Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20OCAK1998SAI
OLAYLAR VE GORUŞLER
Türkiye'nin Yapısal Sorunu
Dr. ŞEVKET SAYILGAN
Sınaı Yatırım ve Kredı Bankası
T
urkıve'de kamu malıyesının
bugun bulunduğu nokta. ka-
mu harcama ve gehrlen ıle
kamu borçlanma gereğının
fınansmanı konusunda kok-
]u bır veniden yapılanma re-
foım programınm uvgulamava konulma-
sının kaçınilmaz olduğunu gostermekte-
dır
Genel olarak dışa kapalı donemde
(1963-1980), kamu harcamalannın yatı-
ratn e diş fazianm toplamından oluşan gav-
n safı ulu^al tasarruflar uzennde cıddı bır
etkıde bulunmadığı anlaşılmaktadır An-
cak toplam kamu harcamalannın tuketım
ve vatınm olarak aynştınlması durumun-
da. kamu vatınmlannın GSYÎH'ye oranın-
da meydana geien artışlann. bu donemde
dış dengede bıre bırlık bozulmalara yol aç-
tığı dıkkatı çekmektedır Başka bırdeyış-
le dışa kapalı donemde kamu vatınmla-
nnda meydana gelen artışlar, net dış yu-
kumluluk yaratılarak gerçekleştınlebıl-
mıştır
1987 sonrası donemde ıse kamu harca-
malannm ekonomıdekı obur makro buyuk-
lukler uzenndekı bozucu etkısının arttığı
gorulmektedır 1987-1995 dönemınde ka-
mu harcamalannın GSYİH'ye oranında
meydana gelen artışlar gayn safı ulusal ta-
sarrufları (yatınm artı dış fazla) azaltıcı
etkıde bulunmaktadır Bu donemde ge-
rek kamu tuketım harcamalannın. gerek-
se kamu yannm harcamalannın net dış yu-
kumluluk v aratıcı bır nıtelık kazandığı an-
laşılmaktadır Yapılan aynştırmalar (ana-
lızler) kamu tuketım harcamalannın "in-
Iktısat Uzmanı
vestmentcıwdingout" ıle bırlıkte ve da-
ha çok "dış dengebozucu",> anı net dış yu-
kumJuluk arttıncı bırkarakten olduğunu
gostermektedır Dahası, kamu tuketım
harcamalanna gelen şok artışlar geçıcı ol-
mamakta, kalıcı bır ozellık eostermekte-
dır
Aynı zamanda ozel tuketım harcama-
lannı da aynı yonde etkıleyen kamu tuke-
tım harcamalannda me> dana gelecek ka-
lıcı azalmalann. toplam tasarruflan olum-
lu yonde etkıleyeceğı açıktır Harcamala-
nnda bellı bır dısıphn sağlayamayan ka-
mu kesımı. harcama artışlannı karşılaya-
cak bır gelır artışı gerçekleştırememıştır
Bunun sonucunda da Kamu Kesımı Borç-
lanma Gereğının GSYlH've oranı.
KKBGO. sureklı bır artış ıçensındedır
Ekonomıde bırdızı onlemın alındığı 1994
yılı ıçensınde bu oranda uzun yıllardan son-
ra bır azalma gorulmuştur Ancak bu go-
recelı duzelmenın geçıcı olduğu anlaşıl-
maktadır Sözkonusuyıl, toplam kamu ya-
tınmlannın GSYİH'ye oranı. tanhınde
gorulmemış boyutlarda azalarak yuzde
3 4'e duşmuştür Yatınmlarda bır oncekı
yılagöre meydanagelen4 1 puanlıkazal-
maya karşın KKBGO'da gerçekleşen azal-
manın 3 1 puanda kalması dıkkat çekıcı-
dır
Genel olarak kamu tuketım harcamala-
nnda kalıcı bır azaJma, kamu gelırlenn-
de de kalıcı artışlar sağlanmadan
KKBGO'da 1994 yılında gorulen duzel-
menın surdurulemeyeceğı açıktır Bu çer-
çevede, bır kerelık vergı >a da ucretlenn
dondurulması gıbı geçıcı uygulamalann
çozum olmadığının anlaşılmış olması ge-
rekır
Kamu açıklan ven ıken açık fınans-
man yontemlen sınırlıdır Para basmak
veya(ıçyadadış)borçalmak Kamuoto-
ntesı her ıkı fınansman bıçımı ıle ılgılı ola-
rak. ıktısadı dınamıklenn dayattığı zorun-
luluklar dışmda herhangi bır kısıt altında
bulunmamaktadır Kımı zaman kamu açık-
lannm fınansman yollanndan sadece bı-
nnde. bellı bır dısıplın sağlanmaya çalı-
şıldığı gorulmektedır Esas olarak açıkla-
nn ortadan kaldınlmasma yonelık nıyetm
olmadığı bır ortamda bu turden bır dısıp-
lın sağlama gayretı başanya ulaşamamak-
ta, hatta dısıplınle amaçlanan sonucun tam
tersı sonuçlara yol açabılmektedır
Turkıyeekonomısının 1987 sonrası do-
nemde kazandığı deneyım. orneğın para
basmaya getınlecek sınırlamalann (ıç ve
dış) borçlanmaya da getınlecek smırla-
malarla desteklenmesı ve esas olarak ka-
mu gelır-gıderdengesının sağlanması zo-
runluluğunu gostermektedır Aksıtakdır-
de kamuoyu, "disiplin programının" sü-
reklılığıne manmamakta, bır sure sonra da
haklı olduğunu gorerek kamu otontesıne
olan güvenını daha da azaltıp var olan
beklentılennı pekıştırmektedır
Borçlanma konusunda pıyasa dmamık-
lennın dışında herhangı bır kısıtla karşı kar-
şıya kalmayan polıtıka belırleyıcısmın.
ozellıkle 1987 sonrasında hızlı bır borç-
lanma polıtıkası ızledığı goruluyor On
yıJ önce 25 mılyar dolar olan dış borç ra-
kamı, 1996 Hazıran ayı ıtıbanyla 74 mıl-
yar dolan aşmış bulunmaktadır
Toplam dış borçlann kamu v e ozel ola-
rak aynştınlması durumunda ıse ozel ke-
sımın dış borçlanmada bellı bır esneklığe
sahıp olduğu, kamu borçlannm ıse surek-
lı bır artış ıçmde olduğu dıkkatı çekmek-
tedır Ozel kesım dış borçlanmasının da
uretken yatınmlardan daha çok >ıne ka-
mu açıklannın fınansmanına yoneldığı
bıhnmektedır
Butçe açıklannın denetımı ve kamu
borçlannın azaltılması, cıddı bır sıyasal ka-
rarlılık gerektırmektedır Bırçok durum-
da, kamu gelırlennın daha yuksek vergı-
lendırme ıle arttınlamayacağı gorulmek-
te. ancak v ergı kaçırmanm yaygın oldu-
ğu ulkelerde daha sıkı bıruygulama ılebel-
Iı bır gelır artışı sağlanabıleceğı anlaşıl-
maktadır Bu durumda butçe açıklannın
kontrolu kamuharcamalannın azaltılma-
sından geçmektedır Harcama kesıntısı-
nın uygulamaya konulması ıse bugunler-
dekı Fransatecrubesının gosterdığı gıbı ko-
lay olmamaktadır Yme de. kamu harca-
malannın çoğu zaman "israfa yol açan"
bır nıtelık taşıdığı bıhnmektedır Bu ne-
denle kamu, ozel sektorun daha etkın ol-
duğu alanlardakı ıktısadı aktıvıtelennı dur-
durmalı, kamudakı kaynak dağıhmında
da "etkinlik" kntenne uyulmalıdır
Kamu kesımınde malı dısıplın sağlan-
masına yonelık olarak uluslararası mev-
zuatta gozeçarpan bazı ortak ozellıkier şo>-
le ozetlenebılır
• Hukumetlenn kamu borçlanmasına ko-
layca sığınmasının onune geçebılmek ıçın
kamu sektorunun, borçlanmada özel sek-
torden farklı bır uygulamaya bağlı olma-
ması hedeflenmektedır
Bu çerçevede, hukumetın Merkez Ban-
kası'ndan avans olanağı yasaklanarak Mer-
kez Bankası 'nın kamu borçlanma enstru-
manlannı portfbyunde bulundurmasına
smırlamalar getırılmektedır
• Butçe açıklannın denetımıne ve ka-
mu borçlannın azaltılmasına yonelık bır
program. y a;>al duzenleme olarak uy gula-
maya konulmaktadır Yıllararası (multıan-
nual) butçe uygulaması yasal bır zorun-
luluk halıne getınlmekte ve hukumetın
program hedeflenndekı gehşmelerle ılgı-
lı detaylı. düzenlı ve zamanında bılgı ver-
mesı sağlanmavaçahşılmaktadır Malı du-
rumun genel olarak daha ıyı kavTanabıl-
mesı ıçın ozel sektorun tabı olduğu mu-
hasebe yontemlennın kamu tarafından da
kullanılması ıstenmektedır
• Orta vadelı butçe açık hmıtlen yasal
olarak belırlenebılmektedır Orneğın Fran-
sa'da. 1994yılındanbaşlayarak 1994-1997
donemı ıçın harcama artışını ve butçe açı-
ğınm GS\ iH've oranmı sınırlav an bırya-
sakabuledılmıştır Lngılteredeortadonem
planla kamu açıklannın belli bır lımıtteol-
masi ongorulmektedır ABD'de ıse butçe
açığında hedeflenen azalış "Omnibus
BudgetReeonctlian'on.Act" ıçensindever
almaktadır
• Butçe uygulama yasası, hukumetın bır
yılda edınebıleceğı borçlanma mıktannı
bellı knterlere gore belırlevebılmektedır
Orneğın Almanya'da butçe yasası top-
lam borçlanmanın toplam yatınm harca-
malanndan daha fazla olamayacağını on-
gormektedır
• Makroekonomık stratejılere bağlı ola-
rak, yıllık butçe yasasında açıklann ust lı-
mıtı ve bankacılık kesımmden fınanse
edılebılecek bolum belırlenebılır
Eğerlımıtın aşılacağı anlaşılıyorsa oto-
matık harcama kesıntısıne gıdılebılmek-
tedır Orneğın ABD'de kamu borçlannda-
kı azalma hedefı tutmayacaksa otomatık
kesıntıye gıdılmektedır
ARADA BİR
M. ZAMAN SAÇLIOGLU
Sanal Ölüm
GeçenlerdebırTVkanalında,, ınsanışaşırtan veumut-
suzluğa duşuren bır haber ızledım
Bır Japon bılgısayarcı, ana-babasının mezannı uzun
zamandır zıyaret edemedığı ıçın duyduğu vıcdan aza-
bı yuzunden ıntemette bır mezarlık sayfası açmış An-
ne ve babasının mezariannı buraya çızmış, yanına su,
çıçek bır de dua krtabı koymuş Boylelıkle zıyaret ıçın
mezarlığa kadar grtme zahmetınden kurtulmuş Bılgı-
sayar monrtorunde çıçeklenn mezara nasıl konulduğu-
nu, toprağın nasıl sulandığını, dua kıtabının sayfalannm
nasıl çevınlıp ıstenılen duanın okunduğunu gorduk llk
şaşkınlığın ardından bılgısayarcının bu mezar maketını
neden evının sakın bır koşesınde değıl de, tum dunya-
nın ulaşabıleceğı ıntemet ortamında ofuşturduğunu du-
şunmeye başladım Bır oyun mu başlatıhyordu yoksa?
Dınlerle, ınançlarta, gızlılıklerle, anılarla, gunah ve sevap-
laria oynanacak, acımasız ve sonu belırsız bır oyun
Dınler, dın tacırten ve asılsız ınançlar bu oyun sayesın-
de sarsılacak mıydı, yoksa bu oyunu kullanarak guçle-
necekler mıydı''
Bır sure once sanal bebeklenn çıkışıyla yme ırkılmış,
bunun ardından bır başka oyunun gelebıleceğını duş-
lemeye başlamıştım'' Bekledığım oyun, bugunun dun-
yasının bılgısayar ortamında kurulup, dunyanın gıdtşı uze-
nne oynanacak bır oyundu Orneğın, yeşıller ve çevre-
cıler, çevre kırlıüğının dunyayt onumuzdekı yıllarda ne-
reye gotureceğını, ekonomıstler, Avrupa Bırlığı-Amen-
ka-Japonya arasındakı ekonomık rekabetın nasıl sonuç-
lar vereceğını, çokuluslu şırketlenn dunyamızda nasıl ım-
paratorluklar yaratacağını gosteren atılımlar yapacak-
lardı Zaman zaman askerler, polrtıkacılar, dın adamla-
n devreye gırecektı Oyunun bır yennde bır haber alma
orgutu onemlı bınnı oldurecek, oyun bır anda yon de-
ğıştırebılecektı Tum dunyanın katılacağı, gerçek yaşa-
mın yansıması olan devasa bır oyun kurulabılırdı Boy-
te bır oyunda mezariıklar da yer alacaktı doğal olarak,
ama mezarlıklar bır son durak olacaktı, gerçek dunya-
dakı gıbı
Oysa Japon bılgısayarcı, sabırsız bır yaramaz çocuk
gıbı oyuna yanlış yerden başladı Başlangıç noktası me-
zarlık olunca, oyuna olumden, yanı yokluktan gınlınce
Khaos'un dogması kaçınılmaz sanınm Şımdı Khaos
hem yaşamı. hem olumu yaratacak Olumden hemen
oncesı ıle olumden çok sonrası kurgulanmaya başla-
nacak BılgısayannbaşdondurucuhızıKrDnos'ayenıço-
cuklar verecek, doğal olarak da yıyeceğı çocuklannın
sayısınıarttıracakKronos'un Gaıa, ıntemettekı sanal yan-
sımada hızla değışen yuzunu tanıyamayacak Bundan
sonrakı adımlan duşlemeye çalışıyorum
Her dın kendı mezarlığını ınternette oluşturacak (So-
nunda ateıstlerde kendı mezariıklanna sanal da olsa ka-
vuşacakiar) Dıncıler once bu oyuna karşı çıkacaklar; ama
bır sure sonra, teknolo|inın dışında kalmanın, zararlan-
na olacağını anlayıp, ıster ıstemez oyunda yer alacak-
lar Dıncıler, ekonomık guçlen sayesınde ıntemettekı en
genış safyalara sahıp olacaklar belkı de Buyuk mezar-
lıklar duzenlenecek dunyada, dunya dışında Belkı me-
zarlık gezegenlen oluşturulacak sanal evrenlerde Uç-
suz bucaksız mekânlarda devasa mezarlar yapılacak
Kendı cenaze torenını tasarlamak ısteyen, ıstedığı
sayıda sanal ağlayıcı kadın kıralayabılecek, bu kadınla-
nn, ellenndekı gozyaşı şışelenyle mezann çevresınde do-
nerken mılyonlarcaton sanal gozyaşı dokuşlerının pro-
vasını ızleyebılecek Dunyanın en buyuk sanal orkest-
ralarını tutacak, mezannın başında requıemler çaldıra-
cak, bınlerce kışılık korolara ılahıler, ağıtlar soyletecek
Olum, sanal bır "âsûde bahârulkesı" olacak Sanal me-
zarlık, ınsanlara olmeden once nasıl bır olum, toren ve
gomu ıstedıklennı duşlemelen ve ıntemet ıle bunu olum-
suz kılmaları ıçın bır şans tanırken, olenın ardında ka-
lanlara da başka olanaklar sağlayacak Japon bılgısa-
yarcının yaptığı çok masum kalacak olup brteceklenn
yanında Yaratının sonu gelmeyecek
Olen, kanzmatık bın ıse, bır yakını "0 en çok benı
severdı" dıyecek, otekı "Bana olmeden once şunlan
^soylemıştı" dıye one geçmeye çalışacak, bır başkası,
"Onu en son ben gordum, son soluğunu venrken, elı-
mı tutup bana teşekkurettı" dıye yazacak buyuk harf-
lerle sayfaya insanlar en sevılenın kendılen olduğunu
anlatmak ıçın bırbırlerıne hakaret edecekler, olenın ar-
dından duşmanlıklardogacak Buyuk bır lıderolduyse,
sanal toplumsal hıstenler oluşturulacak, toplu ıntıharlar
sayfası açılacâk, ısteyen, ıntıhar ettığını lısteye ekleye-
cek Araf sayfasına gunahlar ve sevaplar ışlenırken, ıçı
dışı bır yaşamış olan, kısa bır zamanda, ya ıyı ınsan ola-
rak cennete, ya da kotu ınsan olarak cehenneme gıde-
cek, ama lyılığı ıle kotuluğu bırbınneyakın olan, bu say-
fada uzun zaman bekleyecek Kımılen ıçın durum krrtık
olacak Belkı de en son sanıyede alacaklan bırfazla se-
vap ya da bır fazla gunah ıçın sanal oluler dıyanndakı
yazgılan değışecek Bırtien kendılennı Dante'nın cehen-
nemının bır yennde bulacaklar
Dınler, sanal bır otekı dunya sozu vermışlerdı Tekno-
lojı ıse bunu gerçekleştırdı
Sanallık, bır buzdağı gıbı Gorunen bolumu buz, ın-
sanı uşutuyor Gorunmeyen bolumu cehennem ateşı
Insan, teknolojının sanal dunyasında bıle once ıdeal
yaşamı değıl, ıdeal olumu buldu galıba, ne acı
Nasıl Yönetiliyoruz?
MURTAZA DEMİR Pır Sultan Abdal KültürDerneğı Genel Başkanı
D
emokrası, laıklık. Alevılık. ın- lımıze, halayımıza, sazımıza bemahımıza ve
san haklan. Kurt sorunu ve
banş gıbı sorunlar yumağın-
da enerjısını tuketmış, çetele-
nn ve haramzadelenn ınsafı-
na terk edılmış. kurtulmak ıs-
tedıkçe batan bır ulkemız var Batfdan moda-
sı geçmış teknolojı ve kara para ıthal edıyor
Batı'ya v e butun dunyaya çete. uyuşturucu ıh-
raç edıyor, yoksulun emeğını ıç ve dış ışbırlık-
çılere peşkeş çekıyoruz
Turkı devletlere Kuran satıyoruz Pans'ı,
Londra'yı, Berlın'ı, Vıyana'yı ve butun Batı'yı
tesettur. camı. mescıt. sakal ve peçeyle 'işga-
le' hazırlanıyoruz "Vlaşallah' Turkiye'ye yuz
bın, Avrupa'ya uç bın camı yapmışız Bunun
o denlı 'yarannı' gormuş ve toplum olarak o
denlı yüksek bır 'ahlak ve adalet' duzeyıne
ulaşmışız kı çeteye, mafyaya. elı kanlı katılle-
re dokunamıyor. duvara yazi yazan lıselılere
18 yıl, unıversıte harcını protesto eden oğren-
cılere de 98 yıl hapıs cezası venyor. kamu du-
zenını ve adaletı sağladığımızı sanarak dunya-
âleme rezıl oluyoruz
Adaletın bağımlı olduğunu, kararlann kı-
şılere v e sıyasal ruzgânn yonune gore değışık-
Iık gosterdığını, yonetenlerdahıl herkes kabul
edıyor
Uzun bır dejenerasyon ve asımılasyon sü-
recınden sonra. etık değerlerımızın son kınn-
tılannı da dının sıyasallaşmasıyla bırlıkte yok
ettık
Kulturel kımlığımıze, kendımıze ozgıı ınsan-
cıl degerlenmıze. olumlu farklılıklanmıza. dı-
kendımıze yabancılaştık Önce Batı taklıtçılı-
ğı yaparak kendımızı horladık. sonra "yankşyap-
tık' dıyerek Avrupa gıyım-kuşamını. ahlakını
taklıt ettık
Dunyanın en buyuk kultur mırası bızım coğ-
rafyamızdayken yaktık. yıktık. çaldık. yok et-
tık Yermedı. bu guzelım kultur mırasınm, sa-
ray, tıyatro kalıntılannın ustune çadır kurduk
gecekondu yaptık
Kot-blucın gıyıp 'Baüb', şalvar gıyıp. peçe
takarak 'Doğulu' olduk lnatlaştık. bır turlu
kendımız olamadık Kurt'un Kurt olmasına, dı-
lını konuşmasına. Alevının Alevıce sazını ça-
Up semahını donmesıne ızın vermedık
Sağ polıtıka dedık, ırkçılık. mıllıyetçılık,
Turk-lslam (Sunnı) sentezı dedık. dedıkçe bat-
tık Battıkça hırçınlaştık Hırçınlaştıkça can
aldık, can yaktık Sılah. kurşun. ışkence tez-
gâhlan satın aldık Almanya'dan aldık Ame-
nka'dan, Israıl'den aldık Hepsını ıç 'pazarda'
tuketıpyenıden aldık E*renPaşaveSn Cum-
hurbaşkanımızın da ıçınde olduğu dev let yo-
netıcılenmızm ışaretıyle 'kurruluşu' Islamda
aradık "Dinde\letinemrin<tedeğil,de\letdi-
ninemrindeolmalıdır
n
dıyerek eğıtımı dınsel-
leştırdık YıneSn Cumhurbaşkanımızındeyı-
şıyle "Tespih çekenle silah çekeni bir mi tuta-
lım?" anlayışını dev let polıtıkası halıne getı-
np şımdıkı kuşağı yarattık Bunu 'başarmak"
ıçın müthış emek ve para harcadık
Yuz bınlerce camı, mescıt, Kuran kursu.
ımam okulu, ılahıyat fakültesı açtık "Kanımız
aksa da zafer İslamıu, ya Allah bismillah Alla-
Futbol keyfı CTV'de.
Tansu Polatkan ve Metin Gören'le
haftanın futbol karşılaşmalarına ayrıntılı,
tarafsız ve farklı bir bakış
I ctvB U G U N 2 1 : 1 0
FUTBOL & FUTBOL
hu-ekber" maskesını takan dıncı-ulkucu maf-
yaya dev let burokrasısını teslım ettık Eğıtım.
araştırma, sağlık. yol, okul. kultur ıçın bula-
madığımız kaynaklan, dıncılık adına seferber
ettık
Humejni'ye. Kaddafi'ye. Mûbarek e gıt-
tık. kabul gormedık Onlardan çok camı yap-
tık, ımam yetıştırdık. onlann hatın ıçın kadın-
lanmızın yuzunu gozunu kapatıp ınsanlıktan
çıkardık ve *-Mlah nzası' ıçın ınsan da yaktık.
ama vıne yaranamadık
Olmadı, Batı'va donduk "Bizsizdeniz; \\-
rupa'nın parcasıvız; bizi AB've alın, bakın in-
san haklannı uygulu>oruz" dedık. hatta Eşber'ı
bıle (') cezaev ınden çıkardık ama ınanmadı-
lar, ınandıramadık
Çunku bunlan demokrası ıçın. ınsan hakla-
nnın vazgeçılmez bır hak olduğuna ınandığı-
mız ıçın ve kendımız ıçın değıl. ya IMF ya da
AB ıstedığı ıçın yaptık Uluslararası Insan Hak-
lan Sozfeşmesı'nı. Çocuk Haklan Sozfeşme-
sı'nı ve daha ne varsa. nasıl olsa uygulamaya-
cağımız ıçın hepsını ımzaladık Avrupa'vagı-
dıp ımzaladık, Turkıye'ye donup 'özgıirlûk,
eşitlik, adalet, demokrasi" dıyen herkesı ışken-
ceden geçırdık
Bırakalım evrensel ınsan haklannı, ıfade,
orgütlenme, ınanç özgurluğu gıbı temel hak-
lan. yaşam hakkını dahı hıçe saydık Ya benım
gıbı olacak, benım gıbı duşunecek, ınanacak.
benım ıstedığim olçüde ve tarzda orgutlenecek-
sın ya da dedık
Ne çeteye ve ne de dın tacırlenne dokuna-
bıldık
1
Dokunamadık, çunku altından hep 'ça-
panoğlu' > anı kendımız çıktık
Şımdı ıçtenlıkhysek eğer(kı ben ınanmıyo-
rum) yanlış yaptığımızı ka-
bul eder gıbıyız Fakat bu
kez de 'onur sorunu'' ya-
parak yanlıştan donemıyo-
ruz
Dunyada hıçbır ulkenın
bıze dostluk gostermeme-
sı, cıddıye alınmayışımız,
hem Batı hem de Doğu ul-
kelen tarafından reddedılı-
şımızın nedenlerı bunlar-
dır Yanı anlaşılan odur kı
Turkıye'yı yonetenler, ul-
kede yaşayan yurttaşlann
tumunu aynı haklara sahıp
olması gereken yurttaşlar
olarak gormedıklen ve en
temel ınsanı haklarımızı
dahı esırgedıklerı surece
dunya ulkelerı de Turkı-
e vı vonetenlerı cıddıye
Imayacaklardır Anlayan
ben gelsın
1
Asken kımlığımı ve
nufus cuzdammı
kaybettım
Hukumsuzdur
GLMEYGVN
BURDUR
l.ASLİYEHUKUK
MAHKEMESFNDEN
1996 393
Rabıve Çavdar tara-
fından davalı Ismaıl
Çavdar alevhıne açılan
bo^anma davasının so-
nunda Burdur Mer-
kez Kavacık ko\u cılt
070 01 sa>fa 69. ku-
tük 23'te nufusa kayıt-
lı Husevın ve Ya-
şar'dan olma 1961 do-
ğumlu fsmaıl Çavdar
ıle Şevket ve Şen-
feden olma 1964 do-
gumlu Rabı>e Çav-
dar ın MK 134 e gore
şıddetlı geçımsızlıkle-
nne bınaen boşanma-
lanna karar venlmıştır
Davahnın adresı meç-
hul olduğundan teblığ
yerıne kaım olmak
uzere ılanen teblığ olu-
nur Basın 1149
PENCERE
Körleşme Sünecinden
Aydınlığa Doğru...
Melıh Cevdet'ın kulakları çınlasın, mızah tını
sında bır sesle sormuştu
- İlhan, bız şımdı tarıhı mı yaşıyonız?
Refah Partısı kapatılınca, Anday'ı andım, ta
nhsel bır olayı mı yaşıyoruz? Kımıne bakarsa
nız Anayasa Mahkemesı kararı bır şey değıl, çun
ku Refah şu ya da bu ad altında yenıden kuru
lacak, eskı hamam eskı tas olacak1
Demokrai
Partı kapatılınca Adalet Partısı kurulmadı mı?
CHP kapatılınca ıkıye bolunup DSP ıle SHP or-
taya çıkmadı mı9
Solda ve sagda partı kapat-
maların bır ışe yaramadığı şımdıye değın anla-
şılmadı mı? .
•
Refah'ın noktalanmasını "bırpartının kapatıl-
ması" dıye sınırlayıp değerlendırmek yanlış ol-
maz mı'' Dıncı partı, camılen sıyasal partı şu-
belerıne donuşturmek çabası ıçındeydı. ımam
okullannı orgutun mılıtan deposuna çevırmıştı, or-
duya sızmak, pohsı kafakola almak, devlet bu-
rokrasısının kılıt noktalannı ele geçırmek gıbı her-
kesın yıllardan ben gozledığı bır planı uyguluyor-
du, Erbakan dunyadakı şerıatçı guçlerle al tak-
keverkulahılışkılennı, Başbakan olunca, hıçva-
kıt yıtırmeden devlet polıtıkasına donuşturmek
ıstedı, ulkede ve butun dunyada gundeme bır sı-
cak soru gırdı
"Turkıye, Iran ya da Cezayır mı olacak?.." 8
•
Refah ın kapatılması otekı partılerın kapatılma-
sına benzemeyen bır olgu
Imam-hatıp okulları, meslek oğretımı verecek
yerde, temel oğretım kurumlanna donuşturul-
muştu, genç kuşaklar şerıatçı kafayla mı yetış-
tırılecektı'' "Oğretım Bırlığı Devrımı neden yı-
kılmıştı'? Kızlar tslama gore ımam olamazlardı;
ama, nıçın ımam okullarında okuyorlardı7
Tur-
kıye yırmı yıldan berı neden 5 yıllık zorunlu oğ-
retımı aşıp 8 ya da 11 yıllık eğıtıme geçemıyor-
du
?
Turkıye Cumhurıyetı Sunnı dıktasına doğ-
ru gıden bır eğık duzeyde mı kayıyordu
7
Bır soru
"Refah kapatıldı, ama, Başbakan Mesut Yıl-
maz başta olmak uzere polıtıkacılar sıyasetı ıf-
tar sofralarında yapmaktan vazgeçtıler mfî "
Bu ulkede oruç tutan var, tutmayan var, mıl-
yonlarca Alevı bu ıbadetı 'muharrem 'de yapar
Sunnı mezhebının goreneğı neden devlet katın-
da geçerlı oluyor
9
Laık devlet. tum ınançlar
karşısında yansız, butun dınlere ve mezheplere
eşıt uzaklıkta ve eşıt yakınlıkta durmaz mı'' Ul-
kede devletın yurttaşlara davranışı, neden Sun-
nı olçulenne uyduruluyor"'
Hayır
Refah'ın kapatılması, yaşadığımız buyuk so-
runda ancak cım karnında bır nokta
•
Demokrası yolunda yapılacak çok iş tfac:"
1
'
Refah'ın kapatılması, bunun bır aşamasıdır
Anayasa Mahkemesı'nın kararını bır partının ka-
patılması olarak goren, hıçbır şey gormuyor<J6-
mektır
Korieşme surecınden kurtulmalıyız
Laıklık. yalnız Refah ıçın değıl, tum sıyasal par-
tıler ıçın ortak ılke durumuna gelmeden Turkıye
demokrasının dar kapısından geçemez
«ARKffLA
NİIRHAK
OY DAĞLAR
GÜRLÜK
T
sevınc er
YEŞILELMA
Seyahat Acentast
ŞEKER
BAYRAMINDA
D A P E Ş T E
THYILE
28 Ocak - 2 Şubat
6 GUN - 5 GECE
• • • * OTEL
499.-$
(212124952U 24952 17 leyent 121212842ı 242842* 23
Capttol 1216)391 51 30 Ankam [312) 440 56 00
FATİH 1. SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1997 11S0
Mahkmenuzın 1997 1150 e;>as 1997 1197 karar,
22 12 1997 tarıhlı kararı ıle Kırklarelı Babaeskı.
Kuleh koyu. cılt 021-01 >avfa 86. kutuk 41denu-
fusa kayıtlı bulunan Izzet ve Fatma kızı 3 I 1968 do-
ğumlu Meral Dut'a hastalığı sebebıvle aynı yerde
nufusa kavıtlı bulunan anncsı Mehmet ve Gulsum
kızı 10 4 1934 doğumlu Fatma Dut'un velavetı altma
konulmasına karar venlmış olup karar ılan olunur
12 1 1998
Basın 1381