15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmeni: Orhan Erinç 0 Genel Yaym Koordinatörû: Hüunet Çeönkaya • Yazıişleri Müdürieri: lbrahim Yıldız - Dinç Tayanç 9 Sorumlu Müdür Fikret İilâz • Haber Merkezi Müdürü Hakan Kara •Göcsel Yönetmen: Fikret Eser Dış Haberkr Şinısi Danışoglu • tstihbana: Ceogiz Yıkbrun • Ekonomi Mehmet Saraç 0 Kültür FUndan Şenkökra 9 Spor AbdöDutdir V üceiman 0 Makaleler Sami Ksraören 0 Düzehme: AbduOah Y»aa0Fotograf: Erdogan Köseoğlu 0Bügı-Bclgı;: Edfl* Boğnı 0 Yurt Haberieri Mehmet Faraç YaymKurulu: thvıSdçak(Başkan), Orhan Erinç, Okt»v Knrtböke, Hikmrt Çetinkıym, Şöknn Soocr, Ergun BaJo, Dinç Tayanç, tbniura Yıldı/, Orhan Burialu Musufa Balba>, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: MusUfa Balbay Atatürk Bulvan No: 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 0 tzmir Temsilcisi: Serdar Kmk, H. Ziya Blv. 1352 S.2/3Tel:4411220, Faks:44191170Adana Temsilcisi: Çetin Yigenoğiu, Inönü Cd 119 S. No: 1 Kat 1, Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Müessese Mûdûrû: Üıtia A k n n # Koordınatör: Ahmet Korulsan 9 MıİHKbe: Böfcnt Vencr«ldare Hüseyin Gflrer • Işletmc Önder Çeak • Bdgı- lşletn: Nail lnal 0 Bılgısayar Sistem: MSrûvet ÇBer • Sas$: Fazttet Knza MEDYA C: • Yönetim Kuruhı Ba$kanı - Genel Müdür. Gülbin Erdaran # Koordınatör' Reha Iptnun • Genel Müdûr Yaıdımcıa: SevdaÇoban Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61,Faks 5138463 Yıyımlayın ve Basan: Yenı Gûn Haber Ajansı, Basın ve Yayınalık A.Ş Türkocagı Cad 39 41 Cagaloğlu 34334 lst>K:246 Istanbul Tel. (0/212) 512 05 05 (20 hat) Faks: (0/212) 513 85 95 18OCAK1998 Imsak: 5.47 Güneş: 7.19 Öğle: 12.21 îkindi: 14.48 Akşam: 17.10 Yatsı: 18.36 'Kuvayı Milliye Kadınlan' • İstanbul Haber Servisi - •Kurruluş Savaşı'nda kadınlann aldığı rolü anlatan. Nezihe Araz'ın yazdığı ve Dilek Türker'in başanyla oynadığı 'Kuvayı Milliye Kadınlan' önceki gece Nişantaşı Işık Lisesi Konferans Salonu'nda 100. kez sergilendi. Işık Üniversitesi yaranna sergilenen oyunda salonu dolduranlar. Kurtuluş Savaşı'nda düşmana karşı mücadele eden 10 kadının yaşam kesitlerini ilgiyle izlediler. SİT alanında hafriyat • İstanbul Haber Servisi - SİT alanı kapsamında bulunduğu için inşaat yapılmaması gereken Sultanahmet Suriçi ndeki kazılar sırasında Bizans dönemine ait saray kalıntılanna rastlandı. Koruma Kurulu'nun 'temizlik çalışması" adı altında izin verdiği çalışmalara tepki gösteren yurttaşlar, tarihi eserlerin bu sistemle korunamayacağını söylediler. Nâzım için çınap dikildi • ZONGULDAK (Cumhuriyet) - Zonguldak Çagdaş Hasad Dernegı, Nâzım Hikmet"in 96. dogum günü dolayısıyla ustanın vasiyetine uygun olarak Cumhuriyet Kültür Parkı'na bir çınar ağacı dikti. Kâzım Hikmet Vakfı Yönetim Kurulu üyeleri Atilla Coşkun ile Erol Özkök'ün de katıldıgı ağaç dikme töreninde konuşan Çağdaş Hasad Derneği Başkanı Engin Çöl. Nâzım Hikmet'ın mezannın sudan sebeplerle Türkiye'ye getirilmediğini belirterek, "Bu çınar ağacının, onun bu hakkı elde edebilmesi için başlangıç olmasını diliyoruz" dedi. Atilla Coşkun da Nâzım Hikmet'in vasiyetinin yerine geririlmesinden mulluluk duyduklannı söyledi. Pratisyen hekimlere kurs • ANKARA (ANKA)- Sağlık Bakanlığı yeni mezun olan pratisyen hekimlen atamalanndan önce 15'ergünlük bir kurstan geçirecek. Sağlık Bakanlığı'na bağlı Hıfzıssıhha Başkanlığı'nda 15'er günlük kurs görecek olan pratisyen hekimler. başta bulaşıcı hastalıklar. aile planlaması. adli raporlar olmak ilzere sağlık konulannda eğitilecekler. Liselene giriş • ANKARA (AA) - Fen, Anadolu. Anadolu Imam Hatip. Anadolu öğretmen ile Anadolu Meslek ve Teknik lıselerine giriş sınavı. 13 haziran 1998'de yapılacak. Milli Eğitim Bakanlığı Basın ve Halkla ilişkiler .Ylüşav iriiğTnden yapılan açıklamada, sınava llişkin hazırlık çalışmalannın tamamlanmak üzere olduğu bildirildi. Akarsular, göller ve hava hızla kirleniyor, ormanlar verimsiz Çevre yüz karası CAN GAZALCI ANKARA - Türkiye'nin çevre ha- ritası. ülkede doğal dengenin giderek bozulduğunu ortaya ko\iıyor. Orman- lar. akarsular, göller ve hava hızla kir- lenirken. doğayı korumak için gerek- li önlemlerin alınmaması, sorunların her geçen gün daha da büyümesine neden oluyor. Hukukun çevreyi koru- mak için aldığı kararlar uygulanmaz- ken, çevre kuruluşlannın ve Çe\Te Ba- kanlığı'nın verileri ile Cumhuriyefin oluşturdugu çe\re haritası. sorunlann büyüklüğünü ortaya koydu. Çevre Bakanı İmren Aykut bakan- Iığının hazırladığı ülkenin genel çe\- re sorunlanna ilişkin inceleme rapo- runu Bakanlar Kurulu'na sunmaya ha- zırlanırken. Türkiye'nin birçok yöre- sindedoğanın dengesi her gün biraz da- ha bozuluyor. Çe\Teciler yakın gele- cekteki siyanürmadenciligi venükle- er reaktörler sorunlarının sırada bek- lediğine dikkat çekiyor. Yapılan bazı araştırmalardan ve Çevre Bakanlığı'nın verilerinden derlenen çevre haritası şöyle: Orman kaybı: Türkıye'deki toplam orman alanlan 20.2 milyon hektar. Bu alan ülkenin toplam aİanının yüzde 25.9'una eşit. Ormanlar. hızlı sanayi- leşme. kontrolsüz kesimler. yangın- lar. asit yagmurlan ve erozyon sonu- cunda giderek yok oluyor. Ürün alma- bilen orman alanı yüzde 8.9. Bu alan toplam orman alanlannın yüzde44'üne eşit. Geriye kalan yüzde 56"lık alan- da. verim gücü düşük ya da verimsiz ormanlar bulunuyor.. Hava kirliliği: Türkiye'de hava kir- liliği gene! olarak kalitesiz yakıtlar- dan, sanayi kurumlanndan ve motor- lu araçlardan kaynaklanıyor. Sanayi- den kaynaklanan hava kirliliği, "Yan- lış >er seçimi. abklann armosferc bıra- kılması ve .vetersiz teknoloji^den kay- naklanıyor. Havadaki kükürt oranın en yüksek oldugu 10 il Eskişehir. Ço- rum. Muğla Erzurum. Kütahya, Balı- kesir. Kırıkkale. Muş. Muğla ve Kah- ramanmaraş. Havadaki duman oranı- nın en yüksek olduğu 10 il de şöyle: Muş, Erzurum, Zonguldak, Afyon. Di- yarbakır. Sıvas, Denizli, Rize. Balıke- sir ve Gaziantep. Su kiriiligi: Denizlerdeki kiriilik ora- nı Avrupa ülkelerine göre daha az ol- masına karşm her geçen gün artıyor. Su kaynaklan, erozyon ve tarımsal gübre kullanımı nedeniyle de sürekli kirleniyor. Akarsuların kirlenmesi. ulaştıklan denizlerin de kirlenmesi- nin en büyük nedenlerinden binni oluş- turuyor. Çevre Bakanlığı"nın araştır- ma yaptırdığı akarsu ha%zalarındaki durum şöyle: Antaha Havzası: Bu ha\zanın kap- sadığı Antalya Traverten Platosu'nda- ki su kaynaklan. Aksu Çayı, Köprü- çay ve Manavgat nehirlerinde büyük bir kirlenme bulunmuyor. Ancak uz- manlar, atıklann depolandığı alanlar- • Türkiye'nin büyük bölümünde doğal denge giderek bozuluyor. Yargının çevreyi korumak için aldığı kararlar uygulanmıyor. Kara tabloya yakın gelecekte siyanür ve nükleerin yaratacağı sorunlar da eklenecek. da hidrojeolojik faktörlerın dikkate alınmaması durumunda yakın gele- cekteki tehlikeye ilişkin uyanyor. Kıalırmak Ha\zası: Türkiye'nin en uzun akarsuyu olan Kızılırmak, kay- nağındayumuşakveıçılebilirözellik- lere sahip olmasına karşın. özellikle Za- ra'dan sonra su yatağınınjipsli ve tuz- lu araziye girmesiyle büyük ölçüde değişiyor, sulama suyu olarak bile kul- lanılmaz duruma geliyor. SakaryaHavzası: Sakarya Nehri 'ne. yan kollanndan büyük ölçüde evsel \e tarımsal kirlilik yükü geliyor. Seyhan Havzası: Bu ha\ zada > apı- lan çalışmalarla, yerleşim yerlerinin. maden yataklarının. tarımsal ve en- düsrriyel faaliyetlerin olumsuz etkile- ri ortaya çıkanldı. Meriç Havzası: Çerkezköy Organi- ze Sanayi Bölgesi'nde faaliyet göste- ren kuruluşlann büyük çoğunluğunun atık sulan. Ergene'nin bir kolu olan Çor- lu Deresi'ne boşaittlması sonucu bu de- rede olağanüstü bir kirlilik oluştu. Me- riç Nehri de sanayi atıklan nedeniyle kirlendi. Susurluk HavTası: Havzada yer alan Nilüfer Çayı. hem organik hem de ağır metaller açısından aşırı derecede kir- li durumda. Simav Çayı. Bigadiç Bo- raks Maden Işletmeleri'nın bor >üklü atık sulannı. Balıkesir-SEKA Paşa- köy Kâğıt Fabrikası'nın atık sulannı alıyor. Mustafa Kemal Pasa Çayı. yö- redeki sanayi kuruluşlannm atıklany- la kirleniyor. Orhaneli ve Emet çayla- n da atıklar nedeniyle kirlendi. KuzeyEge Havzası: Bakırçay. Mad- ra, Havran. ve Akçin çaylan ile Bur- haniye ve Güzelhisar dereleri bu hav- zada bulunuyor. Havzanın akarsulan, Soma Linyit ve Termik Santrah'nın atıklan tarafından kirletiliyor. Gedİ2 Havzası: Demirci, Deliniş, Selendi, ve Gediz çaylan. evsel ve ta- nmsal atıklar nedeniyle kirli akıyor. Veşilırmak Havzası: Yeşilırmak'ın önemli kollanndan biri olan Çekerek Irmağı. yörede yapılan yoğun tarım nedeniyle kirlendi. Yörede bulunan Tersekan Çayı'nı da, SEK fabrikası, şe- ker fabrikası \e et kombinasmın atık- lan kirletiyor. GöUer: Tuz Gölü Ha\zası'nm kir- letici yük parametrelerinin. matema- tiksel modelleroluşturularak istatiksel değerlendirmeleri yapıldı. Bu değer- lendinmede. deterjan. azot, yağ ve gres. organik madde. kükürt. nitrat gibi mad- delerin gölde kirlenmeye yol açtıkla- n ortaya çıktı. Aynca, Sapanea. Man- yas. tznik, Eber. Karamuk. Burdur, Ulubat \e Akşehirgöllerinin suyu çe- şitli nedenlerle kirli durumda. Türkiye'deki arazilenn yüzde 20'si orta şiddetli. yüzde 36.4'ü şiddetli, yüzde I6'sı da çok şiddetli erozyona uğruyor. Önlem almmazsa. Türkiye 21. yüzyı Ida çölleşme tehlikesiyle kar- şı karşıya kalacak. Gelecek yıllarda Türkiye'yi bekle- yen 2 büyük çevre sorunu ise siyanür- İeme yoluyla yapılacak madencilik ve nükleer santrallar. İtaha'nın Milano kentinde dc- vam eden Avrupa Artistik Buz Pateni Şampiyonası'nı izleyen- ler "güzeP sıfatının buzlar üze- rinde somutlaşüğına tanık oldu- lar. En dikkat çekici isimlerden 22 ya^ındaki Alman patenci Tan- ja Szevvczenko(iistte), kısa prog- ramda gösterdiği performansla göz doldurmasına karşın bronz madaNayla yetindi. ÇiflUerde ise Rus Pasha Grishuk- Yevgeny Platm ikilisi (yanda) altın ma- dahaya uzanırken göz doldurdu. (Fotoğraflar: REUTERS) Uzmanlar 'Silah kullanımı psikolojik' İstanbul Haber Servisi - Sılahlanma karşıtı L'mut VaWı Başkanı Nazire Dedeman silahın. şiddetin öldürücü uç noktası olduğunu belirterek devletin ruhsatsız silah kullananlara agır cezalar getirecek caydıncı önlemler almasını istedi. Uzmanlar da ülkemizde bu denli yaygın olan silah kullanımının ölüm ve ciddi yaralanmalara neden olduğuna dikkat çekerek "Kişi elinin altında olduğu zaman öfke anında silahı kullanır. Bu nedenle silah alımı kesinlikie kontrol albna alınmab" di) orlar. Umut Vakfı Başkanı Nazire Dedeman, toplumdaki şıddete baş\ urma gereksinimi ve silah kullanımını ortadan kaldırmak gerektiğinı söyledi. Şiddete ve sılaha baş\urmaksızın bölgesel ve toplumsal koşullann değiştirilmesi gerektiğini \ urgulayan Dedeman, silahın meşrulaştmlmasının, şiddetin meşrulaştınlmasına neden olacağını kaydetti. Psikiyatr Prof. Dr. Özcan Köknel. son zamanlarda silah kullanımının işsizlik, enflasyon. göçlerle ortaya çıkan kültür çatışması, hızlı nüfus artışı \e çocukların dısiplınsiz yetişmesi sonucu arttığını söyledi. Psikolog Kurban Özuğurlu da okuma. sanatsal aktiviteler, spor gibi etkinliklerle ılgilenmeyen insanlann silahla daha haşır neşir olduklannı ifade etti. SAK USTUNDE MÜJDATGEZEN Yangın Televizyonda belki siz de izlediniz. Bir yangında eli bıçaklı bir deli evini ateşe veriyor ve söndürmeye gelen itfaiye eıierine saldınyor. Kaçışan kaçışana. Can pazarı, kolay mı?.. Ben Batı'da yangın gördüm. Bu ve benzeri olaylara hiçbir zaman itfaiye yalnız gitmez. Önde ambulans, arkada itfaiye otolan, arkada polis... Hep böyledir bu. Eğer orada polis görevlileri olsaydı böyle bir olay olmayacaktı. Belki bizde de olur, gelecekte. Dr. Mehmet MSM öğrencileri genellikle çok yetenekli, ama genellikle de çok zengin çocuklar degildirler. Opera bölümümüzden mezun olan bir öğrencimiz Başak Girgin Devlet Operası'na girmiş. Onu ve değerli hocası Selma Berk'i kutluyorum. Bir opera şan öğrencimiz ise ses tellerinden ameliyat olacak. Ama dediğim gibi maddi olanaklarımız sınırlı. Dr. Mehmet Ömür, bu önemli ameliyatı ücretsiz yapmayı teklif etti. Kendisine buradan açık teşekkür ediyorum. Ben doktortan boşuna sevmem. Metin Akpınar'a mektup Sevgılı Metin... Senı sevdiğımı bılirsin. Yıllarca nasıl övdümse. eleştirime de hoşgörü ile yaklaşacağını umuyorum. Yazarak övmüştüm, yazarak eleştiriyorum... Bin beş yüz kişiye iftar yemeği vermişsin. Allah kabul etsin. Ama televızyon dizinde oynattığın öğrencilerimin parasını ödemedın. Birinin 600.000.000.- TL alacağı var. Sekız bölümün parasını alamamış. Bu çocuklar bu paralaria ev kiralarını ödüyorlar. Tabii onları zor durumda bırakmam, arna sen TV kanalından alamadın diye onlara ödememezlik yapamazsın. O zaman herkes yapımcı olur. Ben bu çocukları dört yıl süreyle hiçbir ücret almadan okutuyorum. Gerçi bin beş yüz kişi degıller, ama iki yüz kırk öğrenciyi dört yılla çarptığında ona yakın bir rakam çıkar ortaya... Bunlar çok nitelikli çocuklar. Gencecik. O paralarla kendi yaşamlarını kurmaya çalışıyorlar. Sen vermezsen ben vereceğım. Sakın söylediklerimden alınma. Arkadaşımsın, ama onlar da benim çocuklarım. Senden rica ediyorum, borcunu öde. Zeki'ye de aynı sitemi ettiğimı söyle lütfen. Dostlanm bana, "Böyle biryazı yazarsan yanlış anlaşılır, sen de komedyensin onlar da, kıskandın sanırlar" dedi. Ben aynı kanıda degılim. Sen bilirsin ki kimseyi kıskanmam. Öyle olsa oyun yazıp, gelip sahneye koyar mıydım senin tiyatronda? Ben yasaklıyken parodi yazıp Zeki ile televizyonda oynaman için verır miydim? Burada ben gazete yazarıyım, sen de bir sanatçısm. Hem de çok iyi işler yapmış bir sanatçı. Ve de sevdiğim arkadaşımsın. Ama bunu, ondan bundan kötü biçimde duyacağına benden duy daha iyı dedim. Haydi canım arkadaşım, şu işi hallet. Sağ ol. Bir arkadaşım daha gitti. Gerçekte o doksanın üzerinde, ben ellinin, ama gene de biz arkadaştık. Yaşamım- da bu kadar esprili birini az tanıdım. Bir keresinde Sadık Şendil'e soımuştum: "Sadık Abi, Safıye Ayla çok yaşlı mı- dır" diye. "Hayır, demişti, Safiye genç- tir. Yalnız bir keresinde Mısır'a konser vermeye gitmişti, Ehramları gezerken Sfenks'i görünce şaşırmış ve: 'Allahım bu ne muhteşem şey' deyince, Sfenks Safiye Ayladile gelmiş ve: 'Anne beni tanımadın mı?' demiş"... Bu şirin espriyi yıllarca sahnelerde anlattım. Safiye Abla'nın kulağına gitmiş. "Ulan ben o kadaryaş- lı mıyım, önümüzdeki hafta yetmişime basacağım" demişti. O zamanlar sek- senini henüz geçmiş olan, zekâsı son derece çabuk biriydi. Bedia Muvah- hit'le espiri konusunda sık sık kapışır- lardı. Bir tarih daha göçtü gitti. Sesi beni büyülerdi. Artık yok. Meslekler Bu haftaki mesleğimizdemesleksizleri anlatacağız. Çetin Altan bu meseleye taktı. Ne kadar da haklı. Mesleksizlerin oranı bizim ülkede, gerçek mesleklilere oranla %67 daha fazla imiş. Yani gerçek meslek sahibi olanların oranı %23. Bunu tabii Devlet Istatistik Enstitüsü yapmadı. Biz uyduruyoruz. Ama her şakanın altında bir gerçek payı vardır. Örneğin benim mesleğim gazetecilik midir?.. Her ne kadar 1970 yılından bu yana birçok gazetede bordrolu olarak çalışmış olsam da gene benim asıl işim mizahçılıktır. Mesleksizler ikiye aynlır. Birinciler: Hiçbir mesleki eğitim almamış mesleksizler, ikincisi: O mesleği yaptığı halde o işten hiç haberi olmayan mesleksizler. Yani aslında politikacı, ama işten haberi yok adamın... Bunlann sayısı yüz hanelerindedir. Yani iki sıfırlı haneleri geçmez. Zaten Meclis'te de beş yüz elli koltuk var. Mesleksizler, hiçbir iş bilmedikleri halde özellikle devlet kasasından iyi para götürürler. Zaten devletin malı, parası denizdir bizde. Bu nedenle mesleksizler bu konuda özürlüdürler. Tabii götürecekler. Götürmeseler ayıp. Onlar işi yaparlarken, etraftan, eşten ' AMAM dosttan malı götürenler de ifît M&PI mesleksizlere çok büyük katkılarda bulunurlar. Hatta bazılan çok namuslu görünümü altında, milyarlan götürürler. ı \y> jfr = ?^__Y^ r ı Mesleksizlik mesleği ülkemizde \ W F^±P&.> t saygınlığını daima korur ve koruyacaktır. Ne mutlu mesleksizim dıyene. Yıl 1943'ün 29 Ekim'i. Ben dönyaya gelmlşfrn. Bîrkaç ay sonra da o. Arkadaş olduk. Zaten anne ve babalanmız ar- kadaşmış. Dört beş yaşımızagelincesokaklaraçıktık. Bir- likte top oynar, yaramazlıklar yapardık. Sonra yedi yaş geldi. Ikimiz okula gittik ifk kez. Sonra ortaokul, lise. Derken genç olduk. Hemen her günümüz biriikte ge- çerdi. Tatlı, esprili, kimse için kötü konuşmayan, yürekli birarkadaştı. ilk arkada- şım işte. O, ağabeyi Erden, Hayri, Saim, ben aynı yaşta olduğumuzdan çok ya- ktndık birbirimize. Sonra yavaş yavaş askerlik, evlilik, iş yaşamı derken uzak düş- tük birbirimizden. Ama sık sık arkadaş toplantılarında bir araya gelir, onun fıkra- lanyla gülerdik. Izmir'e gitti, evlendi, çocukian oldu, eşinden ve işinden ayntdı. Uzakdüştük birbinmizden. Geçen akşam bir telefon aldım. Ergün ölmüş. izmir'den kız kardeşine telefon açmış, "Benim sağ tarafıma inme indi, sana bu tetefonu sol elimle çeviriyorum, yalntzım, belki bir daha arayamam " demiş. Arayamamış da. Kardeşleri Izmir'e vardıklannda artık yokmuş. Üç gün önce kakJtrdık Ergün'ü. ilk arkadaşımdı. Elli dört yıllık. Yanm asn aşkın. Onu bir daha göremeyeceğiz. Eskiden babalanmızın arkadaşlannın cenazelerinde buluşurduk. Şimdi kendi ar- kadaşlarımızın... Onu o kadar severdim ki, gömdüğümüz gece rüyama girdi. Ku- zenim Mehmet aradı, "Ergün'ü sabaha kadarrüyamda gördüm" dedi. Yücel - o da yakın arkadaşıydı- telefon etti, "Onu rüyamda gördüm, hiç gözümün önün- den gitmedi" dedi. Sahiden iyi adamdı. Çok genç gitti. Sizler Ergün'ü tanımadı- nız. Ama tanısaydınız onu portre yapmamı hoş görürdünüz sanıyorum. Rahat uyu carum kardeşim. Ama erken gittin, bunu da bil... Sent hep sevecegiz. BANA GELENLER: KİTAP: B. Mazhar Üreten / Kemalizm - Ahmet Erkanlı / Ahmetris Karikatürleri (Albüm) - Fikret Tartan / Altmışında Bir Taze (2 cilt) - Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvan'ndaki iç kanşıklık bir geniş mektupla bildirilmiş. Sanat yuvalannı bir an önce YÖK'ten kurtarmak gerekryor. Özerk konservatuvarlar tek çıkış ve kurtuluş yoludur. MEKTUPLAR: Balıkesir'den Zeliha ilgör... Lise mezunu olman ve sınavları kazanman MSM öğrencisi olman için yeterli. Başanlar. istanbul'dan Gaye Hafer MSM'ye uğra, sınav koşullannı iyice öğren. Pazarın fıkrası Öğretmen derslere bir renk getirmek için hep bilmeceler sorarmış: "Çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin tane?.. Nar... Dışı yeşil, içi kırmızı?.. Karpuz..." Çocuklar bunları bilip mutlu olurlar ve derslere daha bir sıkı sanlırlarmış. Bir gün öğretmen derse girmiş ki hepsi acayip yaramazlıklar yapmakta. "Susun, oturun" para etmiyor. Öğretmen elini hızla masaya vurmuş ve bağırarak: Bihncide ihtar, ikincide tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir" deyince arkadan, Temel'in oğlu Murat el kaldırmış: "Ceviz" demiş. Poroy Değerli karikatürcü Semih Poroy "Yılın Karikatürcüsü" ödülünü aldı. Onu kutluyorum. Gerçekten çok iyi çiziyor. Teşekkürler Semih. Kezban Kezban Yaşamul çok iyi bir sunucudur. Onu hem insan olarak hem mesleğinde çok severim. Kanal D'de sabahlan programa başladı. Ona başan diliyorum. Çok ilgi çekici sohbetler yapıyor. Başanlı olacağını biliyorum Kezban. Aziz Nesin ilköğretim Okulu Bir mektup aldım. Içine 1 milyon koymuş. Gönderen: Aziz Nesin. Onceden de gelmişti. Ikinci bağış: Çatı Restoran sahibi Hasan Özen'den. O da yüz milyon bağışlamış. Ankara'dan A. Oztürk beş milyon göndermış, kendisinden dört yüz bin lira masraf almışlar. Vakıflara bu uygulanmamalı. Herkese teşekkürler. Vakıfbank- Çatalca. 21. Yüzyıl Az kaldı. Geldi sayılır yeni yüzyıl. Ve biz yirmi birinci yüzyıla geldiğimizde nelerle uğraşıyoruz: Cenaze namazında kadınlar önde mi olmalı, arkada mı?.. Meclis'in avizeleri ucuza mı temizlendi, pahalıya mı?.. Trafık cezalan arttınlmalı mı, arttınlmamalı mı?.. Susurluk çözümlenecek mi, çözümlenmeyecek mi? Kamer Genç'in TBMM Başkanvekili olduğu ülkede 21. yüzyıl gelse ne olur gelmese ne olur?.. Kamer'i sevmediğimden değil. Yani biz böyleyiz demek istiyorum... Helikopter Evet, yazar Tuncer Cücenoğlu'nun böyle bir tiyatro oyunu var, ama ben başka bir helikopterden söz edeceğim. Sikorsky helikopteri bu. Denizli'den, beyin fonksiyonlan durmuş bir çocuğun organlannı, babası, hastalara, organ bekleyenlere bağışlıyor. Hastane Izmir'de. Dört saat içinde organın Denizli'den Izmir'e yetişmesi gerek. Gece karayolu dışında seçenek yok. O da dört saati aşıyor. Bu sırada imdada, bir savaş helikopteri yetişiyor. Sikorsky. Organlan aldığı gibi Izmir'e yetiştiriyor ve beş yaşam yenileniyor. İki kişi hayata dönüyor. Savaş helikopteri hayat kurtarıyor... Bir üsteğmen de yeni yıl dileği olarak "mermi yerine çiçek atan silahlar" dilemişti, anımsarsınız. insan öldürmek amacıyla yapılmış bir savaş aracının yaşam kurtarması çok duygulandırdı beni. Keşke başka bir şeye gerek kalmasa ve bu araçlar hep bu amaçlarla kullanılsa. Yaşamak ve yaşatmak gibisi var mı? Pazarlık ve duvarlık sözler Eğer hâlâ ruh sağlığınız bozulmuyorsa, ruh sağlığınızda bir bozukluk var demektir. Beni güldürenler Bu hafta beni en çok güldüren Mesa'nın ilanı oldu. Nurol firmasını tanımıyorum, ama Mesa'yı iyi biliyorum. Tam sayfa gazete ilanının 6. maddesi hem gülünç hem ilgi çekici idi. "Ürettiûimiz konutlara, kamu görevlilerinin de BEDEÜNİÖDEYEREK sahip olmaları en tabii haklandır" diyor... Gayet tabii. Ama Emin Çölaşan bunun böyle olmadığını ispatladı ve kimsenin sesi çıkmadı. Sayın Kalemli'nın kızı bu dairede oturuyor. Ne anlaşma var ne tapu var, ne de para ödendiğine dair bir belge. Eğer var idiyse Çölaşan bu iddiayı öne sürdüğünde hemen gösterilmeliydi. Mesa hediye vermeyi gelenek haline getirmiştir. Benim geçen hafta ortaya koyduğum iki hediyeye "Hayır, böyle bir şey yoktur" diyebiliyor musunuz Mesalılar?.. Siz işlerinizi yürütebilmek için rahatlıkla hediye verebiliyorsunuz. Aksini söylüyorsanız Beşiktaş Belediyesi'ne verdiğiniz "Akatlar Kültür S/fes/"nin ve Aksoy Grubu ile ortak yaptığınız "Altunizade Kültür Sitesi"ri\n hediye olmadığını ispatlayın.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle