25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç • Genel Yayın Koondınatörü Hikmet Çetinkaya # Yazuşlen Müdürlen: tbrahim Yıldız - DİDÇ Tayaoç 0 Sorumlu Müdür: Fikret tikiz • Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara • Göreel Yönetmen: Fikret Eser Dış Haberter Şinasi Danışoğlu • îsühbarat. Cengiz YUdınm • Kültür Handan Şenköken • Spor Abdûlkadir Yücefanan • Ekonomı Seda Oğuz • Makaleler Sami Karaoren • Düzettme- AbduDah Yaaa#Fotoğraf Erdoğan Köseogju •Bıla-Bclge: Edibe Buğra • Yurt Haberlen. Mehmet Faraç Yayın Kımılu: İDıan Sdçak(Başkan), Orhan Erinç, Oktay Knrtböke, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, ErgunBala.Din<;Tay»nç, tbrahim Yıldız, Orhan BursaİL, Mustafı Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisı: Mustafa Balbay Ataturk Bulvan No: 125,Kat4,Bakanhklar-AnkaraTeL4195G20(7hat), Faks: 4195027 • tzmır Temsılcisi: Serdar Kızık, H. Zıya Blv. 1352 S. 2/3 Tel:4411220, Faks: 4419117» Adana Temsücia:Çe«mYige!ioğhı,în6nüCd 119S No:lKatl, Tel: 363 12 ll.Faks: 363 12 15 Müessese Müdürû Cstün Akmen A Koordmatör Ahmrt Korulsan # Muhasebe: Büfcnt VoiCT»ldarc: Hnseyn Gfirer • Işletme- Önder Çeük • Bılgı- lşlem Nafl tnal • Bilgısayar Sistem Mörövet Çiter • SaOş: Fazilet Kuza MEDYA C: • Yönetım Kunılu Başkaıu - Genel Müdür Gfllbin Erduran 0 Koordınator Reha Işıtman # Genel Müdür Yardımcısı. Mine Akdag Tel 514 07 53 - 51395 80-5138460-61, Faks. 5138463 y y M \e Basan: Yenı Guo Haber Ajansı, Basın ve Yayıncılık A Ş Tûrkocağı Cad 39/41 Cağaloglu 34334 tst PK 246 lslanbul Tel (0/212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0212)513 85 95 12EYLÜL1997 Imsak: 5.06 Güneş: 6.34 Öğle: 13.08 Ücindi: 16.39 Akşam: 19.27 Yatsı: 20.50 Kadın ve kedinin benzerliği • İstanbul Haber Senisi - Cats Tekstil fırmasının 1998 sonbahar-kış modası katalog çekimleri önceki gün Ogün Işık Fotoğraf'ta gerçekleştirildı. Çekimler, kadın ve kedilenn benzerliği üzerine kuruldu. Çekimlerde. mankenfer kedi kılıgına gırdiler, kedilere özgü hareketlerle gösterilerini tamamladılar. Gazeteci Muhasipoğlu oldu • İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesı ve basın şeref kartı sahibi gazeteci Fuat Muhasipoğlu yaşamını yıtırdi. Muhasipoğlu'nun cenazesi, bugün Karacahmet Mescit Camisi'nden ahnarak Küçükyalı MezarlığVnda toprağa verilecek. Muhasipoğlu'nun Türkiye Sağlık Rehberi, Türkiye Almanağı. Çanakkale Zaferi ve Erzurum Klavuzu adlı kitaplan da bulunuyor. Paparazzilere karşı lazer • Çeviri Servisi - Paparazzilerden kurtulmak için lazer ışınlı yeni bir cihaz geliştirildi. Alxzka adında küçük bir Amerikan şirketinin geliştirdiği cihaz, yaydığı lazer ışınlanyla çekilen fotoğraflan bozuyor. Eagle Eye (Kartal Gözü) adı verilen cihazın basit modelleri 70 dolara (12 milyon lira), daha gelişmiş modelleri 400 dolara (68 milyon lira) satışa çıkacak. Cihazı Prenses Diana'nın Paris'te geçirdiği kazadan önce geliştirdüderini söyleyen şirket yetkilileri, kazanın cihazın satış şansını arttırdığına dikkat çektiler. Aydın Tolan toprağa verildi • tSTANBUL(AA)- Geçirdiği kalp krizi sonucu önceki gün ölen ve "Bir Demet Tiyatro" adlı televizyon dizisindeki "Laz Bakkal" tiplemesiyle izleyicilerin beğenisini kazanan Aydın Tolan, Yakacık Mezarlığı'nda toprağa verildi. Tolan için Beşiktaş Kültür Merkezi'nde bir tören de düzenlendi. Gelecek baharın jeanlan • İstanbul Haber Servisi - Mustang Jeans. 1998 ilkbahar-yaz koleksiyonunu önceki akşam Polat Renaissance Oteli'nde düzenlenen bir geceyle tanıttı. Defilenin koreografısini Yavuz Özdel yaptı. Gece, tstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin Başbalerini Sibel Sürer ve Başbaleti Oktay Keresteciler'in Batı Yakasının Hikâyesi adlı müzikali ile renklendi. Defilede ince kumaştan ûretilmişjean ürünleri büyük ilgi gördü. Promosyon D7 fuarı • İstanbul Haber Servisi - îrterteks tarafından tüzenlenen 5. İstanbul Lluslararası Profesyonel Pomosyon Ürünleri, Hediyelik Eşya ve Tanıtım Nfalzemeleri Fuan (PROMOSYON '97), Hilton Oteli Sergi Sırayı'nda bugün aalıyor. Erdoğan'ın onay verdiği Piyalepaşa'daki yeni iş alanlan, 3. köprüye 'ekspres yol'la bağlanıyor 3. köprii 6 gökdelenler yohı'nda• ENKA'nın hazırladığı 3. köprü projesi, Dalan'ın Beşiktaş-Samatya (BE-SA) kent içi otoyol planımn da omurgası. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan bu planın odağını oluşturan "Piyalepaşa iş merkezlerine" onay vererek yeni gökdelen parsellerinin 3. köprü dayatmasına da öncülük ediyor. OKTAY EKtNCİ Yüksek Planlama Kurulu'nca (YPK.) onaylanan 3. köprü projesinin eski Belediye Başkanı Bedrettin Da- lan dönemine ait "gökdelen ve kent içi otoyol planlannda" öngörülen köprü olduğu kesinlik kazandı. NurettİD Sözen döneminde durdu- ralan, ancak "bu yıl" yeniden günde- me getirilerek Recep Tayyip Erdoğan tarafindan da uygun görülen 1987'den kalma "Kasımpaşa Pianlan", Zincir- likuyu-Maslak aksı dışında Istan- bul'un ikıncı büyük "gökdetenler sem- ti" olarak Dolapdere-Pnalepaşa böl- gesini belirliyor. Bu gökdelenlere Anadoiu yakasın- dan "rahat ve hıdı bir otomobfl ula- şnnını" sağlarmk için yine Dalan'ın öngördüğü 3. köprü projesi ise Erdo- ğan'ın onayladığı Kasımpaşa planla- 3. Köprü'de Piyalepaşa İş Merkezi ve "BE-SA" otoyol bağlantısı KAĞfTHANS. Piyalepaşa gökdelen parselleri bölgesi Daları'ın 1987'deplanladığı BE-SA (Beşiktaş-i Kent s;! otoyol projesi, Ptyatepaşa'da hedefienen yeni gökdetertlere hizmet eden bir 3. köprüyte de bûtünteşiyoırju. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan bu pianın "Piyalepaşa İş Alamnı" davreye sokunca, BE-SA'rtın Kasımpaşa-Haydarpaşa kanadı ve 3. Köprü 10 yil sonra yeniden gürtdeme gekti. B u g ü n 1 0 . 3 0 ' d a b a ş l a y a c a k Brifing düzenleniyor İstanbul Haber Servisi - TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ile înşaat Mühendısleri Odası İstanbul Şubesi, basına, kamuoyuna ve duyarlı çevrelere; "3. köprü dayatması ve gerçekler* konulu brifing verecek, fonım düzenleyecek. Tank Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde bugün gerçekleştirilecek brifing saat 10.30'da başlayacak. Brifing sonrası bir de forum düzenlenecek. Kamuoyuna açık olarak uzmanlar tarafından verilecek brifingde, "Karayolcu ulasun politikasının açmazı ve köprüler". "Llaşunda sorun. arabalan taşunak mı; insanlan taşunak mı?". "OtoyoDar, köprüler, viyadükler. ce\re yoüan ve trafik katfiamı". "Neden demiryohı tüp gecişini savunuyoruz", "YPK'nin 3. köprü karanndaki bilimseL teknik ve hukuksal açmadar". U 3. köprii ve rayfa tüp geçisin bflimsel \erilerte ta>aslanması", "YPK projeandcki hayali önerikr" konulannda basına, kamuoyuna ve duyarlı çevrelere bilgi aktanlacak. Konuyla ilgili odalardan yapılan ortak açıklamada, fstanbul'u seven ve korumak isteyen tüm sivil, gönüllü, demokratik kuruluşlan, kamu kurumu temsilcilerini, duyarlı yurttaşlan ve basın- yayın organlannın haberci ve yorumculannın verilecek brifinge davetli olduğu belirtildi. nyla birlikte şimdi yine "aynı gerek- çeyle" gündeme getiriliyor. YPK'ye sunulan ve kâpağında EN- KA şirketince "damşmanhkhizmeti" olarak hazırlandığı notu bulunan "Ni- san 1997" tarihli 3. köprü projesinin adı da "Haydarpaşa-PryaJepaşa oto- yolu" şeklinde tanımlanıyor. Birinci köprünün 600 metre güne- yinde kurularak "tünel- viyadük-tü- nel" sistemleriyle otomobilleri Yü- dız Sarayı sutlanndan "doğnıdan Pi- yalepaşa'ya" ulaştıracak bir "eksp- resyol" biçiminde tasarlanan proje- nin açıklama raporunda ise şu "iti- raflar" yer alıyor: "Kentin 1987'de yaptmlan ulaşun etüdü ııygııbnamamgtır. Bu raporda işlenen konu olarak 3. çevre yolu Bo- ğaz geçişi ön etüdü ve teldifi, 8 Şubat 1988'de ENKA-Cleveland ortakhğın- ca belediyeye verümiştir-."' "BE-SA" planlan ~ Dalan'ın 1988'de ENKA'ya yap- brdığı bu projede, Piyalepaşa'da plan- lan an gökdelenlere Yeşflyurt-Ataköy bölgesınden gelecek otomobilleri ulaş- tırmak için de "Samatva-Kasunpaşa kent içi otoyolu" tasarlanmıştı. Yedikule-Yenikapı sahil yoluyla bağlanülı olan bu otoyol, Samatya'da SuricTne girerek Fındıkzade ve Fatih tepelerini "tüneflerle" geçip, Haliç'ten yeni bir köprüyle Kasımpaşa-Piyale- paşa'ya ulaşacaktı. BöyleceBoğaz'akurulacak3.köp- rüden gelen Yıldız-Dolapdere otoyo- luyla da birleşerek, projenin ulaşun omurgasını oluşturan BE-SA (Beşik- taş-Samatya) ekpres yolu tamamlana- caktı... Şimdi ise yine ENKA'nın bu kez "damşman" olarak yeniden düzen- lediği 3. boğaz köprüsü ve otoyol pro- jesinde Piyalepaşa'ya öngörülen gök- delenlere, sadece Beşiktaş yönünden- ulaşımı sağlayan bir riız yolu tasarlan- mış. BE-SA'nın Kasımpaşa-Samat- ya bağlantisı ise hukuken arûk olanak- sız. Çünkü, "tarihi yarunada>ı tahrip eden'' ve suriçini otomobillere daha fazla çiğneten bu plan, Mimarlar Oda- a'nın 1990'da açtığı dava sonucımda 1995'te iptal edilmişti. Erdoğan'ın çıkmaa îşte bütün bu gelişmeler, Recep Tayyip Erdoğan'ın son aylarda öner- diği "rayta tüp geçitten karayolıuıu da geçirme" fıkrinin kaynağını da orta- ya çıkanyor. Büyükşehir Belediyesi'nin yayım- ladığı istanbul Bütteni'nde çizim ve resimlerle de savunulan "karma tüp geçiş", ENKA'nın 3. köprüyle kur- duğu Haydarpaşa- Piyalepaşa otoyol bağlanüsıru yine Haydarpaşa'dan baş- latarak "Suriçiw Haİiç üztTİndcn" sağ- lamayı hedefliyor. Böylece, gökdelen planlannı onay- layarak "Kasımpaşa'ya vefasızlık eden" Erdoğan, bu planlann dayatma- sıyla Boğaziçi'nden yeni bir otomo- bil geçişine çözüm ararken yıllann demiryolu tüpgeçişini de bozarak pro- jeyi "çözümsüziüğe" sürüklüyor. Böylesi bir müdahale ise 3. kara- yolu köprüsüne demiryolu ekleyerek kamuoyu desteğini almaya çalışan gökdelen ve otomobil lobilerine, pro- jelerini "seçenek" şeklinde sunma olanağı sağlıyor... Bakalım Türkiye'yi ve İstanbul'u yönetenler, bütün bu oyunlar yerine bilimin ve ülke çıkarlannın öngördü- ğü demiryolu tüp geçişi "ödünsüz" sa- vunma uygarlığını ne zaman göstere- cekler... Prof. Dr. Gerçek, 3. köprü ile ilgili görüşlerin analitik çalışmalara dayanmadığını belirtti 'En uygun çözüm, tüp demiryolugeçişV İstanbul Haber Servisi - İstanbul Ulaşun Ana Planı Çalışması Proje Yöneticisi ve İTÜ İnşaat Fakültesi Anabilim Dalı Öğre- tim Üyesi Prof. Dr. HalukGerçek, son gûn- lerde İstanbul ulaşımı ve Boğaz geçişlerine ilişkin olarak ortaya atılan iddialann sayıla- ra ve analitik çalışmalara dayanmayan gö- rüşler olduğunu belirtti. Prof. Haluk Gerçek, İTÜ ile İstanbul Bü- yükşehir Belediyesi arasında imzalanmış bir protokole göre İTL "nün, "İstanbul Bflyflk- şehir Ulaşun Ana Planı" çalışması yaptığı- nı belirtti. Gerçek, doğuda Kocaeli sınırla- n içindeki Gebze ile baüda Çatalca'yı da içi- ne alan yaklaşık 155 bin hektarlık bir alanı kapsayan planla ilgili olarak "Bu alan 209 trafik ve planlama bölgesine bölünüyor" de- di. Kendilerinin ve belediyenin ayn ayn yap- tığı anketlerde İstanbul halkının ulaşunla il- gili düşüncelerini saptamaya çalışnklannı söyleyen Haluk Gerçek, İstanbul'un 2 yaka- • Prof. Dr. Haluk Gerçek, Istanbul'da günlük toplam yolculuklann yüzde 11.3'ünün Boğaz'ın iki yakası arasında gerçekleştiğini kaydetti. Gerçek, bunlann yüzde 34'ünün özel araçlarla, yüzde 6'smın servis araçlanyla, yüzde 60'ırun ise toplu taşıma araçlan ile yapıldığını söyledi. sı arasında günde ortalama 1.1 milyon yol- culuğun yapıldığını, Istanbul'da günlük top- lam yolculuklann yüzde 11.3'ünün Boğaz'ın 2 yakası arasında gerçekleştiğini kaydetti. Bunlann yüzde 34'ünün özel araçlarla, yüz- de 6'sının servis araçlanyla, yüzde 6O'ı ise toplu taşıma araçlan ile yapıldığını belirten Prof. Haluk Gerçek, diğer verileri şöyle sı- raladı: "YoJcuhıklann yüzde lTsivapurlarve de- niz motorlan. yüzde 43'ü ise karayolu toplu taşıma araçlan ik yapıbyor. Ozel araçlann günlük yolculuklardaki payı İstanbul gene- linde yüzde 285 iken Boğ^zgeçişk'rindeyüz- de 34 oluyor. 1997 Ağustos ayında Boğaziçi Köprüsü'nden günde ortalama 175 bin araç, Fatih Sultan MehmetKöprüsü'nden ise 130 bin araç geçmiştir. Bu araçlann, Boğaziçi Köprüsü'nde yiizde87'sL Fatih Köprüsü'nde ise yüzde 6O'ı özel otomobildir. 2 köprü üze- rinde toplam araç trafiğinin 4'te 3'ünü oluş- turan özel araçlar, yokuhiklann ancak3*te l'ini taşımaktaduf 2010 yıhnda İstanbul nüfusunun 16.6 mil- yona çıkmasımn tahmin edildiğini anımsa- tan Haluk Gerçek, 2010'da Boğaz'ı geçen günlük yolculuklann günde 2.4 milyon ola- cağını ileri sürdü. Gerçek şöyle dedi: u Bu kadar yolculuğun. kentin 2 yakası arasında taşmabiimesi için yüksek kapasite- U bir demiryolu sisteınine ihtivaç v-ardır.3. Bo- ğaz köprüsünün yapdması durumunda, mev- cut köprüier üzerindeki araç trafiğinin bir miktar a7aldıgı. ancak bu köprünün her iki yakada bağlanacağı \ollar üzerindeki araç trafiğinde ise önemli arüşlann ortaya çıka- cağıgörülmüştür.3. köprünün ortasında ya- pdması tasarlanan ravlı sistemin, kentin As- y% yakasındaki banliyö hatüna ve Avrupa >akasındaki metro harüna bağlanulan tek- nik olarak cözülmemiştir. Öngörülen ara is- tasyonlann hat üzerindeki yerieri ve bu is- tasyonlara erişme sbrunlan etüt edihnemiş- tir. İstanbul ölçeğindeki bir metropolde ufat- şunuı, toplu taşıma sistemierine öncelik ve- ren bir politikaile planlanması zorunludur." Gelecekte İstanbul'da beklenen yolculuk taleplerinin, ancak yüksek kapasiteli bir ray- lı sistemle karşılanabileceğini vurgulayan Prof. Gerçek. "Bu sistem mevcut ve planla diğer raylı sistem haüan ile birleşen bir tüp demiryolu geçişi ile sağlanabilir" diye ko- nuştu. „ BAKAB YAZAG — e-posta : tan @ prizma.net. tr Talay, fotoğrafla sigaralığın alınması için talimat verdi Atatürk fotoğrafi müzayedede SOYLEŞİ ATT LA LHAN ÖZGENACAR ANKARA - Tanhın cilvesine Kültür Bakanı İstemihan Talay da kanştı! Talay, müzayedeye çıkanlan Atatürk'ün Ingiliz Kralı Sekizinci Edmud'a imzaladığı fotoğrafi ile gümüş sigaralığın (tabaka) alınması konusunda New York Başkonsolosu Fuat Tanla'ya talimat gönderdiğinde olayın ardındaki şu gerçekleri bilmiyordu. Olaylan daha iyi algılayabilmek için isterseniz öyküyü kronolojik sıraya göre anlatalım: Ingiltere'de eski "GaDer Prensi", 21 Ocak 1936'da Sekizinci Edward olarak tahta çıkıp faal oldu. Bir süre sonra Amerikah dul bayan VValüs VV'arfield Simpson ile tanıştı. Âşık oldu. Ingiliz kraliyet ve kilise kurallanna göre bir kral, bir dulla evlenemezdi. "Sevdiğim kadın uğrunda" gerekçesiyle 10 Aralık 1936'da tahtını tacını bu^kıp sevgilisiyle evlendi. Paris'te bir maliİcâne satuı alıp oraya Windsor dük ve düşesi olarak yerleştiler. Çift, 1936'da bir yatla Adriyatik'ten Istanbul'a yola çıkn. 6-8 Eylül'de Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün konuğu oldular. Atatürk, krala 21x27.2 cm. boyutundaki bir gümüş çerçeve içinde imzab fotoğrannı verdi. Çerçevede "KA." rumuzu altınla işlenmişti. Imzasının üzerine kendi eliyle şu sözleri de yazmıştı: "BüyukveSayın Dostum Majeste Kral VTIl'inci Edward'a sevgi ve saygüanmla 6/K/1936 K. Atatürk." Atatürk, bir deri kutu içindeki resminin yanı sıra krala bir de ufak armağan verdi. Bu, altın kaplamalı üzerinde geometrik desenler bulunan bir gümüş sigaralık (tabaka) idi. 8.3 cm. genişliğindeki bu tabaka üzerinde Kemal Atatürk imzası kazmmıştı ve 4 Eylül 1936 tarihi okunuyordu. Aradan yıllar geçti, malikâneyi ve içindekileri bir zengin kişi satın aldı. Bu kişi malikânedeki 4 bin kadar eşyayı New York'ta Sotheby's'te müzayedeye çıkarma karan aldı. Bunlar arasında Atatürk imzalı bu iki parça da yer alıyor. Aradan 33 yıl geçtı. 1 Temmuz 1969'da bgıliz hükümetinin konuğu olarak gittiğim Cardiff'te kraliçenin büyük oğlu (veliaht) Charies "Galler Prensi" olarak taç giydi. 1981 'de Galler Prensi bir "Sindirella Öyküsü" ile evlendi. Prensin gözü; Sindirella'dan, "Halkm prensesi Lady Diana"dan başkasuu göriiyordu. Tarih tekerrür etmiş, ikinci kez bir başka Galler prensi ve kral adayı "evfi" sonradan "dul" olan kendinden yaşh bir bayana âşık olmuştu. Prens Charies ve Lady Diana boşandılar. Bu kez dul Galler Prensesi Diana (36) - üstelik Ingiliz vatandaşı ohnayan bir Muslümana, Mısırlı Dodi Al-Fayed'e (41) âşık olmuştu. Birlikte Paris'e gittiler. Birlikte Paris'te öldüler. Az önce, Sekizinci Edward'ın ya da Windsor dükü ve düşesinin Paris'teki malikânesını zengin bir kişinin satın aldığına ve bu kişinin aralannda Atatürk imzalı bu iki parçayı da müzayedeye çıkardığına değinmiştim. Adını şimdi açıklayabilirim. Bu kişi, Londra'da ünlü Harrods Mağazası'nın sabibidir. Paris'teki ünlü Ritz Oteli'nin sahibidir. Peki kim bu zengin? Dodi'nin babası Mısırh zengin Muhamed Al-Fayed'den başkası değil. Windsor düşesinin 1986'da ölümünden sonra malikâne içindekilerle birlikte Pasteur Enstitüsü'ne bağışlanmıştı. Baba Al Fayed bu vakıftan burasını anahtar teslimi satın almış. bir yıl sonra da düşesin mücevherlerini rekorlar kıran bir müzayedede satmıştı. Kültür Bakanı Talay'ın Ne* York Başkonsolosu Tanla'ya verdiği talimatla satın alınmasını istediği portrenin tahmini değeri 200-400 dolar (yaklaşık 35-70 milyon lira) ve sigaralık (tabaka) ise 350-700 milyon lira. Ancak, bundan önceki çeşitli ulusal ve uluslararası açık arttırmalarda "Türk hükümeti resmen" boy gösterdiği için'müzayedeciler, adamlanna fiyatı pompalatmışlardı. Daha ucuza alınacak eserler astronomik bedellere malolmuştu Türk vergi mükelleflerine. Bu kez böyle bir hatanın işlenmemesi için, herkesin uyguladığı bir yöntemle, "araa" kullanılacağı sanılıyor. Şu ana kadar Türk hükümetinin bu alıma katılacağını bilmeyen pek çok Türk koleksiyoncu da gerçekten "çok ucuz" bu iki parçayı ele geçirmek için kıran kırana bir mücadeleye hazırlanıyor. Bakalım maddi değeri küçük manevi değeri büyük bu iki parçayı kim ya da kimler kaça alacak? Doğrusu yannki oturumda Türkler arasındaki bu kapışma izlenmeye değer. 'Vahşi Liberalliğe' Dönüş!... /~\ zgürlüğün hası diye 'Sistem'in 'dayattığı' ide- V»/ oloji, überallik; überalliğin ülkeJere 'dayattı- ğı' ise, 'devletin kûçülmesi'; hele işi gezegen öl- çüsünde ele alırsanız, 'Ulusal Devlet' gidiş geliş, Uluslararası Sermaye'nin, 'hasm-ı bîamanı' olu- yor: Her şey, bu arada, 'Sosyal Güvenlik' de ye- rini 'özel Sektör'e bırakacak ki, 'Rekabet Yasası' işlesin! Peki, işliyor mu? Bu soruyu sorar sormaz, göz- lerimin önünde, Miss Higgins: iri, parmaklan ke- mikli erkek elleri, siyah tayyörü, omzundâki ezelî ve ebedî kepek döküntüsü ile! İM somut örnekl... Ingittere, savaş sonrasındaki Işçi Partisi (Labo- ur Party) yönetimlerince, 'sosyal devlet'e doğ- ru götürülmüştü; Muhafazakâr 'DemirLeydi'Thatc- her bu düzeni darmadağın etti; zamanla, 'Sosyal Sigorta' da bu dağınıklıktan nasibini almış, birkaç yıl öncesine kadar 'Özel Sigorta 'ya, epeyce rağ- bet de olmuş! Britanya Sigortacılar Birliği, 1990'larda 'özel hastalık sigorta yaptıranların sa- yısının yedi milyona dayandığını' açıklamıştı, gel gör ki, Philip Stephens iki çok önemli gelişme- nin altını, ciddiyetle çiziyor; dediğine bakılırsa: "...1/ Özel Sigorta yaptıranlann sayısında, bir milyonluk bir azalma olmuştur; kötümser- lere göre, önümüzdeki yıllarda üç milyon kişi- nin daha kontratlannı fethetmesi beklenmek- tedir..." "...2/ sonuçta bir bürokrasi olmasına rağ- men, vergi mükeltefleri tarafından finanse edi- len Ulusal Sağlık Sigortası (National Health Service) özel sigortalann primleri yükseltme- si karşısında, daha saygın bir yere sahiptir..." Kısacası, kamuyaait 'Ulusal Sosyal Sigorta', 'özel Sigorta'ya tercih ediliyor, çünkü: "...çok sayıda şirket, örneğin gazetecileri sigorta etmemek- tedir; bu halkı parçalara ayırma ya da bölme, kısa sürede her türdeki (özel) sigortaya yayıl- ma eğilimindedin sonuçta sigorta dışı kalma, prim artışlan, sigortalanması imkânsız konu- larla ilgili riskler artmaktadır." Hepsi bu mu? Hayır:"... aynı yönde başka ka- nrtlar da var. İş pazannın esnekliği rekabet için yararlıdır da, iş güvenliği için yararlı değildir; ayrıca, iki iş kontratı arasındaki işsizlik döne- mini kapsayan bir sigorta öneren şirketler, hem çok enderdir, hem de çok pahalı (...). Bir araştrmada, devletin kısmen terkettiği üç sos- yal güvenlik alanında (taşınmazlar üzerine borç, uzun süren maluliyet, uzun süreli yeter- siziik) skjortalı olabilmek için, 45 yaşında ve ev- li bir adam, her yıl özel sigortaya 200 milyon lira ödemek zorundadır; orta gelirti bir insan için, bu önemli bir paradır; bu koşullar attında bile çok sayıda sigortalı, sınırlı bir güvenlikten yararlanabilmekte, bazılan ise bütünüyle gü- venlik dışı kalmaktadır." (The Financial Times, 27Nisan1997). Bunlar 'liberal' bir gazetede verilen örnekler! Hemen anlaşılıyor ki 'özelSigorta'y\ para kazan- maktan başka bir şey 'ırgalamıyor', kazanç kapı- sı görmediği insanı, mesleği ya da kesimi, gözü- nü kırpmadan kaderiyle baş başa bırakıyor; 'Ozel- leştirme', 'Sosyal Güvenlik' alanında da, 'vahşi liberaliik' döneminin 'orman kanununa' dönüşü ifa- de ediyor 'Zengin ve güçlü olan yaşar, gerisine boş verl' 'Olmayacak şey 1 , oidu Içtel... abian sosyalisti' Miss Higgins, güldü mü, iri beygirdişleri meydanaçıkardı, o kalorifersı- cağı kış akşamı, Odeon'daki otel odasında; siyah tayyörünün omzundâki ezeli ve ebedi kepekleri, arada eliyle silkeleyerek, demişti ki: "-... uluslararası kapitalist 'Sistem', vahşi li- beralliğin, gezegenin yansında anti/emperya- list kurruluş savaşlannı, diğer yansında sos- yalist/komünist ihtilalleri ayaklandırdığını gö- rünce, 'uysallaşmış', istemeye istemeye 'sos- yal devlet' kuralına başeğmişti, vaziyete hâkim olduğu an, halka verdiği her ta'vizi, insafsızca geri alacakbıi" O yıllarda (50'li yıllann başı) söylediği, ne kadar da 'o/mayaca/cgey'gibi görünmekteydi; oysayüz- yılın sonunda, Uçüncü Dünya'ya fitne sokulma- sı, Sosyalist Blok'un dağıtılması, 'Sistem'in 'vah- şi liberalliğe dönüşü 'nden başka neyi ifade eder ki? YDD, yâni 'Özelleştirme' ve 'Küreselleşme' eski 'emperyal' kapitalizmin, yeni uygulaması, bu uygulamanın, payımıza düşen bir kısmı da, Dün- ya Bankası ve IMF'in yeni koalisyona 'sosyal gü- venlik ve sağlık' alanında 'reforma' gitmek şartıy- la, beş milyar dolartık destek vaadi! Yeni 'lâik' ve 'alafranga' koalisyon, nedense, fazlaca 'yumuşak başlı' görünüyor, oysa Was- hington'a, 'Vahşi überalliğin' aynen geçen yüz- yılda olduğu gibi, gezegenin her yerinde 'nur- topu ihtilâllere' sebep olacağını, söyleyemez miydi? Aynı sebepler, şartlar degişmiş de olsa, sarmalın bir üst kademesinde, aynı sonuçları doğurur: diyalektiğin bir yasası da bu! http-y/ www. prizma.net tr/ AILHAN http7/www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle