Katalog

SAYFA CUMHURİYET 1 OCAK 1998 PERŞEMBE 12 KULTUR Bu yıl oıüan komıstuk ve alkıslacbk_ •/ 3 3 .Bülent Erkmen Bu yıl çalışmalan uluslarara- sı bienal, festıval ve sergilerde yer alan ve çeşıtlı ödüller kaza- nan Bülent Erkmen. çok farklı ve ilginç bir kitabm konseptini ve tasanmını gerçekleştirdi: 'Duo'. Yazann içindeki oyun- cuyla ya da oyuncunun içindeki yazarla bir hesaplaşmasıydı 'Duo'. Bu farkh kitap projesinm konseptini Bülent Erkmen ve Naz Erayda oluşturdu, Ferit Ed- gü yazdı, oyuncusu ise Genco Erkal'dı. 'Duo'da gerçek bir ya- zann yazdıklanyla gerçek bir oyuncunun yüzündeki ifade kar- şılıklı konuşuyor ve oynuyor. Bütün özellikleriyle yarattığı ilişkiyle yazar-oyuncu- izleyici üçgenini kurmayı amaçlayan ki- tabm fotoğraflan Ani Çelik Arevyan'ın, kurgusu Naz Eray- da'nuı, tasanmı ise Bülent Erk- men'in. Selim İleri Önce 'Cemil Şevket Bey, Ay- nalı Dolaba tld El Revolver' ro- manında unutulmuş. eski bir ya- zann düşsel yaşamından yola çı- karak, onun bakış açısıyla, onun gözlemleri ve tanıklığıyla yakın tarihimizı siyasal- töTesel açıdan deşmeye çalıştı Selim Üeri. Bü- yük ilgi toplayan kitabında Ce- mil Şevket Bey'rabüyük yalnız- lığını, başanlı bir yazar olmak tutkusunu, başanlı eserlerine karşın başansız sayılması ve unutulup gitmesini. onu kimse- nın anlamak istememesini yaz- dı. Sonra Mahmut Yesari, Nahid Sım, Peride Celal, Atilla Ilhan. Cahkle Sonku, Afife Jale, Hüse- yin Rahmi Gürpınar, Yakup Kadri, Reşat Nuri, Haldun Ta- ner, Memduh Şevket Esendal gi- bi isımleri duyarlı ve değerbilir birbiçemde anlattığı deneme ki- tabı çıktı: 'Sepya Mürekkebiyle Yazddı' 30 yıllık edebıyat serü- veni boyunca yazdığı bütün hı- kâyelen ilk kez bir kitapta top- ladı "30 Yüın Bütün Hikâyele- ri". Modern Türk edebıyatında 99 hikâyecinden 99 hikâyeyi ha- zırladı. Sadri Alışık Tiyatrosu perdelerini onun 'AUahaısmarla- dık Cumhuriyet' adlı oyunuyla açtı. Kâmran ince Bizans ve Türk ezgilerini bü- tünleştırerek 'Kuşatma Atttnda Aşk' adlı fılme farklı bır anlam kazandırdı. Çağımızda görsellı- ğın müziğe nasıl yansıdığını, müzikle bir öyküyü anlatan sen- fonık poem kavramıntn günü- müze nasıl taşanabileceğıni ka- nıtladı. Eskiyle yeniyi, gelenek- sellemodernibirleştirerek, bes- tecilik dalındaki en büyük ödül olan Roma Büyük Ödülü'nün, Prix de Rome ve Lili Boulan- ger'nm de sahıbi oldu. Albany Senfoni Orkestrası tarafindan is- tenen 'Fall of Constanünople' adlı yapıtının CD'si dünya mü- zik alanında ses getirdi. Zehra Yıldız l AJda% 'Uçan HoUandah', 'Sa- lome'den sonra bu sezon da 'Tosca'yla dünya çapında bir sa- natçı olduğunu bir kez daha ka- nıtlamıştı Zehra Yüdız. Alman- ya'da geçırdıği beyin kanaması sonucunda,henüz41 yaşındayi- tirdığımız bu alçakgönüllü, sü- reklı kendıni yenileyen, disiplin- lı sopranomuz; sesi, oyunculuğu ve sahnedekı albenisiyle son yıl- larda Türk operasının gerçek yıl- dızıydı, dünya çapında övünebı- leceğimiz bir yetenekti. Yurtdı- şında ülkemizi başanyla temsıl eden Zehra Yıldız'ın sürekli sahne üzerinde olmak çok hoşu- na gidiyordu ve oynamak istedi- ği daha çok rol vardı! Ne acı ki, ancak ölüm haberiyle gazete ve televizyonlann ilgisini çekebil- di. Enls Batur Yeniden yapılanan Yapı Kre- di Kültur Sanat A.Ş'ye yönetici olarak dönen Enis Batur, hem bu görevinde hem de yazarlığın- da çok üretken bir yıl geçirdi. Fransa'dan döndükten sonra art arda kitaplar yayımladı. Altın Portakal Şiir Ödülü kazanan 'Opera' kitabı için bir sempoz- yum düzenlendi. 'Doğu-Ban Di- vanı', 'Bu kalem, bukalemun", 'Bu kalem melun', 'Seyrüsefer Defteri', 'tld Deniz Arası Siyah Topraklar', 'KesiT bu yılın ürünlerindendi. Hüsamettin Koçan Bütün mücadelesini 'üre- tim'den yana yapan, hep 'çöz- meyi' seven Hüsamettin Koçan bu kez de Marmara Ünıversite- si Güzel Sanatlar Dekanı oldu. Müthiş örgütçü ve gerçekten be- cerikli, en önemlısi gençlere çok • 'Tepeden tımağa' Refahyol'un kuşattığı Kültür Bakanhğı döneminde ve sonrasmda artık Türkiye'de, sanatın sponsorlarla gerçekleşebileceği kanıtlandı. Tüm dünyada olduğu gibi sadece Istanbul'da değil, Anadolu'ya yayılan festivaller de sponsorlann desteğini aldı. Şimdi sıra sponsorluğun sanata koşulsuz ve özgürlükçü destek olarak görülmesinde ve sanata verilen desteğin vergiden düşürülmesini öngören yasa teklifinin Meclis'te kabul edilmesinde... değer veren ve güvenen bir de- kan! Başta 'SabburgŞehri Ödü- lü', 'Asya Bienali Resim Büyük Ödülü' olmak üzere, yirmı ulu- sal ve uluslarararası odülün sa- hıbi olan Hüsamettin Koçan, o- tuz kışısel sergısınin yanı sıra çok sayıda sanat etkınlığine ön- cülük yaptı. Plastik Sanatlar alanında sa- natçılığının yanı sıra, sanat ala- nına Uluslararası Plastik Sanat- lar Derneğı kuruculuğu. Unesco AIAP Ulusal Kurul Başkanlığı, 1990 Sanat Fuan kuruculuğu, 1995 Genç Etkınlik kurulucuğu, Ulusal Sanat Kurultayı Girişim Kurulu Başkanlığı, HABİTAT Rengim Cökmen Şef Rengim Gökmen, Devlet Opera \e Balesi Genel Sanat Yönetmenliği'nden a>Tildıktan sonra yurtiçi ve yurtdışı konser- lerine ağırlık verdı. Halen Izmir Devlet Senfoni Orkestrası'nın Müzık Direktörü ve Sanat Yö- netmeni olan Gökmen, bu yıl Arjantin, Makedonya ve Al- manya'nın yanı sıra Cumhur- başkanı Demirelile gittiği Hırva- tıstan'da, Radyo Televizyon Sen- foni Orkestrası ile bırlikte Suna Kan'ın solıst olarak katıldığı bir konser yönetti. Şef Rengim Gökmen yönetiminde Düssel- yükşehırBeledıyesi ŞehırTiyat- rolan'nın ön hazırlıklannda bir yıl boyunca durmaksızın çalışan Kasapoğlu. tıyatronun perdele- rini 6 saat sürelı 'Hamfct'le aç- tı. Akademi Istanbul'daki eğit- menlik görevinı de sürdüren sa- natçının atölyesi ilk mezunlan- nı önümüzdeki yıl verecek. Tardu Flordun Bu yıl tıyatro dünyasına katı- lan isımlerden bırisi, 'Genç Hamlet' rolündeki 5.5 saatlik performansıyla kendini gösteren Ankara Güzel Sanatlar Fakülte- si Oyunculuk Bölümü mezunu Ahmet Levendoğlu Ahmet Levendoğlu ve Tiyatro Stüdyosu... Birbinyle özdeşleş- miş iki isim. Yönetmen, oyuncu, oyun çevirmenı, yönetici ve eği- timci. Ödünsüz ve her türlü po- lemiğin dışmda çizgisini koru- muş bir tiyatro insanı olan Ah- met Levendoğlu son olarak Aka- demi Istanbul'un tiyatro bölü- mü öğrencileriyle 'Hhit Güne- şi'ni sahneledı. Levendoğlu ça- lışmalannı Akademi Istanbul'da sürdürüyor, bu yıldan itibaren aktif eğitmenlik görevini bırak- sa da öğrencilenne desteğini sürdürecek. 1) Enis Batur 2) Füreya Koral 3) Derya Alabora 4) Rengiın Gökmen 5)SeHmtleri 6) Bülent Erkmen Kültür Sanat Kurulu üyelığı, Sa- nat Olimpiyatlan Kurucu üyeli- ği gibi önemli katkılarda bulun- du. Çok sayıda sivil toplum ör- gütünün aktif üyesi olan Prof. Hüsamettin Koçan şimdi Günü- müz Sanatlan Müzesi'nin kurul- ması için savaşıyor! Yeşim Ceren Bozoğlu Dokuz Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi'nden mezun olan Ye- şim Ceren Bozoğlu. metnini ken- disınin hazırladığı 'Kadınlar' adlı tek kişilik oyunuyla önce Iz- mir'de, daha sonra da Istanbul'da adını duyurdu. Sopbokles'ten Dario Fo'ya, 350 yapıt arasın- dan 10 tanesini seçerek oyunun metnini kendisi oluşturan Bo- zoğlu, oyununu sergıleyebilece- gi bir sahneye kavuşursa sanat- severler de 'Kadınlar' adlı oyıı- nu izleme olanağı bulacak. dorf Senfoni Orkestrası'nın Türk-Alman Dostluk konserinüı canlı kaydı bir CD olarak çıktı. Solist Verda Erman'ın olduğu CD ile Gökmen iki genç beste- cimızi, Tnrgay Erdener ve Nejat Başeğmezler'i dünyaya tanıttı. Yıne Gökmen yönetimindeki Ankara Devlet Operası'nın yo- rumuyla 'Midas'ın Kulaklan' operası Türkiye'de ilk opera CD'si olarak yayımlandı. Gök- men, son olarak ilginç bir kon- seri. Hacettef>e Üniversitesi Konservatuvan Büyük Senfoni OTkestrası ile Bulutsuzluk Öz- lemi'nin konserini yönetti. işıl Kasapoğlu Bu yıl bır ilke daha imza atan Işıl Kasapoğlu, Shakespeare'in 'Hamlet'ini tam versiyonuyla sahneledi. Türkiye'nin 4. öde- nekh tiyatrosu olan Izmit Bü- Tardu Flordun du Izmit Büyük- şehir Belediyesi Şehir Tiyatrola- n'nda yer alan Flordun, Işıl Ka- sapoğlu'nun yönetmenliğmde sergilenen 'Hamlet'le profesyo- nel anlamda ilk sınavım verdi. Tlmur Selçuk Timur Selçuk 1997de 30. sa- nat yılını kutladı. 'ispanyolMey- hanesi' ile adını geniş İcitlelere duyurmuş olan Selçuk, aldığı köklü klasik müzik eğitiminin de bir sonucu olarak 30 yıllık sa- nat yaşamı boyunca Türk müzi- ğinden Akdeniz müziğine ve ca- za dek uzanan geniş bir yelpaze içinde yapıtlar verdı. Sadece şar- kılara değil tiyatro, film ve sah- ne müziklerine de imzasını attı. 1977'de, müziğe gönül veren genç yeteneklenn yönlendiril- mesi için hizmet veren 'Çağdaş Müzik Merkezi'ni kurdu. Yasar Kemal Federal Almanya Cumhuriye- ti Yayıncılar Birliği'nin 1950 yı- lından bu yana verdiği Banş Ödülü'nün bu yılki sahibiydi Yaşar Kemal. Banş Ödülü, Ya- şar Kemal'ın son iki yıl içinde aldığı uluslararası dokuz ödül- denyalnızcabiri. 1997 yılı için- de En lyi Yabancı Edebiyatçı da- lında Italya'da Nonino Edebiyat Ödülü'nün, İsveç'te verilen Stig Dagerman Ödülü'nün ve özgür Söz Vakfı tarafindan iki yılda bir verilen Monismanıen Ödü- lü'nün sahibi olan yazar için öğrencilerin verdiği Upsala Üni- versitesi'nin ödülü ayn bir önem taşıyor. 17 yapıtı çeşitli yabancı dillere çevrilen Yaşar Kemal, uluslararası alandaki ününü ki- taplannm yabancı dillere çevril- me olanağına sahıp olmasına bağlıyor. Erol uras Türk operasının önde gelen isimlerinden tenor Erol Uras, 1997'de 35. sanat yılını kutladı. Dinamizmi ve üretkenliğini hiç yitirmeden 35 yıl boyunca hiç perde kapatmayan sanatçı, '97 sezonunda 'Aida', 'Türandot' ve 'Cannen' operalanyla izkyici- nin karşısına çıktı. Uras, 35. sanat yılını klasik Batı ve Türk müzigi eserlerin- den oluşan bir konser vererek kutladı. Halen Istanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatu- van'nda ses eğitimi öğretim gö- revlisi olarak çalışıyor, özel öğ- rencilenne ders veriyor. Genç- lere ögretirken 'yenidenöğrendi- ğini' söylüyor. Yavuz Turgul Türk sınemasının deneyimli yönetmenlerinden Yavuz Tur- guL uzun bir süredir verdiği de- meçlerde, seyircinin Türk fılmi izlemekten mutluluk duymasını istediğini belirtiyordu ve 'Eşkı- ya' filmiyle adeta böyle bir dö- nemin başlangıcına imza attı. İz- leyici TürguPun 'Eşkrya'sından sonra Türk filmleriyle banştı. Kendisi, büyük bir alçakgönül- lülükle 'yönetmen olarak film- den aldığı keyfin seyirciyeyansı- ması' olarak açıkladı Eşlaya'nrn başansını. 'Eşkıya' ile şimdi de Türkiye'yi 1997 Oscar yanşın- da en iyi yabancı film kategori- sinde temsil etmeye hazırlanı- yor. Adalet AflaoflHı Adalet Ağaoğhı'nu geçirdiğı kaza yıldırmadı. Son olarak 'Hayan Savunma Biçimleri' ad- lı kitabı ile okurlanna kavuştu. Aydın Doğan Vakfı tarafindan verilen roman ödülünün de bu yılki sahibi oldu. Nurl Bllge Ceylan Yönetmen Nuri Büge Ceylan ilk uzun metrajlı filmi Kasaba ile 1997 Antalya Altm Portakal Film Festivali'nde Jüri Özel Ödülü ve Adana Altın Koza Film Festivali'nde Yılmaz Gü- ney Özel Ödülü'nün de sahibi oldu. Nuri BilgeCeyta'ın 'Ko- za' adlı kisa metrajlı filmi 1995 Cannes Film Festıvali dahil 17 uluslararası festivalde gösteril- di, Mısır'da Ismailia Film Festi- vali'nde en iyi film, Istanbul Kı- sa Film Festivali'nde de en iyi film ödülünün de sahibi oldu. Derya Alabora 'Masumiyet'te abartıya açık, daha önceden çok denenmiş bir rolde özgün olmayı başarması etkileyiciydi. Cinselliği üzerine kurulmuş bir karakteri cinsel öğelerle sarmalamadan oyna- ması vurucuydu. Ersln Onay İlk özel senfoni orkestrasının kurucusu ve Bilkent Müzik ve Sahne Sanatlan Fakültesi Deka- nı Ersin Onay, bu yıl dördüncü- sü gerçekleşen Bilkent Uluslara- rası Anadolu Festivali'nin mi- man. Devlet tekelini kırarak kla- sik müziğı özelleştiren, şirket- leştiren Onay, gençlerden umut- lu. Anadolu'nun dört bir yanına yayılarak ilginç mekânlarda müthiş bir organizasyonla ger- çekleşti festival. Önümüzdeki yıl Anadolu'ya daha da yayılma düşüncesinde Bilkent Festivali. Sertab Erener Uzun yıllar Sezen Aksu'nun gölgesinde kalan ve albüm- lerinde onun seçtiği parçalan y- orumlayan Sertab Erener, Demir Demirkıran'la yaptığı üçüncü albümde popa adeta rnakas değiştirttı ve piyasa işi ol- mayan parçalanyla düşük tirajı göze almayı bildı. Füreya Koral Türkiye'nin ilkkadın seramik sanatçısıydı. 'Kendisi güzeldi, yaşamı güzel kıldı, yalnızlığı bi- le.' Sanat yaşamı boyunca birçok başanya imza attı. Füreya Koral sadece sanatçı değil, profesyo- nel bir izleyici, sanatsever, Ata- türkçü bir Türk aydını ve sine- ma tutkunuydu. Yurtiçi ve yurt- dışında açtığı birçok sergiyle çağdaş Türk kadmının her alan- da başanlı olabıleceğıni kanıtla- dı. Erkan Oğur 'Eşkrya'ya hazırladığı ve seçtiği müziklerden oluşan al- bümle 1997'de Film Müzikleri Albümü piyasasmı canlandırdı. 'Samanyolu'ndan sonra ilk kez bir filmin müziğı 'Fırat'ın Türküsü' bu denli ilgi gördü. Albüm 260 bin adet sattı. IŞILDAKVE YELPAZE ATİLLA BİRKTYE Yeni Yıl Yazısı Ne güzeldir insanın umudunu yitirmemesi. Yeni bir güne başlarken, yüzünde güllerin açması. Sanki ön- ceki günlerde, yaşamın önceki yıllannda hiçbir aa yaşanmamış gibi yeni bir güne başlamak, ne güzel- dir... Yaşanan olumsuzluklan hiç kuşkusuz ki; geçmişin, zamanın çöplüğüne atıp unutmak ne güzeldir. Peki ama, kolay mı? Heryıl yeni umutlan yüklenir. Tüm olumsuzluklar ol- duğu gibi biten yıldadır. Tüm olumsuzluklan kafamı- zın içinden silmek isteriz. Yeni bir yıl umut demektir. Yeni aşklann, sevgilerin, dostlukların başlayacağı yıldır. Büyük işler yapılacak yıldır. Mutluluğun yılıdır. Zaten birbirimize "mtrt/uy///ar"ditemekdebundan- dır. Yeni yılın hep bir öncekinden iyi geçmesini dileriz, saat yirmi dördü vurduğunda... Her yeni yıl umutlan yüklenir sırtına, aslında biz yükleriz. Dıleğimiz çok yalındır. Mutlu olmak. Peki a- ma kolay mı? Yaşamın süratle akıp geçmesi hep yakındığımızdır, haklı olarak. Yakınmamız, yaşadığımız güzelliklerin, geçmişte kalmasındandır. Çoğu kere de yaptıklanmı- zın unutulmasındandır. Insan sorgulamıyorsa dünyayı, biraz "boşuna ya- şamış" olmaz mı? Ama sorgulamaya başlayınca da işler çatallaşır. Niye, niçin, neden ve ne kadar da çabuk geçiyor zaman. Çekilen acılann anlamı ne, sonunda toprağı boy- layacaksa bedenımiz? Yıne mi düştük karamsarlığın içine. Oysa, yeni yıl yazısı umut vermeli insana. Öyle mi? Umut kalmtşsa verilir, ya kalmamışsa... Ya umut yitirilmişse. Umudun, beyaz elbisesiyle dolaştığını söylemek olanaklı mı? Niye bunca sahte bir dünya kurgulamak. Şayet gülüyorsayüzünüz, bı- rakın güller açsın. Ya, içinizdeki sevinç ölmüşse? Aşk bir ırmaktır dedik durduk bunca yıl. Ya aşkla- nmızı da yitımnişsek. Hele hele "yaşanacak" aşklan da yitirmişsek. Ya güneş batmış, gül solmuş, yalnız ve yalnızsak... Umutsuz bir aşk, kınk bir kalp ve yalnız ve yalnız- sak... Ya aşklanmız "külümüz"se... Sıraladığınızda, içinizi büyük bir sıkıntı kaplar hiç kuşkusuz. Hele böylesine peşi sırayazmak, biliyorum hiç yakışmaz yeni bir yılın ilk gününe. Çünkü, hep u- mut yüklenmiştir yeni bir yıla. Evet, bazen unutabilirsiniz yaşanan acılan. Neden olmasın; içiniz hep hüzün bulutuyla mı kaplı olacak. Yüreginiz hep sıkışıp duracak... Anı yaşamak, güzellikleri yakalamışsanızyaşamak; yaşamak için çaba harcamak doğrusu değil midir? Peki, nedir paylaşılmayan; nedir bunca kavga, gü- rüttü, buncatantana. Nedir insanlann bunca birbirle- rinin üstlerine basma isteği, hırsı, kazançlanna kazanç katma tutkusu. Nedir ve niye, şayet ömür denen sü- reç bunca kısa ise... Her yeni yıl hızla gelip dâyanıyorsa kapınıza, tak- vim yapraklan süratle çevriliyorsa; niye bunca savaş ve bunca ölümler. Büyük bir paradokstur yaşamın geçişi ile yaşanan- lar. Yaşam parmaklannızın arasından akıp giderken, ne hikmetse yüreğinize saplanan acılardır. Mutluluk ve sevinç gökyüzünde yiten bir marb gibi uçup gft- miştir. Belki de tüm bunlan bir kenara bırakmak gerek. Belki de yaşamanın "acı" demek olduğunu kabul et- mek gerek... Anı, anın içindeki güzelliği yaşamak, belki de en doğrusu. Şayet onu duyumsuyorsanız. Belki de mutluluk suyun duruluğu, gülün kokusu- dur. Belki de mutluluk, gözlerinin içine bakarak söy- leyebilmektir. Aşkım kırmızı bir gül Aşkım haziranda açan kırmızı bir gül Yüreğim çarpıyor Bir ölebilsem dudaklannda Aspendos Festivali bu kez uluslararası • Kültür Servisi - Opera ve balenin önemli yapıtlannı, iki bın yıllık Aspendos Antik Tiyarosu'nda sanatseverlerle buluşturan Aspendos Opera ve Bale Festivali. I998'de uluslararası bir nitelik taşımak için kollannı sıvadı. 13 Haziran-1 Temmuz tarihleri arasında beşincisi gerçekleştirilecek oian festıval, Ankara Devlet Opera ve Balesi'nden Carl Orff'un sunacağı 'Carmina Burana'yla başlayacak. Ankara Devlet Opera ve Balesi, festivale Verdi'nin 'Aida' operası ve 'Senfonilerle Dans' balesiyle kahlacak. Mersin Devlet Opera ve Balesi Selmi Ada'nın 'Ali Baba ve Kırk Haramiler' operası, Izmir Devlet Opera ve Balesi 'Lucia Di Lammermoor' operasını, Istanbul Devlet Opera ve Balesi ise 'Uyuyan Güzel' balesiyle, 'Tosca' operasını sanatseverlenn beğenisine sunacak. Festivalde yer alan Türk opera ve balelerinin yanı sıra Gürcistan-Batum Devlet Opera ve Balesi de 'Otello'yla festivalde yerini alacak. Festival 1 Temmuz'da Rusya Akademik Bolşoy Tiyatrosu, Moskova Devlet Klasik Bale Tiyatrosu ile Ukrayna Devlet Opera ve Bale Tiyatrosu solistlerinin gösterisiyle sona erecek. KOÜ'den Şiirde Akademi Ödülleri • KOCAELİ (AA>- Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Şıir Okulu, 3. Şiır Bayramı'nda 'Şiirde Akademi Ödülleri'ni dağıtacak. Yrd. Doç. Dr. Güven Kaya, Yrd. Doç. Dr. Hasan Kolcu, Emel Esentürk ve Nılüfer Aklm ile Şiir Okulu Müdürü thsan Topçu'dan oluşan seçıci kurulun belirleyeceği yanşmaya katılmak isteyen adaylar, açık adres ve kısa yaşamöykûleriyle birlikte 1995,96 ve 97 yıllannda ilk basımlan yapılan şiir kitaplannı, 21 Nisan 1998 tarihine kadar KOÜ Şiir Okulu Müdürlüğü'ne göndermek koşuluyla katılabilecekler. KOÜ Konferans Salonu'nda, 20 Mayıs 1998'de yapılacak törenle yanşmada dereceye girenlere birer plaket venlecek. Maria Cajlas Antalya'da • Kültür Servisi - Ankara Devlet Tiyatrosu, başrolünü devlet sanatçısı Ayten Gökçer'in üstlendiği 'Maria Callas-Ustalar Sınıfı' adlı oyunu, 9-10 Ocak tarihleri arasında Antalya Kültür Merkezi'nde sahneleyecek. Dünyanın en iyi sopranolanndan biri olan Maria Callas'ın 20. ölüm yıldönümünü anmak amacıyla sahnelenen oyunun yazan Terrence Mc Nally. Yönetmenlığinı Cüneyt Gökçer'in yaptığı oyunun müzik danışmanlığını ise Suna Korad yapıyor. t .