Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 EYLUL 1997 PERŞEMBE
12 KULTUR
5 4. U L U S L A R A R A S I V E N E D t K F İ L M F E S T 1 V A L t
Thompson annesiyle başroldeKültür Servisi- Venedik Film Festiva-
li devam ediyor. İtalyan yönetmen Ren-
zo Martinelli. son fılmi u
Porzus"un Ve-
nedik'teki göstenmının durdunılması-
nı emreden birmahkeme ılamı aldı. Se-
naryoda yer alan Mario Toffanin'i ger-
çeğe uygun bir şekılde yansıtmadığı
için Toffanin aılesi tarafından talep edi-
len bu uygulama. festival başkanı Feli-
ce Laudadio'yu oldukça öfkelendirdı.
Laudadıo. olav üzenne şu açıklamayı
yaptı: "Hiçbiravukatbenden bir filmin
gösterimini durdurmamı isteyemez;
Italya cumhurivetini avukatlar yönet-
miyor".
Marcello Mastroianni'nin kendi ya-
şamını anlattığı "Miricordo,si, io mi ri-
cordo" adlı otobıyografık filrrun yönet-
menı Anna Maria Tato. 1998 yılından
başlavarak festivalde Mastroianni adı-
na yeni bir ödül venleceğini açıkladı.
Ödül, en iyi aktör ya da aktrise venle-
cek. Mastroianni, yaşamının son 22 yı-
lını Tato ıle birlıkte geçırmiştı
Cezayırlı yönetmen Mahmoud Zem-
mouri'nın "Yüzde 100 Arap" isımli fil-
mı de Venedık'te polemiğe yol açtı.
Otontelerin, bu filmin üstunde durma-
lannın iki nedenı var. Cezayir'dekı Is-
lamı terör ve radikal Islamcılann, yö-
netmen Zemmoun'nin ıdamını ısteme-
len. Fılm. bazı köktendıncı gruplann
birlıkte dua ederken aynı zamanda da
televizyon izlediklerini gösteriyordu.
Şu günlerde Venedik'te bulunan öv-
güye değer oyunculardan birisi Emily
VVatson Geçen yıl yönetmenliğıni Lars
VonTrier'ın yaptığı "Brealdngthe Wa-
ves-Dalgalan Aşmak" Fılmıyle yıldızı
parlayan Watson. Philip Saville'ın fes-
tivalde gösterilen "Metroland" fılmi-
nin başrol oyuncusu.
Çok özel bir anlamlan olmasa da fes-
tivalde seyirciyı oldukça keyiflendiren
iki film gösterildi geçen hafta Vene-
dik'te. Bunlardan ilki Rus yönetmen
Pavel Çukray" 'ın "Vor" adlı çalışma-
sıydı. 1952'de geçen bu film. Rus hal-
kının Stalin'e karşı duyduğu aşk. nefret
\e korkuyla kanşmış duygulannı yan-
sıtıyordu.tkinci filmse çalışmalannı
Amerika'da sürdüren ve geçen yıl "Le-
aving Las Vegas" adlı filmivle beğeni-
len Ingiliz \ önetmen Mike Figgis ımza-
sını taşıyordu Başrollerını Nastasja
Kinski ve \Veslev Snipes'ın ustlendiğı
"One Night Stand". hiçbir ırkçı yakla-
şımı olmaksızın zenci bir adamla be-
yaz bir kadın arasında geçen tek gece-
lık bir aşk övküsünü en doğal biçimıy-
le anlatıyordu.
Festivalde gösterilen Fılmlerden "The
\Vinter Guest" de gerçek bir anne-kızı
aynı pelikülde buluşturuyordu. Halen
Yarışmanın en çok
beklenen filmi -
I
Vesuviani-
Vezüvlüler"in ilk
gösteriminde
Venedik'te yer
yerinden oynadı. 5
yeni yazar-
yönetmenin
biriikte çalışarak
ortaya çıkardıklan
•Vezüvlüler", \eni
İtalyan
sinemasının bir
bildjrisi
niteliğindevdi.
Lsta İngiliz aktör
Alan Rickman'ın
ilk vönetmenlik
denemesi
olan"The VVinter
Guest" de. gerçek
bir anne-kızı aynı
pelikülde
buluşturuyor.
Filmde başrolleri
Emma Thompson
ve annesi PhyUida
Lavv paylaşıyorlar.
Lavv, filmde de
Thompson'm
annesini
canlandınyor.
sinemalanmızda Rasputin'i gösteri-
len.usta tngıliz aktörü Alan Rickman'ın
ilk vönetmenlik denemesi olan bu film-
de başrolleri Emma Thompson ve an-
nesi Phvllida Law paylaşmışlardı. Law.
filmde de Thompson'm annesini can-
landınyordu.
Venedik'te Geceyansı gösterimlen-
nin ilgi çeken filmlennden bıri de Paul
Schrader'ın ~Affliction"ı oldu. Russel
Banks'ın romanından sınemaya uyarla-
nan film. sanki Coen kardeşlerin Far-
go'sunun baş aşağı edilmiş. dramatık
bir versiyonuydu. Yine New Hampshı-
re. yine karlar, yine bir ceset \ e başrol-
de de Fargo'nun Oscar kazanan kadın
polısi Frances McDormand'ın yerini al-
mış bir Nick Nolte vardı.
Kieslovvski'nin tam altı filminde rol
almış Polonyalı o> uncu-yönetmen
Jerzy Stuhr'un "Historie Milosne-Aşk
Hikâyeleri" adlı yanşma filmı, bekle-
nen ilgiyi görmedi. Kieslovvski'ye öv-
güyle başlayan ve bu sahnesiv le büyük
alkış alan film. ağırlıklı olarak komedı
öğelen taşıyordu ama K.ıeslowski"nin
dennlığıne ve stıline yaklaşamıyordu
bile. Sinemadan daha çok televizyon
için v apılmış bir çalışma gibiydi.
Yanşmanın en çok beklenen filmı "I
Vesuviani- Vezüvlüler"in ilk gösteri-
minde Venedik'te ver yennden oynadı.
Antonio Capuano, Pappi Corsicato, An-
tonietta De Lillo. Stefano Incerti % e Ma-
rio Martonegıbı 5 yeni y azar-yönetme-
nin birlıkte çalışarak ortaya çıkardıkla-
n 'Vezüvlüler'. yenı İtalyan sineması-
nın bir bildirisi niteliğindeydi.
Çin ve İtalyan sinemalannın iki bü-
yük ustası Zhang Yimou v e Giuseppe
Tornatore de \'enedık'te>di geçen haf-
ta. Yımou. yeni filmı "Keep Cool"un.
Çin hükümetinın tüm olası sansürleri-
ni aşmış olmasının rahatlığını yaşarken;
Tornatore de kendi şırketınin yeni fil-
mi için Venedik'te bulunuyordu. Yö-
netmenliğıni GianfrancoCabiddu'nun
üstlendiğı "II Figlio di Bakunin-Baku-
nin'üıOğlu" da festivalde göstenlen bir
başka filmdi.
Venedik'te ilgiyle karşılanan çalış-
malardan bın de 2-3 yıl öncesinin ba-
şanlı Smoke ve Blue in the Face film-
leriyle sinemaya yöneldiğini örnekle-
miş, Amerikalı yazar Paul Auster'ın ilk
yönetmenlik denemesi olan "Lulu on
theBridge" ıdi. Filmin başrollerinde ise
bırcaz müzısyeninı canlandıran Harvey
Keitel ve Vlira Sorvino vardı
Festivalin övgüye değer filmlerinden
biri de 53 yaşındaki deneyselci Alman
yönetmen Werner Nekes imzalı "Der
Tag des Malers- Ressamlann Gii-
nü"ydü. Göriiş ve bakış kavTamlan üze-
rine bir araştırma niteliğindeki bu film,
ressamla modeli arasındaki ilişkiyi, ka-
dının çıplaklığını ve otoerotizmi sorgu-
luyordu. Film. daha önce katıldığı bir-
çok festıvalden de çeşıtlı ödüller almış-
tı.
Venedik'te tam 400 kişiyi sinema sa-
lonunun dışında bırakan filmse, genç
bir İtalyan kadın yönetmenden geldi.
Roberta Torre'nin "Tano da Morire'
1
adındaki bu ilk filmi. bir müzıkaldi. Öy-
kü, Sicilya'da geçıyor ve İtalyan mafya-
sının aile işlerini anlatıyordu.
2. Uluslararası Avşa Granit Heykel Sempozyumu'na 7'siyabancı 10 sanatçı katıldı
Avşa eski günlerine kavuşuyor
Sezer, 'Cahide' dizisinde Hale Soygazi ile.
AlevSezer
yaşamuıı
yitirdiKüMrServisi - Devlet Tıyatrolan ve telev ız-
yon sanatçısı Alev Sezer. tedavı gördüğü Al-
man Hastanesi'nde dün sabah saat 07.00'de
yaşamını yitirdi. Ale\ Sezer için bugün saat
11.00'de Atatürk Kültür Merkezi Büyük Sa-
lon'da bir tören düzenlenecek ve sanatçı Teş-
vıkiye Camisi'nde kılınacak öğle namazının
ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa
verilecek.
27 Ağustos tarihinde halsizlik ve yorgunluk
şikâyetleriyle hastaneye yatınlan Sezer'in ön-
ceki gün durumu ağırlaşmış ve bitkisel haya-
ta girmiştı. Bir aydır bulantı, kusma. üç aydır
saç dökülmesi şikâyetleriyle tedavi altında olan
sanatçı. v aklaşık beş gün önce ishal ve kusma
nedeniyle tedavi edilirken. gelişen ağır enfek-
siyonun etkisi altına girdi ve yaşamını yitirdi.
Alman Hastanesi Yoğun Bakım Ûnitesı sorum-
lu doktoru Sevda Kızdırmak, sanatçının. sep-
tik şok ve solunum yetersızhği tablosunun ge-
lışmesiyle, yapılan bütün müdahalelere rağ-
men kurtanlamadığını ve yaşamını yitirdiğini
bıldirdı.
23Nısan 1945 yılında Istanbul'da doğan Se-
zer. Ankara Devlet Konservatuvan Tıyatro
Yüksek Bölümü'nden mezun oldu. Tıyatro ya-
şamına 1954'te Ankara Devlet Tiyatrosu'nun
bünyesınde kurulan Çocuk Tiyatrosu'nda baş-
layan Alev Sezer. 1955 yılında da Radyo Ço-
cuk Saati bölümüne geçtı. Liseyi bitirdikten
sonra Konservatu\ar Tiyatro Bölümü'ne de-
vam eden sanatçı, 1967 yılında mezun olurol-
maz Ankara Dev let Tiyatrosu'nda profesyonel
sanat hayatına başladı. Oyuncu ve yönetmen
olarak çalışmalannı sürdüren Alev Sezer'in
uğraşlan arasında sinema, dublaj, televizyon
dizileri de yer alıyordu. 1981'den bu yana İs-
tanbul Dev let Tiyatrosu'nda çalışıyordu. 'Can-
dida', 'Romeo ve JuMef, 'Bütün Oğullanm',
'Söz Verivorum', 'Damdaki Kemancı", 'Ama-
deus\ 'Yasalarve İnsan' gibi oyunlarda rol alan
sanatçı, 'Mikadonun Çöpleri*, 'Gardiyan', 'Sa-
hncakta İki Kişi', 'Komedi SanaO'. 'Mavmun
Da\ası', 'Babaannem Yüz Yaşında' oyunlannın
da yönetmenliğıni üstlenmişti. 1986 yılında
'Candida' adlı oyunla Yılın Ümıt Veren Sanat-
çısı Ödülü'nün yanı sıra rejileri ile de birçok
ödülün sahıbi olan sanatçı, birçok sinema. te-
kv izyon filmı ve dızide rol almıştı. Sezer son
olarak 'Şehnaz Tango' \ e 'Bir Umut' adlı di-
ziyle ızleyenlerın karşısındaydı.
ESR.\ ALİÇAMJŞOĞLU
Marmara Denizi'nın granıtıyle ünlü
adası Av şa. dünyanın farklı ülkelerin-
den gelen 10 sanatçıyı ağırladı bir ay
bovunca. Japonya'dan Taizo Muraka-
mi. Ryosuke Kobayashi. Tomonori Fu-
jioka. Kore'den Moon Kvıı Kim. Isra-
ıl'den Igor Brovv. Avusturya'dan Juan
Elisabeth. Fransa'dan Jean François
Demeure. Türkıye'den Rahmi Aksun-
gur. Emre Başoğlu \ e EvTİm Saraçoğ-
lu'nun katıldığı sempozyum. adanm
unutulmaya yüz tutmus kımlık bıriki-
mıne uluslararası bir boyut getırerek,
Avşa'nm heykellenvle ünlü bir ada ol-
masının da ilk adımlarını attı.
ilk kez 1993 v ılında gerçekleştirılen
ve ünlü heykeltıraş Hadi Bara anısına
düzenlenen 2. Uluslararası Avşa Gra-
nıt Sempozyumu. Mımar Sınan Ünı-
versıtesı. Avşa Belediyesı ve Borusan
AŞ'nın ortak çalışmalan sonucu, 23
Temmuz-23 Ağustos tarihlerı arasında
gerçekleştırıldı. Lniversıte. yerel yö-
netim ve özel sektör işbirliği ile oluş-
turulan sempozyum. Avşa Adası'nın
bir 'açık hava heykel müzesi'ne dönü-
şümüne katkıda bulunmayı da kendisı-
ne ılke edindi
Amaç, açık hava heykel
müzesine dönüştürmek
Mımar Sinan Ünıversıtesı Rektörü
Tamer Başoğlu; MSÜ Heykel Bölü-
mü'nün Marmara Denızi'ne bir avuç
maya çaldığını vebunun tuttuğunu be-
lırtırken, bu sempozyumun Türk sanat
tarıhi ıçınde çok önemli bir çalışma ol-
duğunuvurguladı. "BorusanGranit'in
desteği \e Avşa Beledive Başkanlığı'nın
ev sahipliği ve işbirliği ile üniversite ola-
rak bir sempozvuma başladık ve çok
önemli bir sonuca ulaştık. 1993'te bu
sempozyuma ilk başladığımızda Avşa
İlk kez 1993 'te yapılan ve ünlü heykeltı-
raş Hadi Bara anısına düzenlenen 2.
Uluslararası Avşa Granit Sempozyumu,
Mimar Sinan Ünh ersitesi, Avşa Belediye-
si ve Borusan AŞ'nin ortak çalışmalan so-
nucunda gerçekleştirildi. Sempozv umda
oluşturulan lıev keller. sanatçılar tarafın-
dan belirlenen yerlerde sergilenecek.
Belediyesi henüz işbaşına gelmişti ve
genç bir belediveydi. Üç sene daha de-
vam edebilseydik Avşa'nın bugün 50
hev keli olacakü. Avşa Adası şu anda 20-
22 hev kele sahip. Avşa'yı bir açık hava
hevkel müzesine dönüştürmek en bü-
yük amacımız. Düm aca ünlü birçok sa-
natçının burav a gelip, bir av sürevleva-
pıtları üzerinde çalışması. Türkive'nin
sanat ortamını olumlu yönde etkileye-
cek.
Avşa'daki sempozv unıun yanı sıra, 9
vıkur Marmara Adası Saraylar Kövii
ile ilişki halindeviz ve sonunda arazi ta-
pusunu aldık. Burada hem yaz okulu
hem elsanatlan hem de bu tür ulusla-
rarası sempozvum yapmavı planlıvo-
ruz. Marmara Adası'nda tapulu mül-
kümüz olacağı için bu etkintiğin daha
köklü olacağını düşünüyoru/- Avnca.
üniversite olarak kapsamlı bir eğitim
ve uv gulama imkânı yaratmış da olaca-
Tamer Başoğlu. bütün ülkelere dave-
tıye gönderdiklerinı, farklı ülkelerden
25. Türkiye'den ise 7 dosya arasından
seçim > aptıklannı da belirtiyor. Her v 11
genç bir sanatçıva sempozyumda yer
vereceklennı vurgulavan Baıjoğlu. bir-
çok Japon sanatçının MSÜ Hev kel Bö-
lümü'ne gelip misafir sanatçı olarak
çalışmak ıstediklenni de belirtti
MSÜ Heykel Bölümü adına genel
koordınatörlüğü üstlenen ve sempoz-
yuma sanatçı olarak da katılan Rahmi
Aksungur, sempozvumun önemli
amaçlannı adalar grubunu kültür orta-
mı haline getirmek ve uluslararası bo-
yuta taşıyarak. mermer ve granıtın
yurtdışmda da adının duyulmasını sağ-
lamak olarak açıklıyor. Avşa'nın za-
man içinde bir koleksiyon oluşturarak.
açıkhava müzesı haline gelmesinın de
sempozyumun amaçlanndan biri oldu-
ğunu v urgulayan Aksungur, Hadi Ba-
ra adına düzenlenen sempozyumun ge-
lecek yıllarda daha da nitelik kazana-
cağını belirtiyor. Aksungur, Avşa'da
geçmış yıllarda birçok granit ustası ol-
masma karşın günümüzde kımsenin
granitle ılgilenmemesini v e teknık v ar-
dım alamadıklannı da ekliyor sözlen-
ne: " Avşa'nın geçmişte olduğu gibi bu-
gün de taş ustalannın artmasını diliyo-
ruz ve bunun için uğraş veriyoruz."
Sempozyuma katılan ve Dıvnği U-
lu Camıı'nın kapısında gördüğü motı-
fi granite işleyerek Avşalılara armağan
eden Fransız sanatçı Jean François De-
meure ise, kültür alışverışınin en iyi
biçimde sağlandığına değinerek.
"Hem sanatsal açıdan hem de ilişkiler
açısından sempozyum olağanüstüvdü.
Hevkelimi Avşa için vaptım ve yerini
bulduğuna inanıyorum."
Sempozyumun Organizasyon Ko-
mıtesı Başkanlığı'nı üstlenen Oğuz
BayTakçı da. bölgenın kültürbınkımı-
nı gun ışığına çıkartmak ıçın böyle bir
proje girişimınde bulunduklannı ve bu-
nu gerçekleştırdıklerinı belirtti. "Bu-
rada yaptığımız çalışmalar bir kinılik-
lendirme çalışması olarak adlandınla-
bilir. Lnutulmava yüz tutmuş taş işçili-
ği yerine getirebileceğimizi umuyoruz."
Evrim Saraçoğlu ise. halktan çok
yakın ılgi gördüklerinı ve sempozyu-
mun sanatın halkla bütünleşmesi için
önemli bir adım olduğunu da ifade et-
ti. Emre Başoğlu da. sanatçılarla yapı-
lan tartışmaların Türk heykelının ve sa-
natının tanınması açısından çok önem-
li olduğunu vurguladı.
U2 artık dünya turnesine çıkmayacak
112 için artık sıra olağanüstü albümlere geldi.
KültürServisi-Tüm dünyada ger-
çekleştirdiği büyük stadyum konser-
leriyle dikkati çeken ünlü rock gru-
bu U2, şu sıralar devam eden turne-
lerinden sonra bu tip geniş ölçekli
konserlerden vazgeçeceklerinı be-
lirtti. Grubun lideri Bono yaptığı bir
açıklamada Pink Flovd ve Rolling
Stones gibi devasa boyuttakı stad-
yum konserlen ıle geniş kitlelere u-
İaşmayı başaran U2'nun artık bu ko-
nuda yolun sonuna geldiğini açıkla-
dı.
17 yılda yaklaşık 70 mılyon al-
büm single dünvaca ünlü irlandalı
grup. gelecek hafta İngıltere'de
Wembley Stadyumu'nda bir konser
verecek ve Amenka'da gerçekleşti-
receği konserler dızısmi ise sonba-
harda noktalayacak. PopMart baş-
lıklı rurnesmde gerçekleşen ılgı çe-
kıcı konserlerle grup. adeta tekno-
lojınin hakim olduğu bir çağda rock
konserlerinin nasıl olnıası gerektıği-
nin güzel bir örneğini veriyor.
"Biz kitch'e inanıyoruz" sloga-
nıvla gerçekleştirdikleri turnede
grup. shovv'u sırasında dünyanın en
büyük vıdeo ekranı ile izleyicilere
görsel bir şölen sunuyor. Bu dev bo-
yutlardakı vıdeo ekranını taşımak
için 250 görevlı. 75 kamyon ve bir
Boeing 727 uçağı seferber oluyor.
37 yaşındaki Bono, Prag'da yap-
tığı bir açıklamada PopMart rurne-
sinin daha önce gerçekleştirılen Zoo
TV'den çok daha başanlı geçtiğini,
ancak U2'nun bu tip büyük
shovv'lardan artık bıktığını belirtti
ve şöyle ekledı: "Grubun tekrar
böv lesine büyük gösterilerde yer al-
dıguu düşünmek bile istemivorum.
Bence PopMart'ın ötesine geçebile-
cek bir rock konseri olamaz. Arük
sıra olağanüstü albümler yapmaya
geldi." Bono'nun verdiğı bilgılere
göre. PopMart'ın hazırlanması aşa-
masında grup elemanlan bırer mı-
mar. mühendıs ve yönetmen gibi ça-
lışmışlar.
Geçen hafta turnenin gelecek haf-
ta sona ereceğinın bildinldıği bir ha-
berin ardından. U2'nun menajen
Paul McGuiness U2'nun daha şım-
diden gelecek tume için hazır oldu-
ğunu açıklamıştı.
U2 PopMart turnesini 1995 yılın-
dayken tasarlamaya başlamış. An-
cak gruba sponsor bulmak çok da
kolay olmamış. Bir önceki turneyi
Volksvvagen fınanse etmiş.
Ancak görülen o kı. son dönem-
de gerçekleşen dünya turneleri
gruplann yeni albümlerinı tanıt-
maktan daha büyük gerekçelerle ya-
pılıyor.
Müzik eleştirmenlenne göre. Bo-
no'nun artık dünya turnesi yapma-
yacaklanna yönelik bu açıklaması.
özellikle daha henüz yansı tamam-
lanan tumenin konser bıletlennın
daha çok satmasını amaçlıyor.
IŞILDAK VE YELPAZE
ATİLLA BİRKİ1E
Uzaylı Dostlarım
Uzaylı dostlarım seyrek de olsa benı ziyarete ge-
lir. Özellikle de Sarovan Kentı Bılimler Akademisi
üyesi Kova ile Savo. Sarovan. üst-uygar bir kenttır
ve uzun bir süredir dünyayı incelemektedırler. Ko-
va ile Savo da Türkiye'yi mesken tutmuşlardır.
Genellıkle edebıyat konuşuruz. Söyleşilerimıze,
zaman zaman Mahir Öztaş, Tuğrul Tanyol, Buket
Uzuner, Haydar Ergülen, Nilgün Üstün, Mario
Levi, Enver Ercan, Zeki Coşkun, Metin Celâl, -
bazen de- Hikmet Akarsu katılır. Bizim birbirimizi
yercesıne yaptığımız edebi tartışmaları sakince iz-
lerler.
Şiirin durumu, son yıllarda, 'büyük' birşairin çık-
mayışı; romanın Batı'ya göre 'yetersizliği'; eleştiri-
nin kurumsal kımlığini kazanamayışı gibi sorunlar
masaya yatınlır.
Bizler, uzaylı dostlarımızın deneylerinden yarar-
lanmayı düşünürken. bir bakarız ki karşı kutuplar-
dadüşman kardeşieroluvermışiz. Kuşkusuz, anlaş-
tığımız konular da vardır. Eleştirmenlerin, yapıtlan-
mızı anlayamaması gıbı.
Biz hararetle tartışırken, uzaylı dostlarım sakince
bizi dinlerler. Kim bilır, Savoran Bılimler Akademi-
sı'ne verdıklerı raporiarda neler yazılı!
Kova da. Savo da oldukça sakin ve hoşgörülü
uzayhlar. Dinlemesını çok çok iyi bilıyoriar. Ne var ki,
tabii ki rahatsızhk duymuyorum, ama çok soru so-
ruyoriar. Belkı de 2096 yılında 'yaşıyor' olmanın,
hatta başka bir galaksıye ait olmanın nedenidir so-
rulann çokluğu. Sonsuz bir oğrenme, bılme ısteği...
Tabii ki bizım de sorularımız oluyor. Hepimizin bir-
den sorduğu. üstunde anlaştığı sorular ise 'kitap'ın
durumuna ılişkın sorular.
Orada, uzayhlar kıtap okuyor mu; roman ne du-
rumda; şiır nasıl bir çızgi ızlıyor. daha çok anlatımcı
bir şiir mı var. yoksa imgelerın ağır bastığı bir şiir mi?
Edebıyat kuramlarını. eleştirmenlerin, sanatçılann
önünde mı. yoksa ardında mı kaldığını; post-moder-
nizmden soz edip edemeyeceğimızı; kültür tarihle-
rinin nasıl bir evrim gösterdiğini; korsan kitabın olup
olmadığını sorup duruyoruz sohbetlerımizde.
Edebıyatın klıplere yenılip yenılmedığini: ekran
önünde çakılıpçakılmadıklannı;bılgısayarprogram-
larını; tüm bunlann okumayı nasıl etkilediğıni; de-
mokrasiyi; sol görüşün hangi biçime geldiğini; sö-
mürüyü; kapitalist üretim ılişkılerinin kalkıp kalkma-
dığını, dolayısıyla da ışçı sınrfının vaıiığını; emek ile
sermaye arasındakı çelışkiyi; medyayı; toplumsal
yaşamdatemel çelişkilerin ne olduğunu; sanatı; si-
nemayı: tıyatroyu; yaşama biçimlerini; sporu ve
özellikle de futbol maçlannın yayınlarını vb. vb...
Bir anlamda varsayımsal ve kuramsal olarak ge-
lecekte acaba bizı neler bekliyor? Kaygımız bu. 'Kı-
fap'ın durumu ve okur ıle ilışkisi... Okuma eylemi-
nın sürüp sürmeyeceğı; okur kıtlesı diye bir krtleden
söz edip edemeyeceğımız; yayınevlerinin ve krtap-
çılann 'geleceği'...
Doğrusunu söylemek gerekirse; bizim onlara gös-
terdiğimiz sabnn çok fazlasını gösteriyorlar. Sakin-
ce ve büyük bir hoşgörüyle dinleyerek tek tek ya-
nıtlıyoriar.
Benim en büyük korkum 'Fahrenheit451'ö\. Ney-
se ki öyle değilmiş. üstelik çok değışik kıtap kâğıt-
ları da üretıliyormuş. Kitabı tutmanın duygusu yit-
memış; yazılanı sayfadan okuma alışkanlığı da sü-
rüyormuş.
Aslında Sarovan kentinin, gerçekten üst-uygar
birkent olduğundan hıç kuşku yok. Ama bana an-
latılanlan anlatmaya kalksam -gerçı banaanlatılan-
lar şımdıye kadar, sorabıldıklerimızın yanıtı yalnız-
ca- bu köşe yetmez. Başka bir yazıda uzun uzun
yazarım.
Asıl. son gelışlerınde en çok dikkatimi çeken; ge-
lış tarihleriydı. Kova ile Savo'nun 1 Eylül günü beni
ziyaret etmesi; ulkemdekı ve dünyadaki banşa iliş-
kin sorular sorması oldukça dikkat çekiciydi.
Acaba, uzaylı dostlarımız neye göndeıme yapı-
yorlardı...
"Mekânım Datça Olsun"
• Kültür Servisi -
Güler Yücel'ın
"Mekânım Datça
Olsun" başlıklı sergisi,
Datça'da açıldı. 1955
v ılında Güzel Sanatlar
Akademisi'ne giren
\'ücel. önce Halil
Dıkmen Atölyesi'nde
çalıştıktan sonra
çalışmalannı Bedrı Rahmi'nın Atölyesi'nde sürdürdü.
Can Yücel'le evlendıkten resme ara veren Yücel, kızı
Su Yücel'ın resım çalışmalan sayesınde kendisi de
resime geri döndü Datça'ya yerleştikten sonra
Datça'nın doğasından etkılenen Yücel, resımlennin
çoğunda Datça'vı. Datça'daki yaşamını anlatmış
TOBAV'ın ikinci koordinasyan
toplantısı Bursa'da gerçekleşti
• Kültür Servisi-TOBA\' 2. Koordınasyon
Toplantısı. 29-30 ağustos tarihleri arasında Maliye
Bakanlığı'nın Uludağ Kirazlıyayla Tesisleri'nde
Genel Merkez. İstanbul şube ve diğer
temsilcilıklerinın katılımı ile gerçekleştirildi.
Toplantılarda TOBAV'ın bugüne kadarki ülke
kültür sanat yaşamına bulunduğu katkılar
değerlendınldi. TOBAV sanat mesleklennın
yeniden yapılanması çalışmalannın öncülüğünü ve
takipçılığıni yapacağmı. aynca sanat meslek
tanımlannın yapılarak mesleki sendikalaşmaya
gidilmesinin önemıni belirtti. Tüm sanat dallannın
özerkleştirilmesi ve bununla ılgili yasa
çalışmalannın yapılıp. aynen sekız yıllık eğitimde
olduğu gibi sanat alanında benzer kalıcı reformlann
gerektiğı konusunda görüş birlığıne vanldı. Aynca
sanat alanlannın yeniden vapılanması. bu
doğrultudaki TOBAY düşüncelerinın dil birlıği
içinde savunulması. TOBAV'lı olmanın ilkeli
bütünlüğü ile her zamankınden daha güçlü bırlik
ve beraberlık içinde olunması kararlaştırıldı.
TOBAV sanat alanında yarattığı heyecanı, Afife Jale
Sahnesi. Sanat Eğitim Merkezi ve 2. Tiyatro
Kurultayf nın düzenlenmesı, Asva Tiyatrolan
Festivali yapılması gibi projelerle sürdürecek.
BUGÜIV
• SAHAF KAFE KLLTÜREVİ'nde yapılacak olan
"Şiirada" adlı söyleşi. saat 19.15'de.
• İFSAK ta yönetmen Gazel Kutlar'ın "Mardin"
adlı kısa filminın saat 19.30'daki gösteriminden
sonra yönetmenle yapılacak olan sövleşiye
katılabilirsınız.