilgili yasal ve
anayasal tartışmaları bir yana bırakıyo-
rum. Bu partinin yaptığı bütün hatalara
ve iç gerilimi tırmandıran çıkışlarına rağ-
men kapatılmasının iyi olmadığını düşü-
nüyorum.
Yine de olan oldu. Refah'a destek ve-
ren önemli bir kitle, yeniden dışlanmış-
lığın hayal kırıklığını yaşıyor. Öfkeli, üz-
gün, küskün. Erbakan konuşurken ağ-
layan insanlar görüyorum. Bunların iç-
ten görüntüler olduğunaeminim. Bir bü-
yük zafer yaşadıklarını sanırken kenara
itiliverdiler. Böyle bir itilmişliğin bir siya-
si kitle için ne anlama geldiğini iyi biliyo-
rum.
Yıllardır Türkiye'de sosyalistler, mu-
halif kesimler merkezi devletin darbesi-
ni yediler. Siyasi ıktidarlar, çoğu zaman
hiçbir yasal kaygı gözetmeksizin solcu-
ları yok etmeye çalıştılar. Hâlâ da bu an-
layış sürdürülüyor. işte Eşber Yağmur-
dereli'nin başına gelenler. Eşber'in son
tutuklama kararına neden olan dosyayı
ınceledim. Büyük bir haksızlık olduğu
apaçık ortada. Eşber'in Adlı Tıp Kuru-
mu'na muayene olmadığı için yeniden
tutuklanmak zorunda olduğu belirtiliyor.
Önümde belgeler var. Örneğin Kadı-
köy Cumhuriyet Savcılığfnın düzenledi-
ği tutanak. Aynen aktarıyorum: "Hüse-
yin Hasip oğlu 30.5.1945 doğumlu hü-
kümlü Eşber Yağmurdereli 27.11. 1997
günü Başsavcılığımıza geldi. 'Özel
aVtan yararlanmak üzere Adli Tıp Kuru-
mu'nca rapor düzenlenmesi için mu~
ayeneye gitmeyeceğini beyan etti. Işbu
tutanak birlikte imzalandı." Bu tutanak-
tan da görüldüğü gibi Eşber'in muaye-
neye gitmek istemediği olay "özel af".
Halbuki Eşber'ı Çankırı Cezaevi'nden
tahliye eden ve cezasının ınfazını bir yıl
erteleyen savcının gerekçesi, sağlık ne-
denleri. Şöyle dıyor Çankırı Cumhuriyet
Başsavcısı: "Cezanın infazının tüm infaz
dosyası kaçsamına göre, BİR YIL SÜ-
RE İLE SAĞLIK NEDENLERİ İLE İNFA-
ZININ TEHİRİNE..."
iki olay tamamen birbirindenfarklı. Bi-
risi af kapsamına girmesı ıçin Adil Tıp'a
gönderilmesi, diğeri sağlık nedenleriyle
cezanın bir yıl ertelenmesi. Ne yazık kı
Türkiye'de cezalandırma sistemi, bun-
lann arasındaki ayrımı dikkate almadan
yeni kararlar vermekten çekinmiyor.
Eşber'e yapılanları düşünüyorum.
Hiçbir hukuki dayanağı olmayan bir ge-
rekçeyle, 23 yıllık cezayı çekmek üzere
yeniden cezaevine yollanıyor. Biz Re-
fah'la ilgili kararın yol açacağı sonuçla-
rı tartışıyoruz. Türkiye, sorunları akıl ile,
ülkenin yararına uygun şekilde ne za-
man çözmeyi başarabilecek? Herkesle
çatışan, her kesimi dışlayan ve bütün
komşulanyla kavgalı bir ülke... Şimdi
kendisine çıkış yolu arıyor.
Refah bir siyasi güç. Sonunda kendi-
sine bir çıkış yolu bulur. Umarız, geçmiş-
ten gerekli dersleri çıkanrlar. Ya Eşber'e.
Manisa'daki çocuklara, Çankırı'da pan-
kart davasından yatan gençlere ne söy-
leyeceğiz? Biz ne yapacağız?