04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 EYLÜL 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Emniyette görev değişikliği • İstanbul Haber Servisi - Istanbü Emniyet Müdür yardımcılanndan 5'inin görev alanlannda değişiklık yapıldı. Kadücöy. Adalar ve Maltepe ilçelerinden sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Erdinç Sanalp. yabancılar şube müdürlüğü \ e pasaport şube müdürlüğünden sorumlu emniyet müdür yardımcılığına getirildi. Sanalpten boşalan göreve ise Pendık ve Tuzla ilçelerinden sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Hamdi Dılaver atandı. Dilaver'in görevine ise Önder Kahraman, Kartal ve Sultanbeyli ilçelerinden sorumlu Emniyet Müdür Yardımcılığf na da Enver Ahmetoğlu getirildi. Yabancılar şube müdürlüğü ve pasaport şube müdürlüğünden sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Lokman Ciğerci ise knminal laboratuvardan sorumlu emniyet müdür yardımcılığına atandı. Deminel'den onay • ANKARA(AA)- Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Bener Cordan ıle Prof. Dr. Orhan Güvenen'in Yükseköğretim Kurulu üyeliklerine seçilmelerine ilişkin kararlan onayladı. Cumhurbaşkanı Demirel'in, Cordan ve Güvenen'e ilişkin karan, Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayımlandı. Mumcu'nun yazıları • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (um:ag), gazeteci-yazar Uğur Mumcu'nun tüm yazılannı kapsayan 40 cşltlitedizinin 20 cıltlik ılk. bölümünü yayımladı. Uftııag'dan yapılan aç"ıklamada, Mumcu'nun 1962-1983 yıllan arasındaki yazılannı kapsayan ilk 20 cildin 5 bin 280 sayfadan oluştuğu. 2 bin 554 yazıyı içerdiği belirtildi. Diğer 20 cildin kasım ayında piyasaya sürüleceği kaydedildi. Yalınayak protesto • ADANA (Cumhuriyet Güney tlleri Bürosu) - Ceyhan Özel Tip Cezaevi'nde 180 siyasi tutukludan bir bölümü, cezaevı yönetimi ile askerlerin turumunu protesto amacıyla duruşmalara yalınayak çıkıyor. IHD Adana Şubesi Cezaevi Izleme Komisyonu Üyesi Av. Mustafa Çirüulıç, tutuklulann sorunlannın Adalet Bakanlığı'na iletildiğini, ancak şu ana kadar olumlu bir sonuç alamadıklannı belırtti. Milteciler iade edilmesin' • İstanbul Haber Senisi - Türkiye Motorlu Taşıt Işçileri Sendikası Genel Başkanı Sabri Topçu yaptığı açıklamada, mülteci ve göçmenlere Türkiye'ye nereden ve hangi yollardan geldiklerine bakılmaksızın geçici oturma izni verilmesini ve 1994'te çıkanlan yasannı kaldınlmasmı istedi. Topçu. mültecilerin kendi ülkelerinin baskıcı rejimlerine iade edihnemeleri gerekriğini söyledi. Bombalı saldırı • İstanbul Haber Senisi - Haydarpaşada bulunan Hava Terminal Komutanlığına kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce dün gece 22.00 sıralannda bombalı saldın düzenlendi. Binanın kapısına bırakılan bombanın patlaması sonucu ölen ya da yaralanan olmazken olay yerinde inceleme yapan bomba ımha ekipleri, saldında ses bombası kullanıldığını belirtti. Nahit Menteşe, koalisyonun girişimlerini Çiller'i yok etme planı olarak değerlendiriyor Dokunulmazbk telaşıHÜLYA KARABAĞLI ANKARA-Hükümetin millet- vekili dokunulmazhğının kaldı- nlmasına yönelik adımı DYP"de telaş yarattı. DYP'nin siyasi işler- den sorumlu Genel Başkan Yar- dımcısı Nahit Menteşe. hüküme- tin girişimini kasıtlı bulduğunu belirterek, "Çiller'i yok etme planlan var. Kasaplık yaparcası- na iş yûrütüyorlar. Objektif \as- taslar esas alinmalı" dedi. Teşki- lat Başkanı ve Genel Başkan Yar- dımcısı Mehmet Gölhan da hü- kümetin. siyasi amaçlı bırgırişim olmadığını kanıtlaması gerektiği- ni söyledi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Hasan Eldnci "Hükü- • Hükümetin milletvekili dokunulmazhğının kaldınlmasına yönelik adımı DYP'de telaş yarattı. DYP Genel Başkan Yardımcısı Nahit Menteşe, "Hükümet kasaplık yaparcasma iş yürütüyor" derken Hasan Ekinci, "Köpek-bebek davasına dönüştürülebilir" görüşünü dile getirdi. met bunu köpek-bebek davasına dönüştürmekiste.vebilir" görüşü- nü dile getirdi. DYP'de hükümetin milletveki- li dokunulmazlığı zırhını delme ginşimi Çiller'i koruma hesapla- nna döndü. DYP'liler. geçen ya- sama döneminde iktidar ortağı RP'nin katkısıyla, kuşkulu mal varhğı. TEDAŞ ve TOFAŞ ko- misvonlanndan aklanan ve Yüce Divan'a gitmekten kurtaran Mec- lis'i devre dışı bırakmanın arayı- şına girdi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Nahit Menteşe, hükümeti, siyasi bir karar vermemesi konusunda uyardığını bildirdi. ANAP'ın si- yasete yargı sorununu kanştırmak isteyebileceğini savunan Mente- şe. *Yasalar şahıslar için çıkmaz. Objektif kıstaslar vardır. Filan şahsı yok etmek için de yasa çık- maz. Aslında başka maksatlar ve güçler de oltnanıalıdır" dedi. Adaletten herkesin emin olması gerektiğini vurgulayan Menteşe, hükümetin tutumunun iyi niyetli görünmediğini öne sürerek. "Ka- saplık yaparcasına iş yürütülü- yor"dedi. Mehmet Gölhan. dokunulmaz- lıgın kaldınlmasından vana ol- duklannı. ancak kuşkulann. siya- si olup olmadığı noktasında odak- landığını söyledi. "Hükümet si- yasi amaçlı olmadığının güvence- sini ortaya koymalı. Kimse kuşku duymamalı" diyen Gölhan, karar- lann bağımsız yargı ve tarafsız kurul tarafınca alınması gerekti- ğini bildirdi. Gölhan, Yargıtay. Anayasa Mahkemesi ve benzer kuruluşlardan emekli olan uz- manlardan tarafsız bir kurul oluş- turulabileceğini vurguladı. Göl- han. TBMM'nin dokunulmazlık karannda etkili olmamasını da is- tediklerini belirterek. "Siyasi maksadı olursa parlamento karar verir. Bunun önüne geçilmesi ge- rekir''dedi. Yılmaz 'Güney Kıbns aptallık yapar' DÜRDANE KOCAOĞLU ANKARA - Başbakan Mesut Yıhnaz, Güney Kıb- ns'ın adaya S-300 fûzelen yerleştirmesinın "aptalca olacağmı" söyleyerek. "Pa- zarük olarak, koz olarak kullanılacağını düşünüyo- rum. Çünkü bu fuzeler ne kendilerini savunmak için, ne de Türkiye'yi vurmak içinyeterlL Manöğı yok" de- di. " Yılmaz. Bakû-Çeyhan boru hattının da alternatifi- nin bulunmadığını söyledi. Yılmaz. önceki gün gaze- tecilere bir yemek verdi. Gazetelerin Ankara temsil- cilerinin ve Başbakanlık muhabirlerinin katıldığı ye- mekte Yılmaz, gazeteciler- le yaptığı sohbet sırasında dış politikaya ilişkin bazı değerlendirmeterde bulun-" du. Güney Kıbns'a rampa yerleştirmenin çok aptalca olacağmı savunan Yılmaz. bu rampalara yerleştirilecek S-300 füzelerinin menzili- nin 160 kilometre olduğuna dikkat çekti. Bu füzelerin ne Güney Kıbns'ı savunmaya. ne de Türkiye'yi vurmaya yeterli olacağmı kaydeden Yılmaz. amacın pazarlık gücünü artırmak ve koz ola- rak ellerinde bulundurmak olacağını söyledi. Yılmaz, Azeri petrolleri- nin taşınmasıyla ilgili ola- rak da. Bakû-Geyhan boru hattının alternatifinin bu- lunmadığını söyledi. Yıl- maz, "Bütün mesele Rusla- nn kabuledeceği model için- de gerçekkştinnektir" dedi. Novorosisk üzerinden Bo- ğazlar aracılığıyla petrol ta- şınmasının verimli olmadı- ğını kaydeden Yılmaz, "No- vorosisk iptal edilip yalnızca Karadenizdağınmı için kul- lanılabüir" dedi Bakû-Cey- han hattının yaşama geçıril- mesiyle Ceyhan"m dünya- nın sayılı terminali olacağı- nı belirten Yılmaz, "Bu pro- je gerçckleşirse Doğu Akde- niz'in stratejik önemi artar. Irak petrol ambargosunun kalkmasıyla da İskenderun- Mersin hatn olağaniistü ha- reket kazanır" dedi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART 3AV/M &AÇ>B*At- &A4L.AK"QAWK, Sı 'ABCM- f ^ Manisa Sanık polislere yüzleştirme NECATt AYGIN MANtSA - Manisa"da gözaltındaki öğrencilere işkence yaptıklan savıyla yargılanan 10 polisle öğrencilerin yüzleştirilmesi kararlaştınldı. Dün Manisa"daki duruşmada Alman Parlamentosu'nun ısteği üzerine Almanya'nın Izmır Başkonsolosu Manfred Unger de izledi. Manisa"da gözaltına aldıklan öğrencilere işkence yaptıklan savıyla haklarında 70'er yıl ağır hapis cezası istenen polislerin yargılanmasına Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Dünkü oturuma öğrencilerden M. G., Hüseyin Korkut Sema Taşar, Ayşe Mine BalkanİL, Fulya Apaydın, Jale Kurt katıldı. Ancak sanık polisler gelmedi. CHP, koalisyonun kesintisiz eğitimi delen uygulamasını yargıya götürüyor 'Okulları imam-hatipleştiriyorlar' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHP: Diyanet İşleri Başkanlığı'nın. Kuran ve hafızlık eğitımini "akşam kurslarTyla her güne yaygınlaştırarak. 8 yıllık kesintisiz eğitimi delen uygulaması için yargıya gidiyor. llköğretim kurumlannın imam- hatipleştirildiğini vurgulayan ÇHP Genel Sekreteri Adıîan Keskin, din sömürüsü. yolsuzluk. valan \e şiddetin devlet yönetiminin temel yöntemi haline geldiğini, iktidar değişikliğinin bunu devreden çıkaramadığını söyledi. Diyanet İşleri Başkanlığı, Bakanlar Kurulu'nun değişikliğinden önce Kuran Kurslan Yönetmeliği'nde öngörülen "akşam kurslan"nın 8 yıllık kesintisiz eğitimde de süreceğini açıkladı. Buna göre. ilköğretimin 5. sınıfını tamamlayan öğrenciler. yaz. hafta sonu ve yan yıl tatillerinın yanı sıra haftanın her günü akşam saatlerinde Kuran kursu ve hafızlık eğitimıne gıdebilecekler. Kuran kurslannda kesintisiz eğitim öncesi öngörülen "Ukokulu bitirme" koşulunun uygulanmadığına dikkat çeken kaynaklar. Diyanet'in 5 bini aşkın kursuyla, 10 bini aşkın izinsiz kursta "ilköğretimin 5. sınınnı tamamlama" hükmünün bile "fiilen" uygulanamayacağını belirttiler. CHP^den gjrişim -Her gün Kuran kursu" uygulamasının. bu kurumlan imam-hatip liselerine hazırlık şekline getirebileceğine dikkat çekildi. CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kesintisiz eğitime aykın uygulaması için yargı yoluna gideceklerini bildirdi. Diyanet tşleri Başkanlığı'nın Kuran kurslannda yaptığı düzenlemenin eski uygulamanın devamı olduğunu belirten Keskin. hükümetin "tavşana kaç. tazıya tuf politikası izlediğini kaydederek "Hükümet \ar olan olumsuzluğu teşvik ediyor. Bu uygulamayla ilköğretim okulları da imanı-hatiplcşecek" dedi. Keskin. dün düzenlediği basın toplantısında, devleti ırtıcanın kuşatmasından kurtarmak için gelen 55. hükümetin de gericiliğe ve yolsuzluğa teslim olduğunu söyledi. 8 yıllık kesintisiz eğitımin içinin boşaltıldığını > ineleyen Keskin, sayılan 10 bini bulan izinsiz Kuran kurslannın faaliyetlerini sürdürdüklerini belirterek, iktidann bunlara göz yumduğunu belirtti. Bunlann, çifte standardın. ikiyüzlülüğün "en a>Tnaz" örneklerini oluşturduğunu söyleyen Keskin. "Bir yandan 8 yılük eğitiıni saMinuyor, bir yandan da onu kuşa çevirecek uygulamalann takipçisi oluyorsunuz. Bu çifte standart değil de nedir?" diye konuştu. Keskin. REFAHYOL dönemindeki kadrolaşmayı düzenlemek için laiklik ve cumhuriyete inanan, demokratik insanlar getiriliyor görüntüsüyle, ANAP'ın devleti işgal ettiğini söyledi. Siyasal iktidann. ANAP'ın seçim kaybetmiş hısım akrabalannı. yandaşlannı hızla bürokrasiye yerleştirmeyi temel bir yol olarak izlediğini belirten Keskin. "Unutulan, bu ülkeyi 8 yıl yönetip. tarikatlann büyüv üp va> gınlaşmasına neden olanlann, 'Sosyal dev let bitmiştir, benim memurum işini bilir' diyerek bugüne aktaranlann bunlar olduğudur, A.NAP olduğudur" dedi. Keskin. eleştırilerini Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'e yönelterek "\blsuzluğa >e yağmaya seslenme, uyumlu ol anlayışı sözde sol ortağın politikası haline gelmiştir. Nereden nereye~. Karaoğlan'dan suskun oğlana" diye konuştu. IRMIKIAYDIN ENGİN Bazen böyle olur işte, siz ya- zıyı yazmazsınız, yazı kendini yazdırır. Bugünkü Tırmık gibi. Bilmece gibi oldu. Biraz açalım. Geçen pazartesi Dünya Ba- rış Günü'ydü. Oturup özene bezene bir yazı yazmak iste- dim: Birçok Güvercin Hava- lansa! Sanırım okudunuz, umarım okumadınız. "Sanınm"a boş- verin, gelelim "umanm"a. Ger- çekten umarım okumadınız. Onca özenip bezendiğim ya- zının en sonuna bir tuhaf pa- ragraf yapışmış. "Birçok gü- vercin havalansa" deyip ken- dimceşiirsel noktaladığım son paragrafın ardından deli saç- ması bir paragraf daha: "Bir çift güvercin havalansa yanık yanıkkoksa karanfil Madonna - Reagan - Atatürk: Yurtta sulh, cihanda sulh." Bakar bakmaz da kimin, ne halt ettiğini anladım. O "barış" yazısını yazarken aklıma gelen bir cümleyi unutmemak için hemen bilgisayarın ekranına Madonna - Reagan - Atatürk not etmiştim. Sonra yeniden yazıyadöndüm. Özendim. be- zendim, bitirdim, modemi ça- lıştırıp gazetenin ana bilgisa- yarınayolladım. Ekranın diple- rine itilmiş o not da biıiikte ta- bii... ilkin bir meslek içgüdüsü ile suçu düzeltmeservisinin üstü- ne attım. Gazetelerdeki bütün hataların düzeltme servisinin üstüne yıkılması kuraldır. Ne var ki şu Cumhurıyet'te bunu yapma hakkı olan en son kişi galibabenim. Birsüre önce bi- zim düzeltme servisine gidip, gerine kasıla "Arkadaşlar ge- çen günkü Tırmık'ta benim si- yah dizdiklertmi italiğe, düz dizdiklerimi siyaha çevirmişsi- niz. Bundan âpnra benim yaz- dıklarımı değiştirmeyin" diye yumuşak bir posta koyduy- dum. O efelenmeden sonra bi- zim düzeltmen tayfasının kar- şısına çıkıp "Yahu kardeşim, haydi benim gözümden kaç- mış, o saçma paragrafı, yazıyı okuyan düzeltmen arkadaş da mı yakalayamamış? Yuf yani size" diyecek yüzüm yok. Yutkundum ve sustum. Sustum ama kepazeliği de bir türlü sindiremedim. ••• Yazı, ceketini özenle giyip, kravatını titizce bağlayıp, ayakkabılarını gıcır gıcır parla- tıp, unutkanlıktan pantolonu- nu giymeden nikâh memuru- nun karşısına dikilmiş damada dönmüştü. Suçu üzerlerineyıkmak üze- re bir hamle de yazıişleri ma- sasına yaptım ama, kafalannı bile çevirmeden "Yazmı son dakikaya bırakırsan olacağı buydu. Okumak için vakit mi bıraktın da hesap sormaya kalkıyorsun" dediler. Oradan da püskürtüldüm ve... ...ve ertesi günü okuyucu- lardan, gazetenin öteki katla- rındaki, servislerindeki arka- daşlardan, başka gazetelerde çalışan meslektaşlardan yağa- cak "faş"ları beklemeye baş- ladım. Gelmedi. Inanmayacaksınız ama bü- tün gün her telefon çalışta "Hah işte, kül yutmaz, dikka- tinden satırkaçmaz bir Tırmık okuyucusu" umuduyla "Alo" dedim. l-ıh, sonu saçma sa- pan bir paragrafla biten yazıy- la ilgili tık yok. Ne bir ses, ne bir nefes. Durum açık. Okuyucu "Bu herif zaten uçuk kaçık yazılar yazıyor. Bu da onlardan biri iş- te" demiş geçmiş. Bu durum- da intihar mı etsem, mesleği mi bıraksam, pişkinliğe vurup, hiçbir şey olmamışçasına tır- mıklamaya devam mı etsem seçenekleri üstünde kafa yor- dum. İntihar zor iş. Mesleği bırak- sam, elimden başka iş gel- mez... Deyip sonuncu seçe- nekte karar kıldım. ••• O deli saçması gibi görünen nota gelince... Ben sadece Atatürk'ü. Madonna gibi "Made in Hollywood" bir ka- dıncağız ya da Reagan gibi ikinci sınıf bir aktör ve beşinci sınıf bir politikacı eskisi ile ya- rıştırmaya kalkmanın yakışık- sızlığını tırmıklamak istemiş- tim. "Atatürk'üyüceltmek onu böylesine budalaca yanşlann içine sokmak değil, onun 'Yurtta sulh - cihanda sulh' çağrısını cihanda ve yurtta (evet: Ve yurtta) hayata geçir- mek olsa gerek" demek iste- miştim. Dünya Barış Gü- nü'nde bu vurgunun önemli ve anlamlı olduğunu düşünmüş- tüm. Ama olmadı yüzüme gözü- me bulaştırdım. Acep intihar mı etsem, mesleği mi bırak- sam, yoksa pişkinliğe mi vur- sam? POLİTİKA GUNLUGU HİK31ET ÇETİNKAYA Turan Dursun Bugün4Eylül 1997... Aydınlanma savaşçısı Turan Dursun, yedi yıl önce silahlı saldırganlar tarafından evinın önünde katledilmişti... 1934 yılında Sıvas'ın Şarkışla ilçesine bağlı Gü- müştepe köyünde doğan Turan Dursun. 12-13 ya- şına dek Kuran ezberledi, Arapça, Kürtçe. Çerkez- ceöğrendi... Turan Dursun. Sıvas müftüsüyken ortaokulu dı- şarıdan bitirdi, 1966 yılında TRT'ye geçti. Aydınlık savaşçısı Dursun, 30 yılını vererek bi- limsel ve nesnel bir yaklaşımla Islamın kendi kay- naklarından Kuran ansiklopedisini hazırladı... Turan Dursun'u, 4 Eylül 1990'da evinin önünde pusuya düşürerek alçakça öldürenler kimlerdi? Sanıklar hâlâ yargılanıyor... Polis, Turan Dursun öldürüldükten sonra evini aradı; hazırladığı ansiklopedınin bir bölümüne el konuldu. Ansiklopedinin 'elkonulan'bölümleriai- lesine bugüne dek geri verılmedi... Bugün yedi yıl öncesıne gerı dönüp baktığımız- da 'şeriatçı örgütlenme'nin nasıl geliştiğini, dev- let içinde kimlerle işbirliği yaparak camileri siyasal Islamın karargâhına dönüştürdüğünü görebıliriz... Turan Dursun yaşamı boyunca 'karayobaz çe- fe/er/'nin gerçek yüzlerini ortaya serdi, din bezir- gânlarının maskelerini düşürdü... 1990 yılından 1997'ye geldiğimizde her cuma camilerden çıkan toplulukların yaptıklan gösteri- ler, Sevrözlemcilerinin oldukça ilgisini çekiyor, tat- lı su solcuları, şeriatçılar. yeni dünya düzeninin sa- vunucularının alkışlarıyla karşılanıyor... Devlet erkini elinde tutan ANASOL-D de neden- se şaşkınlığını üzerinden atamıyor; hem Başbakan Mesut Yılmaz hem de yardımcısı Bülent Ecevit olaya tanı koymakta zorlanıyor... • • • ANASOL-D hükümeti 'irticayla' nasıl mücadele edecek? Bursa Milli Eğitim Müdürlüğü'ne İstan- bul Kadıköy Anadolu Lisesi Müdürü Mustafa Tür- köz'ü atayarak mı? Sahi Mustafa Türköz kimdir? Hasan Mezarcı'nın arkadaşı ve Mehmet Gü- neş, Nedim Çeker, Muammer Türk adlı öğret- menlerle 1994 yılında Hasan Mezarcı'yı savunan kişidir. Bursa'nın yeni Milli Eğitim Müdürü Türköz, yine o yıllar Kadıköy Anadolu Lisesi'nde 'şeriatçı öğretmenlere' kucak açan, onları koruyup kolla- yan yöneticidir... Mustafa Türközü, 1994 yılında hakkında açılan soruşturmayla görevinden alınmıştır. Dört ay ön- ce de (Haziran 1997) 618 öğrenci velisinden para topladığı ıddiasıyla Türközü hakkında soruşturma açılmıştır. 5 Haziran 1997 tarihli Sabah gazetesinde Ah- met Vardar.Türköz'e şöyle seslenmiştir: "Müdür Bey kardeşim, bu paralar görünüşte az olabilir, a- ma topladığın zaman 4.5 milyara yakın bir meb- lağ çıkıyor ortaya. Hadi kurs işini kıvıramadın, öğ- renci ve velilehni boş yere oyalayıp başka kursla- ra gitmelehni engelledin ama paralannı geri ver- meyi neden kıvıramadın acaba? O kadar zor de- ğil be kardeşim, çağıracaksın velileri alın şu pa- ranızı' diyeceksin o kadar!" Hasan Mezarcı'nın yakın arkadaşı MustafaTür- köz'ün aynı okulda birlikte görev yaptığı Türk Dili Öğretmenı Nedim Çeker bugün nerededir? Söyleyelim: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ba- sın Yayın Müdür Yardımcısı... Şimdi Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay'a soruyoruz: "Laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti karşıtı olan, bu nedenle hakkında çok sayıda soruştur- ma açılan Mustafa Türköz nasıl olur da Bursa Mil- li Eğitim Müdürlüğü'ne atanır?" Gelelim Muammer Türk'e... Bu kişi de bir tarikat şeyhinin Orta Asya cum- huriyetlerindeki okullarının genel müdürüdür... Bir başka soru: "Milli Eğitim Bakanlığı Yurtdışı Eğitim ve öğre- tim Genel Müdürü Aysal Aytaç hâlâ görevinde kimlerin baskısıyla kalmaktadır..." • • • Bugün 4 Eylül 1997... Turan Dursun'un ölümünün yedinci yıldönümü... Bir aydınlık savaşçısı yedi yıl önce canilerce kat- ledildi... O günden bugüne dek geçen süre, Türkiye'nin 1997'de hangi çizgiye geldiğini göstermiyor mu? Tarikat şeyhlerinin, şıhlarının Milli Eğitim'den po- lis örgütüne dek nasıl sızdıklannı Cumhuriyet okur- ları çok iyı bilirler... Şimdilerde umudumuz Mesut Yılmaz ile Bülent Ecevit... Camilerden ellerinde Kuran ve bayrakla çıkan- ların, "Imam-hatipler kapatılamaz" diyenlerin ar- kasında hangi dinci örgütlerin olduğunu çok şü- kür görebildik... Bu gerçeği Turan Dursun yıllar önce görmüş, ki- taplarında dile getirmişti... Turan Dursun, kendi inandığı dini bilmeyen bir topluma dinini hâlâ kitaplarıyla öğretiyor; şeriat bezirgânlannın maskelerini indirmeyisürdürüyor... Bizim politikacılarımızTuran Dursun'un kitapla- rını okusaydı. Mustafa Türköz'leri Milli Eğitim Mü- dürü yapar mıydı? Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 DİNOZOR ALMAYI UNUTMAYIN!.. SADECE 50 BİN LİRA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle