25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 OCAK 1998 SALI • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 15 Istanbul Edirne Kocaelı Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denızli Y Y B Y Y Y Y Y 12 10 13 12 15 12 17 14 Zonguldak PB 13 Antalya Sinof) Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas PB PB PB PB PB PB PB PB 12 12 11 11 11 11 19 10 Adana Mersın Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Sıırt Hakkâri Van Y Y B Y B B B PB 1/ 16 2 8 7 8 2 1 17 Kars PB Marmara'nın batısı, Ege ve Akdenız ıle Gü- neydoğu Anadolu'nun Datısı yağmur ve sağa- iak yagışlı, otekı yerier parçalı bulutlu, yurdun doğu kesımlerı yer yer sıslı geçecek. Hava sı- caklığı bıraz artacak. Ruzgâr güney ve batı yönlerden orta kuvvet- te. yurdun kuzey ve ba- tısında kuvvetlı olarak esecek. AVRÜPA Oslo Helsınki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn PB K K Y Y Y Y Y -b 0 -1 8 5 6 6 5 Münih K 4 Mılano Berlın Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına K Y PB Y Y Y < Y 3 8 12 8 9 5 15 15 Y 14 ASYA Moskova Aşkabat Akmola Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire K PB PB K Y K K PB -3 4 -2 2 9 2 3 19 Şam 11 Açık Sıslı <? \ Bulutlu t Çok bulutlu ı Yağmurfu Va-RAAP Kartı S u l u tor > Gök gurültûlü G Ü N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı I. Sayfada Başmüfettişin raporu sayesinde. Raporda yazılanları dünkü toplantıda görüşe- cek ve karara bağlayacaklarını daha önce Başba- kan Yılmaz açıkladı. Devletimiz böylesi binlerce rapor gördü. Fakat halkımız bu raporlardaki konuların sonuca bağ- landığını göremedi. Başmüfettiş Savaş'ın raporunu da aynı akıbet mi bekliyor? Hayır! Bu kez -galiba- geçmişteki ömekler yine- lenmeyecek. Zira başmüfettişin raporundaki kimi t konular yargıya gitmezse, kimi konularla ilgili yeni ; soruşturmalaraçılmazsa, Susurluk sorununun ru- huna fatiha! Susurluk sorununda yeni yollarla yöntemler bu- lunmadığı takdirde; "yargıya yardımcı olmayı ve sorunu sonuna kadar kovalamazsa namert olaca- ğını" söyleyen Başbakan Yılmaz'ın pes ettiği ka- nıtlanmış olmayacak mı? Bu açıdan olaya baktığımızda Yrimaz'ın Susur- luk araştırma ve soruşturmalarını sürdürmeye eli mahkûm. Bu nedenlerle, üçlü toplantıdan önceki saatler- de "zirveden yeni 'birşeyler' çıkması" bekleniyor- du. Kimi varsayımlar da öne sürülüyordu. Örneğin, belgelere dayalı kimi savların yargıya gitmesi, ek- sık belgeli ama kimi önemli veriler içeren olaylarta ilgili soruşturmanın derinleştirilmesi gibi. Liderler zirvesinden önceki günlerde bir soru do- laşıyordu kulıste. Başbakan'ın partisinin üst kuru- lunda bir soruya yanıtında şöyle değinip geçtiği "bir insanla" ilgili konular ne ölçüde açıklanacak ve "o insanın" bulaştığı öne sürülen olaylar büyüteç al- tına alınacak mıydı acaba? "O insan", Şaibe Hanım'ın işbilir kocası Özer Çiller'di! Başbakan, raporda Özer Çiller "adının geçtiği- ni" söyledi. Fakat, Özer Çiller adının hangi olaylarda, hangi ' nedenlerle yer aldığını açıklamadı. Anlaşılan şu ki; Kutlu Savaş Özer'le ilgili kimi olaylarda "belirtiler, işaretler" görmüş, sezmiş, l saptamış. Ancak kanıt bulamamış. - Başlatmak gerek Özer'le ilgili neler olabilir raporda? Kulise şöyle bir göz atalım: Kutlu Savaş Istanbul'da PKK'ye maddi yardım- . da bulunduklan için sırayla öldürülen Kürt işadam- İarına rapordageniş yer veriyor.. -,.,!..,,...• „. .;,. Birinci söylenti; Özer'in Kürt işadamiarının öldü- Vülmesi olaylanna karıştığını savlıyor. Söylentilerdeki ikinci olay; Azerbaycan'da Hay- dar Aliyev'e darbe girişiminde rol alan Türk yetki- lilerle birlikte Özer Çiller'in adı da anılıyor. Bu savlar ağır suçlamalar içeriyor. Ne çare, söylentiler çeşitli olaylarda Özer Çil- ler'in parmak izleri bulunduğunu gösteriyor. Özer Çiller'in hem Susurtuk sorununda yer alan gizemli kimi olaylardaki konumunun açığa çıkma- sı, hem de "devlet içindeki etken konumunun ve bir Başbakan gibi emredici rolünün kanıtlanması" açısından izlenmesi gereken yol ortaya çıkıyor: Rapor doğrultusunda ya savcılığın Özer Çiller'in olaylarla bağlantısını saptayacak soruşturma aç- ması ya da Başmüfettiş Savaş'ın Özer'le ilgili ge- niş çaplı bir soruşturma başlatması gerekli, hatta zorunlu hale geliyor. Demokratik rejimin esenliğe çıkması için Takke- li ile Şaibe'den kurtulmanın yeterli olmadığı görü- lüyor. "Üçüncü kişiyi", yani Özer Çiller'i de, ama her açıdan enine boyuna soruşturmak gerekiyor. • Gerekiyor; çünkü, 14 Haziran 1993'te Şaibe Ha- ', nım, hükümeti kurmakla görevlendirildiği dakika- . dan itibaren, gerçekte Başbakanlık koltuğunun he- men arkasında, gölgede duran "o insan" iktidara - gejdi. Özer Çiller'in hiçbir yetkisi olmadığı halde siya- sal yaşamımızdaki etken rolü, gölgede ve gizli ka- lan icraatı araştırılmayacak mı? Antalya'da iftar davası OZCAN ÖZGUR MUĞLA - Ramazan ne- deniyle mesai saatini 16.0Ö"da bitiren Antalya 2. Icra Müdürü Mehmet Al- kışla. Muğla Barosu avu- katlanndan Dursun Şahin tarafından Adalet Bakanlı- ğı \e Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikâyet cdildi. îcra müdürünün en azından görevini ihmal et- miş olduğunu belirten Şa- hin, "Ramazan ayıgörevle- ri aksatmak için bahane edilemez. Böyle bir gerekçe ileri sürülmesi suçtur. T.C. dcvleti. tüm eksiklerine karşın bir hukuk devletidir. Şeriat devleti degüdir" de- di. Almanya'da çalışmakta olan müvekkili EnderKa- ya'ya ait borçlan ödemek üzere Muğla'dan Antal- ya"ya giden Av. Dursun Şa- hin, saat 16.15'te ulaştığı 2. tcra Müdürlüğü"nde me- sainin bitimine 45 dakika kalınasına karşın. borcunu yatıramadı. Icra Müdürü Mehmet Alkışla'nın. "Ra- mazandayız, mesai bitti. para aJaıııam" sözü ile kar- şılaştığını belirten Şahin, müdür hakkında Muğla Cumhuriyet Savcılığı ka- nalıyla Antalya Cumhuri- yet Başsavcılığı'na suç du- yurusundabulundu. Alkış- la hakkında Adalet Bakan- lıgfna da şikâyette bulu- nan Şahin şunlan söyledi: "Muğla'dan AntaJya'ya gi- derken yoldan telefonla müdürü aradım. saat 16.00-16.30'da Antaha'ya varabileceğimi büdirdim. Haber verdiğim halde ve saat 16.15'te müdürünoda- sına girdiğim halde müvek- kilimin borcunu odeyeme- dim. Müdür öfkeli bir şe- kilde "Kardeşim para falan alamam' dedi. Neden diye sorduğumda, 'Kasayı ka- pattım. olmaz. Ramazan- dayız. Mesai bitti, para ala- mam' diye karşılık verdi." Türkiye Cumhuriyeti devletinin tüm eksiklerine karşın bir hukuk devleti ol- duğunu belirten Avukat Dursun Şahin, "TC bir şe- riat devleti değildir. Rama- zan a> ı, görevieri aksatmak için bahane edilemez. Adli- ye çatısı altında böyle bir yaklaşım sergilenmesi üzüntü ve utanç vericidir. Kendisi oruç tutabilir. Fa- kat çalışma resmen saat 17.00'de sona ermektedir. İcra müdürü devlet diize- nini kısmen de olsa dini esasiara göredeğiştirme e>- lemini gerçekleştirmiştir, bu suçtur. Ayrıca saat 16.15"te ramazan ayı nede- niyle mesainin bittiğini ile- ri sürerek dosyalara yaünl- ınası gereken paralan al- mamakla devleti de zarara uğratmıştır" diye konuştu. îstanbul'da büyük yağtnaI Baştarafı 1. Sayfada nak sağlanan yerier şunlar: Sanyer-Mavramoloz Ormam: Yaklaşık 3500 hektan bir maden arama ruhsatıyla Koç Grubu'nun elinde olan bu ormanın 160 hektar- lık bölümü. yine bir Bakanlar Ku- rulu karan>la 1992 yılında Koç Üniversitesi'ne tahsis edilmişti. 1995 yılında İ . derece doğal SİT' kapsamına alınan ve Bogaziçi ile Karadeniz'in birleştiği bölgedeki Rumelifeneri köyünü de kapsayan aynı ormanlık alanın geriye kalan tüm kesimleri, şimdi de turizm mer- kezi içine alınarak bu ormanın 'bü- tünü için' imar süreci başlatılmış oluyor... Kuruçeşme kıyı kuşağı: Boğazi- çi kıyısında, denizle Muaallim Na- ci Caddesi arasında kalan ve hem SİT kurallanna hem de Bogaziçi Yasası ve planlanna göre en çok 200 metrekarelik tek kath küçük birka- feter>aya izin verilebilecek olan 6500 metrekare alanlı Naile Sultan arazisi. 1993 yılında Sabancı tara- fından Sultan n.Abdülhamit'in \ a- rislerinden satın alınmıştı. 5 yıldır 'imar yasağını" olağan koşullarda aşamayan Sabancı. hükümetin son turizm merkezi listesine girerek ya- pılaşma iznini de Ankara'dan ko- parmanın hazırhğı içinde... Atik Alı Paşa Yahsı: Yine Boga- ziçi kjyısında Beşiktaş-Ortaköyara- sındaki 'sahil saraylan' dizisinden olan ve Çırağan Caddesi ile deniz arasında kalan. 5 yıldan bu yana da 'De\let Konukevi' olarak restoras- yonu yapılan tarihi Atik Ali Paşa Yalısf nın bulunduğu arazi de 'tü- müyle' turizm merkezi ilan edile- rek, koruma mevzuatı kapsamında- ki imar kısıtlamalan geçersiz kjlın- mak isteniyor... Serencebey Yokuşu: 1980'li yıl- lardaki turizm merkezi ilanlanyla Yıklız Sarayı'nın tarihi bahçe ala- nında yapımına izin verilen Con- rad Oteli'nin. bu kez aynı bahçenin devamı ve StT konumundaki kom- şu yeşil alanlan da turizm merkezi içine alındı. Resmi Gazete'deki sı- Arazi ranb payl • Baştarafı 1. Sayfada er aldığını söyleyen Uysal, böl- genin şimdi de turizm aianı ilan edildiğini. Koç Üniversitesi'nin yapırrnna kolaylık sağlanmak is- tenmiş olabileceğini savundu. Uysal sözlerini şöyle sürdürdü: "Söz konusu alan turizm alanı içinde yer akiığı takdirde büyük bir kolav lıksağlanıyor. L niversiîe- nin bir plazası olması çok garip dunım. Ya da Koç L niversitesi'ni bir kenardatutup,gerikalanalan- larda,>ani üıûvçrsiteye tahsisedil- meyen ormanhk alanlarda başka bir şeyler yapacaklar. Ama her durumda bu Koç ile bağiantılı bir şey. Bir yandan Koç Üniversite- si'ninyapımı kolaviaştırılırlven, di- ğer yandan da yeni bir takım şey- ferio yapımı gündemegefccek.Ve- ni yapıbcak seyter de Koç'tan ay- n düsünüleraez." Diger turizm merkezlerinin ar- kasında kimlenn oldugunun he- „ JTÜZ bjlinmedigini toydede8,,Uy- sal, tstanbul'un yanı sıra tüm Tür- kiye'nin turizm merkezleriyle bü- yûk bir tokat yediğini belirtti. "TurizmiTeşvikYasasıyağma ya- sasıdır" diyen Uysal şöyle konuş- tu: "Turizm merkezi Uan edflen bir yerle ilgili, tstanbul Büyükşe- hir Beledhesi'nin, flçe betediyesi- nin bütün imar yetkilerini alıv'or- sunuz. Yetki merkezi yönetimde toplanryor. O bölgelerin bir planı varsa bik bunlann hepsi geçersiz oluyor. Turizm Bakanbğı. Bayın- dıriık Bakanlıgı"nuı da onavı ile buralar için yeni bir plan vapjyor. tstanbul N'âzun Ptanı'ıun da ora- lar için geçeıii olan bütün itkeieri geçersizhalegeldLİstanbul'daibn ediien turizm merkezlerinde şim- diye kadar olunıiu hiçbir şey ya- pılmanıtştır. Cüneydeki ormanlık alaniar bu şekilde yapılaşnıava açıklı, turistik tesisler vapıldL Or- manlık arazinin başka bir amaç- la turizm alanı uan edilmesine ge- rek yok." înşaat Mühendisleri Odası !s- tanb'ul.$ubesi Yöfletim Kürulu üyesi Muriu Oztürk, yeni turizm merkezleri karannın. belli bölge- lerdeki arazi rantını paylaşmaya yönelik bir tasarruf oiduğunu id- dia etti. Istanbul'un çözühnemiş bunca sorunu varken bu tür uygu- lamalara gidilmesinin son derece endişe verici olduğunu belirten Öztûrk şunlan söyledi: "Bomon- ti Bira Fabrikasımn okfaığu böl- gede turizm alanı ilan fdihniş. Ya- nn öbtir gün Likör Fabrikası da pazarlanacak. tstanbul'un en son kalmtş, arbk gözümüz gibi koru- mamız gereken bütün yeşil alan- lan gjdiyior. Yeni Park Ötel'ler çı- kabilir. Çıkacakhr zaten. Burala- nn mülkiyetinin kime ait olduğu araştmkfağmda buralarm neden turizm merkezi ilan edildigi daha iyi anlaşılacaktır. Neden üçüncü bir Boğaz köprüsü isteniyor? Ne- den 3. köprii Piyalepaşa'\a bağ- lanmak isteniyor? Bunun cevabı- nıçözdük. Piyalepaşa Etuhan'ıun iki kenanndaki boş arazflerin hepsi büyük hoknngterin." nırlara göre Beşiktaş-Barbaros Bul- van kenanndaki "park' alanıyla bir- likte Atatürk Anadolu Lisesi de 'Yüdız Sarayı SİT bölgesine' gırme- sine rağmen turizm merkezi yapıla- rak 'imaralanına" dönüştürüldü.. Şişli-Bomonti: lstanbul'un kent yaşamı tarihinde özgün bir şeri olan Şişli'deki Bomonti Bira Fabrikası da çevresindeki kimi arsalarla bir- likte artık turizm merkezi statüsün- de. 1902 de 'Bomonti Kardeşler' ta- rafından işletmeyeaçılan. 1938"den sonra ise TEKEL'in mülkiyetine geçen tarihi fabrikanın turizm amaçlı birtesise dönüşebilmesi yö- nünde imar yetkileri de artık Tu- rizm Bakanlığı'nda... Istinye'de genişleme: Bakanlar Kurulu" 6 Ocak 1998 tanhli karann- da. Istinye sırtlanndaki iki turizm merkezinde de önceden belirlenen sınırlan genişletti. Emirgan Koru- su'nun kuzeyindeki İstinyeKoyu'na inen yolun çe\Tesiyle Büyükdere v e Tarabya caddeleri arasındaki böl- geyi Turizm Bakanlığı yetki siyle imara açmış olan hükümet, bu ka- rarda da Bogaziçi SİT alanı kural- lannı birkenara itmiş oldu... Ataköy-Kazlıçeşme: Bakanlar Kurulu'nun diğer bir turizm merke- zi genişletmesi ise Ataköy-Kazb- çeşmekıyı kuşağında. Bakırköy sa- hili dışında tüm bölgeyi Turizm Ba- kanlığı'na bağlayan hükümet. Sü- merbank fabrika alanı ile Zeytin- burnu ilçesine giren eski deri fabri- kalan alanını 'yapuaşma kuşağina' dönüştürüyor... Bütün bu yeni tu- rizm merkezi kararlannda. öncelik- le Koruma ve Bogaziçi yasalanna aykın imarizinlerine kapı açılırken lstanbul'un Nâzım Planı'na da ters düşen yapılaşma olanaklan devre- >e sokuluyor. Yani kısaca. Ankara bir kez daha lstanbul'a 'imar dar- besi' indiriyor. Üstelik bu kez ken- tin ormanlannı ve topluma açık tu- tulması gereken kıyılannı da 'Ba- kanlık onaylı' yağma projelerine açarak... Herkese suç duyurusuAiNKARA (Cumhuriyet Büro- su) - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller ve eşi Özer Uçuran Çiller'in çeşitli olaylarla ilgili olarak adlan- nın geçtiği Başbakanlık Teftiş Ku- rulu Susurluk raporu, dün koalis- yon ortaklan zirvesinde değerlen- dirildi. Başbakan Mesut Yılmaz, Başba- kan Yardımcısı Bülent Ecevit ve DTP lideri Hüsamettin Cindo- ruk'un baş başa gerçekleştirdikle- ri göriişmede, raporun hangi bö- lümlerinin açıklanacağı belirlenir- ken 5 ayn konuda soruşturmanın derinleştirilmesi ve raporda adı ge- çen herkes hakkında suç duyurula- nnın yapılması konusunda görüş birliğine vanldı. Liderler zirvesi dün Başbakanlık Konutu'nda saat 11. 00'de başladı. Bülent Ecevit'in Anayasa Mahke- mesi tarafından kapatılan RP"nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan ile randevusu nedeniyle birsüre ara verilen göriişmede. Susurlukolayı- nın aydınlatılması için bundan son- ra atılması gereken adımlar belir- lendi. Rapora göre bazı olaylar ve iliş- kiler DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in eşi Özer Uçuran Çiller'e dayanıyor. Başbakanlık Teftiş Ku- rulu Başkanvekili Kutlu Savaş'a 5 ayn konuda sonjşturmayı derinleş- tirme yetkisi \erildigi bildirildi. Derinlemesine araştınlması iste- nen konulann başında 1991- 1995 yıllan arasında Turizm Bakanlığı tarafından verilen kumarhane ruh- satlannın belirlenmesi, Yeşil'in he- sabına kimler tarafından para yatı- nldığı ve bunun kimlere dağıtıldı- ğının yer aldığı öğrenildi. Liderler zirvesinde de ordunun devlet içindeki çete örgütlenmesin- de yer aldığının söylenemeyeceği görüşüne vanlırken. Giresun Jan- darma Komutanı Tuğgeneral Veli Küçük gibi bazı askerlerin durumu değerlendirildi. JİTEM ve Emni- yet'in yasadışı örgütlenmeler için- de yer aldığının da kesin olarak or- taya çıktığı vurgulanan toplantıda, raporda adı geçen herkes hakkın- da suç duyurusunda bulunulması karan alındı. Buçerçevedebazı gö- revlilerin açığa alınabileceği, bazı üst düzey kişiler hakkında da suç duyurusunda bulunulmasının be- nimsendiği belirtildi. Susurluk skandalı nedeniyle hakkında soruşturma açılan DYP Elazığ Milletvekili Mehmet Ağar. dün tehdıtte bulundu. Ağar. koalis- yon ortaklan DSP ve DTP'nin, "devlet sırn aranmaksızın raporun tamamınuı açıklanması" > önünde- ki baskıları üzenne Sabah gazete- sine yaptığı açıklamada şöyle de- di: "Yani biz sustukça suçluyoriar. Böylegiderseyaruı ben de çıkıp bü- tün sonılara cevap veririm. Bunu bir şantaj olarak söylemivorum. Bana yakışmaz. Ama inceldiği yer- den kopsun. Biz 5 kunış haram ye- memişiz. Ne almışız? Ortada bir delil mi var? Bizim neyimiz var, ne- vimiz vok ortada." 'Sakıncalı' ABD heyeti Kürtçe eğitim istedi ANK.4R4 (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye'yi Güneydoğu poiitikası ve insan haklan sorunlan nedeniyle eleştirmesi ile ünlü ABD Kongre temsilcisi John Porter ve eşi Kathryn Pbrter. dün Ankara'da gerçekleştirdikleri temaslar sırasmda Kürt asıllı yurttaşlara Kürtçe eğitim verilmesini istediler. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Başbakan Mesut Yümaz'ın görüşmeyi reddettiği ABD heyeti, RP'nin kapatılmasının doğru olmadığını, ancak Iran tipi siyasi partilerin de kabul edilemeyeceğini kaydettiler. Türkiye "nin Güneydoğu'daki Kürt yurttaşlanna baskı yaptığı savlamasıyla ABD'de açlık grevi yapan, Türkiye'nin vize vermeye yanaşmadığı Porter ailesi ve diğer Avrupa Güvenlik ve Işbirliği Teşkilatı (AGİT) Helsinki Izleme Komitesi üyeleri dün Ankara'da temaslarda bulundular. TBMM Başkanı Hikmet Çetin. Dışişleri Bakanı İsmail Cem. Türk-Amerikan Diyalog Grubu Başkanı Kamran tnan. Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir ve tutuklanan eski DEP milletvekili LeylaZana ile görüşen ABD heyeti, Türkiye'nin insan haklan konusunda daha fazla icraat yapması gerektiği mesajını ilettiler. Istanbul ve Diyarbakır'daki temaslannın ardından Ankara'ya geçen heyetin TBMM Başkanı ve diğer üst düzey hükümet yetkilileri tarafından kabul edilmesi tepki yarattı. Heyetin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Başbakan Mesut Yılmaz ile de görüşmek istediği ancak başvurunun kabul edilmediği kaydedildi. ABD Kongre heyeti, temaslannda insan haklan durumunun iyileştirilmesi ve Güneydoğu sorununun banşçıl yöntemlerle çözülmesi gerektiğini ilettiler. Heyet. insan haklan için yeni anayasal düzenlemelere gidilmesi. düşünce özgürlüğünün sağlanması gibi iyileştirmelerin sürekli Türkiye'de gündemde olduğunu duyduklannı ancak somut bir gelişme göremediklerini kaydettiler. Türkiye'ye karşı bir önyargılan olmadığını ancak insan haklannın evrenselliği kapsamında Türk yuıttaşlanna uygulanan baskılan dile getirmek istediklerini anlatan heyet yetkilileri. tutuklu bulunan eski DEP milletvekillerinin bir an önce serbest bırakılmalannı da istediler. ABD'li heyet. herkesin anadilinde eğitim alması ve iletişim kurmasının bir hak olduğunu belirterek. okullarda Kürtçe eğitim • verilmesini istediler. Görüşmeler sırasında RP'li Ertan Yülek, partisinin kapatılmasının da bir insan haklan ihlali olduğunu söyledi. Bunun üzerine Porter. ülkesinin siyasi partilerin kapatılmasına karşı olduğu kadar Iran tipi siyasi partilerin faaliyetlerine de karşı Le Monde: Türk siyasetinde yeni bir sayfa açıldı Dış Haberier Senisi - Fransa"nın saygın gazetelerinden Le Monde, Anayasa Mahkemesi tarafından Refah Partisi'ne verilen kapatma karannı içeren habere geniş yer ayırdı. Kararla birlikte Türk siyasi tarihinde yeni bir sayfanın açıldığını savunan gazete. Türk siyasetinde parti kapatmalann ender görülen olaylar arasında olmadığını da vurguladı. Gazeteye göre 4.2 milyon kayıtlı üyesi bulunan. son seçimlerde 6 milyon seçmenin oylannı almış olan Refah Partisi'ne verilen kapatma karan. yargının bağımsızlığı ve ordunun siyasetteki yeri konularındaki tartışmalan yeniden gündeme getirecek. RP'nin kapatılması ile Türkiye"deki Iaik-Islamcı dengelerde meydana gelen yeni değişimin tam olarak değerlendirilebilmesi için ortalığın biraz dunılması gerektiğini söyleyen gazete. bu kararla siyasi tslama karşı verilen açık mücadelede Kemalist kanadın bir puan daha kazandığını yazdı. Yazıda. yeni kurulan Fazilet Partisi'nin Refah'ın yerini tutup tutmayacağı konusunun da henüz kesinlik kazanmadığı. Refahçılann bir yandan yeni arayışlannı sürdürdükleri vurgulandı. olduğunu söyledi. Türk yetkililerise hükümetin insan haklan konusunda bir koordinasyon kurulu oluşturduğunu, gerekli düzenlemelerin yapılmasına yönelik olarak çalışmalann sürdürüldüğünü kaydettiler. Güneydoğu'nun yıllardır bölücü örgütün hedefi olduğunu, 14 yıllık mücadelede binlerce kişinin öldüriildüğünü belirten yetkililer. "Güneydoğu sorunu pek çok ortamda gündeme getiriliyor. Ancak olavın terörizm boyutu göz ardı edilivor. İnsan haklan sorunu, terörizm olan her yerde vardır. Türkiye, terörizme karşı büyük bir başan elde etti. Türkiye sınırlan içindeki terör olay lan çok azaldı. Şimdi sıra bölgenin sosyo- ekonomik dengelerinin normalleştirilmesinde. Bunun için de hükümet bir paket hazıriığmda" yanıtını verdiler. ABD heyeti. Dışişleri Bakanlığf nın Adalet Bakanlığı nezdinde araya girmesi sonucunda tutuklu bulunan Zana ile Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde bir araya geldi. Heyet, daha sonra Yunanistan'a gitmek üzere Türkiye"den aynldı. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Kapatma karannın ardından Erbakan ekibi, "mağdurlan" oynamaya başladı. Onlar ki, büyük bir haksızlığa uğramışlar: Hiç ha- ta yapmadıklan halde böyle bir kararla karşılaşmış- lar... Onlar ki, iktidara geldiklerinde devlet kadroları- na hiç zarar vermemişler. Çarkın dişlilerini kırma pahasına kendi adamlarını hukuk dışı yolları da kullanarak devlete yerleştirmeye kalkmamışlar... Onlar ki, iktidara kanlı mı geleceğiz kansız mı de- memişler... Konunun bu yanına girersek çıkamayız. Birkaç gündür yanıtı aranan soru, bundan sonra ne ola- cağı. RP'liler şu soruyu sormuyoriar: "Hata yaptığımız bir yer varmı?" Bunun yerine şu sorunun yanıtını aramaya çalı- şıyorlar: "Yeniden nasıl toparlanırız?" Erbakan'ın Anayasa Mahkemesi karannı açıkla- madan, Başbakan Mesut Yılmaz'ı ziyaret etme- si, dün de DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit ve DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk la gö- rüşmesi "yeniarayışlann" göstergesi. Öyle anlaşılıyor ki, RP birkaç planı aynı anda ya- şama geçirmeyi planlıyor. Bir yandan Meclis'i kal- kan olarak kullanacak. Öteki partilerie sürekli te- mas kurup, benzetmede hata olmaz, sürüden ay- nlmamaya çalışacak. Bir yandan, tabanını yazının başında vurguladı- ğımız gibi ayakta tutmaya çalışacak, "Sakın umut- suzluğa kapılmayın, yeniden toparlanırız" mesajı verecek. Böylece olası bölünmeyi önlemeye çalı- şacak. Bir başka yandan da zaman kazanarak yeni ör- gütlenmeyi tamamlamaya girişecek. Bütün bu planların yaşama geçmesi için Erba- kan ve çevresindekilerin "masum" olması, halkın acıma duygusuna seslenmesi gerekiyor. Işte onu yapıyorlar. Sağ olsun medya da buna alet oluyor. Şu soruya yansız yanıt bulmaya çalışalım: - Türk ulusunda acıma duygusu mu öndedir adalet mi? Bana öyle geliyor ki, acıma duygusu önde. On- larca kişinin ölümüne neden olan bir kişi, Kızılay Alanı'na çıkıp bağırsa: - Çok üzgünüm. Bana acıyın... Pişmanım, affe- din... Halkımız onun affedilmesini ister. RP buna oynuyor. . Çile... hile... file... Konuyu daraltıp Erbakan'ın "savunan adam" özelliğine gelirsek... Daha yakışanı, "kurtarama- yan adam" olur ama... Bunu da "masumlan oynamak" üzere bulmuş ol- malılar. Yasin Hatiboğlu şiir yazmış. Milli Gaze- te'de yayımlanan şiirin son dörtlüğü şöyle: "Gergef gergef çile; çile yumağı... Yalnız Allah 'a sığınan adam Çileylebeslenen... Bizler, hepimiz... Seni seviyoruz savunan adam!.." Görüntüsüne bakılırsa Hatiboğlu çileyle değil, fileyle besleniyor olmalı. Siyasette de çileden çok hileyle uğraştılar. Erbakan'a da "savunan adam"lıktan çok, "sa- vuran adam" ya da "savulan adam" tanımlamala- n daha uygun düşer. Kısacası, RP cephesinde değişen bir şey yok. Partinin kapatılmasının ardından bu köşede yeni durumu değerlendirirken asıl üzerinde durulması gereken konunun, öteki partilerin topluma umut verebilmesi olduğunu aktarmıştık. Gelişmeler bu yönde iyimser olmayı güçleştiriyor. Bir başka tartışma da şu: "RP, Müslüman demokrat partiye dönüşebilir mi?" Bu kafayla çok zor. Bugüne dek, RP'nin demokratlık denemesi hep ayakkabının üzerine çorap giymek gibi bir şey ol- du... Yüce Divan tartışması I Baştarafı 1. Sayfada Siyasi Partiler Yasasfnın ilgili hükümlerinin birbir- leriyle çeliştiğini anımsa- tan Kıratlıoğlu, "Benasun- da. tüm bunlara geniş bir operasyon diye bakıyorum. Hem de geleceği kapsaya- cak bir operasyon" dedi. Kıratlıoğlu, DYP. DP, MHP.DTPveANAP'ınbu görüntüde merkez sağda bir birliği sağlayacak gö- rüntü çizmediğine dikkat çekerek, "Bu imkânsız, se- çim ise ANAP'ın giderek trendi düştüğü için zor" de- di. Kıratlıoğlu, DYP'nin Çiller'i Yüce Divan'da yal- nız bırakmayacağını ve DYP'nin sarsıntı geçirme- yeceğini savundu. DYP Diyarbakır Millet- vekili Ensarioğlu. yazılan senaryonun adım adım gerçekleştiğini, Çiller'in de Yüce Divan'a gönderi- Ieceğini söyledi. Ensarioğ- lu. "Bakın. !960ihtilali hâ- lâ tartışınyor. Neden; taraf- lı kararlar verildiği için. Şimdi, a$ker, irtica dedi, tehdit dedi, tehlike dedi ve RP kapatıldı. DV P Ue kav- gaya girdüer. Çiller siiine- cek deniyorsa Yüce Di- van'a gider. Bütün bunlar. başkanlık sistcmi ile yan başkanlık sisteminin zemi- nidir. Yani, Mesut İpler benim elimde' diyorsa,ce- saret abyorsa, birileri arka- sındadır. O zaman, mevcut sistemi değiştirmek için destekverilmiştir*' görüşü- nü dile getirdi. Çiller'in Yüce Divan'a gitmesinin DYP'nin de silinmesi an- lamı taşıdığını vurgulayan Ensarioğlu, "Bu sistem de- ğişikligi oyununa biz otura- biliriz. Sine-i millete döne- rek, DYP, RP ve BBP tek çafı altında seçime girebi- lir. Gelir, gerekiyorsa mev- cut sistemi degiştiririz. Ge- rekirse, Cumhurbaşka- nı'nın süresini tartışmaya açanz"dedi. DYP Izmir Milletvekili L'fuk Söylemez, Meclis aritmetiğinin darmadağı- nık olduğunu kaydederek. "Seçim kaçınılmaz, 98'de seçim olması için koşulian zorlamak gerekir" dedi. DYP Uşak Milletvekili Hasan karakaya da RP'de- ki oy kaybının vüzde 1 ya da 2 olacağını belirterek. "RP'nin oylanDYP'yegel- mez, Neden, RP'nin rakibi DYP'dir" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle