25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 EYLÜL 1997 PAZARTESİ•; Ağpı'daiki terörist yakalandı • AĞRI (AA) - Ağn Valisi Lütfü Yiğenoğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Çemçe Yaylası'nda sürdürülen operasyonda, güvenlik kuvvetleriyle çatışmaya giren iki teröristin sağ olarak ele geçirildiğinı bildirdi. Teröristlerin üzennde 2 kaleşnikof tüfek. 2 tabanca ve bu silahlara ait mühimmat ile 2 el bombası ele geçinldiğini belirten Yiğenoğlu. teröristlerin yer göstermesi sonucu örgütün Çemçe Yaylası'ndaki üç deposunun da ortaya çıkanldığını, bu depolardakı çok sayıda yiyeceğin imha edildiğini bildirdi. Sodada ihale karmaşası • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - De\ let Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, Beypazan doğal soda (trona) madeni yataklan konusunda 1992 yılında açılan uluslararası ihale iptal edilmeden, Etibankın işe başlatılmasının yanlış olduğunu bildirdi. Yücelen, •"Geçmişte gerçek olan bır projeyi. hayal haline getırmişler" dedi. Devlette sürekliliğın esas olduğunu, bir işlem kapatılmadan başka bir işleme başlanamayacağını vurgulayan Yücelen. konunun Bakanlar Kurulu'nda gündeme getirileceğini söyledi. Şeriatçı gösteriler • Haber Merkezi - Sekiz yıllık kesintısız eğitim yasasını protesto gösterilen sürüyor. lstanbul'da Eyüpsultan Camii'nde toplanan gruplar. sabah namazını kıldıktan sonra gösteri yaptılar. Gösteri sırasında eylemcılenn Türk bayrağının yanı sıra yeşil renkli tevhid ba>Taklan açtıklan görüldü. Bursa Imam-Hatıp Mezunlan Derneğı(BlHMED)de dün bir korsan gösten düzenledi. Öğle namazından sonra Ulucami'den çıkan gruplar. Cumhuriyet Caddesı'ne değişık kollardan gelerek burada 1000-1500 kışıye ulaştı. Gazetecilere saldıran ve çok sayıda fotoğraf makinesini tahrip eden göstericiler, polisle de çatıştı. Bir grup kadın da oturma eylemi yaptı. Kayseri'de Tanhi Hunat Camii'nde 2 bin kışi gösteri yaptı. Gösteri sırasında sekiz şeklınde kurabiyeler dağıtıldı. Düğünde çatışma '•TOKAT(AA)-Tokat Seyit Necmettın Mahallesi'ndeki bır düğünde aşın alkol alan bir grup davetlı. tabancayla havaya ateş açtı. Olay yerinde bulunan 4 polıs memuru havaya ateş açanlara müdahale etti. Müdahalenin ardından çıkan kavgada polıs memuru Aykut Pahıl'ın silahını gasp eden Recep Öncü, polıslere ateş açtı. Aııcak Recep Öncü. kardeşi Mustafa Öncü'yü vurarak öldürdü. Olaydan sonra kaçan Recep Öncü'nün arandığı bildirildi. DTP 'politika okulu' açıyor • ANKARA (AA) - Demokrat Türkiye Partisi (DTP)Çankayaîlçe Teşkilatı'nın organize ettiği "politika okulu" açılıyor. DTP'den yapılan açıklamaya göre. Politika Okulu'nun 23 Eylül Salı giinü başlayacak eğitim programı, 13 Aralık tarihıne kadar sürecek. Başbakan Yardımcısı ve Milli Sa\Tinma Bakanı Ismet Sezgin'in 23 Eylül salı günü açılışını yapacağı Politika Okulu'nun dersleri. DTP Genel Merkezi Genel Idare Kurulu Salonu'nda gerçekleştirilecek. Doç. Dr. Nejat Erder'in "siyaset" konusunda ilk dersi vereceği okulda, Aydın Köymen. Hamdi Üçpınarlar, Gökberk Ergenekon, Prof. Dr. Murat Belge, Pulat Tacer, Prof. Dr Tevfık Ertüzün ders verecekler. HABERLER T e r ö r ve g ü v e n l i k s a r m a l ı n d a Ordu - 1 G. Doğıı, Kmuleıık'etaynmıs IŞIKKANSU/ ERDOĞAN ERİŞEN ORDU - "Arnıe, anne" diye çığlık çığlığa idi, toz. barut ve kandan sıy- nlan çocuk. "Anne, an- ne... Ağabeyterim vurul- du anneeee._" Bağınşlar küfürlere kanşmıştı. Ateşlı cayırtı korkuyu, çocuğun iniltileri kuşku- yu büyürüyordu. Taka taklar. çevredeki sık ağaçlarla kaplı tepeler- den iki katı yansıyıp. ku- laklara ürpertiyi çekiç gj- bi çakıyordu. Çocuk, ala- cakaranlıkta evine koş- maya çabalarken, boğuk sesli adamlar uyanyor- du: "•Evinizden çıkmayın, yerinizden a> nlmayın. te- röristlerle çatışma çıkü." Tak, tak. taka taka tak, tak... Gece. Güneyce'ye ka- rabasanla iniyordu. Her şey, geçen mayıs- ta Mesudiye Polis Kara- kolu'nun basılması, iki polisin yaralanmasıyla başlamıştı. İstihbarat ile abartılı fiskos baş başa gıdıyordu. Sıvas-Tokat kırsalından Ordu'nun güneyine sızan bir grup terörist vardı. PICK'lile- re DHKP-C örgütü yar- dım ediyordu. Olaylar zaman aralıklanyla ama peşpeşe gelişiyordu. Mesudiye'de devriye ge- zen jandarmalar pusuya düşürülüyor, iki şehit ve- riliyor. ardından bır polis yaralanıyordu. Fatsa'da yaz aylannda ger- çekleşen çatışmada DHKP-C örgütünden olduğu bildirilen bır kişi sağ yakalanır- ken, bir kışi de öldürülüyordu. Aynı tarih- lerde Koyulhisar'a yakın bölgede, Eğriçi- men Yaylası'ndaki villalar yakılıyordu. Her ne kadar kimi yöre halkınca "düzme- ce" olduğu gündeme getirilse de, köy muhtarlanna, belediye başkanlanna teh- dit mektuplan gönderiliyordu. En son, 16 Agustos'ta Mesudiye'nin burnunun di- binde yol kesiliyor. silahlı kişiler, mini- büsten ındırdıkkn polis memuru Gök- han Çavuşoglu rw eşinin az ilerisinde.ta- rayarak öldürüyorlardı. Belkı de. dağda dolaşan teröristlerin kimliği konusunda ilk somut kanıt bu olayda ortaya çıkıyor- du. Durdurulan minıbüstekı. çocukluğu Güneydogu'da geçmiş ve Kürtçe bilen bir hanım, teröristlerin kendilerinden ne is- tediklerini sormuştu. Aldığı yanıt, aşağı yukan şöyleydi: u Biz, bağımsız Kürt devleti kurmak is- tiyoruz. Etkinliğimizi Karadeniz'e degin yayacağız." Gü\enlik güçleri aynı günlerde yaptık- lan aramalarda bir fotoğraf makinesi ele geçırmişler, makineden çıkan filmde yer alanlan belirlemişlerdi. Filmde silahla poz veren 14-15 kişidenbırkısmının mi- nibüsü durdurup, polis memuru Çavuşoğ- lu'nu öldürenler olduğu görgü tanıklann- ca saptamnıştı. Tüm bu olaylarla birlikte. Ordu'nun ko- yu yeşile vurgun fındık bahçeleri kadar üretken, gökyüzü ile tokalaşan ka> ın or- manlan kadar dingin. ışıltılı dereleri ka- dar temiz insanını huzursuz eden gelişme- lerbırbırini izlemeye başlamıştı. Başta fındık olmak üzere, mısır, pata- tes gibi ürünün tam kaldınlacağı sırada, her Ordulunun yeşil gözlü sevdalısı sayı- lan yaylalann boşaltılması karan gelmiş- ti öncelıkle. Aybastı Kaymakamı, 28 Ağustos'tabiryazı ile 3 Eylül'edeğinbo- şaltılacak yaylalardaki patates vb. ürünle- rin hasatınınjandarmanın bilgisı ve göze- timinde yapılacağını, yaylalarda kış ıçin yiyecek, tohumluk amacıyla gömüye pa- tates bırakılmayacağını öngörmüştü. Halktan gelen tepkı üzerine. kaymakam- lığın bu karan valiliğin emri üzerine kal- dınlmıştı. Sonra? Sonra gelsin Güneydoğu'ya benzer uygulamalar. Gönüllü köy korucu- luğu. halka silah dağıtma. yasaklar. sınır- lamalar ve özel tim... Sessiz kent Mesudiye Ordu'da yaşanan gerginliğın nabzı Me- sudiye'de atıyordu kuşkusuz. Askerler, polisler orada şehit düşmüş. iki çocuk özel timlerce orada vurulmuştu. 40 yıllık - Bir yanda terörist saldınsı ile öldürülen askerler, polisler, öbür yanda terörist diye özel timce vurulan el kadar çocuklar. Yayla boşaltmalar, gönüllü köy koruculuğu, silah dağıtımı, özel tim. Güneydoğu, Karadeniz'e taşınmış gibi. gizlenen duygular, iki çocu- ğun ölüm öyküsü anlatıldık- ça şu özet tümce ile açığa çı- İayor: "Millet, teröristten çoközet timden korkar oldu." Günlerden cumartesi. 23 Temmuz. Güneş, Güney- ce'nin ormanca kucaklanmış evlerini yalayıp henüz yeni devrilmiş. Saat 20.00 sırala- n. tki kardeş, ortaokul son sı- nıf öğrencisi Turkay Metin (14) ile ilkokul öğrencisi Umit Metin (10) ve tatil için Istanbul'dan gelen amca ço- cuklan Cihat Metin (16) el- lerindeki fenerlerle tepeye yakın açıklıktan, dedelerinin evinden köye dönüyorlar. Karayoluna birkaç metre ka- la polis arabalannı görüyor- lar. Biri geçip gidiyor. Ikinci- si görününce cayırtı kopuyor. Özel timin açtığı ateş ile yanıbaşında ağabeyi Turkay ile yeğeni Cihat'ı yitiren, kendisi de yaralanan minik Ümit Metin, o geceyi bize şöyle anlatıyor "Eski mahalleden geliyor- duk üçiimüz. Elimizde ışıl- daklar vanü. Polis arabalan- nı gördük. Bir şey yapmaya- caklannı biliyorduk. Durun fîlan demeden üzerimize ateş edikü. Ben kaçmava çalışüm. tki ağabeyim yere düşünce, ben de yere yattım. Baktun ağabeylerim ölmüş. Annemi çağınnaya başladım. Polisler, Ordu'da yaşanan gerginliğin nabzı Mesudiye'de aüyordu kuşkusuz. Askerler, polisler orada şehit Teröristler bastf diye koy- Mesudiye: Sanki hiç konuşmayan bir ilçe düşmüş, iki çocuk özel timlerce orada vurulmuştu. Dik yokuştan Mesudiye Ve giriyoruz. ilk izle- muyoriardı annemi o tarafa. nim: Sessiz, sanki hiç konuşmayan bir ilçe. Emniyet, camlara afişler asmış. Anne babalar çocukla- Sonra ağabeylerimi aup gitti- nnın, gençler arkadaşlannın ve kendilerinin teröre bulaşmamalan için uyarüryorlar. Kahvelerde pinekleyenlerde yabancıdan çekinen kuşkulu gözler. (Fotoğraflar: HASAN AYDIN) şpförümüzün dizelli arabası oflayapufla- ya koyulmuştu yola. Gürgentepe'ye, Göl- köy'e selam verip geçtik. Gündelik yaşam sürüyor. Yamaçlarda insanlar, eğilmiş pa- tates söküyor. Dizlerinin dibindeki beyaz çuvallar, otlayan kuzulara benziyor. Fın- dıklartoplanmış, güneşe serilmiş. İnsan- lar "merhaba"yı esırgemiyor, güleç ve cana yakın. Eski Gürgentepe Belediye Başkanı ve Ordu CHP II Başkan Yardım- cısı Ekrem Aydın da bize eşlik ediyor. Yıl- larca bölgede öğretmenlik, Milli Eğitim Müdürlüğü de yapmış^ Seviliyor, sayılı- , yor. Yaklaşık 1900 rakımlı Harçbeli'ne dogru vıırduk geliyonız. Ekrem Aydın, yol kenannda yürüyen iki çobanı görün- ce arabayı durduruyor. tki hoşbeşin ar- dından gündeme giriliyor: "Ne \-ar ne yok buralarda. Terör var mı?" Uzun boyl usu, "Yok hocam. Biz dehay- van gütnıeve gidiyoruz şimdi" yanıtını \ e- riyor. "Sizin orada alah dağıttılar mı?" soru- suyla sürdürünce konu>Ti, "He" diye onaylıyora>Tiısı, "Bendealacaktım.Ama 'Operasyon olunca sen de askerle, polis- le birlıkte çatışmaya gideceksin' fîlan söy- lentisi olunca. "Benim işım değil' deyip Yol boyunca birkaç askeri konvoya rast- lıyoruz. Özel tim araçlan, karayollannın kamyonlannı izliyor. Ormanlık bölgeye geldiğimizde 40 yıllık şoförümüz Durdu Deveci hızlanıyor: "Burada topuklayacaksın arkadaş. CMaylar burada olmuş, ne olur, ne olmaz..." Dik yokuştan Mesudıye'ye ginyoruz. İlk izlenim: Sessiz. sanki hiç konuşmayan bir ilçe. Emniyet, camlara afişler asmış. Anne, babalar çocuklannın, gençler ar- kadaşlannın ve kendilerinin teröre bulaş- mamalan <jfcnıly ııı1ı,"iiıl ıı 'Tfcainskrde pineklevenlerde yabancıdan çekmankuş- . kuiu^ofeiet. Tanışmanın ardından, belir- gin bir rahatlama, açılma: "Dağlarda terörist olduğu söyleniyor." "MedTV'deher gün Karadeniz'eyayı- lacaklan konusunda yayun yapriryormuş." "Bence abartıuyor bunlar. Terör var, var ounasına da söylendiği kadar değü." "Askerler geçenlerde geldiler, tüm or- manı aradılar." "Birim bura insanından yüz bulamaz- lar. Banndırmazlar teröristleri. Ama, si- lahı dayarsa, korku belasi—" Söyleşi dönüp dolaşıyor; bundan iki ay önce Mesudiye'ye en fazla 10 kilometre uzaklıkta. karayolu kenanndaki Güneyce köyünde yaşananlara geliyor. Öncelen vali Malay: Kasıt olduğunu sanmıyorum Ordu Valisi Mustafa Malay'm iki çocuğun öldürülmesiyle ilgiü açıklaması şö\1e: "Ben olay su^suıda senelik izindeydim. Üzülmemek mümkün değil. Verilen bilgilere göre, ekip de\Thedeymiş, hava sisli>miş. Görüntüye aüş ya- pdmış ve iki genç evladımız hayatını ka> betniiş. Soğukkanlı da> ranmak ge- reki>Y)r. Kasten olduğunu sanmıyorum. Ama kaza daolsa, bmiik bir hatadır." Ölen ve yaralanan çocuk- lann dayısı Aydm Metin ta- nık olduklannı şöyle özetliyor: "Evin kapısmda otunıyordum. Çocuk- lar yolun karşısuıdaki direğin oradan çık- tılar. Birinci polis aracı geçti, ikincisi du- rur durmaz ateş açtılar. Bizi yaklaştırma- dılar olay yerine. Silahı bizden yana çevi- rip teröristlerin köyü basOğuıı söyleyince, kendimi kanala attım. Bu arada tüfekle- rin dipçikleri ile araçlannın camlannı fî- lan kırdılar,çatışma çıkmış gibi yani. Yak- laşbnnadılar bizi, çocuklan ahp götürdü- . Güneyceli diğer görgü taıuklan da, o-. lay^ırasında çıkan gürültüden adetabına- lann sallandığından söz açıyorlar. Turkay ile Ümit'in babalan Canip Metin'in yüz hatlan derinleşiyor. Belli. yüreği acıyor: "Hani, bu olay ormanda olsa anla>aca- ğun. Açık arazL Hem bu özel timciler her gün köye uğrar, ayranınuzı,sütümüzü içer, kahvaltı yaparlardı. O saatierde herkesin işten güçten döndüğünü bilrvorlar. El fe- neri yanıyor. Akıl var, man tık var. Terörist gelse, açık arazide, elinde fenerle mi ge- lir?" Dede Eşref Metin de kızgınlığını içine atanlardan: "Çocuklar öldükten sonra ateşi köye çe- viriyorlar. Terör olduğunu, kapılara çıku- mamasını istiyorlar. 100-150 mermi atmış- lar. Çoğu çekirdeği biz topladık yerier- den." Güneyce'den aynlırken baba Canip Metin. karamsarlığın işareti midir bilin- mez, boynu bükük "Davacıyız" diyor. iki çocuğun öldürülmesi ile ilgili ola- rak özel timciler İbrahim Kaya ile Mus- tafa Çavdatutuklanmışlar. Ancak, heriki- si de geçen günlerde tahliye edilmişler. Ordu Valisi Mustafa Malay'a olayı ve da- va sürecini anımsatıyoruz. Açıklaması şöyle: " Ben olay sırasında senelik izindeydim. Üzülmemek mümkün degiL Verilen bilgi- lere göre, ekip devriyedeymiş, hava sisüy- miş. Görüntüye abş >apılnuş veikigenç ev- ladınıız hayatmı kaybetmiş. Soğukkanlı davranmak gereldyor. Kasten olduğunu sanmıyorum. Ama kaza da olsa, büyük bir hatadır. Bu hatayı affetmek bence zor. Söz konusu kişiler açıkta. Göreve başlaül- masıyönünde istekler oldu. Uygun görme- dim. Cezasım çekmeleri lazun. H ukuki ne- ticeyi bekleyeceğiz.'' Ordu ili huzursuz. Halk. bir yanda te- rör tehlikesi; öbür yanda yıllardır tartışı- lan. eleştirilen. yanhşlığı zaman içinde anlaşılmış güvenlik önlemlerinde ısrar edilmesi arasında sıkışmış kalmış. Yann: Silahlandınlan, köy koruculuğu ile tanışan Ordu ve Vali Malay'm ildeki gelişmelere bakış açısı. BİZBÎZE E tipi cezaevlerindeki demir sandalye, masa ve benzeri tüm eşyalar değiştiriliyor Cezaevi isyanlarına 6 plastik 9 K önlem EVTN GÖKTAŞ ANKARA - Adalet Bakanı Ol- tan Sungurlu'nun başlattığı "ceza- evleri reform paketi" çerçevesin- de, "terör cezâevteri" diye nitele- nen "E Tipi" cezaevlerinde, şımdi- ye kadar kullanılan demir masa ve sandalyelenn tümü değiştiriliyor. Isyanlar sırasında barikat olarak kullanılan demir masa ve sandal- yelerin yerine, plastikten yapılmış hafif masa ve sandalyeler konula- cak. Cezaevlerinde terör suçlan nedeniyle bulunan tutuklu ve hü- kümlü sayısının 12 bin 500'e ulaş- tığına dikkat çekilirken. 8 yıllık ke- sintisiz temel eğitim yasasının ar- dından bunlann arasındakı şenat- çı sayısında artış yaşandığı vurgu- landı. Adalet Bakanlığı. cezaevi isyan- larına karşı önlem almak ıçin ha- zırlık yapıyor. Bakanhk yetkilileri cezaevınde ımal edilen en belırgın silahın şış. bankatlarda kullanılan en ağır malzemenin de masa ve sandalyeler olduğuna dikkat çek- tıler. Adalet Bakanı Sungurlu'nun, cezaevleri reform paketinde yer alan bu "ara foraıül" tartışılmaya devam ediyor. Tutuklu ve hüküm- lüyakınlan. Sungurlu'nun "3-4 Id- şilikoda" diye uygulamaya koydu- ğu modeli, "hücre sistemine dö- nüş" olarak yorumladılar. Sungur- lu ise bu modelin hücre sistemi ile uzaktan yakından bir ilgisinin ol- madığını savundu. Sungurlu, her fırsatta hücre sistemine karşı oldu- ğunu. aynca Türk insanının tek ki- şilik odalarda yaşamaya alışkın ol- madığını %urgularken, tutuklu ve hükümlü yakınlan, bu modele "ge- nişleuuniş hücre" de denebileceği- ni belirttıler. Mahkûm yakınlan, bu uygula- maya en kısa zamanda son veril- mesini, aksi halde yeni ölümler ve toplu katliamlann v aşanabileceği- nı kavdettiler. Adalet Bakanlığı yetkilileri ise bu modele "daralnl- nuş koğuş" demenin daha anJamlı olabileceğıni söylediler. Sungurlu'nun planladığı ve şu anda bırçok E tipı cezaevinde uy- gulamaya konulan modele göre, disıplın suçlulan tek kişilik hücre- ler yanında 3-4 kişilik hücrelerde kalacaklar. Tele\ izyon sevTetme, kitap oku- ma. sohbet etme ıçin ortak alanlar oluşturulacak. Ancak mahkûmlar. geri kalan zamanlannı genişletü- miş hücrelerde geçirecek. Bugün- kü uygulamada mahkûmlann 20- 25, hatta 50-60 kişilik koğuşlarda kaldığını anımsatan yetkililer. or- tak mekânın böyle olması halinde, içeri girip arama yapmanın zorlaş- tığını, üstelik bu tür düzenlemele- rin kaçış planı yapılması ve uygu- lanmasuıa imkân sağladığını ileri sürdüler. Yetkililer. kalabalık koğuş siste- minde. ıçeriye sempatızan olarak giren bir sıyasi suçlunun, bir süre sonra "mflton" olarak çıktığını be- lirttiler. ERDAL ATABEK Etiket mi? Işlev mi?.. ı Etiket mi önemlidir? işlev mi önemlidir? Kim olduğunuz mu önemlidir? Ne yaptığınız - mı önemlidir? 1 Bu sorular ve yanıtlan, günümüzde toplum- ların hangi uygarlık düzeyinde olduğunu anla- mak için iyi bir ölçüt oluşturuyor. " Azgelişmiş toplumların insanlan, birbirierin- ' den ne kadar üstün olduğunu belirtmeye çok.' önem verir. Bu nedenle de etiketleri, sahip ol- dukları yetkiler son derece önemlidir. Sürekli olarak bunlarla uğraşır, unvanlarını ve yetkile- » rini arttırmaya çalışır, hayatlarını bunlar için ça- lışmakla geçirir. Adının önüne koyduğu unvan- lar, masasının büyüklüğü, emrinde kaç kişiyi.. çalıştırdığı, azgelişmiş ülke insanı için yaşam- sal değerdedir. Ne işe yaradığından çok nele-" re sahip olduğu önemli olduğu için de bunları göstermeye can atar. Tüketici olarak taşıdığı' değer, üreticilik değerinin çok üstünde olduğu için bunları çevresine göstererek değer kazan-.' maya çalışır. Onun için de az gelişmiş ülke in-" sanı, gösteriş meraklısı, çevresini etiketiyle et-1 kilemeye çalışan, işlev yetersizliğini de dediko-' du ve entrikayla kapatmaya çalışan bir davra-.; nış kalıbı sergiler. \ Gelişmiş birtoplumun insanı ise başkalann- „ dan üstün olmaya gerek duymayan bir kendi- likdeğeri ileyetiştiği için, etiketiyle değil işeya-, rarlılığıyla var olmak ister. Onun için de etiket 9 peşinde, yetki peşinde koşmaz. Etiketler ve»"! yetkiler ona yaptıklan işlerden ötürü gelir. Onun., önem verdiği şey, kendini ve işe yararlılığını ge-'«. liştirmektir. Gelişkin bir insanı gelişmemiş birin-S den ayıran en önemli ölçüt, kendini geliştirmek"/ isteyip istememesi ile işe yararlılık düzeyini ge- \ liştirmek isteyip istememesidir. Başkalanndan'^ üstün olmaya değil, enerjisini başkalanyla bir- \ leştirmeye çalışır. Ekip çalışması yapabilir. Ara-' lanndaki ilişkiyi unvanları değil, kimin ne işe yaradığı belirler. Kendini tüketim kalıplanyla göstermeye hiç gereksinmesi yoktur, bunu yapmaz. Kendisini değil, yaptıklannı göster-'] mek ister. Bunu da methedilmek için değil, ya- -J raıiığıyla var olmak için ister. Nitelikli olduğu için de dedıkodu ve entrika ile ne uğraşır ne de bunlarla uğraşanları sever. Bu iki insan, bu iki toplum arasındaki fark nelerdir? Azgelişmiş insanların toplumunda verimlilik düşüktür, iş ve hizmetler kalitesizdir, üretimin yerini tüketim almıştır, insan ilişkilerini de kimin kimden üstün olduğunun kanıtlanması almış- tır. Buradaki insanlar mutsuzdur, ama neden mutsuz olduklannı bilmezler. Herkes her şey- ' den yakınır, ama çözümü başkasından bekler. Sonuçta bu ülkeler gelişemez ve gelişmiş ül- , kelere bağımlı çevre ülkeleri olurlar. • Gelişmiş insanlann ülkesi ise yüksek verim- lilikle çalışır. Yaptıklan her işin kalitesini art*p»^ maya uğraşııiar, insan ilişkileci birlikte çalışma-ai ya, birlikte yaşamaya yardım eder. insanlar'1 kendileriyle uğraşır, mutlu olmaya çalışırlar. > Kendilerini geliştirmeye önem verirler, yeni bil- • gileredinirler, yeni düşüncelergeliştirirler, bun- : ları başkalanyla paylaşmak isterler. Herkes kendi sorumluluğunun bilincindedir, kimse kendi işini başkasınayüklemeyeçalışmaz. So- nuçta bu ülkeler gelişir ve öteki ülkelerden her ' bakımdan farklı olur. Bugün insanlanmıza anlatmamız gereken en '; önemli konu budur. Bugün eğitime yerleştirmemiz gereken en önemli ilke budur. Bugün gençlere söylememiz gereken en önemli söz budur. Bugün çalışanlara anlatmamız gereken en : önemli gerçek budur. 1. Sizin için etiket mi önemlidir, işlev mi? 2. Sizin için başkalannı çekiştirmek mi önem- lidir, kendinizi geliştirmek mi? 3. Sizin için yetkilerinizi arttırmak mı önemli- . dir, işe yararlılık düzeyinizi arttırmak mı? Sorun budur, buradadır ve yapacağınız her şey insan gücünüzün kalitesi kadardır. Bunu anlamadan, bunu kabul etmeden ne bir toplum gelişir ne de o toplumun insanlan. Türkiye gelişiyor mu? Bunun yanıtı için eko- nomik ölçütlere bakarsanız yanılırsınız. Önce insanlarınıza bakacaksınız, insan gücünüzün - niteliklerine bakacaksınız. Eğer kaç milyon ol- • duğunuza bakarsanız gene yanılırsınız. "Tür-.; kiye gelişiyor mu" sorusunun doğru yanıtıyla \ ilgileniyorsanız; ^ - Çocuklannızın nasıl yetiştiğine bakacaksı- j nız, ^ - Gençlerinizin nelerle ilgilendiğine bakacak-' sınız, - Kadınlarınızın kendilerini nasıl gördüğüne l bakacaksınız, - Çalışanlann hayat hedeflerinin neler oldu- ğuna bakacaksınız. - Gelişip gelişmediğinizin doğru yanıtları i buralardadır. , DİNOZOR ALMAYI UNUTMAYIN!.. SADECE 50 BİN LİRA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle