25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 OCAK 1998 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Denizcilik Bakanhğı kurulma aşamasına geldi, boğazlardan geçişle ilgili çalışmalar sürüyor Denizcilikte yeııi dönem• Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye, ilk kez Denizcilik Bakanhğı'na kavuşacak. Dışişleri Bakanhğı ile eşgüdümlü şekilde çalışacak Denizcilik Bakanhğı'nı bekleyen en önemli sorunlardan biri olan boğazlardan geçişle ilgili çalışma ' tamamlanma aşamasında. A.NKARA (Cumhuriyet Biirosu) - 55. hükümet, Denizcilik Bakanlığı'nın ku- rulması ile ilgili çalışmalannı tamamla- yarak Bakanlar Kurulu'na getirme aşa- " masına geldi. Üç tarafı denizlerle çevri- li olan Türkiye'nın denizcilik sonınlany- la doğrudan ilgilenecek bir bakanhğın kiı- rulması. boğazlar ve Ege Denizi 'nde kay- naklanan sorunlarla tek başına ilgilenmek durumunda kalan Dışişleri Bakanlığı'nı da rahatlatacak. Denizcilik BakanhğVnın kurulması ile koşut oîarak boğazlardan geçişi düzenleyen yeni tüzüğün de Ba- kanlar Kurulu'na sunulması bekleniyor. Denizcilik Bakanlığf na. kabinede de- . nizcilik işlerinden sonımlu Devlet Baka- nı olan Burhan Kara'nm getirilmesinin büyük olasılık olduğu öğrenildi. Denizcilik Bakanlıgı'nı yoğun sorun- larbekliyor. Özellikle Hazar havzası pet- rollerinin taşınmasında "doğal bir bo- ru hattı" olarak kullamlması istenilen boğazlardan güvenli geçişin sağlanma- sına yönelik çalışmalann da tamamlan- ma aşamasında olduğu kaydedildi. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Er- kaya'nm da boğazlarla ilgili bir çalışma grubu kurulması için görevlendirilmesi. Türkiye'nin "Türk boğazlarında" ge- ri adım atmayacağının bir ışareti olarak değerlendirildi. Bakanlık kapsamında. boğazlardan geçişin korunmasına iliş- kin bir müsteşarlık kurulmasının ve müs- teşarlığın başına da Erkaya'nın getirilme- sinin gündemde olduğu öğrenildi. Türkiye'nin denizcilikle ilgili iki bü- yük sorunu şöyle: 1- Boğazlardan geçiş: Hazar petrol- lerinin çıkartılması. işlenmesi ve dünya- ya pazarlanmasında büyük hisse sahibi olan uluslararası şirketler ve Rusya Fe- derasyonu. petrolün boğazlardan geçi- rilmesini istiyorlar. Istanbul \e Çanakka- le boğazlannın güvenliğini sağlamak is- teyen Türkiye. bir yandan boğazlardan serbest geçişi öngören 1936 Montreux Bo- ğazlar Sözleşmesini uygularken biryan- dan bu geçişleri sınırlandırmaya yönelik çalışmalan sürdürüyor. Dışişleri Bakan- hğı ve denizcilik işlerinden sorumlu Dev- let Bakanhğı "nın eşgüdüm içinde hazır- ladıklan önlem paketinde şu unsurlar yer aldı: Radar sistemi - Uluslararasi Denizcilik Örgütü'nün mayıs ayında yapacağı kritik toplantıya kadar radarla trafik izleme sisteminin ihalesi tamamlanmış olacak. 12 adet ra- dar ve istasyondan oluşan sistem yakla- şık 50-60 milyon dolar kadar tutacak. - Escort sistemi geliştirilecek. Gemi- lere adeta bir kılavuz alma mecburiyeti getinlecek. - Acil müdahele istasyonlan kurulacak. Bunlardan 3 tanesi Istanbul Boğazı'na. 1 tanesi de Çanakkale Boğazfna yerleş- tirilecek. lleride İzmir. Adana. Antalya. İskenderun\eMersın limanlannadabu istasyonlardan kurulacak. - Trafik gözlem istasyonlan kurulacak. Bu istasyonlarsavesinde. boğazlarda çift şeritte gidiş-geliş trafiği sağlanabilecek. - Yangın müdahale istasyonlan kuru- lacak. Yangın söndürme gemisi olarak bi- linen römorkörlerden ahnacak. Türki- ye'nin en yeni gemisi 15 yıllık. - Gemi boylan yeniden sınıflandırıla- cak. (150 metrenin üzerindeki tankerle- rin geçişinde boğaz trafiğe kapatılacak.) - Ankara. sigortasız gemilerin geçişi ile ilgili olarak (IMO) da çeşitli kısıtla- malar getirme aşamasında. IMO. belli yaşın üzerindeki gemilerin limanlara ya- naşamayacaklannı ve yükleme- boşalt- mayapamayacaklannı kaydediyor. (Tür- kiye, karasulanna girecek gemilerin bel- li miktarlarda sigortayaptırmalanna yö- nelik çalışmalannı sürdürüyor.) - Bölgeye Istanbul ve Çanakkale bo- ğazlan yerine Türk boğazlan denecek. (Böylece boğazlann uluslararası bir su yolu olmadığı vurgulanmış olacak.) - Denizcilik Bakanhğı'nın kurulması durumunda IMO'nun merkezi Londra'da daimi temsilcilik açılacak. 2- Ege Denizi: Türkiye ile Yunanis- tan arasındaki sorunlann en önemli kay- naklarından biri olan Ege Denizi de ye- ni bakanhğın ilgi alanlannın başında ge- lecek. İki ülke arasında deniz sının çizi- lemeyen Ege ile sorunlann başında. Yu- nanıstan'ın uluslararası anlaşmalarla ken- disine bırakılmayan ada ve adacıklan verleşime açma girişimleri geliyor. Dı- şışlen Bakanhğı. Denizcilik Müsteşarlı- ğı ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Yu- nanistan'ın yerleşime açmaya çalıştığı ada ve adacıklar hakkında çalışmalannı sürdürüyorlar. Dışişleri Bakanhğı, Kar- dak bunalamının ardından Ege'deki tüm coğrafi formasyonlann envanterini çı- karma çalışmalanna basjamıştı. İNTİHAR EYLEMİ ARAŞTIRMASI 'PKK çılgınhklar yapabilir' uyarısı • İntihar eylemleri konusunda bir araştırma yapan Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele ve Harekât Dairesi Başkanlığı. kan kaybeden terör örgütünün yeni eylemleri gündeme getirebileceği uyansında bulundu. EVİN GÖKTAŞ ANKARA - Emniyet Ge- nel Müdürlüğü Terörle Mü- cadele ve Harekât (TEMÜH) Dairesi Başkanlığı. DHKP- C ve PKK gibi yasadışı ör- ' gütlerin. zaman zaman baş- vurduklan intihar eylemle- rindeki psikodinamik ger- çekleri araştırdı. TEMÜH Dairesi'nden psikolog ko- miser yardımcısı Necati Al- kan tarafından yapılan araş- tırmada, intihar militanlan- nın "yoksulluğun her tiir- liisünü yaşayan. köyden dışarı çıkmayıp gençliğini yaşayamayan" kişilerden seçildiği, kan kaybeden ör- gütün "çılgın eylemlere yö- nelebileceği" bıldinldi. Araştırma sonucunda ha- zırlanan raporda. intihar ey- lemlerinin. bir "sonuç" ol- duğu vurgulanırken, şu sap- tamadabulunuldu: "Onem- le vurgulamak gerekir ki, PKK kendi tarihinde vara- bilecegi son noktaya gel- diğinin sinyalini ilk defa intihar eylemleri ile ver- miş bulunmaktadır." lntiharlann. yüzde 75 ile yüzde 80'inin ağır depres- yonlar sonucu ortaya çıktı- ğı ve depresyonun temel ögesinin yoğun karamsar- lık duygusu olduğu belirti- len raporda. PKK'nin intihar eylemlerinin asıl nedenleri konusunda. şu bilgilere yer verildi: - Örgiit küçüklük komp- leksine girmiştir. Bu komp- lcks, kendini güçlü göste- recek her yolu deneme psi- kolojisi taşımaktadır. 1 - Orgüt. yok oluş psikolo- Jisine kapılmıştır. Bu psiko- lojı her türlü çılgınlığa yol açabileceği gibi aynı zaman- da örgütü moral yönünden çökuntüye uğratmaktadır. - Örgiit, taban desteği- ni tamamen kaybetme kor- kusunu derinden yaşar ha- le gelmiştir. Bu korku. ör- gütü yeni eylem yöntemle- ri buİma arayışına itmek- tedir. - Örgüt. yüriittüğü faali- yet kanallannda istediği so- nuçlara ulaşamadığını, mev - cut kanalların tıkandığını hıssetmeye başlamıştır. Bu tıkanış, kontrolsüz birpatla- maya neden olmaktadır. - Örgüt bu umutsuzluk- la intikam alma ve kan da- vası gütme duygusu içine girmiştir. Bu saplantı, mi- silleme eylem tarzını ön plana çıkarmaktadır. Militanların profili Raporda. PKK'nın. intihar saldmlannda kullandığı mi- litanlann profillleri konu- sunda şu saptamalarda bu- lunuldu: - Yakınları halen örgüt içinde bulunan ya da yaka- lanıp cezae\ine konulan veya yakınları güvenlik güçleri tarafından çatış- ma anında öldürüldüğün- den dolayı. intikam duy- gusu besleyen >e devlete kiiskün olanlar. - Zihni. fizik ve ruhsal hastahklan bulunanlar. - Çok çocuklu ailelerden gelenler. - Alt sosyo-ekonomik ve eğıtim kültür düzeyi düşük aılelerden gelenler. - Yaşından dolayı kırsal- da işe yarayamayacağı dü- şünülenler... Hastaneye gripli çocuk akını SSK Kayseri Hastanesi Baş- hekimi ve çocuk hastalıkları uzmanı Dr. Esef Karakuş, son günlerde grip ve üst solunum >olu şikâyetiyle hastaneye ge- tirilen çocuk sayısında önem- ii oranda artış görüldüğünü kaydetti. Hastaneye daha ön- ce gribal ve üst solunum yolu enfeksiyonlanndan dolayı giin- deortalama 100-150 çocuk ge- tirildiğini, bugün ise bu sayının 600'e ulaştığını vurgulayan Ka- rakuş, "Hastalığın daha fazla \ ayılmaması için okulların ta- til edilmesi gerekir" dedi. Dr. Karakuş, grip olan çocukJara ilaç tedavisinin yanı sıra sulu gıdalar ile C vitamini içeren meyveler verilmesini, süt ve pekmez içirilmesini. dinlen- melerinin sağlanmasını öner- di. (Fotoğraf: AA) Hollanda'yâ tâzminat clavası Hüseyin Köksal'ın gözaltında ölümüne yol açan polisler beraat etti, ailesi AÎHK'ye başvurdu CEMİLCİĞERİM Hüseyin Köksal. Hol- landa'nın Venlo ken- tinde geçici işçi ola- rak çalışırken alkol- lü araç kullandığı ge- rekçesi\le 7 Ocak 1993 tarihinde gözal- tına alınmış ve polis- ler tarafından başı- nın aracın ön koltuk- larına vurulması so- nucu beyin kanama- sı geçirerek öldüğü belirlenmişti. SAMSIN - Hollanda'nın Venlo kentinde gözaltında tutulduğu kara- kolda beyin kanaması sonucu yaşa- mını yitıren Samsunlu Hüseyin Kök- sal'ın ailesi. Reermond Bölge Mahke- mesınin polisler hakkında beraat ka- rarı vermesi üzerıne Avrupa Insan Hakları Komisyonu'na (AİHK) baş- vurdu. Aile. Hollanda hükümetinden 800 bin dolar tazminat istiyor. Hüseyin Köksal. Hollanda'nın \en- lo kentinde geçici ışçi olarak çalışır- ken alkollü araç kullandığı gerekçesiy- le ~î Ocak 1993 tarihinde polis me- murları Peter Helmink. Dirk Adri- anus Krouwel. bölge polisi ajanları Rene Hubertus Faessen, Hubertus Anna Kreekels. Josebhus Hermkens, koruma memuru \\ ilhelmus Bonga- erts tarafından gözaltına alındı. Elle- ri kelepçelenerek polis merkezine gö- türülen Köksal'ın. polis memuru Dirk Adrianus Krouwel tarafından başının aracın ön koltuklarına vurulması so- nucu bevin kanaması geçirerek öldü- ğü belirlendi. Roermond Bölgesi Adli Amirliği için olayla ilgili olarak düzenlenen tu- tanakta. "öldürmeolayının kötü mu- amele sonucu gerçekleştiği, polisle- rin yetkilerini aştıklan" belırtilmişti. Roermond Bölge Mahkemesi 21 Nisan 1994 tarihinde tutuklupolis me- muru Dirk Adrianus Krouvvel hakkın- da beraat kararı verdi. Kararı savcı temyiz etti. Türkiye devrede Bunun üzerine devreye Samsun'un Tekkeköy ilçesi Cumhuriyet Başsav- cılığı girdi. Tekkeköy Savcılığı. Sam- sun Cumhuriyet Başsavcılığı'na 25.8.1995 tarihinde bir fezleke yaza- rak polis memuru Dirk Adrianus Kro- uvvel' in "efrada suimuamele ile ölü- müne sebep olmak" suçundan yar- gılanmasını istedi. Samsun Cumhuriyet Savcılığı da 28.8.1995 tarihinde Ağır Ceza Mah- kemesi 'nedava açtı. Hüseyin Köksal'ın oğlu Ercan Kök- sal'ın avukatı Yalçın Korkmaz da ko- nuyu AİHK'ye görürdü. Korkmaz. ko- misyona yaptığı başvurusunda özetle şu görüşleri savundu: "Demokratik hukuk devleti ol- duğu sanılan \e insan hakları konu- sunda titizliği ile bilinen bir ülkede, kusuru sadece çalışmak olan Hüse- yin Köksal'ın, yapılan hukuk ve in- sanlık dışı davranışlar sonucu öl- nıcsi ile duyulan elem ve ıstırabın ta- rifi mümkün değildir. Bu sebeple öncelikle Hollanda Cumhuriyeti yar- gı organlannın vermiş olduğu karar- lann vetersi/liği ile bu uygulamanın en şiddetli şekilde kınanması ve (...) toplam olarak 800.000 ABD Dola- rı'nın şikâyet olunan devletten tah- silini talep ediyorum." Avrupa İnsan Haklan Komisyonu, söz konusu talebi dikkate alarak ince- leme konusu yaparken, Köksal'ın ölü- mü ile ilgili Samsun 1. AğırCeza Mah- kemesi'ndeaçılan 1995/226 sayılıda- va da devam edivor. validebağ Öğretmenevi'nde kacak park inşaatı sürüyor iRP'li belediye büdigini okuyor tstanbul Haber Servisi - Koşuyolu'ndaki Validebağ Adi- le Sultan Öğretmenev ı arazısi üzerinde RP'li Üsküdar Bele- diyesi'nin başlattığı kaçak park inşaatı. Istanbul Valıliği'nın arazi üzerindeki "işgalin kal- dınlması" istemli yazısına kar- şın sürüyor. Istanbul Valihği Vali Yar- dımcısı V'eli Aslan imzasıyla B.08.4. MEM.4J4.00J3.715.1 /1777 sayı ve "işgalin kaldı- .rılması" konulu vazısında "2886 savılı yasanın 75. mad- desi hükümleri gereği bele- diyenin bu haksız el atması- nın kaldırılması ve neticeden valiliğe bilgi verilmesini'" is- temişti. Valiliğin: Üsküdar Kay- makamhğrna gönderdiğı ya- zıya karşın MiIIi Eğitim Ba- kanhğı'na ait arazide park >a- pım çahşması sürüyor. \alilik yazısında,ÜsküdarBelediyesı'nin 1 1000 ölçekli Uvgulama tmar Planı'nda eğitim, sağlık. kültür. bölge parkı ve yol olarak belirtilen taşınmazın bu şekilde plan- lanmasına valiliğin itiraz ederek planın iptalinı istediği kaydedildi. Yazıda Üsküdar Belediyesi'nin, Mil- li Eğitim Bakanhğf na tahsisli olan söz konusu taşınmazın bir bölümü üzerinde "idarenin izni alınmaksızın" yüriittü- ğü park düzenlemesı v e çeşitli inşaat fa- aliyetlerinin devam ettiğinin görüldüğü ifade edildi. Eğitim- Sen 2 Nolu Şube Başkanı Alaattin Dinçer, RP'li Üsküdar Belediyesi'nin öğretmenlere ait arazi üzerindeki tasarrufunun durdurulmasını \e tapunun Mil- li Eğitim Bakanlığı'na devredilerek koruma duvarı yapılmasını istedi. Üsküdar tlçe Milli Eğitim Müdürlü- ğünün B.08. 4.MEM.34.31.09.715/ 44504 sayılı "işgalin kaldırılması" ko- nulu yazısında da inşaatın durdurulma- sı ve belediyenın arazideki işgalinın kal- dınlmasının gerektiği kaydedildi. Yazıda, inşaatın idareden "izin alın- madan" v-ürütüldüğüne. valılık veMa- liye Bakanhğı Istanbul Defterdarlığı'mn 23.09.1997 tanh. 12151 sayılı yazılan dayanak gösterildi. Eğitim-Sen Istanbul 2 Nolu Şube Başkanı Alaattin Dinçer. inşaatın a> lar önce başlaması ve koruma duvarımn ihalesi yapılmış olmasına karşın örülme- mesını eleştirerek. duv ar yapımının "sav- saklandığını" öne sürdü. Istanbul İl Milli Eğitim Müdürü ÖmerBalıbev. Dinçer'in "savsaklama" iddasını reddederek. "konunun takip- çisi" oiduğunu ve Üsküdar Belediye- si'nin yüriittüğü park inşaatına kendisi- nin de karşı çıktığını söyledi. RP'li Üsküdar Belediye Başkanı Yıl- maz Bayat ise konuyla ilgili görüş bil- dırmek istemedi. S E S L E N D İ SESLENİYOR 5 yıl önce 24 Ocak 1993 günü Ugur Mumcu öldürüldü... O' nu yine hep birlikte anıyoruz. Ugur Mumcu yine bizlere SESLENECEK um:ag 24 Ocak 1998 Cumartesi Saat 21.30 Atatürk Kültür Merkezi/Taksim-İstanbul Davetiyeler, Park-Bravo ve Polo magazalarından temin edilebilir. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Yaşasın Demokrasi Geçen cuma akşamüstü Cumhuriyet Kitap Ku- lübü'nün istiklal Caddesi'ndeki lokalinde, genç- lerle bir söyleşi yaptım. (Bir avuç katılımcının ba- zılarının yaşı gençti, bazılarının da ruhu...) Bu toplantının aynntılarını belki ilerde yazarım. Ama şu kadarını söyleyeyim ki; değerli müzisyen Saim Akçıl'ın katkılarıyla, çok hoş bir söyleşi ol- du. Toplantı sonrasındayanıma gelen birgenç, "Ho- cam, siz özel bir üniversitede ders vermeyi içini- ze nasıl sindiriyorsunuz" sorusunu yöneltti. Aslın- da epeydir bu konuda bir şeyler yazmak istiyor- dum. Salıya yazacağım, oku" dedim. Ama öyle gelişmeler oldu ki, bu konuyu perşembeye erte- lemek zorunda kalıyorum. Haftasonunda yargıtayın Parsadan'm mahkû- miyetini onaylaması ve Anayasa Mahkemesi'nin Refah Partisi'ni kapatması, iç siyasetimizde çok ciddi gelişmelere yol açacak gibi görünüyor. Alman Yüksek Mahkemesi'nin PKK'nin bir te- rör örgütü olmadığı kanatine varması da özellik- le AB ile ilişkilerimizi çok derinden etkileyecek. Bu önemli gelişmelerin yanı sıra; Islamiyet yo- rumlamalanndaki açılımlar, bitmeyen enflasyon ve ücret tartışmaları, tam bir yağmaya dönüşen özelleştirme vb. düşünüldüğü zaman, insan ne ya- zacağını, hangisine öncelik vereceğini şaşırıyor. Yargıtay'ın Parsadan'm mahkûmiyetini onayla- ması, Parsadan'm DYP'ye oy sağlamak vaadiyle örtülü ödenekten para almasının "tescili" oluyor. Ama DYP'lilere bakıyoruz, maaşallah "Kös d/n/e* mişler." Atalarımız, "Inkâryiğidin kalesi" demişler. Ama bu adamların durumu inkârcılıktan çok ötede. Piş- kinlik desem.. az geliyor. Yüzsüzlük desem.. o da yetmiyor. Utanmazlık desem.. korkarım o da yet- meyecek... Galiba en doğru sıfat "şaşkınlık", ya da "ay- mazlık" olacak. Zira öyle bir tavır sergiliyorlar ki; bizi budala yerine koyuyorlar. Hiçbir zaman sem- pati ile bakmadım ama, "Demokrat Parti Misyo- nunun" bu hallere düştüğünü gördüğümde, ina- nın üzülüyorum, Bence yanhş da olsa, şerefli bir miras böyle yağmalanmamalıydı. Refah Partisi'nin kapatılması, birtakım "demok- rasi havarilerini" harekete geçirdi. Demokrasiler- de parti kapatılmazmış... Kim diyor bunu? Demokrasiyi yok edeceğini açıkça ifade eden partiler. dünyanın her yerinde tüm demokrasilerde kapatılır. Zira demokrasinin kuralları ve özgürlükleri içinde, "demokrasiyi yok etmeye yönelik çalışmalara müsamaha" ve "de- mokrasiyi yok etme özgürlüğü" yoktur. Bu sütunda defalarca ve defalarca yazdım. Re- fah'a oy veren milyonlarca insanın büyük bir ço- ğunluğunun, "şeriat devleti" kurma gibi bir niyet- leri olmadığına eminim. Aynı şekilde, Refahtaki yöneticilerin önemli bir bölümünün de böyle bir niyetleri, elbette yok. Fakat nedendir bilinmez, ' m*ydanı "radilçaUere" bıraktılar. ? REFAHYOL kurulduğu zaman, "Refah'ı bekle- yeh en büyük tehlike, radikallerin kontrol edileme- mesi olur" demiştim. Bunu da defalarca yazdım. Ve öylesine "azdılar" ki; sonunda korktuğum, ba- şımıza geldi. Olayların böylesine "tırmandınlmasından" son- ra, eğer Refah Partisi kapatılmasaydı, neler ola- bileceğini düşünebiliyor musunuz? Laik cumhuriyetimizi, (kör topal da olsa) de- mokrasimizi. Mustafa Kemal'i ve devrimlerimi- zi, öylesine "fopa tutarlardı" ki; sonunda laik cum- huriyeti korumak için "başka çareler" aranmaya başlanırdı. Sayın Erbakan Refahlılara "itidal ve sükûnet" tavsiye ederken, ciddi bir devlet adamı imajı verdi. Keşke aynı imajı daha önce verebil- seydi. Ve keşke bunu sürdürebilse... Refah ve Türk demokrasisi konularına, ilerde sık sık döne- ceğiz. Bugün bir başka noktaya kısaca değinmek istiyorum. • • • Emniyet kuvvetlerinin "çiftestandardı", artıkta- dını iyice kaçırdı. Islamcı gençlere karşı alabildi- ğine hoşgörülü olan polislerimiz, solcu ve demok- rat öğrencileri düşman gibi görüyor. Geçen cuma sonrasında Beyazıt Meydanı'nı gene bırbırıne katmışlar. Basının ifadesine göre, "Daha sonra sessizce dağılmışlar". Zaten dağıl- mayıp ne yapacaklardı? Gösterileri tamamlan- mış. Aynı şeyi solcu ve demokrat öğrenciler yapma- ya kalktıkları zaman, Çevik Kuvvet canavar kesi- liyor. Kanunsuz gösteriye izin vermezlermiş... Pe- ki namaz sonrası yapılan gösteriler için özel ya- salar mı var? Emniyet güçlerinin görevi, yapılan gösteriyi "ken- dilerince değerlendirmek" değil, yasaları uygula- maktır. Eğer bu çifte standart sürerse; yarın "bi- rileri", o solcu gençleri gene silahlandırır ve kan gövdeyi götürür. Biz bu filmi birkaç kez izledik. Bu senaryo kimsenin haynna olmuyor... Sınırlarda önlemler yetersiz Insan kaçırmada trilyonluk pazar EDİRNE (AA) - Ço- ğunluğunu Kuzey Irak'tan gelen yabancı uyruklula- nn oluşturduğu kaçakla- nn, sınırı geçmeleri karşı- lığında umut tacirlerine ödedikleri paraların tril- yonlan bulduğu belirtildi. Emniyet ve jandarma yetkililerinden alınan bil- giye göre. Edirne'de ge- çen yıl sının kaçak olarak geçmek isterken yakala- nan 12 bin yabancı uyruk- lunun umut tacirlerine. kendilerini sınırdan geçir- meleri için ortalama 'bin'er dolar ödedikleri belirlendi. Yetkililer. sının geçme- yi başaranlar da göz önü- ne alındığında bu miktann çok daha fazla olduğunun görüleceğine dikkat çekti- ler. Türkıye'ye çeşitli yol- lardan girdikten sonra ba- zı kişilerin. bir süre İstan- bul'da çeşitli işyeclerinde çalışarak para kazandık- lannın da anlaşıldığını be- lirten yetkililer. sınırdan insan kaçırma olayının en önemli merkezinin Istan- bul oiduğunu belirttiler. Edirne Yalisi Mehmet Canseven de alınan tedbir- ler sonucunda smırda ya- kalananlann sayısında ar- tışlar oiduğunu belirterek. "Geçen yıl sının geçmek isteyen 12 yabancı uy- rukİu yakalandı. 1996"da ise bu sayı 7 bin 500'dii" dedi. Türkiye'ye çeşitli yollardan giren yabancı- lann sınıra ulaşmadan ön- ce güvenlik görevlileri ta- rafından yakalanmaları- nın gerektiğini belirten Canseven, yakalananlara verilen cezalann da ye- tersiz kaldığını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle