22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18OCAK1998PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER ANASOL-D hükümetinin ince ayarlı ekonomik icraatının faturası yine çahşana çıktı 6 aydır dinmeyen zam yağmura FATMA KOŞAR Yılın ilk altı ayında "fiyatian dondur- ma" karanndan çark eden hükümetin zam- lan bitmek bilmiyor. tktidannın ilk üç ayi- nı her gün zatn yaparak geçiren ANASOL- D hükümetinin son üç ayı da farldı geçme- di. Uluslararası Para Fonu'nun isteğı doğ- rultusunda yılın ilk altı aymda KİT ürün- lerine zam yapmama sözünden çark eden hükümet, enflasyonu düşürme tartışmala- n arasında bile, dar ve sabit gelirlinin büt- çesinde delik açan fıyat düzenlemelerini yapmaktan kaçınmadı. lktidara gelir gelmez "enflasyona önlem almak" gerekçesiyle yüksek oranlarda zam yapan hükümetin, "fîyat artışının kaçınıl- maz olduğu, yoksa yüklü oranda zam yap- mak zorunda kaunabileceği" yönündekı açıklamalan çifte zam politikasının haber- cisi oldu. Bütün tartışmalara ve tepkilere karşın, zam yapmadan duramayacağını gösteren hükümet, yine sermayeden yana davranarak belirli aralıklarla ve yüksek oranlarda zam yapmayı sürdürdü. Akarya- kıta yaptığı zamlarla diğer kalemlerdeki fıyat artışlanna ortam hazırlayan hüküme- tin, altı aylık icraatı zam yaparak geçti. Enflasyonu düşürme çabasına girdiğıni herkese ispatlamak istercesıne, fiyatian dondurma karan aldığını açıklayan ve özel sektöre zam yapmama çağnsında bulunan hükümetin ekonomi kurmaylannın, bu ko- nuda "samimi" olmadığı çok geçmeden anlaşıldı. Bu kışın "zorgeçeceğmi" söyleyen Baş- bakan Mesut Yılmaz'ın, vatandaştan feda- kârlık istemesinin hemen ardından yeni fî- yat ayarlamalan yapılmaya başlandı. Enf- lasyonun beslediği kesimden yana olduğu- nu gösteren hükümet, art arda gelen fiyat artışlan altında ezilen dar ve sabit gelirli- den, başka ıfadeyle de olsa, yine aynı şey- leri istedi: Kemerieri biraz daha... Bir yıl- da enflasyonu yüzde 50'lere çekmeyi vaat eden hükümetin. daha öncekilen yerine ge- tirmemesi bu vaadinde de ne kadar sami- mi oldugunu gösterdi.Yapılan son hesapla- malar4kışilikbiraileninmutfakharcama- lannın 153 mılyon 869 bin liraya çıktığını gösterirken. aile gelirinin yüzde 50'ye ya- kın kısmı gıda harcamalanna aynlmak zo- runda kalıniyor. Temel tüketim ürünleri- nin fiyat artışına, ulaşım başta olmak üze- re temel gırdilerin artması gerekçe gös- terilirken. son altı ayda sadece ekmeğin yüzde 40 oranında zamlanması. ekmekle beslenmek zorunda kalan dar ve sabit gelir- linin bütçesinde büyük delikler açmaya yetti, Hemen hemen her ay akaryakıta yüklü oranlarda zam yapan hükümetin bu poli- tikası, diğer kalemlerde de sürekli zam yapılmasına yol açtı. Temel gıda ürünleri. gıyim ve diğer bütün ürünlerde yüzde yüz- lere varan fıyat artışlan 150 milyon lirayı aşan yoksulluk sınınnı zorladı. 6 ay sonrası fiyat (bin TL) 6 ay öncesi fîyat (bin TL) 6 ay sonrası nyat (bm TL) 6 ay öncasi fiyat (bin TL) Ekmek (225 gr) Süt (kg-paket) Bısküvi (sade-kg) Dana eti ftg-kıyma) Margann (pakeî) Çay (Çaykur kg) Samsun, Mattepe (kısa skjara) 12kg'ltk(mutfaktüpü) 45 kg'Nk (sanayı tüpü) Tuz {Rafine edıimiş) Patates 112 bin 700 39 bin 800 Tehlikeli boyutlara ulaştı Oruç tutmayanlara yönelîk baskılar artarak sürüyor • Ramazanda mesai saatlerinde yapılan değişiklikler, çalışma saatlerinin iftar ve namaz vakitlerine göre ayarlanması, birçok kamu kuruluşunun yemekhanelerinde öğle yemeği verilmemesi veya ramazan ayına denk getirilerek tadilat yapılması, lokanta ve kafeteryalara yapılan sa.ldmlar, sözlü sataşma, taciz, dayak, olagan hale ğefdı. İstanbul Haber Senisi •^^eriat özlemcilerinin oruç tutmayanlar üzerin- dekı baskıları, son yıllar- da cinayet işleme boyu- tuna ulaştı. Malatya Inönü Üniver- sitesi Edebiyat Fakültesi öğrencisi Umit Cihan Tarho'nun oruç tutmadı- ğı gerekçesiyle. Koca- eli'nin Körfez ilçesinde de Muharrem Sancar'm. evde namaz kıldığı sırada saz çalan ağabeyi Ali Sancar'ı öldürmeleri. Türkiye'de oruç tutanla- nn tutmayanlara yönelik dinsel baskısının ne ka- dar korkunç boyutlara u- laştığını bir kez daha or- İaya koydu. Ramazan aylannda mesai saatlerinde yapılan değişiklikler, çalışma sa- atlerinin iftar ve namaz vakitlerine göre ayarlan- ması. birçok kamu kuru- luşunun yemekhanele- rinde öğle yemeği veril- memesi veya ramazan ayına denk getirilerek ta- dilat yapılması. lokanta ve kafeteryalara yapılan saldınlar. sözlü sataşma, taciz, da>ak, olağan hale geldi. ; Oruç tutmadığı gerek- çesiyle öldürülen Inönü Universitesi öğrencisi Ümit Cihan Tarho ilk de- ğil. 1987 yıhnda Van 100. Yıl Universitesi öğ- rencisi Mehmet Şirin Te- |dn adlı öğrenci oruç tut- hıadığı gerekçesiyle öl- dürülmüş. 5 öğrenci de ağır yaralanmıştı. 1995 yılında ramazan ayında ise Malatya'da Şakir Yi- ğlt isimli öğrenci, karşıt görüşlü öğrenciler ara- sındaki oruç kavgasında yaşamını yitirmışti. Ramazan ayında ger- çckleştirilen baskılardan bazılan özetle şöyle: • 1997 yıhnda Refah- yol hükümeti döneminde Necmettin Erbakan tari- kat lıderlerine ve şeyhle- rti iftar yemeği verdi. Ko- nu günlerce tartışıldı ve sert tepkilere neden oldu. RP hükümetinin kapan- masına yol açan en önemli olaylardan birisi de bu iftar yemeği oldu. • H. 1.1997: REFAH- YOL devlet memurlan- nın mesai saatlerini ra- mazan ayında iftar saatle- rine göre ayarlamaya kalktı. Fakat Bartın Adli- yesi Yazı Işleri Müdürü Abdurrahman Güzei- gün'ün açtığı davayla, hükümetin bu genelgesi iptal edildi. • Ramazan ayı bo- yunca başta RP'li beledi- yeler olmak üzere pek çok belediye ve kamu ku- rumu iftar yemeği vere- rek, oruç tutmayanlara bir anlamda aba altından sopa gösterdi ler. • 1.2.1995: tstanbul Büyükşehır Belediyesi 2 yemekhaneyi onanmı gerekçe göstererek rama- zan ayı boyunca kapattı. • 22.2.1995: Marma- ra Universitesi Göztepe Kampusu'nda 30 kadar ülkücü. oruç rutmadıkla- n gerekçesiyle öğrenci- lere saldırdılar ve 8 öğ- renciyi yaraladılar. • 2.3.1993: Deniz- li de sigara içen Şahin Se- vinç adlı yurttaş, rama- zanda oruç tutmadığı ve sigara içtiğı ıçin trafik polisince dövüldü. • 13.3.1993: Salih- li'de 25 yıllık öğretmen Ali Han Kumru. ramazan ayında sigara içtiği ge- rekçesiyle açığa alındı. • 24.3.1991: Ağn ve Erzincan'da oruç tutma- yan iki öğretmen meslek- taşlan tarafından dövül- dü. • 8.5.1987: Gazi Uni- versitesi Teknik Eğitim Fakültesi'nde çay içen bir grup öğrenci, oruç tutma- dıklan gerekçesiyle baş- ka bir grup tarafından tar- taklandı. Cebeci Kız Meslek Lisesi'nde oku- yan 2 kız öğrenci de. oruç yiyen arkadaşlannın içe- ceği çaya zehir katarken kantinde suçüstü yaka- landı. • 13.5.1987: Ankara Universitesi Fen Fakülte- si öğrencisi Doğan Çer- mik. ramazanda yemek yediği içın kendisini da- ha önce de tehditeden bir grubun saldınsına uğra- dı. Isviçre'de işçı olarak çalışan Mehmet Bulut. izinli geldiği Erzincan'da sigara içerken Erzincans- porlu futbolcu Yılmaz Kafkas ile çevreden ge- çen bazı kişiler tarafın- dan dövüldü. • 19.5.1987: Sakar- ya'da yüksekokul öğren- cisi Murat Karteri. ra- mazanda sigara içtiği ve Cumhuriyetokuduğu ge- rekçesiyle 4 kişi tarafın- dan dövüldü. Istanbul Barosu Başkanı Sayman, Türkiye'nin demokratikleşmesi zor' dedi 'Yağmurdereli için verilen karar siyasi' tstanbul Haber Servisi - Çankın Cumhuriyet Başsavcılığrnın. Avukat Eşber Yağmurdereli için. ceza infazı tehir karanni gen çekerek yakalama müzekkeresı çıkartma gerekçesmın. 'Yağmurde- reti'nin AdHTıp'a gitmeyecegini bildirtnesi' oldu- ğu öne sürüldü. Gazetemizin konuyla ilgili sorulannı yanıtlayan lstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman ıse Yağ- murdereli'nin cezaevinden çıkanlmasında oldu- ğu gibı şimdi yine cezaevıne gönderilmek ısten- mesinin de siyasi oldugunu vurguladı. Yağmurde- reli hakkındaki karann. RP'nın kapatıldığı güne denk gelmesıne dikkat çeken Sayman "Türki- ye'nin bu şekilde demokratikkşmtsi çok zor. Hu- kuksa) mücadekye devam etmekgerekiyor" dedi. AA muhabırınin aldığı bilgiye göre, Çankın Cumhuriyet Başsavcısı tbrahim Ethem Dikmen tarafından, ceza infazı 9 Kasım 1997'de sağlık ge- rekçesiyle ertelenen Yağmurdereli, Çankın E Ti- pi Cezae\ı'nden çıktıktan sonra. bu ilden ahnan sağlık raporları, 10 gün ıçinde lstanbul Adli Tıp JCurumu'na gönderildi. Bunun üzerine. Kadıköy Cumhuriyet Başsa\ cılığı'na çağnlan görme özür- lü Yağmurdereli'ye. 'yasa gereği Adli Tıp Kuru- mu'na gftmesi' gerektiği söylendi. Ancak Yağ- murdereli, Adli Tıp'a gitmeyeceğini hem sözlü olarak hem imza karşılığı beyan etti. Sağlık gerekçesiyle ceza infazı 1 yıl ertelenen Yağmurdereli'nin Adli Tıp'a gitmemekte ısrar et- mesi üzerine, Çankın Cumhuriyet Başsavcısı Dik- men, yasal prosedürü yenne getirmediği gerekçe- siyle, 'ceza infazı tehir karannı' geri çekerek ya- kalama müzekkeresi çıkardı. Bu arada, yakalama müzekkeresınin, Kadıköy Cumhunyet Başsavcı- lığı'ndan emniyet bırimlerine gönderildıği kayde- dildi. Cumartesi AnnelerVne ABD desteği B« Gözaltındaki kH>ıplann bulunması için başlatılan sessiz oturma e> leminin üzerinden 140 hafta geçerken Cumartesi Anneleri'ne Amerika'dan destek geldi Aralannda İnsan Hakian tzleme Komitesi Başkanı John Porter'in de bulunduğu Amerikan Üst Kurulu, AGİT Ah Komisyon üyesi 7 kişilik bir gnıp dün Galatasaray Lisesi önünde ka\ip kişilerin fotoğrafiannı taşıyarak eyleme katüdılar. Komisyon üyesi Kathnn Cameron PDrter. vaptiğı konuşmada e> leme katılmaktan gurur dmduklannı belirterek "Sizin buradaki mesajınızı dünya>a Oeteceğiz, Cesaretiniz ve inancımz için sizi kutluyonım" dedi. Her hafta bir kişinin portresinin çizildiği eylemde dün 26 Arahk 1997'de Diyarbakır'da gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Mehmet Özdemir tanıtildı. (Fotoğraf: ÖZKANGÜVEN) Atatürk'ün bütün eserleri yayımlanıyor lstanbul Haber Servisi - Ata- tûrk'ün imzası bulunan tüm sözler ve belgelenn tek bir kaynakta top- lanması amacıyla oluşturulan "Ata- türk'ün Bütün Eserieri Danışma Ku- rulu" çalışmalanna başladı. Eskı Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta GüngörÖzden ve İşçı Partisı liderı Doğu Perinçek'ın de aralannda bu- lunduğu danışma kurulunun, tüm eserleri, 3 yıl ıçinde yaklaşık 20 cilt- te toplayacağı belirtildi. Kaynak Yayınlan Genel Yayın Yö- netmenı Fikret Ulusoy, Atatürk'ün 1903 yıhndan ölümüne kadar ger- çekleştirdiğı tüm faaliyetlerın gele- cek nesillere tam olarak aktanlabil- mesi amacıyla böyle bir çalışma baş- latıldığını %-urguladı. Ulusoy. ortaya çıkacak eserin bü- yük bir titizlikle hazırlanacağını ifa- deederek. "Eksikbelgelertamamla- nacak, birbirleriyle karşılaştmlacak, üzerinde yapılan tahrifatlar temıde- necek ve öz Türkçe yazüacak" dedi. İlk cıldın önümüzdeki sonbaharda yayımlanacağını söyleyen Ulusoy, hazırlandıkça ciltlerin kamuoyuna sunulacağını ve yaklaşık 3 yıl içinde ortaya 20 ciltlik bir eserin çıkacağı- nı kaydettı. Ulusoy. Atatürk'ün Bütün Eserle- ri Danışma Kurulu'nun bu amaçla ilk toplantısını 5 Ocak'ta Ankara Mülkıyeliler Birlıgı'nde. ikincisinı de 12 Ocak'ta Istanbul'da gerçekleş- tırdiğıni belirterek kurulun şu isim- lerden oluştuğunu söyledi: "Türker Acaroğlu, Prof. Dr. Feroz Ahmad, Prof.Dr. Şina Akşin, Talip Apaydın, Prof.Dr. İlhan Arsel, Nejat Birdoğan, Muazzez İlmiye Çığ, Ali Dündar, Prof.Dr. Tahir Hatipoğlu, Prof.Dr. Alpaslan Işıklu Suphi Kara- man, Prof.Dr. Nejat Kay maz, Necdet Kurdakul, Era, Tümg. Turhan Ol- cayiu, İsmet Öğütücü, Yekta Güngör Özden, Sadık Perinçek, Doğu Perin- çek. Hakan Reyhan, Zeki Sarıhan, Prof.Dr. Taner timur, Prof.Dr. Şera- fettin Turan. Gürbüz Tüfekçi, Me- met Türkkan. Fikret Ulusov." Danışma kurulunun anlayış birli- ğine vardığı noktalardan bazılan şöyle: % Atatürk'e aidiyeti kanıtlanmış metinler eserde yer alacaktır. Bursa Nutku'nda olduğu gibı Atatürk'e ait olduğuna dair mahkeme karan. dıp- not olarak belirtilecektir. Anılardaki aktarmalar Atatürk'ün Bütün Eserle- n'nde yer almayacaktır. # Hatalar. tahrifatlar ve eksikler olabileceği ihtimali nedeniyle yayım- lanmış metinler yeniden gözden geçi- rilecek.özgün metin ve belgelerle kar- şılastıralacaktır. # Belgenin kavnaği, konuşmanın nerede, hangi tarihte yapıldığı gibi nesnel bilgiler, vonımsuz olarak veri- lecektir. # Metinler eserde tarih sırasına göre yer alacaknr. # Ciltlerarasında dil birliğini sağ- lamak için bir "Atatürk Sözlüğü" oluşturulacak. 9 Her cildin sonuna isim ve kav- ram diâni konulacak. Özden 4 Her şey satılınaya çahşıhyor' lstanbul Haber Servisi - Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden devleti küçültmek söyleminin özelleştirmeye alet edildiğini belirterek "Devlet küçültülmeyecek kadar büvüktür. Kutsal devlet tanımına karsıyım, ama dev let ülkey i ve ulusu kapsayan bir hukuk biçimi olarak zaten kutsaklır" dedi. Özden, özelleştirmenin bir mirasyedi anlayışıyla yürütüldüğünü, elde avuçta ne varsa satılmaya çahşıldığını söyleyerek, Anayasa Mahkemesi'nin konuyla ilgili kararlanna uyulmamasını da eleştırdı. lstanbul Barosu dün Petrol-lş Sendikası'nın Altunızade'deki binasında "ÖzeUeştirme ve Sosyal Hukuk Devleo" konulu bir açıkoturum düzenledi. lstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman'ın yönettiği oturuma konuşmacı olarak eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, lstanbul Universitesi Iktısat Fakültesi Öğretım Üyesi Prof. Dr. tzzetttin Önder. gazeteci Atilla Özsever. Ozelleştırme Karşıtı Platform Sözcüsü Kubilay Özbek. KİGEM Genel Sekreteri Üter Ertuğrul ve Haber-lş 1 No'lu Şube Başkanı Levent Dokuyucu katıldı. Oturumun açış konuşmasını yapan Sayman, altında sosyal demokratlann da imzası bulunan, özelleştirmeye Anayasa Mahkemesi'nin olumsuz karanna karşı izin veren Bakanlar Kurulu karanna ilişkin olarak u Bu karala kapürilasvonlar ihya edilniiştir. Bu mahkemelerin karanna uyulmayacaksa bunlar kapatılsın" dedi. Izzettin Önder ıse özelleştirmenin uluslararası sermayenin Türkiye'ye yansıttığı bir hastalık oldugunu \urgulayarak "ÖzeUeştirme sah emeğin değiL tüm toplumun karşısındadır- dedi. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Gökten Üç Elma Düştü... Tıpkı masalların sonu gibi. - Gökten düştü üç elma... Birisi RP'nin, birisi Çiller'in, birisi de -başta ABD- bazı Batılı "cfosf'lann başına... 1997'yi noktalayan yazımda şöyle demiştim: "Demokrasiyi içlerine sindiremeyenler. dini siya- sete açıktan aletedenler.. yalancılıklannı kişiliklerinin parçası yapmış olanlar.. kaynağını açıklayamadıkla- n inanılmaz servetlerin sahipleri.. yolsuzluk batağın- da yûzenler. başbakanken bıle yabancılann görüş- mekten kaçınacaklan kadar saygınhklannı yitirmiş olanlar... Onlar önderliklerini yitirmezlerse, bizyttirdiklerimi- zi telafi edemeyeceğiz." Ve eklemiştim: "Demokrasımızkendisini onlardan temizleyemez- se, onlar demokrasimızi erdemlennden birer bırer yoksun bırakmayı sürdürecekler." • • • Elmalardan birisi RP'nin ve Erbakan ın başına düştü. - RP'nin kapatılması demokrasiyı -bazı Batılılann öne sürdüklerigibi- yaralar mı, yoksa güçlendirirmi? Güçlendiriıi Çünkü RP'nin vartığı demokrasi için bir tehdit idi. Dernokrasinin olanaklannı kullanarak, demokrasinin temellerini yıkmaya çalışıyordu. Yerine kurulacak olan parti daha gerçekçi olmak ve demokrasinin sınıriarı- nı zorlamamak zorunda kalacak. - Kapatılmış olması RP tabanının daha da kenet- lenmesi sonucunu yaratmaz mı? RP'nin seçimsel tabanı iki kesimden oluşuyor: "Dinci" seçmen, "tepkıci" seçmen.. Ya da "kararlı" seçmen. "kararsız" seçmen... Kapatılmış olmak, birinci kesim seçmeni daha da kenetler... Ikinci kesim seçmenın bir bölümünü ise uzaklaştınr. Kararsız seçmen "g0ç/ü"yemeyleder. Devletınto- kadını yemiş, bir kısım ünlü ısmi kendini Meclis'in ka- pısı önünde bulmuş ve yargı önünde hesap verir du- ruma düşmüş bir siyasal hareket, artık "güçlü" gö- rünümünden çok şey yitirmiş demektir. - RP'nin kapatılması, kıtlesel eylemlere ve kanştk- lıklara neden olur mu? Tüm dinci güçlerin çabalanna karşın.. sekiz yıllık kesintisiz temel egıtimle imam okullannın orta kısım- lannın tarihe kanşmasından sonra ne oldu ki bundan sonraolsun? Üstelik RP'nin yerinı yenı bir partinin ala- cağı da açikça biliniyor. RP yoluna devam edecek! Adı değişmiş, gücü azalmış ve de sivrilikleri törpü- lenmiş olarak... • • • Ikinci elma Çiller'in başına düştü. Yargıtay'ın karan, "Şaibe Hanım"a Yüce Divan yo- lunu sonunda açmış oluyor. Yol bir kez açılmayagörsün!.. Ardından başka yol- suzluk ve yasa tanımazlık dosyalan peşpeşe günde- me gelecek demektir. Türkiye'de kalıp cezasını çekmeye ve -uzun yıllar sonra- "mazlum" rolü oynamaya mı soyunur? Yok- sa kısayoldan "ikıncı vatanı" ABD'yemikapağıatar? Bu şimdiden belli degil. Ama DYP Genel Başka- nı'nm artık yolun sonuna geldığı bellı... Bu olay DYP ıçin ve genel olarak "ılımlı sağ" için bir çıkış yolu olabılir. ANAP- DYP-DTP birleşmesı si- yasal yaşamımıza yeni bir görünüm kazandırabilir. Sağdakı birleşme, soldaki birieşmeyı de kaçınılmaz kılabilır. • • • Üçüncü elma da, bir kısım Batılı'nın başına düştü. Neler ıstiyorlardı Türkiye'den? - RP kapatılmasın! (Ve giderek Türkiye "ılımlı Is- lam"\a bütünleşıp, yan-laik, yan- demokratik, yan- çağdaş bir "model" oluştursun!..) - Kıbns Turklen "azınlık statüsü" ile yetinsin! (Ve giderek Kıbns Yunanistan'ın olsun!..) - PKK'nın isteklerine "siyasal çözüm" bulunsun! (Ve giderek Türkiye'nin Güneydogusu ile Irak'ın kuzeyı birleşıp, ortaya Batı'nın maşası btr Kurt devleti çık- sın!..) Atatürk geçmişte "Batı'ya rağmen" çağdaşlaş- mayolunu açmıştı.. Bugünün Türkiye'sı de, "Batı'ya rağmen" çağdaşlaşma yolunda ilerteme kararlılığın- da oldugunu göstermek zorunda. • • • RP'nin kapatılmasının.. Çiller'e, Erbakan'a ve bil- mem kımlere yargı önünde hesap verme yolunun açılmasının anlamı nedir? Yargının Türkiye'de bir "güvenlık kapakçığı" işlevi- nı görmeye başlamasıdır. Demokrasinin güvenlik ka- pakçığı... Sincan Belediye Başkanı ile Kayseri Belediye Baş- kanı hakkındaki kararlar da bu işlevın bir parçasıdır. Sivil kurum ve kuruluşlar görevlerinı yapmaya baş- layınca.. Asker kendisini, onlann bıraktığı boşluğu doldurmak zorunda hissetmez! Geriye kalıyor bir soru: - RP'nin kapatılması ve DYP Genel Başkanı'nın cezalandınlması.. onlara oy vermış mılyonlarca yurt- taşın da dolaylı olarak cezalandınlması anlamına gel- mez mi? Hayır! Kendilerine verilen mılyonlarca oya "ihanet" etmiş olanlann cezalandınlmaları anlamına gelir! izmir'de eylem Ozelleştirmelere karşı protesto mitingi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - tzmir Ozel- leştırme Platformu tarafın- dan tzmır Cumhunyet Alanı'nda gerçekleştırilen mitingde binlerce işçı ve memur özelleştırmeleri protesto ettı. lzmir ÖzeUeştirme Kar- şıtı Platform'u oluşturan KESK. DİSK. Türk lş'e bağh Tes Iş 1. Tes Iş 2. Harb Iş, Belediye tş. TÜMTİS, Demıryol-tş. Tek Gıda Iş, Yol Iş tzmir şubeleri, TMMOB'ye bağh EMO. MMO. JMO. KMO, ÇMO. MO. İMO, ŞHP lzmir şubeleri, ÇHD. İHD. tzmir Öğrenci Velile- ri Derneği. Diş Hekimlen Odası. tzmir Tabip Odası, ÖDP. EMEK. HADEP. tP. StP, DSİP, Pir Sultan Ab- dal Demekleri \e Halkev- leri'nden gTuplar, ellerin- de pankartlar. bayraklar ve dövızlerle Konak ile Al- sancak yönünden slogan- lar atarak Cumhunyet Ala- nı'na geldiler. Bütün grupların Cum- huriyet Alanı'nda toplan- masının ardından konuşan lzmir Özelleştırme Karşı- tı Platform Sözcüsü Alim Murathan, ulusal ve ulus- lararası sermayenin, adına yeni dünya düzeni dediği bir dünya talanı olan özel- leştırme programına dur demek için bir araya gel- diklerini anlattı. Daha sonra KESK adına konu- şan Enerji Yapı Yol Sen Genel Başkanı Cengiz Faydah. "Özelliştirme so\- gun, talan ve hırsızlık poli- tikasıdu-" dedi. Yoğun güvenlik önlem- lerinın alındığı miting olaysız sona erdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle