Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 OCAK 1998 SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Denizcilik Bakanhğı kurulma aşamasına geldi, boğazlardan geçişle ilgili çalışmalar sürüyor
Denizcilikte yeııi dönem• Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye, ilk kez Denizcilik
Bakanhğı'na kavuşacak. Dışişleri Bakanhğı ile eşgüdümlü
şekilde çalışacak Denizcilik Bakanhğı'nı bekleyen en önemli
sorunlardan biri olan boğazlardan geçişle ilgili çalışma
' tamamlanma aşamasında.
A.NKARA (Cumhuriyet Biirosu) -
55. hükümet, Denizcilik Bakanlığı'nın ku-
rulması ile ilgili çalışmalannı tamamla-
yarak Bakanlar Kurulu'na getirme aşa-
" masına geldi. Üç tarafı denizlerle çevri-
li olan Türkiye'nın denizcilik sonınlany-
la doğrudan ilgilenecek bir bakanhğın kiı-
rulması. boğazlar ve Ege Denizi 'nde kay-
naklanan sorunlarla tek başına ilgilenmek
durumunda kalan Dışişleri Bakanlığı'nı
da rahatlatacak. Denizcilik BakanhğVnın
kurulması ile koşut oîarak boğazlardan
geçişi düzenleyen yeni tüzüğün de Ba-
kanlar Kurulu'na sunulması bekleniyor.
Denizcilik Bakanlığf na. kabinede de-
. nizcilik işlerinden sonımlu Devlet Baka-
nı olan Burhan Kara'nm getirilmesinin
büyük olasılık olduğu öğrenildi.
Denizcilik Bakanlıgı'nı yoğun sorun-
larbekliyor. Özellikle Hazar havzası pet-
rollerinin taşınmasında "doğal bir bo-
ru hattı" olarak kullamlması istenilen
boğazlardan güvenli geçişin sağlanma-
sına yönelik çalışmalann da tamamlan-
ma aşamasında olduğu kaydedildi. Eski
Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Er-
kaya'nm da boğazlarla ilgili bir çalışma
grubu kurulması için görevlendirilmesi.
Türkiye'nin "Türk boğazlarında" ge-
ri adım atmayacağının bir ışareti olarak
değerlendirildi. Bakanlık kapsamında.
boğazlardan geçişin korunmasına iliş-
kin bir müsteşarlık kurulmasının ve müs-
teşarlığın başına da Erkaya'nın getirilme-
sinin gündemde olduğu öğrenildi.
Türkiye'nin denizcilikle ilgili iki bü-
yük sorunu şöyle:
1- Boğazlardan geçiş: Hazar petrol-
lerinin çıkartılması. işlenmesi ve dünya-
ya pazarlanmasında büyük hisse sahibi
olan uluslararası şirketler ve Rusya Fe-
derasyonu. petrolün boğazlardan geçi-
rilmesini istiyorlar. Istanbul \e Çanakka-
le boğazlannın güvenliğini sağlamak is-
teyen Türkiye. bir yandan boğazlardan
serbest geçişi öngören 1936 Montreux Bo-
ğazlar Sözleşmesini uygularken biryan-
dan bu geçişleri sınırlandırmaya yönelik
çalışmalan sürdürüyor. Dışişleri Bakan-
hğı ve denizcilik işlerinden sorumlu Dev-
let Bakanhğı "nın eşgüdüm içinde hazır-
ladıklan önlem paketinde şu unsurlar yer
aldı:
Radar sistemi
- Uluslararasi Denizcilik Örgütü'nün
mayıs ayında yapacağı kritik toplantıya
kadar radarla trafik izleme sisteminin
ihalesi tamamlanmış olacak. 12 adet ra-
dar ve istasyondan oluşan sistem yakla-
şık 50-60 milyon dolar kadar tutacak.
- Escort sistemi geliştirilecek. Gemi-
lere adeta bir kılavuz alma mecburiyeti
getinlecek.
- Acil müdahele istasyonlan kurulacak.
Bunlardan 3 tanesi Istanbul Boğazı'na.
1 tanesi de Çanakkale Boğazfna yerleş-
tirilecek. lleride İzmir. Adana. Antalya.
İskenderun\eMersın limanlannadabu
istasyonlardan kurulacak.
- Trafik gözlem istasyonlan kurulacak.
Bu istasyonlarsavesinde. boğazlarda çift
şeritte gidiş-geliş trafiği sağlanabilecek.
- Yangın müdahale istasyonlan kuru-
lacak. Yangın söndürme gemisi olarak bi-
linen römorkörlerden ahnacak. Türki-
ye'nin en yeni gemisi 15 yıllık.
- Gemi boylan yeniden sınıflandırıla-
cak. (150 metrenin üzerindeki tankerle-
rin geçişinde boğaz trafiğe kapatılacak.)
- Ankara. sigortasız gemilerin geçişi
ile ilgili olarak (IMO) da çeşitli kısıtla-
malar getirme aşamasında. IMO. belli
yaşın üzerindeki gemilerin limanlara ya-
naşamayacaklannı ve yükleme- boşalt-
mayapamayacaklannı kaydediyor. (Tür-
kiye, karasulanna girecek gemilerin bel-
li miktarlarda sigortayaptırmalanna yö-
nelik çalışmalannı sürdürüyor.)
- Bölgeye Istanbul ve Çanakkale bo-
ğazlan yerine Türk boğazlan denecek.
(Böylece boğazlann uluslararası bir su
yolu olmadığı vurgulanmış olacak.)
- Denizcilik Bakanhğı'nın kurulması
durumunda IMO'nun merkezi Londra'da
daimi temsilcilik açılacak.
2- Ege Denizi: Türkiye ile Yunanis-
tan arasındaki sorunlann en önemli kay-
naklarından biri olan Ege Denizi de ye-
ni bakanhğın ilgi alanlannın başında ge-
lecek. İki ülke arasında deniz sının çizi-
lemeyen Ege ile sorunlann başında. Yu-
nanıstan'ın uluslararası anlaşmalarla ken-
disine bırakılmayan ada ve adacıklan
verleşime açma girişimleri geliyor. Dı-
şışlen Bakanhğı. Denizcilik Müsteşarlı-
ğı ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Yu-
nanistan'ın yerleşime açmaya çalıştığı
ada ve adacıklar hakkında çalışmalannı
sürdürüyorlar. Dışişleri Bakanhğı, Kar-
dak bunalamının ardından Ege'deki tüm
coğrafi formasyonlann envanterini çı-
karma çalışmalanna basjamıştı.
İNTİHAR EYLEMİ ARAŞTIRMASI
'PKK çılgınhklar
yapabilir' uyarısı
• İntihar eylemleri konusunda bir araştırma
yapan Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle
Mücadele ve Harekât Dairesi Başkanlığı. kan
kaybeden terör örgütünün yeni eylemleri
gündeme getirebileceği uyansında bulundu.
EVİN GÖKTAŞ
ANKARA - Emniyet Ge-
nel Müdürlüğü Terörle Mü-
cadele ve Harekât (TEMÜH)
Dairesi Başkanlığı. DHKP-
C ve PKK gibi yasadışı ör-
' gütlerin. zaman zaman baş-
vurduklan intihar eylemle-
rindeki psikodinamik ger-
çekleri araştırdı. TEMÜH
Dairesi'nden psikolog ko-
miser yardımcısı Necati Al-
kan tarafından yapılan araş-
tırmada, intihar militanlan-
nın "yoksulluğun her tiir-
liisünü yaşayan. köyden
dışarı çıkmayıp gençliğini
yaşayamayan" kişilerden
seçildiği, kan kaybeden ör-
gütün "çılgın eylemlere yö-
nelebileceği" bıldinldi.
Araştırma sonucunda ha-
zırlanan raporda. intihar ey-
lemlerinin. bir "sonuç" ol-
duğu vurgulanırken, şu sap-
tamadabulunuldu: "Onem-
le vurgulamak gerekir ki,
PKK kendi tarihinde vara-
bilecegi son noktaya gel-
diğinin sinyalini ilk defa
intihar eylemleri ile ver-
miş bulunmaktadır."
lntiharlann. yüzde 75 ile
yüzde 80'inin ağır depres-
yonlar sonucu ortaya çıktı-
ğı ve depresyonun temel
ögesinin yoğun karamsar-
lık duygusu olduğu belirti-
len raporda. PKK'nin intihar
eylemlerinin asıl nedenleri
konusunda. şu bilgilere yer
verildi:
- Örgiit küçüklük komp-
leksine girmiştir. Bu komp-
lcks, kendini güçlü göste-
recek her yolu deneme psi-
kolojisi taşımaktadır.
1 - Orgüt. yok oluş psikolo-
Jisine kapılmıştır. Bu psiko-
lojı her türlü çılgınlığa yol
açabileceği gibi aynı zaman-
da örgütü moral yönünden
çökuntüye uğratmaktadır.
- Örgiit, taban desteği-
ni tamamen kaybetme kor-
kusunu derinden yaşar ha-
le gelmiştir. Bu korku. ör-
gütü yeni eylem yöntemle-
ri buİma arayışına itmek-
tedir.
- Örgüt. yüriittüğü faali-
yet kanallannda istediği so-
nuçlara ulaşamadığını, mev -
cut kanalların tıkandığını
hıssetmeye başlamıştır. Bu
tıkanış, kontrolsüz birpatla-
maya neden olmaktadır.
- Örgüt bu umutsuzluk-
la intikam alma ve kan da-
vası gütme duygusu içine
girmiştir. Bu saplantı, mi-
silleme eylem tarzını ön
plana çıkarmaktadır.
Militanların profili
Raporda. PKK'nın. intihar
saldmlannda kullandığı mi-
litanlann profillleri konu-
sunda şu saptamalarda bu-
lunuldu:
- Yakınları halen örgüt
içinde bulunan ya da yaka-
lanıp cezae\ine konulan
veya yakınları güvenlik
güçleri tarafından çatış-
ma anında öldürüldüğün-
den dolayı. intikam duy-
gusu besleyen >e devlete
kiiskün olanlar.
- Zihni. fizik ve ruhsal
hastahklan bulunanlar.
- Çok çocuklu ailelerden
gelenler.
- Alt sosyo-ekonomik ve
eğıtim kültür düzeyi düşük
aılelerden gelenler.
- Yaşından dolayı kırsal-
da işe yarayamayacağı dü-
şünülenler...
Hastaneye
gripli
çocuk akını
SSK Kayseri Hastanesi Baş-
hekimi ve çocuk hastalıkları
uzmanı Dr. Esef Karakuş, son
günlerde grip ve üst solunum
>olu şikâyetiyle hastaneye ge-
tirilen çocuk sayısında önem-
ii oranda artış görüldüğünü
kaydetti. Hastaneye daha ön-
ce gribal ve üst solunum yolu
enfeksiyonlanndan dolayı giin-
deortalama 100-150 çocuk ge-
tirildiğini, bugün ise bu sayının
600'e ulaştığını vurgulayan Ka-
rakuş, "Hastalığın daha fazla
\ ayılmaması için okulların ta-
til edilmesi gerekir" dedi. Dr.
Karakuş, grip olan çocukJara
ilaç tedavisinin yanı sıra sulu
gıdalar ile C vitamini içeren
meyveler verilmesini, süt ve
pekmez içirilmesini. dinlen-
melerinin sağlanmasını öner-
di. (Fotoğraf: AA)
Hollanda'yâ tâzminat clavası
Hüseyin Köksal'ın gözaltında ölümüne yol açan polisler beraat etti, ailesi AÎHK'ye başvurdu
CEMİLCİĞERİM
Hüseyin Köksal. Hol-
landa'nın Venlo ken-
tinde geçici işçi ola-
rak çalışırken alkol-
lü araç kullandığı ge-
rekçesi\le 7 Ocak
1993 tarihinde gözal-
tına alınmış ve polis-
ler tarafından başı-
nın aracın ön koltuk-
larına vurulması so-
nucu beyin kanama-
sı geçirerek öldüğü
belirlenmişti.
SAMSIN - Hollanda'nın Venlo
kentinde gözaltında tutulduğu kara-
kolda beyin kanaması sonucu yaşa-
mını yitıren Samsunlu Hüseyin Kök-
sal'ın ailesi. Reermond Bölge Mahke-
mesınin polisler hakkında beraat ka-
rarı vermesi üzerıne Avrupa Insan
Hakları Komisyonu'na (AİHK) baş-
vurdu. Aile. Hollanda hükümetinden
800 bin dolar tazminat istiyor.
Hüseyin Köksal. Hollanda'nın \en-
lo kentinde geçici ışçi olarak çalışır-
ken alkollü araç kullandığı gerekçesiy-
le ~î Ocak 1993 tarihinde polis me-
murları Peter Helmink. Dirk Adri-
anus Krouwel. bölge polisi ajanları
Rene Hubertus Faessen, Hubertus
Anna Kreekels. Josebhus Hermkens,
koruma memuru \\ ilhelmus Bonga-
erts tarafından gözaltına alındı. Elle-
ri kelepçelenerek polis merkezine gö-
türülen Köksal'ın. polis memuru Dirk
Adrianus Krouwel tarafından başının
aracın ön koltuklarına vurulması so-
nucu bevin kanaması geçirerek öldü-
ğü belirlendi.
Roermond Bölgesi Adli Amirliği
için olayla ilgili olarak düzenlenen tu-
tanakta. "öldürmeolayının kötü mu-
amele sonucu gerçekleştiği, polisle-
rin yetkilerini aştıklan" belırtilmişti.
Roermond Bölge Mahkemesi 21
Nisan 1994 tarihinde tutuklupolis me-
muru Dirk Adrianus Krouvvel hakkın-
da beraat kararı verdi. Kararı savcı
temyiz etti.
Türkiye devrede
Bunun üzerine devreye Samsun'un
Tekkeköy ilçesi Cumhuriyet Başsav-
cılığı girdi. Tekkeköy Savcılığı. Sam-
sun Cumhuriyet Başsavcılığı'na
25.8.1995 tarihinde bir fezleke yaza-
rak polis memuru Dirk Adrianus Kro-
uvvel' in "efrada suimuamele ile ölü-
müne sebep olmak" suçundan yar-
gılanmasını istedi.
Samsun Cumhuriyet Savcılığı da
28.8.1995 tarihinde Ağır Ceza Mah-
kemesi 'nedava açtı.
Hüseyin Köksal'ın oğlu Ercan Kök-
sal'ın avukatı Yalçın Korkmaz da ko-
nuyu AİHK'ye görürdü. Korkmaz. ko-
misyona yaptığı başvurusunda özetle
şu görüşleri savundu:
"Demokratik hukuk devleti ol-
duğu sanılan \e insan hakları konu-
sunda titizliği ile bilinen bir ülkede,
kusuru sadece çalışmak olan Hüse-
yin Köksal'ın, yapılan hukuk ve in-
sanlık dışı davranışlar sonucu öl-
nıcsi ile duyulan elem ve ıstırabın ta-
rifi mümkün değildir. Bu sebeple
öncelikle Hollanda Cumhuriyeti yar-
gı organlannın vermiş olduğu karar-
lann vetersi/liği ile bu uygulamanın
en şiddetli şekilde kınanması ve (...)
toplam olarak 800.000 ABD Dola-
rı'nın şikâyet olunan devletten tah-
silini talep ediyorum."
Avrupa İnsan Haklan Komisyonu,
söz konusu talebi dikkate alarak ince-
leme konusu yaparken, Köksal'ın ölü-
mü ile ilgili Samsun 1. AğırCeza Mah-
kemesi'ndeaçılan 1995/226 sayılıda-
va da devam edivor.
validebağ Öğretmenevi'nde kacak park inşaatı sürüyor
iRP'li belediye büdigini okuyor
tstanbul Haber Servisi -
Koşuyolu'ndaki Validebağ Adi-
le Sultan Öğretmenev ı arazısi
üzerinde RP'li Üsküdar Bele-
diyesi'nin başlattığı kaçak park
inşaatı. Istanbul Valıliği'nın
arazi üzerindeki "işgalin kal-
dınlması" istemli yazısına kar-
şın sürüyor.
Istanbul Valihği Vali Yar-
dımcısı V'eli Aslan imzasıyla
B.08.4. MEM.4J4.00J3.715.1
/1777 sayı ve "işgalin kaldı-
.rılması" konulu vazısında
"2886 savılı yasanın 75. mad-
desi hükümleri gereği bele-
diyenin bu haksız el atması-
nın kaldırılması ve neticeden
valiliğe bilgi verilmesini'" is-
temişti. Valiliğin: Üsküdar Kay-
makamhğrna gönderdiğı ya-
zıya karşın MiIIi Eğitim Ba-
kanhğı'na ait arazide park >a-
pım çahşması sürüyor. \alilik
yazısında,ÜsküdarBelediyesı'nin 1 1000
ölçekli Uvgulama tmar Planı'nda eğitim,
sağlık. kültür. bölge parkı ve yol olarak
belirtilen taşınmazın bu şekilde plan-
lanmasına valiliğin itiraz ederek planın
iptalinı istediği kaydedildi.
Yazıda Üsküdar Belediyesi'nin, Mil-
li Eğitim Bakanhğf na tahsisli olan söz
konusu taşınmazın bir bölümü üzerinde
"idarenin izni alınmaksızın" yüriittü-
ğü park düzenlemesı v e çeşitli inşaat fa-
aliyetlerinin devam ettiğinin görüldüğü
ifade edildi.
Eğitim- Sen 2 Nolu Şube Başkanı Alaattin Dinçer, RP'li Üsküdar Belediyesi'nin
öğretmenlere ait arazi üzerindeki tasarrufunun durdurulmasını \e tapunun Mil-
li Eğitim Bakanlığı'na devredilerek koruma duvarı yapılmasını istedi.
Üsküdar tlçe Milli Eğitim Müdürlü-
ğünün B.08. 4.MEM.34.31.09.715/
44504 sayılı "işgalin kaldırılması" ko-
nulu yazısında da inşaatın durdurulma-
sı ve belediyenın arazideki işgalinın kal-
dınlmasının gerektiği kaydedildi.
Yazıda, inşaatın idareden "izin alın-
madan" v-ürütüldüğüne. valılık veMa-
liye Bakanhğı Istanbul Defterdarlığı'mn
23.09.1997 tanh. 12151 sayılı yazılan
dayanak gösterildi.
Eğitim-Sen Istanbul 2 Nolu Şube
Başkanı Alaattin Dinçer. inşaatın a> lar
önce başlaması ve koruma duvarımn
ihalesi yapılmış olmasına karşın örülme-
mesını eleştirerek. duv ar yapımının "sav-
saklandığını" öne sürdü.
Istanbul İl Milli Eğitim Müdürü
ÖmerBalıbev. Dinçer'in "savsaklama"
iddasını reddederek. "konunun takip-
çisi" oiduğunu ve Üsküdar Belediye-
si'nin yüriittüğü park inşaatına kendisi-
nin de karşı çıktığını söyledi.
RP'li Üsküdar Belediye Başkanı Yıl-
maz Bayat ise konuyla ilgili görüş bil-
dırmek istemedi.
S E S L E N D İ
SESLENİYOR
5 yıl önce 24 Ocak 1993 günü
Ugur Mumcu öldürüldü...
O' nu yine hep birlikte anıyoruz.
Ugur Mumcu yine bizlere
SESLENECEK
um:ag
24 Ocak 1998 Cumartesi Saat 21.30
Atatürk Kültür Merkezi/Taksim-İstanbul
Davetiyeler, Park-Bravo ve Polo magazalarından temin edilebilir.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Yaşasın Demokrasi
Geçen cuma akşamüstü Cumhuriyet Kitap Ku-
lübü'nün istiklal Caddesi'ndeki lokalinde, genç-
lerle bir söyleşi yaptım. (Bir avuç katılımcının ba-
zılarının yaşı gençti, bazılarının da ruhu...)
Bu toplantının aynntılarını belki ilerde yazarım.
Ama şu kadarını söyleyeyim ki; değerli müzisyen
Saim Akçıl'ın katkılarıyla, çok hoş bir söyleşi ol-
du.
Toplantı sonrasındayanıma gelen birgenç, "Ho-
cam, siz özel bir üniversitede ders vermeyi içini-
ze nasıl sindiriyorsunuz" sorusunu yöneltti. Aslın-
da epeydir bu konuda bir şeyler yazmak istiyor-
dum. Salıya yazacağım, oku" dedim. Ama öyle
gelişmeler oldu ki, bu konuyu perşembeye erte-
lemek zorunda kalıyorum.
Haftasonunda yargıtayın Parsadan'm mahkû-
miyetini onaylaması ve Anayasa Mahkemesi'nin
Refah Partisi'ni kapatması, iç siyasetimizde çok
ciddi gelişmelere yol açacak gibi görünüyor.
Alman Yüksek Mahkemesi'nin PKK'nin bir te-
rör örgütü olmadığı kanatine varması da özellik-
le AB ile ilişkilerimizi çok derinden etkileyecek.
Bu önemli gelişmelerin yanı sıra; Islamiyet yo-
rumlamalanndaki açılımlar, bitmeyen enflasyon
ve ücret tartışmaları, tam bir yağmaya dönüşen
özelleştirme vb. düşünüldüğü zaman, insan ne ya-
zacağını, hangisine öncelik vereceğini şaşırıyor.
Yargıtay'ın Parsadan'm mahkûmiyetini onayla-
ması, Parsadan'm DYP'ye oy sağlamak vaadiyle
örtülü ödenekten para almasının "tescili" oluyor.
Ama DYP'lilere bakıyoruz, maaşallah "Kös d/n/e*
mişler."
Atalarımız, "Inkâryiğidin kalesi" demişler. Ama
bu adamların durumu inkârcılıktan çok ötede. Piş-
kinlik desem.. az geliyor. Yüzsüzlük desem.. o da
yetmiyor. Utanmazlık desem.. korkarım o da yet-
meyecek...
Galiba en doğru sıfat "şaşkınlık", ya da "ay-
mazlık" olacak. Zira öyle bir tavır sergiliyorlar ki;
bizi budala yerine koyuyorlar. Hiçbir zaman sem-
pati ile bakmadım ama, "Demokrat Parti Misyo-
nunun" bu hallere düştüğünü gördüğümde, ina-
nın üzülüyorum, Bence yanhş da olsa, şerefli bir
miras böyle yağmalanmamalıydı.
Refah Partisi'nin kapatılması, birtakım "demok-
rasi havarilerini" harekete geçirdi. Demokrasiler-
de parti kapatılmazmış...
Kim diyor bunu? Demokrasiyi yok edeceğini
açıkça ifade eden partiler. dünyanın her yerinde
tüm demokrasilerde kapatılır. Zira demokrasinin
kuralları ve özgürlükleri içinde, "demokrasiyi yok
etmeye yönelik çalışmalara müsamaha" ve "de-
mokrasiyi yok etme özgürlüğü" yoktur.
Bu sütunda defalarca ve defalarca yazdım. Re-
fah'a oy veren milyonlarca insanın büyük bir ço-
ğunluğunun, "şeriat devleti" kurma gibi bir niyet-
leri olmadığına eminim. Aynı şekilde, Refahtaki
yöneticilerin önemli bir bölümünün de böyle bir
niyetleri, elbette yok. Fakat nedendir bilinmez,
' m*ydanı "radilçaUere" bıraktılar. ?
REFAHYOL kurulduğu zaman, "Refah'ı bekle-
yeh en büyük tehlike, radikallerin kontrol edileme-
mesi olur" demiştim. Bunu da defalarca yazdım.
Ve öylesine "azdılar" ki; sonunda korktuğum, ba-
şımıza geldi.
Olayların böylesine "tırmandınlmasından" son-
ra, eğer Refah Partisi kapatılmasaydı, neler ola-
bileceğini düşünebiliyor musunuz?
Laik cumhuriyetimizi, (kör topal da olsa) de-
mokrasimizi. Mustafa Kemal'i ve devrimlerimi-
zi, öylesine "fopa tutarlardı" ki; sonunda laik cum-
huriyeti korumak için "başka çareler" aranmaya
başlanırdı. Sayın Erbakan Refahlılara "itidal ve
sükûnet" tavsiye ederken, ciddi bir devlet adamı
imajı verdi. Keşke aynı imajı daha önce verebil-
seydi. Ve keşke bunu sürdürebilse... Refah ve
Türk demokrasisi konularına, ilerde sık sık döne-
ceğiz. Bugün bir başka noktaya kısaca değinmek
istiyorum.
• • •
Emniyet kuvvetlerinin "çiftestandardı", artıkta-
dını iyice kaçırdı. Islamcı gençlere karşı alabildi-
ğine hoşgörülü olan polislerimiz, solcu ve demok-
rat öğrencileri düşman gibi görüyor.
Geçen cuma sonrasında Beyazıt Meydanı'nı
gene bırbırıne katmışlar. Basının ifadesine göre,
"Daha sonra sessizce dağılmışlar". Zaten dağıl-
mayıp ne yapacaklardı? Gösterileri tamamlan-
mış.
Aynı şeyi solcu ve demokrat öğrenciler yapma-
ya kalktıkları zaman, Çevik Kuvvet canavar kesi-
liyor. Kanunsuz gösteriye izin vermezlermiş... Pe-
ki namaz sonrası yapılan gösteriler için özel ya-
salar mı var?
Emniyet güçlerinin görevi, yapılan gösteriyi "ken-
dilerince değerlendirmek" değil, yasaları uygula-
maktır. Eğer bu çifte standart sürerse; yarın "bi-
rileri", o solcu gençleri gene silahlandırır ve kan
gövdeyi götürür. Biz bu filmi birkaç kez izledik.
Bu senaryo kimsenin haynna olmuyor...
Sınırlarda önlemler yetersiz
Insan kaçırmada
trilyonluk pazar
EDİRNE (AA) - Ço-
ğunluğunu Kuzey Irak'tan
gelen yabancı uyruklula-
nn oluşturduğu kaçakla-
nn, sınırı geçmeleri karşı-
lığında umut tacirlerine
ödedikleri paraların tril-
yonlan bulduğu belirtildi.
Emniyet ve jandarma
yetkililerinden alınan bil-
giye göre. Edirne'de ge-
çen yıl sının kaçak olarak
geçmek isterken yakala-
nan 12 bin yabancı uyruk-
lunun umut tacirlerine.
kendilerini sınırdan geçir-
meleri için ortalama
'bin'er dolar ödedikleri
belirlendi.
Yetkililer. sının geçme-
yi başaranlar da göz önü-
ne alındığında bu miktann
çok daha fazla olduğunun
görüleceğine dikkat çekti-
ler. Türkıye'ye çeşitli yol-
lardan girdikten sonra ba-
zı kişilerin. bir süre İstan-
bul'da çeşitli işyeclerinde
çalışarak para kazandık-
lannın da anlaşıldığını be-
lirten yetkililer. sınırdan
insan kaçırma olayının en
önemli merkezinin Istan-
bul oiduğunu belirttiler.
Edirne Yalisi Mehmet
Canseven de alınan tedbir-
ler sonucunda smırda ya-
kalananlann sayısında ar-
tışlar oiduğunu belirterek.
"Geçen yıl sının geçmek
isteyen 12 yabancı uy-
rukİu yakalandı. 1996"da
ise bu sayı 7 bin 500'dii"
dedi. Türkiye'ye çeşitli
yollardan giren yabancı-
lann sınıra ulaşmadan ön-
ce güvenlik görevlileri ta-
rafından yakalanmaları-
nın gerektiğini belirten
Canseven, yakalananlara
verilen cezalann da ye-
tersiz kaldığını söyledi.