Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 EYLÜL 1997 PERŞEMBE
HABERLER
TBMM Araştırma Komisyonu'nun CHP'li üyesi Sağlar, skandalın aydmlatılmasına yönelik sorulan çıkardı
Sıısıırlıık'ta suskunluk 10. ayında
• Susurluk skandalının
üzerinden 10 ay geçmesine
karşın hiçbir somut sonuç
alınamadı. Fikri Sağlar, İP
Genel Başkan Yardımcısı
Hasan Yalçın ve Istanbul
Barosu Susurluk Araştırma
Komisyonu üyesi Avukat Cem
Alptekin, skandalın
aydınlatılması için üzerine
gidilmesi gereken noktalan
Cumhuriyet'e açıkladılar.
DEVTÜM SEVtVIAY
Susurluk'ta 3 Kasım 1996'dameydana
gelen trafik kazasıyla. siyaset ve devlet
kademelerine kadar sızmayı başaran giz-
li bir suç örgütünün ortaya çıkmasının
üzerinden tam 10 ay geçtı.
Susurluk kazasının meydana geldiğin-
den bu yana yaptıklan çalışmalarla öne çı-
kan isimlerden TBMM Susurluk Araştır-
ma Komisyonu'nun CHP'li üyesi Fikri
Sağlar, tşçi Partisi Genel Başkan Yardım-
cısı ve A>dınlık Dergisi Genel Yayın Yö-
netmeni Hasan Yalçın ve İstanbul Barosu
Susurluk Araştırma Komisyonu üyesi. ay-
nı zamanda 16 Mart katliamı davası mü-
dahıl av ukatlanndan Cem Alptekin. gıde-
rek kamuyonun gündemmden düşen Su-
surluk olayının aydınlatılması ıçin >anıt-
lanması gereken sorulan Cumhuriyet'e
özetledı.
Fikri Sağlar
• TansuÇiller 1993 yılında >aptığı bır
açıklamada "Teröre destek verenleri bili-
yoruz \e onlara karşı gerekenkri \ apaca-
ğız" demişti. Çıller, bu bılgilen nereden
almış ve icrası için devletin hangi bırim-
lerine tevdi etmıştir'1
PKK'ye destek ver-
dığini iddiaettıği kışılerkimlerdir? Bun-
larla ılgıli herhangi bir vasal ışleme baş-
\ urulmuş mudur'1
Bu kışiler hakkında v a-
pılacağı sö> lenen "gerekenler"nelerdir?
• Pelister çiftlığı olayında bariz olarak
valana ve dolambaçlı yollara başvurul-
masının amacı, Pelister çitflığinin hangı
özellığinden kaynaklanmaktadır? Pelis-
ter çıftlıği arkasında saklanan gerçekler
nelerdır?
• Çıller'ın "Açıklanırsa devletler ara-
sında savaş çıkar" dediği örtülü ödenek
harcamaları konusunda niçin kamuoyuna
bılgı \ermekten kaçınmıştır? Devletler
arasında savaş çıkaracak kadar önemlı ic-
raatlarda bulunma hak ve yetkısini nere-
Sanar Yurdatapan ve yabancı temsilciler dövülerek polis merkezine götürüldü
Banş heyetine dayaklı gözaltı
den almaktadır? Bu icraatlar nelerdir? Sa-
vaş ilanı yetkisi salt TBMM'ye ait oldu-
ğu halde savaş ılamna neden olabılecek
girişimler kimin adına ve hangi amaçlar-
la yapılmıştır?
• Kuşadası Emniyet Müdürü Salah Ço-
ral ve dönemın kaymakamı hangı gerek-
çelerle Lütfii Suyoİcu cinayetinden hemen
önce görevlennden alınmışlardır?
• Daha sonra kara listeye alınan ulus-
lararası silah tüccan Ertaç Tinar'a ait
Haspro adlı şırketten hangı gerekçelerle
hıbe olarak bazı sılahlar alınmıştır? Aynı
şirketten satın alınan Uzı marka sılahla-
nn ödemeleleri niçin bu sılahlan üreten
fırmaya değil de aracı kuru-
luş olarak Haspro'ya yapıl-
mıştır?
tstanbul Haber Servisi -
"Musa Anter Banş Treni He-
yeti" üyeleri, İstanbul 'da kal-
dıklan otelde basına kendile-
rıni tanıtırken polis müdaha-
le ettı. Banş heyetinden 18'sı
yabancı uyruklu 21 kışı dö-
vülerek gözaltına alındı. O-
lay sırasında gözaltına alınan
Ingıltere'nin îstanbul Baş-
konsolosluğu Basın Ataşesi
Neil Frapeve eski bır parla-
menterolduğu anlaşılan İtal-
yan uyruklu Damiano Gi-
ovanmi FrisüUo daha sonra
serbest bırakıldı. Heyetın sa-
bah saatlerinde Pera Palas
Oteli'nde yapmak istedıği
basın toplantısı da 2911 sayı-
lı "ToplanüveGösteri Yürü-
yüşleri Yasası"na aykın ol-
duğu gerekçesiyle yasaklan-
dı.
Beşiktaş Fulya'daki Mım
Otel"de kalan banş heyeti
üyeleri. dün saat 15.00 sıra-
lannda bır salonda toplana-
rak basma kendilerini tanırtı-
lar. Aralannda Güney Afhka
Ulusal Kongre üyesi İmam
Hasan SaJomon'un da bulun-
Heyet üvelerinin basın toplantısı yapmalan polis tarafindan engellendL (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
duğu yabancı örgüt temsilcıleri
bunun bir basın toplantısı olmadı-
ğını vurgulayarak Türkıye'de bu-
lunma amaçlannı sadece banş me-
sajı vermek olduğunu anlattılar.
Konuşmalar devam ederken polis.
lobıde bulunan 2 kışıyi gözaltına
almak istedi. Arkadaşlannın çığ-
lıklan üzerine lobiye çıkarak kur-
tarmak isteyen yabancılarla polis
arasında kargaşabaşladı. Dışanda
bulunan çev ik kuvv et ekiplen ote-
lın döner kapısmın camlannı kıra-
rak yabancılann üstüne vürüdü ve
döverek toplam 21 kişıyi gözaltı-
na aldı. ülkede Gündem gazetesı
muhabıri Fanık Aktaş. Alınten
Muhabin Mehtap Kuruçayda dö-
vülerek gözaltına alındı. Toplantı-
yı izlemekte olan Şanar Yurdata-
pan,da gözaltına alınanlar arasın-
da bulunuyor. Emek Gazetesi mu-
habıri Seçldn Sertdemir polis tara-
findan tartaklanarak uzaklaştınldı.
Gözaltına alındıklan sırada çe-
şitlı yerlerinden yaralanan 20 ba-
nş gönüllüsü. Şişli Etfal Hastane-
si'nde ayakta tedavi edildikten
sonra Şişli Emniyet Müdürlü-
ğü'ne götürüldü. Gözaltındaki ya-
bancı banş heyeti üyelerinın isım-
leri şöyle: Alman delegasyonun-
dan Freidrich VValter Söhnchen,
Andrea Beickcn, Britta Astrid
Wente. Erhard Rolf Bernhard
Mohvitz, Stephan Maurer. Dien
Stevieanadewi Rubavva, Isgard
Gerdrud Lcchlcitner, Rosemarie
Pötthast, Agnes von Ahesleben,
Ute Steinberg, Charlotte Schmitz,
Ingıltere delegasyonundan Jufia
Guest
tspanyol delegasyonundan Ma-
ria Coronado Alvarez, Marcos
Borregon Baguero, Cesar Borre-
gon Baguero, Danimarka delegas-
yonundan Niyazi \Tgen. Eski bir
parlamenter olan ttalyan uyruklu
Damiano Giovanmi FrisüDodiplo-
matık mısyona sahıp olması nede-
niyle serbest bırakıldı.
Olay sonrasında otele gelen In-
giltere Başkonsolosu P. Hunt. gö-
zaltına alınanlar arasında Ingilte-
re Basın Ataşesi'nın de bulundu-
ğunu Emniyet Müdür Yardımcısı
MehmetÇağlar'a bildirdi. Çağlar
durumun ınceleneceğinı. bır yan-
lışlık varsa düzeltileceğini söyle-
dı. lngıliz Basın Ataşesı Neıl Fra-
pe akşam saatlerinde serbest bıra-
kıldı. Otelde kaian yabancılann
odalan güvenlık güçleri tarafin-
dan arandıgı öğrenildı. Mım O-
tel'e daha sonra İtalyan. Ispanyol
konsolosluk görevlileri gelerek
vatandaşlannm durumu hakkında
bılgı edindiler. Alman dıplomatlar
emniyet yetkilileriy le görüştükten
sonra dokuz vatandaşlanru konso-
losluk binasma götürdüler. Güney
Afrika Ulusal Meclis Üyesi Gora
tbrahim. olay sonrasında ülkesıne
dönmefc üzere otelden aynlırken
"Be Güney Afrika"da banşı sag-
ladık. Türkive içinde banş diliyo-
nım" dedı.
Mim Otel rezervasyonlan biten
yaklaşık 100 yabancı uyruklu ak-
şam 21.30 sıralannda otobüslerle
Ataköy'dekı C Motel'e gittiler.
Ancak motel yetkılilennın güven-
lik gerekçesiyle kendilerini kabul
etmemesi üzerine değişik otellere
dağıldılar. Banş heyetının bugün
Türkıve'den aynlması beklenıyor.
"Musa Anter Banş HeyetTnin
Pera Palas Oteli'nde sabah saatle-
nnde yapmavı planladığı basın
toplantısı da emniyet güçlerince
engellendi. Basın mensuplanna o-
tel önünde kısa bir açıklama yapan
tstanbul emniyet müdür yardımcı-
lanndan MehmetÇağlar. 2911 sa-
yıh Toplantı ve Gösteri Yürüyüş-
lerı Yasası'na göre yabancılann
basın açıklaması, toplantı ve gös-
teri yapamayacağını belırttı. Çağ-
lar. toplantıyı yapanlann Türkive
Cumhunyeti vatandaşlan olmala-
n dunımunda ne yapılacağının so-
rulması üzenne "Açıklamada suç
unsuru olursa gözaltına alınırtar"
yanıtmı verdi. Daha sonra Banş
Heyeti Koordınasyon Kuru-
lu'ndan Münir Ceylan ve Kemal
ParlakPera Palas Öteli'ne gelerek
emniyet yetkililenvle bır süre gö-
rüştü. Kemal Parlak görüşme son-
rasında "Bugün yapacağımız ba-
sın toplantısı iptal cdilmişrir" şek-
linde kısa bir açıklama yap-
tı. Parlak, basın toplantısını
koordinasyonun düzenledi-
ğıni, yabancılann sadece iz-
leyici olarak katılacağını be-
lirtti. Parlak'ın gazetecilerin
sorulannı yanıtlaması polis
tarafindan engellenirken Pe-
ra Palas Oteli'ne girişlere de
izin verilmedi. Banş Heye-
ti'ne destek vermek üzere o-
lay yerine gelen Şanar Yur-
datapan da yasaklamanın ta-
mamen demokrasi dışı oldu-
ğunu söyledi.
Banş Heyeti Koordinas-
yon Kurulu'ndan yapılan
açıklamada, Diyarbakır'agi-
derken Siverek'ten geri çev-
nlen ve önceki gün İstanbul
girişinde gözaltına alınan 13
kışı serbest bırakılırken 2 Is-
viçre vatandaşı sınırdışı edil-
mek üzere emniyete götürül-
dü. Ahmet Cihan. HADEP
Bodrum llçe Başkanı ve Mu-
sa Anter'ın oğlu Dicle Anter,
Demokrasi ve Banş Partisi
İstanbul tl Başkanı Kemal
YükseL HADEP İstanbul ll
Başkanı Hikmet Fi-
dan,EMEP tstanbul 11 Başkanı-
Mehmet Kıbçarslan, StP MYK
üyesi Önder ErgönüL Alkran Ün-
lü, Aydın Çiçek. Yasemin Turhal-
1L İbrahim Ozdemir, Tomris Öz-
den ve Suna Aras, Isvıçre uyruk-
lu Peter Leo Frei veAlbertGub-
ler Fatih Sultan Mehmet Köprüsü
girişinde "poüse mukavemefgös-
terdıklen gerekçesiyle çıkanldık-
lan Karta! Nöbetçi Savcılığı'nda
ıfade verdikten sonra serbest bıra-
kıldılar. KESK Genel Sekreteri
Faysal Özçift'in hakkında başka
bır suçtan gıyabı tutuklama karan
bulunması nedenıyle salınmadığı
öğrenildı. Isvıçre uyrukluPeter
Leo Frei ve AlbetGubter ıse sınır-
dışı edilmek üzere İstanbul Em-
niyet Müdürlüğü Yabancı lar Şube-
sı'ne gönderildi.
vakıfbank'tan TBMM'ye 2 trilyon
Eıı yüksek kredi kullanan
miIletvekiK Cavit Çagjar
ANKARA(CumhuriyetBürosu)-Vakııbank'm bugüne kadar
28 milletvekiline 2 trilyon 184 milyar 142 milyon liralık kredi
verdiği açıklandı. DTP Bursa Milletvekili Cavit Çağlar'ın 11
milyon 181 bin dolarla Vakıfbank'tan en yüksek kredi kullanan
milletvekili olduğu ortaya çıktı.
Milletvekillerinin şirketleri için kullandıklan kredinin 31
Temmuz 1997 tarihindeki tutan şöyle: İbrahim Vazıcı. (Yazıcı
Turizm) 592 bin 900 mark (yaklaşık 55 milyar 139 milyon li-
ra), Ali Osman Sönmez. (Sönmez Flament) 23 milyar 809 mi-
lyon lira, Cavit Çağlar, (Nergis Holding) 11 milyon 181 bin
dolar (yaklaşık 1 trilyon 896milyar297 milyon lira), EnisSülün
1 milyar lira, Halit Dumankaya (Milsan-Ege tnşaat) 4 milyar
lira, Mehmet Emin Aydın (AY-ME) 1 milyar 87 milyon lira,
Mustafa Dedeoğlu (Dedeoğlu Turizm) 420 milyon lira, Bfilent
Atasayan (Botaş Gebze Oto) 2 milyar 735 milyon lira, Osman
Pepe (Ikra Inşaat) 3 milyar 320 milyon lira. Hasan Peker 1 mi-
lyon 219 bin dolar {yaklaşık 206 milyar 742 milyon lira).
RTÜK'le görüs birliğine varıldı
'Televizyonlara kademeli
olarak ceza verilecek
9
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Mesut Yıhnaz,
televizyon yayınlan konusunda yakınmalan gidennek için ya-
pılan yasa çalışması çerçevesinde televizyonlara verilen ceza-
lann kademeli olarak uygulanması konusunda RTÜK görüş
birliğine vardıklannı açıîdadı. RTÜK Başkanı Orhan Oğuz da,
frekans tahsisinde lisans verme aşamasma geldiklerini, ihale
usul ve koşullannı 9 eylülde açıklayacaklannı bildirdi.
Başbakan Yılmaz, dün RTÜK Başkanı Oğuz'u kabulünde,
televizyon yaymlanyla ilgili yasa değişikliği konusunda hükü-
metin ve kurumun bir çalışma yürüttügünü kaydetti. Yılmaz,
RTÜK'ün bu ay içinde konuyla ilgili kişileri davet ederek bir
toplantı yapacağını belirtirken, Meclis açıldıktan sonra bu ko-
nudaki hükümet tasansınm gündeme getirileceğini bildirdi.
Yılmaz. en çok ekran karartma cezasından yakınıldığına dik-
kat çekerek "Bu aslında bütün düm
ı
ada uygulanan bir müey-
yidedir. Türkive"dc bunun aşamalı olarak uvgulanmasının da-
ha doğru olduğu düşüncesinde>iz" dedı.
Hasan Yalçın
• DGM Savcıhğı Çil-
ler" ın ajanlık dosyasını bir-
kaç saatte nasıl takipsizlik
karannabağladı? Savcı Nuh
MeteYüksel'in, yeni bilgiler
geldiğinde dosyanın yeni-
den açılacağını söylemesi-
nin anlamı nedir?
• Azerbaycan'da petrol
şirketi görüntüsü altında üs-
lenerek uluslararası silah tı-
careti yapan v e mücahit eğı-
ten CIA'cı generallerin Çıl-
ler'in silah ticaretiyle bag-
lantılan nedir?
• Kazaya değil suikasta
gittiği artık kesinlik kazanan
Jandarma Genel Komutanı
Orgeneral EşrefBiÜis'ın ka-
tilleri kimlerdir? Çiller'ın
şefi ve eski ABD Başkon-
solosu Shelton'un da içinde
yer aldığı CIA'cı ekibin
planladığı suikastta Çiller'in
rolü nedir?
• Bob Squire ve Jay Kri-
egel gıbi C1A görevlilerıni
Tansu Çıller kimin talima-
tıyla Başbakanlık Danışma-
nı olarak görevlendirdi?
• BBP Genel Başkanı
Muhsin Yazıaoğlu ve Özer
Çiller'in Topal cınayetınde-
ki rolleri nedir?
Cem Alptekin
• Adalet Bakanı Oltan
Sunguriu Cumhunyet gaze-
tesine 26 ağustosta verdiği
demecinde "Faiü meçkulci-
nayetterin adresi maAra çe-
telertdir" demişti. Adalet
Bakanı'nın istif|'Çtmesıni
dahi gerektirecek bu talihsız
açıklama bılgisizlikten mi
yapılmıştır, yoksa Susur-
luk'un mafyayla sınırlı tutu-
lacağının bir ışareti mıdir?
• Eski MtT'çi Korkut
Eken'in TBMM Susurluk
Araştırma Komisyonu'na
verdiği ifadesmde kullandı-
ğı "GajTİ nizami harp" kav -
ramı nedir? Kontrgerilla'nın
önemli bir terimi olan gayn
nizami harbe uygun icraat-
lannı hangi operasvonlarda.
hangi resmı makamlann bıl-
gısı dahilinde yerine getır-
miştir?
• Türkıye'yi 12 Eylül'e
getırdığı bilinen katlıamlar,
sol muhalefete yönelik "fa-
ili meçhul" cınayetler ve
"kayıplar"la ilgili olarak
bugüne dek başta MİT ol-
mak üzere devletin istihba-
rat örgütlerinde "asli göre\-
leri" olduğu halde neden is-
tihbarat bılgilen vok?
• ClA'nın Türkiye faalı-
yetlen ilgili olarak MİT'ın
bir istihbarat çalışması var
mı? Eğer böyle bır rapor ha-
zırlanmadıysa bu MİT'ın
CIA'vla ıç içe girdığinin bır
kanıtı mıdır?
• Ülkücü Ali Yurtaslan'ın
1980'li yıllarda kitaplaştın-
lan ve pek çoğu doğrulanan
itirafları bugüne dek TC
savcılıklannm ilgisıni ne ka-
dar çekmıştir? •
ŞIFIRNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
Tahsin Bozoğlu, Susurluk'un ta-
nınmış ailelerinden birinin oğlu. Bir ön-
ceki dönem Susurluk'un belediye
başkanıydı. Atak, esprili, iki dönem
başkanlığını yaptığı Susurluk'a çok
şeyler kazandırmıştı. En ilgimi çeken
uygulamalanndan birisi, belediyenin
bütün kapılannı söktürmesiydi. Ken-
di odası dahil hiçbir odanın kapısı yok-
tu. Yurttaşlar, kapılarda beklemeden
istediği gibi işini takip edebiliyordu.
Tahsin'le iki ay önce bir açılışta kar-
şılaştığımızda kulağıma eğilip şöyle
söylemişti: "Susurluk'taki kaza iyi ki,
on dakika sonra olmadı, çetenin oto-
mobili o zaman Mustafakemalpaşa il-
çesi sınırian içine girecekti. Ne yapa-
caktık bu durumda? Mustafakemal-
paşa kazası mı diyecektik."
Tahsin Bozoğlu, dün telefon etti,
Susurluk'la ilgili bir yazı göndendiğini
söyledi. "Yeter, yettigari" başlıkh bö-
lümde şunları yazmıştı: "Susurluk
üzerine sekiz sütuna manşet atanlar.
Aylardır Susurluk diye memleketi bir-
Başka Bir Susurluk...
birine katanlar. Çalıp çırpanlar. Maf-
yalar, eli kanlı katiller. Onların ortakla-
rı, patronlan, sahıpleri uşaklan. Ku-
marhaneciler, çeteler! Her kimseniz
şunu iyi bilin: Bizim Susurluk 'umuzun
sizin anlattıklannızla hiçbir ilgisi yok-
tur."
Susurluk'un çetelerie anılır ve tanı-
nır hale gelmesi, bu kentin sevimli in-
sanlannın canınatak etmiş. "Yettiga-
ri!" diye feryat ediyorlar. Çok haklılar,
gün geçmiyor ki, gazetelerde TV ek-
ranlannda Susurluk'un adı geçmesin.
Kendi iradeleri dışında kentlerinin adı
kötüye çıktı. Susurluk'un ve Susur-
luklulann olaylarla hiçbir ilgisi yok. On-
lann bir günahı da yok. Hatta, bir yö-
nüyle Susurluk, kötü giden talihimizin
bir dönüm noktası olarak da anılabi-
lir.
Tahsin Bozoğlu'nun feryadı bana
yeniden Susurluk çetesini anımsattı.
Susurluklular kızmasın, bu pislik orta-
lığadökülene kadar birileri üzerini ört-
meye çalışsa da bizlertakibi sürdüre-
ceğiz. Örneğin Tuğgeneral Veli Kü-
çük hakkında hâlâ neden dava açıl-
madığını soracağız. Abdullah Çat-
lı'yla son güne kadar defalarca cep
telefonundan konuşan bir askenn hâ-
lâ önemli görevlerde neden bulundu-
ğunun gerekçelerini yetkililerin açıkla-
malarını isteyeceğiz.
Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcı-
lığı'nın başvurusuna rağmen Genel-
kurmay'ın adli soruşturmaya izin ver-
memesinin arkasında yatan soru işa-
retlerini bulup çıkarmaya çalışacağız.
Susurtuk kazasının ardından bir süre
sonra bu defterin kapatılacağı çok
söylendi. Iddiaları doğrulayan geliş-
meler de oldu. Susurluk'un baş aktör-
leri Bucak ve Ağar'ın dokunulmazlık-
lan kaldınlmadı. ANASOL-D hüküme-
tini oluşturan partiler muhalefette iken
mangalda kül bırakmıyorlardı. Şu ana
kadar umut verici hiçbir adım atma-
dılar. DSP'li ve ANAP'lıyedi komisyon
üyesi toplantıya katılmadıklan için do-
kunulmazlık dosyalan TBMM Genel
Kurulu'na indirilemedi.
Milli Güvenlik Kurulu, bu konuyu bir
kez bile gündemine almadı. ANASOL-
D hükümeti de bu konunun MGK'nin
gündemine alınması konusunda bir
girişimde bulunmadı. Yönetici züm-
relerin Susurluk konusunda kendi is-
tekleriyle pek bir şey yapmayacakla-
rı iyice anlaşıldı. Sonunda tetikçi bir-
kaç özel tim mensubuyla sınırlı adım-
!a. at''dı.
Sonra ne olacak? Ben bu konuda
iyimserdüşünenlerdenim. Devleti sa-
ran pislik temizlenmedikçe, bir yer-
den yeniden ortalığa saçılacak. Gü-
venlik güçlerindeki ırkçı-şoven yöne-
lim hâlâ egemenliğini sürdürüyor. Bu
ülkede devlet görevlilerinın kanştığı
faili meçhul cinayetler ve yargısız in-
fazlaraydınlatılamadı. Ama katilleri is-
tese devletin ortaya çıkarabileceğini
de biliyoruz. Bu konudaki en çarpıcı
örnek Metin Göktepe cinayeti dava-
sı. Basının olağanüstü çabasıyla, po-
lis örgütü kendi içindeki zanlılan ifade-
lerini alarak yakalayıp adalete teslim
etti.
Ümraniye'de 7 kişiyi öldüren silah-
lan polis bulamaz mı? "Bulamadık"
diyor. Sorun siyasi iradeyle ilgili. Siya-
si irade Susurluk'un üzerine karariı-
lıkla grtmeye karar verse her şey kısa
sürede aydınlanır?
Neden yapmıyor? Bu soruyu sü-
rekli soracağız. Susurluklular da "Yet-
tigari" diye feryat etmek zorunda ka-
lacaklar. Ne yapalım, başka çaremiz
yok.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Yarım Bilim
Yarım İnsan
Bilim Merkezi Vakfı'nın geçen mart ayında dü-
zenledıği 1.Bilim Şenliği nın anı defterlerıni ka-
rıştırıyorum. Şenliği 16 gün boyunca ziyaret
eden 70 bin gibi rekor sayıdaki ziyaretçi arasın-
da, başörtülü guruplar da vardı, imam-hatip li-
seliler de. Anı defterlerine bu kesimden yazılan-
lar farklıydı.
Örneğin bır imam-hatip öğrencisi şöyle yaz-
mıştı: "Düzenlemekte olduğunuz sergi gerçekten
gezilmeye, görûlmeye değer. Fakat sergide, yıl-
larca önce çürütülmüş olan Darwin Teorisi'ni an-
latmanız veya yansıtmanız biraz doğru değil".
Bir başka imam-hatipli de benzer şeyler yaz-
mış: "Serginiz gerçekten gezilmeye, görûlmeye
değer. Fakat Zaman Tüneli bölümünde yıllar ön-
ce çürütülmüş olan Darwin Teorisi'ne yer verme-
nizin anlamını çıkartamadım. Benim atalanm in-
san, ama sizinkileri bilmiyorum".
Başkaları: "Çok güzel zaman geçirdik. Lakin
yıllar önce çürütülmüş Darwin Teorisi'ne sergide
yer vermeniz hiç de hoş değil"... "Evrim masalı-
nın gerçekmiş gibi anlatılmaması gerekirdi"...
"Evrim gibi bir dogmayı gerçekmiş gibi göster-
meyi size yakıştıramadım."
Binlerce ziyaretçinin övgü dolu sözlerinin yanı
sıra. bu kesimden Zaman Tüneli'ne gelen tepki-
ler anlamlıydı ve imam-hatip öğrencilerinin nasıl
yetiştırildikleri, eğitildikleri konusunda somut
ipuçları verıyordu. Şunu da belirtelim: Zaman
Tüneli'ne tepkı vermeyen ımam-hatipliler de
vardı anı defterinde.
Işin acı yönü. "evrim"in bir dogma olarak öğ-
retilmış olmasıydı.
Daha da acısı, evrim teorisının imam-hatip
okullarında, basmakalıp olarak "çürütülmüş te-
ori" bıçiminde öğretilmesiydi.
llginçtir ki, Zaman Tüneli'nde Darwin Teorisi
anlatılmıyordu. Hatta Darwin'ın adı bile geçmi-
yordu orada. Bugüne kadarki bilimsel bulgular
ışığında dünyanın jeolojik ve biyolojik gelişmesi,
ana özellikleriyle ve kronolojik olarak, eski can-
lıların fosillerı eşliğınde 40 metrelık resimli bir
perdede anlatılmıştı.
Bırakın "Darwin" adını ve "Evrim Teorisi" de-
yişini. sadece "gelişme" sözcüğü bile genç be-
yinlere kötü olarak belletilmişti. Bu bakışa göre,
"Ne demek gelişme? Her şey nasıl yaratıldıysa
öyledir!". "Tanrı her şeyi birden ve bugün olduk-
ları gibi yaratmıştır!"
Hiçbir şeyın ılk "yaratıldığı" gibi kalmadığı, her
şeyin bir gelişme/ dönüşme çizgısi izlediği gibi,
evrenin, dünyanın ve hayatın, herkes tarafindan
gözlemlenebilecek çok basit bir gerçeğinin bile
yasaklandığı bır öğretım olur mu?
Biyoloji gıbi hayatın. toplumsal yaşamın, bili-
min hatta ekonomının çok temel bir alanını, o
alanda temel araştırmaları ve düşünce üretimini
birtakım yasaklar çemberıne almakla, eğitim
olur mu?
\ Böyle,bir eğîtim/öğretimin sıradan ürünleri, iş-
te cami önü gösteri kültürü insanları olur.
Böyle bir eğitım/öğretimin eğitilmış ürünleri
de, bilimin sadece "tehlikesiz", yüzeysel bölüm-
lerine ılgı duyan, ama bilimin derinliklerine nüfuz
edebilecek. mantığını ve yöntemini ise bütünüy-
le aslaJ<avrayamayacak ve bilimi yeniden ürete-
meyecek insanlar olur.
• • •
Zaman Tüneli'nı başka türlü gören saygın din-
dar bakışlar da vardı. Işte bunlardan biri:
"Insanlığın ve bilimin her geçen gün ilerieme-
siyle Allah-u Teala 'nın yüzyıllar önce bildirdiği
gerçekler gün geçtikçe daha da ortaya çıkıyor.
Biz ise hâlâ bunlan reddetmekte direniyoruz. Bu
tip çalışmalannızın devamını dilıyorum. Dinin ge-
rıcilik olduğunu savunan bazı geri kafalılar da
umarım bu düzenlediğiniz şenliklerden birinde
gerçeği kabul ederier".
• • •
8 yıllık ilköğretim sadece bir yasal ilk adımdır.
Asıl mücadele bundan sonra başlıyor.
email: obursati'« prizma.net.tr
Türkiye Montrö
Anlaşması'nı
sorguluyor
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Günev Kıb-
ns'a S-300 füzelerınin
gönderilmesini engelle-
meye çalışan Türkiye. Bo-
ğazlar'ı 'uluslararası su
yolu' olarak tanımlav an v e
her türlü gemiye serbest
geçış hakkı tanıyan Mont-
rö Antlaşmasf nı sorgulu-
yor. Dışişlerı Bakanlığı
"Hiçbir uluslararası söz-
leşme, Türkiye'nin çevre
ve ulusal güvenliğini tehli-
keye atacak değildir
1
" gö-
rüşünü ileterek. Boğaz-
lar"dan gemi geçışınin en-
gellenebıleceğıni bildirdi.
Başbakan Yardımcısı Bü-
lent Ece>it. sözleşmenin
değiştırilmesinın çok zor
olduğunu. ancak silah.
mühimmat ve kimyasal
madde vüklü gemilerin
geçiş yaparken gerekli
makamlara haber v erme-
lerı ve kılavuz istemeleri
gerektiğini söyledi. Ece-
vıt. S-300 füzelennm Bo-
ğazlar'dan geçışı ıle ilgili
bır soru üzerine. gerek İs-
tanbul gerekse Çanakkale
boğazlannda "uçan kuş-
tan" bile haberdar olundu-
ğunuvurguladı. Başbakan
Yardımcısı, "Yasal açıdan
olanaklanmız sınırlı. Bo-
ğazlardan geçişler. devle-
tin çıkardığı tüzukleıie de-
netim alüna alınabili>or"
dedı.
Dışişleri Bakanlığı Söz-
cü Yardımcısı Sermet Ata-
canh. dün düzenlediği ba-
sın toplantısında, Türki-
ve'nin kendi ulusal güven-
liği kapsamında gerekli
önlemleri almasının doğal
olduğunu belirterek, bu
denetimlerin sürdürülece-
ğini kaydetti.
GKRY'nin, S-300'len
Türkiye üzerinden taşıma
şansının azalması üzerine
S-300'leri karayoluyla
Atina'ya, oradan da gemi-
lerle Güney Kıbns'a taşı-
ma olasılığına ağırlık ver-
diği öğrenildi. Rusya-Yu-
nanistan arasmdaki Uk-
rayna. Romanya ve Bul-
garistan'ın, füze sistemle-
rinin geçırilmesine izin
verip vermeyeceği konusu
açıklığa kavuşmadı. Tür-
kiye'nin söz konusu ülke-
ler nezdinde girişimlerde
bulunması bekleniyor.
Paris'te temaslannı sür-
düren Dışişlen Bakanı Is-
mail Cem, Türkiye'nin,
boğazlardaki her türlü ge-
lişme) i ilgili devlet kuru-
luşlan ile yakından izledi-
ğini belirterek, güvenliği-
ni tehdit eden her türlü fa-
alıyete karşı gereğini ya-
pacağını kaydetti.