14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 OCAK 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER TANSA Uğur Mumcu Mahallesi'nde • İstanbul Haber Servisi - Kartal Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, TANSA Tanzim Satış Mağazası'nın ikinci şubesini Ugur Mumcu Mahallesi'nde açtı. Sekmen, 17bin konutun bulunduğu bölgede, üreticiden tüketıcıye aracısız satiş y ^ n TANSA mağazasıyla kaliteli ve ucuz tüketim mallannın haLka ulaştınlacağını Karadayı 'yılm adamı' • Haber Merkezi - Türkiye "de îngilizce yayırnlanan Turkish Daily Nevvs editörleri. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Ismail Hakkı Karadayı'yı "yılın adamı" seçmeye karar verdiler. Gazetenin editörlerinin yaptıklan bu seçimde, Karadayı'nın zor dönemde Tûrk Silahlı Kuvvetleri'ni ustaca manevra etme yeteneğinin etkili olduğu belirtildi. Editörler, Türkiye'nin darbe sürecine girdiği bir dönemde Karadayı'nın usta manevTalan sayesinde ülkcdc kan akmasının önlendigine dikkat çekliler. Turkish Daily News «ditörleri. Genelkurmay ikinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir'in de benzer başarılar gösterdigini vurgulayarak özellikle komşu ülkelere şeriat ihraç etmeye çalışan lran'a karşı Türkiye adına gösterdiği tavırla takdir topladığını kaydettiler. ÖDP yeni yılda meydanlarda • istanbul Haber Servisi - ÖDP tstanbul ll Örgütü, yıl sonu değerlendirmesinde, MGK'nin 28 Şubat kararlanyla iktidara el koyduğunu, Susurluk sanıklannın serbest ve ıu,_ yeüşiflçnn, "Susurluk devlettir" tanımı yaptıklannı belirterek 1998'debanştan. özgürlükten ve emekten yana olanlann, 1997'deki gibi çetelere, asker vesayeöne. din devletine meydanlan boş bırakmayarak direneceğini bildirdi. Rektörden% basm merkezi' • İstanbul Haber Servisi - İstanbul Üniversitesi'nin yeni Rektörü Prof. Kemal Alemdaroğlu, seçilmeden önoe vaat ettiği basın merkezini kurdu. İÜ Rektörlüğü'nde kurulan merkezde, üniversite etkinlikleri ve öğrenci olaylannı izleyecek gazeteciler sürekli bulunabılecek. Merkezde, modem bağlantılı bilgisayar ve faks da bulunacak. Ameliyattan naklen yayın H İstanbul Haber Servisi - Türkiye'de ılk kez bir açılış sırasında bir ameliyat naklen yayımlandı. Bodrum'da kurulan özel bir hastanenin açılışı sırasında Prof. Selçuk Mercan'ın laporoskopik cerrahi yöntemi ile gerçekleştirdiği ameliyat, törcne katılan yüzlerce vatandaşa seyrettirildi. İSKİ cezaları arttırdı • İstanbul Haber Servisi - lSKl'nin. ölçûmlerin doğru yapılmasını engellemek amacıyla su sayaçlanna müdahale eden abonelere uyguladığı ceza, usülsüz işlemin bir yılda birden çok tekrarlanması durumunda, normal okumalı son günliik tüketimin 30 gün üzerinden hesaplanmasıyla tahsil edilecek. CHP'den panel • İstanbul Haber Servisi - CHP Şişli İlçesi Eğitim ve Kültür Komisyonu, 3 Ocak'ta partinin Şişli Ilçe Merkezi'nde "Türkiye'nin Sorunlan ve Çözüm Önerileri" adlı bir panel düzenleyecek. Panele Prof. Nurettin Sözen ve Prof. Sema Erder konuşmacı olarak katılacak. Anayasa Mahkemesi DYP'li 2 milletvekilinin başvurusunu geri çevirdi Ağar ve Bucak'aretANKARA (Cumhuriyet Bûro- su) - Anayasa Mahkemesi, Susur- luk skandalının odağmdaki DYP milletvekılleri Mehmet Ağar ile SedatEdip Bucak'm dokunulmaz- lıklannın kaldınlmasma ilişkin TBMM kararmın iptali istemiyle yapüklan başvuruyu reddetti. Bu kararın arduıdan Ağar ve Bu- cak'ın yargı önüne çıkanlması için herhangi bir engel kalmadı. Ağar, kararla ilgıli olarak "Arnk huku- ki süreç işleyecek" dedi. Mahke- me, RP ile ilgili kapatma davası- nın görüşmelerine de 8 Ocak gü- nü devam edecek. Anayasa Mahkemesi, 11 Ara- lık günü dokunulmazlıklan kaldı- nlan Ağar ile Bucak'ın karann ip- tali istemiyle yapnklan başvuruyu dün sonuçlandırdı. Heyetin dün- kü toplantısının ardından sonucu bildirmek üzere toplantı salonun- dan çıkan Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Gûngör Özden, Bucak'ın başvurusunun oybirli- ğiyle; Ağar'ın başvurusunun ise bazı bölümlerde oybirligiyle, ba- züannda ise oy çokluğuyla redde- dildiğini kaydetti. Susurluk kazasının ardından is- tanbul DGM Başsavcılığı'nca yü- riitülen soruşturma sonunda hazır- lanan fezleke 30 Ocak'ta TBMM Başkanlığı'na sunulmak üzere Adalet Bakanlığı'na gönderilmiş- ti. Fezlekede, DYP milletvekilleri Mehmet Ağar ve Sedat Bucak'a şu suçlamalar yöneltilmişti: Ağar: 3 yıldan 7 yıla kadar ağır hapis cezasını öngören Türk Ceza Yasası'run (TCY) "cürüm işlemek üzere teşekkûl olusturmak" eyle- mini düzenleyen 313/2-3,2 yıldan 4 yılakadar ağır hapis cezasını ön- gören "suç işleyen ldşileri sakla- mak"la Topal cinayeti zanlılannı savcıhğa bilgi vermeksizin Anka- ra'ya getirterek TCY'nin 296. maddesinde düzenlenen "görevini suiistimaT suçunu işlediği iddia edildi. Söz konusu suçlama me- mur derecesine göre 1 yıldan 3 yı- la kadar ağır hapis cezasını öngö- rüyor. Bucak: Fezlekede, Ağar'a yö- Bildiri Çiller: Sorumlu benim ANKARA (Cumhu- riyetBürosu)-DYP Ge- nel Başkanı Tansu Çil- ler, DYP Başkanhk Di- vanı bildirisinin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK)"fakslanması"nı sahiplendi. Komuta ka- demesine iletilmeden, Genelkurmay Basın Halkla tlişkiler Daire Başkanlığı tarafından iade edilen bildiriyi or- duya kimin faksladığı konusu DYP içinde tar- tışma yaratırken Çiller, "Bildiriye ilişkin bir so- rumlu mu aranıyor. DYP Genel Başkanı ola- rak benim. Bu bilgilen- dirmeyiben istedim. B0- dirinin arkasındayım" dedi. Çiller, yargıya müdahale etmek gibi bir amaclan olmadığını söyledi. Çiller, dün düzenledi- ği sohbet toplantısuıda 1997 yılının ülke açısın- dan mutluluk getiren bir yıl olmadığını, halkın büyük sıkıntı çektiğini, memur ve işçilerin mağdur edildiğini söy- ledi. 1997 yılında Tür- kiye'nin belki de cum- huriyet tarihinin en sı- kıntılı dönemini yaşadı- ğmı kaydetti. Çiller, DYP Başkan- lık Divanı imzasıyla ya- yımlanan bildirinin or- dunun siyasete çekil- mek istendiği yorumla- nna yol açtığmın anım- satılması üzerine, TSK'nin DYP'nin göz- bebeği olduğunu söyle- di. Türkiye'nin ordu- millet halinde olduğunu vurgulayan Çiller, şöyle devam etti: "Böyle bir suçlama arayanlar bize bakmasuılar. Birilerini mi anyorsunuz? Size söyleyeyim: Türkiye'de uzunca bir süre kimi si- yasi demeçlerini man- şetlerde verenter kim- İerse; ülkede insanian kaymakamlardan ba- kanlara kadar siyasi gö- rüşlerine göre fîşleyen- ler kimkrse ordumuzu siyasete kanştıranlar onlardır. Bunlann kar- ştsında oianlar ise bizle- riz." Bildirinin orduya gönderilmesi konusuna "Bu bügilendinnevi ben istedim" diyerek sahip- lenen Çiller, "En geniş şeküyle gerekli kurum- lar bilgi edinme hakkuu kullansınlar ve bilgi sa- hibi oteunlar diye gön- derildi" diye konuştu. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART neltilen "cürüm işlemek üzere te- şekkül ohışturmak" ve "suç işle- yen kişikri saklamak" suçlamala- n Bucak'a da yöneltildi. Fezleke- de, Bucak'ın aynca Ateşli Silah- lar Yasası'nm 13-2 maddesine muhalefet ettiği de öne sürüldü. Söz konusu madde 5 yıldan 8 yı- la kadar ağır hapis cezasını öngö- rüyor. Itirazı reddedilen Mehmet Ağar, herkesin Anayasa Mahke- mesi karanna saygılı olmasını is- teyerek "Bu karar konusunda faz- la detaya girmek istemi- yorum. Ancak şunu da söylemek istiyorum, hiç kimse Anayasa Mahke- mesi karannı tarüşma- sın.Kararaherkesin say- gı duyması lazun" dedi. RFdavası 8 Ocak'ta" RP'nin kapatılması istemiyle açılan davaya ilişkin toplantısı da 8 O- cak 1998 tarihinde saat 10.00'a ertelendi. Ana- yasa Mahkemesi Başka- nı Özden, RP hakkında- ki davanın "gefinen ince- leme düzeyinde bitdril- mesmin mümkün olma- dığuun görüldüğü" ge- rekçesiyle "oybirBğiyie'' ertelendiğini bildirdi. Özden. son imzasını da RP davasımn görüşül- mesine ara verilmesi ka- ranna atmış oldu. Özden. gazetecilerin sorulannı da Anayasa Mahkemesi Başkanı olarak son kez yanıtlar- ken görevinden huzur içinde aynldığını belirt- tı. Özden. "Sizin emek- lUiğinizden sonra dava- da kritik birdurum olur mu" sorusuna, "Benim cmekli olmamdan etki- lenecek olursa, mahke- meter mahkeme olmaz. Benim de bir oyum var. Bunlar gayn ciddi iddi- alar. Oy namustur, habr için o\ kullanıhnaz" ya- nıtını verdi. Özden, bir soru üzerine. RP davası- nın yansmm aşıldığını kaydetti. Parmak izi tespitinde otomasyon Yümaz: Polis teknolojinin gerisinde kalmayacak ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) -Emniyet Genel Müdürlü- ğü Otomatik Parmak İzi Teşhis Merkezi ve Olay Yeri Inceleme Otolan'nın hizmete girmesi do- layısıyla düzenlenen törende ko- nuşan Başbakan Mesut Yümaz. Türk polis teşkilatının, teknolo- jinin gerisinde kalamayacağını belirterek "Polisin teknolojinin gerisinde kalması, suçlulann ge- risinde kalması demektir" dedi. Demokrasi ve hukuk devleti- ni geliştirme ve yaşatmanın vaz- geçilmez bir ideal olduğunu be- lirten Yılmaz, "Bu ideale ulaş- mada, Türk polis teşkilaü çok ciddi görevler üstlenmiş ve bugü- ne kadar bu görevini büyük bir başanyla yerine getirmiştir" di- ye konuştu. Bir yandan suç ve suçlularla mücadele edilirken, insan hak ve hürriyetlerinin konınması gerek- liliğine de dikkat çeken Yılmaz, bu dengenin korunmasında tek- nolojinin getirdiği önemli im- kânlar bulundugunu kaydetti. Yılmaz şunlan söyledi: "De- mokrasi, her şeyden önce bir hak veözgüriükler rejimidir. Demok- rasilerde bireylerin hak ve hürri- yetierini kullanabflmeieri, huku- ka dayalı bir kamu düzeninin ku- rulmasına bağudır. Burada da en önemligörev polise düşmektedir. Polis teşkilatımızın. milletimizin huzur ve güvenüği devtetimizin ebedi varlığı, ülkemizin bölün- mezüği ve demokratik hukuk dü- zeninin sağlanmasında, insan hak ve özgürlüklerine sadakatle görev yapma anlayışuun payı as- la küçümsenemez. Türk polisi- nin en büyük silahı da, yasalann kendisine verdtgi yetki ve sonım- luluk anla> ışı> la buiikte mflleti- mizin sevgisidir." Törende bir konuşma yapan Içişleri Bakanı Murat Basesgi- oğju da, 1997 yılının. "münferit 1-2 hadise hariç polis açısmdan başanh bir yıl olduğunu" söyle- di. Emniyet Genel Müdürü Neca- ti Bilican da, yeni hizmete konu- lan sistemle birlikte saniyede 26 bin parmak izini karşılaştırma imkânına kavuştuklannı kaydet- Almanya'ya tavır, ingiltere'ye jest Savunma sanayii ihaleleri IsraüveİngUizfirmalam ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)- Savunma Sanayii lcra Komi- tesi dün Başbakan Mesut Yılmaz başkanlığında toplandı. Yaklaşık bir saat süren toplantıdan sonra açıklama, Savunma Sanayi Müs- teşan Yalçın Burçak tarafından yapıldı. Burçak, komitenin 48 adet F-5 uçagımn modernizasyo- nunun Israil firması IAI tarafın- dan yapılacağını bildirdi. Bu uçaklann F-16 uçaklannın versi- yonuna uygun bir biçimde moder- nize edileceğini anlatan Burçak, şöyle konuştu: "Bu uçaklar egitim amacıyla Inıllanılmalan nedeniyle, bu uçak- la eğitim yapan pilotumuz, F- 16'ya geçtiği zaman gerek kokpi- tinde, gerek avyoniklerinde her- hangi bir yadırgama çekmemiş olacak. Bir önceld icra komitesi toplanûsıoda iki fırma kısa listede kalmışü. Bunlardan biri Fransız Sagem firmasıyla Belçika'nın Sabca firmasuun konsorsiyumu, diğeri de krafl'in IAI firmasıydL Birbirine çok yakıntekliflerinot- ması dikkateahnarak kurulumuz nihai bir teküf daha ahnmasma kararvermişti. Bu zarflarçift zarf- la ve çift mühürlü olarak icra ku- rulunda açıldı ve F-S modernizas- yonunu Israil firmasuun kazandı- ğı ortaya çıktj ve karara bağtandL" F-5 uçaklannın modernizasyo- nunun yaklaşık 75 milyon dolara mal olacağını belirten Burçak, 48 tane uçağın önce gövde tadilatının yapılacağını, uçaklann kokpitin- de yer alan elektronik ve avyonik sistemlerin tamamiyle yenilene- ceğini bildirdi. Yalçın Burçak, icra komitesi- nin Kara Kuvvetleri Komutanlı- ğı'nın ihtiyacını oluşturan 5.56 çapındaki piyade tüfeklerinin üre- timine ilişkin ihaleyi de Ingıliz Heckler und Koch firmasmın ka- zandığını söyledi. Savunma Sa- nayii Müsteşan Burçak, bir soru üzerine, 12 Aralık'ta Lüksem- burg'da gerçekleştırilen Avrupa Birliği zirvesinin ardından Al- manya'nın ihalelerin dışında tu- tulması yönündeki karardan son- ra, Huckler und Koch'un bir Al- man firması olup olmadığını çok ciddi olarak araştırdıklannı söy- ledi. IRMIKIAYDIN ENGİN Biliyor musunuz, dün gece- nin pek anlamı yoktu. Hatta hiç anlamı yoktu. Yani, aslında bi- ten bir yıl filan yoktu. Dolayısıy- la yeni bir yıl filan da başlama- dı. Yani dünya güneşin çevre- sinde dönerken dün gece sa- at tam 24'te bir duraklama fi- lan yapmadı. Dönmesini öyle- ce sürdürdü. Zaten bu 24 saat meselesi de doğru değil. Çünkü Dünya kendi çevresindeki dönüşünü 24 saatte değil, 24 saatten bir- kaç saniye daha fazla zaman- da tamamlıy... Yok, öyie değil. Yani galiba öyle değil. Galiba 23 saat, 59 dakika, bilmem kaç saniyede tamamlıyor. Evet, evet, işte o yüzden, yılın son günü, gece 24'te bitmedi. Birkaç saniye önce bitti. O yüzden 1997 yılı da aslında ışıklar söndüğü sı- radaçoktaaan... Görüyorsunuz, "Bir yıl bitti, öteki başladı" muhabbeti ssç- mahk.Hele "1997 bitti, 1998'e Saçmalama Özgürlüğü... girdik" demek iyiden iyiye saç- malık. Yani Isa Peygamber, Meryem anamızın rahminden çıkıp ilk çığlığı saldığı an, Gü- neş - Dünya - Ay ilişkisinde bir şey değişmedi ki. Onlar gene dönmeye devam ettiler. Aynca "Isa'dan Sonra 1 yı- //"nın başladığı ana, 1 Ocak 0001 'de girmedik ki. Isa Kato- liklerle Protestanlara göre 24 Aralık'ta, Ortodokslara göre şeyde... Yani bunu tam bilmi- yorum ama, gene de 1 Ocak'ta değil... Yani en azından Katolik hesabına göre Isa'dan sonra 1 yılı başladığında Isa, 6 günlük topaç gibi bir bebekti. Diyeceğim bütün bunlar saçma. ••• Biliyorum, biliyorum, yukan- daki paragraflar da saçma. Ama gazeteci de olsanız ye- ni yılın ilk günü birazcık saçma- lama özgürlüğü olmalı. (Tabii "Herif, zaten sen her gün saçmalıyorsun" diyenlere lafım yok. Onlar sayfayı çevir- sin. Bir daha da bu köşeye göz atmasın. Bu köşede bu yıl da tıpkı geçen yıl olduğu gibi her gün, "saçmalamaya" devam Çünkü "saçmalıklar" yeni başlayan yılda da yanımızı, yö- remizi, sağımızı, solumuzu ku- şatmaya devam edeceğe ben- zer. Örneğin üç-dört gün sonra, bu pazartesi Eyüp Spor Salo- nu'na gideceğiz. Metin Gökte- pe Davası'ru izleyen gazeteci- ler, biten yıl boyunca ız sürdü- ler, bunu bu yıl da sonuna dek sürecekler. O gün Metin Gök- tepe'nin öldürüldüğü yerde keşif yapılacak. Tutanaklar tu- tulacak, mühüıier basılacak. Peki bu saçmalık değil mi? Bunca kanrta, bunca tanığa rağmen taa Afyon'da yargıla- ma yapılması, 13 duruşmadır bir arpa boyu yol alınması saç- malık değilse, söyleyin saçma- lık nedir? Bu yılın Mart ayının 17'sinde Çankın mapusanesindeyatan, kimi 18 kimi 24 yıla mahkûm beş haylaz delikainlının dosya- lan Yargıtay'da karara bağla- nacak. İzini süreceğiz. Sürece- ğiz de için için gülerek ya da söverek... Meclis'te pankart açan bu beş delikanlının top- lam 96 yıla mahkûm edilmele- rine saçmalık demiyorsanız, neye saçmalık diyorsunuz siz kuzum? Sonra... Yok, en iyisi vazge- çeyim. Hangi birini sayacağız ki? Ağar-Bucak davası mı de- sek; elini kolunu sallayarak do- lanan özel timcilere, alınlanna kurban kanı sürülmüş, "gurur duyduğumuz" yiğitlere mi gel- sek; "Susurluk'u çözmezsem başbakanlık bana haram ol- sun" demiş (ve sadece demiş) başbakanları mı tırmıklasak; yoksa rant gelirierinin vergilen- dirilmesini ve kayıt altına alın- masını bir (hatta iki ve pratikte üç) yıl erteleyerek Türkiye'nin uyuşturucu kökenli kara para cenneti kalmasına yeşil ışık ya- kanlardan mı söz etsek... Görüyorsunuz. Sayıp sırala- mak olacak iş değil. ••• Yeni yılın daha ilk gününde böyle iç karartıcı bir yazı yakı- şıkalmryor. Biliyorum. Kolayına gtdip "Bütün okuyuculara mut- lu, keyifli, onuriu bir yeni yıl di- lerim" demek mümkündü. Ko- laydı da. Ama doğru değildi. İş başa düşüyor. Yeni yıl.n mutlu, keyifli ve onuriu olması ve geçmesi galiba ve maalesef gene bize bağlı. Kolay gelsin!.. POLİTİKA GU1NLUGU HİKMET ÇETİNKAYA 'Umutlapımı Yıkma!./ Umutlanmızın ve sevdalanmızın çoğalacağı yeni bir yılın ilk günü... Belki bir şiir, bir şarkı bizi alıp götürecek güneşle uyanan kentlerin sokaklanna... Şairin dizelerinde yansrttığı ölümsüz bakışlar, dal- galar gibi yorgun olacak... Sevinçlerimiz üzüntülerimizden kopacak, bir sev- gi yaşantımızın içinden akıp gidecek... Bir ses duyulacak çiçeklerin açtığı bahçelerde, el- lerimizde uyanan umut, ısaz ormanlann içinde yan- kılanacak... Sokaklarda çocuklar göreceğiz, gençlerie omuz omuza yürüyeceğiz... 87 yaşında ölen bilim adamı Cahit Arf'ı bir gün mutlaka yediden yetmişe toplum olarak tanıyıp üç şarkı bilen sözümona sanatçılardan daha fazla de- ğervereceğiz... Bugün 1998'in ilk günü... Denize bakacağız, mavi gökyüzüne, beyaza bü- rünmüş Anadolu bozkınna... Şımak'ta umut toplayacağız, idil'de Türkçe bil- meyen çocuklaria söyleşeceğiz... Artık Hakkâri'de çöplükte yiyecek arayan çocuk- lar bombanın patiamasıyla ölmeyecekler... Tunceli'de insanlanmızın evleri yakılmayacak, as- ker-sivil kimse yaşamını yitirmeyecek, yaralanıp sa- kat kalmayacak... Güneydoğu'da okulsuz ve öğretmensiz köy olma- yacak, lise mezunu gençler dağlara çıkmayacak... Karadeniz'deki coşku, Akdeniz'de imbata dönü- şecek, büyük kentlerin varoşlanndaki insanlanmız bi- le bile zehirli mantar yeyip ölmeyecek... Faşistler ellerindeki bıçak, muşta, pala ve baltalar- la üniversite kentlerini, yurtlan basmayacak, tren gar- lannı teröristler bombalamayacak, polis çocuklan- mızı işkenceden geçiremeyecek... Bir huysuz acıyla değil, bir sevgiyle dokunacağız güllere... Kadınlar erkekleri sevecek, erkekler kadınlan incit- meyecek... • • • Bir kayısı dalında açan çiçek, bir ıhlamur ağacının yalnızlığı, bir çocuğun mavi gözlerindeki umut bizi, sizi yani hepimizi aydınlık sabahlara ulaştıracak mut- laka... Sesimiz duyulacak evrende... Seslerimiz çoğalacak... Umutlanmız, sevdalanmız biryıldız ışıldamasını an- dıracak, acılanmız, yalnızlıklarımız kaybolup gide- cek... Silah seslenyle bölünmeyecek uykulanmız, yargı- sız ınfazlarda boğulmayacak gençlerimiz, faili meç- hullerde ağlamayacak kadınlarımız, çocuklanmız... Derin gecelerdegörülen gölgelerYavorov'un can- lı arzulanna oyuncak olmayacak, uzatılmış başlar acı- larla öne eğilmeyecek... Gençlerimiz zindanlardan mektup yazmayacaklar bizlere, özgüriükler demokrasınin güvencesindefiliz- lenecek... Açık pencerelerden yaslanıp baktığımızda uçurt- malanmız allı, yeşilli renklerle umuda yolculuğa de- ğil, sevginin coşkusuyla buluşacak... Bereketli toprağın kokusu, savaşın değil, banş çi- çeklerinin habercisi olacak... Ağaçlarda inleyen rüzgâr, havada uçan kuş, yırb- lan göklerde söyleyecek şarkılanmızı... Artık ağlamanın değil, gülmenin mevsimidir... Geçip gidiyor zaman hiç farkına varmadan... Oysa ikibine iki var... • • • Kaderin kadehinde mi yaşayacağız hem acıyı hem de sevinci? Kınn bileklerimizdeki kelepçeleri... Bırakın bizi boşluğa... Almayın umutlanmızı ellerimizden... Bugün 1 Ocak 1998... Sonsuz bir sessizliğin ortasındayız... Trenler geçiyor, gemiler, sarmaş dolaş sevgililer... Vladimir Mayakovski'nin dumanlar içinde mavi olmayı unutan gökyüzüne bakarak düşler kuruyo- rum... Bırakın bugün avunayım kendi kendime... Olmayacaklan, yapılmayacaklan bir düş denizin- de maviye boyayayım... Alev dudaklı gece lambalannın ışığını daha fazla açayım, dalgın ve hüzünlü insanlara sevinç saça- yım... Karanlık ve yapışkan çamlann arasında değil, la- Ielerin, papatyalann içinde dolaşayım... Ara sıra hepinize sesleneyim: "Dur, uyuma. Dinleyelim Yağmurun güzel ezgisini. Sessiz alnını göğsüme daya. İki çekiç gibi tenımi döven Atışını duyayım şakaklannın, O ılık, sevecen atışını. Dur, uyuma. Ikimiz Bir dünya olduk bu gece, Rüzgârdan ve yağmurdan anndık Bir odanın sıcaklığında. Dur, uyuma. Ikimiz Derinlere ınen bir köküz belki, Belki yeni bir soy fışkıracak o kökten Ve bir filiz yeşerecek yannlara." Hoşgeldin1998!.. Umutlanmı yıkma ne olursun!.. E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (a raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 C A G D A S Y A Y I N L A R I ÇAĞININ TANIĞI ÜÇ YAZAR 2. BASI 300 00CTL KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT KAMPLARI 3. BASI 400 00CTL SANCILIYILLAR KU$ATILMI$ SOKAKLAR 4. BASI 35O0OCTL KUZU POSTUNDA KURT 2. BASI 600DOCTL ZAMBAK SANA DA BULAJTI KAN 2. BASI 600 00CTL DİN BARONUNUN KAZLARI 600 00C1L A$IK KADINLAR SOKAĞI 600 00CTL ŞERİAT PAZARI600 000 TL Cumbunyet Kıtap Kulûbu Çağ Pazarlama A.Ş. Tûrkocağı Cad No:39/41(34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel 514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle