23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26EYLUL1997CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yeni bina alınacağı gerekçesiyle milyonlarca mark toplandı, ancak hiçbir işlem yapılmadı Mifli Görüş'ten bir vurgıın dahaMETtSGÜR KÖLN - RP'nin Avrupa'daki yan ku- ruluşu Islam Toplumu Milli Görüş'ün (tTMG). Köln'de 40 milyon marka ye- ni bir merkez binası alınacağını duyu- rarak beş ay içinde yüz binlerce mark topladığı ortaya çıktı. tTMG'nin bina- nın satın ahnmasına yönelik herhangi bir teşebbüste bulunmaması 'Milli Gö- rüş'ten yeni bir vurgun' olarak nitelen- dirildi. Milli Görüş'e aynca Berlin Se- natosu'nunda 1 milyon mark yardım et- tiğibelirlendi. Milli Görüş Kültür ve Sosyal Hiz- rnetler Genel Merkezi adına bastınlan •ve camilerde dağıtılan tanıtım broşü- ründe, Köln'ün Buchheim yöresinde açık bir arazide bulunan Nokia Kabel GmbH fırmasına ait olan bina ve arazi- nin toplam yüzölçümünün 140binmet- rekare, fiyatınm 40 milyon mark oldu- ğu belirtilerek şöyle deniyor: "Işte her geçen gün hızla büyüyen ve o nispette de hizmet sahası genişteyen kuruluşumuz, hizmetlerini daha iyi yü- rütebilmek ve A>rupa ülkelerinde yaşa- yan 3.5 mihon insanımızı en iyi bir şe- kildc tenısil etmek için yeni bir hizmet binası satın alınması için tesebbüse ge- çihniş ve gerekli anlaşmalar tamamlan- mışnr. Yan sayfalarda tüm özellikleri be- lirtikn yeni hizmet binanuzın satın aJın- masında tüm vatandaşlanmızm destek- lerini beknyoruz. Cenab-ı Allah hayir ve hasenatiannızı kabul etsin. (Amin)" Broşürde. "Siz, sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça asla iyi- liğe ermiş olamazsınız. Her ne harcar- sanız. Allah onuhakkıylabilir."Âl-i Im- ran suresi de bulunuyor. 5 ay boyunca söz konusu broşürler aracılığıyla yüz binlerce mark topla> an iTMG'nm bu vurgunu Köln Belediye- si'ne yapılan başvunı sonucu ortaya çıktı. Bay Soenius ımzalı 11.09.1997 OII tarihli resmi >azılı açıklamada, Mil- li Görüş tarafından böyle bir yerin alın- madığı gibi alınması için teşebbüse bi- le geçilmedıği, bu konuda şimdiye ka- dar hiçbir görüşmenin olmadığı belirti- lıyor Teşkilatta şok! Genel merkez. tabandan bu olayı sak- lamaya çalışırken Milli Görüşçü eskı bir müftü şu görüşlen dıle getirdi: "Bu adamlar yalanda o kadar ileri gittiler ki, biz bunlann yalanını çözemi- voruz. Bunlar kadar İslamivete zarar veren kimse yok. Sözde dokuzuncu ay- da yeni binaya taşınacaklarcu. Ama hep- sinin yalan olduğunu şimdi anlıyoruz. Yaklaşık §0 bin renkli brosür bastınldL Fransa'dan. Hollanda'dan, Belçika'dan. Avusturya'dan ve ABD'den para geldi. Bunlann dini imanı para. Cemaat şaş- kın, kime inanacağınu ne yapacağını bi- lemiyor." Berün SenatosıTndan 1 mihon mark yardım! * Edınılen bilgilere göre. teşkılat ıçin- de \ar olan çatışmalann, bu olayın du- yulmasından sonra daha da sertleşece- ği. daha geniş boyutlu yolsuzluklann ortaya çıkabileceğı belırtilıyor. Bu ne- denle RP Genel Başkanı Necmettin Er- bakan'a yakınlığıyla tanınan ve 1985 'ten beri teşkılatın başında bulunan Genel Başkan Ali Yüksel'in görevi bı- rakmak için Erbakan'a başvurduğu söyleniyor. Almanya Anayasayı Koruma Örgü- tü'nün yıllık raporunda. Almanya'da fa- aliyet gösteren ve tehlikeli olarak ta- nımlanan. polıs gözetiminde turulan Milli Görüş'e dolaylı birbiçimde Ber- lin Senatosu'nun da yardım ettiği belir- lendi. Berlin Kreuzberg'de faaliyet göste- ren Milli Görüşçü lslami Kadmlar Ce- miyeti-Nisa'ya (Islamischer Frauenve- rein Cemiyet-Nisa e.V) 1987'den beri yardım edildiği.buyardımın 1996'da 1 milyon 29 bin 811 marka çıkanldıği or- taya çıktı. Berlın Eyaleti Milletvekili İsmail Koşan'ın verdiğı bir soru öner- gesı sonrasında ortaya çıkan bu yardım- lar, kamuoyunda da şaşkmlık yarattı. Mehmet Nuri Yılmaz 'Ezanıgüzelsesli imam okuyacak' HAZAL ATEŞ ÇAKIR . ANKARA - Başbakan Mesut Yümaz'ın zamansız bularak gen çekılmesini is- tediği ezan genelgesı uygu- lanacak. DiyanetTşlen Baş- kanı Mehmet Nuri Yıhnaz. "Bu karar hükümet kurul- madan önce alındı, geri çe- kümesi sözkonusu değjT de- di. Prof. Dr. Neşet Çağatay da. ezanın mınareden veya hoparlörden okunmasmdan çok. güzel sesle ve makam- la okunmasının önemli ol- duğunu vurgularken Diya- net yetkilıleri. güzel seslı imamlann merkez camılere alındığını söylediler. Diyanet Işleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, müf- tülüklere gönderilen ezan genelgesınin, 3 Ekım tari- hinden itıbaren uygulanaca- ğını bıldirdi. Yılmaz, "Be- Brienen tarihten itibaren ge- nejge ııv gulanacaknr. Bu ka- rar bu hükümet kurulma- dan önce ahnnuşo. Geri çe- kilmesi söz konusu dcgiL Ezan okunmayacak dive bir şey s& konusu değil kL Sa- dece minarelerden daha gü- zel bir sesfeekunacak" diye Orta Etoğu;Teknik Üni- versitesi öğretinl üyelerin- den tarihçi ProC Dt^Neşet Çağatay da, Diyanet'iri cza- nın güzel sesle okunması konusundaki karanna des- tek verdiğini söyledi. Çağa- tay, sözlerini şöyle sürdür- dü: "Ezanın güzel sesle okun- ması tarihten bugüne kadar aslında kalıplaşmıştır. Hü- seyni makamında okunur. Bu konuyu abartnıamak. fazla üzerinde durmamak lazun. Hopariörieri açıp ba- ğırtmak doğru değil. Ezan sesi huzur vericu insanlan Beşiktaş Kaymakamı görevden alındı Istanbul Haber Servisi-Be- şiktaş Kavmakamı Naim Dal- kılıç, tstanbul Valısı Kutlu Aktaş tarafindan görev inden uzaklastınldı. Dalkılıç'ın eşı Ajten Dalkılıç'ın. Beşik- tas'taki On The Rock" adlı bann açılması için eğlence merkezi sahıplerinden bin dolar rüşvet aldığınm tespıt edildiği belirtildi. Aktaş imzasıyla yapılan açıklamada. dün saat 16.00 sıralannda Beşiktaş Kayma- kamı Naim Dalkılıç'ın. açü- maması gereken bir eğlence yerihi eşine söylemek sure- tiyle açtırmak için işyeri sa- hibinden bin Dolar aldığınm belirlendiği ve Cumhuriyet Savcüığı'nca olaya el konul- duğu kaydedildi. Açıklama- da, Beşiktaş Kaymakamı Dalkılıç'ın, 657 sayılı De\ let Memurları Yasası uyannca hakkında inceleme ve soruş- ûırma v^pılmak üzere göre- vindenuzâklaşrınldığı ve ko- nunun spruşturulması için tçişleri Bakanlığı'ndan Mül- kiye müfettişi görevlendinl- mesinin ıstendiği belirtildi. tstaubul Cumhuriyet Baş- savcıs» Ferzan Çitici de, Dal- kılıç'ın, bar sahıplennden se- ri niHnaralan alınmış parala- n Bebek'teki Mado dundur- macasında gerçekleşen bu- kışrnada aldığını ve suçüstü yakalandığını söyledi. rahatsız etrneyen bir nitelik- te olmab. Ozellikle sabah ve akşam namazlannın okun- masında dikkarli olunmah. Ozellikle bü\ ük ve tarihi ca- milerde buna dikkat edilme- İL" Diyanet yetkilileri, Diya- net'in yayımladığı "ezanm merkezi bircamiden sesi gü- zel bir müezzin tarafindan nükrofonla. diğer küçük ca- milerde de şerefeye çıkdarak okunmasını" öngören ge- nelgenin, bazı çe\Teler tara- findan yanlış değerlendinl- dığini bildirdiler. Çevre kır- liğı ve ses anarşisinın önlen- miş olacağını belırten yetki- liler. imam ve müezzinlere tasav\-uf musikısinin ve ma- kamlannın öğretilerek. bu görevlilenn bir makamda ezan okumasının sağlanaca- ğını, bunun sonucunda da ezan sesinın kulağa daha hoş geleceğini söylediler. Bazı kesımlerin ezan ge- nelgesını gerekçe göstere- rek "Din elden gjdh'or" p_ro- düzenlemesmin dkiı başında uygulanacağını söyleyen yetkililer. "güzel mi.çirkin miokunması'' dü- şüncesinin ön plana çıkma- sı gerektiğini belirterek. ma- kamın ahenkli okunmasının zorunlu olduğunu kaydetti- ler. i i î v r l î V ı a v n AtatürkçüDüşünceDemeği(ADD),sekiz>ıUıkkesintisizegitimedestekama- j^lP l t l I Z - l l l l l t U I I c,vlaSultanbe\ü'dekiitköğretimöğrencilerine450adetokulsetidağıtd.Içe- risinde okul çantası. beslenme çantasu kitap, defter \e kırtasiye malzemelerinin yer aldığı okul setinin dağıomı sırasında izdiham >aşandı. ADD İstan- bnl Merkez Şube Başkanlığı'nca Sultanbevli CHP ilçe örgütünde gerçekleştirilen dağıtım esnasında. önceden beUrlenen listenin dışında da öğrenci velilerinin geünesu izdihama ve dağıömın saatlerce uzamasma neden oldu. ADD İstanbul Şube Başkanı Bilge Bilgiç. sekiz yıllık kesintisiz eğitime des- tek amacrvla İstanbul'un gecekondu semtlerinde toplam 1050 adet okul seti dağıtacaklannı belirterek: Sultanbevli'den sonra Feriköv. Okmeydanı, Ornekmahallesi ve Armutlu'da da dağıtım vapacaklannı bildirdi. Bilgiç. dağıtım esnasında yaşanan izdihamın, çocuğunu okurmak isteyen insanla- nn ekonomik anlamda ne kadar zor dunımda olduklannın göstergesi olduğunu belirtti. Bilgiç. öğretim >ılı içerisinde set dağıtılan öğrencilerden ba- şanlı olanlara ghsi ve kırtasive vardımının sürdürüleceğini \nrguladi. SÜİVTİ Beledive Başkanı Selami Değirmenci üe BayTampaşa Beledhe Başkanı Hüseyin Bürge de, ilçelerindeki voksul çocuklara okul kı\afeti, kırtashe ve para yardımında bulundular. (Fotoğraf İPEK YEZDANt) TÜRK FOLKLORUNUN EFSANE İSMİ BORATAV'IN EN BÜYÜK ARZUSU Türkiye'ye getirikin'MİYASE tLKMJR Ömrünü, Anadolu halkının kültürüne. bu kültürün araştınlmasma ve dünyaya tanıtıl- masına adadı. Tarutım için her yıl milyon- larca dolan tamtım.fonlanna ayıran devle- tin yapamadığmı o, tek başına yapn. ABD ve Fransa'da Anadolu kültürünü tarutan mu- azzam bir arşiv oluşturdu. Tek parti döne- minde Nij'azi Berkes ve Behice Boran'la bir- likte yurtdışmda düşünmeye ve çalışmaya zorlandığı halde ne halkına ne de halkının kültürüne sırt çevirdi. Yurtdışına çıktığmda ancak 7 yıl sonra yanına aldırtabildiği eşi Hayrüntsa Boratav \ e öğrencileri aracılığıy- la çalışmalannı sürdürdü. Sipariş ettiği alan araştırmalarını eşi ve öğrencileri yürüttü. Kendısine postayla ulaştınlan ham bulgular üzerinde çalıştı. onlan derledi ve dünyanın başvuru kaynaklan arasma soktu. Ancak bu kaynaklar viırdundan uzakta kendi adını ta- şıyan iki üniversitenin arşivinde yatıyor. Türk folkloruna ait hangi çalışmaya el atsa- nız dipnotlarda onun adına rastlamamak ola- naksız. Kürsüsünü üniversitelerden söküp atanlar Pertev NaiH Borata\' ismini ne kay- naklardan ne de belleklerden kazıyabildı'ler. 1980'li yıllarda tstanbul Oniversitesi Ede- biyat Fakültesi'nde okuyan bir grup Türko- loji öğrencisi. programda yer almayan "Halk Edebryaü'nı ders olarak alabilmek için ana- bilim dah başkaruna çıktı. Anabilim dah başkanı mazeret olarak Per- tev NailiBoratav'ıgösterdi. Başkanın, "Yü- lar önceböyle bir kürsü vardı. Ancak bu ala- nm püi sayılan Pertev Naili Boratav komü- nist çıkmca bu kürsü bütün üniversitelerden kaldınklı" yönündeki yanıtına karşın öğren- cilerpesetmedı. Dilekçe vererek "HalkEde- biyaü" dersi almak için ısrarlanm sürdürdü- ler. Sonunda üçüncü sınıfta ders. programa alındı. Ancak bu kez de Boratav'ın kitapla- n yasaklandı. Tek partı döneminın sonlanna doğru mey- dana gelen ve Boratav' ın önce üniversiteden ardından da Türkiye'den aynlmasıyla sonuç- lanan olayın üzerinden 50 yıla yakın bir geç- mesine karşın Boratav'm sakıncalı durumu ortadan kalkmamıştı. Benzeri bir olay birkaç yıl önce özel bir bankanın yayın kuruluşun- da gerçekleşti. Pertev Naili Boratav'ın "Nas- rettin Hoca Külliyatı''nı yayımlamak için programa alan banka sonradan ani bir karar- la bu kitabı programdan çıkartmış ve bu ola- yı protesto etmek için yayın kuruluşunun başındakı Enis Battır istifa etmişti. Bir aydan beri Türkiye'de bulunan Pertev Naili Hoca ve eşi HayrünisaHanım'laoğul- • Tek parti döneminde Niyazi Berkes ve Behice Boran'la birlikte üniversitedeki kürsüsü lağ\edilerek çalışmalan engellenen ve yurtdışında yaşamaya mahkûm edilen Pertev Naili Boratav'ın en büyük arzusu, Fransa'daki arşivinin ölmeden önce Türkiye'ye getirilmesi. Bu ay 90 yaşına basan Boratav, ömrünü adadığı Türk folklorunu araştırma ve derleme çalışmalannın başka bir ülkede kalmasmdan acı duyduğunu belirterek, "Onlar buraya. bu topraklara ait. Arşivimi ölmeden önce Türkiye'ye getirmeyi başarabilirsem çok mutlu olacağım" diyor. Pertev Naili Boratav'ın son arzusuna eşi Hayrünisa Hanım da gönülden kaülrvor. lan Can Boratav'ın evinde yaptığımız söy- leşide, söz dönüp dolaşıp Boratav ailesınin yaşamında ftrtmalar koparan olaya geliyor. Yürüme ve işitme zorluğu çeken Hoca'nın gönüllü tercümanlığını Hayrünisa Boratav yapıyor. Eşi konuşurken sevımli bir çocuk edasıyla oturan Hoca'nın gözleri fıldır fildır. Belleginin zayıfladığını söylese de bazı ay- nntılar atlandığında hemen devTeye girerek hatırlatmalarda bulunuyor. Boratav'ın. Nıyazı Berkes ve Behice Bo- ran gıbi politik ağırlıklı felsefe dersleri ver- memesine karşın kara lısteye alınma öykü- sü ta öğrencilik yıllanna dayamyor. Fakül- teyi ziyaret eden Dahiliye Vekili'nin resmi tarih oluşturma çabalarını eleştiren Zeki Ve- Hd-iTogan için "Ben onunöğrencisi olsaydnn utanç duvurdmı"' demesine tepki gösteren ögrenciler arasında Pertev Naili Boratav da var. Dahiliye Vekili'ne "Biz onun öğrencisi oimaktan gurur duyuyoruz" diyen Bora- tav'm bozuk sicili Almanya yıllannda kat- merleniyor. Üniversitede Fuad Köprülü'nün asistan- lığını yaptıktan sonra Togan'ı savundugu için Konyaya edebiyat öğretmeni olarak sü- rülen Boratav 4 yıl süren bu görevın ardın- dan araştırma yapmak üzere devlet bursuy- la Almanya'ya gidiyor. Boratav. faşizmin güçlendiğ^ bu yıllarda Berlin'de Yahudi bir ailenin evinde kalıyor. AVTU dönemde Al- manya'da bulunan Türk arkadaşlanmn faşıst dalganın etkisiyle Hitler ha\Tanı konuşma- laryapması Boratav'ı çileden çıkanyor. Bo- ratav burada da rahat durmuyor. Özel soh- betlerde Hitler'i eleştiren Boratav, Alman- ya'da müfettiş olarak görev yapan Yaşar ŞemsettinSirer'ejurnalleniyor. Derhal bur- su kesilen Boratav, 1 yıl sonra Türkiye'ye ge- ri çağnlıyor. Almanya dönüşünde Ankara Üniversite- si Dıl Tanh ve Coğrafya Fakültesi'nde do- çent olarak göreve başlıyor. Bu dönem. Hitler faşizmınden kaçan de- ğerlı hocalann akm akın Türkiye'ye gelerek üniversitelerde bilimin ışığını saçtığı yıllar. Ancak Hitler faşizmine paralel olarak Tür- kıye'de de faşist hareket bu yıllarda tırmanı- şa geçmiştir. Üniversitelerde faşist ögrenci- ler sık sık nümayişe geçerek solcu hocalar olarak tanınan Niyazi Berkes. Behice Boran ve Pertev Naili Boratav aleyhine gösteriler yagarlar. Üniversiteden ve Türkiye'den aynlmaya kadar varan öyküyü Hayrünisa Boratav dün yaşanmış gibi heyecanla anlatırken Pertev Nali Boratav da muzırlık yapmış çocuklar gibi gülerek dinliyor:"Pertev,Niyazi Berkes ve Behice Boran'ia birlikte 'Yurt ve Dünya' dergisini çıkarmaya başladı. Derslerinde ve araşOrmalaruıda 'görevlerini kötüye kullan- dıklan" gerekçesivle Behice Boran. Niyazi Berkes ve Pertev Naili Boratav hakkında ko- vuşturma. iki vıl sonra da dava açıldı. Dava beraatle sonuçlandı. Bu arada 1948 yüı büt- çesi tarüşıhrken. CHP'li ve DP'b' miÜen'ekil- leri avııı konuyu MecBs'e getirdiler. üniver- sitelerde "kocakan masallanyla uğraşmak için para harcanmasını", avnca bu tür siva- sal görüşleri olan kişilerin üniversitelerde banndınlmasını ve onlan savunanlan da eleştirdiler. Hukuk öğrencilerinin okulu bas- ması sırasında dekan vere yannlarak sırün- da istifası vazıldı ve kendisine imza ettirildL Sonuçta Berkes, Boran ve Boratav'ın ünKer- siteyle Uişkisi kesildi. Kürsüleri de lağvedildL Dört yıl boyunca açığa alınma maaşıvla ge- çinmek zorunda kaldık. Çok sıkınö çektik. Sonunda Pertev. Meclis'e bir dilekçe vtrerek memleketin herhangi bir verinde memuriyet istedi. Ancak bu dilekçemize bugüne kadar bir yanıt alamadık. Ama o bos durmadı. ABD'de Stanford Üniversitesi Hoover Ensti- tüsü kitaphğuıın Türkçe bölümünün kuru- hışunu vönetti. Türkiye'ye ancak 1983 yılın- da Sedat Simavi Ödülünü almak üzere gel- di." Gerek Pertev Naili Boratav gerekse eşi Hayrünisa Boratav, söyleşi sırasında ikide bir konuyu değiştirerek "Arsiv meselesi çok önemlL Mutlaka Türkiye'j'e getirilmesi gere- kir. Ne olur bu konuda hir şeyler yazm bizöl- meden arşKimiz memlekete getirilsin"" diye- rek hatırlatma gereği duyuyorlar. Yaşamı boyunca ülkesi için çırpınıp duran Boratav Hoca'nın yorgun yureği ömrünün sonbahannda bile yine ülkesi için çarpıyor. "Bu arşiv in bu memlekete gelmesi gerek. Çünkü bu halkın asniardanberi üretimi o ar- şKde vaüyor." HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Sıcak Bir Konu Prof. Türker Alkan ile aynı gün aynı konuyu iş- lemişiz. Ben Cumhuriyet'te, o Radikal'de... Ikimiz de "Din nedir" sorusunun yanıtını aramışız... Ve dün- yaya bakış açımız arasındaki tüm yakınlığa karşın, birbirine zıt gibi görünen şeyler söylemişiz. RP'nin Konya Belediye Başkanı, kadının "azıcık" dövülmesinin dine uygun olduğunu savunan bir ki- tap yayımlamıştı ya... Alkan, bir belediye başkanının bu konuda kitap yazmasını yadırgıyor. Ama içeriğinin "Kuran'a gö- re" yanlış olmadığını ekliyor. Ve yeri gelmişken anımsatıyor: Örneğin Kuran'da cin de var şeytan da... Hatta kölelikde... Öyleyse? Alkan'a göre: "Bu uygulamalan vekurvmlan ta- bii kı çağdaş dünyada savunamayız. Fakat bun- lan savunanlan 'dini bozmakla, hurafeye sapmak- la' eleştirmek de insafsızlık oluyor." • • • Yeri geldikçe hep değınirim. Ünlü düşünür Roger Garaudy ıle Istanbul'da uzun saatler süren bir görüşmemiz olmuştu. islam dinini yeni kabul ettiği günlerdeydi... Bizım "din- ci" çevrelerin onu yere göğe koyamadıklan gün- lerdeydi yani. Protestan gençlik örgütü üyesi. Fransız Komü- nist Partisi'nin bir numaralı ideologu. Ve sonunda Müslüman. Bir çelişki yok muydu bunda? Masadaki Yakut şarabını büyük bir keyifle yu- dumlarken verdiği yanıt çok net olmuştu: "- Hayır!.. Islamın özü ile, o özden yola çıkarak, o günün koşullanna göre üretilmiş çözümleri bir- birine kanştırmamak gerekir. Ben 1400 yıl önce- sinin koşulları içinde konulmuş kurallara uymak için dinimi değiştirmedim. O özü beğendiğım için Müslüman oldum." Ve eklemişti: "-1400 yıl öncesinin koşullanna getirilmiş olan çözümleri dâhiyane buluyorum. Ama onlann bu- gün de uygulanmasını savunmayı da aptalca bu- luyonım!" • • • Ben yazımda Hz. Muhammed'in bir sözünü anımsatmıştım: "Din güzel ahlaktır!" 1400 yıl öncesinin koşullanna uygun ahlak an- layışı ile bugünkü aynı olabilir mi?.. Ama "amaç" aynı olabilir! Amaç değişmez: - lyilik yap, kötülükten kaçın! Düşünün!.. Kadının deveden bile değersiz sa- yıldığı birtoplum. Erkek istediği kadar kadınla ev- leniyor, istediğinde bırakıyor. Kadın mirasla birlik- te, bir eşya gibi devrediliyor. Kız çocuğu doğuran analar cezalandınlabiliyor. Hangi din, böyle bir topluma "kadın-erkek eşit- liği"ni.. tek kadınla evliliği.. kadının özgürlüğünü fa- lan kabul ettirebilirdi? Islam bu koşullarda doğdu. Erkeğin evliliğini dört kadınla sınırladı. Erkeğin kansına iyi davranmasını, çocuğun anaya saygı göstermesini kurala bağladı. Kadına erkeğin yan- sı kadar da olsa mirastan pay verdi. İki kadının ta- nıklığını bir erkeğinkine eşit kıldı. Yani? Yani kadını "hayvan"düzeyinden alıp.. ikinci sı- nıf da olsa bir "insan" düzeyine yükseltti... Orada bir yanlışlık yok!.. Orta Asya'nın erkeğı- ne eşit kadınını alıp, Arap kadınının Islam sayesin- de sahip olabildiği düzeye indirmekte bir yanlışlık var! Islamın "öz"ünü bırakıp 1400 yıl önceki "bi- ç/m"ine sanlmakta bir yanlışlık var! Ve de Arap-Acem kültürünü Islam diye Türk hal- kına yutturmayaçalışmaktaen büyük yanlışlık var! Frekans ihalesi 29-30 eylülde Oncelik ulusal ve bölgesel kanallarda ANK\RA(Cumhuriyet Bürosu) - Radyo ve Tele- vizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK), yerel televızyon- lann frekans tahsisine iliş- kin ihale şartnamesinde önceliğin ulusal ve bölge- sel kanallara verileceği be- lirtildi. Şartnamede, kal- kınmada öncelikli yöreler- deki lisans ve yayın izni üc- retlerine yüzde 50 indirim uygulanacağı kaydedildi. RTÜK'ün Ankara. Iz- mir, Diyarbakır, Kayseri, Samsun, Zonguldak, Eski- şehir, Konya, Muğla, Te- kirdağ ve Trabzon kent merkezlenndeki yerel tele- vızyonlara frekans tahsisi amacıyla düzenlediği iha- le 29-30 eylül tarihlerinde gerçekleştirilecek. Ihale şartnamesinde, frekans tahsis edilecek kurumlann yasa ve ilgili yönetmelıkle- re aykın davranmalan du- rumunda ihale dışı kala- caklan ve lısanslannın ip- tal edileceği belirtildi. tha- lenin ilk iki turunda açı- karttırma, son turunda ise kapalı zarf yönteminın kul- lanılacağına dikkat çekilen şartnamede, ihale sonucu önerileri a>Tiı olan kuruluş- lar arasındaki su-alamanın kura ile belirleneceği kay- dedildi. Yerel televızyonlara yö- nelik olarak hazırlanan şartnamenin 14.maddesin- de "Kanal tahsisL ulusal ve bölgesel kanal tahsislerinin tamamlanmasını müte- akip kalan kanallar arasın- dan yerel televizvx)n yaym- lan için aynlmış olan ka- nallardan, bu ihale sonucu oluşan sralamava göre bi- rinci sıradaki kuruluştan başlanarakvapılır" açıkla- ması yayıncılann tepkisı- ne yol açtı. Şartnamede. "Teknik bir zorunluluk nedenivle. üstkurul tarafindan uvgun bulunması halinde, bir emis>on noktasuıdan tah- sis edilen yayın kanalının geçici bir süre için >-eva da- imi olarak aynı emisvon noktasından bir başka ya- \ın kanalı tahsis edilmek suretivle değiştirilmesi ha- linde, ilgili kuruluş bu hu- suslan ileri sürerek her- hangi bir hak veya tazmi- nat talebinde bulunamaz" denilerek RTÜK'ün tek ta- raflı olarak yayın ıznını kaldırmasının yolu açıldı. îhalede esas alınacak ta- ban bedelleri de illere göre şöyle: "Ankara-Yenima- halle 3 miryar 645 milyon lira, Ankara-Gölbaşı 513 milyon hra. Izmir-merkez- Kaİetepe 3 mihar 105 mil- yon lira, Izmir-Buca 1 mU- yar 80 mihon Bra, Diyar- balar-merkez 1 mihar 890 milyon lira, Kayseri-Koca- sinan 1 mihar 890 milyon lira, Samsun-merkez 1 mil- yar 620 milyon lira, Zon- guktak-merkez 1 milyar 80 milyon lira, Eskişehir-mer- kez 2 milvar 160 milyon K- ; ra, Konya-Selçuklu 2 mil- yar 430 milyon lira, Muğla- merkez 729 milyon lira. Te- kirdağ-merkez 729 milyon Hra, Trabzon-merkez 1 mil- yar 215 milyon tira." RTÜK'ün frekans ihale- si TRT'den canlı olarak ya- yımlanacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle