Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 OCAK 1998 PAZAR
HABERLER
Erbakan, Çelik, Kazan, Yılmaz, Ceylan, Tekdal ve Karatepe öfkeleri ve sivri dillerinin kurbanı oldular
Refah'ın soıııımı onlar getirdiHaber Merkezi- Refah
Partısi'nin kapatılmasına
yol açan Anayasa Mahke-
mesi'ndeki davaya partinin
"srvri diHi" olarak nitelenen
6 milletvekilinin konuşma-
lan neden oldu. Anayasa
Mahkemesi"nin karannda
"Beyanve e>lemJeri\le par-
tinin kapatümasına neden
olduklan" belırtılen Nec-
mettin Erbakan, İ.Halil Çe-
lik. Şevket Kazan, Şevki Yıl-
maz, H. Hüseyin Ceylan,
AhmetTekdal ve Şükrü Ka-
ratepe öfkeleri ve sivri dil-
lerinin kurbanı oldular. Re-
fah'ın sonunu hazırîayan bu
kişilerden özellikle İ.Halil
Çelik, Şevki Yılmaz ve
Şükrü Karatepe. eylem ve
konuşmalanyla toplumda
zaman zaman büyük tepkı-
lere de neden oldular.
Necraettin Erbakan:
23 Mart 1993 günü TB-
MM Başkanı Hüsamettin
Cindoruk'un başkanhğında
siyasi parti liderlerinin ana-
yasa değişikliği konusunda
Hasan Hüseyin Ceylan
yaptıklan 3. toplantıdakı
konuşma:
"Benim inandığun şekil-
de sen yaşayacaksın tahak-
kümünün ortadan kalkma-
sını isthonız. Çok hukuklu
bir sistem olmalı. Vatandaş,
genel prensiplerin içerisinde
kendi istediği hukuku ken-
disi seçmeli. Bu bizim tarihi-
mizde de olagelmişür. Bizim
tarihimizde çeşitii mezhep-
ler olmuştur. Herkes kendi
mezbebine göre bir hukuk
içinde yaşamıştır. Ye de her-
kes huzur içinde yaşamıştır.
Niçin ben başkasının kalıbı-
Ahmet Tekdal <•
na göre yaşamaya mecbur
olayım? Hukuku seçme
hakla, inanç hürrtvetinin ay-
nlmaz bir parçasıdır."
19. yasama döneminde
RP Meclis grubunda:
"Şimdi ildnci bir önemli
nokta. RP iktidara gekcek,
adildüzen kurulacak. Sorun
ne? Geçiş dönemi yumuşak
mı olacak, sert mi olacak;
kanlı mı olacak, kansız mı
olacak? Bu keümekri kui-
lanmak bile istemiyorum, a-
ma bunlann terorizmi kar-
şısında herkes gerçeği açık-
ça görsün diye bu keümele-
İbrahimHalil Çefik
ri kullanmak mecburiyeti
duyuyorum. Türkiye'nin şu
anda bir şeye karar vermesi
lazım. RP adil düzen getire-
cek. Bu kesin şart Sorun ne?
Geçiş dönemi yumuşak mı
olacak, sert mi olacak? Tat-
lı mı olacak. kanlı mı? 60
mflyon buna karar verecek."
Sıvas-Sıcak Çermik'te:
"Sen RP'ye hizmet et-
mezsen, hiçbir ibadetin ka-
bul olmaz. Çünkü başka
riirlü Müslüman olamazsm.
RP bir ordudur. Bütün gü-
cünlc bu ordunun büyüme-
si için çalışacaksın. Çalış-
Şevki Yılmaz
mazsan patates dinindensin.
Bu parti İslami Cihat ordu-
sudur."
Devnm yasalanyla ya-
saklanan tarikatlann lider-
lenne Başbakanlık Konu-
tu'nda iftaryemefi.
Hasan Hüseyin Ceylan:
14 Mart 1993 tarihinde
Kınkkale'de:
"Bu vatan bizündir. Re-
jim bizim değildir. Rejim ve
Kemalizm başkalannındır.
Türkiye yıkılacak beyler.
Türid>e Ceza> ir olur nıu dt-
yorlar? Orada yüzde 81 na-
sıl olmuşsa yüzde 20 falan
Şev ket Kazan
değiL yüzde 81 'lere ulaşaca-
Teke Tek programında:
"Asker kalkıîuş diyor ki,
PKK'li olmanıza müsaade
ederiz ama şeriatçı olmanı-
za asla. Bu kafa> la çözemez-
siniz. Çözüm isterseniz şeri-
atçılıknr."
Ahmet Tekdal
RP Genel Başkan Yar-
dımcısı Ahmet Tekdal'ın 24
Kasım 1996'da Kanal D'de
yayımlanan konuşması:
"Türkiye'de hak nizamı
tesis ermek isteyen siyasi
kadronun adı, RP'dir."
RP örgütlerinde büyük sessizlikİZMİR (Cumhuriyet Ege Büro-
su)- Anayasa Mahkemesi'nin Re-
fah Partisi'ni kapatma karannı al-
masının ardından yurt genelinde-
ki RP merkezlerindeki örgütler
büyük bir sessizliğe gömüldü.
Ege Bölgesi'ndeki il başkanla-
n ve partililer, dün akşam Izmir'de
gerçekleştirilen ve Necmettin Er-
bakan'ın da katıldığı ıftar yeme-
ğineakınetti.
lzmır'de parti merkezinın önü
her önemli karar öncesi ve sonra-
sında olduğu gibi bu kez kalaba-
lık değildi. II merkezinde bulunan
az sayıdaki partilinin geçmiş dö-
nemlerdeki o coşkulu söylemleri-
nin yerini belirsiz bir bekleyişin
aldığı gözlendi.
Kapatılan RP'nin lzmir II Baş-
kanı Ibrahim Demirci, partileriy-
le ilgili böyle bir karan bekleme-
diklerini, 4 milyon üyesi bulunan
RP'nin 2-3 kişinin söyledigi söz-
ler gerekçe gösterilerek kapatıl-
masının 28 Şubat 1997'de başla-
yan sürecin bir uzantısı olduğunu
söyledi. Demirci. DYP Genel Baş-
kanı Tansu Çiller'i de RP'nin ka-
patıldığı gün Yüce Divan "a götür-
mek isteyen karann çıkmasını bir
tesadüf olarak değerlendıremeye-
ceklennı belirterek. "•RPirticanın
degil Türkiye Cumhuriveti'ıun bir
partisi olmuştur. RP'nin devamı
olacak siyasi oluşum da bu çizgide
mücadelesini sürdürecektir" dedı
Izmir'de RP'nin kapatıldığı ge-
ce sıcak saatler de yaşandı. Ata-
türkçü Düşünce Demeği'ne bağlı
BayTaklı Kültürevı'ninönceki ge-
ce taşlandığı. saldında kültürevi-
nin camlannın kırıldığı öğrenıldı.
Ege'deki diğer illerde de sessiz-
lik sürüyor. Muğla muhabirımız
Özcan Ozgür'ün haberine göre.
GENEL
RP lideri Erbakan, kapatma karannı yonımladıktan sonra Bursa'daki iftar davetine gitti.
RP'yle ılgılı karann açıklanması-
nın çok öncesınde partinin "tasfî-
je edilmiş olduğu" görüldü. RP
Muğla Teşkilat Başkanı RaşitGül-
han. partinin kapanmasıntn hiçbir
değışikhğe yol açmayacağını sa-
vunurken. "Herşev verli yerinde
duruyor. Biz çahşmaya de\ am edi-
yoruz. Üyderimiz burada duruvor.
Seçmenler burada duruvor. Yurt-
taşlar burada duru>or. Yargı kara-
nnı taruşmayız, yargıya saygdıyız"
dedi. Gülhan. ayrıca Muğla'da
RP'nin hiç bir maharlığının bu-
lunmadığını. tüm mallann kişile-
re aıt olduğunu da açıkladı.
Balıkesir muhabınmiz Coşkun
Yaman'ın ızlenımlenne göre de
RP'nin bu kentte de malvarlığı bu-
lunmuyor. RP tl Başkanvekili
Nevzat Özpelitoğlu. RP'nin tüm
mallannın kiralık olduğunu ya da
partililerin üzennde görüldüğünü
belirtti. Özpelitoğlu. "Örneğin il
ve merkez ilçe binalan da bize' ah
değildir. Bizim mülkümüz değil-
dir. Türkhe'de ünJcmli demokra-
si olduğu için her an bir parti ka-
panlabilir, biz de bu nedenle önle-
mimizi önceden aldık. Partinin ka-
panlması karany la birlikte Musta-
fa Kemal'in resimlerini. parti bay-
rağını, masa, sandahe ile karar
dcfterlerini görevlilere teslim ede-
ceğjz" diye konuştu.
Uşak muhabirimız Taşkın Öz-
ler'in verdiği bılgilere göre,
RP'nin tüm iftar yemekJeri iptal
edildi. Uşak'ta RP'liler bu konuy-
la ilgili açıklamada bulunmazdı-
lar.
Kapatma karan RP'de sinirlerin
gerilmesine neden oldu. YurtHa-
berler Senisi'nin haberine göre,
RP'liler Rize'de önceki akşam par-
ti binasında gelişmelen görüntüle-
mek isteyen, kendilerine yakın
Kanal 2000televizyonunun kame-
ramanı Ali Köroğlu'nu dövdüler.
Saldında yaralanan ve Rize De\-
let Hastanesi'ne kaldınlan Köroğ-
lu'na 7 günlük rapor verildi. Ka-
meramanı döven RP'li Cemal Ak-
su gözaltına alındı.
RP'li Büyükşehir Belediye-
si'nin yaptırdığı Köprülü Kavşağı
hizmete açmak için Kayseri 'ye ge-
len RP milletvekilleri Abdullah
Gül ve Saüh Kapusuzıl sınınnda
bağımsız Beledıye Başkanı Şükrü
Karetepe ve büyük bir kalabalık
tarafmdankarşılandı. Milletvekil-
leri ve Karatepe'yi omuzlara alan
partililer,"Refah kapaaJamaz",
"Türkrve sizinle gurur duyuyor"
şeklinde sloganlar attılar. Şükrü
Karatepe kapatma karanyla ilgili
şunlan söyledi: "Benimiçinsna-
set bitti. Sövieyecek bir şe> yok. Bu
karar daha önce \erilen karar. Be-
nim için bir yenilikgetirmivor." RP
Seyhan tlçe Başkanı Nevzat Ardıç
düzenlediği basın toplantısında,
"Tarihe hukuk cinayeti olarak ge-
çecek olan bu kararla aslında kay-
beden Türkiye oldu. Bu karar ca-
miamızı daha da büyütecek, dava-
mızı daha da güçlendirecektir" de-
di.
Işçı Partısı Adana İl Başkanı
Cemal Gören. Cumhuriyet Devri-
mi'nin savunulmasında büyük de-
ğer taşıyan karanndan dolayı Ana-
yasa Mahkemesi'ni kutladıklannı
bildirdi.
Şevket Kazan: Irak'ta
-Kuran'dan sure ezberle-
yenJerin cezalannın indiril-
mesini öngören" infaz reji-
mini öven sözleri.
ŞevkJYüjnaz:
Şevki Yılmaz 1955 yılın-
da Kocaeli'nin Derince il-
çesinde müftü Ali Efendi'in
ilk çocuğu olarak dünyaya
geldi. Imam Hatıp Okulu
orta kısmı ve Izmit Derince
Lisesi'ni de dışardan ta-
mamladı.
Liselı olduğu yıllarda
1973'teMSPgençlikkolla-
nnda hatiplik yapmaya baş-
ladı.
1974 yılında Şevket Ka-
zan'ın Adalet Bakanlığı dö-
neminde Bakanlıkta Özel
Kalem Müdürlüğü görevini
yaptı. 1980 yılında îstanbul
llahiyat Fakültesi'nden me-
zun oldu. Bir süre Din ve
Ahlak Dersleri öğretmenli-
ği yaptı.
2 yıl Avusturya tşçi Der-
nekleri Federasyonu Genel
Başkanlığı yaptıktan sonra
Almanya'nın Berlin kentin-
de bulunan Islam tlimleri
Okulu'nda öğretim görevli-
si olarak çalıştı. Avrupa Mil-
li Görüş Teşkilatı Genel
Başkan Yardımcılığı görevi-
ne getirildi. Almanya'da Ka-
rases Cemalettin Kaplan ile
yakın ilişkilerde bulundu.
Karases'in "sözde seriat
dev1eti"nin kuruluşunda
Türkıye'den sorumlu Ba-
kan"lığa getirildi.
Yurtdışındaki konferans-
lannda Abdullah Müftüog-
lu ısmini kullandı.
Şevki Yılmaz, 1984 ve
1989 yılında Rize Belediye
Başkanlığı, 1987 yılında
milletvekilliğine aday oldu
kazanamadı.
1991 yılında hac sırasın-
da hacı adaylanna Cumhu-
riyete, Kemalizme ve laikli-
ğe karşı mücadele etmek
için yemın ettirdi. 1993'te
Erzurum'daki bir konferan-
sı sırasında Atatürk için "56
yıl hayvan olarak yaşadT de-
di.
Abdullah Müftüoğludiye
aranırken 1994 yılında
RP'den Beledıye Başkanı
seçildi.
Belediye başkanlığı sıra-
sında rapor alarak hiçbir res-
mi ve ulusal bayram için
Atatürk anıtına çelenk koy-
ma törenine katılmadı.
Şevki Yılmaz. 1994
Ağustos'unda Atatürk'e su-
ikasttan idam edılen Ziya
Hurşit'in adını Rize'dekı bir
sokağa venmek isteyince
hakkında dava açıldı.
İsmet tnönü Bulvan'nın
adını Adnan Menderes ola-
rak değiştirirken "Katil ile
maktülün yerini değişnrdik.
Hak yerini buldu." açıkla-
masını yaptı.
SÜRECEK
Basbakan Yılmaz
'Siyasette
yeni bir
dönem
başladı'
İstanbul Haber Servisi - Basbakan
Mesut Yılmaz. Refah Partisı'nin
kapatılmasını kastederek
"Türkiye'de dünden (önceki gün)
beri \eni bir si>asi dönem
başlamıştır. Bu dönemin en önemli
aktörü ANAP olacaktır" dedi.
Basbakan Mesut Yılmaz. dün akşam
ANAP İstanbul İl Başkanlığf nın
Ataköy'dekı Marmara Et
Lokantasf nda \erdiği iftar
yemeğine katıldı. İftar vaktinden on
beş dakıka sonra yemeğe gelen
Yılmaz. vaptığı konuşmada,
ANAP'ın 15. kuruluş yıldönümünün
yaklaştığını anımsattı. Türkiye'de
kalıcı ve yararlı her şeyin ANAP
ıktıdan döneminde yapıldığına
dikkat çeken Yılmaz "ANAP, 6 aydır
iktidann büyük ortağıdır. MiUetin
ANAP'tan beklediği, koalisyon
olmasına bakmadan hizmetlerine
devam ttmesidir. 1998 yılı yeni
reformlann vılı olacaktır. Hukuk,
ekonomi, insan haklan, velhasıl,
toplum hayatımızın her alanında
1991 'de bıraktığırmz reform
hamlesini 1998'de yeniden
başlatacağız" dedi. ANAP'ın
hükümet ortağı olduğu 6 aylık
sürede sadece eğitim reformu değıl.
aynı zamanda vergı. idare, sosyal
güvenlik ve hukuk reformunun
altyapısınm da kurulduğunu belirten
Yılmaz şöyle de\am etti: "Dünden
(önceki gün) beri Türkiye'de yeni bir
siyasi dönem başlamıştır. Bu siyasi
dönemin en önemli aktörü ANAP
olacaktır. Önümüzdeki dönem,
Türkiye'nin geleceğini tavin etmcnin
firsatını da, sorumluluğunu da
ANAP'a vermektedir. Eğer siyaset
hizmetse o zaman hizmerin adresi de
ANAP'tır."
Basbakan Yılmaz ögle saatlerinde
de İstanbul Valiliği'ne giderek, Vali
Kutlu Aktaş'tan, Tstanbul'un
sorunlarıyla ilgili brifıng aldı. Saat
13.30'da valilige gelen Basbakan
Yılmaz'a, Istanbul'un sorunlanna
gösterdiği ilgı nedeniyle Aktas
tarafından bir plaket verildi. Aktaş,
brifingin birinci aşamasını kentin
yönetsel sorunlannın oluşturduğunu
belirterek, ikinci aşamanın da
asayişle ilgili olduğunu söyledi.
Daha sonra basına kapatılan brifinge
Içişleri Bakanı Murat Başesgioğlu,
Emniyet Genel Müdürü Necati
Bilican, İstanbul Emniyet Müdürü
Hasan Özdemir, İstanbul İl
Jandarma Alay Komutanı Kıdemli
Albay Baki Onuriubaş ile daire
müdürleri katıldı.
NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR oral.calıslar^f raksnet.com
Mehmet Ali Birand'ın hazırlayıp
sunduğu 32. Gün programında Fet-
hullah Gülen konusundaki değer-
lendirmeler, değişik tepkilere neden
oldu. Programda Nevval Sevindi ile
yaptığımız tartışma nedeniyle çok sa-
yıda telefon ve faks mesajı aldım. Ba-
zı yazarlar da köşelerinde bu konu-
da düşüncelerini dile getirdiler.
Herkesin görüşü kendine. Kimin
nasıl düşündüğü beni ilgilendirmiyor.
Toplumsal yaşama müdahaleye kal-
kışmadıkça herkes istediğini düşün-
sün, istediği fikirleri savunsun, iste-
diği gibi yaşasın.
Gelen çok sayıda faks içinden bi-
rindeki bir anlayış dikkatimi çekti.
Mektuptaki anlayışı tartışmak istiyo-
rum. Fethullah Gülen yanlısı olduğu
yazdığı mektuptan anlaşılan Genç
Tüccarlar ve Işadamlan Derneği (GE-
TİAD) Başkanı Habip Yıldız, kıbar
cümlelerle düşüncelerini açıkladık-
tan sonra şunlan belirtiyor: Sizin ge-
nel konuşmanızdan anladığımız ka-
darıyla; hayatınızda dürüst ve inanç-
'Doğru Tektir ve Değişmez' mi?
lannı kendi çıkarlan adına kullanma-
yan insanlarla tanışmama durumun-
da kalmışsınız. Bu da sizlere, yapılan
her şeyin altında bir çapanoğlu ara-
ma duygusunu geliştirmiş. Burada
bir defa daha ifade ediyoruz ki; bu in-
sanlann gelecekte hiç bir siyasi, po-
litik ve iktidar peşinde olmadıkları,
yalnız ve yalnız Allah nzasını kazan-
mak amacındadırlar. Tabiatıyla sizin
dünya görüşünüz İslami buudan
uzak olabilir. Biz bunu saygıyla kar-
şılıyoruz. Inanıp inanmamak ve ken-
di inancıyla yaşamını belihemek her-
kesin kendisine ait olan birkonudur.
Fakat dünyada doğru tektir ve değiş-
mez. Bu düşüncenın farkında oldu-
ğunuz inancıyla çalışma hayatınızda
başarılardileriz." (Cümle bozuklukla-
rını da koruyarak aynen aktardım.)
GETİAD Başkanı Habip Yıldız ne
diyor? "Doğru tektir ve değişmez."
Ben de tam bu nedenle, Fethullah
Gülen'in siyasi Islamcı olduğunu söy-
ledim. islamcı akımların tamamı,
doğruyu tek ve değişmez gören, bü-
tün yaşamı da buna göre örgutleme-
ye çalışan bir anlayışı temsil ediyor-
lar. itirazım buna. Dinı. her şeyı belir-
leyen bir ideoloji olarak yaşamınızın
merkezine oturtursanız, kaçınılmaz
olarak böyle bir sonuca varırsınız.
Doğru tekse neden tartışıyoruz?
Neden bilime gereksinim duyuyo-
ruz? Neden araştınmayapıyoruz? Din
ile bilim arasında böyle bir çelişme ol-
duğu kesin. Dinin kesin ve değişmez
doğruları var, bilimin ise her şeyden
şüphelenen, araştırarak yeni gerçek-
lere ulaşmayı amaçlayan hedefleri.
Bu nedenle dinde tebliğ müesse-
sesi kurulmuş. inanmayanlan ve şüp-
he edenleri, devamlı inanmaya ça-
ğırmak onların görevi. Siyasi islam-
cının normal Müslümandan farkı, ya-
şamı tümüyle dine göre yeniden dü-
zenlemek amacını taşıması. Bunun
için fedakârlık yapar, çaba sarfeder,
kendinı gelecek bir dünyaya hazırlar.
Diğer ınsanlara da bu yolu göster-
mek gibi bir görevi olduğunu düşü-
nür.
12 Eylül döneminde Erbakan ve
arkadaşlarıyla Ordu Dil ve Istihbarat
Okulu Tutukevi'nde birlikte kalıyor-
duk. Bir sabah erkenden iki parti yö-
neticisının bir tartışmaya tutuştuğu-
nu fark ettik. O zamanki adıyla
MSP'nin (şimdiki Refah Partisi) iki ta-
nınmış lideri, ezanı kimin okuyacağı
konusunda anlaşmazlığa düşmüş-
lerdi. Daha güçlü olan Oğuzhan
Asiltürk, İstanbul İl Başkanı Meh-
met Okulu kucaklayıp salona bırak-
tı. Amacına ulaşmış, ezanı okuma
hakkını zor da olsa ele geçirmişti.
Sonradan bu çatışmanın neden çık-
tığını araştırdık. Kavganın aslı şuydu:
Ezan okuyan kişinin sesinin ulaştığı
yerdeki insanların bütün sevaplan o-
nun da hanesine yazılıyormuş. Böy-
le bir inanış bu çatışmaya neden ol-
muş.
Sürekli birilerine dini duyurmak ve
tebliğ etmek, onlan yola getırmek gö-
revi, dincilığin temel işlevlerinden.
"Doğru tektir ve değişmez" diyen,
bunu başkasına da tebliğ etmekle
kendisini yükümlü hisseden anlayış,
tam anlamıyla totaliter bir potansiyel
içermiyor mu? Böyle bir bakış açısı-
nın gelecekte gücü yettiğinde bütün
hayatımıza müdahale etmek isteme-
yeceğini kim garanti edebilir?
Işte, tam da bu nedenle inanan,
inanmayan ve farklı inançlara sahip
olan herkes için bir ortak zemini an-
cak laiklik yaratabilir. Çok doğaldır ki
laiklik, demokratik bir sistem içinde
bir anlam ifade eder. Demokratik bir
sistem içinde zenginleşecek laiklik
hepimiz için bir güvence olabilir.
"Doğru tektir ve değişmez" diyen bir
inanç bunu nasıl içine sindirebilir,
merak ediyorum.
MİKRO
DINÇ TAYANÇ
Yaprak Dökümü
Bir çocukluk karabasanı mıydı, yoksa gerçekten
görmüş müydüm o fotoğrafı; çıkartamıyorum. Bir
elinde DP'li asası, boştaki eliyle Nurslu Sait'in eli-
ne "Bediüzzaman" niyetine davranan Türkiye Cum-
huriyeti'nin Reisıcumhuru Celal Bayar karabasan
mıydı, yoksa karanlık bir gerçek mi?
Çocukluk belleğim, bu yaşımın belleğini kandın-
yor olabilir ama şeriat tohumlannın atıldığı yıllann
1950'ler olduğu gerçeğini çocukkenden "görebili-
yorum"\
Tohumun ilk "yasal" ağacı Milli Nizam Partisi,
196O'lı yıllarda, şeriatçı örgütlenmenin "anaokulu"
olarak boy gösteriyor ve 12 Mart faşizminin bile
"kabullendiği" gerçeğe dayanılarak kapatılıyor...
Ardından gelsin Milli Selamet Partisi... Yıllar sonra
12 Eylül faşizminin bile göreceği gerçeği, önce or-
tanın solundaki Bülent Ecevit, ardından da Ame-
rikancı sağın Türkiye'deki temsilcisı Süleyman De-
mirel inanılmaz bir körlükle göremiyor ya da siya-
sal tutkuları yüzünden görmek istemiyorlar... Şeri-
atçı örgütlenme, 1980'e dek "iktidarortağı" olarak,
anaokulundan çıktığı hızla, ortayı da liseyi de biti-
rip üniversiteye adım atacak denli boy veriyor... 80'li
yıllann başında, darbecilikten "Aaanayasanın kefi-
li" olarak cumhurbaşkanlığına tırmanan Kenan Ev-
ren, elinde ve dilinde ayetler, hadisler, onlar da ol-
madı paşasal (!) "vecizeler" ile üniversiteden attığı
şeriatın "medreseleşmesine" yol açıp, yasakladığı
siyasilerin ettiklerine tüy dikiyor!
80'li yıllann sonuna dek, "böyyük" Turgut Özal'ın
icazetli kişilik ve yüzde 21 'lik cumhurbaşkanlığın-
da, şeriatın üçüncü ağacı, kollan göğe dallama,
yapraklan aydınlığı karartacak gölgelikte bir ulu (!)
çınar (!) olup çıkıyor; Refah Partisi.
Ve; 1990'lann ortalık yerinde RP, gene ve düpe-
düz "made in USA" etiketli bir başka "körsağa"yı,
Tansu Çiller'i Yüce Divan şantajı ile "teslim alıp"
bağdaş kuruveriyor iktidann tepesine...
MNP'den MSP'ye, ondan da RP'ye uzanan yol-
da; şeriatın "görünen " lideri aynı, "müdem'sler" ay-
nı, "talebeler" aynı, "tedrisat" aynı, söylem aynı, a-
maç aynı: "kafa" aynı, "beyinsizlik" aynı!
Aynı ve acı olan bir başka olgu; kendisine "sol"
diyeniyle, sağda olanıyla siyasilerin 1971 ve 80'de
faşist darbelere davetiye çıkartan körlüğü sürdür-
mesi!
Sonuç; çekirge bir sıçnyor, iki sıçnyor, bakıyor ki
ortalık boş, üçüncü kez de sıçnyor ve gene "dave-
tiye" çıkıyor!
Ama 1990'lann ve de 20. yüzyılın sonunda, Türk
Silahlı Kuvvetleri faşizmin oyununa gelmiyor. Gel-
meyince de "Cumhuhyeti koruma ve kollama" gö?
revi, bağımsız yargıçlardan oluşan Anayasa Mah-
kemesi'ne kalıyor...
"Olmuş ile ölmüşe çare bulunmaz" diyor bir ata-
sözü; dahası Islam "etiği" de "ölünün ardından kö-
tü konuşmamalı" buyuruyor... Buyuruyor da, kim-
se kendinde "nasıl bilirdiniz" sorusuna, "iyi bilirdik"
yanıtını verebilecek "takıyyeciiiği" bulamıyor!
"MNP gitti, MSP daha güçlü geldi. MSP gitti, RP
çok daha güçlü geldi. Şimdi RP gitti, yenisi yenil-
mez güçlülükte gelecektir" diyoriar "yasalparti ka-
patılınca, şeriat Cezayir'deki gibi kan dökerek or-
talığa dökülecektir" diyoriar; daha da ileri gidenler,
"Türkiye Refah'a teslim olacak" diyoriar; "irtica
mevkutelerinin karayobaz kalemleri, hedefgöster-
meye başladı bile" diyoriar!
Diyenlere de korkanlara da Eyüp'ten Karacaah-
met'e, Sahrayıcediften Merkezefendi'ye nice kab-
ristanda kimi mezar taşlannın üzerindeki yazılar ya-
nrt veriyor: "Ben de senin gibiydim, sen de benim
gibi olacaksın!"
"Sen de benim gibi olacaksın "ı anımsar anımsa-
maz, bağımsız yargının son karar organı Yargıtay'ın
Selçuk Parsadan hakkındaki cezayı onamasına
takılıyorum. Takılınca da Tansu Hanım'ı düşünme-,
den (!) edemiyorum!
Kadıncağız "Bizimle ne ilgisi var? örtülü ödenek
ile ne ilgisi var? Rahat olun, rahat olun " buyuruyor.
Bendeniz rahatım olmasına da, "Hani" diyorum,
"acaba Tansu Hanımcık Yüce Divan'ı boylarsa,
kendileri ve de şerefi tükenmeyen açıklama ve tek-
zipleriyle belgeli eşleri Özer Uçuran Beyefendi,'.
Türkiye 'deki rahatlıklannı ikinci (yoksa birinci mi) va-,
tanlan Amerika Birleşik Devletleri'nde sürdürmeyi
mi düşlüyoriar!"
Hani oralarda vergi denetimi belalıdır; maazallah,
kendilerini hapishaneye kapatılmış gibi hissetme-
sinler sonracıgmaül
Ana fikir: Hukukun kestiği şeriata acınmaz!
Ana fikrin ana fıkri: Kör kalasın demiyorum, kör,
olma da gör halini!
RP'nin kapatılmasma tepkiler
Erdoğan:Aynı inançla
devam edeceğiz
İstanbul Haber Servisi
- İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Tayyip
Erdoğan. RP'nin kapatıl-
masıyla ilgili olarak
"Her sancının arkasında
kutlu doğumlar vardır.
Kutlu doğumlann olma-
sı için bu sancılann çeki)-
mesi lazım" dedı Ekrem
Erdem de partinin kapa-
tılmasıyla oy oranlannın
yüzde 50'lere yükselece-
ğini iddia etti.
Erdoğan, Pendik'te ya-
pımı tamamlanan Hilal
Konutlarfnın anahtar
teslim törenınde yaptığı
konuşmada. bazı olayla-
nn sıkıntılı, sancılı olu-
şunun, insanlan rahatsız
etmemesi gerektiğini be-
lirtti. Erdoğan şunlan
söyledi:
"Türkiye'de siyaset de-
vam ediyor. Türkiye'de
hayat devam ediyor. Tür-
kiye'de bu inanca, bu dü-
şünceye sahip olanlar yol-
larına devam edecektir."
RP İstanbul Milletve-
kilı İsmail Kahraman da
partinin kapatılmasıyla
bir "hukuk hatası" ışlen-
diğıni öne sürdü.
Öte yandan Isanbut
Büyükşehir Belediye-,
si'nin düzenlediği "De»
mokrasi" panelinde ko-
nuşan Yeniden Doğuş,
Partisi Genel Başkanr,
Hasan Celal Güzel Ana-
yasa Mahkemesi'nin ka-
ranna çok sert tepki gös-
terdi. Güzel, karar için
"Saygısızlık duyuyorum,
şiddetle kınıyorum" ifa-
desinı kullandı.