Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 OCAK 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Sağlık Bakanlığı 1997'nin ilk 10 ayı içinde yaklaşık 6.5 milyon kişiye yeşil kart dağıttı
Yeşü kartla saghk güvencesifstanbul Haber Servisi - Sağlık Ba-
kanlığı, 1997 yılının ilk 10 ayı içinde
hiçbir sosyal güvencesi olmayan ve
sağlık giderlerini karşılayacak durum-
da bulunmayan 6 milyon 489 bin kişi-
ye "yeşil kart" dağıttı. Sağlık Bakanı
Halil tbrahim Özsoy, yeşil kart sahip-
lerinin muayene ve tedavi giderlerinin
karşılanması için 1997 mali yılında büt-
çeye dahil edilen 20 trilyon liradan bu-
güne dek 13 trilyon 600 milyon lira har-
candığını belirtti. Bakan Özsoy, Sağlık
finansmanı ile ilgili kanun tasansmın
hazırlık aşamasında olduğunu anımsa-
tarak "Tasarının amacı sigorta prirn-
leri bazında hizmetlerin değil, kişi-
• Sağlık Bakanı Halil îbrahim Özsoy, yeşil kart sahiplerinin muayene ve tedavi
giderlerinin karşılanması için 1997 mali yılında bütçeye dahil edilen 20 trilyon liradan
bugüne kadar 13 trilyon 600 milyon lira harcandığını belirtti.
sel sağlık sigortası esaslı, bir finans-
man sistemi kurarak sağlık güvence-
si olmayan nüfus bırakmamakta-
dır"dedi.
1992 yılında, 3816 Sayılı Yasa ile yü-
rürlüğe giren yeşil kart uygulamasına
bu yıl içinde toplam 8 milyon 184 kişi
başvurdu. Bu kişilerden 6 milyon 489
kişiye kart verilirken toplam 2 milyon
483 bin 631 kişi muayene ve tedaviden
geçti. Sağlık Bakanı Halil tbrahım Öz-
soy 1996 yılı itibanyla 62 milyonu aş-
mış olduğu tahmin edilen nüfusun yak-
laşık yüzde 65 'nin sosyal ve sağlık gü-
vencelerinin Sosyal Sigortalar Kuru-
mu (SSK), Emekli Sandığı, Bağ-Kur,
kamu kurum ve kuruluşlan ile bir kı-
sım özel sandıklartarafından sağlandı-
ğını vurgulayarak şunlan söyledi:
"Buna karşın nüfusun yaklaşık
yüzde 35'ini oluşturan 21.4 milyon
dolayındaki yurttaşunız anayasal bir
hak olan sağlık güvencesinden yok-
sun bulunmaktadır. Hiçbir sosyal
güvencesi olmayan ve sağlık giderle-
rini karşılayacak durumda bulun-
mayan yurttaşlanmızın bu giderleri-
nin, Genel Sağlık Sigortası uygula-
masına geçilinceye kadar devlet ta-
rafından karşılanması amacıyla ye-
şil kart uygulaması başlatıldı. Bilin-
diği üzere, ülkemizde genel sağlık si-
gortası, hastane işletmeciliği ile ilgi-
li sorunlarımız devam etmektedir.
Ancak bu sorunların çözümüne yö-
nelik, ilgili sektörlerin yardımıyla
kanun tasarıları hazırlanmıştır. Bu
amaç doğrultusunda primlerini öde-
yemeyecek olanlara katkıda bulunu-
lacak, sosyal sigorta ilkelerine uygun
bir sağlık güvence sistemi de gelişri-
rilecektir. Bu sistem yeşil kartlı olan-
ları da kapsayacak kişisel sağlık si-
gortası sistemi kurulacaktır. Kişisel
sağlık sigortasında geliri belirli bir li-
mitin altında olan yurttaşlanmızın
primi devlet tarafından, diğerleri-
ninki ise kurumları veya bizzat ken-
dileri tarafından ödenecektir."
Yılbaşı gecesi için verilen biletleri alabilmek için büfeler önünde zaman zaman tartışmalar yaşandı
Gazetelerin promosyon kargaşası
GÜLDEN OHRİ
Gazetelerin uzun süredir
tabak, tuzluk, kültablası,
kalem kutusu, defter,
ajanda, kızma birader ve
sonunda da yeni yıl için
verdiği araba piyango
biletleri dün okurlan
olduğu kadar dağıtımcılan
da çileden çıkardı.
Günlerdir "Hürriyet",
"Sabah", "Milliyet" gibi
gazeteler ek gazetelerle
250 bin liraya "tabaklı"
satıhrken önceki gün 100
bin liraya satılınca halkın
büyük talebiyle
karşılaştılar. Ancak bu
yoğun talebi
karşılayamayan bakkallar
ve gazete büfeleri önünde
1stanbul'un tüm
semtlennde kuyruklar
oluşunca zaman zaman
tartışmalar yaşandı.
Dağıtımcılardan kapıcılara
kadar herkes kargaşanın
sorumlusu olarak birbirini
suçlarken promosyon
ftrünlerinin satış
«tffifiBnlîayeterlî sayifir
ûlaşrhaması gazete alıcısı
ffe dağıtımcıyı karşı
karşıya getirdi. Okurlar,
promosyon ürünlerini
bakkal ve büfelerin
kendilerine saklayarak
anlaştıklan kapıcılara
işportada sattırdıklannı
ileri sürünce tartışmalar yaşandı. Bu
arada Kadıköy Meydanf ndaki
büfelerden gazete almaya çalışanlarla
satıcılar arasında çıkan tartışmalara
polis müdahale ederek, çevik kuvvet
çağnlacağı uyansı yapıldı.
Kadıköy îskele Meydanı'nda gazete
büfeleri önünde konuştuğumuz
Ferhunde Araz. 24 tane tabaklı
Dağıtımcılardan kapıcılara kadar herkes yaşanan tabak ve bilet kargaşasının sorumlusu olarak birbirini suçladı.
"Hürriyet" gazetesi aldığını ve
gazeteleri arkadaşlanna dağıttığını
söyledi. 8 tane yılbaşı çekilişi bileti
veren "Sabah" gazetesinin okuru
Saadet Fırat ise gazeteyle beraber
verilen Arcopal tabağı aldığı için,
büfeden sadece beş tane bilet
alabildigini belirtiyordu.
Acıbadem"de oturan Eyüp
Değirmenci dün sabah 07.30'dan
itibaren semt bakkal lannda
gazetelerin ürünlerini bulamadığını
söyleyerek Kadıköy'deki bayilere
tuzluk almak için indiğini söyledi.
Bakkallar şikâyetçi
Sabahlan, hangi gazetenin hangi
ürünü verdiğini unutan bakkal
sahipleri, kapıcılann gazeteleri toplu
olarak aldığı saatlerde, hazırladıklan
listelerden gazetelerle ürünleri
eşleştirmek zorunda kaldıklanndan
yakınıyorlar.
Göztepe Küme Sokak'ta bulunan
Fırat Market'in sahibi Fırat Doğan,
dün saat 11.30'a kadar gazetelerin
verdiği ürünlerin eline ulaşmadıgını
ve halkın suçlamalanyla
karşılaştığını söyledi.
Fırat Doğan, "Saatler
ilerledikçe herkes gelip
sormaya başlıyor. Oysa
mallar elimize
ulaşmamış oluyor. Celen
bardaklar, tabaklar da
çoğunlukla kırık çıkıyor.
Sürekli tartışmalar
yaşıyoruz" diyor.
Aynı bakkaldan alışveriş
yapan kapıcılar da aynı
kargaşayı yaşamaktan ve
"zan altında
kalmak"tan sıkılmış
durumda. Küme
Sokağı'ndaki bir
apartmanın kapıcısı olan
Abdurrahim Yöney de
günlerce aparrman
sakinlerinin promosyon
ürünlerinin peşine
düştüğünü, sokak sokak
gezerek, tabaklı gazete
aradığını söyledi.
Son kampanyalar
1997 yılının son gününde
gazeteler, düzenledikleri
kampanyalarla
okuyucularına hediye
dağıttılar.
Milliyet - Kanal D
televizyonunun şans
kartlan, kızma birader.
Yeni Yüzyıl - atv
televizyonunun şans
kartlan, sehpa, kalem ve
defter.
Hürriyet gazetesi - Kanal D
televizyonunun armağan kartlan,
Arcopal Elise ve Fleur tabaklan veya
Paşabahçe ürünleri.
Sabah gazetesi - atv televizyonunun
şans biletleri, Arcopal tabak ve
Paşabahçe ürünleri.
Radikal gazetesi - Kanal D
televizyonunun armağan kartlan.
Erdoğan hn
ifadesi
alınacak
tstanbul Haber Servisi
- Siirt'te yaptığı konuşma-
da bölücülük propaganda-
sı yaptığı gerekçesiyle Di-
yarbakır DGM Cumhuri-
yet Başsavcılığı'nca hak-
kında soruşturma başlatı-
lan Istanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Recep
Tayyip Erdoğan'ın tali-
matla ifadesinin alınması
için gönderilen yazı, Istan-
bul DGM Cumhuriyet
Başsavcılığı'na ulaştı. Er-
doğan'ın konuşmasında
suç unsuru görülürse, 1 yıl-
dan 3 yıla kadar hapis ce-
zası istemiyle yargılanabi-
lecek.
Erdoğan'ın, 5 Aralık
1997 günü Siirt'te halka hi-
tap ederken kullandığı
"Minaremiz süngü, kub-
bemiz miğfer, camiler
kışlamız, müminler aske-
rimiz" sözleri nedeniyle
soruşturma yürüten Diyar-
bakır DGM Cumhuriyet
Başsavcılığı'nın, ifadesi-
nin alınması için gönder-
diği yazı, bugün tstanbul
DGM Cumhuriyet Başsav-
cılığı'na geldi. Tebligatla
DGM'ye çağnlacak olan
Büyükşehir Belediye Baş-
kanı Erdoğan'dan alınacak
ifade, tekrar Diyarbakır
DGM'ye gönderilecek.
Erdoğan, soruşturmanın
tamamlanmasından sonra,
konuşmada suç unsuru gö-
rülürse, TCK'nin 312.
maddesi gereğince hakkın-
da "Halkı; sınıf, ırk, din,
mezhep ve bölge farklılı-
ğı gözeterek, kin ve düş-
manlığa açıkça tahrik et-
mek" suçundan açılacak
dava kapsamında, 1-3 yıl
arasında hapis cezası iste-
miyle yargılanabilecek.
1998'in sihirli sözcüğü:
Radyo MANŞET
İÇİKALİTEÜ BİR YAYINCILIK İÇİN
RADYO MANŞET'E OMUZ VERENLER
Giray DUDA
Genel Yönetmen
(Sürmanşet, hafta içi her gün 08 00 -10.00)
Mustafa BALBAY
(Sürmanşet, hafta içi her gün 08 00 -10.00)
Funda CANSEVER
(Masal Trenı, hafta içi her gün 20.45 - 21
Oktay EKİNCİ
(Kent ve Yaşam, her perşembe 11.15-
NAZLICAN
(Gecenin Günlüğü, hafta içi her gün 21.;
Ayşe ÖNAL
(Sürmanşet, hafta içi her gün 08.00 -10.00)
İlker SARIER
(Günün Yorumu, her gün 18.45 Ana Haber sonrası)
Abdurrahman YILDIRIM
(Finans Hattı, her Pazartesi 09.30 -10.00)
Ercüment AKTÜRK
(Yasak harf yarışması, her gün 15.00 -15.30)
Serkan BARUT
(Allak Bullak Show, hafta içi her gün 13.00 -17.00)
tafa DERELİ
ydın Istanbul, hafta içi her gün 06.00 - 08.00)
ve hızlı haberler, her gün ve her saat)
EBİLER
a, her pazar 14.00 -16.00)
ıtay ÖZTÜRK
(Makrofon, Salı ve Perşembe 17.00 - 21.00)
Deniz SOM
(Vaziyet, her Perşembe saat 16.00 -17.00)
Fehmi YILMAZ
(Ana Haberler, her gün 13.00 ve 18.45)
1998'in uğurlu sayısı:^§*
107.4
Ispartakule Sitesi D:17 Esenkent-Esenyurt-İSTANBUL TEL: 0212.6231228 - 0212.6231229 FAKS: 0212.6231604
Bakan Ersümer
TTK'ye
2 bin
700 işçi
alınacak
ANKARA (UBA) -
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Cumhur Ersümer,
Türkiye Taşkömürü Kuru-
mu'na 2 bin 700 işçinin
alınmasının programlandı-
ğını açıkladı.
Enerji ve Tabii Kaynak-
lar Bakanı Ersümer, bakan-
lığınm bütçesinin Plan ve
Bütçe Komisyonu'nda gö-
rüşülmesi sırasında Bartın
DSPMilletvekilıCaferT\ı-
fan Yazıcıoğlu'nun T-
TK'ye ilişkin yönelttiği so-
rulara yazılı yanıt gönderdi.
Türkiye Taşkömürü Kuru-
mu'nun yaşatılmasmın ana
ilke olarak saptandığını ve
bu ana ilke çerçevesince ge-
lecek 5 yılın program he-
deflerinin belirlendiğini ifa-
de eden Ersümer, 1998-
2001 yıllannı kapsayan dö-
nem sonunda havzaya ku-
rulması planlanan termik
santral ile entegre çalışacak
olan kurumun yıllar itiba-
nyla artan üretim hedefi-
nin, santralın yakıt ihtiyacı-
nı karşılamaya yönelik ola-
cağını bildirdi.
1998-2001 yıllan arasın-
da 6 milyon 214 bin 351 ton
'tüvenan' üretileceğini be-
lirten Ersümer, üretim plan-
laması çerçevesinde ilk
etapta 2 bin 700 işçi alımı-
nın programlandığını açık-
larken, bu amaçla kasım ayı
içinde 273 işçinin işe alın-
ması için sınav yapıldığını
ve işe giriş işlemlerinin de
devam ettiğini söyledi.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
LJberalOlmakd)
Yeni dünya düzeni adı verilen biryalanla birlik-
te, etrafımızda "liberalizmin melekleri" dolaşma-
ya başladı. Besim Tibuk'un da kulakları çınlasın.
Liberal Parti'ye sorarsanız hertürlü kötülüğün ne-
deni devlet. Aynı şeyi başta Bakunin olmak üze-
re, 19. yüzyılın anarşistleri de dile getirirlerdi. Siz
günümüz anarşistlerinin Marksist - Troçkist söy-
lemlerine aldanmayın. Klasik anarşizmin köke-
ninde "bireycilik" vardır.
Bizim liberaller, "llle de piyasa ekonomisi" di-
yorlar. Aynı ilkenin "Paris Şartı"nda bulunması,
bu düşüncelerine güç katıyor. Peki ama, piyasa
ekonomisi dünyanın hertıangi biryerinde var mı?
Kitaplarda yazanlarla gerçek yaşam birbirini tu-
tuyor mu?
Devlet bürokrasisi insanlan bıktınyor, isyan et-
tiriyor. Devlet müdahaleleri işleri aksatıyor, yoku-
şa sürüyor. Devlet görevlilerine rüşvetsiz iş gör-
dürmekçokzor...
Bunlann hepsi doğru. Bu görüşlerin tümüne ka-
tılıyorum. Şimdiye dek hertıangi bir işim için gir-
digim, hertıangi bir devlet dairesinde kavga etme-
den çıktığımı pekanımsamıyorum. Peki, ama bu-
nun çaresi, devletin bu işlerden elini eteğini çek-
mesi mi?
Devlet bürokrasisi "etkin" çalışmıyormuş. Doğ-
ru. Devlet bürokrasisi etkin çalışmıyor. Peki, Tür-
kiye'de özel kesim çok mu etkin? Özel kesimin
belli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra zorunlu ola-
rak oluşturduğu bürokrasi çok mu etkin? Gidin
büyük firmaların satınalma müdürlerinin yaşam-
lanna bir bakın. Çoğu, çalıştıklart firmanın genel
müdürünün yaşam seviyesinin üstünde bir ya-
şam seviyesi tutturmuş. Nerden geliyor bu değir-
menin suyu?
Bir "piyasa ekonomisi" lafıdır gidiyor. Bazen de
biraz daha fiyakalı olsun diye, "serbest piyasa
ekonomisi", ya da "özgür piyasa ekonomisi" vb.
gibi isim verenler var. Talep ve arzın (istem ve su-
num)serbestçedolaşacaklan bu "piyasada", "gö-
rünmeyen birel" hem fiyatları belirleyecekmiş ve
hem de "hangi malın, nasıl, ne kadar ve kimler
için" üretileceğini belirleyecekmiş.
Dünya üzerindeki tüm üniversitelerin "Iktisada
Giriş" derslerinde, bu böyle öğretilir ve tüm üni-
versitelerin iktisada giriş dersi hocalan, bu piya-
sanın "bir varsayımdan" başka bir şey olmadığı-
nı dile getirirler. Yani günümüz kavramlarıyla ifa-
de etmek istersek, serbest piyasa, "sanal" bir pi-
yasadtr.
Serbest piyasa sanal bir piyasadır. Çünkü bupi-
yasanın varolabilmesinin bazı koşullan vardır. Or-
neğin bu piyasaya "giriş ve çıkış" serbest olmalı-
dır. Bu piyasa "şeffaf" olmalıdır. Bu piyasada hiç-
bir "firma" fiyatları tek başına belirleyecek kadar
büyük olmamalıdır. Vs., vs.
Ve bu koşullardan hiçbiri, dünyanın hiçbir ye-
rinde mevcut değildir. Zaten mevcut olması da
mümkün değildir. Hele "emek piyasası" vb. gibi
özel bir kısım piyasalarda, "serbestinin" hayalini
bile kuramazsınız. Biryanda "sefalet ücretine" bi-
le razı milyonlarca ve milyonlarca insan; öte yan-
da bir "işveren"...
Eğer bu tür piyasalara devlet müdahalesjni ve
. "konıyuçulıfaunu, getirmez ve işJerigörünmeyen
el düzenlesin" derseniz, öyle bir sömürü ortaya çı-
kar ki; Karl Marks'ın tüm "kehanetleri" gerçek-
leşir. Boş konuşmak kolaydır...
Özgürlük nutukları atmak, insana hoş gelir. Bu
nutukları dinleyenler de hoşlanır bundan. Ama iş,
"neyapacağız ve nasıl yapacağız" sorusunun ya-
nıtlanmasına gelince, kolayına bir yanıt veremez-
ler.
örneğin "Devlet sağlık sektöründen elini çeksin"
derler. Devlet ve sigorta hastanelerindeki sefale-
ti ve sıkıntılan bilenler, bu öneriye sıcak bakariar.
Devlet elini çektiği anda tüm hastanelerimizin Al-
man Hastanesi gibi, Florance Nightingale gibi,
Bayındır Tıp Merkezi gibi olacağını sanırlar. Dü-
şünmesi bile insana hoş geliyor...
Fakat bu durumda, bugün sefalet içinde olsa
bile, az-çok sağlık hizmeti alanların, yann bundan
dayoksun kalacağı hiç akla gelmez. Aynı şey eği-
tim hizmetleri için de söz konusudur, ulaşım hiz-
metleri için de söz konusudur, hatta kültür hizmet-
leri için söz konusudur.
Lafta özgürtükçü olmak, liberal olmak kolaydır.
Ama aslolan, bunlan yaşama geçirebilmektir. Evet
"müdahalecilik" kulağa hoş gelmeyen bir sözcük-
tür. Hele hantal bir bürokrasinin müdahaleleri, ya-
şamda pek çok şeyi zoriaştımnaktadır. Fakat bu-
rada yapılması gereken şey, müdahaleyi ortadan
kaldırmak değil, o müdahaleyi etkin bir biçime
dönüştürmektir.
Türkiye'de (dünyanın hiçbir yerinde olmaması-
na karşın) serbest piyasa ekonomisinin koşulla-
nnı ve altyapısını hazırlasınlar, hiç kuşkunuz olma-
sın, ben de "liberal" olur ve bu köşede liberaliz-
min bayrağını dalgalandınrım.
Ama bunlar sağlanmadan liberal olmak demek,
sömürü düzeninin sürmesi çabasının "kamuflajın-
dan" başka bir şey değildir.
Bu konuya devam edeceğim.
Tek taraflı işçi atılamayacak
ILO'ya uygun
toplusözleşme
MUĞLA (Cumhuri-
yet) - Muğla Belediye-
si'nde 205 işçi adına imza-
lanan toplusözleşme ile
ücretlere yüzde 100'ün
üzerinde artış getirilirken.
Belediye-lş Sendikası'nın
talepleri arasında yer alan
ILO Sözleşmesi'ne dayalı
'iş güvencesi' maddesi de
kabul edildi.
Muğla Belediyesi ile
Belediye-lş Sendıkası ara-
sında imzalanan sözleş-
mede kabul edilen 'iş gü-
vencesi' maddesiyle bun-
dan böyle belediye tek
yanlı olarak işçinin iş ak-
dini feshedemeyecek, iş-
ten çıkarmalar sendikanın
da içinde yer aldığı disip-
lin kurulu karan ile ger-
çekleştirilebilecek. Haksız
yere işten çıkarmalarda,
işçiye tazminat ödenecek
ve ILO Sözleşmesi'nin
hükümlerine uyulacak.
Belediye-lş Sendikası
Muğla Şube Başkanı Nus-
ret Türke. "Bizim için iş
güvencesi maddesi en az
ücret artışı kadar önem-
li. Bundan böyle işçileri-
miz ILO Sözleşmesi'nin
şemsiyesi altına girmi;
bulunuyorlar" dedi.
Muğla Belediye Başka-
nı Orban Çakır ile Bele-
dıye-Jş Sendikası Muğla
Şube Başkanı Nusret Tür-
ke tarafından imzalanan
sözleşme ile işçi ücretleri
de enflasyonun üzennde
belirlendi. Sözleşmeye gö-
re düz işçilerin aylık net
ücretleri 80 milyon lira.
kalifiye işçilerin ücretleri
90 milyon lira olarak belir-
lendi. Sözleşmede işçinin
okuyan çocukları için ay-
lık 10 milyon lira eğitim
yardımı, belediye otobüs-
lerinin işçi ve ailesine üc-
retsiz olması. içme suyun-
dan 10 tona kadar ücret
alınmaması da yer alıyor.