14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 OCAK 1998 PAZAR PAZAR KONUGU ajkasyı 'Petrol isteyen gaz borusunda yardım eder' *3 LJiy C / ^ Azerbaycan'laErmenistanarasındakı Dağlık Karabağ ve işgal altındaki Azeri top- raklan sorunlan şimdiki halde çözümsüzlüğünü koruyor. Ermenistan Cumhurbaşkanı Levon Ter Pet- rosyan'ın, Karabağ ve işgal altındaki Azeri topraklan sorunlannı çözmekte istekli görünmesine kar- şın, bu konuda somut adımlar atılmadı. Öte yandan Azerbaycan'da ise Ermenistan'la ilgili her konu dıkkat, şüphe, hatta tepkiyle karşılanıyor. Öyle ki Türkiye'de bir gazetede Ermenistan'la ilgili bir ha- ber ya da röportaj çıktığuıda Azeri tarafinın tutumu ciddi biçimde sertleşebiliyor. Biz, iki kez Erme- nistan'a gidip başkent Erivan'da yetkililerle bölge sorunlannı konuştuğumuzda. Azeri tarafindan ben- zer tepkileri aldık. Bunun üzerine Azerbaycan'a da gitmekte istekli olduğumuzu bildirdik. Çünkü gazetecilik etiği bunu gerektiriyordu. Bakû'ya gittik. Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'den randevu is- tedik. Kendisiyle görûşebileceğimiz, ancak beklememiz gerektiği yanıtını aldık. Bu arada Dışişleri Bakanı Hasan Hasanov'la buluşmamızda aynntılı bir görüşme yaptık. Ancak, Bakû'daki son günü- müze kadar Aliyev'le görûşebileceğimiz bize söylenmesine karşın akşam üzeri "Mümkün değil" mesajını aldık. Doğal olarak aklımızda "Ermeni yetkililerle görüştüğümüz için mi Aliyev tarafindan cezalandınldık" sorusu çengellendi. Bu sorunun yanıtını pekiştirebilecek bir söz de Hasanov tarafin- dan şöyle telaffuz edilmişti: "EğerKarabağ'a gitmiş olsaydınız sızinle göriişmeyi kabul etmezdim." SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU Mfinsk Grubuyeniden hareketlendL Ekim 199"de Strasbourg'da bir toplantıyaptt Bu toplantı sonrasında HaydarAliyev veErmenistan Cumhurbaş- kanı Levon Ter Petrosyan el sıkıştılar. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ilişküerin Minsk Grubu çer- çevesinde düzenlenmesi konusunda bir de ortak bil- diriyayımlandı. Ondan sonra ne oldu? - Sorun Minsk Grubu çerçevesinde iki aşamada hal- ledilecek. Birinci aşamada Azerbaycan'ın altı bölge- sinden Ermeni birliklerinin çekilmesi gerekiyor. Erme- ni birliklerinin boşalttıklan bu bölgelere Azerbaycan- h kaçkınlar (göçmenler) geri gönderilecek. Ikinci aşa- mada ise Karabağ'ın statüsünûn saptanması için gö- rüşmeler yapılacak. Yani burada iki bölgemiz var. Ko- şul, o iki bölgeyi işgal altında tutan Ermeni askerleri- nin geri çtkilmeleri. Minsk Grubu bu teklifî yaptı; Azerbaycan da Ermenistan da bunu kabul ettiler. Ali- yev de Ter Petrosyan da belgeyi imzaladılar. Amaç, so- runun Minsk Grubu çerçevesinde, banşçı yollardan halledilmesiydi. • S Evet de şimdiye kadar hiçbir şey çüanadu Bundan sonra ne olacak? - Sonra Ter Petrosyan ülkesine dönerek vanlan ka- ran açıkladı. Bunun üzerine Ermenistan'daki muhale- fet, Ter Petrosyan'ı sıkışurdı. "Hayır, biz buna ran de- ğfliz" dediler. Dağlık Karabağ'daki Ermeniler de buna kanş çıktılar. Bunun üzerine Ermeni tarafi görüşme- leri durdurdu. Bundan sonra Kopenhag'daki toplantı ya- pıldı, çok da iyi oldu. Minsk Grubu bizim tezlerimizi güçlendırenresmibir bildıri yayımladı. Daha sonra ara- ya Noel, yılbaşı girdi. Bundan sonra beklıyoruz. • ^ ^ ^ H Siz, Ermenistan Cumhurbaşkanı TerPetros- yan 'tn iyi niyetute güveniyor musunuz? - Ben Petrosyan'uı iyi niyetine değil, mevkiine ina- nınm. Çünkü Ter Petrosyan, statükonun kendisini ka- ni etmediğini düşünüyor. Azerbaycan'ın ekonomisi, pet- rol boru hattıyla petrolü gelişiyor. O nedenle de Ter Pet- rosyan, meseleyi bu yolla halletmek istiyor. • • ^ • i Dağlık Karabağ'ın bundan önceki devlet başkanı Koçaryan... - Yok, onu böyle yazmayın. O sadece Ermenistan yö- netiminin başkanı... • İ ^ ^ H Evet.. Koçaryan 'a, Karabağh Ermenilerin çok güvendikleri ve saydıkları biliniyor. Bir süre ön- ce Ter Petrosyan, Robert Koçaryan 'ı Ermenistan 'a başbakan atadı. Yaygın olan lîanı da Ter Petrosyan 'ın Karabağ sorununu Koçaryan araahğfyia çözmek ama- cını güttüğü. Siz bu görüşe katüıyor musunuz? - Ben şimdi büyük strateji analizine girmek istemı- yonım. Bence şu anda bize büyük strateji analizleri ge- rekmiyor. Biz, Ter Petrosyan'uı bu sorunu iki aşama- da halletmek istediğinden emin olmalıyız. Şimdi ben onu konuşsam, bunu konuşsam, diyecekler ki, "Hasa- nov şunu bunu dedi'. Ben dıyorum ki, iki aşamalı çö- zümü kabul etsın. Koçaryan'ı getirmiş, getirmemiş, önemli değil. Bu, boru hatü üzerinde değil, kenarda- dır. ^ ^ ^ ^ H Madem öyle o zamanpetrolboru hattına ge- lelim. Çok çeşiüi sö'zler söyleniyor. Bakû- Ceyhan bo- ru hatü gerçekleşecek mi sorusu gündemde. Bu ara- da Ermenistan üzerinden geçmesi düşünülen bir bo- ru hattından söz ediliyor... - Böyle bir şey mı var? Ben işitmedim. Olabilir mi diye sormak lazım. Sua! başka, fıkir başka. ^ • ^ • H Ama bu soruluyor? - Boru hatn Ermenistan'dan geçebilir mi, diye soru- luyor. Ermenistan, Azerbaycan topraklannı işgal etti- ği sürece biz Ermenistan'la hiçbir siyasi ya da ekono- mik ilişkiye girmeyiz. Ermeniler topraklanmızı silah zoruyla zaptediyor, işgal altındaki topraklardan kaçan kaçkınlar (sığınmacılar) yurtlanna geri dönmelidirler. Ermenistan bu petrol boru hattını belki de istiyordur. Sizin sorunuza tarihin gerçekleri cevap verebilir. IDiyelim ki Ermenistan ilk aşamada işgal ettiğiabı bölgeyi boşatth. Ikinci aşamada da sorun çö- züldü. Ve diyelim kigerek Azerbaycan, gerekse de Er- menistan petrolden para kazanmaya başladüar. Da- ha çokpara kazanmaya başlaymca iki tarafda daha çok silah alacak, O zaman Azerbaycan 'la Ermenis- tan arasında karşdıkü güven nasû sağlanacak? - Siz suali çok iyi koydunuz. Sualinizi karşılıklı gü- ven konusuna dayandırdınız. Ama Ermeniler, bu so- ruyu sizin koyduğunuz gibi koymuyorlar. Ermeni- ler,"Ermenistan'ın güvenliği nasd sağlanacak" diye so- ruyorlar. "DaghkKarabağ'ıngmvnhğioasılülacak-so- rusunu getiriyorlar. Ama siz, karşılıklı güven nasıl sağlanacak diye sordunuz. Meseleyi böyle koyduğu- nuz için çok sağ olun. Az kişi soruyu böyle koyuyor. Dahaçokbaskıcılardıyorlarkı, "Ermenistan'uıgüven- Bgi nasıl sağlanacak? Dağlık Karabağ'ın güvenliği na- sıl sağlanacak.'" Politikacılarda meseleyi böyle koyu- yorlar. Eğer iki tarafarasında bir sorun, bir çafişma var- sa, bu iki tarafin sadece birisinin güvenliğinden söz edi- lemez. Karşılıklı güvenlik modelleri ise çoktur. Bun- lardan yararlanalım. Azerbaycan buna hazırdır. Azer- baycan, Ermenistan'la banş anlaşması yapmaya. sı- HASAN HASANOV1940, 77/7/5, Gürcistan doğumlu. Lise öğrenimini Tıflis 'te tamamladıktan sonra Azerbaycan 'a gitti. Bakû Teknik Üniversitesi 'ni bitirdi. Daha sonra Bakû Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü 'nden rnezun oldu. Sebail, Sumgait ve Gence şehirlerinin belediye başkanlığını yaptı. Haydar Aliyev, Azerbaycan Komünist Partisi Başkanı olunca onun siyasi işler yardımcılığı görevini yaptı. Cumhurbaşkanı Muttalibov döneminde başbakanlığa atandı. Haydar Aliyev Cumhurbaşkanlığı 'na seçilince de Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı görevini üstlendi. -tran'ı ABD istemiyor. Ruslarda, "Biz daha iyi şart- lar veririz. Bizden geçnin" diyorlar. Gürcistan hiçbir şey söylemiyor, ama nereye gidersen git Gürcistan'ın üzerinden olsun, ta\Ti içinde. Bütün hesaplar yapıla- cak, ondan sonra da bu yılm eylül, ekim ya da kası- mında her şey netleşecek. Şimdi bakın. Ben başbakan- ken Türkiye'ye geldim. Orada "Getin,bizûn neflk(pet- n»0 meşgul olun" dedim. Türkiye gehnedı. Neden? - O zamanlar Sovyetler Birliği'nden korktu. O za- man Türkiye hükümetinde bakan olanlandan birkaçı şim- di de bakan. Onlara sorun. Bugün Devlet Bakanı olan Güneş Taner. o zaman Yddırun Akbulut'un hüküme- tinde de bakandı. Taner'e sorun, "O zaman Azerbay- can neftine niye gitmediniz?" diye. Kaç kere mektup yazdım, telefon etrim, yine gittim. "GeBn, yoksa size az neft kalacak" dedim. Gelmediler, benim sözüme değer vermediler. îşte şimdi konsorsiyum kuruldu. Türkiye'nin bu konsorsiyumdaki faizi (payı) kaç? Yüzde altı kadar. O zaman gelselerdi paylan da çok yüksek olacaktı. Di- yorlarsa ki "Azerbaycan işi ağırdan alıyor, Ceyhan bo- rusunu vermeyecek": siz de gidin onlara, "Azerbaycan neftine niye para koymuyorsunuz" diye sorun. Japon, Alman. Fransız. Belçika, Rus, Yunan gelir. Türkiye niye gelmez? • • ^ H Acaba para yatırmadan mı petrolü almak istiyorlar? - Sizin sorunuzdan bu çıkıyor. • M ^ H Yinedolaşan bazı haberlerdenyola çıkarak bir sorusormak isüyorum. Boru hattı Ceyhan 'dange- çersepetrolün bir bölümünün İsraU'e de akıtüacağı söyleniyor. Bunun doğruluk payı nedir? - Siz 'Akdeniz' diyorsunuz, biz 'Araiık Deniz' dıyo- ruz. Ceyhan'dan petrol Akdeniz'e akınca Akdeniz'de kim varsa bu petrolden faydalanır. Orası artık dünya pazan. Iran da, Suriye de, lsrail de, Mısır da, Kıbns da bundan ıstıfade edebilir. Italya, sizin arkadaşlannız, Yunanlılar alabilirler. lahlan bırakmaya, kontrol alnna almaya, iki ülke sını- nnda gözlemciİer bulundurmaya hazırdır. • ^ • ^ B Peki karşı taraf buna hazır mı? - Size söyledim. Karşı taraf meseleyi böyle koymu- yor. Diyor ki: "Dağlık Karabağ'm güvenliği nasıl ola- cak? Bir zaman gelecek Azerbaycan her alanda güçlü otacak. Biz o zamandan korkuyoruz." Ben de dıyorum ki: "O zamandan korkuyorsanız, şiındiden düşmanhk- lara son verin." ^ ^ ^ ^ H ABD'nin Denver kentinde temmuz ayı ba- şmda GS zenginler kulübünün zirvesiyapıldu Zirve- den geleıt haberlere göre de G-8'in Dağlık Karabağ ve Kıbns sorunlannı çözmek için benzer yaklaşımlar izlenmesi karan aldığı belirtiML Siz bu konuda ne dü- şünüyorsunuz? Yok, hayır. Denver'de G-8'in sadece üçünün açıklaması oldu. O üçünün açıklamasında da Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki çözümün iki aşamada halledilmesınin ıstendığı belırtıldı. Kıbns'tan hiç söz edilmedi. ^ ^ ^ ^ ^ Bu tür haberler sızdığı için iki konuda da taraflarabirBosna moddimikabuletûrilmek istendiği sorulan gündeme geldi... - Yok öyle bir şey. Basın, Bosna, Dayton modelini kendileri düşünebilirler. Ama bu konularsiyasi düzeyde gündeme getirilmiyor. Bir kez daha tekrarlayayım. Kıbns modeli, Bosna modeli, Dayton modeli kesinlikle resmi görüşmelenle gündeme getirilmiyor. Bizim kendi modelimiz, Minsk sürecinin de kendi modeli vardu-. Azerbaycan'ın Türkiye'yle ilişkileri ne aşamada? - Çok ıyidir. Siyasi, ekonomik, kültürel ilişkilerimiz gayet iyi yönde ilerliyor. Türkiye'de bugünkü politikacılarlada üişkilenmiz çok iyi. Süleyman Donirei Mesut Yılmaz, Hikmet Çetin, Bülent Ecevit Azerbaycan'ın büyük kardeşlen, arkadaşlandır. fki devlet başkanı ve iki başbakan arasında gayet iyi ilişkiler sürüyor. Ismail Cem de bizim eski kardeşimizdir. Biz bağımsızlığımızı ilan ettiğimiz zaman Azerbaycan'la ilgili pek çok tarafsız yazı yazdı. Mesut Yılmaz yılda iki kere bize gelir, tüm pTOblemJerimiz halledihi. Demirel nereye giderse Azerbaycan sorununu görüşür. Hangi ülkede olsa, bize haber gelir ki Demirel Azerbaycan sorununu gündeme getirmiştir. • İ M H Türkiye açısından bir tedirginlik, bir rahatsızlık var. Son olarak Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev Bakû 'da beş- altı tane Türk tesisinin açılışını yaptı. Türkiye 'den fevkalade övgüyle söz ediyor. Bu arada Bakû-Ceyhan petrol boru hattı meselesi var. Mesut Yılmaz buraya geldi, güzel konuşmalaryapıldı. Ancak Azerbaycan 'ın hâlâ Bakû-Ceyhan konusunda net birpolüika ortaya koymaması Türkiye tarafindan şikâyetkonusuoluyor.Ankara'dakigörüş, "Aıerbaycan acaba ipe un mu seriyor? "biçûninde. Siz buna karşıük ne diyeceksiniz? -Azeıbaycan ağudan almıyor. Anlıyorum, Azerbaycan oyalıyor, ağırdan alıyor, demek istiyorlar. Yalan söylüyorlar. Bubasımndaihmali. Boruhattınınresmen hayata geçmesi, programa göre 1998'in Eylül. Ekim ya da Kasımı'nda olacak. Şu anda daha bir boru hattı anlaşması yok. O zaman olacak. imzalanacak. Boru hattıyla ilgili bir konsorsiyum var. bir de boru hatlannın çalışmalarını yapan bir komite kuruldu. Buradan, Rusya'dan, Gürcistan'dan ya da Türkiye'den geçmesi konusunda çalışmalar sürüyor. Pekiİran? Cumhurbaşkanı Aliyev 'in Dışişleri Başda- nışmanı Vefa Güllüzade, şu anda tsrail'degörûşme- leryaptyor. İsrail'le ilişkiler nasıl başladı ve ne aşa- mada? -lsrail, Azerbaycan'a; Azerbaycan da Israil'e ilgi du- yuyor. Ostelik lsrail, Azerbaycan'da ilk büyükelçilik açan devletlerdendir. Ostelik Azerbaycan'da 50 binlik bir Ya- hudi cemaati yaşıyor. Sovyetler Birlığı zamanında bu cemaatin sayısı 200 bin kadardı. O sıralarda başka memleketlere gittiler. Daha sonra birkısmı tsrail'egöç etti. Bizim burada her zaman Yahudilerle ilişkilerimiz iyi olmuştur. lsrail bize lazım. Amerika'da iyi lobile- ri var. Bize çok yardımcı oluyorlar. ^ H H Peki son olarak ABD'nin Azerbaycan pet- rolûneyaklaşunlan konusunda Yahudilobisiyardım- cı oldu mu? - Çok oldu. Ama lran buna çok kötü bakar. Iran bi- ze, "lsrail, Islam dünyasının düşmamdır" diyor. Ama bize göre Islam dünyasının düşmanı Ermenistan"dır. O zaman tran neden Ermenistan'la bu kadar yakın? Eğer bir Islam dünyası varsa orada biz de vanz. lran neden Ermenilerle kardeşlik ediyor o zaman? Bizim İsrail'le ilişkilerimiz sadece siyasi düzeyde, öyle savunma iş- birliği anlaşmamız fılan yok. Peki, Israil'den silah alıyor musunuz? Yok öyle bir şey. I Bakû 'da epeyce bir kaçkın (Ermenistan 'ın işgal ettiği topraklardan kaçan sığınmacılar) nüfusu var. Bir mifyonun üzerinde oldukları biliniyor. Bu in- sanlar dört-beşyüdır çadır kentler ve üniversite yurt- lartndayaşamaya çalışıyoriar. Onlann durumlannı iyi- leştirmek için hükümeüniz neyapmayı planltyor? - Kaçkınlar bizim büyük derdimiz. Onlara yardım etmeye çalışıyoruz. Türkiye de yardım eder, ama son zamanlarda yardımı azaldı. Uluslararası örgütlerden de yardım gelir. Bir an önce meselenin hallolmasını, bu kaçkınlann yurtla- nna geri dönmelerini diliyorum. • ^ ^ ^ B TuranAjansı'nm büheninde bir haber oku- dum. Rusya Federasyonu, kendi sınınndaki silahla- n modernize etmek isnyormuş. Bu bağlamda da Be- larus, Ermenistan ve Tacikistan 'a yeni, modern si- lahlargönderecekmiş. Siz bu konuda ne düşünüyor- sunuz? -Rusya, Bağımsız Devletler Topluluğu'nun (BDT) sınırlannı, bu devletlere hâkim olabihnek için kendi koruyor. Gürcistan'ın, Ermenistan'm. Belarus'un sı- nırlannı koruyan Rusya'dır. Ama Azerbaycan'ın sı- nırlannı konımuyor. ^^^^M Füzelerin Gümrü 'de konuşlandtklan bu haritada gösteriliyor. Öylemi? - Her şey burada yazılı. • ^ ^ ^ H Burada 32 tane Scudfüzesi olduğu göste- riliyor.~ -Azerbaycan, Rusya'ya bir nota vererek Ermenis- tan'a bu silahlann gönderiliş nedenini sordu. Ama Tür- kiye, Rusya'ya bu konuda hiçbir nota vermedi. Tür- kiye, Rusya'nın bu silahlan Ermenistan'a yerleştir- mesine kayıtsız kalmamalı. dı? I Sizce Türkiye, bu konuda neden kayasızkal- - Türkiye, Rusya'yla arasında bir gerginlik olma- sını kesinlikle istemiyor. Ama gerginlik konuşmakla da olur, konuşmamakJa da. Ermenistan diyor ki: Türkiye ve Azerbaycan ba- naabluka uyguluyor." Oysa bu haritada Ermenistan'm ablukası açıkça görûlüyor. Ermenistan'm Gürcis- tan'dan Karadeniz'e çıkışı vardır. Ermenistan'm ay- nca Rusya'ya çıkışı var. Oradan gaz, ışık, su alırlar. Ermenistan'ın bir de lran'dan Fars Körfezi'ne (Bas- ra Körfezi) çıkışı vardır. Îşte, böylece de görüyorsu- nuz ki Ermenistan abluka altında değil. Bürtin dünya da bunu böylece bilsin. Ermenistan, abluka altında- yım, diye bütün dünyayı aldatır. • • ^ ^ H Azerbaycan petrolünün vanası neden Azer- baycan 'ın elinde değil? - Vana bizdedir. Bizde olmadığını kim söyledi? Vana elinizdeyse neden hâlâ protokollerin imzalanmasını, eylüL, ekim aylannı bekliyorsunuz? - Bu petrolün sahibi kim? Tabü ki Azerbaycan. - Yoo, petrole yatınmı yapanlar... Yatınmı konsor- siyum yaptı. Yani lngiltere, Norveç, ABD. Rusya, bir de Türkiye. Bu ülkeler o nefnn sahibidirler. Bu nef- tin sahibi sadece Azerbaycan değil. Ama bu konuda Azerbaycan'ın önceliği var. I Yanimal hem bizim hem de değil, diyorsu- nuz-. -Mal, kim ne kadar yatınm yaptıysa onun. I Sizin kendi ülkenizden geçecek enerji hat- lan konusunda kesin birprojeniz var mı? -Var... Ama bizim paraya da ihtiyacımız var. O ne- denle başkalanyla ortaklık kurmamız lazım. Bakın, Türkiye diyor ki, Azerbaycan petrolü Ceyhan üzerin- den gelsin. Biz de "Turkmenistan gazı Azerbaycan'dan geçan" diyoruz. Turkmenistan gazı neden Azerbaycan üze- rinden geçirilmiyor? Türkiye bu konuda susmamalı, konuşmalıdır. Biz, Turkmenistan gazının Türkiye'ye Azerbay- can üzerinden gönderilmesini rica ediyoruz. WKK^^M Sizce Türkiye, gazın Azerbaycan 'dangeçi- rilmemesine neden itiraz etmedi? - Onu Türk hükümeti yetkılilerine sorun, neden böyle yapmışlar... • • ^ H Yanişu anda Türkiye'yle Azerbaycan ara- sında petrol vegaz konusunda bir çıkmaz mı var? -Türkiye, petrolü de gazı da istiyor. Türkiye, Azer- baycan petrolünün Rusya'dan değil. Türkiye'den geç- mesini istiyor. Ama Turkmenistan gazı lran'dan da Azer- baycan'dan da geçebilir. Türkiye Azerbaycan'a yar- dım etsin. Neft borusunu isteyen, gaz borusunda yar- dım eder. Bu, Ankara 'ya bir mesaj mı? - Ankara'ya mesaj olsun, bakalım. Avrupa'ya gerçekçi ve akılcı yaklaşmakBÜLENT TANLA (CHP tstanbul Milletvekili) "Hükümetimizuı Avrupa Biıüği poütikası ger- çekçi ve akJadır. Popüüstobnadığıgibi,propagan- da amacı da güdülmemektedir." De\ lel Bakanı ve hükümet sözcüsü Prof. Şükrii Sina Gürel'in Dı- şişleri Komisyonu'naverdiği bnfıngin bu ana me- sajı, konuya bakışımızdaki eksik ve gedikler üze- rinde bir kez daha durmamızı gerektiriyor. Sayın Gürel, bu sözleriyle kendilerinden önce- ki iktidann yanlış ve zaaflanna dikkati çekerken, son 35 yılda soruna neden çok değişik anlayışlar- la yaklaşıldıgı üzerinde düşünmemize de yol açı- yor. Avrupa Birliği 1960 ortalanndan günümüze kadar daha çok siyasal ağırlığıyla Türkiye günde- minde yer almış, son on beş yılda ekonomimizin geçirdiği yapısal değişimlere paralel olarak da, ge- niş halk kesimlerini, insanımızın günlük ekmeği- ni yakından ilgilendiren, neredeyse belirleyen bir konuma gelmiştir. Türkiye'nin gümrük birliğine kanümından sonraki gelişmeler, Avrupa Birüği'yle iktisadi ilişkilerimizde gün geçnkçe verdiğimiz açık, yakın gelecekte çok daba büyük sonuçlara yol acacak nitelikte bir süreçtir. Bu sürecin kamuoyumuzca hâlâ yeterince algı- lanmadığını itiraf etmek gerekiyor. Gerçi, günü- müzün iletişim olanaklanyla istenirse çok sayıda veriye ulaşmak mümkün, ancak burada önemli oian konu, veri bolluğu içinde kaybolma tehlike- sidir. O halde üç temel ve basit soruyla yolumuzu aydmlatmayı deneyelim. Avrupa ne anyor? Tür- kiye'nin Avrupa gündeminin aika planındaki ko- numu nedir? Ne yapmalıyız? Günümüzün Avrupası her türlü stratejik ve si- yasal açılımın ötesinde güncel ve acil çok ciddi so- runlarayamt aramaklameşguldür. Fransa'daki sos- yalist hükümetin başını ağntan son gösterilerin de ortaya koyduğu üzere, işsizlik sorunu birçok ülke- yi ciddi sıkmtlara sokmaktadır. Lüksemburg, Avus- turya, Hollanda. Danimarka, Portekız ve lngilte- re'de yüzde 10'lann altında seyreden işsizlik oran- lan, Belçika, Isveç, Almanya ve trlanda'da yüzde 10'a ulaşmakta, Yunanıstan, Italya, Fransa ve Fin- landiya'da yüzde 13"ü bulmakta, Ispanya'da yüz- de 20'ye yaklaşmaktadır. Son yirmi yılda Avrupa Birliği ülkeleri sürekli olarak işsizlik tehdidi altın- da yaşadı. O kadar ki, Paris'in ünlü Ecole Norma- le Superieure'ünde ekonomi profesörü olan Da- nidCohen. "1950>ç60'lannbü>ıimehadleriola- ğandışıydt Güzelzamanlarartıkgeride kalmıştır " diyebilmektedir. Düşük büyüme ve yüksek işsiz- lik oranlan, nasıl kınlacağı bilinmeyen kısırdön- güler oluşturuyor. Hükümetler işsizlere fazla öde- me yaptıklan gerekçesiyfe eleştiriliyor. Düşündü- rücü bir başka nokta, yaşlanan ve emekliye ayn- lan kişilerin sayısında, çalışma yaşındakilere gö- re kaydedilen artışlarm doğurduğu sorunlann üs- tesinden gelinememesidir. Avrupa Birliği ülkeleri bir yandan bütünleşme yolunda ciddi çaba gösteredursun. öte yandan da farklı deneyim ve yaldaşımlannm ürünü arayışla- ra gidiyorlar. Konuya geniş bir dosya açan 8 Ara- hk 1997 tarihli Time dergisi, Avrupa'run arayışı- nı, refah devletinin temellerini sıkıntıya sokmadan işsizhği azaltmak ve küresel rekabet karşısında yaya kalmamak olarak tanımlryor. Avrupa ciddi bir açmazla karşı karşıya: Refah de\ letinin gitgide artan ve artık güçlükle karşılanabilen maliyetiyle kapitalizmin her türlü şefkatten yoksun acı reçe- teleri arasmda orta biryol bulunabilecek midir? Bu- rada da. her ülkenin kendi tarzı. kendine özgü koz- lan. tereddüt ve handikaplan söz konusu oluyor. Eski göstergeler geçerliliklerini yirıriyor. Viya- na'daki Avrupa Sosyal Refah Araştırma Merkezi Yöneticisi Bernd Marin "Yaşam standartJannı sadece gelir üzerinden hesaplamanın çok yetersiz kaldığınu insanuı kendisi için kullanabUeceği ser- best zamamn da dikkatc ahnması gerektiğiııi" sa- vunuyor. ABD'de son dört yılda 12 milyon kişiye yeni is- tihdam olanaklan açılırken, bu süre içinde Avru- pa'nın sadece iki milyonda kalması da politikacı- İan ve uzmanlan kara kara düşündürüyor. Fran- sa'da küçük ve orta boy işletmelenn genç yöneti- cüerinden ohışanmerkezinbaşkanı Jean-Marie Gor- se, "çok kişinin soruna hâlâ dikiz a> nasından bak- nğnu, eğrtim ststemi çocuklara babalarmm islerini nasd geüştireceğini öğretmey i sürdürürken, bu iş- lerinwniekonomikgerçekler karşısındaçokran dev- re dısıkabpgecersizokiuklannın algüanmadığını" vurguluyor. Eski Doğu Bloku ülkeleri de, yaşadıklan son el- li yılın boşuna geçmemış olduğunu kanıtlamaya çalışıyoriar. Macaristancİa işbaşmdaki Sosyalist Parti. geçen yıl kadınlarda 55, erkeklerde 60 olan emeklilik yaşını bütün çalışanlar için 62 yaşa yük- seltince büyük eleşoriler aldı. Macaristan'da uy- gulamaya çalışılan sosyal güvenlik reformunun öncü ismi AdamGere'ye göre, Avrupa'nın peşi sı- ra koştuğu refah devletiyle acımasız kapitalizm arasındaki üçüncü yolu Doğu Avrupa'nın bulma- sı ihtimali, Baü Avrupa'nın bazı dinozor anlayış- lanna göre dahabile fazla. Peki, bizbu arayışın ne- resindeyiz, içinde miyiz, dışında mıyız, çok öte- sinde miyiz? Ister Avrupa Birliği'ne üye olalım, isterolmayalrm, bu soru ve arayışlar bizim için de geçerli değil mi? CHP Onursal Genel Başkanı Sayın Erdal İnö- nü'nün geçen günlerde kaüldığı Istanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası'nın Levent söyleşilerinde konumuz bakımından çok aydınla- tıcı tespitîeri olmuştur "Ne öğrendiysem liseçağında öğrendim. Öğret- menler coğrafya derslerinde Türkiye'nin eksiğini hiç söyiemezJerdL Ilep. iyi bir böigede ve hi bir ik- lime sahip oMuğundan bahsederlenn. t)ysa Tür- kije,önemli kararlannafcndığı Avnıpa'dan çokuzak olrnası nedeniyle toplannlara sıkça katılamıyor. bundan dola>ı da aleyhimize kararlar çıkıyor. Et- rafimızda demokrasifleyönetüen ülke buîunmu- yor. Dolay ısıy la bunlaruı da etkileri var. Bunlan ço- cukken biürsektedbiriniahnz. Çağdaşdürryadaye- rinüzi almaya calısınz." Prof. lnönü'nün coğrafı gerçekliği vurgulama- sının yani sıra. Prof. NilüferGöle de, Yeni Türki- ye dergisinin Kasım - Araiık 1997 tarihli Sivil Toplum özel sayısında Avrupa ile ilışkilerin tarih- sel boyutuna dikkati çekiyor. Prof. Göle'ye göre. "yüzyıDarca Müslümanlanvebarbartan -Avrupa- hlaragöre'dığerlerini'- sembolize eden Türklerin arük'uygarlaruı' ortammagjrmeye çahşmaian, ta- rihin ironisidir." Prof. lnönü'nün coğrafı, Prof. Göle'nin tarihi boyutlanna dikkatimizi çektiği A\Tupa Birliği "yle ilışkilerimızin arka planmı şu temel gerçeğin ışı- ğında görmek dunımundayız. "Coğrafyamnın ol- duğu gibi, tarihimizin de dışma çıkmamız müm- kün değBdir. Bu verOer birer handikap da değildir, objektifbirerotgudur. Nüfusumuzu.işgücümüzün eğitim diizeyini, ekonomik göstergelerimizL enf- lasvon. bütce \« dış tkaret açıklan, iç v« dış borç rakamlangibi\wiJeri.tanmın ekonomimizdekiye- ri gibi gerçeklerimizi jıırt vçtarih bilinciiçinde.so- ğukkanh vç karart bir biçimde değerlendirirsek, sadece eksik ve yanbşlannıızın değil. elimizdeki kozlann ve karsuaşurmalı üsrünlükkrimizin de farkında ohıruz, Zaten ancak bu noktadan hare- ketle görüşme ve pazaıiık şansımız sağlanı teroet- ler üzerİDeoturmuş oiabiür. En acemi pokeroyun- cusunun,en deneyimsiz iş müzakerecisinin bfle bO- diği bu gerçeği ülke çıkaıianıun. hepimizin bugü- nü ve geleceğinin söz konusu olduğu dış ilişkileri- mizde unutuyor olmamızuı mazereti voktur. "NevapmahyE" sorusunun cevaplannı arama- ya geldiğimizde. hükümet sözcüsü Sayın Gürel'in yazımızın başında sözünü ettiğimiz ifadelerine dönmekte yarar görüyoruz. Sayın Bakan hükü- metin konuya ne denli "gerçekçi veakricT yaklaş- tığının altını çizse bile, bu nitelemesinin değeri ancak zaman içinde önce Ortak Pazar, daha son- ra Avrupa Topluluğu ve günümüzde Avrupa Bir- liği karşısında izlediğımiz politikalann hangı aşa- malardan geçtiği, ne gibi dönemeç ve zikzaklan arkadabıraktığımız gerçeğiyle yüzleştiğimizde bir anlam taşıyabüir. Eksik bıraktığımız ve artık ıhmal edemeyece- ğimiz husus şudur: Bir zamanlar Avrupa Birli- ği"nin kendi iç süreçlerine de bütünüyle hâkim olan teknokratık yaklaşım arok eskisi gibi geçer- Ji değildir. A\rupa Birliği "yle ilişkilerimiz, çok uzun süre Dışişleri bürokratlannın ve daha yakın bir geçmişte de, onlara eklenen ve konuyla yakın ilgisi olan tekstil gibi başanlı \ç ihracat gücü yük- sek sektörlerin tekeli ve gündemi dışmaçıkmamış- ür. Türkiye, gümrük .birliğine girerken, konu ka- muoyundayeterli birbiçimde taraştlmamış. karnu- oyumuz hükümet politikalanndan gereken düzey- de bilgilendirilnıemiş, ülke tabırcaizse birolupbit- ti karşısında bırakılmıştır. Bugün artık bambaşka bir aşamadayız. Kamuoyunun katkısı ve eleştnisi olmadan ne AvTupa'yla. ne de dünyanın öteki güç- leriyle olan ılişkilerimızi gerçekçi ve dengeli bir biçimde yürütmenin olanağı kalmıştır. Sadece kı- sa ya da orta vadelı çıkarlanmız açısından değil, Avrupa konseptimızin ve dış politikamızın gele- ceğinin şekillenmesınde de. öteki ûlkelerde oldu- ğu gibi bizde de kamuoyu katkısına gerek duyııl- maktadır. Bu katkı ise ancak halkın bilgılendıril- mesi ve halk eğilimlerinin interaktif biçimde öğ- renilmesi ile mümkün olur. Aynı öncehîç ve ağır- lıkta olarak Kuzey Kıbns Türk Cumhuriyeti yurt- taşlannın da eğilimlerini bilmek durumundayız... Güzel yannlara yürüyüşümüzde geçecegimiz her tür yolda yere sağlam basmak ıstiyorsak, bu yazı- mıza konu olan Avrupa'nın kamuoyuna doğru ve dinamik bir biçimde ulaşmanın çarelerini an\or- sak, bilgi ve bilgilendirmeye daha çok önem \er- mek zorundayız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle