03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 EYLUL 1997 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Tuncay Artun'un anısına ağaç dikimi H Ekonomi Servisi - Borsa Uzmanlan Derneği, geçen ay girdiği şeker komasından kurtulamayarak vefat eden Istanbul Menkul Kı>Tnetler Borsası(tMKB)Başkanı Tuncay Artun'un anısına, borsa bahçesine hatıra çınan dıkti. Törende konuşan Borsa Uzmanlan Derneği Başkam Nazmi Sankaya. "Burada diktiğımız çınarla Tuncay Artun'u ölümsüzleştiriyoruz" dedi. Yaşarbank'a Amerikalı yönetici • İZMİR (AA) - Yaşar Holdıng Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Yaşar, •'Yaşarbank'a Amerikalı ortak değil, profesyonel yönetici aldık" dedi. Yaşar, John Bernson'un banka yönetim kurulu başkan vekilliğine getirilmesinin nedeninın bankanın özellikle yurtdışı atılımlannın artınlmasına yönelik olduğunu söyledi. Yaşar Holding olarak sanayi üretimine ağırlık verdiklerini de belirten Yaşar. "Bankamız da bu kesime desteğını artıracak" diye konuştu. Emlakbank, projelerinden vazgeçmiyor • ANKARA(AA)- Emlak Bankası Genel Müdürü Sinan Solok, bankanın konut sektörüne daha fazla girmemesi görüşünde olduklannı, ancak başlanmış projelerin de durdurulmasının mümkün olmadığını söyledi. Konutlarda kara paranın aklandığı iddialannın gerçeği yansıtmadıgını belirten Solok aynca, "Dövize endeksli konut kredisı kullananlar hakkında bir düzenleme yapılacaksa, borcunu zamanında ödeyen 20 bin kişi de gözetilmek âürüfnufidadrr" dedi. Solok, TOKt'nin 1992 yılından bu yana. KEY Hesabı'ndan para istemediğini de kaydetti. ISB)AK uzmanlan İstanbul'da • Ekonomi Servisi - Islam Konferansı Teşkilatı (İKT), Daimi İşbirliği Komitesı'nin (ISEDAK), "Para, Finans ve Sermaye Hareketleri" konulu sektörel uzmanlar toplantısı dün İstanbul'da başladı. Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşar Yardımcısı Tımuçin Sanalan yaptıgı konuşmada. hedeflennin Yeni Eylem Planı'nın uygulanmaya geçirilmesıne yardımcı esaslan ele almak, gerekli şartlan oluşturmaya ılişkin prensıpleri belırlemek ve uygulama sürecını hızlandırmak olduğunu söyledi. Doguda 77 yatırım kredi bekliyop • GAZİANTEP (AA) - Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki 12 ilde 2 bin 627 kişinin istihdam edileceği 77 . yatınmın, işletme ve yatınm kredisi sağlanması halinde, ekonomiye ve istihdama önemli oranda katkı sağlayacağı bildirildi. , Türkiye Kalkınma ; Bankası'nın Doğu ve ; Güneydoğu Anadolu ; bölgelerinde yaptığı • çalışmaya göre. atıl '. durumdaki bu tesislerin ! 45*ı işletme. 32'si ise ; yatınm ve işletme olmak ; üzere, 1996 binm 1 fiyatlanyla 2 trilyon 314 • milyar 28 milyon lira krediye ihtiyaç duyuyor. Komili, Bajbakan Yılmaz'ı agırladı • Ekonomi Servisi - Başbakan Mesut Yılmaz, işadamı Halis Komili'nin evinde verdiği yemeğe katıldı. Komili'nin Kandillı'deki evinde venlenyemege. Başbakan Yılmaz ve eşinin yanı sıra • De\let Bakanlan Işın Çelebi \e Cavıt Kavak, Şişlı Belediye Başkanı Gülay Atığ ıle işadamı " Betil de katıldılar. Dünya otomotiv merkezi Almanya'dan Türkiye pazanna 680 oto yan sanayi firması girdi Yan sanayi çıkartnasıHAYRİYE MENGÜÇ General Motors, Fiat, Rena- ult, Toyota'nın üretim yaptığı, Hyundai, Honda, Kia. Daewoo gibi firmalann üretime hazırlan- dığı Türk otomotiv pazan. ya- bancı yan sanayi fırmalannı ha- rekete geçırdi. Özellikle Alman- ya'da. Türkiye'ye gelmeyen oto- motiv yan sanayicinin kalmadı- ğına dikkat çekılirken, bugüne kadar 680 firmanın Türk paza- nna girdiği belirtıliyor. Türkiye'nin 1996 yılı başında gümriik birliğine girmesinden sonra gelen Alman otomotiv yan sanayii şirket sayısının ise 100'den fazla olduğunu kaydeden yetki- liler. bu artışa neden olarak Tür- kiye'nin şu an yılda 700 bin araç kapasitesine sahip olmasını gös- teriyorlar. Bununla birlikte Al- manya'nın en büyük ticari araç üreticisi Mercedes Benz'in de 4- 5 yıl içinde fabrikasını Türki- ye'ye taşıma planlannın bu giri- şimlerde etken olduğu belirtili- yor. Diğer yandan ucuz işgücü imkânı ve GB ile birlikte Türki- ye'de üretilen sanayi ürünlerinin AB ürünüymüş gibi kabul edil- mesi avantajı da yabancı otomo- tiv yan sanayıcılennın Türki- ye'ye yönelmesinde önemli et- kenler arasında sayılıyor. Almanya'dabulunan ve şirket bünyesinde oluşturulan "Tur- key Desk" bölümüyle Alman • 2000'li yıllarda önemli bir otomobil üretim merkezi olacağı sinyallerini alan Avrupalı otomotiv yan sanayi üreticileri, Türkiye'ye a kın ediyor. Gümrük birliğinden bu yana 100 Alman yan sanayii firması Türk pazanna girdi. yatınmcılara danışmanlık yapan KPMG GmbH Baş Danışmanı Sina Afra, "GB'den sonra Al- manya'daki otomobil yan sana- yii şirketleri Türkiye'ye joğun bir şekilde giriş yaptı'' dedi. Bu şirketlerin tek amaclannı. "Tür- kiye'de ortak yatırımlara gi- ren Koreli, Japon ve Avrupalı iireticilere mal satabilmek" di- ye özetleyen Afra. bu yatınmla- nn Almanya'da sadece kendi şir- ketleri üzerinden olduğunu belirt- ti. Alman KPMG GmbH danış- manlık bölümünde pazarlama ve mali kontrolörlerin bulunduğu- nu söyleyen Afra "Şirketin 'Tur- key Desk' bölümünde 7 tane Türk çalışıyor ve Alman yatı- rımcıların Türkiye'ye yönlen- dirilmesinde yardımcı oluyor" diye konuştu. Adapazarı, Bursa, Torbalı'yı ûs seçtiler Sina Afra, Alman otomotiv yan sanayıcilerinın Türkiye'de kendilerine yatınm bölgesi ola- rak Adapazarı, Bursa, Torbalı bölgelerini seçtıklerini belirte- rek, şöyle konuştu: "Gümrük birliğinden sonra Almanva'nın en çok etkilendi- ği sektör otomobil yan sanayii oldu. Aynca Türkiye'nin elde ettiği İocal content" avantajıy- la burada üretilen mallar san- ki AB sanayi ürünüymüş gibi kabul edilmeye başlandı. Bu nedenle GB'yle birlikte pek çok yabancı yan sanayi fîrma- ları, Türkiye'ye geldiler. Önce ortak oldular, sonra şirket sa- tın alarak piyasaya girdiler. Al- manya'da neredeyse otomobil yan sanayiinde Türkiye'ye ge- İip yatırım yapmayan bir iki küçük şirket dışında başka şir- ket kalmadı. Yani bu durumun Türkiye açısından otomobil ve otomobil yan sanayii açısından ciddi bir gelişme olduğu söyle- nebilir." KPMG GmbH Başdanışmanı Sina Afra, şimdiye kadar Alman şirketlerin bu kadar yoğun Tür- kiye'ye geldiklerinin duyulma- masının nedenini ise şöyle açık- ladı: "Bu şirketler zaten Alman- ya'da orta çaplı şirketler sını- fına giriyor. Belki 300 milyon mark ciro yapıyor ama Alman- va'da 1 milvar markın altında Alman > an sanayicilerin diğer ülkelere örnek olması bekleniyor. ciro yaptığı için orta çaplı de- niliyor. Aynca bu şirketler za- ten Almanya'da kendilerini ka- muoyuna pek yansıtmayan şir- ketler." Alman otomotiv yan sanayici- lerinin Türkiye'ye yatınm konu- sunda diğer Avrupa ülkelerine ömek oluşturacagına da dikkat çeken Sina Afra. "Almama Tür- kiye'deki yatırımlarda her za- man öndedir. Kısa bir süre için- de Avusturya, Belçika ve Fran- sa'dan gelen yatırımcı sayısın- da da artış olacaktır" diye ko- nuştu. Avrupa'da yaşayan Türk işgücünün istihdamı Beyin Borsası açıldı Ekonomi Servisi - Batı Avrupa ülkelerin- de yaşayan yaklaşık 3 milyon Türkün yükse- köğrenim görmüş ikin- ci kuşağından 30 bin gence Türkiye"deki şir- ketler büyük ilgi göster- di. Batı Avrupa ülkele- rinde yaşayan Türk top- lumu ve özellikle ikinci kuşak gençliğıyle Türki- ye arasında bir köprü kurtnayı amaçlayan Av- rupa Türk Akademis- yenler Bırliği (EATA), Avrupa dakı dün Türkiye'de "tş ve Beyin Borsa- sı "nın üçüncüsünü gerçekleştirdi. İstanbul Sanayi Odası'nda düzenle- nen organizasyonla sigorta. makine. elektronik, otomotiv ve beyaz eşya gi- bi alanlarda 8 özel şirketin insan kay- naklan yöneticileri, Türkiye'de çalış- mak ve staj yapmak isteyen 75 öğren- cıyle ilişki kurdu. tş ve Beyin Borsası'na, uluslararası ticari ilişkileri olan Merce- des-Benz, Çukurova Holding. Azizler Holding, Türk Philips. Uzel Makine, Sistem Yapı tnşaat ve Ticaret, Arthur An- dersen. Delphi Packard Elektronik Sis- temleri, MAN Kamyon ve Otobüs ve Nordstern Imtaş Sigorta şirketleri katıl- dı. Türkler iş dünyasıvla buluştu. EATA Başkanı Hakan Uzun, 7 yıl ön- ce kurulan ve bugün Almanya, Ineilte- re, Hollanda, Belçika. Avusturya, Isviç- re ve Danımarka olmak üzere toplam 7 Batı Avrupa ülkesınde örgütlenen EA- TA'nın. Türkiye'nin Avrupa pazanna açılması içın önemli bir araç olduğunu belirtti. Türk şirketleri için Batı Avru- pa'da doğrnuş ve yükseköğrenim görmüş bu gençlerin, Avrupa ticari ortarru ve ça- lışma düzeni konusunda gerekli en iyi performansı gösterebileceklenni vur- gulayan Uzun. "Avrupa'da yabancı düşmanlığı >e Türkiye aleyhine geli- şen olavlarda yaptığımız kamuoyu ve lobi çalışmalarında da oldukça ba- şarılı oluyoruz" diye konuştu. işçi ucretlerine düşük zam verilmeye çalışılıyor Eşel-mobilde çıkmaz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - RE- FAHYOL hükümeti döneminde Türk-tş ta- rafından kabul edilen "eşelmobil" siste- minden \azgeçıleceğını açıklayan 55. hü- kümet, maliyet hesaplannt göstererek ışçı- lere düşük ücret zammı vermeye çalışıyor. Hükümet, 506 bin 708 ışçinın ücretlenne 6 aylık enflasyon oranında zam öngörülmesı durumunda, eşelmobil uygulamasından do- layı 346 trilyon lira fazla yük oluşacağını be- lirtmesine karşın. Türk-lş, gerçek maliyetın 76 trilyon lira olduğuna dikkat çekıyor. Ekonomik ve Sosyal Konsey'de oluşturu- lan altkomisyonda, Türk-îş ile hükümet ara- sında yürütülen çalışmalarda; 1 Ocak 1997 tarihinden ıtıbaren ımzalanan toplusözleşme gereği verilen ılk 6 aylık zam sonucunda ka- mu kesiminde ortalama brüt çıplak ücretın 68 milyon lira, gıyinik ücretın 119 milyon lira olduğu konusunda görüş birliği sağlan- dı. Işverenın ödediği prim payı da dahil ol- mak üzere işçilik malıyeti, brüt 143 milyon lira olarak hesaplanıyor. Türk-lş, birinci yıl ilk 6 aydan sonraki üç 6 aylık dönemde. 6 aylık enflasyonun ücretlere zam olarak yan- sıtılması önerisi üzennden yapılan hesapla- mada; 1997 ve 1998 yılı enflasyonunun yüz- de 85 düzeyınde kabul ediLmesi durumun- da. 304 trilyon liralık ek yük oluştuğunu sa- vunuyor. Hükümet ise 1998 enflasyonunu yüzde 66.3 kabul ederek maliyetin 346 tril- yon lira olduğunu belirtiyor. Türk-İş, 1998 yılında verilecek 1 milyon lıranın alım gü- cünün bugünkü değerini korumayacağına dikkat çekerek "Bugünkü Değer Analizi" hesabıyla 31 Ağustos 1997 tarihı ıtıbarıyla eşelmobılden vazgeçilmesınden dolayı olu- şacak ek yükün 211 trilyon lırada kaldığını belirledi. Bu hesaplamada ise 1998 yılı için belli olan 1997 yılınm 7 aylık döneminde enf- lasyon rakamlan. gen kalan aylar içın de 1996 yılındakı enflasyon değerlen esas alın- dı. Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral. Devlet Bakanı Işın Çelebi 'nin konfederas- yona yaptığı zıyarette. taleplerinin getirdi- ği yükün, Devlet Planlama Teşkilatf nın ma- liyet hesabında belirtildiğı gibi 346 tnlyon lira olmadığını vurguladı. Meral. gerçeİcte- kı 211 trilyon lıralık yükten 71 trilyon lira- lık SSK pnmi. 63 tnlyon liralık \ergı payı- nın çıkanlması durumunda, eşelmobilin kal- dınlmasmdan doğacak gerçek yükün 76 tnl- yon lira olduğunu bıldirdı. Devlet Bakanı Çelebi, gazetecilenn soru- lan üzerine, eşelmobil sisteminin enflasyo- nu körüklediğinı, bu nedenle yanlış olduğu- nu bıldiklerini, ancak yerine hangi sistemin konulacağmı tartışmayaçalıştıklannı söyle- di. Devlet Bakanı Çelebi. gazetecilerin so- rulannı net olarak yanıtlamaktan kaçınır- ken Meral. "Bakan olarak bazı konuları açıklayamıyorsunuz" diyerek Çelebı'yı eleştirdi. ÇIFTÇİ DOSTU / SADULLAH LSUMÎ Zeytinyağında Acımasız Sömürü TORBALI - Zeytinyağı it- halatının gündeme gelmesi ile beraber Ege Bölgesi'nde yükselen tansiyon, Işın Çele- bi'nin zeytinyağı ithalatı için hiç kimseye izin vermediğini açik- lamasına rağmen hâlâ düş- medi. Binlerce üretici, bölge- lerindeki Ziraat veTicaret oda- larına başvurarak gelişmele- ri dikkatle izlemeleri için uya- rıyorlar. Bu arada en küçük ihtimal karşısında Ankara'ya otobüslerle gitmeyi veya oto- yollarda protesto yürüyüşleri yapılmasını önerenler var... Onbinlerce zeytin ve zeytin- yağı üreticisinin en büyük tep- kisi, Yeni Yüzyıl gazetesi ya- zarı Deniz Gökçe'ye... Yeni Yüzyıl gazetesindeseri halin- de yazdığı yazılarla TARİŞ'i ve üreticileri suçlayan Deniz Gökçe'nin, gerçek dışı bilgi- lerle yazdığı yazıların, zeytin- yağında yeni soygun ve vur- gunlara yol açacağı ileri sürü- lüyor. TARİŞ'i 41 milyon kilo zey- tinyağı satın aldığı için suçla- ması oldukça komik... Zira TARlŞ'in kuruluş amacı, üre- ticilerin haklarını, tüccar ve sanayiciye karşı korumak. EğerTARIŞ piyasaya girmez- se, tüccar ve sanayici arala- rında anlaşıyor ve üreticinin elindeki zeytinyağını düşük fi- yatlarla topluyor. Bu tür bir soygunu önlemenin tek yolu TARÎŞ'in belli birfıyatla mal al- ması... TARİŞ'İ bu amaçla 41 milyon kilo zeytinyağı aldığı için eleştirmek haksızlıktır. Ak- sine, değeri ile mal aldığı için tebrik etmek gerekir. Eğer 41 milyon kilo zeytinyağı almak içın piyasalara girmeseydi, üretici bu yıl değil ağaçlarına bakmak, aç kalırdı... TARİŞ'İ 41 milyon kilo zey- tinyağı aldığı için eleşti- renler kim olursa olsun haksızlık içindedir. 280 bin lira fiyat son derece isabetlidir. Gelişmelerden de ne kadar isabetli oldu- ğu ortaya çıkmıştır. Çün- kü 280 bin lira ilan edil- diği zaman, dünya piya- salarında da zeytinyağı 270 bin ile 300 bin lira arasındaydı. Hattadış pi- yasalan takip edenler çok iyı hatırlayacaklardır. O günlerde fiyatlarda artış eğilimi bile vardı. TARİŞ de bu gelişmeleri dikka- te alarak fiyat ilan etmiş- ti. Ayrıca diğer ürünlerde olduğu gibi, zeytinyağının maliyeti deyüksekti. Ya- pılan hesaplara göre bir kilo zeytinyağının mali- yeti 250 bin liranın üs- tündeydi. Zeytinyağına 280 bin liranın altında fi- du. Yüzbinlerce üretici borç- larını ödeyemezdi. TARİŞ 280 bin lira fiyat ver- mesine rağmen elinde yeter- li para olmadığı için 41 milyon kilodan fazla mal alamadı. Bu- nu fırsat bilen tüccar ve sana- yici, zeytinyağı alım fiyatları- nı düşürdü. TARİŞ'e mal ve- remeyen üreticiler de ellerin- deki zeytinyağlarını 150 bin liraya satmak zorunda kaldı... işte... TARlŞ'in gücünün bit- tiği yerde tam bir soygun ve vurgun yaşandı... TARİŞ'in bu yıl bir tek ha- talı uygulaması olmuştur. Sa- tın aldığı ürünlerin bedelleri- ni peşin olarak ödeyememiş- tir. Bunun da sorumlusu TA- RİŞ değildir. TARİŞ'in kaynak- larını kasıtlı olarak kurutan ve : ^eytinyag, üreticisine devlet desteği zeytinyağından desteği çe- ken hükümetlerdir. Üstelik TA- RİŞ buna rağmen bazı güç- lükleri yenmeyi başarmıştır. TARİŞ'e vurulacak her darbe, zeytinyağı üreticilerinin baş- larına indirilecek balyozdan farksızdır. Insana ve insan hak- lanna saygısı olan, sömürücü- ye karış olan, güçsüzü koru- yan herkes TARİŞ'İ savunmak zorundadır. Üreticiye 280 bin lirayı çok görenlerın dünyadakı uygu- lamalardan ve piyasalardan haberleri yok. Bu belki fazla ayıp değil. Ama dünyadaki zeytinyağı politikalanrıdan bil- gileri olduğu haldeTARİŞ'in fi- yat polıtikasını eleştirenlere söylenecek sözler çok ağır olmalıdır. Türk zeytinyağı üreti- cisi devletten bir tek ku- ruş destek almadığı hal- de Italya, Ispanya ve Yu- nanistan'daki üretici ton oaşına karşılıksız 1900 dolar destek almaktadır. Türk zeytinyağı üretici- sine 280 bin lirayı çok görenler iyi bilmelidir ki Italyan, ispanyol ve Yu- nanlı zeytinyağı üretici- sinin bir kilo zeytinyağı- nın karşılığında eline ge- çen destek, Türk para- sı ile 300 bin liraya ya- kındır. Zeytinyağını da 300 bin liraya satarsa bir kilo zeytinyağı karşılığın- da sağladığı para 600 bin lirayı bulur. Buyıl tüccar ve sana- yici zeytinyağını üretici- mizin elinden ortalama 180 bin ile 200 bin lira- dan topladı. Ama önü- müzdeki yıl hepimiz çok iyi bilmeliyiz ki Türk hal- kı, bu zeytinyağlannın ki- losunu 700 ile 800 bin liradan aşağı yiyemeyecektir. Fiyatlar belki de bir milyona dayana- caktır. Halbuki devlet ve hü- kümetler TARİŞ'İ biraz des- teklese, piyasalarda etkinli- ğini sağlayacak önlemler alın- sa, Türk halkı zeytinyağını 500 bin liranın altında yiyebilecek- tir. Bu nedenlerle TARİŞ'İ yok etmeye çalışmak, hem üreti- cilerimizi hem de dar gelirli halkımızı sıkıntıya sokar. Bu- na karşılık büyük holdinglere de açıktan triiyonlar kazandı- rır. Bu türtartışmalarda insan- larımızın dikkatinden kaçan önemli noktalar var. 12 Eylul kuşları veÖzal hayranları, ne zaman tarım ürünlerine üç ku- ruş zam yapılsa nasırlarına basılmış gibi kıyameti kopa- rıyorlar. Buna karşılık beyaz eşya, traktör, otomobil, güb- re, mazot ve yedek parça gi- bi sanayi ürünlerine zam üs- tüne zam yapıldığı zaman ise seslerini bile çıkaramazlar. Ağızlarını bile açamazlar... Hatta maliyetlerin yükselme- sini mazeret olarak göster- meye çalışırlar. Zeytinyağına TARlŞ'in ver- diği 280 bin lirayı çok gören- lere hatıriatalım. Zeytinyağına 1979 yılında verilen taban fi- yat 165 lira idi. 18 yılda artış 1.690 kat... 1979 yılında güb- re fiyatları ise 110 kuruştu. Şimdi tam 45 bin lira... 18yıl- daki artış 40 bin kat. Traktör- deki artış tam 12 bin kat... Mazottaki artış tam 9 bin kat... 1979 yılında üretici bir kilo zeytinyağı sattığı zaman 150 kilo gübre alabiliyordu. Şim- di bir kilo zeytinyağı ıle ancak 7 veya 8 kilo gübre alabili- yor... Demek kı zeytinyağı üre- ticisinin kilo başına kaybı 144 kilo... Eğer zeytinyağı fiyatları güb- re oranında artmış olsaydı, bugün bir kilo zeytinyağı fi- yatının 5 milyon liralara kadar çıkması gerekirdi. Demek ki 17 yıldan beri zeytinyağı üretici- sinin kilo başına kaybı 4 mil- yon liranın üstündedir. Bu rakamları 17 yıla göre üretirsek, tarım kesiminden sanayi ve ticaret kesimine ak- tarılan para üç-beş katrilyon lirayı geçer... Dünyanın diğer ülkelerin- deki zeytinyağı üreticileri zen- ginleşirken, Türk üreticisi bu nedenle fakirleşmiştir. Bu kadar acımasız bir sömurü dünyanın hıçbir ül- kesınde yoktur...H İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Bir Bardak Şarabın... "Misafirlerine rengârenk şarap ikram etmeyipek severler. Yeniköy'de misafirkalıp da nefis Yeniköy şarabını içmeyen ve Yeniköy halk türkülerini din- lemeyen yoktur.." Ahmet Korkut, Edirne yöresi- ni tanıtan kitabında, Edirne Uzunköprü yolu üze- rindeki Yeniköy için böyle diyor. Geçen yıl eski DİSK Genel Başkanı Kemal Ne- bioğlu ile birlikte Uzunköprü'de katıldığımız bir açı- koturumdan sonra, el konulmuş olarak Yeniköy'de konuk edilmiş. şarabını içmekten öte, ellerimizde birer şişe özel şarap, köy ekmeği ve pirinç torba- ları ile uğurlanmıştık. Bir kahvenin kırk yıl hatırı olduğuna göre, 29-31 Ağustos tarihleri arasında yapılan Yeniköy 2. Kül- tür ve Yayla Şenliği için, şenlik ağası (köylüler öy- le kızdırıyor ama şiddetle reddedip sadece düzen- leme komıtesi temsilcisi olduğunu söylüyor) Ga- lip Gökçe'nin çağrısına "hayır" dıyebilır mıydim? Çevre sorunları üzerine söyleşiyi, duyarlı, aydın yöre insanlarının kültür etkınliklerinde bir önceliği olarak algılamıştım. Yıllar sürecek bir büyük kam- panyanın ilk önemli etkinlikleri içinde olduğumu orada öğrendim. Çevre Bakanı Imren Aykut ge- tirtilmiş, Ergene kıyısına yapılan yürüyüşe katıla- rak suyun kirliliği gösterilmışti. Çok uzun emek ve çalışmanın ürünü özel giysileri ıle gençler, hatta ço- cuklar, pankartlan, sanat gösterileri ile kampan- yanın gönüllüleri olmuşlardı. Yeşılin içinde simsiyah akan Ergene kıyısından Yeniköy'e dönerken gençlerin arasında bındiğim traktör yük taşıyıcısında, ortaöğrenim çağındaki genç kızların haftalarca Ergene ovası hattı üzerin- deki köyleri dolaşarak onbinlerce ımza topladık- larını öğrendim. Yorgun, ama sonuç almaktan, ses getirebilmekten çok mutlu, onurluydular. Yeniköylü çevrecilerin dertlerinin ne olduğunu, onbinlerin imzasını taşıyan metinden bırkaç cüm- lelık alıntı ıle vermeye çalışalım: "80'liyıllardan sonra artan ve günümüzde en üst boyutlarda gözlenen Ergene nehri kirliliği sorunu için somut önlemler alınmadığını ve başta Çevre Bakanlığı olmak üzere ilgilı bakanlıklann bu konu- da gerekli adımlan atmadığını görmekteyiz. Ergene nehri, tanmsalaçtdan Trakya'nın can da- mandır. 281 km uzunluğuyla 36210 hektarlık top- rak parçasında etkilidir. Nehir suyundaki pek çok kimyasal madde toprakta büyük tahribatyapmak- tadır. Yıllardır nehirde balık yaşayamamaktadır. Kısa sürede sulanan topraklarda verim düşmüş- tür ve nitelikli tanm alanlan yok olmak üzeredir. Kir- lilikzengin sualtı rezervleri üzennde de eîkilı olmak- tadır. Trakya'nın can damarı kopuyor." Yeniköy Kültür ve Yayla Şenlikleri Kutlama Ko- mitesi üyeleri şimdiden onbinlerı aşmış imza kam- panyası ötesinde, Ergene'nın kirliliğine ilişkın ha- zırlanmış çeşitli bılimsel raporları elimetutuşturu- yorlar. Geçmişi olsa "cehalet" mazeret olabilir. Trakya; özellikle 80'li yıllar sonrası, hem de sözde en mo- dem teknoloji ile ama en sorumsuz sanayileşen, oysa tanmda Türkiye'nin gözbebeği, en venmli top- rakları... Ergene nehrinın ölen balıkları sadece bir simge. Üretici köylü, sulama tarım bölgesinde hız- la verimi düşen ürününün yakın bir gelecekte yok olması derdinde. Asıl görünmeyeni; gerek yöre insanının gerek- se Türkiye'ye dağılan ürünün kimyasal atıklı su- larla sulanmasından gelen sağlığımızın, canımızın tehdit altında olması. Başta kanser, sağlığımızın olumsuz etkilenmesine ilişkin, insanın değeri ol- mayan ülkemizde yapılmış araştırma mı var ki? Şarabı, konukseverliği, türküleri, aydınları, ay- dınlığı sevmeleri ile tanınan Yeniköylüler Çevre Bakanı Imren Aykut'tan kesin önlem alınacağı ko- nusunda söz aldılar. Sevindiler, ama güvence say- madılar. Büyük paralarla, büyük yatırımlar yapıp servetlerine servet katan firmaların yönetıcılerini yakından tanıyor, bu konudaki duyarsızlıklarını, direnişlerini çok iyi biliyorlar. Türkiye'nin en bereketli tarım topraklarının acı- masızca, bu kadar kısa bir zamanda hoyratça kır- letilmesine karşı girişimlerde, hep aynı ınsanlık dı- şı mazeretle karşı karşıya kalmışlar: Çevrecileri kapılarından kovan işveren ya da vekilı yönetici- ler hep çevreyi kirletmeyecek arıtma tesıslerınin yüksek maliyetlerinden dem vurmuşlar. Avrupa'ya açılan kapıda, en modern teknoloji, en ucuz işçilikle, ihracatadönük üretim yapan. hıç- birinin kapısından sendika sokulmamış, asgari ücreti bile çok görüp kaçak göçmen işçi ağırlığı- nı seçmiş, kâra doymayan bir sanayi kültüründe, çevre kirleniyor. tarım ölüyor, insanların yaşamı tehdit altında kalıyonmuş.. kimin umurunda? Devlet yasalara, hukuka, insan haklarına, ahla- ka, vicdana.. her şeye aykırı bu arsız doymazlığa seyirci. Ancak Ergene'nın kara, kokulu suyu ile yüz yüze gelen Çevre Bakanı, "Gereken önlemler alı- nacak, yaptınmlar uygulanacaktır" diye söz vere- biliyor. Trakya'da; ilk somut öncü eylemleri, Yeniköylü- lerin duyurabildıği bir büyük hareket başlıyor. Ye- niköy'de söyleşi sırasında, Köy-Koop'un bir çağ- rısı elıme tutuşturuluyor. 5 Eylül cuma günü saat 14.00'te Lüleburgaz Karamusul köyünde Ergene kıyısında bir büyük mitingde buluşulacak. "Ergene Ovası Ergene Çölü olmadan bir şeyler yapalım" çağrısı. bu ülkede yaşayan herkes için geçerli. Özellikle çevre sorunları üzerinde duyar- lı olduklarına ınananlara duyurulur. Kalite Günleri devam ediyor Ekonomi Servisi - Türkiye Sanayici ve Işadamlan Derneği (TÜSİAD) ile Kalite Demeği'nin (Kal-Der) Türkiye'de toplam kalite yönetimı felsefesinın ve ka- lite bilincinin genış kitlelere yaygınlaştınlması ama- cıyla 24 Haziran'da gerçekleştirdiği Denizlı ziyareti- nin ardından, 13 Eylül'de Trabzon'u ziyaret edecek. Sa- nayiinin hızlı geliştiği illerin tercih edildığı gezi prog- ramı, "Anadolu Kalite Günleri" başlığı altında 23 Eylül'de Adana'ya, 6 Ekim'de ise Diyarbakır'a yapı- lacak. Ziyaretlerde toplam kalite yönetimi kavramı ve önümüzdeki vıl KOBİ'lere yönelik verilecek TÜSt- AD-Kal-Der KOBİ Kalite Ödülü detaylı bir şekilde an- latılacak. Toplantılarda TÜSİAD Teknoloji ve Kalite Yönetimi Komisyonu Başkanı Lütfi Yenel. Kalite Der- neği Başkanı Dr. Yılmaz Argüden ılegidilenilinSIAD ya da Sanayı Odası başkanı açılış konuşmalannı yapacak. A>nca Kalite Ödülü'ne baş\xıran kuruluşlardan katılan kalite uzmanlan şırketlenndeki toplam kalite yönetimi uygulamalannı örneklerle anlatacaklar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle