Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 OCAK 1998 SALI • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 15
Istanbul
Edirne
Kocaelı
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denızli
Y
Y
B
Y
Y
Y
Y
Y
12
10
13
12
15
12
17
14
Zonguldak PB 13 Antalya
Sinof)
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
12
12
11
11
11
11
19
10
Adana
Mersın
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Sıırt
Hakkâri
Van
Y
Y
B
Y
B
B
B
PB
1/
16
2
8
7
8
2
1
17 Kars PB
Marmara'nın batısı,
Ege ve Akdenız ıle Gü-
neydoğu Anadolu'nun
Datısı yağmur ve sağa-
iak yagışlı, otekı yerier
parçalı bulutlu, yurdun
doğu kesımlerı yer yer
sıslı geçecek. Hava sı-
caklığı bıraz artacak.
Ruzgâr güney ve batı
yönlerden orta kuvvet-
te. yurdun kuzey ve ba-
tısında kuvvetlı olarak
esecek.
AVRÜPA
Oslo
Helsınki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
PB
K
K
Y
Y
Y
Y
Y
-b
0
-1
8
5
6
6
5
Münih K 4 Mılano
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
K
Y
PB
Y
Y
Y
<
Y
3
8
12
8
9
5
15
15
Y 14
ASYA
Moskova
Aşkabat
Akmola
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
K
PB
PB
K
Y
K
K
PB
-3
4
-2
2
9
2
3
19
Şam 11
Açık Sıslı <? \ Bulutlu t Çok bulutlu ı Yağmurfu
Va-RAAP
Kartı S u l u tor
> Gök gurültûlü
G Ü N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı I. Sayfada
Başmüfettişin raporu sayesinde.
Raporda yazılanları dünkü toplantıda görüşe-
cek ve karara bağlayacaklarını daha önce Başba-
kan Yılmaz açıkladı.
Devletimiz böylesi binlerce rapor gördü. Fakat
halkımız bu raporlardaki konuların sonuca bağ-
landığını göremedi.
Başmüfettiş Savaş'ın raporunu da aynı akıbet mi
bekliyor?
Hayır! Bu kez -galiba- geçmişteki ömekler yine-
lenmeyecek. Zira başmüfettişin raporundaki kimi
t konular yargıya gitmezse, kimi konularla ilgili yeni
; soruşturmalaraçılmazsa, Susurluk sorununun ru-
huna fatiha!
Susurluk sorununda yeni yollarla yöntemler bu-
lunmadığı takdirde; "yargıya yardımcı olmayı ve
sorunu sonuna kadar kovalamazsa namert olaca-
ğını" söyleyen Başbakan Yılmaz'ın pes ettiği ka-
nıtlanmış olmayacak mı?
Bu açıdan olaya baktığımızda Yrimaz'ın Susur-
luk araştırma ve soruşturmalarını sürdürmeye eli
mahkûm.
Bu nedenlerle, üçlü toplantıdan önceki saatler-
de "zirveden yeni 'birşeyler' çıkması" bekleniyor-
du.
Kimi varsayımlar da öne sürülüyordu. Örneğin,
belgelere dayalı kimi savların yargıya gitmesi, ek-
sık belgeli ama kimi önemli veriler içeren olaylarta
ilgili soruşturmanın derinleştirilmesi gibi.
Liderler zirvesinden önceki günlerde bir soru do-
laşıyordu kulıste. Başbakan'ın partisinin üst kuru-
lunda bir soruya yanıtında şöyle değinip geçtiği "bir
insanla" ilgili konular ne ölçüde açıklanacak ve "o
insanın" bulaştığı öne sürülen olaylar büyüteç al-
tına alınacak mıydı acaba?
"O insan", Şaibe Hanım'ın işbilir kocası Özer
Çiller'di!
Başbakan, raporda Özer Çiller "adının geçtiği-
ni" söyledi.
Fakat, Özer Çiller adının hangi olaylarda, hangi
' nedenlerle yer aldığını açıklamadı.
Anlaşılan şu ki; Kutlu Savaş Özer'le ilgili kimi
olaylarda "belirtiler, işaretler" görmüş, sezmiş,
l saptamış. Ancak kanıt bulamamış.
- Başlatmak gerek
Özer'le ilgili neler olabilir raporda? Kulise şöyle
bir göz atalım:
Kutlu Savaş Istanbul'da PKK'ye maddi yardım-
. da bulunduklan için sırayla öldürülen Kürt işadam-
İarına rapordageniş yer veriyor.. -,.,!..,,...• „. .;,.
Birinci söylenti; Özer'in Kürt işadamiarının öldü-
Vülmesi olaylanna karıştığını savlıyor.
Söylentilerdeki ikinci olay; Azerbaycan'da Hay-
dar Aliyev'e darbe girişiminde rol alan Türk yetki-
lilerle birlikte Özer Çiller'in adı da anılıyor.
Bu savlar ağır suçlamalar içeriyor.
Ne çare, söylentiler çeşitli olaylarda Özer Çil-
ler'in parmak izleri bulunduğunu gösteriyor.
Özer Çiller'in hem Susurtuk sorununda yer alan
gizemli kimi olaylardaki konumunun açığa çıkma-
sı, hem de "devlet içindeki etken konumunun ve
bir Başbakan gibi emredici rolünün kanıtlanması"
açısından izlenmesi gereken yol ortaya çıkıyor:
Rapor doğrultusunda ya savcılığın Özer Çiller'in
olaylarla bağlantısını saptayacak soruşturma aç-
ması ya da Başmüfettiş Savaş'ın Özer'le ilgili ge-
niş çaplı bir soruşturma başlatması gerekli, hatta
zorunlu hale geliyor.
Demokratik rejimin esenliğe çıkması için Takke-
li ile Şaibe'den kurtulmanın yeterli olmadığı görü-
lüyor.
"Üçüncü kişiyi", yani Özer Çiller'i de, ama her
açıdan enine boyuna soruşturmak gerekiyor.
• Gerekiyor; çünkü, 14 Haziran 1993'te Şaibe Ha-
', nım, hükümeti kurmakla görevlendirildiği dakika-
. dan itibaren, gerçekte Başbakanlık koltuğunun he-
men arkasında, gölgede duran "o insan" iktidara
- gejdi.
Özer Çiller'in hiçbir yetkisi olmadığı halde siya-
sal yaşamımızdaki etken rolü, gölgede ve gizli ka-
lan icraatı araştırılmayacak mı?
Antalya'da iftar davası
OZCAN ÖZGUR
MUĞLA - Ramazan ne-
deniyle mesai saatini
16.0Ö"da bitiren Antalya 2.
Icra Müdürü Mehmet Al-
kışla. Muğla Barosu avu-
katlanndan Dursun Şahin
tarafından Adalet Bakanlı-
ğı \e Antalya Cumhuriyet
Başsavcılığı'na şikâyet
cdildi. îcra müdürünün en
azından görevini ihmal et-
miş olduğunu belirten Şa-
hin, "Ramazan ayıgörevle-
ri aksatmak için bahane
edilemez. Böyle bir gerekçe
ileri sürülmesi suçtur. T.C.
dcvleti. tüm eksiklerine
karşın bir hukuk devletidir.
Şeriat devleti degüdir" de-
di. Almanya'da çalışmakta
olan müvekkili EnderKa-
ya'ya ait borçlan ödemek
üzere Muğla'dan Antal-
ya"ya giden Av. Dursun Şa-
hin, saat 16.15'te ulaştığı
2. tcra Müdürlüğü"nde me-
sainin bitimine 45 dakika
kalınasına karşın. borcunu
yatıramadı. Icra Müdürü
Mehmet Alkışla'nın. "Ra-
mazandayız, mesai bitti.
para aJaıııam" sözü ile kar-
şılaştığını belirten Şahin,
müdür hakkında Muğla
Cumhuriyet Savcılığı ka-
nalıyla Antalya Cumhuri-
yet Başsavcılığı'na suç du-
yurusundabulundu. Alkış-
la hakkında Adalet Bakan-
lıgfna da şikâyette bulu-
nan Şahin şunlan söyledi:
"Muğla'dan AntaJya'ya gi-
derken yoldan telefonla
müdürü aradım. saat
16.00-16.30'da Antaha'ya
varabileceğimi büdirdim.
Haber verdiğim halde ve
saat 16.15'te müdürünoda-
sına girdiğim halde müvek-
kilimin borcunu odeyeme-
dim. Müdür öfkeli bir şe-
kilde "Kardeşim para falan
alamam' dedi. Neden diye
sorduğumda, 'Kasayı ka-
pattım. olmaz. Ramazan-
dayız. Mesai bitti, para ala-
mam' diye karşılık verdi."
Türkiye Cumhuriyeti
devletinin tüm eksiklerine
karşın bir hukuk devleti ol-
duğunu belirten Avukat
Dursun Şahin, "TC bir şe-
riat devleti değildir. Rama-
zan a> ı, görevieri aksatmak
için bahane edilemez. Adli-
ye çatısı altında böyle bir
yaklaşım sergilenmesi
üzüntü ve utanç vericidir.
Kendisi oruç tutabilir. Fa-
kat çalışma resmen saat
17.00'de sona ermektedir.
İcra müdürü devlet diize-
nini kısmen de olsa dini
esasiara göredeğiştirme e>-
lemini gerçekleştirmiştir,
bu suçtur. Ayrıca saat
16.15"te ramazan ayı nede-
niyle mesainin bittiğini ile-
ri sürerek dosyalara yaünl-
ınası gereken paralan al-
mamakla devleti de zarara
uğratmıştır" diye konuştu.
îstanbul'da büyük yağtnaI Baştarafı 1. Sayfada
nak sağlanan yerier şunlar:
Sanyer-Mavramoloz Ormam:
Yaklaşık 3500 hektan bir maden
arama ruhsatıyla Koç Grubu'nun
elinde olan bu ormanın 160 hektar-
lık bölümü. yine bir Bakanlar Ku-
rulu karan>la 1992 yılında Koç
Üniversitesi'ne tahsis edilmişti.
1995 yılında İ . derece doğal SİT'
kapsamına alınan ve Bogaziçi ile
Karadeniz'in birleştiği bölgedeki
Rumelifeneri köyünü de kapsayan
aynı ormanlık alanın geriye kalan
tüm kesimleri, şimdi de turizm mer-
kezi içine alınarak bu ormanın 'bü-
tünü için' imar süreci başlatılmış
oluyor...
Kuruçeşme kıyı kuşağı: Boğazi-
çi kıyısında, denizle Muaallim Na-
ci Caddesi arasında kalan ve hem
SİT kurallanna hem de Bogaziçi
Yasası ve planlanna göre en çok 200
metrekarelik tek kath küçük birka-
feter>aya izin verilebilecek olan
6500 metrekare alanlı Naile Sultan
arazisi. 1993 yılında Sabancı tara-
fından Sultan n.Abdülhamit'in \ a-
rislerinden satın alınmıştı. 5 yıldır
'imar yasağını" olağan koşullarda
aşamayan Sabancı. hükümetin son
turizm merkezi listesine girerek ya-
pılaşma iznini de Ankara'dan ko-
parmanın hazırhğı içinde...
Atik Alı Paşa Yahsı: Yine Boga-
ziçi kjyısında Beşiktaş-Ortaköyara-
sındaki 'sahil saraylan' dizisinden
olan ve Çırağan Caddesi ile deniz
arasında kalan. 5 yıldan bu yana da
'De\let Konukevi' olarak restoras-
yonu yapılan tarihi Atik Ali Paşa
Yalısf nın bulunduğu arazi de 'tü-
müyle' turizm merkezi ilan edile-
rek, koruma mevzuatı kapsamında-
ki imar kısıtlamalan geçersiz kjlın-
mak isteniyor...
Serencebey Yokuşu: 1980'li yıl-
lardaki turizm merkezi ilanlanyla
Yıklız Sarayı'nın tarihi bahçe ala-
nında yapımına izin verilen Con-
rad Oteli'nin. bu kez aynı bahçenin
devamı ve StT konumundaki kom-
şu yeşil alanlan da turizm merkezi
içine alındı. Resmi Gazete'deki sı-
Arazi ranb payl
• Baştarafı 1. Sayfada
er aldığını söyleyen Uysal, böl-
genin şimdi de turizm aianı ilan
edildiğini. Koç Üniversitesi'nin
yapırrnna kolaylık sağlanmak is-
tenmiş olabileceğini savundu.
Uysal sözlerini şöyle sürdürdü:
"Söz konusu alan turizm alanı
içinde yer akiığı takdirde büyük
bir kolav lıksağlanıyor. L niversiîe-
nin bir plazası olması çok garip
dunım. Ya da Koç L niversitesi'ni
bir kenardatutup,gerikalanalan-
larda,>ani üıûvçrsiteye tahsisedil-
meyen ormanhk alanlarda başka
bir şeyler yapacaklar. Ama her
durumda bu Koç ile bağiantılı bir
şey. Bir yandan Koç Üniversite-
si'ninyapımı kolaviaştırılırlven, di-
ğer yandan da yeni bir takım şey-
ferio yapımı gündemegefccek.Ve-
ni yapıbcak seyter de Koç'tan ay-
n düsünüleraez."
Diger turizm merkezlerinin ar-
kasında kimlenn oldugunun he-
„ JTÜZ bjlinmedigini toydede8,,Uy-
sal, tstanbul'un yanı sıra tüm Tür-
kiye'nin turizm merkezleriyle bü-
yûk bir tokat yediğini belirtti.
"TurizmiTeşvikYasasıyağma ya-
sasıdır" diyen Uysal şöyle konuş-
tu: "Turizm merkezi Uan edflen
bir yerle ilgili, tstanbul Büyükşe-
hir Beledhesi'nin, flçe betediyesi-
nin bütün imar yetkilerini alıv'or-
sunuz. Yetki merkezi yönetimde
toplanryor. O bölgelerin bir planı
varsa bik bunlann hepsi geçersiz
oluyor. Turizm Bakanbğı. Bayın-
dıriık Bakanlıgı"nuı da onavı ile
buralar için yeni bir plan vapjyor.
tstanbul N'âzun Ptanı'ıun da ora-
lar için geçeıii olan bütün itkeieri
geçersizhalegeldLİstanbul'daibn
ediien turizm merkezlerinde şim-
diye kadar olunıiu hiçbir şey ya-
pılmanıtştır. Cüneydeki ormanlık
alaniar bu şekilde yapılaşnıava
açıklı, turistik tesisler vapıldL Or-
manlık arazinin başka bir amaç-
la turizm alanı uan edilmesine ge-
rek yok."
înşaat Mühendisleri Odası !s-
tanb'ul.$ubesi Yöfletim Kürulu
üyesi Muriu Oztürk, yeni turizm
merkezleri karannın. belli bölge-
lerdeki arazi rantını paylaşmaya
yönelik bir tasarruf oiduğunu id-
dia etti. Istanbul'un çözühnemiş
bunca sorunu varken bu tür uygu-
lamalara gidilmesinin son derece
endişe verici olduğunu belirten
Öztûrk şunlan söyledi: "Bomon-
ti Bira Fabrikasımn okfaığu böl-
gede turizm alanı ilan fdihniş. Ya-
nn öbtir gün Likör Fabrikası da
pazarlanacak. tstanbul'un en son
kalmtş, arbk gözümüz gibi koru-
mamız gereken bütün yeşil alan-
lan gjdiyior. Yeni Park Ötel'ler çı-
kabilir. Çıkacakhr zaten. Burala-
nn mülkiyetinin kime ait olduğu
araştmkfağmda buralarm neden
turizm merkezi ilan edildigi daha
iyi anlaşılacaktır. Neden üçüncü
bir Boğaz köprüsü isteniyor? Ne-
den 3. köprii Piyalepaşa'\a bağ-
lanmak isteniyor? Bunun cevabı-
nıçözdük. Piyalepaşa Etuhan'ıun
iki kenanndaki boş arazflerin
hepsi büyük hoknngterin."
nırlara göre Beşiktaş-Barbaros Bul-
van kenanndaki "park' alanıyla bir-
likte Atatürk Anadolu Lisesi de
'Yüdız Sarayı SİT bölgesine' gırme-
sine rağmen turizm merkezi yapıla-
rak 'imaralanına" dönüştürüldü..
Şişli-Bomonti: lstanbul'un kent
yaşamı tarihinde özgün bir şeri olan
Şişli'deki Bomonti Bira Fabrikası
da çevresindeki kimi arsalarla bir-
likte artık turizm merkezi statüsün-
de. 1902 de 'Bomonti Kardeşler' ta-
rafından işletmeyeaçılan. 1938"den
sonra ise TEKEL'in mülkiyetine
geçen tarihi fabrikanın turizm
amaçlı birtesise dönüşebilmesi yö-
nünde imar yetkileri de artık Tu-
rizm Bakanlığı'nda...
Istinye'de genişleme: Bakanlar
Kurulu" 6 Ocak 1998 tanhli karann-
da. Istinye sırtlanndaki iki turizm
merkezinde de önceden belirlenen
sınırlan genişletti. Emirgan Koru-
su'nun kuzeyindeki İstinyeKoyu'na
inen yolun çe\Tesiyle Büyükdere v e
Tarabya caddeleri arasındaki böl-
geyi Turizm Bakanlığı yetki siyle
imara açmış olan hükümet, bu ka-
rarda da Bogaziçi SİT alanı kural-
lannı birkenara itmiş oldu...
Ataköy-Kazlıçeşme: Bakanlar
Kurulu'nun diğer bir turizm merke-
zi genişletmesi ise Ataköy-Kazb-
çeşmekıyı kuşağında. Bakırköy sa-
hili dışında tüm bölgeyi Turizm Ba-
kanlığı'na bağlayan hükümet. Sü-
merbank fabrika alanı ile Zeytin-
burnu ilçesine giren eski deri fabri-
kalan alanını 'yapuaşma kuşağina'
dönüştürüyor... Bütün bu yeni tu-
rizm merkezi kararlannda. öncelik-
le Koruma ve Bogaziçi yasalanna
aykın imarizinlerine kapı açılırken
lstanbul'un Nâzım Planı'na da ters
düşen yapılaşma olanaklan devre-
>e sokuluyor. Yani kısaca. Ankara
bir kez daha lstanbul'a 'imar dar-
besi' indiriyor. Üstelik bu kez ken-
tin ormanlannı ve topluma açık tu-
tulması gereken kıyılannı da 'Ba-
kanlık onaylı' yağma projelerine
açarak...
Herkese suç duyurusuAiNKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - DYP Genel Başkanı Tansu
Çiller ve eşi Özer Uçuran Çiller'in
çeşitli olaylarla ilgili olarak adlan-
nın geçtiği Başbakanlık Teftiş Ku-
rulu Susurluk raporu, dün koalis-
yon ortaklan zirvesinde değerlen-
dirildi.
Başbakan Mesut Yılmaz, Başba-
kan Yardımcısı Bülent Ecevit ve
DTP lideri Hüsamettin Cindo-
ruk'un baş başa gerçekleştirdikle-
ri göriişmede, raporun hangi bö-
lümlerinin açıklanacağı belirlenir-
ken 5 ayn konuda soruşturmanın
derinleştirilmesi ve raporda adı ge-
çen herkes hakkında suç duyurula-
nnın yapılması konusunda görüş
birliğine vanldı.
Liderler zirvesi dün Başbakanlık
Konutu'nda saat 11. 00'de başladı.
Bülent Ecevit'in Anayasa Mahke-
mesi tarafından kapatılan RP"nin
Genel Başkanı Necmettin Erbakan
ile randevusu nedeniyle birsüre ara
verilen göriişmede. Susurlukolayı-
nın aydınlatılması için bundan son-
ra atılması gereken adımlar belir-
lendi.
Rapora göre bazı olaylar ve iliş-
kiler DYP Genel Başkanı Tansu
Çiller'in eşi Özer Uçuran Çiller'e
dayanıyor. Başbakanlık Teftiş Ku-
rulu Başkanvekili Kutlu Savaş'a 5
ayn konuda sonjşturmayı derinleş-
tirme yetkisi \erildigi bildirildi.
Derinlemesine araştınlması iste-
nen konulann başında 1991- 1995
yıllan arasında Turizm Bakanlığı
tarafından verilen kumarhane ruh-
satlannın belirlenmesi, Yeşil'in he-
sabına kimler tarafından para yatı-
nldığı ve bunun kimlere dağıtıldı-
ğının yer aldığı öğrenildi.
Liderler zirvesinde de ordunun
devlet içindeki çete örgütlenmesin-
de yer aldığının söylenemeyeceği
görüşüne vanlırken. Giresun Jan-
darma Komutanı Tuğgeneral Veli
Küçük gibi bazı askerlerin durumu
değerlendirildi. JİTEM ve Emni-
yet'in yasadışı örgütlenmeler için-
de yer aldığının da kesin olarak or-
taya çıktığı vurgulanan toplantıda,
raporda adı geçen herkes hakkın-
da suç duyurusunda bulunulması
karan alındı. Buçerçevedebazı gö-
revlilerin açığa alınabileceği, bazı
üst düzey kişiler hakkında da suç
duyurusunda bulunulmasının be-
nimsendiği belirtildi.
Susurluk skandalı nedeniyle
hakkında soruşturma açılan DYP
Elazığ Milletvekili Mehmet Ağar.
dün tehdıtte bulundu. Ağar. koalis-
yon ortaklan DSP ve DTP'nin,
"devlet sırn aranmaksızın raporun
tamamınuı açıklanması" > önünde-
ki baskıları üzenne Sabah gazete-
sine yaptığı açıklamada şöyle de-
di:
"Yani biz sustukça suçluyoriar.
Böylegiderseyaruı ben de çıkıp bü-
tün sonılara cevap veririm. Bunu
bir şantaj olarak söylemivorum.
Bana yakışmaz. Ama inceldiği yer-
den kopsun. Biz 5 kunış haram ye-
memişiz. Ne almışız? Ortada bir
delil mi var? Bizim neyimiz var, ne-
vimiz vok ortada."
'Sakıncalı' ABD heyeti Kürtçe eğitim istedi
ANK.4R4 (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye'yi
Güneydoğu poiitikası ve
insan haklan sorunlan
nedeniyle eleştirmesi ile
ünlü ABD Kongre
temsilcisi John Porter ve
eşi Kathryn Pbrter. dün
Ankara'da
gerçekleştirdikleri
temaslar sırasmda Kürt
asıllı yurttaşlara Kürtçe
eğitim verilmesini
istediler.
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel ve
Başbakan Mesut
Yümaz'ın görüşmeyi
reddettiği ABD heyeti,
RP'nin kapatılmasının
doğru olmadığını, ancak
Iran tipi siyasi partilerin
de kabul edilemeyeceğini
kaydettiler.
Türkiye "nin
Güneydoğu'daki Kürt
yurttaşlanna baskı yaptığı
savlamasıyla ABD'de
açlık grevi yapan,
Türkiye'nin vize vermeye
yanaşmadığı Porter ailesi
ve diğer Avrupa Güvenlik
ve Işbirliği Teşkilatı
(AGİT) Helsinki Izleme
Komitesi üyeleri dün
Ankara'da temaslarda
bulundular. TBMM
Başkanı Hikmet Çetin.
Dışişleri Bakanı İsmail
Cem. Türk-Amerikan
Diyalog Grubu Başkanı
Kamran tnan.
Genelkurmay 2. Başkanı
Orgeneral Çevik Bir ve
tutuklanan eski DEP
milletvekili LeylaZana
ile görüşen ABD heyeti,
Türkiye'nin insan haklan
konusunda daha fazla
icraat yapması gerektiği
mesajını ilettiler.
Istanbul ve
Diyarbakır'daki
temaslannın ardından
Ankara'ya geçen heyetin
TBMM Başkanı ve diğer
üst düzey hükümet
yetkilileri tarafından
kabul edilmesi tepki
yarattı. Heyetin
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel ve
Başbakan Mesut Yılmaz
ile de görüşmek istediği
ancak başvurunun kabul
edilmediği kaydedildi.
ABD Kongre heyeti,
temaslannda insan haklan
durumunun iyileştirilmesi
ve Güneydoğu sorununun
banşçıl yöntemlerle
çözülmesi gerektiğini
ilettiler. Heyet. insan
haklan için yeni anayasal
düzenlemelere gidilmesi.
düşünce özgürlüğünün
sağlanması gibi
iyileştirmelerin sürekli
Türkiye'de gündemde
olduğunu duyduklannı
ancak somut bir gelişme
göremediklerini
kaydettiler.
Türkiye'ye karşı bir
önyargılan olmadığını
ancak insan haklannın
evrenselliği kapsamında
Türk yuıttaşlanna
uygulanan baskılan dile
getirmek istediklerini
anlatan heyet yetkilileri.
tutuklu bulunan eski DEP
milletvekillerinin bir an
önce serbest
bırakılmalannı da
istediler. ABD'li heyet.
herkesin anadilinde
eğitim alması ve iletişim
kurmasının bir hak
olduğunu belirterek.
okullarda Kürtçe eğitim •
verilmesini istediler.
Görüşmeler sırasında
RP'li Ertan Yülek,
partisinin kapatılmasının
da bir insan haklan ihlali
olduğunu söyledi. Bunun
üzerine Porter. ülkesinin
siyasi partilerin
kapatılmasına karşı
olduğu kadar Iran tipi
siyasi partilerin
faaliyetlerine de karşı
Le Monde: Türk siyasetinde
yeni bir sayfa açıldı
Dış Haberier Senisi - Fransa"nın saygın
gazetelerinden Le Monde, Anayasa
Mahkemesi tarafından Refah Partisi'ne
verilen kapatma karannı içeren habere
geniş yer ayırdı. Kararla birlikte Türk
siyasi tarihinde yeni bir sayfanın
açıldığını savunan gazete. Türk
siyasetinde parti kapatmalann ender
görülen olaylar arasında olmadığını da
vurguladı.
Gazeteye göre 4.2 milyon kayıtlı üyesi
bulunan. son seçimlerde 6 milyon
seçmenin oylannı almış olan Refah
Partisi'ne verilen kapatma karan.
yargının bağımsızlığı ve ordunun
siyasetteki yeri konularındaki
tartışmalan yeniden gündeme getirecek.
RP'nin kapatılması ile Türkiye"deki
Iaik-Islamcı dengelerde meydana gelen
yeni değişimin tam olarak
değerlendirilebilmesi için ortalığın biraz
dunılması gerektiğini söyleyen gazete.
bu kararla siyasi tslama karşı verilen
açık mücadelede Kemalist kanadın bir
puan daha kazandığını yazdı. Yazıda.
yeni kurulan Fazilet Partisi'nin Refah'ın
yerini tutup tutmayacağı konusunun da
henüz kesinlik kazanmadığı.
Refahçılann bir yandan yeni arayışlannı
sürdürdükleri vurgulandı.
olduğunu söyledi.
Türk yetkililerise
hükümetin insan haklan
konusunda bir
koordinasyon kurulu
oluşturduğunu, gerekli
düzenlemelerin
yapılmasına yönelik
olarak çalışmalann
sürdürüldüğünü
kaydettiler.
Güneydoğu'nun yıllardır
bölücü örgütün hedefi
olduğunu, 14 yıllık
mücadelede binlerce
kişinin öldüriildüğünü
belirten yetkililer.
"Güneydoğu sorunu pek
çok ortamda gündeme
getiriliyor. Ancak olavın
terörizm boyutu göz ardı
edilivor. İnsan haklan
sorunu, terörizm olan her
yerde vardır. Türkiye,
terörizme karşı büyük bir
başan elde etti. Türkiye
sınırlan içindeki terör
olay lan çok azaldı. Şimdi
sıra bölgenin sosyo-
ekonomik dengelerinin
normalleştirilmesinde.
Bunun için de hükümet
bir paket hazıriığmda"
yanıtını verdiler.
ABD heyeti. Dışişleri
Bakanlığf nın Adalet
Bakanlığı nezdinde araya
girmesi sonucunda
tutuklu bulunan Zana ile
Ankara Merkez Kapalı
Cezaevi'nde bir araya
geldi. Heyet, daha sonra
Yunanistan'a gitmek
üzere Türkiye"den aynldı.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Kapatma karannın ardından Erbakan ekibi,
"mağdurlan" oynamaya başladı.
Onlar ki, büyük bir haksızlığa uğramışlar: Hiç ha-
ta yapmadıklan halde böyle bir kararla karşılaşmış-
lar...
Onlar ki, iktidara geldiklerinde devlet kadroları-
na hiç zarar vermemişler. Çarkın dişlilerini kırma
pahasına kendi adamlarını hukuk dışı yolları da
kullanarak devlete yerleştirmeye kalkmamışlar...
Onlar ki, iktidara kanlı mı geleceğiz kansız mı de-
memişler...
Konunun bu yanına girersek çıkamayız. Birkaç
gündür yanıtı aranan soru, bundan sonra ne ola-
cağı.
RP'liler şu soruyu sormuyoriar:
"Hata yaptığımız bir yer varmı?"
Bunun yerine şu sorunun yanıtını aramaya çalı-
şıyorlar:
"Yeniden nasıl toparlanırız?"
Erbakan'ın Anayasa Mahkemesi karannı açıkla-
madan, Başbakan Mesut Yılmaz'ı ziyaret etme-
si, dün de DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit ve
DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk la gö-
rüşmesi "yeniarayışlann" göstergesi.
Öyle anlaşılıyor ki, RP birkaç planı aynı anda ya-
şama geçirmeyi planlıyor. Bir yandan Meclis'i kal-
kan olarak kullanacak. Öteki partilerie sürekli te-
mas kurup, benzetmede hata olmaz, sürüden ay-
nlmamaya çalışacak.
Bir yandan, tabanını yazının başında vurguladı-
ğımız gibi ayakta tutmaya çalışacak, "Sakın umut-
suzluğa kapılmayın, yeniden toparlanırız" mesajı
verecek. Böylece olası bölünmeyi önlemeye çalı-
şacak.
Bir başka yandan da zaman kazanarak yeni ör-
gütlenmeyi tamamlamaya girişecek.
Bütün bu planların yaşama geçmesi için Erba-
kan ve çevresindekilerin "masum" olması, halkın
acıma duygusuna seslenmesi gerekiyor. Işte onu
yapıyorlar. Sağ olsun medya da buna alet oluyor.
Şu soruya yansız yanıt bulmaya çalışalım:
- Türk ulusunda acıma duygusu mu öndedir
adalet mi?
Bana öyle geliyor ki, acıma duygusu önde. On-
larca kişinin ölümüne neden olan bir kişi, Kızılay
Alanı'na çıkıp bağırsa:
- Çok üzgünüm. Bana acıyın... Pişmanım, affe-
din...
Halkımız onun affedilmesini ister.
RP buna oynuyor. .
Çile... hile... file...
Konuyu daraltıp Erbakan'ın "savunan adam"
özelliğine gelirsek... Daha yakışanı, "kurtarama-
yan adam" olur ama...
Bunu da "masumlan oynamak" üzere bulmuş ol-
malılar. Yasin Hatiboğlu şiir yazmış. Milli Gaze-
te'de yayımlanan şiirin son dörtlüğü şöyle:
"Gergef gergef çile; çile yumağı...
Yalnız Allah 'a sığınan adam
Çileylebeslenen... Bizler, hepimiz...
Seni seviyoruz savunan adam!.."
Görüntüsüne bakılırsa Hatiboğlu çileyle değil,
fileyle besleniyor olmalı.
Siyasette de çileden çok hileyle uğraştılar.
Erbakan'a da "savunan adam"lıktan çok, "sa-
vuran adam" ya da "savulan adam" tanımlamala-
n daha uygun düşer.
Kısacası, RP cephesinde değişen bir şey yok.
Partinin kapatılmasının ardından bu köşede yeni
durumu değerlendirirken asıl üzerinde durulması
gereken konunun, öteki partilerin topluma umut
verebilmesi olduğunu aktarmıştık. Gelişmeler bu
yönde iyimser olmayı güçleştiriyor.
Bir başka tartışma da şu:
"RP, Müslüman demokrat partiye dönüşebilir
mi?"
Bu kafayla çok zor.
Bugüne dek, RP'nin demokratlık denemesi hep
ayakkabının üzerine çorap giymek gibi bir şey ol-
du...
Yüce Divan tartışması
I Baştarafı 1. Sayfada
Siyasi Partiler Yasasfnın
ilgili hükümlerinin birbir-
leriyle çeliştiğini anımsa-
tan Kıratlıoğlu, "Benasun-
da. tüm bunlara geniş bir
operasyon diye bakıyorum.
Hem de geleceği kapsaya-
cak bir operasyon" dedi.
Kıratlıoğlu, DYP. DP,
MHP.DTPveANAP'ınbu
görüntüde merkez sağda
bir birliği sağlayacak gö-
rüntü çizmediğine dikkat
çekerek, "Bu imkânsız, se-
çim ise ANAP'ın giderek
trendi düştüğü için zor" de-
di. Kıratlıoğlu, DYP'nin
Çiller'i Yüce Divan'da yal-
nız bırakmayacağını ve
DYP'nin sarsıntı geçirme-
yeceğini savundu.
DYP Diyarbakır Millet-
vekili Ensarioğlu. yazılan
senaryonun adım adım
gerçekleştiğini, Çiller'in
de Yüce Divan'a gönderi-
Ieceğini söyledi. Ensarioğ-
lu. "Bakın. !960ihtilali hâ-
lâ tartışınyor. Neden; taraf-
lı kararlar verildiği için.
Şimdi, a$ker, irtica dedi,
tehdit dedi, tehlike dedi ve
RP kapatıldı. DV P Ue kav-
gaya girdüer. Çiller siiine-
cek deniyorsa Yüce Di-
van'a gider. Bütün bunlar.
başkanlık sistcmi ile yan
başkanlık sisteminin zemi-
nidir. Yani, Mesut İpler
benim elimde' diyorsa,ce-
saret abyorsa, birileri arka-
sındadır. O zaman, mevcut
sistemi değiştirmek için
destekverilmiştir*' görüşü-
nü dile getirdi. Çiller'in
Yüce Divan'a gitmesinin
DYP'nin de silinmesi an-
lamı taşıdığını vurgulayan
Ensarioğlu, "Bu sistem de-
ğişikligi oyununa biz otura-
biliriz. Sine-i millete döne-
rek, DYP, RP ve BBP tek
çafı altında seçime girebi-
lir. Gelir, gerekiyorsa mev-
cut sistemi degiştiririz. Ge-
rekirse, Cumhurbaşka-
nı'nın süresini tartışmaya
açanz"dedi.
DYP Izmir Milletvekili
L'fuk Söylemez, Meclis
aritmetiğinin darmadağı-
nık olduğunu kaydederek.
"Seçim kaçınılmaz, 98'de
seçim olması için koşulian
zorlamak gerekir" dedi.
DYP Uşak Milletvekili
Hasan karakaya da RP'de-
ki oy kaybının vüzde 1 ya
da 2 olacağını belirterek.
"RP'nin oylanDYP'yegel-
mez, Neden, RP'nin rakibi
DYP'dir" dedi.